21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 HAZİRAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakan Ali Babacan, AB Genel Sekreterliği’nin laiklik hassasiyetini yorumladı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Laiklik ‘işgüzarlık’ oldu MAHMUT GÜRER Düğüm Çözülmez... Başbakan Erdoğan, bir türlü vazgeçmiyor öne sürdüğü savlardan... Danıştay’a yönelik alçakça saldırıdan sonra Bakan Mehmet Ali Şahin’in ‘‘Sürpriz gelişmeler olabilir’’ sözlerine destek veriyor: ‘‘Yargı bu işin üstüne kapsamlı bir şekilde gitmelidir...’’ Bence de!.. Başbakan devam ediyor: ‘‘Fotoğraflar ortada, bağlantıları da ortada...’’ Oysa durum ortada... Emekli subay Muzaffer Tekin, savcılık sorgusundan sonra salıverildi... Bakıyorum Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’dan farklı düşünüyor Başbakan... Oyun tutmadı bozuldu... Sonunda Cumhuriyet’e ve Danıştay’a yapılan saldırılar ‘‘derin devlet’’ten çıkıp ‘‘çete işi’’ne bağlandı... Çete üyeleri kimse onlar dışarıda... İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ‘‘çete işi’’ demiyor, ama Başbakan çok açık konuşuyor: ‘‘Fotoğraflar ortada, bağlantıları da ortada...’’ Fotoğraflara bakıyorum... Muzaffer Tekin, İbrahim Şahin ve Veli Küçük... Vatan’dan Sedat Pişirici, Muzaffer Tekin’in arkadaşı olan Zekeriya Öztürk’le konuşmuş... Öztürk yüzbaşıyken 2001 yılında istifa etmiş. Hiçbir siyasi partiye üye değil. Öztürk şöyle konuşuyor: ‘‘Olayın bizimle ilişkilendirilmesi bizimle doğrudan bağlantılı değil. Ama Danıştay saldırısının öncesine, Şemdinli’ye bakmak lazım. Birileri bizim üzerimizden Şemdinli’nin intikamını almak istemiş olabilir. Bu arada Ankara Terörle Mücadele’ye çok teşekkür ederim. Siyasi yapının hatasını onların tecrübesi düzeltti...’’ ??? Zekeriya Öztürk, Muzaffer Tekin’le birlikte gözaltına alınmıştı... Tüm bu konuşmaları ve açıklamaları üst üste koyunca Başbakan Erdoğan’ın ‘‘Fotoğraflar ortada, bağlantılar da ortada’’ saptaması geliyor aklıma... Neden bu saptamayı Başbakan yapıyor da, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı yapmıyor? Soruşturma Ankara Terörle Mücadele’de yapılmadı mı? Başbakan’ın açıklamasına bakarsak Muzaffer Tekin ve Zekeriya Öztürk, katil zanlısı Alparslan Arslan’la bağlantılı. O zaman Tekin ve Öztürk, Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nce yeterince sorgulanmamış ya da kayırılmış... Yani bağlantının üstü örtülmüş... Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 2001 yılında istifa eden Öztürk, Sedat Pişirici’ye ‘‘Alparslan Arslan nitelikli bir terörist’’ diyor. Yanındakilerin ise niteliksiz olduğunu söylüyor. Sedat, Öztürk’e soruyor: ‘‘Siyasi olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?’’ Öztürk: ‘‘Kemalizm ideoloji olsaydı, ki ben öyle olduğunu düşünüyorum... O ideolojinin partisine üye olurdum...’’ Bu açıklamadan yola çıkarsak emekli asker CHP’ye sempatiyle bakıyor... KKK (Koma Komalên Kürdistan) Yürütme Kurulu Konseyi Başkanı çete reisi Murat Karayılan, Cumhuriyet ve Danıştay saldırısına nasıl bakıyor? Aynen şöyle: ‘‘Olay birçok boyutuyla açığa çıkmış bulunmaktadır. Ancak olaya bulaşanların üzerine gidileceği beklenilmemelidir. Olayın aydınlatılması konusunda daha fazla ileriye gidemezler. Olayda püf noktası durumunda olan Muzaffer Tekin’in salıverilmesi bunu göstermektedir. Henüz Türkiye’de derin devletin üzerine gidilecek bir zemin ve güç açığa çıkmış değildir.’’ Karayılan’ın sözleri kimlerin açıklamalarıyla örtüşüyor? Şaşırmamak elde değil!.. Ortada faili meçhul bir cinayet yok, katil zanlısı yakalandı... Neden fazla konuşturulmadı, niçin apar topar cezaevine gönderildi? Silahı kimden almıştı, o kişi neden bulunmadı? Benim de ‘‘komplo teorim’’ bu!.. ??? AKP iktidarı yargı kararlarını önemsemiyor. ‘‘Sıkmabaş’’taki yargı kararlarını çiğniyor, Bergama’daki altın madeni hakkında yargının verdiği kararları uygulamıyor... Biliyor musunuz dört yaşındaki Hanife Oral, dedesi Muharrem Oral’la birlikte trafik terörüne kurban gittiler... Eşme’de ‘‘siyanürlü altına’’ karşı eylem yapmıştı küçük Hanife... Elimde bir fotoğraf, Hanife eylemde. Gömleğinin önünde şu yazılı: ‘‘Ben geleceğin altınıyım!’’ Baydemir’den savunma ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkında 2 gün arayla iki dava açılan DTP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, ‘‘Çamur at izi kalsın. Tek kelimeyle hedef bu’’ dedi. Yargının siyasete alet olmaması gerektiğini vurgulayan Baydemir, ‘‘İnandığımız değerleri, inançları savunmasa belediye başkanlığı olsa ne yazar olmasa ne yazar. Bir kez daha alnım açık, tıpkı yüreğim gibi. Bu bir karalamadır. Bana bir mesaj veriliyor; adımını denk at’’ diye konuştu. ANKARA Başmüzakereci Ali Babacan’ın açıklamalarının tersine, ‘‘Türk eğitim sistemi laiktir’’ ifadesinin Müzakere Pozisyon Belgesi’ne eklenebilmesi için Bakanlar Kurulu onayı alınmasına gerek olmadığı ortaya çıktı. Öneriyi yapan Avrupa Birliği Genel Sekreterliği bürokratlarını ‘‘işgüzarlıkla’’ suçlayan Babacan ise sürecin tamamlandığını söyledi. Babacan’ın, laiklikle ilgili ifadenin pozisyon belgesine eklenmesi durumunda yeniden bakanların onayının gerekeceğini söylediği bu durumun da süreci uzatacağını dile getirdiği belirtilmişti. Ancak konuya ilişkin bilgi veren üst düzey bir diplomat, belgenin Babacan’ın açıklamalarının tersine Bakanlar Kurulu’nda onaylanmasının gerek ? Bürokratların AB Müzakere Pozisyon Belgesi’ne “Eğitim sistemi laiktir” ifadesini koyma girişimini engelleyen ve bu istemde bulunanları “işgüzarlıkla” suçlayan Babacan, sürecin tamamlandığını söyledi. Babacan’ın “Değişiklik yapılırsa tekrar Bakanlar Kurulu’nun onayı gerekir” açıklamasının doğru olmadığı belirtildi. mediğini söyledi. Yetkili, belgenin müzakere heyetince tartışılmasının ardından sadece Reform İzleme Grubu’nda görevli bakanlar tarafından sözlü olarak onaylanması gerektiğini kaydetti. Belgeye ilişkin olarak Bakanlar Kurulu’nda sadece bir sunum yapıldığını anlatan diplomat, bakanlardan da ‘‘sözlü onay’’ alındığına vurgu yaptı. Diplomat, ‘‘Bu tür belgeler imza gerektirmez. Sadece belli kurumlar tarafından hazırlanır. Türkiye’de de bunun yeri AB Genel Sekreterliği’dir. Bakanlar Kurulu sadece ‘şifahen’, ‘olur’ verir’’ değerlendirmesini yaptı. Babacan dün gazetecilerin soruları üzerine, belgenin tüm kurumların mutabakatıyla hazırlandığını savundu. Bu çalışmaların her aşamasında, ilgili tüm kurumların konsensüsüne önem verdiklerini belirten Babacan, ‘‘Arkadaşlara hep şunu söyledik; ‘Bu çalışmalar herhangi bir kişinin, kurumun çalışmaları değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışmalarıdır’ dedik’’ dedi. Belgenin şimdiye kadar çok sayıda kuruluşun görüşüne açıldığını bildiren Babacan, buna karşı yazılı görüşler geldiğini; ayrıca, sivil toplum kuruluşlarıyla toplantı yapılarak yazılı görüşlerinin alındığını söyledi. Son olarak, AB Genel Sekreterliği tarafından ilgili kurumlar davet edilerek, tüm kurumların üzerinde mutabık kaldığı tek bir dokümanın ortaya çıktığına işaret eden Babacan, bunun, 17 Mayıs’ta ilgili bakanlara gönderildiğini ve onlarla da mutabakat sağladıklarını ifade etti. ‘İşgüzar bürokrat’ Komisyona belge teslim edilme aşamasında, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nden biriki kişinin ‘‘Şöyle bir cümle eklesek’’ diye önerisi olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi: ‘‘Bütün kurumlar arasında mutabakat sağlanmış, iş bitmiş ve bakan arkadaşlarımızın hepsinin onayı alınmış. Bu, kısa bir süreç de değil, en az 23 haftalık bir süreç... Böyle bir dokümanda, böy le bir cümlenin sonradan eklenmesinin süreci uzatacağı... En az 1 hafta10 gün daha ertelenecek. Biliyorsunuz, 12 Haziran’da Ortaklık Konseyi var, Hükümetlerarası Konferans var. Bir taraftan takvim hızlı işliyor. Dolayısıyla, ‘Bu cümleye, şu aşamada gerek yoktur’ dedik. Zaten Türkiye Cumhuriyeti devletinin niteliklerini herkes gayet iyi biliyor. Anayasada, milli eğitimle ilgili yasalarda yazılı; bizim bu çalışmalarla ilgili dokümanlarda bu yasalara atıflar var. Açıkçası, bu haberin gündeme gelmesi, hatta hatta böyle bir cümlenin son anda gündeme gelmesi, artık adına işgüzarlık mı dersiniz, yok bazılarına şirin görünme mi dersiniz; biz de çok anlam veremedik. Fakat konu, bizim açımızdan kapanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Müzakere Pozisyon Belgesi AB’ye teslim edilmiştir.’’ Fidan davası ertelendi ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) PKK muhalifi Hikmet Fidan’ın öldürülmesine ilişkin dava dün Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklardan Fırat Karahan, Veysi Akgönül ve tutuksuz sanık Mustafa Kemal Ok katılırken, tutuksuz sanık Zeki Peker gelmedi. Mahkeme heyeti bir önceki duruşmada sanıklardan Fırat Karahan’ın Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden cezai ehliyetinin olup olmadığının araştırılması amacıyla istenen raporun gelmediğinin anlaşılması üzerine oturumu erteledi. BABACAN’A TEPKİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART CHP: Halka şikâyet edeceğiz ? “Eğitim laiktir” ifadesinin AB metninden çıkartılmasına tepki gösteren Anadol, “Laiklik ifadesi konulmazsa hükümeti ‘antilaik’ cephenin temsilcisi ilan ederiz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Ali Babacan’ın AB Pozisyon Belgesi’nden ‘‘Türk eğitim sistemi laiktir’’ ifadesini çıkarttırmasına muhalefetten tepki geldi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, bu ifadenin yeniden metne eklenilmesi gerektiğine işaret ederek ‘‘Aksi takdirde kendilerini antilaik cephenin hükümetteki temsilcisi olarak ilan ederiz’’ dedi. Anadol parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, başmüzakereci ve Devlet Bakanı Ali Babacan’ın, pozisyon belgesinden ‘‘eğitimin laik olduğu’’ ifadesinin çıkarılmasını ‘‘Bakanların tek tek onayını almak gerekiyor, bu da süreci geciktirir’’ gibi gerekçelerle savunduğuna dikkat çekti. Bu gerekçelerin geçersiz olduğunu kaydeden Anadol, ‘‘Bakanlar boş kâğıda imza atıyorlar. Çoğu kararnameden haberleri bile olmuyor. Şimdi bu ifadenin metne girmesi için bakanların onayını almak o kadar mı zor’’ dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partili belediyelere yönelik dini yayınlar konusunda bir ‘‘yasak listesi’’ hazırlattığına dikkat çeken Anadol, ‘‘Acaba bu menfur Danıştay saldırısı olmasaydı, AKP hükümetinin bataklıkta yarattığı terör çiçekleri olmasaydı böyle bir yasak dizisi gelecek miydi’’ dedi. AKP’nin laiklik konusunda tam bir takıyye içinde olduğunu belirten Anadol, ‘‘Başbakan beldiyelere yasak listesi koyacağına Ali Babacan’ı çağırsın, pozisyon belgesini düzelttirsin’’ dedi. CHP Denizli Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Mustafa Gazalcı da AKP’nin, laiklik ilkesini ve onun doğal sonucu olan öğretim birliği ve bilimselliği yanlış politikalarıyla büyük ölçüde bozduğuna dikkat çekti. Erdoğan, AKP’li belediyelere “O gömleği bir daha giymeyin” uyarısında bulundu. Davada tutuklu çocuk kalmadı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da 4 PKK’linin cenazesinin ardından başlayan ve günler süren olaylara karıştıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan tutuklu 15 çocuk daha tahliye oldu. Böylelikle bu davayla ilgili tutuklu çocuk kalmadı. Avukat Cengiz Analay, çocukların gözaltında işkence gördüğünü savunarak ‘‘Bu olayın sanığı değil mağdurudur’’ dedi. [email protected] TBMM Başkanı, laikliğe tarif gerektiğini söyledi ABD’nin önerisine destek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, ABD’nin İran ile şartlı görüşme önerisine destek verdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’nin, sorunun diplomatik yollardan çözüme kavuşturulması amacına yönelik olarak uluslararası toplumun sürdürmekte olduğu çabalara bugüne kadar elinden gelen desteği verdiğine dikkat çekildi. Açıklamada, ‘‘İran’ın diğer ilgili taraflarla birlikte, bu fırsatı iyi değerlendirmesini ümit ediyoruz’’ denildi. Gazete, 9. Cumhurbaşkanı’nı Hitler’e benzetmişti Demirel, Vakit’e tazminat davası açtı ANKARA (Cumhurisında da hakaret fiilini yet Bürosu) 9. Cumhuroluşturan görüşler başkanı Süleyman Demiolduğu kaydedildi. rel, ‘‘başörtüsü’’ konuDemirel’in ‘‘başörtüsundaki açıklamalarını sü’’ konusundaki açıklaçarptırarak haber ve kömalarının anımsatıldığı şe yazılarında kullandığı dilekçede, dava konusu gerekçesiyle, Anadolu’da yazı ve haberlerde HitVakit gazetesi ve yazarı ler benzetmesi ve ‘‘TaHasan Karakaya hakkınkıyyenin babası’’ gibi da 25 bin YTL’lik manehakaret içerikli ifadeler vi tazminat davası açtı. kullanıldığı belirtildi. Demirel’in avukatı Dava dilekçesinde, DeTayfun Bülbül tarafından Süleyman Demirel. mirel’in devlet adamı dün Ankara 7. Asliye Huniteliğiyle Türkiye’ye kuk Mahkemesi’nde Anadolu’da hizmet etmiş bir kişi olduğu, bu neVakit gazetesi ve Karakaya hakkın denle eleştirilebilir veya övülebilir da tazminat davası açıldı. Davanın yanları bulunduğu, ancak davaya dilekçesinde, gazetede 2 Mayıs 2006 konu yazı ve haberlerle eleştiri sıtarihinde, ‘‘İki elimiz yakanda’’ sür nırları aşılarak kişisel kin ve husumanşetiyle verilen haberde, Demi met duygusunun dışa vurulduğu rel’in kişilik haklarına yönelik ger aktarıldı. çek dışı ve onur kırıcı ifadelere yer Davalıların eylemlerini kendi siverildiği belirtildi. Haberde, ‘‘40 yıl yasal düşünceleri kapsamında Desana oy vermiş biz başı örtülülere mirel’i karalamak ve kişilik haklaşimdi kalkmış ‘Arabistan’a gidin’ di rına saldırıda bulunmak kastı altınyorsun. Bu ülkeden gidecek biri var da bilerek ve isteyerek yaptıklarısa o da kökü dışarıda mahfillere üye nın ileri sürüldüğü dilekçede, Anaolan Morrison Süleyman’dır’’ şek dolu’da Vakit gazetesi ve köşe yalindeki ifadelere yer verildiğine işa zarı Hasan Karakaya’nın 25 bin ret edildi. Aynı gazetede köşe ya YTL manevi tazminatla cezalanzarlığı yapan Karakaya’nın yazı dırılmaları istendi. Arınç: Anayasada laiklik tarifi yok konusudur. Başka hiçANKARA (Cumhuribir yasada laiklik ilkesi yet Bürosu) TBMM Baştarif edilmemiştir.’’ kanı Bülent Arınç, anayasada ‘‘laiklik’’ ilkesinin Arınç, laiklik ilkesinin bulunduğunu, ancak tarif Türkiye koşullarında naedilmediğini belirterek sıl uygulanması, nasıl an‘‘Laiklik ilkesine ‘evet’ dilaşılması gerektiği, laikyoruz, ama bu ilke nasıl yolik ilkesinin içinin nasıl rumlanacak?’’ dedi. doldurulması gerektiği Arınç, Türkiye’de inansorusu yönelttiğini becıyla birlikte özgür yaşalirterek ‘‘Ben laiklik ilmak istediğini söyledi. kesine karşı olmadığımı söylerken sen beni ‘laikArınç, özel bir televizyon kanalında gündemliğe karşı muhtıra verBülent Arınç. deki konulara ilişkin somekle’ sorumlu tutuyorruları yanıtladı. 23 Nisan konuş sun. Ben, ‘laiklik ilkesini kaldıramasındaki sadece laiklik konusunu lım’ diye bir teklifte bulunmuyorum. birkaç kişinin tartıştığını ileri süren Aklımı kaçırmadım’’ dedi. Arınç, şu görüşleri dile getirdi: Sosyal yaşamın bir cezaevi hali‘‘Söylediğimiz tek şey şudur: Ana ne gelmemesi gerektiğini belirten yasanın 2. maddesinde demokra Arınç, anayasaya bağlı olduğunu, bu tik, laik, sosyal bir hukuk devleti ülkede inancıyla birlikte özgürce olarak tanımlanan Türkiye Cumhu yaşamak istediğini söyledi. Arınç, riyeti’nin bu niteliklerine benim de Danıştay’a düzenlenen saldırıda yakimsenin de bir itirazı yok. Anaya şamını yitiren 2. Daire üyesi Mussanın 3. maddesi, bu ilkenin değiş tafa Yücel Özbilgin’in cenazesine katirilmesini ve kaldırılmasını yasak tılmaktan son anda vazgeçtiğini lıyor. Doğru olan da bu. Laiklik il söyledi. Cumhurbaşkanı Ahmet kesine ‘evet’ diyoruz ama burada ko Necdet Sezer’e kızgın olmadığını, nuştuğumuz konu, bu ilke nasıl yo bazı olaylar nedeniyle üzüldüğünü rumlanacak? Anayasada laiklik ta belirten Arınç, ‘‘Cumhurbaşkarif edilmemiştir. Laiklik ilkesi söz nı’na saygısızlık yapmam’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘Arınç siyaseti yozlaştırıyor’ ? İstanbul Haber Servisi BM Türk Derneği Başkanı Rahmi Kumaş, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın yasama kurumuna iç tüzük değişikliği önerisinin siyaseti yozlaştırıcı nitelikte olduğunu belirtti. Kumaş, ‘‘Başkanın görev süresi anayasada belirlenmiştir. Anayasa ile beliren durum iç tüzükle ortadan kaldırılamaz. Bugünkü tutumuyla Meclis kendinden önceki 21 Meclis’ten farklı bir çizgi izleyerek Cumhuriyetin dokusunu zedelemektedir’’ dedi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle