27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 HAZİRAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA ÖSS / REHBERLİK Sınav sizi az da olsa heyecanlandırmıyorsa ‘yeterince motive olamamışsınız’ demektir 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kaygının azı yararlı Ö SS yaklaşırken üniversite adaylarını korkutan konulardan biri de ‘‘sınav kaygısı’’. Ancak uzmanlar, kaygının azının zararı olmadığı gibi başarı için gerekli olduğunu vurguluyorlar. INAV KAYGISI YAŞIYOR MUSUNUZ? ? Sınav sırasında aşırı heyecanlanıp bildiğiniz ve çok iyi çalışmış olduğunuz halde, sınav heyecanı yüzünden başarısız oluyorsanız, ? Sınav sırasında midenizde, karın bölgenizde gerilme ya da rahatsızlık oluyorsa, soğuk terleme ve baş ağrıları çekiyor, sınavdan bir önceki gece uyuyamıyorsanız, ? Sınav sırasında zihninizin donduğunu, bulanıklaştığını ve tam olarak düşünemediğinizi hissediyorsanız, ? Sınav sırasında, daha önce öğrenmiş olduğunuz ve hatırladığınız şeyleri hatırlayamıyorsanız, ? Sınavlarda soruları fazlaca analiz edip, karmaşık ve zor gibi görüyorsanız ama aslında basit olan yanıtları kaçırıyorsanız, ? Sınavda, dikkatsizlik yüzünden çok sayıda hata yapıyorsanız, ? Hiç beklemediğiniz halde bir sınav sonrasında çok kötü not aldıysanız, ? Çok fazla ve dikkatli çalıştığınız halde sınavlardan kötü not alıyor ve bu sebeple bir öğrenci olarak kendinize güveninizi kaybedip başarısız hissediyorsanız, ? Sınav zamanları size kâbus gibi geliyorsa. Yukarıda yazılanlardan birçoğuna evet diyorsanız sınav kaygısı yaşıyor olabilirsiniz. Eğer sınav öncesi, sınav sırası ya da sınav sonrasında başa çıkamadığınız bir kaygı duygusu yaşıyorsanız, düşünce tarzınıza ve kendinizle olan diyaloğunuza dikkat edin. U İFADELERİ KULLANIYOR MUSUNUZ? Eyvah, yine sınav yaklaşıyor ve ben çalışmamı yetiştiremeyeceğim. Bu sınavda başarısız olacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek. Çalıştığım halde kendimi yeterli görmüyorum. Zaman kalmadı. Hiçbir şey bilmiyorum, herkes çalışmasını bitirmiştir. Sınav günü geldi ve ben çalışmış olsam da nasıl olsa her şeyi birbirine karıştıracağım. Eğer bu sınavda ortalamanın altında alırsam her şey berbat olur, sınıfta kalabilirim, atılabilirim, hayatım mahvolur. Sınav soruları kolay görünüyor ama herhalde bir şey bilmediğim için bana öyle geliyor. Benden daha iyiler olduğuna göre neden sınav kâğıdını ilk ben veriyorum? Sorular bu kadar kolay olamaz. Ben yanlış anlamış olmalıyım... Eğer bu cümleler sizin kendinize sık sık tekrar ettiğiniz ifadelere benziyorsa genellikle olumsuz ve kendinizi yenilgiye uğratan bir düşünce tarzı içindesiniz demektir. Büyük bir olasılıkla sınav sonrasında kendinizi, bildiklerinizi yapamamakla, dikkatsizlikle, süreyi iyi kullanamamakla ve doğru yaptığınız soruları sonradan değiştirmekle suçlarsınız. Bütün bunlar, gerçek dışı ve olumsuz beklentilerinizin, potansiyelinizi kullanmanıza engel olması sonucunda ortaya çıkar. Öyleyse ilk yapacağınız şey, sınav durumlarında kendinizle ne tür bir diyalog içinde olduğunuza dikkat etmek ve bu diyalog esnasında yakaladığınız olumsuz, gerçek dışı beklenti ve yorumları değiştirmeye çalışmaktır. Örneğin, ‘‘Bu sınavda başarısız olacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek’’ ifadesi yerine, ‘‘Başarısız olmak ya da olmamak benim elimde. Şansım var, bunu kullanabilirim. Başarısız olsam bile bu benim aptal olduğumu göstermez’’ şeklindeki bir ifade, duruma daha gerçekçi bakmanızı sağlayacaktır. Ya da karamsar falcılık yapıp ‘‘Eyvah yine sınav yaklaşıyor ve ben çalışmamı yetiştiremeyeceğim’’ diyerek kendinizi bu kehanete inandırmak yerine, şunu söylemeyi deneyebilirsiniz: ‘‘Zamanı bir düşman gibi görüp onunla savaşa girersem hem kendimi yıpratırım, hem de enerjimi yanlış yönde harcamış olurum. Oysa önümdeki zamanı kendi yararıma kullanmak benim elimde...’’ Yapacağınız şey, gerçek dışı, kötümser ve karamsar düşüncelerinizi gerçek dışı bir iyimserliğe dönüştürmek değil, yalnızca gerçekçi düşünmektir. Unutmayın; başarıya ulaşmanın ilk aşaması, kişinin kendi potansiyelini doğru değerlendirmesidir. Nelerin eksik olduğuna ve neyi, ne kadar öğrenmeniz gerektiğine ancak gerçekçi bir değerlendirme sonucunda karar verebilirsiniz. Bir Bakanlık Açıklaması Üstüne.. Pazartesi günü bu köşede yayımlanan ‘‘Çöken Senaryonun Altında Kalan Kim?’’ başlıklı ‘‘Düzyazı’’da, Cumhuriyet’e bomba atılması ve Danıştay saldırısı olaylarını azmettirdiği ileri sürülen Muzaffer Tekin’in, Vatanseverler Güçbirliği Derneği’ne üye olmayışının nedenini belirten ifadesine de yer vermiştim. Zanlı, dernek merkezine gittiğini ve incelemek amacıyla istediği tüzükte ‘‘...gerekli görülürse, milis güçleri oluşturulur’’ şeklinde bir deyimin yer aldığını gördüğü için, sözü edilen derneğe üye olmaktan vazgeçtiğini söylemişti Ankara Cumhuriyet Savcısı’na. İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri İbrahim Saraçoğlu gönderdiği açıklamada, ‘‘Gerekli görürsek milis güçleri oluştururuz’’ şeklinde bir maddenin sözü edilen dernek tüzüğünde olmadığının anlaşıldığını belirtiyor. Bakanlık, elbette kendi açısından doğruyu söylüyor. Ancak, sanığın savcılık soruşturmasında söylediklerinin fotokopisi de ortada ve benim de elimde. O metnin altında Muzaffer Tekin’in ve kendisinden ifadeyi alanların da imzaları var. Emekli Yüzbaşı, Vatanseverler Güçbirliği Örgütü adındaki derneğin tüzüğünü incelediği zaman ‘‘Gerektiğinde milis güçleri kurulur gibi bir ibarenin yer aldığını gördüm’’ demiş, cumhuriyet savcısı da bu sözleri tutanağa geçirtmiş. Dolayısıyla ben de, gazeteci olarak elimdeki belgeye dayanarak gerçeği yazdığımı kanıtlamış durumdayım. S Bulaşıcı bir hastalık gibi.. ! P OLUMLU DÜŞÜNMEK ELİNİZDE B sikolog Ferahim Yeşilyurt’un, ‘‘sınav kaygısı’’ ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Neden Türkiye’de sınav kaygısı konusu bu kadar gündeme geliyor? Sınav kaygısı Amerika’dan Japonya’ya oldukça ilgi çeken bir konu. Konuyla ilgili pek çok ülkede araştırmalar yapılıyor. Çünkü bu kaygı nedeniyle eğitim yaşamı içinde birçok öğrencinin akademik başarısı olumsuz etkileniyor. ABD’de bu alanda yapılan araştırmalarda, temel eğitim ve ortaöğretimde bulunan öğrencilerin yaklaşık yüzde 18’inde akademik başarılarını etkileyebilecek düzeyde sınav kaygısı yaşadıkları bulundu. Türkiye gibi sınavların fazla olduğu ve sınavlara çok önem verilen ülkelerde sınav kaygısı daha da yoğun olarak görülmektedir. Kaygı bulaşıcı mı? Kaygı bulaşıcı bir duygu olduğu için çocuğun çevresindeki kaygılı insanların varlığı çocuğun bu insanlarla özdeşim kurması sonucu bulaşmaktadır. Anne veya baba ya da her ikisi birden aşırı kaygılılarsa öğrencinin de bu kaygıyı yaşaması olasıdır. Ailelere önerileriniz neler? Aileler, çocuklarının gelecekte sorumluluklarını bilen, özgüven sahibi yetişkinler olmalarını istiyorlarsa koruyuculuklarını biraz azaltmalarını öneririm. Çünkü hiçbirimiz çocuklarımızın yanında sonsuza dek yer alamayacağız. Bir öğrenci sınav kaygısı yaşadığını nasıl anlar? Nasıl davranmalıdır? Bir sınava girmeden günlerce önce sınavı başarıp başaramayacağınız kaygısı beyninizi aşırı meşgul ediyorsa ve yoğun bir kaygı hissediyorsanız, üstelik bu kaygı sizin gündelik işinizi bozuyorsa, uykularınızı, yeme davranışınızı etkiliyorsa sınav kaygısına adaysınız demektir. Kaygı korkulmayacak, bizde aslında çok büyük fiziksel ya da ruhsal bir hasar meydana getirmeyecek bir durumdur. Kaygı bizim için belirli oranda gerekli olan bir şeydir. Çünkü eğer az miktarda kaygı duymuyorsak, sınav bizi heyecanlandırmıyorsa yeterince motive olamamışızdır. Bu kaygı aslında bizi hedefimize çeken, yönlendiren, itici bir güçtür. Ancak hissedilen kaygı yoğunlaşmaya başlarsa öğrencinin başarısını engelleyebilir. Akla gelen soru Hem devletin resmi organı, hem de gazetecinin aynı konuda birbiriyle çelişen görüşlerinde haklı olmaları karşısında, akla gelen soru şudur: Acaba böyle bir dernek kurarak kamuoyunda gereksiz sansasyon peşinde koşanların ellerinde iki farklı tüzük mü var? Tüzelkişilik kazanmak için devlete verilmesi gereken tüzükte, suya sabuna olabildiğince dokunmamayı bilerek yola çıkmak. Ama günümüzde bayağı moda haline gelmiş kimi sözcükleri de, meraklıları için kullanmayı ihmal etmeyerek ilgi odağı olmak... Eski bir savaşçı olduğu bildirilen emekli yüzbaşı Tekin’in söyledikleri doğru ise, kendisi bu dolduruşa gelmeyecek kadar temkinli ve deneyimli birisiymiş. Yine sözü edilen derneğin sorumlularının aday üyelere gösterdikleri ‘‘öteki’’ tüzük olayı doğru ise, onlar da Vatanseverler Güçbirliği Örgütü adındaki derneklerine kısa süre içerisinde 1 milyonu aşan üye yazdıklarını, dahası 1.5 trilyonluk bir kaynağa sahip olduklarını övünçle bildirmektedirler. Partileri aşan sayılar.. Partilerimizin, hem üye yazımında hem de özellikle o üyelerden ödenti sağlamakta böyle adını duyurmakta yeterince başarılı olamamış bir derneğin çok gerilerinde kaldığı doğru mudur? Yoksa birileri, gölgelerini olduğundan fazla göstermek isteyerek, çoğunluğun dokunulmaz ve kutsal bildiği kimi kavramları dejenere etmek mi istemektedirler?.. Kimileri de, 1980’li yıllardan sonra çok ilgi gören çeksenet tahsilatı gibi factoring işlerini, doğal olmayan yöntemlerle kullanarak hem dünyalıklarını sağlamakta, hem de perdenin gerisinde çevrilen dolapların adeta ön kapaklarını diledikleri biçimde dizayn mı etmektedirler? Ardı ardına gündeme gelmeye başlayan bu tür senaryolara, sadece yurttaşlar değil özellikle kamu adına görev üstlenenler de dikkat etmek zorundadırlar. Bana gönderilen bakanlık açıklamasında, sözü edilen derneğin İçişleri Bakanlığı’nın geçen yılın sonunda Mülkiye Başmüfettişleri tarafından denetlendiği ve hazırlanan raporun sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gereği için iletildiği de yer alıyor. Cevap hakkına son derecede saygılı bir gazeteci olarak, İçişleri Bakanlığı’nın, bir yazıma gönderdiği açıklamayı bir dipnot olarak yayımlamak yerine asıl yazının konusu yapmayı, elim değmişken benzer gelişmeler için dikkatleri olabildiğince çekmek amacıyla seçtim. Çok büyük lokma yemeyi sevmeyen birisi olarak başkentteki Eryaman olayına da açık kuşku ile yaklaşmayı yeğliyorum. Sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yemek gerektiğini anımsayalı, şunun şurasında sadece on gün olduğunu bildiğim için... KORUYUCULUĞUN ETKİSİ... SUÇLAMALAR... SÜREKLİ POZİTİF DÜŞÜNÜN Psikolog Ferahim Yeşilyurt’un sınav kaygısını azaltma önerileri şunlar: ? Sınav kaygısı normaldir. ? Sınava yönelik hiç kaygı yaşamamak yetersiz motivasyona yol açar. ? Zamanınızı planlamaya çalışın. ? Kaygı zaman düzensizliklerine yol açar ve bu da kaygıyı daha da arttıran sonuçlara neden olur. ? Gerginlik bizi aşırı hareketliliğe veya donukluğa itebilir. ? Hareket bozukluklarına karşı koymaya çalışın. ? Sınavın çok yaklaştığı günlerde daha çok ders çalışmak yerine fizik aktivitelerini arttırmak, eğlenceli sporlara zaman ayırmakta yarar var. ? Negatif duyguların karşısına pozitifleri koymak önemli bir yöntemdir. ? Beslenmenize dikkat edin. Şekerli gıdaları aşırı almak yerine düzenli beslenmeye çalışın. Vitamin özellikle de B vitaminin kullanılması yararlı olabilir. ? Uykunuza özen gösterin. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net POTANSİYELİNİZİ BİLİN! FEN BİLİMLERİ MERKEZİ’NİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR CUMHURİYET 07 K ? En çok sorulan sorular İki yıllık bir önlisans programından 4 yıllık bir lisans programına geçiş mümkün müdür? Evet, mümkündür. Ancak bu geçişi yapabilmek için yine ÖSYM’nin yapacağı Dikey Geçiş Sınavı’na (DGS) girmek gerekir. DGS’ye giren her aday kendi alanının devamı niteliğindeki lisans programını tercih edebilir. Özel Yetenek Sınavı ile öğrenci alan programlara başvurabilmek için de ÖSS’ye girmek zorunlu mudur? Özel Yetenek Sınavı’na girmek isteyen tüm adayların ÖSS’ye girmeleri gereklidir. Merkezi yerleştirme ile bir yükseköğretim programına yerleştirildiğimi ve aynı zamanda Özel Yetenek Sınavı sonucunda da bir programı kazandığımı varsayalım. İkisine birden kayıt yaptırabilir miyim? Hayır. Kazandığınız iki programdan yalnızca birini seçerek, bu programa kayıt yaptırabilirsiniz. Okul birincisi olmuş bir adayın ÖSS’deki avantajı nedir? Okul birincisi olmuş bir aday, genel kontenjana ek olarak yükseköğretim programlarından okul birincileri için ayrılacak kontenjanlardan yararlanabilecekler. Okul birincileri için ayrılan kontenjanlar sınırlıdır. Bu nedenle tercihlerinin tümünü çok istenen programlar arasından yapan okul birincileri puanlarının yüksek olmaması durumunda hiçbir programa kayıt hakkı kazanamayabilirler. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ni kazandım. Yurt isteğim değerlendirilir mi? Hayır. Anadolu Üniversitesi AÖ Fakültesi öğrencilerinin yurt istekleri değerlendirilmez. Herhangi bir puan türünde 160,000184,999 arasında puan alan bir aday Açıköğretim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği programını tercih edebilir mi? Hayır. Açıköğretim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği programını tercih edebilmek için ÖSSDİL puanının 185,000 ve üzerinde olması gerekir. Ek yerleştirme nedir? Yükseköğretim programlarının, ÖSYS sonuçlarına göre yapılan genel yerleştirme sonunda boş kalan kontenjanlarına ÖSYM tarafından merkezi olarak yapılan yerleştirme işlemidir. Merkezi yerleştirme ile Açıköğretim Fakültesi’nin İktisat bölümüne yerleştirilirsem ek yerleştirmeye başvurabilir miyim? Evet. Ek yerleştirmeye başvurabilirsiniz. Ek yerleştirme başvurularında koşul, Açıköğretim Fakültesi hariç herhangi bir yükseköğretim programına yerleşmemiş olmak ve adayın puanının, tercih edeceği programın, merkezi yerleştirme sonunda oluşan en küçük puanına eşit veya ondan büyük olmasıdır. 2005 ÖSS’de sınavı kazandım. Ancak liseden mezun olamadığım için kayıt yaptıramadım. 2006 ÖSS’de puan kaybım olur mu? Hayır. Mezun olamadığı için kayıt yaptıramayan adaylar bir sonraki sene yerleştirilmemiş adaylar gibi işlem görmektedirler. Ancak bu durumu ÖSYM’ye bir belge ile bildirmeleri gerekir. 2005 ÖSS’de sınavsız geçiş ile bir yükseköğretim programına yerleştirildim. 2006’da puanım düşer mi? 2005ÖSS’de sınavsız geçiş ile yerleştirilen adayların puanlarında bir sonraki yıl herhangi bir düşüş söz konusu olmaz. ÖSS yaklaştı, sınıflar boşaldı ? KONYA (AA) ÖSS’ye sayılı günler kala devamsızlık haklarını kullanan ve rapor alan liselerin son sınıf öğrencileri sınıfları boşaltmaya başladı. Özellikle dershanelerde yoğunluğun arttığı bu dönemlerde öğrenciler, devamsızlık haklarını kullanarak ya da en fazla 25 günlük rapor alarak tamamen kendini ÖSS hazırlığına veriyor. Bazı liselerin müdürleri, özellikle son sınıflarda tamamına yakın boşalma olduğunu belirterek, ‘‘Şu anda sınıflarda öğretmenler birkaç kişiye ders veriyor’’ dedi. İlköğretime ekayıt’lar başladı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlköğretim okullarına kayıtlar, dün başladı. Kayıtlar, Adana, Ankara, Eskişehir, İstanbul ve İzmir’de internet üzerinden alınacak. Diğer illerde ise kayıtlar velilerin beyanına dayanılarak yapılacak. Veliler internet üzerinden başvurularını, 1 Haziran14 Temmuz 2006 arasında http://meb.gov.tr veya http://ilsis.meb.gov.tr adresinden ilköğretim okulu çağındaki çocuğunun TC kimlik numarasını girerek ‘ekayıt öğrenci başvuru formu’ dolduracak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle