17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM Başkanı Arınç, isim vermeden Fethullah Gülen’e ‘dön çağrısı’ yaptı 5 ‘Vuslat gerçekleşsin’ Selvi’nin erken seçim iddiası ? ESKİŞEHİR (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, Eskişehir’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin 30 yılda borçlandığı 137 milyar doları, mevcut hükümetin 3.5 yılda borçlandığını öne sürerek cari işlemler açığının Cumhuriyet tarihinde görülmedik rakamlara çıktığını savundu. Türkiye’de ekonomik çöküntüyle birlikte siyasi belirsizliğin var olduğunu belirten Selvi, ‘‘AKP’nin 22 Haziran’da Antalya’da yapacağı toplantıdan büyük bir ihtimalle erken seçim kararı çıkma olasılığı vardır’’ dedi. Haber Merkezi TBMM Başkanı Bülent Arınç, isim vermeden övgüler yağdırdığı ve kendisini televizyon başında seyrettiğini söylediği Fethullah Gülen’e ‘‘Hüzünlü gurbet bir an önce bitsin, vuslat gerçekleşsin’’ diyerek Türkiye’ye ‘‘dön çağrısı’’ yaptı. Uluslararası Dil Öğretimi Derneği, Kültür Bakanlığı ve Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen şirketlerin desteğiyle düzenlenen ‘‘4. Uluslararası Türkçe Olimpiyatı’’nı kazananlara ödülleri İstanbul Kongre ve Gösteri Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi. Törende konuşan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkçeye katkıda bulunanlardan bahsederken isim vermeden Fethullah Gülen’e övgüler yağdırdı. Arınç, şöyle ? Uluslararası Türkçe Olimpiyatı’nda konuşan TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkçeye katkıda bulunanlardan bahsederken isim vermeden Fethullah Gülen’e ve yurtdışında açtığı okullara övgüler yağdırdı. konuştu: ‘‘Bu işi düşünen bir kişi var. Bu işi büyüten, kendi boyundan daha güzel hedefleri kendisine hedef edinen insan var. 100 ayrı televizyonda canlı yayımlanan programın içindeyiz. Eminim ki milyonlarca insan şu anda bizi gözyaşı dökerek izliyor. Bunların arasında birisi var ki, gurbette tek başına hüzünle televizyondan bizi seyrediyor. Bir kişi, inandığı sözleri inandırdı, hedef gösterdi, teşvik etti. Doğru bir şey söyledi; ‘Fedakârlık yapmamız gerekir, bütün dünyaya ulaşmalıyız, Asya, Avrupa bizimdir. Türk okullarını açmalıyız. Bu okullarda nitelikli eğitim vermeliyiz. Bu okullarla bizi biz yapan değerlerle Türkiye’yi kucaklaştırmalıyız, el ele vermeliyiz’ dedi. Ve bu başarıldı. Bu çocukların geldiği okullar, dünyanın en az 100 ülkesinde 500’den fazla okul vardır, ben bunların pek çoğunu gördüm.’’ giderek Türk bayrağı çekilmiş gönderin altında öğrencileri kucakladıklarını belirten Arınç, ‘‘Tek bir adımla başladı bu yürüyüş ve muvaffak olundu. Televizyon başında belki saatler ötesinde bizleri izleyen o güzel insana ve arkadaşlarına milletim adına teşekkür borcum var. Hüzünlü gurbet bir an önce bitsin, vuslat gerçekleşsin’’ diye konuştu. AKP’nin 357 milletvekili nerede? Ağar da övdü DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da Kompozisyon dalında dereceye girenlere ödüllerini verirken yaptığı konuşmada Gülen’i övdü. Ağar ‘‘Şimdi gurbette olan, hasta olan Fethullah Gülen bu hayalin mimarıydı. Hayali gerçekleşti’’ dedi. ‘Teşekkür borcum var’ Bu okullara bazen gözü yaşlı ve tek başına gittiğini, şimdi Meclis Başkanı sıfatıyla parlamento başkanları, cumhurbaşkanları, başbakanlarla ve büyükelçilerle CHP’Lİ ALTAY: ‘Paran kadar üniversite’ dönemi EMİNE KAPLAN AKP, 357 sandalye ile parlamentoda uzun yıllardır görülmemiş bir sayısal üstünlüğe sahip. Ancak genel kurul çalışmalarına bu ‘‘üstünlük’’ pek yansımıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uyarılarına karşın milletvekilleri genel kurula katılmıyor, çoğu kez oylamalarda karar yetersayısı (138) ve toplantı yetersayısı (184) bile bulunamıyor. Geçen hafta da genel kurulda yapılan oylamalar ‘‘kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmiştir’’ diye geçiştirilirken, muhalefet milletvekilleri sık sık ‘‘İnsaf ya! 100 kişi yok şurada!’’ diye isyan ettiler. Yeterli çoğunluğun bulunduğu öne sürülürken, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş ‘‘Yalanı meslek edindiniz’’ diye tepki gösterdi. Kamu Denetçiliği Tasarısı görüşmeleri sırasında düzenlemenin ‘‘temel yasa’’ olarak hızla çıkarılmak istenmesine tepki gösteren CHP milletvekilleri, her madde üzerinde önerge vererek söz hakkını zorladılar. Ancak AKP bu yolu da tıkadı. Önergelere hükümet ve komisyon katılınca söz hakkı ortadan kalktığından, CHP’nin önergelerine hükümet ve komisyon ‘‘katılıyoruz’’ dedi, ancak katıldıkları bu önergelere iktidar grubu oy vermedi. Böylece önergeler reddedildi, CHP’liler konuşturulmadı. CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz kürsüden bu taktiğe isyan etti: ‘‘Temel yasa kapsamında söz hakkımız kısıtlanmıştır. Şimdi, önergemizin gerekçesini sözlü olarak anlatma hakkımızı bize vermemek, kısıtlamalara bir yenisini eklemektir.’’ TBMM’deki ‘‘sayısal’’ çoğunluğunu genel kurul çalışmalarına yansıtamayan, gensoru oylamaları dışında tüm grubunu TBMM’ye getiremeyen, muhalefeti susturmak için her yolu deneyen bir iktidar ‘‘yorgun’’ bir iktidar değil midir? Yük trenine bombalı saldırı ? MUŞ (Cumhuriyet) Muş’ta KaleKurt demiryolu istasyonları arasında raylara teröristlerin yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu yük treninin 8 vagonu kullanılamaz hale geldi. Gece KaleKurt demiryolu istasyonları arasında raylara yerleştirilen bomba, Elazığ’dan Muş’a gelmekte olan yük treninin geçtiği sırada patladı. Patlama sonucu 12 vagon devrildi. 8 vagonun kullanılamaz hale geldiği saldırıda, demiryolunun 20 metrelik bölümünün tahrip olduğu öğrenildi. Ulaşıma kapanan demiryolunun onarımı için Elazığ’dan ekip geleceği bildirildi. Helikopter projesine rötar ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM), azami yerli katkı sağlanarak uluslararası ihale yolu ile tedarik edeceği 52 adet genel maksat helikopteri ihalesinde, süre uzatımına gidildi. SSM’nin bir süre önce helikopter üreticisi firmalara yaptığı çağrıda, TSK Helikopter Projesi (H27) ihalesinde teklif teslim süresi 15 Haziran 2006 tarihinden 15 Eylül 2006 tarihine uzatıldı. Genel maksatlı helikopter ihalesinde, aralarında ABD, Rusya, İtalya ve Fransa menşeli helikopter üreticisi firmaların da bulunduğu önemli şirketlerin yarışması bekleniyor. ANKARA DPT’nin hazırladığı 20072009 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’ın eğitim hedefleri, AKP hükümetinin bu alanda da ‘‘tüccar anlayışı’’nı ortaya koydu. Programda ‘‘Yükseköğretim kurumlarınıda öğrencilerin eğitim finansmanına daha fazla katılımı sağlanacaktır’’ hedefi yer alıyor. CHP’li Engin Altay, hükümetin üniversiteleri ticarileştireceğini, öğrencilerin parası kadar eğitim alabileceğini vurguladı. CHP’li Altay, programda yer alan eğitim hedefleriyle ilgili bir rapor hazırladı. Raporda, şu görüşlere yer verildi: Programın ‘‘Sosyal İçerme ve Yoksullukla Mücadele’’ başlıklı bölümünde yer alan ‘‘Eğitim ve sağlık hizmetleri dezavantajlı gruplar için daha erişebilir ve eşit olarak yararlanılabilir hale getirilecektir’’ ibaresi, adeta halkımızla dalga geçilir gibi metne konulmuştur. Eğitim bölümünün 4. maddesinde yer alan, ‘‘Ortaöğretimde okul çeşitliliği yerine program çeşitliliğini esas alan bir yapıya geçilecektir’’ ibaresi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın plansız, programsız bir anlayışla yönetildiğinin göstergesidir. Lahmacun, kebap, THY... Türk Hava Yolları, son dönemde sıkıntılı günler geçiriyor. Uçak sayısı arttırılıp yeni uçuş noktaları açılırken yeterli sayıda ‘‘hostes’’ alınamadığı için yolcuları çileden çıkaracak rötarlar yaşanıyor. Ancak THY’nin uygulamaları nedeniyle çileden çıkan, yalnızca rötara takılan ‘‘sade vatandaş’’ değil... AKP İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz, THY uçaklarında uygulanan yemek mönüsünden son derece rahatsız. Topuz, kuliste gazetecilerle sohbet ederken 3 yıldır mücadele etmesine karşın mönüye ‘‘domates suyu’’ koyduramamaktan yakındı. Bu konuda defalarca THY yetkililerinden ricada bulunduğunu aktaran Topuz, ‘‘Nedenini sorduğumda, ‘pahalıya geldiğini’ söylüyorlar. Halbuki gidin herhangi bir markette bakın, fiyatı diğer meyve sularından çok da farklı değil’’ diyor. Son yıllarda yemek mönüsünün de iyice bozulduğuna dikkat çeken Topuz, tepkisini şöyle dile getiriyor: ‘‘Eskiden, dış hat seferlerinde, bir soğuk yemek tabağı olurdu ve içinde çok hoş şeyler yer alırdı. Şimdi bu kaldırılmış, onun yerine kebap konulmuş. Bir lahmacun eksik. Dış hat seferinde mönüye kebap koyabilen THY yönetimine, 3 yıldır bir domates suyu koyduramadım ya, gel de isyan etme...’’ Erdoğan’a Babalar Günü hediyesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il kongresine katılmak üzere geldiği Trabzon’dan Giresun’a geçti. Giresun’da Orsan Tekstil tesisinin açılışını yaptı. Törende konuşan Erdoğan, ‘‘Türkiye’nin artık yüksek faizle nemalanmak suretiyle palazlananların olduğu bir ülke’’ olmadığını söyledi. Erdoğan, ‘‘Maliyet dışı gelirlerin olduğu bir Türkiye değil, yatırımcıların olduğu bir Türkiye... İşte bu, Türkiye’nin girişimcisine farklı bir onur kazandırmaktadır. Bu çok önemli. Bir taraftan ezen vardı, bir taraftan ezilen vardı. Şimdi ise işvereni, işçisiyle el ele, omuz omuza taşı sıkarak suyunu çıkaranların olduğu bir Türkiye var’’ diye konuştu. Tekstilde Katma Değer Vergisi’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirildiğini, Kurumlar Vergisi’nin de yüzde 30’dan yüzde 20’ye düşürüldüğünü anımsatan Erdoğan, ‘‘Göreve geldiğimizde 37 milyar dolar olan ihracat, 2005 sonu itibarıyla 73.4 milyar dolara çıktı. Bu yıl sonu itibarıyla 80 milyar doları aşacak’’ dedi. Erdoğan’a konuşmasının sonunda fabrika sahibi Süleyman Orakçıoğlu’nun kızı ve oğlu tarafından Babalar Günü dolayısıyla gömlek hediye edildi. Erdoğan daha sonra partisinin il kongresine katıldı. (AA) Memur sicil affına kim karşı? AKP iktidarının memur sendikalarına söz verdiği Sicil Affı Tasarısı iki yıldır yasalaşamadı. Geçen haftanın başında AKP Grup Başkanvekili İrfan Gündüz, ‘‘CHP ile uzlaşırlarsa sicil affını genel kurula getireceklerini’’ söyledi. CHP grubu ertesi gün sicil affı önerisinin TBMM’de hemen görüşülmesi için grup önerisi verdi. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, ‘‘25 bin memur ailesini yakından ilgilendiren tasarıya CHP’nin bir itirazı olmadığını, af yasalarında gerekli olan 330 rakamına ulaşılması açısından bir sorun çıkmayacağını’’ söyledi. AKP’nin genel kurulda öncelikle görüşülmesi için getirdiği tasarılardan hiçbirinin memurların disiplin cezalarının affından daha yakıcı bir sorun olmadığını vurgulayan Eraslan, iktidara çattı: ‘‘Demek ki AKP, memurların disiplin cezalarının affedilmesi konusunda samimi bir arayış içerisinde değil. Bu tasarı, her şeyden önce sizin sözünüzdür, taahhüdünüzdür. Yani namusunuz haline gelmiştir. CHP olarak, sizin bu namus borcunuzu yerine getirmenize fırsat tanımak istiyoruz. Ama öyle zannediyorum ki söz verildi, daha sonra cayıldı. Çünkü görüldü ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın da belirttiği gibi ve yargı kararlarında da belirtildiği gibi siyasi mülahazalarla, kimi yerlerde, kimi noktalarda görev yapan memurları görevlerinden alamadığınız için ya da yargıdan geri dönmesini engellemek için sözüm ona disiplin soruşturmaları açıldı. Bu disiplin soruşturmaları sonunda birtakım cezalarla kimi memurların pozisyonları kaybettirildi. Şimdi bu yasa görüşülürse, bunun yeniden iadesi gündeme gelecek; bunu engellemek için iktidar partisi, ne yazık ki, iki defa tasarıyı gündem aldırıyor, iki defa geri çekiyor.’’ AKP Grup Başkanvekili İrfan Gündüz, AB uyum yasalarının gündemde öne alındığını vurgulayarak CHP’nin önerisine karşı çıktı. Öyle anlaşılıyor ki memurlara verilen söz bir kez daha rafa kaldırılmış... İktisat Politikaları Kurultayı sonuç bildirgesinde küreselleşme hedefleri eleştirildi Özelleştirme yabancılaştırıyor SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA İnönü Üniversitesi’nin ev sahipliğiyle düzenlenen ‘‘Ulusal Bağımsızlık İçin Türkiye İktisat Politikaları Kurultayı’’ sonuç bildirgesinde özelleştirmenin ulus devleti tasfiye ettiği, ülkenin üretim yapısını ve ticaretini yabancılaştırdığı vurgulandı. 4 gün süren kurultayın sonuç bildirgesini İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu okudu. Bildirgede özgürlük vaatleriyle çeşitli ülkelere yapılan saldırıların tama ? Sonuç bildirgesinde özgürlük vaatleriyle çeşitli ülkelere yapılan saldırıların uluslararası şirketlerin çıkarlarına hizmet ettiği belirtildi. mının ABD, AB ve uluslararası şirketlerin çıkarlarına hizmet ettiği belirtilerek ‘‘Küreselleşme, toplumların ve bireylerin yararı yerine, uluslararası sermayenin çıkarlarını korumaktadır. Özelleştirme de sermayenin küreselleşmesinin aracıdır’’ denildi. 1980’den bu yana uygulanan politikaların toplum yerine, yeni dünya düzenine hizmet ettiğine dikkat çekilen bildirgede, ‘‘Özelleştirme, ulus devleti tasfiye etmekte, ülkenin üretim yapısını ve ticaretini yabancılaştırmakta, KİT’lerin ve özel teşebbüslerin yabancılara satılması ekonomik ve siyasal bağımsızlığı, sonuçta Cumhuriyetimizin varlığını tehlikeye sokmaktadır’’ denildi. Bildirgede bu politikaların bugün Türkiye’yi pancar, tütün, pamuk, buğday üretemez, yem bitkileri ekemez, hayvancılık yapamaz bir yapıya dö nüştürdüğünün, enerjide dışa bağımlı hale getirdiğinin altı çizildi. Bildirgenin sonuç bölümünde ‘‘emperyalizmi reddeden, başka uluslarla dostça ve eşitlik temelinde ilişkiler kurmayı amaçlayan Atatürkçü bağımsızlık anlayışı çerçevesinde, ulusal bağımsızlık için Cumhuriyetin 83 yıllık tarihi içinde en yüksek hızla kalkındığı ve Atatürk’ün başta olduğu dönem olan 1923 1938 döneminde olduğu gibi, karma ekonomi temelinde devletçi bir politikanın izlenmesi’’ istendi. Bodrum’un mavisini özleyen eserler... TBMM Genel Kurulu’nda geçen hafta gündem dışı söz alan CHP Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün, kaybolan bazı eserlerden yola çıkarak kültürel değerlerimize tarih boyunca gösterilen ilgisizliği kürsüye taşıdı: ‘‘İngiltere’nin İstanbul’daki elçisi Lord Stradford Canning, dönemin Osmanlı padişahı Abdülmecid’den, Rodos Şövalyeleri’nin kale duvarlarını süslemek için kullandığı 13 kabartmayı İngiltere’ye götürmek için izin ister. Abdülmecid, bir ferman çıkararak eserlerin taşınmasına izin verir. Daha sonra, İngiliz Sir Newton, Halikarnassos’u antik çağlarda ziyaret eden Romalı yazar Vitrivius’u okuyarak yaptığı araştırma ve kazılar sonucunda Mausoleion’u bulur. Mezar odasına inen merdivenler ve mezar odasına girişi bloke eden büyük taş dışında, Kral Mausolos ve eşi Artemisia’ya ait heykeller ile anıtın kabartmaları ve mimari parçalarını bulmuştur. Bütün bu buluntuları dönemin padişahı I. Abdülmecid’den izin alarak 1856’da British Museum’a götürmeyi başaran Newton’ın kazılarından sonra yine kaderine terk edilen anıt mezar, Bodrum Müzesi’nin kurulmasıyla korumaya alınmıştır. 1856 yılında I. Abdülmecid, o eserleri götürürken yolda harçlık olsun diye altın keseler sunmuştur. Halikarnas Balıkçısı, bu parçaların kendi doğal atmosferleri yerine Londra’nın sisli, soğuk havasında olmasından büyük üzüntü duyduğundan, İngiltere Kraliçesi’ne bir mektup yazar. Mektubunda, Londra’da sergilenen bu parçaların Bodrum için yapıldığını, asıl değerinin Bodrum mavisiyle bütünleştiğinde ortaya çıktığını ve ait oldukları ortamdan ayrılmamaları gerektiğini söyler. Kraliçe mektubu müze müdürüne iletir. Birkaç ay sonra müdürden şöyle bir yanıt gelir: ‘Önerinizi çok ciddiye aldık. Müzede sergilendikleri salonu Bodrum mavisine boyadık’.’’ Ecevit bir aydır GATA’da ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Bülent Ecevit’in 18 Mayıs’ta rahatsızlanarak Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’ne (GATA) kaldırılmasının ardından 1 ay geçti. Beyin kanaması teşhisiyle GATA’ya kaldırılan ve geçirdiği ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesindeki tedavisi 1 aydır süren Ecevit için DSP Ankara ilçe başkanları, üç vardiya halinde 24 saat hastane önünde beklerken partililerin ve yurttaşların ziyaretleri de devam ediyor. TÜRK VATANDAŞLIĞI YASA TASARISI BU HAFTA MECLİS’TE GÖRÜŞÜLECEK Türkiye’de doğan, Türk yurttaşı olacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İçişleri Komisyonu’nda çarşamba günü görüşülecek olan Türk Vatandaşlığı Yasa Tasarısı’na göre, askerlik yapmamak vatandaşlıktan atılma nedeni olmayacak. Türkiye sınırları içinde doğan yabancıların çocukları, Türk vatandaşı olacak. TBMM İçişleri Komisyonu, çarşamba günü Türk Vatandaşlığı Yasa Tasarısı’nı ele alacak. Tasarı, şu düzenlemeleri öngörüyor: Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılacak. Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşıyla evli anababadan doğan çocuk; Türk vatandaşı anne, yabancı babadan evlilik dışı doğan çocuk; Türk vatandaşı babayabancı anneden evlilik dışı doğan çocuk, soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanacak. Türkiye’de doğan ve yabancı annebabasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşı olacak. Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda; kendi milli yasasına, vatansız ise Türk yasalarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak, başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz 5 yıl ikamet etmek, Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit etmek, tehlikeli bir hastalığı bulunmamak, iyi ahlak sahibi olmak, yeteri kadar Türkçe konuşabilmek, Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak koşulları aranacak. Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel oluşturacak bir halinin bulunmaması koşulunu taşıması kaydıyla Bakanlar Kurulu’nun kararıyla Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen kişiler ile göçmen kabul edilen kişiler, Türk vatandaşlığını kazanabilecek. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle