17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B PB B B B 25 27 27 25 32 31 33 31 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B Y Y PB PB B PB A 22 21 21 19 24 24 26 23 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B PB 32 29 37 37 35 35 32 27 27 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Ordu, Tokat ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun güney ve batı kesimlerinde 2 ila 4 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B B B Y B Y Y 26 17 27 26 21 23 26 23 27 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y PB PB B B Y 24 31 25 26 31 28 25 28 28 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB A PB B B A PB A A 20 38 31 42 30 32 22 32 35 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada rifle anlatan ve yüce makama yerleşmeye hevesli birine yakın tarihimizde rastlanmadı. Adının başına yerleştirdiği ‘‘lider’’ sıfatı da gerçeklere uygun düşmüyor. RTE, bir genel başkan. Daha önceki üçlü iktidarın bir dizi hatasının toplumda yarattığı bunalımdan yararlanarak iktidarı tek başına ele geçiren bir genel başkan. Dün, ‘‘Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye. Yahu bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek’’ diyen RTE, bugün laikliğin savunucusu! Dün, ‘‘Hem laik, hem Müslüman demek olmaz, ya Müslüman olacaksın ya laik’’ diyen RTE, bugün laik devletin başbakanı ve Müslüman! Ülkenin tümünü, herkese eşit mesafede kalarak kucaklayan bir cumhurbaşkanı olacakmış. Evet, vatandaşı kucaklayacağı yerde ‘‘Ananı al da git, çok konuşma’’ veya ‘‘Sor bakalım şu sahtekâra, ne istiyormuş’’ ya da ‘‘Oğlun da işsiz kalsın, otur otur, afra tafra atma’’ diye vatandaşıyla Kasımpaşa ağzıyla konuşan bir parti lideri, bu başbakan Çankaya’da ulusun tümünü temsil edecek ha! Türkiye’nin geleceğini hesaplayın gayrı... ??? Dünden bugüne yaşanan örnekler çoğaltılabilir. Ya dış dünya. Son hareketine bakarak RTE’nin devlet başkanlığına hangi gözle bakabilirler acaba? AB’nin Türkiye ile olan ilişkilerinde ve müzakere sürecinde kilitlendiği konuların başında Gümrük Birliği ek protokolünün yürürlüğe girmesi ve Rumlara Türk hava ve deniz limanlarının altı ayda açılması geliyor. Kritik bir süreç. Son AB liderleri bildirgesinde de bu isteğin altı çiziliyor. AB dayatmasına karşı kendini lider gören RTE’nin Kasımpaşalı havası derhal sahneye çıktı ve bağırdı: ‘‘Biz, asla ne havalimanlarında ne limanlarda izolasyon kalkmadıkça geri adım atmayız. Bunu herkes böyle bilsin. Ek protokol konusu ayrı şey. ‘Müzakereler durur’ diyorlar. Hayret bir şey. Bakın çok açık söylüyorum, durursa durur’’. Tabii anında aynı sertlikte yanıt aldı. Chirac, ‘‘limanları açmazsanız’’ dedi; ‘‘tam üyelik tehlikeye girer’’. Bay RTE: 17 Aralık’ta müzakere tarihi almak için limanları açmayı içeren ek protokolü imzalayıp TBMM’den geçirmeyi taahhüt etmedin mi adamlara? Ettin! AB sana izolasyonların kalkması için gereken çabayı göstereceğinden öteye yazılı bir güvence verdi mi? Hayır! Bir deklarasyon açıkladın, aynı tonda karşılık gördün. AB bize kırmızı balmumlu davetiye çıkarmadı, kapıları biz zorladık! Şimdi diyorlar ki; ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin... ??? RTE’nin sıraladığı oysa sahip olmadığı niteliklerdeki önemli eksikliği sadece CHP lideri Deniz Baykal açıkladı. ‘‘...RTE’nin cumhurbaşkanına yönelik tanımında ‘anayasal kurumlarla arasında çatışma olmaması, anayasanın temel ilkeleriyle, özellikle laiklik ilkesiyle arasında sorun bulunmaması ve onlara tam bağlılık’ gibi özellikler bulunmuyor. Anayasayla bu kadar karşı karşıya bulunan bir siyasi oluşumun cumhurbaşkanı seçmesi Türkiye’yi zora sokar. RTE ve AKP, Cumhurbaşkanlığı makamını, anayasaya yeni bir şekil verme, kafasındaki toplum projesini yaşama geçirme aşamasında en önemli fırsatlardan biri olarak görüyor’’. Bu önemli vurgulamalara karşın, örneğin TÜSİAD, Çankaya’ya kimin seçileceğini değil, nasıl seçileceğini tartışıyor. Olmayacak duaya amin derken laikliğe karşı duygu ve devinimleri bilinen birinin seçilmesinde sakınca görmüyor. İlerleme yok gibi ? Baştarafı 1. Sayfada kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Ankara’daki AB Temsilciliği tarafından çalışmaları sürdürülen İlerleme Raporu’nun teknik taslağının temmuz ayı içerisinde Ankara’dan Brüksel’e gönderileceği belirtiliyor. Taslak raporda özellikle, Türkiye’nin Ek Protokol’ü onaylamaması eleştiriliyor ve sınır sorunlarını çözemediğine vurgu yapılıyor. AB kaynakları Ankara’da teknik yanı hazırlanan raporun önümüzdeki günlerde siyasi olarak ele alınıp değişeceğini belirtirken raporun ruhunda ise çok fazla değişiklik olmasını beklemediklerini kaydediyorlar. Raporun ilk taslağında özetle şunların yer aldığı belirtiliyor: Din özgürlüğü: Gayrimüslim toplulukların tüzelkişiliklerine, mülkiyet haklarına, din adamı yetiştirmelerine ve çalışmalarına yönelik büyük sorunlar bulunuyor. Vakıflar Yasası’nın bir an önce çıkarılması ve Ortodoks, Katolik ve Protestan topluluklara ait GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY mülklerin geri verilmesi ya da tazminat verilmesi gerekiyor. Türkiye’de Alevilerin de büyük sorunları bulunuyor. Cemevlerinin de yasal statüsü olması gerekiyor. Azınlıklar ve kültürel hakları: Azınlıkların kültürel hakları konusunda çok az ilerleme sağlanırken Türkçe dışındaki dillerde yayın ve öğretime yönelik sorun var. Sivilasker ilişkileri: Ordu hâlâ siyaset kurumları üzerindeki ağırlığını koruyor. Yargı bağımsızlığı: Yargıçların bağımsızlığı konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesi gerekiyor. Özellikle Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın görevinden alınması bu konuda AB’yi kaygılandırıyor. Güneydoğu: Güneydoğu’daki durum gün geçtikçe daha da kötüleşiyor. Bölgenin sosyoekonomik ve siyasi sorunlarını çözmeye yönelik politikalar tam olarak saptanamadı. PKK terör örgütünün de faaliyetlerini hızlandırması, şiddet oranının artması na neden oluyor. Kadın hakları: Kadın hakları konusunda ilerleme yok. Çokeşlilik ve dini nikâhların da engellenmesi gerekiyor. Kıbrıs: Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklı gemi ve uçakları limanlarına almaması Ankara Antlaşması Ek Protokolü’nün tam olarak uygulanmadığını ortaya koyuyor. Bu durum Katılım Ortaklığı Belgesi ve Müzakere Çerçeve Belgesi ile AB tarafından yayımlanan deklarasyona da aykırılık teşkil ediyor. Ankara’nın bu konuda 2006 öncesinde adım atması gerekiyor. Komşularla ilişkiler: Türkiye ve Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki anlaşmazlıkları konusunda adım atılması gerekiyor. Ermenistan sınırının kapalı olması ise Katılım Ortaklığı ve Müzakere Çerçeve belgelerinde yer alan ‘‘Komşular ile iyi dostluk ilişkileri’’ ifadeleri konusunda herhangi bir adım atılmadığını ortaya koyuyor. TÜRKİYEAB İLİŞKİLERİ ‘Gerilim artabilir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB ile yaşanan krizde Ankara, AB’nin deklarasyonunun tek taraflı olduğunu ve Türkiye’yi etkilemeyeceğini bir kez daha vurgularken, önümüzdeki günlerde gerilimin artması bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, ‘‘her AB Doruğu’nun Kıbrıs sorunu nedeniyle rehin olduğunu’’ söyledi. Türkiye AB ilişkilerinin daha da gerileceğinin belirten diplomatik kaynaklar, önümüzdeki dönemde eğitim ve kültür konu başlığında özellikle, ‘‘Kürtçe eğitim’’ konusunda tartışma çıkmasının beklendiğini kaydediyor.. Ankara ise, AB’nin Rum Kesimi’nin ısrarlarına bu denli izin vermesine anlam vermezken, birliğin karşı deklarasyonunun da, Türkiye’nin yayımladığı deklarasyon gibi tek taraflı olduğunu iddia ediyor. Dışişleri Sözcüsü Namık Tan, AB Hükümet Başkanları Sonuç Bildirgesi’ni değerlendirirken, Gümrük Birliği’nin tüm yeni üyeleri teşmil eden ek protokolün uygulanmasına ilişkin 21 Eylül 2005 tarihli AB Deklarasyonu’nun, AB’nin tek taraflı bir tasarrufu olduğunu ifade etti. Polisten sert müdahale Tunceli’nin Ovacık ilçesi Mercan Vadisi’nde geçen yıl 17 Haziran’da düzenlenen operasyonda öldürülen Maoist Komünist Partisi Halk Kurtuluş Ordusu (MKPHKO) örgütü üyesi 17 kişiyi anmak isteyen gruba polis müdahale etti. MKP’lileri ölümlerinin birinci yıldönümünde Belediye Mezarlığı’nda anmak isteyen bir yaklaşık 100 kişilik bir grup dün Tunceli Devlet Hastanesi B Blok önünde toplandı. Öldürülen MKP’lilerin mezarlarını ziyaret etmek isteyen gruba polis izin vermedi. Ardından sloganlar atarak dağılan grup bir süre sonra TunceliElazığ karayolunda tekrar toplandı. Uyarılara karşın dağılmayan gruba polis tazyikli su ve gaz bombasıyla müdahale etti.Taş atarak ara sokaklara kaçan göstericiler ile polis arasında kovalamaca başladı. Olaylar sırasında 64 kişi gözaltına alındı. ne girmiş, renkleri yudumluyordum desem yeridir. Sevgili Erdoğan Kantürer 1990’ların ortasında Ankara’da Mustafa Ekmekçi’nin odasında tanıştığımız günden beri sık sık Kırklareli’ne davet eder beni. Ben de hemen yolculuğun heyecanına kapılır, ‘‘Neden olmasın’’ derim. Anadolu kentlerine verdiğim sözlerimin çoğunu tuttuğum halde, Kırklareli günlerinde mutlaka Ankara’da bir şey olur, gidemem. Günbatımına az kala Sabahattin Ali Kültür Günleri’nin yapıldığı park kıyısı salonda çok sıcak, içten bir grup karşıladı beni. Daha selam vermeden, sorular: Sayın Balbay, nereye gidiyoruz, ne yapmamız gerek? ‘‘Şimdi konferansta konuşuruz...’’ Tabii konuşursunuz da öncesinden kısa da olsa bir şey deseniz... Yine daha konferans başlamadan bir bildiri tutuşturdular elime, konferansta söz etmem için. Kırklareli Hareketi Derneği, Türkiye haritasının üzerine üniversitesi olan ve olmayan illeri renklerle işlemiş. Kırklareli, üniversitesiz bir kent olarak simsiyah duruyor. Haritanın altı ve üstü şu saptama ve soruyla doldurulmuş: Biz üzülüyoruz... Ya siz? ??? Yıllar önce Sabahattin Ali’nin yaşamöyküsünü okurken, gerçekçi bakışı, gerçekçiliği nasıl edindiğini anlatan bölümlerin altını çizmiştim. Sabahattin Ali şöyle diyor: ‘‘İlkokuldayken bir yaz tatili sonrası öğretmenimiz yazın ne yaptığımızı anlatan bir kompozisyon istedi. Ben de her sabah babamın güzel sesiyle uyandığımı yazdım... Babam kompozisyonu okuyunca kızdı; ‘Ben sana güzel bir sesle günaydın demiyorum ki. Sert söylüyorum, hatta bazen kızgın söylüyorum, neden gerçeği yazmadın’ diye sordu... Babamın bu tutumu benim yazarlığımı en çok etkileyen şeylerden biridir...’’ Kırklareli’ne giderken Sabahattin Ali’nin bu anlatımını yeniden anımsadım... Bugün Babalar Günü... Tüm babalara da selam vermiş olalım... Benim babam da biz üç kardeşin okuması; annemin deyimiyle ‘‘boynumuzun kravatlı olması’’ için her şeyini verdi. 1971 Burdur depreminde okullarımız yıkıldığında babam, ‘‘Bu çocuklar artık burada okuyamaz’’ deyip Nazilli’ye eğitim göçüne durduk. Sonra Ege Üniversitesi’ni kazanınca ailecek hoop İzmir’e... Babam, bizim için yapabileceği her şeyi yapmış olmanın özgüveniyle yeri geldikçe gülümseyerek seslenir: ‘‘Hayatta babanıza dahi güvenmeyeceksiniz... Çalışacaksınız... Bize biletten değil, bilekten çıkar...’’ ??? Sabahattin Ali, Kırklareli’nden Bulgaristan’a geçerken öldürüldüğünde 41 yaşındaydı. 41 yılda ürettiklerine bakınca insan, 41 kere maşallah demeden edemiyor! Kırklareli yolunda Sabahattin Ali’nin öldürüldüğü yaşı düşününce hüzünlendim, mırıldandım: ‘‘41 yıla şiirler, romanlar, neler sığdırmış... İnsan ömrünün doğal sürecini yaşasaydı, kim bilir daha neler üretirdi!’’ Kırklarelililer Istranca Dağları’nın eteklerinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce öldürülen Sabahattin Ali’yi, öldürüldüğü kentte ölümsüz kılmayı hedeflemişler. Ne güzel... Kente bir Sabahattin Ali heykeli dikmeyi planlıyorlar. Altına yazacakları şimdiden hazırmış: Başın öne eğilmesin! ankcum?cumhuriyet.com.tr THY bilimsel çalışmıyor ? Baştarafı 1. Sayfada Başbakan Erdoğan’ın AB’ye yönelik açıklamalarına muhalefet tepki gösterdi Ankara Belediyesi özürlüleri unuttu FIRAT KOZOK ‘Popülist söylemler, seçim hazırlığı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet partileri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Avrupa Birliği’ne (AB) ilişkin açıklamalarını eleştirdiler. CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘İzolasyon kalkmazsa limanları açmayız’’ dediğine dikkat çekerken, ikisinin aynı kefeye konulmasının çok yanlış olduğunu söyledi.İlişkilerin 12 Haziran Ortak Tutum Belgesi’nin Türkiye tarafından kabulüyle gerildiğine dikkat çeken Elekdağ, ‘‘Türkiye 12 Haziran’da Lüksemburg’a giderek limanların açılacağına dair Ortak Tutum Belgesi’ni kabul etti. Ve bunu başarı olarak gösterdi. Ancak daha sonra bunun vahim bir hata olduğu anlaşıldı. 12 Haziran’da Türkiye’nin AB sürecine ipotek konuldu’’ diye konuştu. Hafta içinde KİT Komisyonu’nda AKP İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz’un, personel eksikliği nedeniyle uçuşlarda aksama yaşanıp yaşanmadığına yönelik sorusunu yanıtlayan Kotil, geçen cumartesi ve pazartesi günleri personel eksikliği nedeniyle böyle bir durumun yaşandığını belirterek, ‘‘Aslında 400 kabin görevlisi aldık.Ancak eğitimlerinin biraz zaman alması nedeniyle cumartesi ve pazartesi günü bazı uçuşlarda rötar oldu. Bugünden itibaren böyle bir sorun yaşanmayacak’’ demişti. Krizi hükümet yarattı DYP Genel Başkan Yardımcısı, emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir, ek protokolün Kıbrıs konusunda Türkiye’yi zor durumda bıraktığını belirterek “Hü Yönetimde sık sık değişiklik yapılıyor Kotil’in bu sözlerine karşın, Meclis’teki KİT Komisyonu’nda görüşülen YDK’nın ‘‘THY 2004 Yılı Raporu’’ kurumdaki sorunların aslında personel ile değil, yönetimle ilgili olduğunu ortaya koydu. YDK raporunda ‘‘Kuruluşun organizasyon yapısı üzerinde devamlı ve önemli değişiklikler yapılmaktadır’’ denilerek, AKP döneminde yapılan çok sayıda organizasyon değişikliğine yer verildi.Raporda, ‘‘25 Mart 2002’de yer işletme başkanlığı kadrosunun iptal edildiği, 6 Mayıs 2005’te ise yeniden kurulduğu; kurulan daire başkanlıklarının aradan kısa süre geçtikten sonra iptal edildiği; uçuş işletme yardımcılığına bağlı ekip planlama başkanlığı kadrosunun önce işletme koordinasyon başkanı, sonra baş pilot yardımcılığı kadrosuna, uçuş işletme başkanı kadrosunun baş pilot kadrosuna değiştirildiği’’ ifade edildi. YDK raporunda şu görüşlere yer verildi: ‘‘Yapılan değişikliklerin daha sonra aradan kısa bir süre geçmesine rağmen, iptali veya eski organizasyonun tekrar ihdası gibi konuların ortaya çıkması, organizasyonda yapılan değişikliklerin bilimsel ve kapsamlı bir çalışmaya dayandırılmadığının bir göstergesi olarak görülmektedir. Değişikliklerin çalışma düzenine, iş ahenk ve verimi ile üretime yapacağı olumsuz etkileri dikkate alınarak, kapsamlı ve bilimsel çalışmalara dayandırılması önerilir.’’ kümet, herhalde genel seçimlere çok az bir süre kaldığını da dikkate alarak, popülist söylemlere başvurmakta, KKTC’ye uygulanan izolasyonlar kaldırılmadıkça altında imzası bulunan ek protokol yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini beyan etmektedir. AB ise ek protokolün gereklerini yerine getirmediği takdirde Türkiye ile başlatılan fiili müzakereleri askıya alacağını ifade etmektedir. Böylece hükümet, ülkeyi AB ile bir krize taşımış bulunmaktadır.’’ MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Erdoğan’ın ‘‘Kıbrıs’ta izolasyon kalkmadıkça ek protokol imzalanmayacaktır. ’’ şeklindeki sözlerinin anlamının ‘‘Kuzey Kıbrıs’a izolasyon kalkarsa ek protokolü onaylayacağız ve uygulayacağız’’ olduğunu bildirdi. Vural, şu görüşleri dile getirdi:‘‘Başbakan’ın ‘kazan kazan’ politikasının anlamı ve sonucu şudur: ‘İzolasyondan vazgeç, Kıbrıs’ı al.’ Başbakan’ın ‘kazan kazan’ politikasının iki tarafında da kazanan Rumlardır.’’ ANKARA Melih Gökçek yönetimindeki Ankara Anakent Belediyesi’nin aldığı yeni otobüslerde engelliler unutuldu. Otobüslerin girişine yerleştirilen tabelalarda, otobüse, ayakta 60, oturarak 35 yolcunun binebileceği, ancak tekerlekli sandalyeli hiçbir yolcunun binemeyeceği belirtiliyor. Oysa geçen yıl çıkarılan Engelliler Yasası, belediyelerin 7 yıl içerisinde otobüsleri engelliler için erişilebilir hale getirmelerini öngörüyor.Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Faruk Öztimur, konuyla ilgili değerlendirmesinde, Anakent Belediyesi’nin son yıllarda engelliler için çeşitli çalışmalar yaptığını, ama bazı noktalarda engellileri unuttuğunu söyledi. Öztimur, ‘‘Benim engellim, kent içinde rahat gezemeyecek mi? Gelişmiş ülkelerde engelliler için özel araçlar vardır. Otobüs şoförü engelliyi gördüğünde düğmeye basar ve hem engelliler hem de yaşlılar ve çocuk arabaları rahatlıkla otobüse biner’’ dedi. Erdoğan AB’ye restini sürdürdü Gül: Türkiye baskılarla hareket etmez ‘Dik duracağız’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önceki gün sona eren Avrupa Birliği (AB) zirvesinin sonuç bildirgesinde Kıbrıs koşullarına karşı restini dün de sürdürdü. Erdoğan, Kıbrıs konusunda ‘‘Biz sözümüzde durduk, durmayanlar var. Sözlerinde durmadıkça bizden kimse yeni bir şey beklemesin’’ derken AB adaylığı sürecine ilişkin olarak ‘‘Bundan sonraki süreçte duruşumuz aynıdır. Biz dik duracağız, ama dikleşmeyeceğiz’’ diye konuştu.AKP İstanbul il teşkilatının Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 2. olağan kongresinde konuşan Erdoğan, ‘‘AB sürecinde kim ne derse desin, uydurma haberlere değil, hükümetin tavrına bakınız’’ dedi. ‘‘Ana muhalefet, yavru muhalefet’’ diye tanımladığı muhalefet partilerinin söylediklerinin kendilerini bağlamayacağını ifade eden Erdoğan “Biz milletimizin memnun olmayacağı bir şeyi asla yapmayız” dedi. ‘AB esir alındı’ Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC’ye yönelik izolasyonlar kalkmadığı sürece havaalanı ve limanların Rum kesimine açılmayacağı yönündeki açıklamalarına destek verdi. Gül, ‘‘anlamı olmayan bir yerde Kıbrıs meselesinin bu kadar öne çıkarılmasının kendilerini çok rahatsız ettiğini’’ söyledi. Gül, ‘‘AB’nin Kıbrıs meselesiyle esir alınmasını doğru bulmadıklarını’’ açıkladı. Kazakistan’da düzenlenen Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler (CICA) Konferansı 2. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil eden Gül, zirvenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül bir soru üzerine ‘‘Kriterler neyse bunlar yapılacaktır. Türkiye öyle baskılarla hareket edecek bir ülke değildir. Meseleleri bu noktaya getirmemek lazım’’ karşılığını verdi. Engelli tiyatroculara bakanlıktan engel ESRA YAZDIÇ ANKARA Engelli yurttaşların sahne aldığı ‘‘Gladyatör’’ oyunu, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nden (ADOB) ‘‘Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali’’nde ücretsiz sahnelenme onayı alırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 15 bin YTL “prova ve sahne parası” istemesi üzerine festivalden çekilme kararı aldı. Engelli yurttaşların oluşturduğu Kayseri Bahar Rehabilitasyon Merkezi Tiyatrosu’nun yönetmeni Fevzi Özyürek, bakanlığın tavrını anlamanın imkânsız olduğunu söyledi. Döner Sermaye İşletmeleri Ankara İşletme Müdürü (DÖSİM) Müdürü Enver Altıntaç’ın kendilerinden ‘‘Tamam kardeşim, öderseniz oynarsınız” ifadeleriyle ısrarla para talebini dile getirdiğini aktaran Özyürek, oyunu ve projeleri gerçekleştirmek için 4 yıl çalıştıklarını anlattı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle