25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y PB PB Y 22 25 22 23 26 27 30 28 20 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y PB Y PB 21 22 21 21 21 19 23 25 27 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A A B B PB 31 28 34 35 31 34 29 26 27 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve batı kesimleri çok bulutlu, Marmara, kuzey ve iç Ege, İç Anadolu’nun kuzeyi, Karadeniz ile göller yöresi ve Kahramanmaraş çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı; yağış alan yerlerde azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 22 17 28 21 17 19 24 27 31 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y PB Y Y Y PB Y PB 32 23 33 23 22 20 24 26 30 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B Y Y A A Y B B B 24 30 22 42 31 34 27 33 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada malarının boşa çıktığını öne sürdü. ‘‘Tanımadığımız, ama AB’ye tam üye bir ülkeye karşı sağladığımız başarı’’dan söz ediyor. Oysa, AB dışişleri bakanlarının aldıkları karar Rumları ileriye dönük hesaplarında kazançlı çıkarıyor. Başarı sağlamadı Türkiye; önündeki tuzaklar yazılı olarak, AB’nin öne sürdüğü koşullar olarak bir kez daha resmiyet kazandı. Rumlar, müzakerelerin açılabilmesi için ‘‘Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasını, ek protokol gereği hava ve deniz limanlarını Güney Kıbrıs gemi ve uçaklarına açmasını’’ dayattı. Dışişleri Bakanı bu dayatmalardan vazgeçilmedikçe Lüksemburg’daki dışişleri bakanları toplantılarına katılmayacaktı. Çeşitli toplantılardan sonra Güney Kıbrıs’ın koşul olarak öne sürdüğü dayatmalardan vazgeçtiği ilan edildi. Gül de yola koyuldu. Güney Kıbrıs bugün dayatmalarından vazgeçmiş gibi görünüyor ama... AB dışişleri bakanlarının onayladığı pozisyon (müzakere) belgesi, Rum isteklerinin veto olanağı ile birlikte geleceğe aktarıldığını söylüyor. ??? İyi okumak gerekiyor kabul edilen belgeyi. Ne diyor: AB Türkiye’nin katılım öncesi stratejisinin temel unsurları olan ‘‘(a) Ek protokol, Gümrük Birliği ve Katılım Ortaklığı Belgesi ile Ortaklık Anlaşması’na uyulmasının önemini saptıyor. Böylece tanıma, hava ve deniz alanlarının açılması AB müktesebatı oluyor. (b) Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmemesinin müzakerelerin bütününü etkileyeceğinin altını çiziyor. Müzakerelerin askıya alınması söz konusu olabilir diyor. (c) 21 Eylül 2005 tarihli (Demokles’in Kılıcı) AB deklarasyonunda yer alan ilgili unsurlara atıfta bulunuyor: O tarihte Türkiye’nin yayımladığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadığı, limanlarını Rumlara açmayacağını içeren deklarasyonuna, AB çıkardığı karşı deklarasyonu anımsatıyor. Türkiye’nin ek protokolde vaat ettiği gibi limanları açmasının, Gümrük Birliği’nin bütün üyelere uygulanmasının AB karşı deklarasyonu altını çiziyor. (d) Sıralanan bu görüşler göz önüne alınarak AB eğer gerekirse uygun bir zamanda Rum dayatmalarına bilim ve araştırma başlığı altında dönülebileceğini açıklıyor’’. ??? Ne demeye geliyor üç beş satır içinde özetlenen bu karar: Rum engelinin aşılması için Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımaktan limanları açmaya kadar bütün dayatmaları çözeceğimizi kabul etmek, demek. Müzakere tarihi almak için Kıbrıs’ı gözden çıkarmışlardı. Şimdi müzakerelere başlamak için yeni ödünlere hazırlanıyorlar. Dışişleri Bakanı Gül için müzakerelere başlamak önemli. Ötesi kolayyy! Tabii dış merkezlere vaat ettikleri ödünleri vere vere! Başbakan bağırıyor. Onurumuzu koruyacağız! Dışişleri Bakanı Rum direnişi kırılarak müzakere kararı çıkmadan Lüksemburg’a gitmeyeceğini ilan ediyor. Oysa, havaalanında kapı önünde özel uçak hazır bekliyor. Dışişleri Bakanı Gül; bir kez daha kapalı kapılar önünde hazır olda kararı bekliyor. AB, Gül’ü (Türkiye’yi) bir kez daha kapı önünde bekletiyor. Unakıtan af fırsatını kaçırmıyor Maliye Bakanlığı’nın isteğiyle, kayıtları yok eden ve sahte belge düzenleyenlere hapis cezası verilmesini öngören düzenlemeye ‘bilerek’ifadesi eklendi. Ancak toplantıda olmayan CHP’liler maddenin yeniden görüşülmesini istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a af için bir kez daha girişimde bulundu. CHP’li üyelerin itirazlarına karşın kabul edilen maddenin bugün yeniden görüşülmesi kararlaştırıldı. Temel ceza yasalarına uyum amacıyla hazırlanan tasarının Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerinde, ‘‘kaçakçılık suçları ve cezaları’’ başlıklı 359. maddesinde değişiklik öngörüldü. Buna göre, vergi kanunları uyarınca saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sayfalarını yok edenlere belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar 2 yıldan 5 yıla dek hapisle cezalandırılması öngürüldü. Görüşmeler sırasında Maliye Bakanlığı’nın isteği doğrultusunda AKP’li Recep Özer tarafından verilen önerge ile tasarının hükümlerine ‘‘bilerek’’ ibaresi eklenmek istendi. Görüşmelerin öğleden önceki bölümünde CHP’li üyelerin itirazı üzerine sonraya bırakılan madde, öğleden sonra CHP’li bazı üyelerin bulunmadığı sırada kabul edildi. Toplantıya daha sonra katılan CHP’li Orhan Eraslan, kabul edilen maddedeki ‘‘bilerek’’ ibaresi ile ‘‘Maliye Bakanı Unakıtan’a kıyak yapıldığını’’ söyledi. CHP’liler, söz konusu maddeyle ilgili yeniden görüşme yapılmasını istedi. Maddenin bugün yeniden görüşülmesine karar verildi. CHP’li Mehmet Küçükaşık, Unakıtan hakkında Albaraka Türk’ün yönetim kurulu üyeliği yaptığı döneme ilişkin Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinin b fıkrasının 1. bendi gereğince sahte belge düzenlemek ve sahte belge alıp kullanmak suçundan dava açıldığına dikkat çekti. Küçükışık, maddeye ‘‘bilerek’’ sözcüğü eklenerek Unakıtan’ın kurtarılmaya çalışıldığını vurguladı. ‘Kurusıkı’ya hapis cezası Komisyonda, kurusıkı tabancalar da Ateşli Silahlar Yasası kapsamına alındı. Buna göre, kurusıkı tabir edilen tabancayı, özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştürenlere, 1 yıldan 3 yıla kadar ve 30 günden 100 güne kadar adli para cezası verilecek. Üniversitelerden araştırma Siyasetin yeni yüzü İstanbul Haber Servisi Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Ersin Kalaycıoğlu ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Çarkoğlu’nun hazırladığı ‘‘Türkiye’de Siyasetin Yeni Yüzü’’ araştırmasına göre sağ ağırlığını sürdürüyor, solda değişiklik yok. Türkiye genelinde 23 ilde, 18 yaş ve üzeri toplam 1846 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre bir yandan özgürlük konusunda duyarlılık ve demokrasiye bağlılık ifade edilirken diğer yandan askeri yönetimin seçilmiş hükümetlerden daha iyi olacağını kabul edenlerin oranı yüzde 40. ‘‘Son bir yılda hükümet politikaları ailenizin ekonomik durumunu nasıl etkiledi’’ sorusuna, 2002’de ‘‘Kötü etkiledi’’ diyenlerin oranı yüzde 86 iken 2006’da yüzde 39. ‘‘Son bir yılda hükümet politikaları Türkiye’nin ekonomisini nasıl etkiledi’’ sorusuna 2002’de ‘‘Kötü etkiledi’’ diyenlerin oranı yüzde 90 iken, 2006’da yüzde 48. AB üyeliğine destek oranı yüzde 55. Katılımcıların yarısı 2006’da hükümetin çalışmalarından memnun değil. Türkiye’de demokrasinin işleyişinden memnun olmama oranı yüzde 55. ‘‘Namusa yönelen zararlar cezalandırılmalı’’ diyenlerin oranı yüzde 87. Katılımcıların yüzde 67’si resmi nikâhın yanında imam nikâhı da istiyor. Katılımcıların 4’te biri dindar insanlara baskı yapıldığını düşünüyor. 1995’te yüzde 19 şeriat özlemi duyarken oran 2006’da yüzde 9’a geriliyor. Katılımcıların yüzde 70’i türbanın üniversitelerde ve devlet kurumlarında takılabileceğini savunuyor. Yüzde 42’sine göre turistler ahlakı bozuyor. Ankara Üniversitesi Senatosu tarafından, gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk’a, eski Büyükelçi Dr. Bilal Şimşir’e, Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı Talat Halman’a, ‘‘Şu Çılgın Türkler’’ kitabının yazarı Turgut Özakman’a ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Konuk Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vamık Volkan’a onursal doktora unvanı verildi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Esnaftan Gökçek’e tepki Atatürkçü düşünce sistemi vazgeçilmez ? Baştarafı 1. Sayfada ‘Ekmeğimizle oynuyorlar’ ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Melih Gökçek yönetimindeki Anakent Belediye Meclisi’nin ‘‘çevrede kirliliğe neden olduğu’’ gerekçesiyle Olgunlar Sokağı’ndaki büfe ile kitapçıların kaldırılması ve yolun trafiğe açılması kararı alması, esnafın tepkisine neden oldu. Olgunlar Sokağı çalışanları, ‘‘Biz burayı ellerimizle temizliyoruz’’ derken, kararın ardında rant hesapları döndüğünü söyledi. Anakent Belediye Meclisi’nin önceki gün Gökçek’in başkanlığında yaptığı toplantısında, kitapçılarıyla ve yiyecekiçecek büfeleriyle ünlü Olgunlar Sokağı’ndaki işletmelerin kaldırılması kararı alındı. Karara Belçika Büyükelçiliği’nin kirlilik gerekçesiyle verdiği ‘‘nota’’ dayanak gösterildi. Gökçek’in yaklaşımını eleştiren esnaf ise herhangi bir kirliliğin söz konusu olmadığını dile getirerek ‘‘Biz Gökçek’in buralardan geçtiğini hiç görmedik’’ yorumunu yaptı. Büfe işletmecilerinden Mehtap Yeşilöz, sokağın neden trafiğe açılacağını anlamadığını belirterek ‘‘Bizler bu büfeler sayesinde ev geçindiriyoruz’’ dedi. rans Salonu’nda düzenlenen törenle gerçekleştirdi. AÜ Rektörü Prof. Nusret Aras, ODTÜ Rektörü Prof. Ural Akbulut AÜ akademik kadrosu ve çok sayıda davetlinin katıldığı törende konuşan Cumhurbaşkanı Sezer, çağdaş üniversitenin koşul ve ortamının oluşturulmasının, üniversitelerin donanım, altyapı ve kaynak yönünden yeterli olanaklara sahip kılınmasının, dünya üniversiteleriyle rekabet edebilecek düzeye taşınmalarını ve Türkiye’nin aydınlanma sürecini hızlandıracağını kaydetti. gençliğini çağdaş bireyler olarak yarınlara hazırlanmasının temel öncelik olduğunu vurguladı. Sezer, öğrencilere seslendi Öğrencilere de seslenen Sezer, şöyle konuştu: ‘‘Temiz toplumu savunmalı, etik değerlerin üstün tutulması için çaba göstermeli, yeniliklere ve değişimlere açık kimliğinizle toplumu zenginleştirmelisiniz.Amacı bilinen yönlendirmelerden, dogmalardan ve boş inançlardan etkilenmeden, bilimsel ve eleştirel düşünce sistemini benimsemeli, ülkenize ve insanlığa yararlı bireyler olmalısınız. Tüm bunların yanında ve her şeyden önce Atatürk ilke ve devrimlerini yol gösterici bellemeli ve benimsemelisiniz. Bilmelisiniz ki,Atatürkçü düşünce sistemi çağdaş dünyanın ve aydınlık Türkiye’nin vazgeçilmezleridir.’’ Öncelik: Çağdaş bireyleri yarınlara hazırlamak Sezer, ‘‘Üniversitelerin karşılaştıkları sorunların, gelişmelerinin önünde büyük engel oluşturduğunun bilincindeyiz. Üniversitelerin akademik, yönetsel ve mali özerkliğe, yerinden yönetim ilkesine dayanan, katılımcılığa, çoksesliliğe olanak tanıyan, saydam, hesap veren, liyakata dayanan, etik değerlere bağlı demokratik yönetim biçimine kavuşturulmaları, çağdaş üniversiteye ulaşma yolunda zorunluluktur. Akıldışılıktan ve bağnazlıktan uzak, dogmalara sapmadan, bilimsel düşünceyi ön planda tutan, uygulamaya ve araştırmaya dayanan programlarla ilgi ve merakı canlı kılan bir eğitim sistemi, çağdaş üniversitenin olmazsa olmaz koşuludur’’ diye konuştu. Sezer, Türk maması gerekirken bazı çevrelerce devamlı gündemde tutularak gerginlik nedeni haline getirilen konu, artık ülkemizin gündeminden çıkarılmalıdır. Kız öğrencilerimiz elbette kamusal alan dışında istedikleri gibi giyinebilirler. Ancak kamusal alan için alınmış olan yargı kararlarının değişmesi, iç ve dış hukuk süreçleri tüketildiği için mümkün olmadığından, bu kararlar laik ve demokratik toplum yapımızın ayrılamaz unsuru olarak var olacaktır. Bu nedenle konu, bir daha ülkemizin gündemine gelmemeli ve kesinleşmiş kararlar tartışmaya açılarak gerginlik yaratılmamalıdır.’’ Onursal doktora unvanı Törende, gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk’a, ‘‘Türk basın tarihinde çok önemli bir yeri olan, adı bizzat Atatürk tarafından ‘Cumhuriyet’ konulan gazetede 1962’den bu yana 45 yıldır çalışan, Atatürk çizgisinde yarım asırdır ödünsüz ilkeleri, yazıları ve düşünceleriyle iz bırakan, fikir gazeteciliğinin yürütülmesinin son derece zor olduğu ülkemizde bütün zorluklara göğüs gererek her dönemde düşüncelerini açık yüreklilikle ve cesaretle paylaşan, aydınlanma felsefesinin Türkiye’nin temel yolu olması gerektiğini ısrarla savunan, çok geniş bir konu yelpazesi içinde yer alan günlük yazı ve kitaplarında Atatürk il ‘Türban gündemden çıksın’ AÜ Rektörü Prof. Aras, üniversitelerin ödenek sıkıntısı yaşadığına dikkat çekerek ‘‘Devlet üniversitelerinin hemen hepsi büyük ekonomik ve idari sıkıntılarla uğraşmakta, bu sorunlar üniversitelerimizin ilerlemesi açısından büyük engel oluşturmaktadır’’ dedi. Aras, şunları kaydetti: ‘‘Değiştirilmesi mümkün olmayan kararlara bağlanmış olmasına karşın ‘türban sorunu’ olarak somutlaşan, kız öğrencilerin kılıkkıyafeti ile ilgili olup, hukuken günümüzde sorun ol ‘Elçilik yetkilileri teşekkür etti’ Çevreyi kirletmediklerini söyleyen Yeşilöz, “Buranın 30 yıllık geçmişi var. Melih Bey bunu ve buradaki onca insanı yadsıyamaz. Elçilik tarafından şikâyette bulunulduğu, doğru.Ancak biz üzerimize düşenleri yaptık. Elçilik yetkilileri ziyarete gelerek teşekkür etti’’ diye konuştu. 17 senedir Olgunlar Sokak’ta çalıştığını söyleyen Latif Karakaya ise‘‘Ekmeğimizle oynuyorlar’’ sözleriyle tepkisini dile getirdi. Metin Yılmaz adlı işletmeci, ‘‘Burada 12 büfe, 30 kitapçı var. Biniki bin kişi burası sayesinde ekmek yiyor’’ dedi. Yılmaz, kirlilik gerekçesinin doğru olmadığını belirterek ‘‘Sabahları elimize süpürge alıp temizliyoruz’’ görüşünü kaydetti. Anakent tarafından ilk önce büfeler için yer verildiğini, parasının alındığını, vergilerin toplandığını kaydeden Yılmaz, ardından da işletmelerin boşaltılmasının istediğini söyledi. kelerinden, Cumhuriyet’in kazanımlarından, aydınlanmadan, çağdaşlıktan, yüzü dünyaya dönük ve demokrat bir Türkiye ülküsünden ödün vermeyen çalışmalarından dolayı’’ onursal doktora sunuldu. Ayrıca emekli Büyükelçi, tarihçi ve araştırmacı yazar Dr. Bilal Şimşir’e, ‘‘Bilim dünyasına, Türk diplomasi yaşamına, özellikle Ermeni sorunuyla ilgili gerçeklerin belgelere dayanarak ortaya çıkarılmasındaki katkılarından dolayı’’; Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı, UNICEF Türkiye Milli Komitesi Başkanı ve Cumhuriyet Ankara yazarı Talat Halman’a ‘‘Kültür ve edebiyat dünyasına, yazınsal çalışmaları ve çevirileriyle katkılarda bulunmasından dolayı’’; daha önce 4 üniversite tarafından fahri doktora ile ödüllendirilen yazar Turgut Özakman’a ‘‘Tarih, kültür, edebiyat ve tiyatroya yaptıkları ile katkıda bulunması ve uzun yılar sürdürdüğü çalışmaları sonunda ortaya koyduğu eserler ile Türk toplumuna ve yeni kuşaklara sürekli bilgi aktarmasından dolayı’’; AÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Konuk Öğretim Üyesi ve iki kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Prof. Vamık Volkan’a da ‘‘Uluslararası alanda psikoterapiye olan katkılarından dolayı’’ fahri doktora unvanı verildi. Prof. Aras, tüm onursal doktora sahiplerine binişlerini giydirdi, anı madalyalarını ve beratlarını sundu. Yüzde 30’un partisi yok Prof. Kalaycıoğlu’na göre “Türkiye’de en sol ve en sağdaki iki partinin bulunduğu, ancak merkezde hiçbir partinin bulunmadığı kutuplaşmış bir Meclis var.Yani seçmenin yüzde 30’unun partisi yok. Türkiye toplumunun kuralsız bir değer yargısı var.” Çarkoğlu ise “Türkiye’de zihniyet ortamının büyük ölçüde sağın egemen değerleri olan gelenekçilik, muhafazakârlık, dindarlık ve milliyetçiliğin egemenliğinde olduğu görülüyor” saptamasını yaptı. Sağlık Yüksek Kurulu Âdet sorusu istifa getirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sporcuların, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nden aldığı sağlık belgesinde, bayan sporcular için ayrılan kısımda âdet günleriyle ilgili soru sorulmasının tekvando antrenörü İlhan Aşkın’ın yaptığı itiraz sonucu yasaklanması, Sağlık Yüksek Kurulu’nu istifaya götürdü. Kurul Başkanı Prof. Tunç Alp Kalyon, Prof. Nedim Doral, Prof. Emin Ergen, Prof. Nevin Ergun, Prof. Aytekin Temizer, Prof. Ferhunde Öktem ve Dr. Kaya Livanelioğlu, uygulamayı kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek istifa etti. Kurul kararının gerekçesini; ‘‘İnsan vücudunun sağlıklı olması için kızerkek ayrımı yapılamaz’’ şeklinde açıkladı. Rumları rahatsız eden tatbikat başladı FIRAT KOZOK GİRNE ‘‘Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2006 Arama Kurtarma Tatbikatı’’nın dördüncüsü, Doğu Akdeniz’in uluslararası sularında ve KKTC’nin karasularında başladı. Tatbikatın tarihçesi ve amacıyla ilgili bilgi veren Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tevfik Özkılıç, Rumların 2005’teki tatbikatının ardından KKTC ve Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne şikâyet ettiğinin anımsatılma sı üzerine, belirlenen tatbikat senaryosunun değişmeyeceğini vurguladı. Tümgeneral Özkılıç, ‘‘Şikâyet kendilerini bağlar. Rumlar birçok şeyi şikâyet ediyorlar. Gerek KKTC, gerek Türkiye Cumhuriyeti bu konuda antremanlı zaten. Gereken zaman ve zeminlerde gereken yanıtlar veriliyor’’ dedi. Tümgeneral Özkılıç, tatbikatın anısına 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit düşen Kıbrıs doğumlu Teğmen Caner Gönyeli’nin annesi Kezban Gönyeli’ye bir plaket verdi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle