21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr TÜSİAD Başkanı Sabancı, Türkiye’nin bilişim sektöründe atılım yapmasının önündeki engelleri anlattı 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Vergi Uganda’dan bile 2 kat fazla ? Sabancı: Türkiye’nin bilişim ve telekomünikasyon sektörlerindeki ortak problemlerin başında, eğitim, ArGe, inovasyon, kalite önlemleri, teşvikler, üniversitesanayi işbirliği gibi konularda yeterli düzeye erişilmemesi geliyor. Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ömer Sabancı, mobil hizmetler üzerinden yüzde 56.3’le dünyanın en yüksek vergisini alan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak ‘‘Bu oran Türkiye’den sonra en yüksek vergi uygulayan Uganda’nın yaklaşık iki katıdır’’ dedi. Araştırmaya da Sararmış Fotoğraflar.. Kimi günlük haberler öylesine iğreti, üzerinde durulmadan, anlamı algılanamadan verilip geçiştiriliyorlar ki... Sararmış fotoğraflar gibi antika, hüzün veren, bir buruk gülümseme duygusu uyandırıyorlar.. Haziran ayı geldi mi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Kurulu gündemli ne kadar çok, birinci sayfada önemli yer alan haberimiz olurdu. 25 yıldır, umursamazlığımız ötesinde değişen hiçbir şey yok gibi. Yine Türkiye demokrasinin olmazsa olmazı sendikal hakların gaspı, ev ödevini yapmaması nedeniyle ILO gündeminde. Yine Türkiye hükümeti, 12 Eylül’le gelen anayasal ve yasalarla yasaklı düzeni değiştirmemenin, işçinin sendikal hak ve özgürlüklerinin gereklerini yerine getirmemenin ayıplarını kapatmada aynı ucuz oyunu sahneliyor... Sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin imzalamış olduğu ILO sözleşmelerinin gereklerini yerine getirmemiş olmasını, yasa taslakları ile kapatmaya çalışıyor. Yıllardır hazırlanıp hazırlanıp Meclis’ten geçirilmemiş, birbiriyle çelişkili sayısız yasa taslağı arasından en uygun düşenlerin metinleriyle bu genel kurulu da atlatmayı hedefliyor. Dün DİSK Genel Başkanı’nın ILO Ankara Merkezi önünde bir protestosu ve basın toplantısı vardı. ILO’yu değil, Türk hükümetinin bu ucuz kandırmacalı tutumunu protesto etmek üzere ILO Genel Kurulu’na katılmama kararı almışlardı. Süleyman Çelebi, sendikal örgütlülüğün, grev hakkının önündeki engellerin kaldırılmaması, hâlâ 12 Eylül yasaklı düzenin yürürlükte olması ayıbını anımsatarak Erdoğan hükümetinden bir an önce gereken yasaların çıkarılmasını istedi. Haberin ciddiye alınmaması, algılanmaması, çalışanların sendikal hakları üzerinde nasıl bir erozyonun yaşandığının belgesi. ??? Olayın polisiye boyutu ağır bastığı için, Tuzla’da tersane işçilerinin gemiyi işgal eylemi haber oldu. Polis tarafından yaka paça, dayakla dışarı çıkarıldılar, gözaltına alındılar. Oysa sadece ve sadece aylarca ödenmeyen ücret, kazanılmış hak alacaklarını istiyorlardı. Anayasaya, yasalara göre, ücretsiz, angarya çalıştırmak büyük suç. Angarya, ücretsiz çalıştırmaya karşı hak arama, hukukun tepetaklak olmasıyla fiilen daha büyük suç oluyor demek ki... Yoksa örgütlenme hakları için direnen, direndikleri için de işten atılan DESAN işçileri, Limterİş Sendikası yöneticileri tutuklanmazlardı, değil mi? İşte sendikaya üye oldukları için işten atılan, kapı önünde direniş yapmaya çalışan çaresiz işçilerin işyerlerinin son dökümü: Ekstra Metal, Has Alüminyum, Miko Yap, Tabosa, CUAS, Güzel İzmir, Numaş, Mensa, Metneka, İnteks Tekstil, Dedeman, Hilton, Etap, DİTAŞ... Aylar süren küçük küçük grevler de gündem dışında. Sendikal hakları unutun, kutsanan serbest piyasa düzeninin rekabet eksenli politikalarında, işsizlik tehdidiyle işçi üzerinde estirilen terör ortamında, işçinin yasal haklarını istemesi bile suçtan sayılıyor. Eski iş yasasının kazanılmış haklarını budamış, 4857 sayılı İş Yasası hükümleri hemen hemen hiçbir iş yerinde uygulanmıyor. Esnek çalışma hükümleri yasaya karşı hile yöntemleri geçerli: Fazla mesaisiz sabit ücretle, işçiler kölelik düzeninde, yasanın çok üstünde sürelerde çalıştırılıyorlar. Erdoğan hükümetine bu kölelik düzeninde çalıştırma da yetmiyor olmalı ki... Başbakan Erdoğan ıkınıp sıkılmadan, kitlelerin önünde yaptığı açıklamalarda, kamuda bundan böyle sözleşmeli işçi çalıştırma kararlarıyla övünüyor. Tepki vermek kimsenin aklından geçmiyor. Oysa sözleşmeli çalıştırma, emekçinin ne kamu işçisi (memur) ne de 4857 sayılı İş Yasası kapsamında işçi olarak çalıştırılmaması anlamına geliyor. Böyle olduğu için Türkiye 1980’lerden bu yana ILO’da kâğıt üstünde hesap veriyor. Yasalardan kaçma yolu olan sözleşmeli çalıştırmayı ILO’da hükümetlerimiz, ‘‘zorunlu, geçici, özel, sınırlı uygulama’’ olarak savunmaya kalkışıyorlar. Oysa Başbakan Erdoğan hükümetinin icraatlarında bu yasadan kaçış yöntemi partizanca, keyfi, yasaya karşı hile, çoğunluk uygulaması haline getirildi. Yetmemiş, Erdoğan hükümeti 4857’den bir kaçış yolu daha bulmak üzere yeni bir yasa tasarısı hazırlamış. Kamuda ihale yöntemiyle yapılan, genel uygulamaya dönüşmüş işlerde, taşeron eliyle çalıştırılanların tümden bu yasalar dışında kalmalarını sağlamayı öngörmüş. Hatta taşarona verilecek işlerde çalışan kamu işçilerinin iş güvencesini de kaldırmayı içeriyor. Haberi olan, ilgilenenler var mı? Türkİş nerede? Sahi ILO’da, Ankara’da ne iş yaparlar?.. DOANY: TÜRK TELEKOM’UN YENİ HİZMETLERİ YOLDA TÜSİAD’ın toplantısına katılan Paul Doany, Türk Telekom portföy ürün servislerine bakıldığında, erişim açığının yüksek olduğunu belirtti. Doany, ‘‘18 milyon müşteri network’te zarar etmektedir. Operatör ve düzenleyici birtakım zorluklarla karşı karşıya... Bunun düzeltilmesi gerekihil edilen 50 ülkenin ortalamasının sadece yüzde 17.1 olduğunu belirten Sabancı, bu yüksek vergi yükünün Türkiye’de telekomünikasyon pazarının büyümesini engellediğini bildirdi. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Prof. Ufuk Çağlayan ve Dr. Ayşe Bener tarafından hazırlanan ‘‘AB Sürecinde Türkiye’de Bilişim ve Telekomünikasyon Sektörü Üzerinde Görüş ve Öneriler’’ konulu raporun tanıtım toplanyor. Ancak bu şekilde liberalizasyon mümkün olabilir. Aksi halde Türk Telekom’la rekabet çok güç olacaktır’’ dedi. Doany, katma değerli hizmetler konusunda yapacakları çalışmaların sorulması üzerine, değer getiren hizmetler konusunda bugün açıklama yapacaklarını söyledi. tısında konuşan Sabancı, AB mevzuatının uygulanması ve telekomünikasyon hizmetlerinin rekabetçi bir yapı içinde ucuz, kaliteli ve yaygın olarak sunulmasının elzem olduğunu söyledi. Bilişim ve telekomünikasyon sektörlerinin, Türkiye’nin AB üyeliği açısından taşıdığı öneme dikkat çeken Sabancı, ‘‘Türkiye’nin ekonomik boyutları, nüfusu, stratejik konumu gibi bazı özellikleri dikkate alındığında ve diğer sektörlerle Ömer Sabancı karşılaştırıldığında bilişim teknolojileri pazarının yeterli büyüklükte olmadığı görülüyor. Türkiye, kişi başına bilgisayar sayısı, bilgi teknolojileri harcaması ve internet kullanımı gibi temel göstergelerde OECD, AB15 ve AB25 ülkeleri ile karşılaştırıldığında maalesef genellikle sonlarda yer alıyor’’ diye konuştu. Türkiye’nin bilişim ve telekomünikasyon sektörlerindeki ortak problemlerinin başında, eğitim, ArGe, inovasyon, kalite önlemleri, teşvikler, üniversitesanayi işbirliği gibi konularda yeterli düzeye erişilmemesinin geldiğini anlatan Sabancı, ‘‘Temel göstergelerin yeterince iyi olmamasının nedenleri arasında, yaşanan ekonomik krizlerin yanı sıra telekomünikasyon pazarını serbestleştirecek ve rekabete açacak bir şekilde monopol yapıyı ortadan kaldırmada ve özelleştirmede geç kalınması, aşırı vergilendirme, gecikmeli düzenlemeler ve uygulama eksiklikleri de yer alıyor’’ dedi. ÖN ELEMEYİ GEÇTİ Maliye, 2003 yılından itibaren gelirlerin giderleri büyük ölçüde aştığını saptadı Turkcell, Mısır’ı konuşturmaya aday oldu ? Turkcell’in içinde bulunduğu konsorsiyum, Mısır’daki ihalede ön eleme aşamasını geçti. Ekonomi Servisi Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ’nin içinde bulunduğu konsorsiyum Mısır’daki ihalede ön eleme safhasını geçtiği açıklandı. Turkcell’den Borsa’ya gönderilen açıklamada, 23 Mart 2006 tarihli özel durum açıklamasında şirket yönetim kurulu üyelerinin Mısır Arap Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilecek olan üçüncü GSM ihalesinin ön eleme safhası için gerekli çalışmaların yapılarak ön yeterlilik müracaatında bulunulmasına karar verildiklerinin duyurulduğu anımsatıldı. Açıklamada, ‘‘Yapılan değerlendirme sonucunda, şirketimizin içinde bulunduğu konsorsiyum ön eleme safhasını geçmiştir. Şirketimiz ihaleye katılım konusundaki değerlendirmelerini sürdürmektedir‘‘ denildi. Turkcell’in şu anda yurtdışında Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Ukrayna, Moldova ve İran’da olmak üzere yatırımları bulunuyor. 31 Mart 2006 itibarıyla 28.7 milyon abonesi bulunan Turkcell, Türkiye coğrafyasının yüzde 78.48’ini kapsayarak, toplam nüfusun 96.58’ini kapsar hale geldi. Şirket ayrıca, nüfusu 5 binin üzerinde olan yerleşim merkezlerinin yüzde 100’ünü, bu merkezlerde yaşayan nüfusun da yüzde 99.97’sini kapsama alanına almış bulunuyor. Lojmanların satışı rasyonel değil Şener: Enflasyonun yüksek çıkması önemsiz Ekonomi Servisi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ‘‘Enflasyonda aylık bazda rakamların yüksek çıkması önemli değil, sürekli azalarak devam edecek’’ dedi. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı ve Dünya Bankası tarafından düzenlenen ‘‘Doğu Avrupa ve Orta Asya’da İş Yaratma Forumu’’nda konuşan Şener, ‘‘Matematiksel olarak enflasyon hedefinin içindeyiz’’ diye konuştu. Aynı toplantıda söz alan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink ise herhangi bir kriz beklemediğini belirterek ‘‘Piyasalardaki hareketliliğin bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum’’ dedi. ? 2005 yılında 80 milyon YTL ’lik harcamaya karşılık, kamu konutlarından elde edilen gelir 221 milyon 851 bin YTL ’ye yükseldi. ANKARA (AA) Maliye Bakanlığı, ‘‘sosyal devlet ilkesi ve zorluklar’’ ve gelirlerin giderlerini aşması nedeniyle kamuya ait lojmanların satılmasının rasyonel olmadığını bildirdi. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü ArGe Birimi’nce ‘‘Kamu Konutları Bütçeye Yük Teşkil Ediyor mu’’ başlıklı bir lojman raporu hazırlandı. Buna göre kamu konutlarının 2003’ten itibaren gelirinin giderini aştığı belirlendi. 141.8 milyon YTL ’lik katkı 2005 yılında 80 milyon YTL ’lik harcamaya karşılık kamu konutlarından elde edilen gelir 221 milyon 851 bin YTL ’ye yükseldi. Böylece, lojmanlar geçen yıl bütçeye 141 milyon 851 YTL katkı yaptı. Raporun sonuç ve değerlendirme bölümünde de şu görüşler yer aldı: Milli Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’na ait konutlar askeri yasak ve güvenlik bölgeleri kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait konutlar bu kurum açısından risk taşıyan güvenlik bölgeleri içinde, Milli Eğitim Bakanlığı’na ait konutlar, çoğunlukla köylerde ve okul yanlarında, Sağlık Bakanlığı’na ait konutlar hastane alanı içinde, Orman Genel Müdürlüğü’ne ait konutlar da orman sınırları içinde yer alıyor. Bu nedenle anılan konutların bağımsız mülkiyete konu yapılarak satışı çok zor, neredeyse imkânsızdır. Sosyal devlet ilkesiyle birlikte kamu konutlarının bütçe üzerinde bir yük oluşturmadığı görülürken satıştaki zorluklar değerlendirildiğinde satış işleminin rasyonel olmadığı söylenebilir. Kamuya ait toplam lojman sayısı geçen yıl sonunda da 233 bin 843 oldu. Türkiye’de en fazla lojmanı bulunan kuruluş ise Milli Savunma Bakanlığı olarak belirlendi. Yeni derdimiz ABD enflasyonu Ekonomi Servisi ? Brüksel’den gelen haberlere odaklı dalgalı izlenen faktörlerin Haftaya düşüşle baş seyir izleyen borsada dikkatler, ABD toptan arasında en üst sırada söylüyor. layan İMKB, dün satış ve tüketici enflasyon verilerine çevrildi. olduklarını Enflasyon verisinin ikinci seansta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün te sa endeksi günün tamamında mayıs ayı için yüzde 0.4 artması maslarını sürdürdüğü Brük 472.26 puan geriledi. Hisse se bekleniyor. Yatırımcılar aynı zamanda, sel’deki gelişmelere bağlı ola netlerinin günlük ortalama derak dalgalı bir seyir izledi. Bu ğer kaybı yüzde 1.36 oldu. Ge aralarında Amerika Merkez gün ve yarın ise ABD’de açık çen hafta yüzde 11.4 oranında Bankası (FED) Başkanı Ben lanması beklenen toptan ve tü gerileyen İMKB 100 endeksin Bernanke’nin konuşmaları önketici enflasyon rakamları yatı de yabancı yatırımcılardan özel cesinde de gerginler. Yatırımcıların borç alma farımcıların gündemindeki önce likle bankacılık sektöründeki kâğıtlarda gelen satışlar belirle izlerinin artma ihtimali ile ilgilikli madde oldu. li ipucu verebilecek olan ABD İMKB Ulusal 100 Endeksi, 2. yici oldu. İstanbul serbest piyasada ka enflasyon verisini beklerken, seansta 457.23 puan azalarak 34.330,32 puandan kapandı. panış saatlerinde doların satış Almanya’daki Dünya Kupası, Hisse senetleri 2. seansta orta fiyatı 1.5520, Avro’nun satış fi ekonomik büyüme konusundaki kaygıları dağıttı. Avrupa borlama yüzde 1.31 değer kaybet yatı 1.9530 YTL oldu. Analistler ABD toptan satış saları buna paralel olarak toparti. İlk seanstaki 15.03 puanlık düşüş dikkate alındığında, Bor ve tüketici enflasyon verilerinin landı. [email protected] 2001’DE BANKALARA SATILAN 5 YILLIK SENETLER YARIN GERİ ALINACAK Bankalara ‘Derviş’ kârı MURAT KIŞLALI Böylece 2.1 milyar dolarlık senetleri karşılığında bankalara ANKARA 57. hükümetin eko1.5498 YTL ’lik dolar kuru hesabıynomiden sorumlu Devlet Bakanı la toplam 3 milyar 255 milyon YTL Kemal Derviş zamanında, bankalaödenecek. Oysa aynı ödeme, mali rı rahatlatmak için çıkarılan döviçalkalantıların başladığı 15 Mayıs ze bağlı takas senetlerinin bedellehaftasından önceki Merkez Bankari 14 Haziran 2006 Çarşamba güsı döviz dolar alış kuru 10 günlük nü (yarın) geri ödenecek. Yaklaşık ortalaması olan 1.3302 üzerinden 2.1 milyar dolarlık ödeme tahmini yapılsaydı, bankalara ödenecek ra1.55 YTL ’lik mali dalgalanma sonkam 2 milyar 794 milyon YTL olarası dolar kurundan yacaktı. Buna göre, aradapılacağı için 1.33 ? Yaklaşık 2.1 milyar dolarlık ödeme, mali çalkantı ki 461 milyon YTL HaYTL’lik önceki kura ’lik dolar kurundan değil de zine zararı, 1.55’lik dogöre Hazine, 300 mil öncesindeki 1.33 YTL kurundan 297 milyon ’lik çalkantı sonrası kurdan yapılacağı için lar yon dolar civarında za 1.55 YTL dolara denk geliyor. Hazine 300 milyon dolar zarar edecek. rar edecek. Konunun Hükümetin bir uzmanı ‘‘Burada sorumluluğu sorumluluk hükümetle bürokrasi ise 14 Haziran 2006 Çarşamba güde. Bunun geleceği belliydi, mali nü, yani yarın itfa edilecek. Konuyu yakından takip eden bir dalgalanma daha iyi yönetilerek bu Senetlerin sözleşmesine göre, it bankacı, ‘‘Takas öncesi yatıştırıcı zarar asgariye düşürülebilirdi’’ de fa tarihindeki dolar toplamı, itfa açıklamalarla ve TCMB’nin yavaş di. dan 2 gün önceden başlamak üze yavaş piyasadaki likiditeyi emmeEski Devlet Bakanı Derviş’e re geriye doğru 10 günlük Merkez siyle bir müdahele yapılabilirdi. bağlı olan Hazine Müsteşarlığı, Bankası dolar alış kuru ortalaması Böylece döviz kurunu daha düşük 2001 krizi sonrası 15 Haziran üzerinden yapılacak. 12 Haziran tutabilirdi. Bu zararda biraz hükü2001’de, hem açık pozisyonu olan 2006 (dün) hariç, son 10 işgününün metin, biraz bürokrasinin ilgisiz, labankaları rahatlatmak hem de Ha Merkez Bankası dolar döviz alış kayt tutumunun etkisi, sorumluluzine’nin kısa vadeli borçlarını uzun kuru ortalaması 1.5498’e geliyor. ğu var’’ dedi. vadeye yaymak için yaklaşık 4.8 milyar dolarlık senet çıkardı. Bankaların kısa vadeli Hazine borçlarıyla takas edilen bu senetlerin yarısı 3, diğer yarısı 5 yıllıktı. 5 yıllık senetlerin bir kısmı, tüm ödemelerin aynı döneme getirilmemesi için 22 Mart 2006 ve 28 Nisan 2006’da iki parti halinde erken itfa edildi (ödendi). Geriye kalan yaklaşık 2.1 milyar dolarlık senet CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle