19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Hodri meydan bir yaşam Baykam, 11 yılda kaleme aldığı ve politikosanatsal olarak nitelediği otobiyografisinde yaşamöyküsünün yanı sıra liberal demokrasinin(!) hoşgörü yokluğunu da anlatıyor GAMZE AKDEMİR DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT TürkiyeİranIrak Sınır Üçgeninde Sıcak Yürüyüş Genelkurmay Başkanlığı’nın dün yaptığı basını bilgilendirme toplantısı, iki ana öğeyi öne çıkarıyor. Bir: Irak sınırında, iç güvenliğimiz ile ilgili olarak özellikle sınırın öte tarafında kontrolü sağlayacak, Irak hükümetine bağlı herhangi bir unsurun olmayışının terörist hareketleri kolaylaştırdığı da bilindiği için TSK ‘‘bölünmez bütünlüğümüze karşı silahlı tehdit oluşturanlar bertaraf edilinceye kadar operasyonları sürdürecektir’’. İki: Bu doğrultuda, gerektiği takdirde sınır ötesi operasyonlar da, BM ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarda yazıldığı şekilde gerçekleştirilecektir. Otorite boşluğunun artarak devam ettiği Kuzey Irak sınırlarında, TSK tarafından kararlı bir mücadelenin yürütüldüğü, altı kalın çizgilerle çizilerek hem iç hem de dış kamuoyu önünde tekrarlandığı saatlerde, İran’dan da terör örgütü PKK’nin tehditlerine karşı göze çarpan bir hareketliliğin sürdüğü haberleri geliyor. Van ve Hakkâri valileri ile işbirliği yapan Urumiye ve Makü valilerinin eşzamanlı operasyonlar yaptıkları öğreniliyor.10 gündür devam eden bu operasyonlardan sonra, İranTürkiye arasındaki dağlık bölgedeki 6 PKK kampında bulunan yaklaşık 500 militan Irak içlerine çekiliyorlar. Böylece, birbirinden ayrı iki ülkede, aynı amaca yönelik ve resmi olmayan bir tür ‘‘sanal’’ ortak güvenlik savunması eylemi oluşuyor. Bedri Baykam’ın ‘‘Harika Çocuk’’ ve ‘‘Sonsuz Okyanus’’ adıyla Piramid Yayınları’ndan çıkan iki ciltlik otobiyografisi, yarın İstanbul Modern Sanat Galerisi’nde açılacak olan ‘‘OtoRetro’’ isimli bir sergiyle birlikte tanıtılacak. Baykam, 11 yılda yazdığı ve ‘‘politikosanatsal’’ olarak nitelediği otobiyografisinde yaşamöyküsünün yanı sıra liberal demokrasinin(!) hoşgörü yokluğunu, özgür tartışma ortamlarına karşı beslenen kini de koşut olarak anlatıyor. Kitabı oportünist bir tavırla kendisini yüceltmek için yazmadığını ve tam tersine, kendisini demagojik yorumlara karşı kalkansız bırakmaktan çekinmediğini söylüyor Baykam. Ve kendisine her fırsatta saldırmak için, dönüp dolaşıp vekil oğlu diye devlet parasıyla yurtdışında okudu gibi yalan bahanelere sığınanlara hodri meydan diyor. 1200 sayfada yaşamını detaylarıyla anlatıyor. Dediği gibi, kimilerine ‘‘birinci elden tescilli kozlar’’ veriyor. TürkiyeParisAmerika ana hattında gelişen kitapta aile var, sevgililer var, yapıtlarını hangi duygularla, hangi evrelerden geçerek ürettiği de var, 60’larda en çok uluslararası üne erişmiş çocuk sanatçı da... 800 dolar ve bir cesaretle göçülen Amerika. Yarı aç yarı tokluk, yaşamın vurkaçları, ırkçı sanat dünyasına verilen manifesto var. Tenis duayenliği, futbol hastalığı da var. Resim ve yaşam tavrının yoğun adrenalin dozunda gizli olduğunu söyleyen Baykam’ın tüm içsel defterlerini bu kadar açmasının bir sebebi de özel ve sanat yaşamlarının çok büyük oranlarda kesişiyor olması. Çocukluğunda TeksasTommiks hayranı olan Baykam, Türkçe ve klasik müzik tutkunu. Ve bir de Orhan Solda: Baykam’ın Hayalet isimli çalışmasının son rötuşları. (1982 Oakland) Altta: Savaş, 25x40 cm. Kağıt üzerine keçeli kalem. (1965) vaşımı da yansıtıyor. Dünyanın her yerinde süren minimalistler, kavramsalcılar ve yeni dışavurumcular tartışmasını derinlemesine irdeliyor. ‘‘Dışavurumculuk, dadaizm, gerçeküstücülük, soyut sanat, pop sanat, sokak sanatı, graffiti, pornografi, karikatür ve hatta tepkisel farklarına rağmen kavramsal sanatın bir mikserden geçmiş, ama özgür görünmeyi başaran halidir yeni dışavurumculuk. Yeni dışavurumculuğun hem hâkimi, hem sanığı, hem halkla ilişkiler bakanı hem de yıldızlı generaliyim’’ diyor bu nedenle. Ve şöyle devam ediyor: ‘‘Benim Martin Luther King’in dediği gibi, bir rüyam var. O da tüm dünya sanatçılarının eşit ve gerçek şekilde beraber sergilenebilmeleri...’’ Irak’ta üç ayrı özerk devlet mi? PKK’nin de, Kuzey Irak’taki Barzani devletinin de, bu işbirliğinden hoşnut kalmadıklarını söylemek bilineni bir kez daha ilan etmek gibi olsa da, Amerikanın, Irak’ta ne yapacağını hâlâ kararlaştıramadığı bir dönem de özellikle gerekiyor. ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin önde gelen üyelerinden Joseph Bilden, komite başkanı Gelb ile birlikte Irak’ın ‘‘zayıf bir merkezi hükümet’’in yanı sıra Kürt, Sünni Arap ve Şii Arap olmak üzere 3 bölgeye ayrılmasını önerdiklerini, New York Times’deki yazısında açıkladı. Senatör, Başkan Bush’un artık Irak’ta bir stratejisi olmadığını, sadece yenilgiyi önleyerek sorunu halefine devretmeyi düşündüğünü savunuyor. Böyle bir oluşumun, Türkiye ile Irak arasındaki tüm ilişkilerde asıl söz sahibinin Kuzey Irak’taki özerk devlet olacağı gerçeğini kimse göz ardı etmemelidir. ABD, ‘‘Nasıl bir Irak’’ sorusunu çözecek seçenekler ararken Barzani’nin de Kuzey Irak’taki özerk yönetimin başkanı sıfatı ile üye olacağı bir ‘‘Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’’nin de hazırlığını yapıyor. Söz Kuzey Irak’taki özerk devletin başkanına gelmişken TBMM Şemdinli Komisyonu raporunda yazılanları da anımsamakta yarar var. Gencebay. Aşıdan ve dişçiden hep korkmuş/hâlâ da korkuyor. İlk resmi bir Türk bayrağı ve bir çiçek. Beş yaşında ‘‘Atatürk Kocatepe’de’’ desenleri, ‘‘Anıtkabir’’, ‘‘Kurtuluş Savaşı’’ resmi yaptı. Çocukluğunda yeteneği, görüşleri alınmak üzere götürüldüğü İsviçre’de uzmanlarca tescillendi. İlk sergisi 10 Mayıs 1963’te Sanat Sevenler Kulübü’nde açıldı. Ziyaretçiler arasında İsmet ve Mevhibe İnönü de vardı. Yeteneği hakkında ilk yazıyı, onu destekleyen usta besteci ve müzik eleştirmeni Selmi Andak yazdı. 6364 yılları arasında Ankara ve İstan bul sergilerini Bern, Cenevre, Viyana, Paris, Londra, Münih, Frankfurt, Stockholm, Roma, New York sergileri izledi. Televizyonda canlı yayında resim yaptı. Olgunluk dönemi işlerine ise varoluşçu krizler, acımasız yaşam algılamasının izleri yansıdı. 1975’te Sorbonne Üniversitesi Genel Ekonomi ve İşletme Bölümü’ne, 1980’de de California College of Arts and Crafts’a gitti. O dönem desenleri bireysel başarıdan çok araştırmacılık ve umursamaz bir özgürlük içerdi. 81’de yağlıboya ve tuvale geçti. İlk yağlıboyası ‘‘Interior’’ isimli çalışması oldu. Boya için ‘‘Akıtılması gereken, kullanılması gereken bir hammaddedir; rüyalarımızı gerçeğe dönüştürme kapasitesine sahip sihirli bir kimyasal formüldür. Bazen yalnız bu dönüşüme aracılık ettiğime inanıyorum’’ nitelemesini kullanıyor Baykam. Otobiyografisinde Batı’nın kültürelsiyasi emperyalizmine karşı sa Hakkâri düğünlerinde bile var. Araştırma Komisyonu, Barzani’nin kontrolündeki bölgede kaçakçılığa göz yumulmasının, geçimini bu yolla sağlayanların sempatisini çektiğini yazmış. Bölgede bazı aşiret mensuplarının Kuzey Irak kimliği taşıdıkları, çok sayıda kişinin seçimlerde oy kullanmak amacıyla kuzey Irak’a götürüldüğü, Hakkâri bölgesinde yapılan düğünlerde geline Barzani adına altın takıldığı da aynı raporda yer alıyor. Yeni ilköğretim kurumları yönetmeliğine göre kopya çeken öğrenci sıfır not almayacak, sınavı geçersiz sayılacak Sözlü sınav dönemi kapandı ? Öğrencilerin başarıları sınavlar, projeler, performans ödevleri ve derse katılım durumuna göre belirlenecek. Öğrenciler bir dernek adına çalışabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği yenilendi. Kopya çeken öğrenciye sıfır verilmeyecek. Öğrenciler bir dernek adına çalışabilecek. MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin bazı maddelerinde değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik hükümleri, 20062007 eğitimöğretim yılından itibaren geçerli olacak. Yeni düzenlemeyle kopya çeken ve geçerli özrü olmadan sınava girmeyen öğrenciye ‘‘sıfır’’ verilmeyecek, sınavı geçersiz sayılacak ve notla değerlendirilmeyecek. Ancak yarıyıl notunun hesaplanmasında aritmetik ortalama alınırken sınav sayısına dahil edilecek. Ayrıca bu durum, ders öğretmeni tarafından okul yönetimine bildirilecek. Ve Şemdinli davası.. Şemdinli’de kitabevi sahibi Sefer Yılmaz’ın dükkânına atılan bombanın failleri olduğu ileri sürülen iki astsubay ve bir jandarma haber alma elemanının beklenen duruşması, sadece bu sıcak gelişmelerin geçtiği bölgeyi değil, tüm kamuoyunu da yakından ilgilendiriyor. Yarın Van Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak olan duruşmada sanıkların suçsuz olduğuna inanan Jandarma Genel Komutanlığı’nın görevlendirdiği 4 avukat görev yapacak. Müdahil Sefer Yılmaz’ı ise temsil etmek isteyen 400’ü aşkın avukatın, duruşma salonunun durumu nedeniyle sayılarının kısıtlandığı biliniyor. Duruşma öncesinde, müdahil tarafın psikolojik üstünlük sağlama girişimleri arasında ses ve görüntü saptama istekleri de vardı. Astsubayların suçsuzluğuna inanan ve olayın düzmece olduğunu savunarak sanıklar lehine lobi yapmak isteyenler arasında bir de emekli orgeneral var. Edip Başer epostalarla ‘‘Türk ulusuna bu ve benzeri gerçekleri zamanında açıklamak ve aktarmak, aydın olduğunu varsayan hepimizin öncelikli görevi olmalıydı. Satılmış hainler takımı, bu tür oyunları sergilemeye cesaret edememeliydi.Sergilese de seyirci bulmamalıydı’’ diyor. Sonra ‘‘tanıdığı’’ Sefer Yılmaz’ı belgeleriyle anlatıyor. Hayli ilginç bir dava izleyeceğimizi söyleyebilirim. Ben ve benim gibi Cumhuriyet okuyarak büyüyenler olarak, bu konuda kendimizi sorumlu hissediyoruz. Üzüntümüz ve feryadımız bundandır. Aydınlık günlere. TBMM ödülleri verildi TBMM’nin ilk kez düzenlediği Üstün Hizmet Ödülleri, TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından sahiplerine verildi. Törende İzzet Baysal Vakfı adına ödülü, vakfın yönetim kurulu başkanı Ahmet Baysal alırken gözleri doldu. Üstün Hizmet Ödülü’nü alan diğer kişi ve kuruluşlar şöyle: ‘‘Neşet Ertaş, Zeynel Abidin Erdem, Hacı Ali Akın, Mehmet Refik Altaş, Oral Baytok, İbrahim Bodur, Hacı Boydak, Ahmet Çalık, Ömer Duruk, Şakir Eczacıbaşı, Mehmet Erdemoğlu, Ahmet Eren, Cafer Recai Gizer, Recep Salih İşgören, Emine ve Zehra Kadıköylüoğlu, Abdülkadir Konukoğlu, MADO Gıda Sanayi AŞ, Cemil Özgür, Güler Sabancı, Metin Sözen, Süheyla Tahaoğlu, Mehmet Tekerlek, Şevket Yardımcı, Kazım Yılmaz ve Prof. Dr. Sabahattin Zaim.’’ (AA) Özel sağlık kuruluşlarının raporları geçerli Yönetmelikle öğrencinin başarısının ölçülmesine ilişkin esaslar da yeniden belirlendi. Öğrencilerin başarıları sınavlar, projeler, performans ödevleri, derse katılım ve ders içi performanslarından alınan puanlara göre belirlenecek. Yeni düzenlemeye göre, özel sağlık kuruluşlarından alınan raporlar da geçerli sayılacak. Yönetmelikte, öğrenci karnelerinde yer alan ‘‘Davranışların Değerlendirilmesi’’ başlıklı kısmı değiştirilerek, öğrencilerin görgü kurallarına uyup uymadıkları, başkalarının haklarına saygı gösterip göstermedikleri ve bağımsız karar verme yetenekleri gibi bazı becerilerinin de değerlendirilmesine ilişkin hükümler konuldu. Öğrencilerin gelişim düzeyleri, sınıf öğretmeni veya şube rehber öğretmeni tarafından aynı şubede derse giren diğer öğretmenlerin görüşleri de alınarak ‘‘Gelişim Düzeyinin Üstünde’’, ‘‘Gelişim Düzeyine Uygun’’, ‘‘Desteğe İhtiyacı Var’’ şeklinde değerlendirilecek. Böylece artık öğrencilerin davranışlarının karşısında belirtilen ‘‘pekiyi’’, ‘‘iyi’’ değerlendirmeleri karnelerde yer almayacak. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net YÖK’TEN AÇIK LİSE UYARISI P ROF VERİMLİ: SÖZLÜ SINAVI ÇOCUKLARDA KONUŞMA BECERİSİ KAZANDIRIYORDU ÖSS başvuruları kabul edilmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan açıköğretim lisesi yönetmeliğine dayanarak 15 bin 486’sı imam hatip kökenli, toplam 56 bin 486 öğrencinin bu liselere başvurduğunun ortaya çıkması ve Bakan Hüseyin Çelik’in, bu durumun öğrencilerin ‘‘kazanılmış hakkı’’ olduğu yönündeki açıklamaları, YÖK’ü bir kez daha harekete geçirdi. Kurul, söz konusu yönetmelik çerçevesinde açıköğretim liselerine kayıt yaptıranların genel lise diplomasıyla üniversite sınavlarına başvuramayacaklarını ve herhangi bir yükseköğretim kurumuna yerleştirilmeyeceklerini duyurdu. YÖK Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Açıköğretim liselerine kayıt yaptıranların genel lise diplomasıyla üniversite sınavlarına müracaat edemeyecekleri, bu suretle müracaat edenlerin herhangi bir yükseköğretim kurumuna yerleştirilmeyecekleri, bütün bunlara rağmen herhangi bir şekilde kayıt yaptırmış olsalar bile, bunun tespit edilmesi durumunda kayıtların silineceği kamuoyuna önemle duyurulur” denildi. Yeni sisteme psikiyatr tepkisi ANKARA (ANKA) Psikiyatr Prof. Dr. Arif Verimli, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda sözlülerin kaldırılmasına yönelik uygulamasını eleştirdi. Okullarda uygulamanın hata olacağını kaydeden Verimli, sözlülerin çocuklara topluluk karşısında konuşma becerisi kazandırdığını, sözlülerin çocukta ya da gençte ‘‘sosyofobiaşırı utangaçlık’’ olup olmadığını ortaya çıkardığını söyledi. Hastalığın erken tanısının önemli olduğuna değinen Verimli, giderilmediği takdirde sorunun iş yaşamında düzensizlik, karşı cinsle ciddi sıkıntılara neden olduğunu açıkladı. Verimli, en sık rastlanan belirtilerin titreme, terleme, çarpıntı, gerginlik, sıcak veya soğuk basması, göğüste sıkışma, başağrısı olduğunu söyledi. Verimli, bu belirtilerin başkalarının önünde bir şeyler yemekiçmek, topluluk önünde konuşmak, bir iş yaparken başkalarınca seyredilmek, başkaları ile tartışmak, ilgi odağı olmak, sorumlu ve otorite durumdaki kimselerle temas kurmak, toplulukta telefonla konuşmak, başkalarının bakışlarını üzerinde hissetmek, karşı cinsle temas, başkalarının önünde yazı yazmak gibi durumlarda ortaya çıktığına işaret etti. Bunun sonucunun ise bireyin ‘‘sosyal yalnızlık’’ yaşamasına kadar varabileceğine değinen Verimli, sosyal fobinin ilaçla ve hastaların negatif inançlarıyla yüzleştirildikleri psikoterapiyle tedavi edilebileceğini anlattı. Verimli, Türkiye’de yapılan araştırmalara göre sosyofobinin 250 bin kişide görülen bir psikiyatrik rahatsızlık olduğunu ve yüzde 95 oranında ergenlik döneminde görüldüğünü de dile getirdi. Öğrenciler dernek adına çalışabilecek Eski düzenlemede, ‘‘okul değiştirme cezası’’ öngörülen ‘‘Okul içinde ve dışında dernek, siyasi parti ve sendikaların propagandasını yapmak ve bunlarla ilgili eylemlere katılmak’’ ve ‘‘Herhangi bir kurum, dernek ve örgüt adına yardım ve para toplamak’’ hükümlerindeki ‘‘dernek’’ ifadesi çıkarıldı. Öğrenci velisi, öğrenci hakkında verilen kararlara karşı 5 gün içinde okul müdürlüğüne itirazda bulunabilecek. Okul müdürlüğü, kınama ve uyarma yaptırım ile ilgili itirazları inceleyecek. Verimli, sözlü sınavların çocuklarda sosyal fobi sorunun olup olmadığını ortaya çıkardığını belirtti. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle