19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 2006 PERŞEMBE 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Belçikalı teknik direktör Gerets, ‘Bizim için önemli olan şampiyonluktu’ dedi ve ekledi: F.Bahçe kompleksi gereksiz on saniyeye kadar heyecan sürdü. Onurlu mücadelemizin sonunda hak ettiğimiz bir sonucu aldık. Bu başarıda en büyük pay oyuncularımın. Onlar inandı ve kazandı. Bizim katkımız onlara güven vermekle oldu. S B iz bir mucize yaratıp şampiyon olduk. Taraftarımız bunun sevincini doya doya yaşasın. Fenerbahçe’yi yenmedik diye üzülmesinler. Seneye yeneriz. Onurlu mücadelemizle gurur duysunlar. Komplekse girmek doğru değil. NEVZAT DİNDAR ‘‘Futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerimde 13. şampiyonluk gördüm. Ancak bunun kadar heyecan veren bir şampiyonluk görmedim.’’ Bu sözler; Galatasaray Teknik Direktörü Eric Gerets’e ait. Belçikalı teknik adam, şampiyonluğun öyküsünü gazetemize anlattı. Belçika, Hollanda ve Almanya’da deneyimler yaşadığının altını çizen Gerets, ‘‘Teknik direktör olarak sorumluluklarınız daha fazla. Bazı şeylere hazırlıklıydım. Ancak burada yaşadıklarımı daha önce hiçbir kulüpte yaşamadım. Açık söylemek gerekirse futbolcuların antrenmana çıkmak istemediği dönemde en zor günlerimi yaşadım” diyor. Bu şampiyonluğa ‘mucize’ diyebilir miyiz? GERETS: Mucize tabii. Son saniyeye kadar heyecan devam etti. Bu onurlu mücadelemizin sonunda hakettiğimiz bir sonucu aldık. Kesinlikle bu başarıda en büyük pay oyuncularımın. Onlar inandı ve kazandı. Bizim katkımız onlara güven vermekle oldu. Geldiğim günden itibaren futbolcularımı yakından tanımaya çalıştım. İşimin zor olduğunun farkındaydım. Çünkü başarıya ‘aç’ bir kulüpte görev alacaktım. Böyle iddialı bir takımda sizin de iddialı olmanız gerekir. Ancak sorunlar hiç eksik olmadı. Örneğin ödenmeyen paralar nedeniyle futbolcular antrenmana çıkmak istemedi. Böyle şeyleri daha önce yaşamış mıydınız? GERETS: Geçen yıl haziran ayında biz Bülent Tulun’la anlaştığımızda kendisi bana ödemelerin 12 ay aksayabileceğini söylemişti. Ancak burada gördüm ki 6 ay falan paralar ödenmedi. Tabii futbolcular paralarını almazken benim almam doğru olmazdı. Sonuçta bu şeyleri ilk kez yaşıyorum. Daha önce çalıştırdığım kulüplerde böyle sorunlar yaşamadım. G.Saraylı taraftarların içi biraz buruk. ‘Keşke F.Bahçe’yi yenseydik’ diyorlar. Taraftara bir mesajınız var mı? Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Polat, Metin Oktay Tesisleri’nde, Sportif AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin ve sportif direktör Bülent Tulun’la birlikte bir basın toplantısı düzenledi. En çok Hasan’la kavga ediyorum! Futbolcularınızdan en çok kontrol etmekte zorlandığınız isim hangisiydi? GERETS: (Gülerek cevaplıyor) Sahada kimse, dışarda da o. Tabiiki Hasan Şaş. En çok kavga ettiğim oyuncu Hasan’dır. Çok duygusal, tepkisini hemen dışarı vuran bir oyuncu. Şampiyonluk geldiyse bunda en çok emeği olan isimlerden biridir Hasan. Gözyaşları her şeyi anlatıyor herhalde. Maç öncesi toplantılarda ya da sonradan yaptığımız analizlerde Hasan’a beklentilerimizi dile getiriyoruz. Tepki gösteriyor bazen. Ancak iyi niyetinden hiç şüphe etmedim. Onunla çalıştığım için mutluyum. GERETS: Bu tür komplekslere girmek doğru değil. Biz bir mucize yaratıp şampiyon olduk. Taraftarımız bunun sevincini doya doya yaşasın. Fenerbahçe’yi yenmedik diye üzülmesinler. Seneye yeneriz. Ayrıca kupada yenmedik mi? Onurlu mücademizle gurur duysunlar. Gelecek sezonla ilgili ne gibi planlar var? GERETS: Artık ilk hedef bizim için Avrupa. Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmak istiyoruz. Şu an için düşündüğümüz kaliteli iki oyuncu. Türkiye’den genç isimleri kadromuza katabiliriz. Unutamadığınız maç ve gol hangisi? GERETS: Benim için iki maç ve iki gol unutulmayacak. İlki Aydın’ın Konya’da attığı son dakika golü. 17 yaşında bir çocuk giriyor ve takımını kurtarıyor. Bu onun için de önemli. Ayrıca H.Kabze’nin Beşiktaş’a attığı son gol de anlamlı. O gol şampiyonluğa inancımızı arttırdı. Polat: Şampiyonluk bana mal edilmesin Spor Servisi G.Saray Başkan Yardımcısı Adnan Polat, elde edilen şampiyonluğun kendisine mal edildiğini, bu nedenle de ciddi rahatsızlık duyduğunu söyledi. Polat, Metin Oktay Tesisleri’nde, Sportif AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin, sportif direktör Bülent Tulun ve yönetici Tunca Hazinedaroğlu ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Başta daha önceki yönetim kurulu ve çalışanlara haksızlık edildiğini anlatan başkan yardımcısı Polat, ‘‘Bu şampiyonluk bizden önceki yönetim kurulunun, Fatih Gökşen’indir, Bülent Tulun’undur. Bordrolu tüm arkadaşlarımızındır, tüm gönül verenlerindir. Biz 1.5 ay içinde katıldık, elimizden gelen katkıyı yaptık, Allah da yardım etti, şampiyon olduk. Ben başta Fatih Gökşen ve Bülent Tulun olmak üzere tüm arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum’’ dedi. Polat, F.Bahçe’nin artık gündem 1 7 M AY I S U N U T U L M A D I Galatasaraylı eski yöneticiler, 17 Mayıs 2000’de kazanılan UEFA Kupası’nın yıldönümünü öğlen yemeğinde bir araya gelerek kutladı. Bu arada Köln’de forma giyen Alpay Özalan, G.Saray’dan teklif aldığını ancak kabul etmediğini açıkladı. Alpay, İlgiltere ya da Almanya’da forma giymek istediğini belirtti. lerinde olmadığını belirterek, ‘‘Onlar da çok büyük performans gösterdiler’’ diye konuştu. F.Bahçe yöneticilerinin, ‘‘Adnan Polat yönetimde olmadığı zamanda bize ‘F. Bahçe’nin 10 yıl gerisinde kaldık’ demişti’’ şeklindeki sözlerini yanıtlayan Polat, şöyle konuştu: ‘‘Stat konusunda doğru söylüyor. Biz 10 yıldır stat yapamıyoruz, ancak F.Bahçe artık gündemimizde değil. Çok büyük sportif yarışma oldu, G.Saray şampiyon oldu. Onlar çok büyük performans gösterdi, onlar da en az bizim kadar takım olarak hak ettiler. Şampiyonluğa çok endekslendiler, üzüldüler, ama futbolun acı gerçeği bu. Geçen sene de bizim başımıza gelmişti. Ben F.Bahçe’ye başarılar diliyorum. Artık gündemimizde değil.’’ Baş kan yardımcısı Adnan Polat, Şampiyon lar Ligi ön eleme maçlarını Ali Sami Yen Stadı’nda oynayacaklarını ifade ederken, grup maçlarının ise Olimpiyat Stadı’nda yapılabileceğini açıkladı. Polat, kulübün içinde bulunduğu ekonomik durumun transferi kesinlikle etkileyeceğini ifade ederek, ‘‘Ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız’’ ifadesini kullandı. Polat şöyle devam etti: ‘‘Sahip olduğumuz 6 anonim şirketin yönetim kurulları, genel müdürleri ve bünyesinde bulunan çalışanlarıyla bağımsız bir kurum olarak faaliyet göstermesini amaçlıyoruz. G.Saray Yönetim Kurulu da üst politikaları, stratejileri belirleyecek. Futbol AŞ’de yeniden yapılanmaya gittik ve Adnan Sezgin’i genel müdür olarak buranın başına getirdik.’’ GÖRÜŞ DOĞAN HASOL F .Bahçe’nin eski yöneticisi Şadan Kalkavan’dan Aziz Yıldırım’a sert eleştiri Atatürk’ü Anlamak Yarın 19 Mayıs... Gençlik ve Spor Bayramı... Mustafa Kemal’in yurdu düşmandan kurtarmak üzere başlattığı ‘‘Milli Mücadele’’nin ilk adımının 87. yıldönümü. Yine kimileri geçen 23 Nisan günü yaptıkları gibi ‘‘Bu neyin bayramı’’ diye sorabilirler. Aymazlığın sınırı yok. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ilkeleriyle ayakta... Bir zamanlar, ülkelerinde parlayıp baş tacı edilen bütün liderler silinip gittiler. İşte Mao, işte Lenin... Ve başkaları... Hepsi eskidiler, gözden düşüp ideolojileriyle birlikte yok oldular. İç ve dış bütün saldırılara karşın Atatürk hâlâ dipdiri... Doğumunun 125. yılında savaşımını hâlâ sürdürüyor. Yüzlerce yıl öncenin dogmasına sımsıkı sarılanlar, çağdaş Atatürk ilkelerinin güncelleştirilmesi gerektiğinden dem vuruyorlar. Yurdun geleceği bakımından gençlerin Atatürk’ü iyi anlamaları gerekiyor. Bugün buna her zamankinden çok gereksinim var. Bu amaçla, Ata’nın Gençliğe Hitabesi’ni (20 Ekim 1927 günlü söylevini) özüne dokunmadan birkaç sözcüğü bugünkü dile uyarlayarak aktarıyorum. Gençler gerekirse defalarca okuyup doğru yorumlamalılar. ‘Ey Türk Gençliği’! Birinci ödevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza kadar korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel senin en değerli hazinendir. Gelecekte de, yurtiçinde ve dışında, seni bu hazineden yoksun etmek isteyecek, kötü ruhlular olacaktır. Bir gün bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve koşullar, çok elverişsiz bir nitelikte görünebilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hileyle sevgili vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi gerçekten ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acı verici ve daha tehlikeli olmak üzere ülke içinde iktidarda bulunanlar aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Dahası, bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, istilacıların (yurda girmiş düşmanların) siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntılar içinde bitkin ve güçsüz düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin çocukları! İşte, bu ortam ve koşullarda bile ödevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Gerek duyduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. ‘Adam gibi adam olamadı’ HİLMİ TÜRKAY Fenerbahçe’de son dakikada kaçan şampiyonluğun ardından suçlu ya da suçlular aranıyor... Kim suçlu? Takımın başındaki Alman teknik direktör Daum elbette ki baş suçlu... Alman hoca önceki gün düzenlediği basın toplantısıyla tazminatını düşünüp topu yönetime attı ve ortalardan kayboldu... Diğer suçlu?.. Çoğunluğa göre başkan Aziz Yıldırım... Eski yöneticilerden Şadan Kalkavan da; Ali Şen, Sadettin Saran gibi Yıldırım’ı suçluyanlardan birisi... Bir dönem aynı yönetimdeydiler, ama şimdi değil.. Kalkavan’dan bir durum değerlendirmesi yapmasını istiyoruz. O da hemen başlıyor konuşmaya: ‘‘Ne oldum değil ne olacağını düşünmek lazım, hazım meselesi, yediğini sindire sindire yersen hazmeder, çabuk çabuk yer ? ŞADAN KALKAVAN: Olacak iş değil. İşi buralara bırakmayacaklardı. Türkiye’nin en iyi kadrosu bizde. Yazık hem de çok yazık oldu. Daum topu yönetime attı. Şimdi yönetim gönderecek ve yüklü para alacak. ‘ Fahri Tatan. sen çok çabuk çıkarırsın. Yıldırım’ın adam gibi adam olması gerekirdi. Olamadı... Bu işler kavgayla ‘ben yaptım ben bilirim’le olmaz. İcraatlarını kimse inkâr edemez. Ama bugünkü başarısızlıkta aynaya bakıp hataları önce kendinde aramalı. Medyayla, Kulüpler Birliği ile federasyonla, başkanlarla kavga etmekle insan nereye kadar gidebilir ki?.. Hepimiz insanız, Fenerbahçe Kulübü Başkanı da sevecen olmalıdır. Abidesi dikilmesi gerekirken o bugün kulübe büyük zarar veriyor. Hedef adam durumuna gelmiştir’’ Şadan Kalkavan son dakikada kaçan şampiyonluğu da hazmedemiyor. ‘‘Olacak iş değil. İşi buralara bırakmayacaklardı. Türkiye’nin en iyi kadrosu bizde. Yazık hem de çok yazık oldu’’ diyor. Peki ya hoca ne olacak, kim gelsin?... Şadan Kalkavan yanıtlıyor: ‘‘Daum topu yönetime attı, adam şeytan. İstifa ederse tazminat alamayacaktı. Şimdi yönetim gönderecek ve yüklü bir para alacak. Bugüne kadar Fenerbahçe’ye hiçbir katkısı olmadı. Gönlüm Türk hocadan yana. Gerçi Rıdvan’ı, Oğuz’u denedik olmadı. Denenmeyen Aykut var. Ama bu yükü kaldırır mı bilemem. Ersun Yanal olabilir diye düşünüyorum’’ NEYMİŞ / ABDÜLKADİR YÜCELMAN EPosta: ayucelman?yahoo.com Faks: (212) 3437264 Dayanışma, parayı yendi Galatasaray Süper Lig’de şampiyon oldu. Oysa Fenerbahçe sezon başından beri bütün parasal olanaklarını ortaya koyarak şampiyonluk hedefine kilitlenmişti. Olmadı, çünkü Fenerbahçe takım olamadı. Buna karşılık Galatasaray takımı, kulübün yaşadığı parasal bunalıma karşın, özveri, arkadaşlık, kardeşlik, paylaşma, dayanışma gibi insancıl değerlere bağlanmanın en güzel örneğini verdi. Sonuçta, dayanışma, paranın yapamadığını yaptı. Parayı her değerin üstünde gören anlayış bozguna uğradı. Şampiyonluğun analizini gelecek yazıda ayrıntılı olarak yaparız. Bugün, Galatasaray’ı başarısından ve zor koşullar altında kazandığı maratondan dolayı kutlayalım. Alkışlar Galatasaray’a... EPosta: merkez?hasmimarlik.com.tr Faks: (212) 2113420 Son 90 dakikada kaçan şampiyonluk F. Bahçe’de tam bir şok yarattı.. Kutlama törenleri başlamıştı bile daha maç başlamadan. Dereyi görmeden paçayı sıvamak işte buna derler. Ama doğrusu, ortaya çıkan sonuca şaşırmadım desem inanır mısınız? Kimse inanmaz, ama futbolun içinde olanlar kafalarında mutlaka F. Bahçe’nin son maçta bir halt edeceğine az da olsa bir yer ayırmışlardır. Çünkü Fener’in kaptan kılavuzu ne gemiden anlıyordu, ne gidilen yolun farkındaydı. İyi ama ‘‘Adamın hakkını ver, bu Daum bu takımı iki yıl şampiyon yapmadı mı?’’ diyenler olacaktır kuşkusuz. Evet yaptı, yaptı da nasıl yaptığını doğrusu kimse anlamadı, hatta Daum’un kendisi bile... Olaya bir de şöyle bakalım; F. Bahçe Süper Lig’de 3 yılda 102 maç yapmış, peki kaç maçta futbolun hakkını vermiş. Eğri oturup doğru konuşalım, bu 100 küsur maçın kaçında futbol oynamış ve kaçını çekirge örneği kurtarmış? F. Bahçe’yi ayakta alkışladığım maç sayısı 10’u Kaçan Şampiyonluk geçmez. Hele bu yıl Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde tutunamamış, Türkiye Kupası’nda Beşiktaş’a yenilmiş, Denizli engelini bile aşamamış; sıfıra sıfır elde var sıfır. Sıfırı her Daum ile çarparsan yine sıfır. F. Bahçe UEFA’dan elendiği gün ‘‘Daum’un F. Bahçe’ye vereceği hiçbir şey yok’’ diye yazdıktan sonra düne kadar Daum’un adını bile anmadım. Çünkü bir gün bir yerde çekirgenin sıçramayacağını biliyordum. Bunu futbolun içindeki herkes de biliyordu, hatta fanatik F. Bahçeliler bile... O günler ardı ardına... Her şeyin biteceği bir 90 dakikada ligin son sırasında çırpınan Denizlispor’a karşı yüzde 70 topa sahip olacaksın, ama biriki pozisyon dışında sahada şampiyona yakışır bir futbol görmeyeceksin, olacak şey mi? En güvendiğin silahlar tutukluk yapmış, son 9 dakikada rakibin kalesine kapanmış bastırıyorsun, ama etkisiz... Appiah’ın kafası direkte patlıyor. Şanssızlık diyorlar; hayır, iyi vursa gol olur, ama iyi ki gol olmadı, yoksa son dakikalarda gelecek bir gol F. Bahçe’nin şampiyonluğuna şaibe getirirdi. Bir yıl değil bin yıl konuşulurdu. F. Bahçe şampiyonluğu kaçırdı ama şaibeden kurtuldu. Tabii bu işin teselli tarafı; ligin en güçlü takımına (meğer değilmiş) sahip bir F. Bahçe, şampiyonluğunu son birkaç dakikaya sığdıracaksa utanmalıdır. Ortaya koyduğu futboldan utanmalıdır, yandaşlarına verdiği sözden utanmalıdır. Daum ‘‘Gidiyorum, gideceğim’’ diyerek Başkan Aziz Yıldırım’ı uyuttuğu için utanmalıdır, Başkan Aziz Yıldırım da parası ile pulu ile Fenerbahçe’yi tek adam olarak yandaşları bunalıma soktuğu için utanmalıdır. Sporda elbette kazanmak kadar kaybetmek de vardır. Ama bizim insanlarımız sevinçlerini de üzüntülerini CUMHURİYET 18 K ‘ Beşiktaş hızlı başladı Spor Servisi Transfer çalışmalarına başlayan Beşiktaş’ta listeye alınan F.Bahçe’li Marcio Nobre için A Ulusal Takım teknik direktörü Fatih Terim’in, Beşiktaş teknik direktörü Jean Tigana’ya olumlu rapor verdiği öğrenildi. Terim ile sık sık biraraya gelen ve Türkiye liglerindeki oyuncular hakkında bilgi alan Fransız teknik adam, uzun zamandır takip ettiği Nobre için Terim’in de, ‘‘Son derece faydalı bir oyuncudur. Size de yararlı olur’’ demesi üzerine yönetime isteğini bildirdi. Brezilyalı oyunucunun kulübü Cruzeiro ile temasa geçen 2. başkan Murat Aksu’nun anlaşma sağladığı ve transferin sonlandırılacağı kaydedildi. S.Liege’den kaleci Vadran Runje, G.Birliği’nden Baki Mercimek, Ç.Rize’den Fahri Tatan ve son olarak Antalya’dan Burak ile anlaşma sağlayan Siyah Beyazlılarda gündremde olan bir başka isimse İngiltere’nin Wigan takımında oynayan Jason Roberts. Baki Mercimek’e 200 bin Avro garanti para, maç başı 6 bin 500 Avro, Fahri Tatan ile 150 bin YTL garanti para ve maç başına 23 bin 750 YTL ödeneceği belirtildi. V.Manisa’dan Caner ve Sıvas’dan Hayrettin için de temaslar sürüyor. Öte yandan kulüp kurucularından ve 19 Mayıs’ın Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmasını Meclis’e öneren Ahmet Fetgeri yarın saat 14.00’te Gölcük’teki kabri başında anılacak. de kısıtlayamıyorlar. Ama cahilin cahili bir kısım insan var ki coşkusunu da üzüntüsünü de rakibine saldırmakla ortaya koyuyor. Vahşi toplulukların birer kopyası olup çıkıyorlar. Biz ne hallere düştük gören var mı, soran var mı? Bin defa yazdım, yine yazacağım. Bu tribün ve sokak anarşisini yaratan medyadır. O medya ki kışkırtıcı ve tetikçi rolünü dilediği zamanda dilediğine yapmayı basın özgürlüğü sanıyor. Yandaşları birbirine vurdurmaktan adeta sadist zevk alır hale geldiler. Kendi aralarındaki argoları bile medyadaki organlarına taşımaktan da çekinmiyorlar. Tiraj, reyting bunların gözünü bürümüş. Son lafım yöneticilere; lig bitti, hâlâ medyadaki ortakları ile işbirliği içinde veryansına devam ediyorlar; bitsin artık. F. Bahçe de her lafa yanıt verme çabasını bıraksın, yeni birtakım ve yeni bir teknik direktörle sezona girsin. F. Bahçeliler ancak gönül verdikleri takımlarının Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmasıyla teselli bulur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle