19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MAYIS 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Mimarlar Odası Genel Kurulu, iki tarihi ilimize daha ‘şube’ kurulmasına karar verdi ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Hatay ve Muğla’ya armağan ürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı odalar, anayasadaki ‘kamu yararı’na çalışan kuruluşlardan... Yönetim ve organları mimar, şehirci ve mühendislerin oylarıyla belirlendiği için de uzmanlık alanlarındaki ulusal ‘demokratik’ kurumlar... Nitekim ilk kuruluş kararlarını bile hükümetler değil, ‘mimar, şehirci ve mühendisler’ veriyor. Meslek gruplarının kendi ‘oda’larını oluşturmaları için, bu yöndeki önerilerinin TMMOB Genel Kurulu’nda kabul edilmesi yeterli... Her odanın, ülkenin değişik il ya da bölgelerinde ‘birim’lerini oluşturması da kendi genel kurul kararlarına bağlı... TMMOB Yasası’nın çıktığı 1954’ten bu yana ‘süreklilik’ gösteren bu demokratik yapılanma, meslek kuruluşlarını bulundukları yöredeki ‘toplumsal haklar’ın da savunucusu kılıyor... İşte bu sorumluluk içinde, Mimarlar Odası yurt düzeyindeki şube sayısını 21’den 23’e çıkardı. 1416 Nisan 2006 tarihlerinde Ankara’da yapılan ve 20042006 yıllarına ait merkez organlarının da seçildiği 40. Genel Kurulu’nda, Hatay ve Muğla’daki oda çalışmalarının artık ‘şube’ olarak sürdürülmesine karar verildi. Hatay ilinde Adana Şubesi’ne bağlı Antakya ve İskenderun temsilcilikleri ile Kırıkhan ve Samandağ oda temsilcileri; Muğla ilinde ise İzmir Şubesi’ne bağlı Bodrum, Datça, Fethiye, Marmaris, Milas, Muğla ve Ortaca temsilcilikleri faaliyet gösteriyordu. Şimdi bu temsilcilikler, 240 üyesiyle Hatay ve 620 üyesiyle Muğla şubelerine bağlanacaklar. Hasan Âli Yücel Klasikleri... Hasan Âli Yücel, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hemen ardından gelen ve bugün ne yazık ki içimizde çoğu kez buruk bir özlemle! ‘Türk Aydınlanması’ adı altında andığımız dönemin bayraklaşmış adlarındandır. Bu dönem, ‘Köy Enstitüleri’nin, ‘Halkevleri’nin, ‘Tercüme Bürosu’nun devridir; bütün bu girişimlerin altından hiç eksik olmayan imza ise, dönemin Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Hasan Âli Yücel’in imzasıdır. Atatürk Devrimleri’nin doğal uzantıları ve tamamlayıcısı niteliğini taşıyan bu girişimlerin mimarlarından Hasan Âli Yücel, aynı dönemin ürünlerinden biri olan Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın ilk Kültür ve Sanat Müşaviri’dir. Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle, yeni cumhuriyetin ekonomi yaşamında bir aşama olarak kurulan Türkiye İş Bankası’nın, kuruluşunun hemen ardından bünyesinde ‘Kültür Yayınları’ adı altında bir birime de yer vermesi, tıpkı aynı dönemin Maarif Vekâleti Klasikleri gibi, cumhuriyeti kuran düşüncenin yeni devletin temellerinden biri olarak kültür alanındaki atılımları ne kadar önemsemiş olduğunun en çarpıcı göstergelerinden biridir. ??? İçinde bulunduğumuz yıl, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, kuruluşunun ellinci yılını kutlamaya hazırlanıyor. Böyle bir yıldönümünde ve yaş gününde Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi adı altında bir dizinin başlatılmış olması, özellikle bugün içinde yaşadığımız koşullarda, birkaç açıdan büyük önem taşıyor. Her şeyden önce, Türkiye Cumhuriyeti’nin olmazsa olmaz nitelikteki temel ilkelerinden biri olan laiklik ilkesinin tartışılabilir konuma sürüklendiği, bir din devleti yapısının açıktan açığa seçeneğe dönüştürüldüğü, kurucusu tarafından kendisine bilim en gerçek aydınlatıcı diye gösterilmiş bir cumhuriyette aklın ve bilimin değil, fakat yeniden dogmaların egemen kılınmak istendiği bir dönemde, böyle bir klasikler dizisi ile bir zamanların ‘Türk Aydınlanması’’na çok güçlü bir atıfta bulunulması, son derece anlamlı bir cumhuriyeti koruma ve kollama eylemidir. Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nin ikinci önemli yanı ise, bu diziyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihinin en parlak sayfalarının, özellikle parasal olanakları bugün ile karşılaştırılamayacak ölçüde kısıtlı, çiçeği burnunda bir devletin bütçesinden ayrılan paralarla aydınlanma ve çağdaşlaşma yolunda hangi atılımların gerçekleştirilebildiğinin yazılı olduğu sayfaların yeniden anımsatılmasıdır. ??? Çünkü o zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in girişimiyle ve Tercüme Bürosu’nun çabalarıyla ‘Devlet Kitapları’ adı altında başlatılan atılım sonucu, tıpkı amaçlandığı üzere, Doğu’nun ve Batı’nın fikir hazinelerini, başta Köy Enstitülerinin kitaplıklarından yararlanacaklar olmak üzere, yeni cumhuriyetin yeni toplumunun hizmetine sunulmuştur. Kültür tarihinde, doğrudan devlet eliyle gerçekleştirilmiş bu aydınlanma atılımının bir eşini daha bulabilmek olanaksızdır. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde hem yukarıda sözünü ettiğimiz dizilerin artık mevcudu kalmamış bazı kitaplarını, hem de daha önce basımı yapılmamış eserleri titiz çevirilerle Türk okuruna sunmayı amaçlıyor. Montaigne’den Ömer Hayyam’a, Platon’dan Oscar Wilde’a ve Rilke’ye uzanan geniş bir yelpaze, daha şimdiden kitapçıların vitrinlerini ve raflarını süslemeye başladı. Bu zorlu, fakat zorlu olduğu ölçüde anlamlı yayın girişiminden ötürü Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nı ve bu kurumun, başta Ahmet Salcan ve İshak Reyna olmak üzere, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’ne emeği geçen tüm değerli çalışanlarını içtenlikle kutluyorum. eposta: acem20?hotmail.com ahmetcemal?superonline.com T KÜLTÜR VE DOĞA ZENGİNLİĞİNE ‘GÜVENCE’ 1 Antakya’daki kültür ve inançların ‘mozaik’gibi dağılabilir değil, ‘alaşım’ gibi kenetlendiklerini Mimarlar Odası gündeme getirmişti. TRT’nin aynı konuyu işleyen afişi. 2 Bir Hırıstiyanın adını taşıyan islam mabedi: Antakya’da Habibi Neccar Camisi... 3 1980’lerden bu yana Mimarlar Odası’nca ‘Dünya Barış Köyü’ olması istenilen Kayaköyü de artık Muğla Şubesi’nin ‘himayesinde’ olacak... 4 Geleneksel Muğla evlerini en iyi koruyanlara her yıl Mimarlar Odası Ödülü veriliyor. 5 1970’lerde Muğla’yla birlikte Bodrum’da da oda temsilciliği kurulmuştu; bugün 300’e yakın mimar yaşıyor. Tarihe ve doğaya bağlılık Hatay ve Muğla’da Mimarlar Odası şubelerinin örgütlenmesi, bu iki ilimizin özellikle tarihsel ve doğal zenginliklerinin ‘yaşatılarak korunma’ları yönündeki gayretler açısından özel önem taşıyor. Çünkü Mimarlar Odası, kültürel değerlerimize aynı zamanda ‘meslek mirası’ olarak sahiplenen tutumlarıyla, ülkemizdeki uygarlık değerlerinin ve kimlik birikimlerinin sürdürülmesinde tüm örgüt birimleriyle sürekli seferberlik halinde... Zaten, her iki şubenin kurulmasına karar verilmesindeki neden de sadece bu illerdeki temsilciliklerin başarılı çalışmaları değil, aynı zamanda Türkiye’nin adeta kültür ve uygarlık tarihi müzesi konumundaki yörelerinde Mimarlar Odası’nın varlığını daha da ‘et kin’leştirmek... Nitekim Antakya Temsilcisi Abdülgani Mazmanoğlu, şube kararlarının ‘oybirliği’yle alındığı oda genel kurulundaki konuşmasında şunları söyledi: ‘‘Hatay ilimiz, kültürlerin ortak kenti; barış, hoşgörü ve kardeşlik merkezi Antakya; doğal ve stratejik limanıyla, asırlar boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış İskenderun; tarihin en önemli limanıyla yapay su kanalının ve birçok manastırın bulunduğu Samandağ, Kırıkhan, Reyhanlı ve Hassa ilçelerimizi bağrında taşıyan höyük zengini Amik Ovası; yayla ve ormanlarıyla ön plana çıkan Belen; demirçelik sanayisi ve narenciye üretimiyle tanınan Dörtyol ve Payas; Osmanlı döneminin sınır kalesi Yayladağ ilçeleriyle, yaklaşık 3 bin yıllık geçmişi olan dünyanın en eski yerleşim böl gelerinden biridir ve oldukça zengin bir mimarlık birikimine sahiptir...’’ İşte bu özellikleriyle, 2005 yılı temmuzunda İstanbul’da toplanan Dünya Mimarlık Kongresi’ne ulusal hazırlık buluşmalarından birine de ev sahipliği yapan Hatay’da, ‘şube’ olmanın önemini ise Mazmanoğlu şöyle vurguladı: ‘‘Anadolu’nun, Ortadoğu ve Akdeniz’e açılan kavşağı üzerinde bulunması nedeniyle dünya mimarlık ve kent tarihinde ilimizin çok özel bir yeri vardır. Bunun bilincinde olan Hatay Mimarları, bölgemiz kentleriyle kültürel ve tarihi miraslarına sahiplenme çalışmalarını şube örgütüyle daha da yükselteceklerdir...’’ ‘Karya’da mimarlık Eski çağların ‘Karya’sı olan; il sınırları içinde 150’ye yakın antik kent barındıran; Türkiye’nin en geniş doğal sit alanlarının bulunduğu; sayısız koyları ve körfezleriyle Akdeniz’in ve Ege’nin en ünlü kıyı cenneti ve hemen tüm yerleşmelerinde kentsel sit dokularının yaşamaya devam ettiği Muğla’daki temsilciliklerin şube olmak için yayımladıkları ortak bildiride ise özetle şu değerlendirmeler yer aldı: ‘‘Muğla ili havzası ve kıyıları rant baskısının en yoğun şekilde hissedildiği yerlerin başında gelmekte; bu nedenle mimarlığın toplumsal sorumlulukları açısından diğer bölgelerle ciddi farklılıklar göstermektedir. Gerek mimarlık ortamına, gerek tarihi ve kültürel değerlerimize, gerekse kıyılarımıza yönelik baskılarda etkili duruş sergilemenin daha organize olmaktan geçtiğini her seferinde yeniden yaşadık. Vermiş olduğumuz mücadelelerin tamamına yakınında örgütsel dayanışmanın örneklerini sergiledik. Artık kendi ayakları üzerinde durabilen kendi sorunlarını yaşamsal deneylerinden alabilen, daha kurumsal davranabilen, birbirleriyle kenetlenmiş temsilcilikler olarak şube gücümüzle yola devam etmek istiyoruz...’’ Mimarlar Odası’nın Muğla ve Bodrum’daki temsilcilikleri 1970’li yıllarda kurulmuştu. 1980’lerde başlayan ‘koyların turizm yatırımlarına tahsisi’ uygulamalarına karşı ülke düzeyinde yankı yapan direnişin önderliğini yürüttüler. Özellikle tarihi kent dokularının ‘mahalle sakinleriyle yaşatılarak korunması’ konusunda da yerel yönetimlerle başarılı çalışmalara imza attılar... Sivil toplumsal duyarlılığın çevre değerleri etrafındaki örgütlenmesinde de etkin oda birimleri olarak çalışmalarını sürdüren Muğla ilindeki tüm temsilciliklerin bu varlıkları, doğa ve tarih hazinesi ilimizin rant projeleriyle daha fazla tahrip edilmesi önünde en önemli ‘engeli’ oluşturdu... Hatay ve Muğla’daki Mimarlar Odası şubelerine başarılar diliyoruz... KAMUOYUNA AKP HÜKÜMETİNİN; IMF, DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ VE DÜNYA BANKASI GİBİ KÜRESELLEŞMEYİ HEDEFLEYEN KURULUŞLARIN NEOLİBERAL POLİTİKALARININ BİR GEREĞİ OLARAK; KAMUNUN HİZMET VERDİĞİ 72 HİZMET ALANINI DA ÖZELLEŞTİRMEYE AÇMAK ÜZERE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER İMZALADIĞI BİLİNEN BİR GERÇEK. YİNE, HÜKÜMET HER ALANDA OLDUĞU GİBİ; KÜLTÜR VE SANAT ALANINDA DA, BU KURULUŞLARA VERDİĞİ SÖZLERİ BİR AN ÖNCE YAŞAMA GEÇİREBİLMEK İÇİN, KENDİLERİNE GEREKLİ OLAN YENİ YASAL DÜZENLEMELER İLE DİĞER İLGİLİ MEVZUAT ÇALIŞMALARINI DA ARALIKSIZ SÜRDÜRÜYOR. SON OLARAK HÜKÜMET ÖNCELİKLE İNSANLARIN BİLGİLENME VE KENDİ COĞRAFYASINDA YAŞAYAN DİĞER UYGARLIKLARI TANIMA GİBİ, EN DOĞAL HAKLARINI BİLE ZAMAN İÇERİSİNDE YURTTAŞLARININ ELİNDEN ALACAK YENİ BİR YASA TASLAĞINI DAHA HAZIRLADI VE ARDINDAN YASALAŞABİLMESİ İÇİN GEREKLİ İŞLEMLERİ BAŞLATARAK TBMM’YE TAŞIDI. HÜKÜMETİN UYGULAMALARIYLA ORTALIK HER ALANDA O KADAR TOZ DUMAN İÇERİSİNDE KALMIŞ DURUMDA Kİ, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ÜZERİNDE BU HÜKÜMET DÖNEMİNDE ORTAYA KONULAN UYGULAMA VE POLİTİKALARIN, BAKANLIĞA DOLAYISIYLA DA ÜLKEYE NASIL BİR ZARAR VERDİĞİNİ, GELECEKTE HANGİ OLUMSUZLUKLARA YOL AÇABİLECEĞİNİ KİMSE TARTIŞMIYOR, GÖRMÜYOR. OYSA BAKANLIĞI NEREDEYSE ORTADAN KALDIRAN, GERİDE KALAN BİRİMLERİNİ İSE İŞLEVSİZ BİRER MİKRO ÖRNEKLERE ÇEVİRECEK OLAN BU UYGULAMALAR, ÜLKEMİZİN GENİŞ VE ZENGİN KÜLTÜREL DOKUSUNU ÖRSELEYECEK, DOĞRU PLANLANMAMIŞ YERELLEŞMELER İÇERİSİNDE ÜLKEYİ EN İNCE SİNİR UÇLARINA KADAR AYRIŞTIRAN BİR HİZMET GÖRMEYİ AMAÇLIYOR. ÇÜNKÜ KÜRESELLEŞME; EVRENSEL KÜLTÜREL YAŞAMA, ÜLKELERİN PLANLANMIŞ VE ÜZERİNDE ÇALIŞILMIŞ KÜLTÜREL DEĞER BİLGİ VE DİĞER OBJE VE MOTİFLERİNİN DEĞİL, TEMELİNDE VAR OLAN AYRIŞMALARI KÖRÜKLEYECEK MİKRO KÜLTÜREL YAPILAR ÜZERİNDEN BAKIYOR VE O YÖNDE PLANLAMA VE ÇALIŞMALAR YAPIYOR. İŞİN TÜRKÇESİ; KÜLTÜR VE SANAT ALANLARININ ÖNCE YERELLEŞTİRİLECEĞİ SONRA DA ÖZELLEŞTİRİLEREK DÜNYA KÜRESEL PAZARINA AÇILACAĞI AĞIR BİR SÜRECİ YAŞIYORUZ. SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ SON ÇALIŞMA: “KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞININ BAZI TAŞRA KURULUŞLARININ İL ÖZEL İDARELERİ VE BELEDİYELERE DEVREDİLMESİ İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI”. BU TASARI İLE AKP HÜKÜMETİ İKTİDARA GELDİĞİNDE SAYILARI BİNÜÇYÜZÜN ÜZERİNDE OLAN HALK VE ÇOCUK KÜTÜPHANELERİNİN YAKLAŞIK YİRMİ ADETİ HARİÇ, GERİYE KALANLARIN TAMAMI BULUNDUKLARI YERE GÖRE BELEDİYELERE VE BAZILARI DA İL ÖZEL İDARELERİNE BAĞLANMIŞ OLACAK. YİNE BU TASLAĞA GÖRE ÜLKEMİZDEKİ MÜZELERİN YİRMİÜÇ TANESİ BAKANLIK UHDESİNDE KALIRKEN, DİĞERLERİ YEREL YÖNETİMLERE VE İL ÖZEL İDARELERİNE BAĞLANACAK. İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜKLERİ, KÜLTÜR MERKEZLERİ, GALERİLER VE DANIŞMA BÜROLARINI DA AYNI AKIBET BEKLİYOR... BU YASA TASLAĞI İLE: ADINDA “HALK” İBARESİ OLAN VE YEDİDEN YETMİŞE BÜTÜN YURTTAŞLARIMIZA ÜCRETSİZ HİZMET VEREN BİR KURUM ORTADAN KALDIRILIYOR. VİTRİN VE DEPOLARININ HER BİRİNDE ONBİNLERCE OBJE İLE BÜTÜN DÜNYANIN İLGİSİNİ ÜZERİNE ÇEKEN, ANADOLU’DA YEŞERMİŞ UYGARLIKLARA AİT DÜNYANIN BAŞKA YERLERİNDE ÖRNEĞİ OLMAYAN NADİDE ESERLERE SAHİP OLAN MÜZELERİMİZ TALANA VE ÖZELLEŞTİRMEYE AÇILIYOR. EVET! YAPILAN YASAL HAZIRLIKLAR VE GÜNÜMÜZDE VAR OLAN MEVCUT ALTYAPI İLE AÇIKÇA GÖRÜNEN GERÇEK BU. BAKANLIK BU KADAR İŞİ YAPARKEN BİR TARAFTAN DA KÜTÜPHANE HAFTASINI VE MÜZELER HAFTASINI KUTLAMAYI İHMAL ETMİYOR. ŞİMDİ BU UYGULAMALARI YAPANLARIN SAMİMİYETİNE İNANILIR MI? BU KONUDA DİLE GETİRİLMEK ZORUNDA OLDUĞUMUZ DAHA ONLARCA BAŞLIK VAR. ANCAK SADECE SÖYLEMEK YETMİYOR! YAPILMASI GEREKEN, OLANLAR KARŞISINDA DUYARLI VE HEP BİRLİKTE BİR KARŞI ÇIKIŞ YARATABİLMEK... BİZ KÜLTÜR VE SANAT EMEKÇİLERİ SENDİKASI ÜYELERİ VE YÖNETİCİLERİ OLARAK, ÜLKESİNİN DEĞERLERİNE DUYARLI OLAN HER YURTTAŞI ; İŞYERLERİMİZİ, GELECEK KUŞAKLARA BIRAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞUMUZ KÜLTÜREL VE SANATSAL DEĞERLERİMİZİ, TALANA VE YOKOLMAYA AÇACAK OLAN BU ANLAYIŞLA MÜCADELE ETMEYE VE BU YASA GİRİŞİMLERİNİ GERİ PÜSKÜRTMEYE ÇAĞIRIYORUZ. Pulitzer’li ünlü şair Kunitz öldü P ulitzer ödüllü, ABD’li ünlü şair Stanley Kunitz, 100 yaşında yaşamını yitirdi. Yayıncısı tarafından yapılan açıklamada, ünlü şairin önceki gün erken saatlerde evinde öldüğü bildirildi. Şiirlerinin yanı sıra genç yazarlar için iki yazı merkezi kurulmasına yardım etmesiyle de bilinen Kunitz, Vietnam Savaşı’na karşı çıkmış, Irak Savaşı öncesi Amerikan yönetiminin saldırı hazırlıkları nedeniyle Beyaz Saray’ı protesto için düzenlenen New York’taki şiir gecesine katılan şairler arasında yer almıştı. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÇAĞDAŞ KARAAĞAÇ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayınladığı günlük sivil toplum gazetesi ÇAN ADD ve ÇAN CUMOK ÇAĞIRIYOR 20 MAYIS 2006 Cumartesi Saat: 17.00 Konuğumuz: BALIKESİR CUMOK DUYURUSU 21 MAYIS 2006 PAZAR Saat: 11.00 Aydınlanma kahvaltısında konuğumuz: ERDOĞAN AYDIN CUMHURİYET OKURLARI ULUSAL BAĞIMSIZLIK VE AYDINLIK TÜRKİYE İÇİN TOPLANIYOR. BÜTÜN CUMHURİYET OKURLARI DAVETLİDİR. Yer : Ticaret Odası Restorant (Çamlık) İletişim : 0 533 561 08 65 (0 266) 249 36 37 NOT : Kahvaltı ederi 10 YTL’dir. Lütfen 20 Mayıs Cumartesi 18’e kadar yerinizi ayırtınız. ERDOĞAN AYDIN CUMHURİYET OKURLARI ULUSAL BAĞIMSIZLIK VE AYDINLIK TÜRKİYE İÇİN TOPLANIYOR. Toplantıdan önce Çan CUMOK Odası açılacaktır BÜTÜN CUMHURİYET OKURLARI DAVETLİDİR. Yer : Menderes Parkı Çan İletişim : Bülent ÖZ 0 286 416 10 70 0 532 547 19 07 GAZETE tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... Tel: 0 212 511 94 94 Abone: 0 212 513 83 00 BİZİM www.cumok.org www.cumok.org KÜLTÜR SANATSEN GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU Dosya No: 2005/146 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda cinsi, kıymeti, adedi, evsafı ile satış şartları belirtilen taşınmaz müdürlüğümüzce açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış ilanı ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmiş olup adreste tebliğ edilememesi durumunda veya adresi bilinmeyenler için işbu satış ilanının gazete ile ilanen tebliği yerine kaim olacağı ilanen ve tebliğen duyurulur. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 Bucak, Kestel Köyü, Beşiktaş mevkii, 145 parsel: Burdur ili, Bucak ilçesi, Kestel Köyü, Beşiktaş mevkii, 145 no’lu parsel sayılı taşınmaz köy yerleşim planı dışında, tarım arazi olarak kullanılmaktadır. Tarla vasfındadır. Üzerinde değerini arttırıcı escar bulunmamaktadır. Taşınmaz yama dayalı, taşlı, mevcut durumu ile sulanabilir niteliktedir. Üzerinde yapı, tesis mevcut değildir. Mevcut durumuyla tarım arazisi olarak işletilebilir niteliktedir. Arazi toplam 21.220 m2 miktarındadır ve borçlunun hissesi 1/8’dir. Bu parselin arazi kıymet değeri 19.098,00 YTL olarak tespit edilmiş olup borçlunun hissesi olan ve satışa çıkarılan 1/8 hissenin değeri 2.387,25 YTL olarak tespit edilmiştir. Satışı yapılacak olan taşınmazın 1/8 hissesi bu miktar ve değer üzerinden satışa çıkarılacaktır. 2 Bucak, Kestel Köyü, Kuyubaşı mevkii, 1174 parsel: Burdur ili, Bucak ilçesi, Kestel Köyü, Kuyubaşı mevkii, 1174 parsel sayılı taşınmaz, köy yerleşim planı dışında ve tarım arazisi olarak kullanılmaktadır. Tarla vasfındadır. Toplam 13.120 m2 miktarında olup borçlunun taşınmaz üzerindeki hissesi 1/8’dir. Taşınmaz kıraç, taban tarım arazisi olup kumlutınlı toprak yapısına sahiptir. Üzerinde yapı, tesis, meyveli veya meyvesiz ağaç bulunmamaktadır. Bu parselin tamamına bilirkişilerce toplam 9.184,00 YTL değer biçilmiş olup borçlunun 1/8 hissesi 1.148,00 YTL olarak tespit edilmiştir. Borçlunun taşınmazdaki 1/8 hissesi bu miktar ve değer üzerinden satışa çıkarılacaktır. 3Bucak, Kestel Köyü, Kuyubaşı mevkii, 1203 parsel: Burdur ili, Bucak ilçesi, Kestel Köyü, Kuyubaşı mevkii, 1203 parsel sayılı taşınmaz, köy yerleşim alanı dışında olup tarım arazisi olarak kullanılmaktadır. Tarla vasfındadır. Toplam 10.220 m2 miktarındadır. Borçlunun bu taşınmazdaki hissesi 1/8’dir. Taşınmaz kıraç, taban tarım arazisi olup kumlutınlı toprak yapısına sahiptir. Üzerinde yapı, tesis, meyveli veya meyvesiz ağaç bulunmamaktadır. Bu parselin tamamına bilirkişilerce toplam 7.154,00 YTL değer biçilmiş olup borçlunun 1/8 hissesi 894,25 YTL olarak tespit edilmiştir. Borçlunun taşınmazdki 1/8 hissesi bu miktar ve değer üzerinde satışa çıkarılacaktır. Satış şartları: 1 1 No’lu taşınmaz: Birinci açık artırma 23.06.2006 Cuma günü saat 10.0010.10 arasında, 2 No’lu taşınmaz: Birinci açık artırma 23.06.2006 Cuma günü saat 10.1510.25 arasında, 3 No’lu taşınmaz: Birinci açık artırma 23.06.2006 Cuma günü saat 10.3010.40 arasında Bucak İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla artırma 10 gün daha uzatılarak 10. gün olan 03.07.2006 Pazartesi günü yukarıda belirtilen saatler arasında Bucak İcra Müdürlüğü’nde 2. açık artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya 4949 sayılı kanun ile değişik 130. maddeye göre (4949 sayılı kanunun 36. maddesi) verilen 10 gün süre içnde nakden ödemek zorundadır. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu alım harcı ve masrafları ile %18 KDV ve tahliye masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tapu satım harcı satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin BUCAK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2005/146 Talimat sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. Basın: 23519 CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle