19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 2006 PERŞEMBE 10 İran’dan Türkiye’ye mesaj ? TAHRAN (ANKA) Türkiye’nin yeni Tahran Büyükelçisi Gürcan Türkoğlu, dün Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanı Haşimi Rafsancani ile görüştü. Rafsancani, ‘‘İki ülke arasındaki bağlar, bölgesel sorunların çözümü için esastır’’ mesajını verdi. Rafsancani, ‘‘İran ve Türkiye, bölgede iki büyük ve etkili komşudur ve onların ortak din ve kültürü, ilişkilerin genişletilmesine güç verir’’ diye konuştu. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Blair nükleer için düğmeye bastı ? LONDRA (AA) İngiltere Başbakanı Tony Blair, yeni nükleer enerji tesisleri için gerekli onayı verirken, kendi kabinesinin üyeleri de dahil olmak üzere çok sayıda kişi bu karara karşı çıktı. Tartışmalar üzerine Blair, İngiltere’nin eskiyen nükleer tesislerinin yenilenmemesinin küresel ısınmayı hızlandıracağını savunarak, bu kararı çevreci bir yaklaşımla aldığı imasında bulundu. İngiliz bakandan esrar itirafı ? LONDRA (AA) İngiltere’de son kabine revizyonunda Uyuşturucuyla Mücadele Bakanı olarak atanan Vernon Coaker ‘‘gençliğinde esrar içtiğini’’ itiraf etti. Bakan Coaker öğrenciyken birkaç kez esrar içtiğini, ancak hoşlanmayıp bir daha tekrarlamadığını bildirdi. İçişleri Bakan Yardımcısı Coaker, daha güçlü uyuşturucu kullandığı savlarını ise reddetti. Bolivya’da toprak reformu ? LA PAZ (AA) Bolivya, yoksulların toprak sahibi olmasını sağlamak için uygulanacak toprak reformu planını açıkladı. Hükümet, ilk aşamada devlete ait 5 milyon hektar toprağın yoksul köylülere dağıtılacağını, sonra özel mülke ait tarım yapılmayan alanların istimlak edileceğini bildirdi. 250 bin yoksulu çatısında toplayan Topraksızlar Hareketi, 1996 tarihli Toprak Yasası’nda reform istiyordu. 931 doğumlu dünyaca ünlü sosyal bilimci ve tarihçi Pierre Nora 2001’den beri Fransa’nın en saygın kültür kurumu Fransız Akademisi’nin 27 No’lu koltuğunda oturuyor. Nora, Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü veya Yüksek Sosyal Bilimler Araştırmaları Okulu’nda kurduğu kürsüler, verdiği dersler, yazdığı eserler kadar editör olarak yarattığı kitap dizileri ve kurduğu Debat dergisiyle de biliniyor. Pierre Nora’nın Cumhuriyet’e açıklaması: Tarih İçin Özgürlük derneğini eğitim ve araştırmada entelektüel ve bilimselliğin tüm ideolojik kışkırtmalara karşı bağımsızlığını savunmak için kurduk. Bu dernek bir bildiri yayımlayarak Ermeni soykırımını inkâr edenleri cezalandırmayı hedefleyen yasa tasarısına siyasi ve tarihi nedenler yüzünden karşı çıktığını ortaya koydu. Bu yasa tasarısı Fransız Parlamentosu’nda Ermeni seçmen ve derneklerinin baskısı altında olan siyasi gruplar tarafından gündeme getirildi. 2001’de Ermeni soykırımının tanınmasının ardından güçlü Ermeni lobisi buna ek bir yasa getirmeyi hedefliyor. Fransız kamuoyunda Ermenilere yönelik bir sempati olduğu doğru. Türkiye’nin Ermeni trajedisi konusunda inkârcı bir tutum içinde olması da bu sempatiyi arttıran unsurlardan. Ayrıca Fransızlar Türkiye’de Ermeni meselesine yönelik olarak hükümet ve sivil toplum düzeyinde atılan olumlu adımlardan haberdar değiller. Bu yasa tasarısının sunulmasında Fransa’da çok önemli bir topluluk olan Ermenilerin etkin rolü olduğu Pierre Nora doğru. Bu gruplar çok iyi örgütlenmiş ve çok aktif çalışıyor. Bu yasa tasarısının ifade ve araştırma özgürlüğünün önünde engel oluşturacağını düşünüyorum. Bu yasanın geçmesi, tüm bilimsel araştırma ve teorileştirme türlerine kilit vurulması anlamına geliyor. Fransa tarihinin ve sorumluluğun bir parçası olan Cezayir ve Ruanda’yla ilgilenmezken kendi tarihinde yer almayan Ermeni meselesine el atıyor. Bu yasa tasarısının bir skandal olduğunu düşünüyorum. Bir tarihçi ve vatandaş olarak bu yasa tasarısı beni utandırıyor. Biz tarih için özgürlük bildirisini imzalayanlar olarak geçmişe yönelik her türlü yasalaştırmaya, cezalandırmaya karşıyız. Tarihi tarihçiler yapar, hukuk değil. Bu yasanın geçmesi durumunda Türkiye’de düşmanca ve sert tepkilere neden olacağını sanıyorum. Bu yasayı çıkaranların kafasında sanırım Türkleri ya da Türkiye’yi geçmişini tanımaya itme düşüncesi var. Ben bunun böyle sonuçlanacağını sanmıyorum. Kanımca Fransa ve Türkiye arasındaki gerilimi arttıracak ve son dönemde Türkiye’de yapılan açılımlar ve eleştiriler de dondurulmuş olacak. 1 Yasa tasarısı beni utandırıyor ELÇİN POYRAZLAR PARİS Fransız Parlamentosu’nda bugün görüşülecek olan ‘‘Ermeni soykırımının inkârının’’ cezalandırılmasına yönelik yasa tasarısı en başta Fransız tarihçileri arasında büyük tepki topladı. Bu tasarıyı protesto etmek amacıyla ‘‘Tarih İçin Özgürlük’’ bildirisine imza atan tarihçiler aylardır bu yasanın geçmesi durumunda ifade özgürlüğünün tehlikeye gireceği, eğitimcilerin esir alınacağı ve tarihin yasaların tekeline geçeceği uyarısını tekrarlıyorlar. Tarihin yasaların işi olmadığını söyleyen bilim adamları tasarının yasalaşmasının siyasi, bilimsel ve ahlaki sonuçlarına işaret ettiler. Yasa tasarısını parlamentoya sunan Sosyalist Parti üyelerinin güçlü Ermeni lobisinin etkisi altında olduğuna vurgu yapan Fransız tarihçiler, Fransa’nın kendisini hiç ilgilendirmezken bu meseleyi gündemine almasını anlamsız buldukları yönünde görüş bildirdiler. Fransa’nın önde gelen aydın, profesör ve tarih bilimcilerine tartışmalı yasa tasarısına yönelik görüşlerini sorduk. Fransa’nın ünlü tarihçisi Pierre Nora, Ermeni seçmen baskısının etkili olduğunu vurguluyor: JEANJACQUES BECKER: Dur demenin zamanı geldi ağdaş Avrupa Ç tarihi ve de özellikle 1. Dünya bu nedenle bu bildiriye imza attım. Bu yasanın gerçekleşmesi durumunda ifaSavaşı uzmanı olade ve araştırma özrak bilinen Jeangürlüğünün zarar göJacques Becker, Pareceğinden hiç kuşris Siyasi Bilgiler kum yok. Enstitüsü’nde tarih Yasanın gündeme profesörü. 1928 dogelmesinin nedenleğumlu ünlü tarihçi, Becker ri arasında bu ülkeantikomünizm, son çeyrek yüzyıldaki büyük kriz de yaşayan ve iyi bir biçimde ler üzerine yaptığı araştırma entegre olmuş Ermeni azınlılar kadar son olarak Fransız ğı gösterebiliriz. Bu grubun solu hakkında hazırladığı an Fransa siyasetinde güçlü lobi siklopedik referans kitabıy çalışmaları var. Oysa Franla da şu anda gündemde. sa’nın 1915’teki olaylarla yaBecker’in Cumhuri kından uzaktan hiçbir ilgisi yok. ‘‘Tarih için özgürlük’’ bilyet’e açıklaması: dirisini yasa tasarısını kınaBu yasa tasarısına karşı olmamın nedeni çok basit. Son mak için imzaladık. Tarihin 15 yıldır Fransa’da tarihi ko ne olduğunu söylemek Frannular giderek hukukun içinde sız yasalarına düşmez. Hele daha fazla yer buluyor. Bun hele bu tarih yabancı bir ülkedan önce geçen yasalar kötü nin tarihiyse. Bu yasa tasarıbir niyetle yapılmamış olsalar sı kesinlikle protesto edilmeda bu gelişme sonucu tarihi li. Fransa’daki tarihçiler Türmeseleler bir hukuk konusu kiye’de Ermeni soykırımına haline geldi. Ancak tarih hu yönelik tartışmaların başladıkukun konusu değildir ve ğını görüyorlar. Bu tasarının Fransa’daki bu eğilime bir dur yasalaşması, bu ortamı tehlidemenin zamanı geldi. Ben keye atabilir. Remond gelişmeleri endişeyle izlediklerini söyledi: Vekiller tarihçi değildir lümüne kadar Fransız nun ardından Fransa ParlaAkademisi’nin 1 numa mentosu Ermeni soykırımını ralı koltuğunun konuğu olan tanıdığını ilan etti. Ermeni soy1918 doğumlu Rene Remond, kırımına yönelik tutum belir2. Dünya Savaşı sırasındaki leyen Fransa niye dünyadaki Fransız direniş hareketinin de diğer soykırımları da gündeilk önemli çehrelerindendir. mine almıyor o halde? ErmeDin ve siyaset tarihçisi sıfa ni konusunda Fransız tarihçitıyla Fransa’nın en büyük ler arasında görüş ayrılıkları var. Bir böyüksekokul ve üniversitelelümü rinde rektörlük dahil sürdür1915’te düğü seçkin kariyerinin dıinsanlık suşında, Fransız Katolik Aydınçu işlendiları Merkezi Başkanlığı, ğini öne süFransız Radyo Televizyon rerken bir Üstkurumları veya Barolar kısmı da Yargıçlar Kurulu gibi kusoykırım rumlarda üstyöneticilik yapolduğunu tı, dergiler çıkardı. Fransız sisavunuyor. yasi hayatı üzerine referans Rene Remond kitaplar da yazdı. Yani bu konuda henüz kesin bir görüş Remond’un Cumhubirliği yok. Yasanın olayları riyet’e açıklaması: Yasaların ‘‘gerçek bir tarihi’’ soykırım şeklinde tanımlaması tanımlaması konusunda Fran süregelen tarihi tartışmalar açısa’da yaşanan gelişmeleri en sından da olumsuzluk taşıyor. dişeyle karşılıyoruz. Siyase Bu yasa tasarısıyla milletvekiltin giderek tarihle ilgilenme leri ‘‘tarihi gerçekler’’ konusunsi sonucu Yahudi soykırımın da tarihçilerin yerine geçmeda olduğu gibi tarihin redde ye çalışıyorlar. Tarihin siyadilemez bazı gerçekleri yasa setin enstrümanlarından biri ların konusu haline geldi. Bu haline getirilmesi araştırma Ö özgürlüğünü kısıtlayacaktır. Tarihçilerin bugünkü korkusu aslında belli güç odaklarının tabuları ya da kolektif hafızalarının etki alanında olan siyasi partilerin tarihçilerin yerine geçirilmesi. Fransa’da bu grupların ya da bazı azınlıkların istekleri doğrultusunda yasalar belirlenirse bu araştırma ve tarihin özgürlüğü için tehlike oluşturur. Tarihi gerçekler üzerinde tekel oluşturulması bilimsel araştırma olanaklarını zora sokacaktır. Bu konuda meşru siyasi bir tartışma başlatılabilir ancak tarih bunda esir alınmamalı. Bu yasanın geçmesinin Fransız tarihçiler üzerinde olumsuz etkileri olacak. Düşünün, uluslararası bir toplantıda Fransız tarihçiler yasalar gereği kendi görüşlerini söyleyemeyecek. Biz milletvekillerini tarihte neyin yanlış neyin doğru olduğunu söylemeleri için seçmiyoruz. Bu arada, Türkiye’nin de AB’ye üye olmadan önce Ermeni sorununda olumlu adımlar atması gerekecek. M AX GALLO ATATÜRK’E HAYRAN: Resmi tarihe karşı çıkmak için imzaladım oluşturacaktır. Ben Ermeni soykırımı olduğunu düşünüyobaşlayıp Sosyalist rum ve Fransız ParCumhurbaşkanı lamentosu’nun daha François Mitterönceden bu yönde bir rand’ın danışmanaçıklama yapmış olmasını onaylıyorum. lığına kadar yükselen İtalyan kökenli Ancak bu görüşe Max Gallo çok sayıkatılmayanlara ceda çok satan tarihi za getiren bir yasaMax Gallo roman, biyografik ya şiddetle karşıyım. araştırma ve denemenin de sa Cezayir’deki durumla Ermehibi. Mustafa Kemal hayranı ni meselesi arasında farklar ve Türkiye’nin AB üyeliğine var. Cezayir’de savaş suçları karşı olan 73 yaşındaki yazar işlendi ancak soykırım olmason çalışmasında, Spartaküs’ dı. Bu yasanın nasıl bir cezaün serüvenini anlatıyor. landırma getireceğini bileGallo’nun Cumhuri miyorum, ancak bir profesöyet’e açıklaması: Tarihi rün Ermeni konusunda soyunsurları parlamentoların ya kırımın aksi bir görüş bildirsalaştırmasına karşıyım. Top mesi durumunda hakkında lumda tarihi sorunlara ilişkin yasal işlem yapılacağı ortaözgür bir tartışma ortamı olma da. Bu nedenle bu bildiriyi lı. Tarihin siyasi ya da yasal ‘‘resmi bir tarihin’’ oluştuçerçeveye sokulması kamuoyu rulmasına karşı çıkmak amatartışmalarının önünde engel cıyla imzaladım. eslek hayatına radyoevinM de teknisyen olarak Tarihçi Pierre VidalNaquet, insan hakları alanındaki mücadelesiyle tanınıyor: Fransa kendi kapısının önüne bakmalı Y aşayan en büyük Fransız Yunan tarihi ve uygarlığı uzmanı kabul edilen 76 yaşındaki Pierre VidalNaquet insan hakları alanındaki mücadelesiyle büyük ün kazandı. Anne ve babasını Nazilere kurban veren tarihçi, 1958 yılında Cezayir savaşına karşı ‘‘121 Başkaldıranlar’’ bildirisini imzalayanlar arasında. Tarih kadar edebiyat ve kültürü de kendine uzmanlık alanı bilmiş kişilik, son olarak İsrail’in eski başbakanı Ariel Şaron ve işgalci politikasına karşı mücadele vermişti. VidalNaquet’nin Cumhuriyet’e açıklaması: Tarihin ne olduğu konusunda karar vermeyi hedefleyen bir yasaya karşıyım. Ermenilere soykırım olup olmadığını belirlemek hukukun değil tarihi araştırmaların görevidir. Bir tarihçi ve bir vatandaş olarak siyasetin soykırım üzerinde tanımlama yapmasını ya da karar vermesini kabul edilemez buluyorum. 1915 yılında TürkiyeErmenistan sınırında gerçekleşen olayların soykırımı andıracak niteliği olduğunu düşünsem de bu konu resmi makamların yetkisi içinde yer almamalı. Bence Fransa kendi kapısının önüne bakmalı. VidalNaquet Ruslar Tükeniyor Uzun süredir zaman zaman manşetlere çıkan bir yakarış var: ‘‘Rusya yok oluyor, eriyor!’’ Ülkede doğumlar ölümlerden az. Nüfus yılda ortalama 700 bin kişi azalıyor. Aileler çoktan vazgeçti ikinci çocuğu doğurmaktan. Başkan Putin, yıllık ulusa sesleniş konuşmasında ilk kez demografik sorunu, siyasi ve ekonomik konuların önüne koydu. Gazeteler 3040 yıl içinde nüfusun 143 milyondan 100 milyona düşeceğini yazıyor. Şu an Rusya nüfusunun yüzde 80’ini oluşturan Ruslar, en hızlı azalanlardan; Müslüman kökenlilerin toplumdaki oranı artıyor. Putin, demografik krizi çözmenin şartlarını sıralıyor: ‘‘Doğumların artması, ölümlerin azalması, doğru bir göçmen politikası...’’ Petrol ve doğalgaz zengini Rusya, döviz rezervindeki birikim açısından (231 milyar dolar) dünyanın dördüncü devleti. Putin ikinci çocuğu doğuranlara yaklaşık 10 bin dolar civarında maddi katkı vaat ediyor. Tabii parayı bir anda eline sayarak değil, bir süre sonra eğitim, konut vs. harcamalarında destek olmayı önererek. Rusya şimdi ikinci çocuğu doğurma konusunu tartışıyor. İlk tepkilere bakılırsa, devletin elini cebine atması olumlu. Ama konu bütünsel bir sosyalekonomik çerçevede ele alındığında karşılaşılan tablo, hâlâ yeterince iyimserlik yaratamıyor. PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY Evlerimizin duvarlarında ‘‘Seni seviyorum’’ yazsa... Ve okul binalarında... İşyerlerinde... Hatta uçak ve vapurlarda... Ve bildik felsefelerini aktarmaya istekli konuşkan minibüslerde... ‘‘Seni seviyorum’’ yazsa polis karakollarının duvarlarında, stadyumlarda, bakanlıklarda... ‘‘Kamuya açık yerler’’de el ele tutuşup sarılanlara, öpüşenlere kötü gözle bakılmasa... Kimse kendi yaşanmamışlıklarının faturasını âşıklara çıkarmaya kalkmasa... ??? Bir banliyo treninin vagonlarına ‘‘Seni seviyorum’’ diye yazan genç hakkında 16 yıl hapis [email protected] Erdoğan’ın Sevdası ve Sevgi Türleri Kendisini yönetmeyi rını beceremeden başkalaızdır. yönetmeyi isteyen akıls Publilus Syrus medyayı, muhalefeti, resmi ve sivil yapılanmanın önemli bir bölümünü çıkarmak gerekiyor. Muhtemelen geriye AKP ve ona yakın kesimler kalıyor. Ve tabii dağlar taşlar, akarsularımız, ormanlarımız... Başbakanımız ‘‘sevdalı’’, ama sık sık da sinirli. Asabi, tahammülsüz, otokontrolü zayıf... Konuşmaları bağır çağır. Anında azarı basabiliyor. ‘‘Ananı al da git!’’ diyebiliyor. Sıradan insanlara ‘‘sevdalı’’ değil Başbakan... Bu ülkenin sevenleri bir âlem! ‘‘Futbolseverler’’ statlarda birbirini boğazlıyor. Sevgilerin birleştirmiş olması gereken ailelerde kocaların karılarını ‘‘iz bırakmadan’’ dövmesi doğal sayılıyor. Aşk hikâyeleri kan davasına dönüşüyor. Liselerde bile duygular bıçaklarla dile getiriliyor... Asabi toplumun sevgilerine bakın siz! Nerede o aşkını duvarlara, trenlere yazarak ilan etme romantizmi? ‘‘Kamuya açık yerler’’de sevgiler dile getirilmiyor burada, bir şeylerin ‘‘sevdalısı’’ olanların kustuğu nefret sergileniyor... Yaşamı Tersten Yaşamak... İnternetten gelen bir ileti, Can Yücel’in kaleminden keyifli bir hayali paylaşma fikrini doğurdu: ‘‘Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir. Yaşamı tersten yaşamak daha güzel olurdu. Nasıl mı? Cami’de uyanıyorsunuz. Ve haklar helal edilmiş vaziyette tabuttan doğruluyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor. Bir gün çalışmak istiyorsunuz. Ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz. Herkes karşınızda el pençe divan... Gittikçe zayıflıyor, forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade... Derken bir gün patron size ‘Artık üniversiteye gitsen daha iyi olur’ diyor. Bu arada babanız ortaya çıkmış ‘Fazla çalıştın’ diyor, ‘işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun..’ Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. Partiler diskotekler, kızların sayısı artıyor. Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar. Evde otur keyfine bak, oyuncaklarınla oyna diyorlar. Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar. Hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz size süt verme kararı alıyor. Bir gün karanlık sıcak bir ortama giriyorsunuz. Bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor küçülüyor ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Ve günün birinde müthiş bir olayla hayatınız bitiyor...’’ zarar verse halimiz ne olur? Hem özel hayat ve duygular teşhir edilir mi?.. ‘‘Özel hayat sevgileri’’ sergilenemez burada! O da ibadet ve ‘‘kabahat’’ gibi gizli olmalıdır. Ama sergilenebilir sevgiler de vardır. Mesela, ‘‘bayrak sevgisi’’ni en fazla dışa vuran millet belki de biziz. Bayrağı kim daha çok sever konulu bitmez tartışmalar bir yana, en büyük bayrakları dikerek Guinness rekorlar kitabına aday olmuşuzdur!.. Demek ki: İnsanlar talebiyle dava açılmış. Açılır taarasındaki aşk gizlenmeli; bayrak, bii! Herkes kendi duygularını marş, vatan aşkı yüksek sesle göstermek için ‘‘kamu malı’’na telaffuz edilmelidir!.. Ne diyor Başbakanımız: ‘‘Bu ülkeye sevdalıyız!’’ Bu sevda da seslendirilip sergilenebilecek bir şeydir demek ki... ??? Başbakan Cumhuriyet’e SSCB’nin teknolojik durumunu veriyor. bomba atılmasını kınamıyor; araştırmak üzere Moskova’da Ama siz teknolojik alanda ‘‘AKP’ye de bomba atılıinceleme yaptınız. incelemeler yapan Japon yor’’ türünden umursamaz Rusların elleriyle yaptığı her uzman, ‘‘en çok neleri bir tavır takınıyor. Başbakan beğendiğini’’ soran gazetecilere şey kaba saba ve kalitesiz. Ama ülkeye ‘‘sevdalı’’, ama her‘‘Rus çocukları’’ cevabını çocukları çok güzel!.. halde bu sevdanın içinden Ellerle yapılmayan CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle