19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Tarihi Kentler Birliği’nin 2005 ödüllerini alan projeler Trabzon’da sergilenecek ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Belediyeler koruma yarışında Tarihi Kentler Birliği’nin (TKB) üye belediyeleri arasında düzenlediği ‘Tarihi Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Ödülleri’nde 2005 yılı çalışmalarına ait ödül töreni 11 Nisan 2006’da İstanbul’daki Topkapı Eresin Otel’de Fatih Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılmıştı. Ödül alan uygulama ve projeler 1213 Mayıs 2006 günlerindeki ‘TKB Trabzon Buluşması’nda da sergilenecek ve birliğin dergisi Yerel Kimlik’te yayımlanacak... Tarihi ve doğal mirasın korunması için yerel yönetimler arasında ‘ulusal duyarlılığın örgütlenmesi’ amacıyla 2000 yılında kurulan TKB’nin bu geleneksel ödüllendirmesine 14 belediye aday oldu. Aynı zamanda birliğin danışma kurulunu oluşturan seçici kurulun 3 Şubat 2006’da toplanarak yaptığı değerlendirmelerin TKB Encümeni’nce de uygun görülmesi sonucunda, yönetmeliğe göre değişik kategorilerde verilen 2005 yılı ödülleri şöyle belirlendi: Prof. Dr. Metin Sözen Ödülü Evet, Erdal, Nerede Kalmıştık? ‘‘Evet, nerede kalmıştık?’’ Erdal Öz’le araşmalarımızın arası ne zaman uzasa ve o bu kez kabahatin kendinde olduğuna inansa, telefonda ilk sözü bu olurdu. ‘‘Evet, nerede kalmıştık?’’ Birbirimizi arayışlarımız arasına giren zaman parçacıklarını sevgiyle aşmaya yönelik bir söylemdi. Ama sanırım bu kez ‘‘hiçbir yerde kalmadık’’. Çünkü sen, bu dünyada kaldığım sürece benim artık telefon açamayacağım, uğrayamayacağım bir yere gittin. Bundan diyelim on beş, yirmi yıl önce kalkıp gitseydin, sanırım daha bir zorlanırdım. Çünkü önümde uzanan ve ikimizi ayıran zaman parçası daha büyük olurdu. Ama şimdi neyse ki öyle değil. Hani önsezi dedikleri bir şey var ya, işte o, kendini pek sık devreye sokmamakla birlikte, bende de var; devreye girdiğinde ise bugüne kadar yanıldığı hiç olmadı. İşte o ‘sezi’, bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce teklemeye başlayan kalbimin beni pek de uzaklara taşıyamayacağını söylüyor. Ve ben, ona inanıyorum. Ve ona inanmamın yanı sıra, şu ‘inanç’ konusuna bundan böyle daha ciddi eğilmem gerektiğini de düşünüyorum. En azından, hani şu ‘öbür dünya’ dediklerine inanmaya başlamam galiba akıllıca olacak. Çünkü bu dünyadan giden sevdiklerimin sayısı kalanlarınkini aştı, ve ben gidenlerin ‘oralarda’ bir yerde toplandıklarına inanmazsam eğer, günün birinde yeniden onlarla birlikte olmayı umut etme hakkını kazanabilir miyim? ??? Ama bu dünyada kalan zamanım için de yani işi sağlama bağlamak için, hani şu ‘öbür dünya’ hakkında anlatılanlar doğru değilse diye!kendime biçtiğim bir misyon var, ve o misyon artık seni de ilgilendiriyor, sevgili Erdal dostum! O misyon, şu: Giden ve benim için büyük değer taşıyan, bir anlamda daha ölmemişçesine hâlâ benimle olan sevdiklerimi kalanlara olabildiğince anlatmak, böylece de onlara bir anlamda benden sonra da hayat kazandırabilmek. Şimdi, benden sonrası için yaşatma görevini üstlendiklerim arasına sen de girdin, ve ben, ölümünü haber aldığım akşamdan bu yana, sanki kalanlara seni nasıl anlatacağıma ilişkin planlar yapmaktayım. Bunu başardığım ölçüde, bundan önceki sevgili ölülerim bağlamında olduğu gibi, senin ölümünden duyduğum acı da biraz olsun azalacak. Senin adına üstlendiğim bu görev, seninle aramızda sanki ölümle engellenemeyen yeni bir ilişki kuracak. ??? Yıllar önce, Albert Camus’nün savaşta, Nazilerin elinde ölen genç bir şair dostunun şiir kitabı için kaleme aldığı önsözünde, şu cümleyi okumuştum: ‘‘...çünkü onu seven bizler için, ve onu tanımamış, ama yaşasaydı onu tanımayı hak edecek olan bütün insanlar için bu ölüm, yeri hiçbir şeyle doldurulamayacak bir kayıptır.’’ İşte ben, sevgili dostum, senden önceki sevgili ölülerim için yaptığımı şimdi de senin için yapmaya koyulacağım ve seni, yaşasaydın seni tanımayı hak edeceklerine inandığım insanlara anlatmaya başlayacağım. Ne mi anlatacağım? Aslında seninle ilgili olarak anlatacaklarımın tümü, sanırım tek bir başlık altında toplanabilir: Ben, senin nasıl bir İNSAN olduğunu, ve bir de, elbet elimden geldiği ölçüde, senin gibi bir insan olabilmenin yollarını anlatmaya çalışacağım. Nasıl bir sevgi insanı olduğunu, sevgi dolu bir bakışla, sımsıcak bir el tutuşuyla, sevginin ezgileriyle yüklü bir sesle çevrende en koyu karanlıklarda kalmış olanlara nasıl ışık götürebildiğini anlatmaya çalışacağım. Öf be Erdal! Tam da bir yaşama yorgunu olduğumu hissettiğim bir dönemeçte, ne kadar ağır bir yük bindirdin sırtıma! Bu yükün altından kalkacağıma emin olabilirsin... eposta: acem20?hotmail.com ahmetcemal?superonline.com KÜLTÜREL MİRAS İÇİN KUTLANAN ÇALIŞMALAR... Büyük koruma ödülü olan Prof. Dr. Metin Sözen Ödülü’nü, Antakya Belediyesi ‘Kültür Evi’ restorasyonuyla kazandı. Başarı ödülleri arasında Tarsus Belediyesi’nin ‘Kırkkaşık Bedesteni Koruma ve Onarım Projeleri’ de var (altta)... TKB’nin kuruluşunda ve çalışmalarındaki öncü ve yol gösterici kişiliğinden ötürü Prof. Dr. Metin Sözen adına verilen ‘Koruma Büyük Ödülü’nü Belediye Kültür Evi restorasyonundaki başarısı nedeniyle Antakya Belediyesi aldı. Seçici kurulun ödül gerekçesinde ‘‘detaylandırılmış projelerinin ve özenli uygulamanın ciddi olumluluklar sergilemesiyle birlikte, kamunun kentine olan duyarlılığı’’na örnek olması da vurgulandı. Başarı ödülleri Bu dalda 4 belediyeye ödül verildi. Malazgirt Belediyesi’nin (Muş) ‘Kale Par kı Düzenleme Projesi’; kaleyi surlarıyla birlikte kent yaşamına katması; belediyenin sınırlı kaynaklarının kültür içerikli kamusal bir işlev için kullanılması ve olası arkeolojik bir kazının gerçekleşmesini engellemeyecek önlemlerin de düşünülmesi nedeniyle başarılı görüldü. Mustafapaşa Belediyesi’nin (NevşehirÜrgüp) mimar Baran İdil tarafından gerçekleştirilen ‘Koruma Amaçlı İmar Planı’, gerek korumayla kentsel tasarım ilkelerini bü tünleştirmesi, gerekse yeni yapılaşma alanları için getirdiği kütle tanımlı önerilerle eskiyi bütünlüyor olması nedenleriyle ödüllendirildi. Tarsus Belediyesi’nin (Mersin) gerçekleştirdiği ‘Kırkkaşık Bedesteni Koruma ve Onarım Projeleri’, tarihi kent merkezinde, bütüncül bir anlamda başlamış olan çalışmaların devamı niteliğini taşıması ve Geleneksel Küçük El Sanatları Üretim ve Satış Yeri işleviyle ödül aldı. Ürgüp Belediyesi’nce (Nevşehir) sürdürülen ‘Sarıca Kilisesi Çalışmaları’, bölgedeki kiliseler geleneğini temsil eden bir yapımüze olarak işlevlendirilmesi, proje ve uygulama teknolojisi ve arkeolojik restorasyonun önemli örneklerinden biri olması nedenleriyle başarı ödülüne uygun görüldü.... Özendirme ödülleri Belediye Sarayı), 1905’te yapılan binanın özgünlüğüne gösterilen özen ve çevre düzenlemesiyle kamusal alanın yaşanılabilirliğini arttıran çevre düzenlemesiyle ödül aldı. Kaymaklı Belediyesi’nin (Nevşehir) gerçekleştirdiği ‘Kaymaklı Yeraltı Şehri Kentsel Tasarım ve Çevre Düzenleme Projesi’, bu alanın bir programa dayalı olarak kazanılmak istenmesi ve yüksekliklerin yakın çevresiyle uyumlu olması nedenleriyle ödüle uygun görüldü. Niksar Belediyesi (Tokat) tarafından başlanan ‘SosyoKültürel Çevre Gelişim Projesi ve Softuoğlu Konağı Restorasyonu’ projeleri, özenli bir uygulamayı anlatması, sürdürülebilirçoğaltılabilirtekrarlanabilir çevre gelişim projesi olarak isimlendirilen trafo kaplamasının olumlu bulunması ve belediye konuk Evi işlevleriyle ödüllendirildi. Şişli Belediyesi’nin (İstanbul) hem kendisi tarafından, hem de öncülüğünde ve denetiminde halkın katılımıyla sürdürülen ‘Şişli Kentsel Tasarım Projesi’, sokak ve cephe sağlıklılaştırma çalışmaları, reklam panoları ve tabelalarını belirli bir düzene alması, nitelikli rölöveler ve restorasyonlar nedenleriyle ödül kazandı... ‘Teşekkür’ler Seçici kurul, bu değerlendirmelerin yanı sıra 2005 ödüllerine aday olarak tarihi ve doğal mirasın korunması projelerinde ‘yarışmak’ isteyen belediyelere de TKB’nin ‘teşekkür’ belgesini vermeyi uygun gördü. Buna göre Altındağ (Ankara), Çankırı, Eyüp (İstanbul), Odunpazarı (Eskişehir) ve Osmangazi (Bursa) belediyelerinin çalışmalarına da kültürel değerlerinin korunup yaşatılması konusundaki uğraşları ve bu anlamda yarattıkları, yaratacakları bilinç nedeniyle ‘teşekkür edilerek’ sergilenmelerine karar verildi... Trabzon buluşması Bu dalda da ödül alan dört belediye ve çalışmaları ise şunlar: Bilecik Belediyesi’nce tamamlanma aşamasına getirilen ‘Bilecik Rüştiye ve İdadisi Restorasyonu’ (Bilecik YARIŞMA İÇİN SON BAŞVURU TARİHİ 10 OCAK 2007 Memet Fuat Ödülleri’ne başvurular başladı Kültür Servisi Usta yazar Memet Fuat’ın anısını yaşatmak için düzenlenen ‘Memet Fuat Ödülleri’, ‘Eleştiri/İnceleme’, ‘Deneme’ ve ‘Yayıncılık’ alanlarındaki çalışmaları destekleme, yüreklendirme ve başarıları ödüllendirme amacını taşıyor. Eleştiri/İnceleme ve Deneme ödüllerine başvurmak için (bandrolü alınmış) kitap olarak basılmış yapıtın 8 nüshasının Memet Fuat Ödülleri Sekreterliği’ne gönderilmesi gerekiyor. Basılı yapıtların yanı sıra lisans, lisansüstü ve doktora tezleri de kabul edilmiş olması koşuluyla ödüle katılabilir. 2006 yılı için sadece 2006 yılında yayımlanan yapıtlar ve yayıncılık çalışmaları aday olabilir. Yarışmaya son başvuru süresi 10 Ocak 2007. Yayıncılık Ödülü’ne ise 2006 yılı içerisinde kusursuz bir düzeltmeyle yayımlanmış bir yapıt, örnek bir editörlük çalışması, özgün bir kitap ya da kitap dizisi, bütün çalışmalarıyla örnek gösterilebilecek bir yayınevi etkinliği, yepyeni bir tasarım, örnek bir yararlılık, Türk edebiyatına katkı sayılabilecek bir çeviri vb. ile aday olunabilir ya da aday gösterilebilir. Yayıncılık ödülüne tüzelkişiler de aday olabilir. Ödül için adaylar kendileri başvurabilecekleri gibi başka kişiler, kurum ve kuruluşlar da aday bildirebilirler. Eleştiri/İnceleme ve Deneme ödüllerinin tutarı, ayrı ayrı 5 bin YTL. Yayıncılık Ödülü’nü kazanan çalışma ise bir heykelcikle değerlendirilir. Eleştiri/İnceleme ödülünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Deneme Ödülü’nü ise Adam Yayınları desteklemekte. Memet Fuat Ödülleri Seçiciler Kurulu şu kişilerden oluşuyor: Cevat Çapan, Eray Canberk, Konur Ertop, Nurdan Gürbilek, Uğur Kökden, Hasan Kuruyazıcı, Yurdanur Salman. Ödül töreni ve anma günü Memet Fuat’ın 81. doğum günü olan 16 Şubat 2007’de gerçekleştirilecek. (0212 288 62 63) Şimdi, işte bu heyecanla da birlikte Trabzon’da gerçekleştirilecek TKB buluşmasının teması ise ‘Doğu Karadeniz Bütününde Bir Doğa ve Kültür Odağı Olarak KentSuYayla İlişkisi’ olarak belirlendi. TKB üyesi 200’e yakın belediyeden başkan ve temsilcilerle birlikte valilerin, ilgili kurumların ve meslek odalarıyla sivil toplum kuruluşlarının katılımı beklenen Trabzon buluşması, 12 Mayıs 2006 Cuma akşamı Zorlu Grand Hotel’de ev sahibi Belediye Başkanı M. Volkan Canalioğlu’nun ve Vali Hüseyin Yavuzdemir’in konuklara ‘Hoş geldiniz’ diyecekleri kokteylle başlayacak. 13 Mayıs 2006 Cumartesi günü Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde sürecek etkinlikler için açılış konuşmalarının ardından 2005 ödülleri sergisi gezilecek ve buluşmanın teması üzerinde bir panel gerçekleştirilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen’in yöneteceği panelin konuşmacıları M. Volkan Canalioğlu, Dr. Yusuf Örnek ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa Reşat Sümerkan... TKB Trabzon Buluşması’nda birliğin 2005bahar dönemi meclis toplantısı da yapılacak ve üye olmak isteyen aday belediyeler hakkında karar alınacak... SERGİDE SANATÇININ 100’Ü AŞKIN YAPITI YER ALIYOR Balkan Naci İslimyeli’nden ‘Matah’ bir kitap G eçen günlerde 35. sanat yılını iki ayrı sergi alanında performans, video, fotoğraf, enstalasyon çalışmalarından oluşan kapsamlı sergileriyle kutlayan Balkan Naci İslimyeli, bu sergilerden Milli Reasürans Galerisi’ndeki ‘Matah’ın kitabını da sanatseverin arşivine katıyor. Adını ‘MahmutpaşaTahtakale’ semtlerinden alan sergide, sanatçının 100’ü aşkın giysi dışı amaçlarla tasarlayıp gerçekleştirdiği giysiheykelleri, vitrin mankenleri üzerinde, üç boyutlu bir düzenlemeyle yer almıştı. Küratörlüğünü Ameile Edgü, yardımcı küratörlüğünü Ayşe Gür ile Saliha Yavuz’un yaptığı sergi için çıkan bu kitapta, metinler Beral Mad ra imzalıyken İslimyeli yapıtlarına ‘şiir senaryolarıyla’ eşlik ediyor. Beral Madra, kitapta da yer verdiği yazısının bir bölümünde şöyle yaklaşıyor İslimyeli’nin yaptıklarına: ‘‘...Balkan Naci İslimyeli’nin MATAH başlıklı yapıt vegösteri üretimini modernizm ve postmodernizm arasında belki görünmeyen ama sürmekte olan bağlantılar, disiplinler arası etkileşim ve giymek eyleminin yapısökümü ve yeniden yapılandırılması açısından irdelemek gerekir. Balkan Naci İslimyeli’nin MATAH’ı kuşkusuz, otuz beş yıllık bir sanat üretiminin içinde belirgin bir çizgi oluşturan giysi konusunun ulaştığı son görüntü ve yorumdur...’’ (0 212 230 19 76) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle