14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Erdemir için ‘Ortak olmayacağız, ortak alacağız’ diyen OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy: 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dümeni kimseye vermeyiz Erdemir hisselerini kayıtsız şartsız kontrol etmek istiyoruz. Bizim kaptan köşkünden hiçbir konuda çıkmaya niyetimiz yok. Ekonomi Servisi Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, ‘‘Erdemir’in kaptan köşkünden çıkmaya niyetimiz yok, kaptan köşkünde olmaya devam edeceğiz’’ dedi. Erdemir hisselerini kayıtsız şartsız kontrol etmek istediklerini belirten Ulusoy, ancak sermayesinin tümü OYAK’a ait bulunan Ataer Holding hisselerinde ortaklığın olabileceğini dile getirdi. Ulusoy, Erdemir’deki özelleştirme süreci ve Arcelor ile olan ilişkiler konusunda şu açıklamaları yaptı: Biz Arcelor’la bir ortaklık yapmadık, ortaklık yapabilmenin ön şartlarını konuştuk. Kamu kuruluşlarının müsaade ettiği şekilde bir ortaklığı nasıl yapabileceğimizi değerlendirdik ve bu arada Erdemir’i hiç kimseye satmadık. Erdemir’i yönetecek olan kurumun ufak bir hissesini, kontrol sağlamayan, kayıtsız şartsız hiçbir şekilde kontrol sağlamayan hissesinin bir kısmını vermeyi değerlendirdik. Eğer Oyak Arcelor’la ortak olursa kontrolü elden kaybeder denildi. Buna gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. Bunu benim ders verdiğim yıllarda öğrencilerimden biri söyleseydi ben mutlaka sınıfta bırakırdım. Erdemir’in ÖİB’den alınan yüzde 46.12, Kalkınma Bankası’ndan alınan yüzde 3.17 ve Erdemir’in kendi portföyünde bulunan yüzde 3.07’lik hissesi olmak üzere toplam yüzde 52.36’sı Ataer Holding’in kontrolünde bulunuyor. Ataer Holding’in de yüzde 41 hissesini bir ortağa vermesi durumunda geriye yüzde 59 oranındaki hisse OYAK’ta kalıyor. Yüzde 59, yüzde 41’den büyük mü? Büyük, yüzde 59, yüzde 41’den büyük olduğuna göre Ataer’i kim kontrol eder? Yüzde 59 hisseye sahip olan. Yüzde 52.36’lık hisseyi (Erdemir) kim kontrol eder. Yüzde 59 hisseyi kim kontrol ediyorsa o eder. Biz Arcelor’la bir ortaklık yapmadık, ortaklık yapabilmenin ön şartlarını konuştuk... Bizim kaptan köşkünden hiçbir konuda çıkmaya niyetimiz yok. Biz her zaman her konuda yönettiğimiz yerlerde, bundan sonra yaptığımız anlaşmalarda kaptan köşkünde olacağız. Arcelor’la bir merhabamız oluştu. Bundan sonra ortaklık görüşmeleri gündeme gelirse o merhaba sürer. Diğer girişimciler de merhaba derse onlara da merhabamız olur. Orada Kimse Var mı? Öncelikle dün sabah elime geçen ‘‘Orada kimse var mı?’’ başlıklı bir işçi mektubunu özetle sizlerle paylaşmak istiyorum.. Benzerleri sayısız olduğu için çalıştığı işletmenin adını vermeyeceğim. Beyaz eşya üretimi de yapan bir holding. İki yıl önce krize girmiş, ana işletmesi ve yan sanayiinde tasarruf önlemlerine başlamış. Beyaz eşya üreticisi fabrikada, mektubu yazan işçimiz dahil 1600 kişi çalışırlarken grup grup çıkarmalarla, üretim kısıtlaması ile 250 işçiye kadar inmişler. Ücretler dörtte bire kadar düşürülmüş. Yine de bir işleri olduğu için hallerine şükrediyorlarmış. Sonunda üretim tümden durmuş. Mektubu yazan işçimiz, iki çocuğu ve eşi ile birlikte 5 aydır eline beş kuruş para geçmeden yaşıyormuş. Bütün arkadaşları için geçerli bir durum olarak öncelikle ödeyemedikleri kiralar nedeniyle evlerinden atıldıklarını, akrabalara sığındıklarını anlatıyor. Bir zamanlar zengin olmasalar da düşleri olduğunu, şimdi düşlerini de yitirdiklerini vurguluyor. İşi olan bir işçinin, eşine, çocuklarına birkaç yılda bir bir palto, tatile çıkılamıyor olsa da tatillerde akraba yanına gidebilme, kent içinde yakın yerleri dolaşma gibi çok masum olan düşlerini yitirmiş olarak bir insanın nasıl yaşayabileceğini sorguluyor. ‘‘Kendini bilmez, Allah’tan korkmaz biri olsaydım daha kolay para kazanma yolları bulurdum..’’ diye söze devam ediyor. Kendisi gibi olanların aylar, yıllarca en kötü koşullar, düşük ücretlerle de olsa iş bulamadıklarını anımsatıyor. Sonra gazetelerin ikinci, üçüncü sayfalarında yer alan aile dramları, cinayetlere ilişkin haberlerin kimseleri şaşırtmaması gerektiğini, en azından kendisi, çevresi için sıradan bir sonuç olduğunu vurguluyor. İşçi çıkarmanın çalıştığı işletme için bir kriz, en azından verimsizlik, zarar sonucu olsa da aynı işletmenin bir biçimde başka alanlardaki yatırımları ile ayakta olduğunun, hatta kimi hayır işlerine katkıda bulunduğunun da altını çiziyor. Tabii ki reklam koksa da yıllarını vermiş olduğu işletmenin hayır işi olarak okul kampanyasına bağışta bulunmasını olumlu karşılıyor. Yine de atılan işçilerin yaşam dramlarına seyirci kalınmasına duyduğu burukluğu, sitemi aktarıyor. İşletmelerin ayakta tutulmayıp araçlarının hurdaya dönüşmesinin, işçilerin sokağa atılmasının hodbinlik olduğunu söylüyor. Sadece sermayenin değil, medyanın, hele de çözüm üretmek konumunda olan siyasetin bu gidişe seyirci kalmalarının topluma yönelik çok ağır suç oluşturduğunu anlatmaya çalışıyor. İşçiler olarak giderek artan sayılarla yüz binler, aileleri olarak da milyonlar için yaşanan bu drama duyarsızlığın ülkenin geleceği için çok büyük tehdit oluşturduğunu belirterek mektubunu bir kez daha, ‘‘Orada kimse var mı? Sesimizi duyan olmayacak mı?’’ diye noktalıyor. ??? Yer olmadığı için aynen yayımlayamadığım, ancak sadece içeriği ile değil, Türkçesi, vurgulamaları ile çarpan işçi mektubunun etkisi ile her zaman göz attığım ikinciüçüncü sayfaların dünkü haberlerinden kimi başlıkları sizinle paylaşmak istedim... ‘‘Yaktığı eşini camdan attı’’ başlıklı haberin içinde, boşanmaya çalışan eşinin baba evine giden kocanın yanında getirdiği yanıcı madde ile önce daireyi yaktığı, sonra da alevler içinde önce eşini, sonra kendisini camdan dışarı attığı belirtiliyor. İkisinin de öldüğü, yanlarında bir de bıçağın bulunduğu olayda, evde büyük bir patlama yaşanıyor. ‘‘Bin kişiye gözaltı’’ başlıklı haberin içinde, sadece son iki ayda yapılan çete operasyonlarında 98 çete, 39 suç şebekesinin çökertildiği, 903 kişinin gözaltına alınıp 342’sinin tutuklandığı bilgisi var. ‘‘Çocuk çetesi şehir değiştirdi’’ haberinin başlığından da anlaşılacağı üzere İstanbul’da üst üste yapılan operasyonlardan sonra, daha önce İstanbul’da yakalanmış adları bilinen çocuk suçluların daha sonra Ankara’da peş peşe yakalanmakta oldukları anlatılıyor. Her lodosta birkaçının birden verilmesine alıştığımız soba zehirlenmeleri için son haberde Bursa’da 70 kişinin birden zehirlendiği bilgisi yer alıyor. Evde soğukta kalamama ve lodos çelişkisinde bile bile yaşanan dramın sahipleri de elbette yoksullar. Yanında Küçükçekmece’de yine soba zehirlenmesine bağlı 4 kişilik ailenin ölüm haberine yer verilmiş... Bugünlerde gazete manşetlerinden düşmeyen haberler arasında ise Unakıtan ailesinin, her gün bir yeni boyutu keşfedilen, durdurulamayan, çoğunluğu haksız, hukuk dışı, en azından etik olmayan kayırmalar arasında, zenginleşmelerinin belgeleri, bilgileri var. Ne ilginçtir ki Başbakan Erdoğan, önlenemeyen öfkesi ile bu konuda da medyaya saldırarak, ağır suçlamalar yönelterek, sevgili ağabeyine sahip çıkıyor. Bir anlamda kendisi dahil, AKP kadrolarının hızlı zenginleşmedeki kader ortaklığının gereklerini yerine getiriyor. AKP iktidarını sonuna kadar savunmuş medya yıldızları, AKP ve Erdoğan’ın siyasal geleceği için Unakıtan’ın feda edilmesini istiyorlar. Unakıtan’ın istifa da olsa feda edilmesinin aynı yolun yolcuları, dava(!), kader ortakları AKP’liler, Başbakan Erdoğan için bir kırılma noktası olduğunu göremiyorlar... soner?cumhuriyet.com.tr ? ? İskenderun’a 2 milyar dolarlık bir yatırımla ‘OYAK Arcelor ile ortak olursa kontrolü 2 yıl sonra çok farklı bir Erdemir göreceğiz. kaybeder’ denildi, bunu ders verdiğim Dünya piyasalarında da kolay yem olmayacağız. yıllarda öğrencilerim söyleseydi sınıfta bırakırdım. ? Finansman ihtiyacımız yok OYAK’ın finansman sağlayamadığı ve para ihtiyacı olduğu için ortak aradığı yönündeki açıklamaları ‘‘çok ayıp’’ olarak değerlendiren Coşkun Ulusoy, finansman konusunda şu noktalara dikkat çekti: ‘‘OYAK’ın böyle bir şeye ihtiyacı yoktur. 1 Aralık’ta ÖYK’den izin çıktıktan sonra 22 Aralık’ta 1.5 milyar doları garanti edilmiş bir şekilde bulduk. Eğer finansman ihtiyacımız olsaydı ortakla yola çıkardık. Biz ortakla yola çıkmadık, ortağı yanımıza almayı değerlendirdik.’’ ‘‘Şartname gereği ihale bedelinin yarısını teşkil eden 1.5 milyar doları uluslararası piyasalardan sağlayarak ödedik. Kalan yaklaşık 1.5 milyar doları da banka içi ve dış kaynakları harekete geçirerek temin ettik. Büyük bir iş huzuru içinde işlemi gerçekleştirdik. İçimiz huzurlu, başımız dik. Peşinatı oluşturan 1.5 milyar doları bir proje finansmanıyla, 3 yılı ödemesiz 10 yıl vadeyle temin ettik. Bu işlemi Erdemir hisselerini ortaya koyarak yaptık. Diğer 1.5 milyar dolarlık miktarı hiçbir şirketimizi ipotek etmeden, OYAK imzasını koyarak aldık. 27 Şubat’ta 2 milyar 960 milyon doları nakden ve defaten ödedik.’’ 2005’te yüksek konsolide net dönem kârı elde ettiklerini, denetimden sonra kâr rakamlarını açıklayacaklarını belirten Ulusoy, ‘‘TÜFE’nin, enflasyonun 3.54 misli nema elde ettik” dedi. Doğan, Ray’ı satıyor Ekonomi Servisi Doğan Şirketler Grubu, elinde bulunan Ray Sigorta hisseleri ile ilgili olarak danışmanlık için Fortis Yatırım’la anlaştı. Doğan Holding’den İMKB’ye gönderilen açıklamada, Ray Sigorta hisseleriyle ilgili ortaklık, hisse alım ve satımı da dahil olmak üzere, çeşitli stratejik olasılıkların değerlendirmek üzere danışman firma olarak Fortis Yatırım Menkul Değerler’in görevlendirildiği bildirildi. 4 ilde üreticinin derdini dinleyen CHP heyeti, inceleme gezisini tamamladı Fındıkta AKP yangını var! ERDOĞAN ERİŞEN ORDU Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi tarafından, fındık üreticilerinin sorunlarını yerinde incelemek üzere kurulan Komisyon, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki çalışmalarını tamamladı. 4 il ve ilçelerini dolaşan komisyona başkanlık yapan CHP Ge ? F ındık üreticisinin sorunlarını yerinde inceleyen CHP heyetinin başkanı, Genel Sekreter Yardımcısı Tamaylıgil, ‘‘Karadeniz yangın yeri. Fındıkta AKP afeti yaşanıyor ama AKP’nin tek derdi Kemal Abi’’ dedi. nel Sekreter Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil, ‘‘Hükümet Karadeniz’deki yangını da görmüyor. Çünkü hükümetin tek işi Kemal abi ve Kemal abinin oğlunun geleceği’’ dedi. İnceleme gezisi hakkında bir değerlendirme yapan Tamaylıgil, ‘‘Karadeniz Bölgesi adeta bir yangın yeri. 2004 yılında don afetinin yaşandığı Karadeniz’de şimdi de AKP afeti yaşanıyor’’ dedi. Türkiye’de 8 milyon insanın geçimini sağladığı fındık üzerine oynanan oyunlara AKP hükümetinin seyirci kaldığına işaret eden Tamaylıgil şunları söyledi: TSKB’ye kredi yolda Ekonomi Servisi Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), uluslararası piyasalardan 195 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi sağlayacak. TSKB’den yapılan açıklamada, uluslararası piyasalardan 1 yıl vadeli 195 milyon dolarlık krediyi temin etmek üzere yürütülen çalışmaların tamamlandığı ve bankanın eş düzenleyici olarak hareket edecek olan uluslararası konsorsiyuma yetki verdiği bildirildi. Yeni 10 dolar tedavülde Ekonomi Servisi ABD hükümetinin yeniden tasarladığı 10 dolarlık banknotlar, dün itibarıyla tedavüle çıktı. Yeni 10 dolarlık banknotların, önümüzdeki gün ve haftalarda dünyanın geri kalanında da piyasaya sunulacağı bildirildi. Özgürlük Heykeli’nin meşalesini ve ABD Anayasası’nda yer alan ‘‘We the People’’ sözünü içeren yeni 10 dolarlık banknot, turuncu, sarı ve kırmızı tonlarını içeriyor. Yeni 10 dolarlık banknotun, kendisinden önce tedavüle giren yeni tasarımlı 20 ve 50 dolarlık banknotlar gibi, kalpazanlık la mücadele amacıyla, hem nakit parayla işlem yapanlar, hem de tüketiciler için kullanımı kolay olan, en son teknolojiye sahip güvenlik özelliği içerdiği kaydedildi. Yeni banknotta, renk değiştiren mürekkep, filigran ve güvenlik şeridi bulunuyor. ABD Hazine Müsteşarı Anna Cabral, konuyla ilgili açıklamasında, ‘‘Kalpazanların her zaman ilerisinde olmak, ABD’nin en çok önem verdiği konulardan biri. Bunu yapabilmek için de para birimimizin her yedi ile 10 yılda bir yeniden tasarlanması gerekiyor’’ dedi. ‘‘Altın değerindeki fındık ne yazık ki üzerine oynanan oyunlar nedeniyle yok pahasına satılmak zorunda kalınıyor. Sezon açıldığında 6.50 YTL ’den alıcı bulan fındık, şu anda 4.50 YTL ’ye zor satılıyor. Herkes bize hükümetin başını ve fındık tüccarı danışmanını işaret ediyor. Fındıktaki sorun belli. Hükümetin başı ve başdanışmanı fındıktan elini çekerse sorun düzeliyor. Ancak hükümet fındıktan geçimini sağlayan 8 milyon kişiyi ve devletin hazinesine girecek dövizi değil, başdanışmanlarının başı çektiği bir avuç alivreciyi (fındığı, olmadan dalında satan) koruyor, kolluyor. Üreticinin en büyük kuruluşu olan ve Türkiye’nin en fazla üyeye sahip birliği Fiskobirlik de büyük bir çaresizlik içerisinde. Fiskobirlik yönetimini seçimlerde tüm uğraşlarına rağmen ele geçiremeyen ve seçimi kaybeden AKP hükümeti, bunun intikamını almak için de Fiskobirlik’in hem devlet, hem de özel bankalardan kredi almasını engelliyor. Bunu gördük, Fiskobirlik seçimlerindeki tehditlerini tespit ettik. Her şey ayan beyan ortada.’’ Tamaylıgil, 2004 yılında yaşanan don felaketi nedeniyle fındık üreticilerine afet ödemesi olarak verilmesi gereken 252 milyon YTL ’nin ödenmemesini de eleştirdi. THY’den ‘Kalite’ye imza ? Ekonomi Servisi Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil, ulusal ve uluslararası kural ve standartları her zaman titizlikle uygulayan THY’nin, ‘‘Ulusal Kalite Hareketi’’nde de bir numara olmak istediğini bildirdi. Kotil, Türkiye Kalite Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Subaşı’nın katılımıyla, Atatürk Havalimanı’ndaki genel müdürlük binasında düzenlenen törenle ‘‘Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’’ni imzaladı. YENİ MEGANE SEDAN SATIŞTA Renault’nun Türkiye’de üretilen yeni Megane Sedan model otomobili, 29 bin YTL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. Renault Mais’ten yapılan açıklamada, Megane Sedan’ın geniş motor yelpazesine 100 bg (74 kW) gücünde 1.5 dCi dizel motorun da eklendiği belirtildi. Şirket, bu yıl 100 bin adet yeni Megane Sedan üretilmesinin ve üretimin dörtte üçünün 5 kıtada 84 ülkeye ihraç etmeyi hedefliyor. KOÇ, ATASANCAK HİSSELERİNİ ALIYOR Koç Grubu, Ata ve Sancak gruplarıyla ortak olduğu Koç Ata Sancak Besi ve Tarım Ürünleri’nin tüm hisselerini satın alıyor. Tat Konserve ve Migros Türk’ten İMKB’ye yapılan açıklamalarda, Koç Ata Sancak’ta yüzde 33.33 oranında hissesi bulunan Ata Grubu ve yine aynı oranda hissesi bulunan Sancak Grubu’yla hisselerinin tümünün satın alınması için görüşmelere başlandığı kaydedildi. TELEKOM’DA GÖREV DEĞİŞİMİ Oger Telecom’a satılan Türk Telekomünikasyon’un Genel Müdürü Mehmet Ekinalan görevinden alındı. Ekinalan, şirketin Uluslararası Proje Danışmanlığı’na getirildi. Türk Telekom’dan verilen bilgiye göre şirkette dün (önceki gün) itibarıyla yapılan değişiklikle Türk Telekom’un Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı olan Dr. Paul Doany, aynı zamanda genel müdürlüğe atandı. Genel müdürlük görevinden alınan Mehmet Ekinalan, Türk Telekom’un uluslararası proje danışmanlığına getirildi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle