23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Danıştay 13. Dairesi, doğalgaz tüketiminin dörtte birini yapan santralların yürütmesini durdurdu 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Hükümete pazarlık olanağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’ın son olarak doğalgazdan elektrik üreten Ankara Santralı sözleşmesinin yürütmesini durdurması ve sıradaki santralın da aynı gerekçelerle yürütmesinin durdurulması olasılığının yüksek olması, hükümetin eline bu şirketlerle imzalanan yüksek elektrik fiyatlarını pazarlık konusu yapma olanağı getirdi. Danıştay 13. Dairesi, son olarak Türkiye Elektrik Taahhüt ve Ticaret AŞ (TETTAŞ) ile BayındırNational PowerMimag Konsorsiyumu tarafından yapişlet yöntemiyle Ankara’da yapılan doğalgaz ? TETTAŞ ile BayındırNational PowerMimag Konsorsiyumu’nca yapılan doğalgaz santralı sözleşmesi durduruldu. santralı sözleşmesinin yürütmesini ‘‘bu sözleşmenin kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi olduğunun saptanması, imtiyaz sözleşmelerini inceleme görevinin Danıştay’a verilmiş olması ve anayasaya göre onaylanmadan önce Danıştay incelemesinden geçirilmesi’’ gerekçeleriyle durdurdu. Böylece Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Vak ? Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Ulusaler, ‘‘Bu kararlara dayanarak santral sahiplerine ‘Fiyatları indirin’ baskısı yapılmalıdır’’ dedi. Başkanı Kemal Ulusaler, hükümetin, geçen ağustosta İzmir santralı ile ilgili Danıştay kararını, Bakanlar Kurulu’nun ‘‘Faaliyete başlamış yatırımlarda sonradan gelen yargı kararlarının dikkate alınmamasına’’ yönelik bir ‘‘ilke kararına’’ dayanarak uygulamadığını anımsattı. Ulusaler şöyle konuştu: ‘‘Yapılan sözleşmelere göre kamunun bu santrallardan aldığı fı’nın açtığı davalarda, Danıştay 13. Dairesi, TETTAŞ ile yapişlet yöntemi çerçevesinde doğalgaza dayalı termik santral kurma ve işletme konusunda imzalanan EnkaIntergen ortaklığındaki İzmir, Adapazarı ile BayındırNational PowerMimag ortaklığındaki Ankara santrallarının sözleşmelerinin yürütmesini aynı gerekçelerle durdurmuş oldu. Elektrik Mühendis Odası (EMO) elektrik fiyatları çok pahalı. Bu yürütmeyi durdurma kararları öne sürülerek santral sahiplerine ‘Bu fiyatları indirin, yoksa yürütmeyi durdururuz’ baskısı yapılmalıdır’’ diye konuştu. Sonucu henüz belli olmamakla birlikte, Danıştay’ın, KİGEM’in aynı yönde açtığı EnkaIntergen ortaklığına ait Gebze Santralı davasında da benzer bir karar çıkacak olursa, Türkiye’nin 2004 yılı doğalgaz ihtiyacının yüzde 24’ünü tüketerek pahalı elektrik üreten dört yapişlet santralında da sözleşmeler için yürütmeyi durdurma kararı çıkmış olacak. Uluslararası Kalkınma İktisatçıları Birliği Chennai Konferansı’ndan İzlenimler Ocak ayının son haftasında Uluslararası Kalkınma İktisatçıları Birliği’nin (International Development Economics Associates IDEAs) yıllık toplantısına katılmak üzere Hindistan’ın Chennai şehrinde idik. İdare merkezi Delhi’de Jawaharlal Nehru Üniversitesi olan IDEAs, neoliberal küreselleşme dalgası altında ‘‘kalkınma’’ olgusunu sorgulayan ve gerçek kalkınmanın ancak neoliberal koşullandırmaların kırılmasıyla sağlanabileceğini vurgulayan bir kuruluş. IDEAs’ın ayırt edici özelliği akademik çalışmalarında öncelikle ‘‘Güney’li’’ sosyal bilimcilerin katkılarına yer vermesi ve Güney yoksullarının iktisadi ve sosyal sorunlarını gene Güney dünyasının bakışıyla yorumlamaya çalışması. IDEAs çalışmalarını (www.networkideas.org) adresli sitesinde sergiliyor. IDEAs’ın 2006 yılı toplantısı Latin Amerika’dan ve Asya’dan çok sayıda sosyal bilimci ve öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. Ülkemizden de Yılmaz Akyüz, Türkel Minibaş, Ahmet Dikmen ve Meltem Dikmen ile çeşitli Anadolu üniversitelerinden araştırma görevlisi genç meslektaşlarımız Chennai’de bizimle beraberdi. ??? IDEAS’ın Chennai toplantısındaki en önemli tartışma noktalarından birisini, Amerika’nın vermekte olduğu 750 milyar dolara ulaşan cari işlemler açığının dünya ekonomisi üzerindeki baskısı ve yol açabileceği istikrarsızlık dalgaları konuları oluşturdu. ABD’nin milli gelirinin yüzde 7’sine, dünya toplam gelirinin ise yüzde 2’sine yaklaşan söz konusu açığın şimdilik Çin ve diğer Asya ülkelerinin tasarruflarıyla finanse edildiğini vurgulayan katılımcılar, bu hassas dengenin sürekli olamayacağını ve küresel piyasalarda faizlerin yükselmesi ve finansal akımların yön değiştirmesi ile dünya ekonomisinin bir durgunluğa itilebileceğinin altını çizdiler. Hindistan’lı Marksist iktisatçı Prabhat Patnaik sunuşunda, kapitalist dünyanın hegemonik merkez ülkesinin tarihsel bir zorunluluk olarak ‘‘cari işlemler açığı vererek dünya mal ve finans piyasalarında likidite sağlamasının’’ gerekli olduğunu vurguladı. Ancak Patnaik, 21. yüzyılın küreselleşme dalgası altındaki kapitalist dünyanın, İngiltere’nin başını çektiği 19. yüzyıl küreselleşme sürecinden çok farklı tarihsel koşullara sahip olduğunun da altını çizmeye özen gösterdi. Patnaik’e göre İngiltere 19. yüzyılda kolonilerinden elde ettiği iktisadi kaynaklar aracılığıyla, Batılı diğer kapitalist ülkelere karşı verdiği cari işlemler açıklarını finanse edebilmekteydi. Dolayısıyla, İngiltere’nin diğer merkez kapitalist ülkelerle olan ticaretindeki açıklar, sömürgelerinden aktarılan kaynaklar ve Osmanlı ile olan ticaretindeki fazlalar ile ‘‘finanse edilebilmekteydi’’. Böylece dünya mal ve finans piyasalarında gerekli likidite İngiltere tarafından sömürgeciliğin olası kıldığı kaynaklar ile sağlanabilmekteydi. Ancak kapitalist merkezlerin ‘‘azgelişmiş/yoksullaştırılmış’’ sömürge coğrafyalarının sınırlarına gelinmesi ile 19. yüzyılın küreselleşme süreci tıkandı ve dünya emperyalist savaşlara sürüklendi. ??? Patnaik, 20. yüzyılın son çeyreğinde hareketlenen ve günümüzde de sürmekte olan yeni küreselleşme dalgasında ABD’nin hegemonik öncülüğünün gerekli kıldığı dış finansmanın artık sömürgelerden aktarılan kaynaklar ile finanse edilmesinin mümkün olmadığını vurgulamaktaydı. Patnaik’e göre ABD ‘‘dünyanın merkez bankası’’ olma görevini ancak küresel sermaye piyasalarının tam serbestisi altında diğer ülkelerden sürekli bir borçlanmayla sağlayabilir. Bu ise ancak Amerika’nın diğer finansal merkezlere göre daha yüksek getiri sağlaması ile mümkün olabilir. Dolayısıyla ABD’nin hem kapitalist dünyanın hegemonik gücü olarak kalmaya devam etmesi, hem de kapitalist dünya ekonomisinin likidite sunucusu (merkez bankası) olması için ABD’nin yüksek reel faizler sunarak küresel finansal sermayeyi kendi ülkesine çekmesi ve böylece de kendi cari işlemler açıklarını finanse etmesi gerekmektedir. Oysa Amerikan ekonomisinin sürekli olarak yüksek faizler ile çalışması zorunluluğu bütün dünyada yüksek faiz maliyetlerini de yükseltme eğilimine sokmakta ve kendisi de dahil olmak üzere tüm dünya ekonomilerinde durgunluk ve deflasyon tehlikesi yaratmaktadır. Patnaik, bu ikilemden çıkmanın en geçer yolunun Amerika’nın sürekli askeri harcamalarını arttırmasından geçtiğini göstermektedir. ABD böylelikle hem kendi ekonomisini canlandırmakta, hem de ekonomik olarak finanse etmekte zorlanacağı kapitalist dünya içinde hegemonik güç olma rolünü ‘‘askeri gücü’’ sayesinde dikte ettirebilmektedir. Patnaik’e göre 21. yüzyılın küreselleşmesinde kapitalizmin artık savaşsız bir dünya içinde kendini idare edebilmesi mümkün değildir. ??? Chennai’de tartışılan konulardan bir diğeri ise, kapitalizmin küreselleşmesini finanse ediş biçimlerinden bir diğerinin de güney ülkelerinin stratejik öneme sahip, yüksek kârlı kamu işletmelerinin ‘‘özelleştirme’’ ve ‘‘doğrudan yabancı sermaye yatırımları geliyor’’ söylemleri altında ucuza kapatılarak elde edilen kaynak transferi olduğu idi. Biz bu düşünceler ile Türkiye’ye dönerken gazetelerden Petrolİş Sendikası’nın Danıştay’da TÜPRAŞ’ın yüzde 51 hissesinin özelleştirmesine karşı açmış olduğu davanın haklı bulunduğunu ve Danıştay’ın söz konusu özelleştirmeye yol açan ihale komisyonu kararının yürütülmesini durdurulmasına hükmettiğini okuduk. TÜPRAŞ emekçisini ve Petrol İş Sendikası’nı ülkemizin ekonomik bağımsızlığı yolunda verdiği bu inançlı direniş için yürekten kutluyorum. TELSİM Tamamen Türk uzmanlar tarafından geliştirilen işletim sistemi Avustralya’ya bile ulaştı Borçlu aboneye taksit Ekonomi Servisi Telsim, hatları fatura borcu nedeniyle kapanmış ve yasal takip sürecine aktarılmış abonelere, borçlarını ödemede kolaylık sağlamak amacıyla ‘‘taksitlendirme kampanyası’’ başlattı. Telsim’in kampanyasından 1 Ocak 2006’dan önceki döneme ait fatura borcundan dolayı hattı kapanmış aboneler yararlanabilecek. Faiz borçlarının yüzde 50’sinin affedilmesini sağlayan kampanya kapsamında ayrıca ana para, masraf, vekâlet ücretleri, faiz borcu dahil kalan tüm borçların da 6 aylık taksitle ödenmesine olanak sağlanıyor. Pardus Anadolu’ya sığmadı ? Kamu ihalelerinde şartnamelere de girmeye başlayan ulusal işletim sistemi Pardus, Türkçe sayesinde tüm dünyaya yayılıyor. NECDET ÇALIŞKAN ANKET SONUCU En tekno Türk Cem Yılmaz Ekonomi Servisi Jabra ve www.bagdatcaddesi.net işbirliği ile İstanbul’da yaşayan gençlerin cep telefonu kullanım alışkanlıklarını ve teknolojiye yaklaşımlarını belirlemek üzere gerçekleştirilen bir ankete göre, teknoloji denince gençlerin aklına ilk olarak Bill Gates, ardından da Cem Yılmaz geliyor. Yılmaz’ı sırasıyla Thomas Edison ve Graham Bell izliyor. TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) bünyesindeki Türk bilgisayar uzmanları tarafından geliştirilen ‘‘özgür işletim sistemi’’ Pardus, Türkiye sınırlarını aştı. Tam Türkçe desteği, Genel Kamu Lisansı (GPL) ile ücretsiz olarak dağıtılıp kullanılabilmesi, kolay kurulumu ve virüslere karşı güvenilirliği ile ulusal işletim sistemi Pardus, dağıtıma başlandığı 26 Aralık’tan bu yana Balkanlar’dan Orta Asya’ya onbinlerce kullanıcı tarafından bilgisayarlara indirildi. Pardus üzerinde ilk çalışmaların ulusal bir işletim sisteminin gerekliliğinin görülmesi üzerine 2003’te başlanıldığını belirten Pardus Geliştiricisi Erkan Tekman, ‘‘Birşey yazarken Türkçe harf ve kelimeleri kullanmaya çekiniyoruz. Bu problemi giderelim, dedik. Temel hedefimiz Türkçe ve kolaylıktı. Türkçe konusunda çok iddialıyız. Dünyadaki 350 civarındaki Linux dağıtımı arasında Türkçe desteği konusunda bir numarayız’’ diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 4 bin 400 okul için yaptığı ihalede, ihale şartnamesine her bilgisayarla birlikte bir Pardus CD’si verilsin diye bir madde eklen Pardus’un en önemli özelliği olarak, yaş ortalaması 27’yi geçmeyen yaratıcı ekibi gösteriliyor. 11 kişiden oluşan Pardus ekibinde yer alan isimler şunlar: Umur Pulat, Onur Küçük, Barış Metin, Gürer Özen, Çağlar Onur, Eray Özkural, Görkem çetin, Murat Eren, İsmail Dönmez, Koray Löker, Mehmet Dündar Akın. diğini anlatan Tekman, ‘‘Bu yıl içinde de kamu ihalelerinde Pardus’un şartnamelere girip yaygınlaşması için bir takım görüşmeler yapıyoruz. 2006’da en azından bir kamu kurumu Pardus kullanmaya başlasın diye bir hedefimiz var’’ dedi. Önümüzdeki aylarda Pardus sertifikalı eğitim seminerlerinin oluşturulacağını ve Pardus’un yeni sürümü Pardus 2.0’ı en geç 2007’de kullanıma sunulacağını belirten Tekman, şöyle devam etti: ‘‘Türkiye sınırları dışında Balkanlar’dan ve Azerbaycan’dan da kullanıcılarımız var. Avustralya’daki Türkler de bu programı istedi. Onlara da gönderiyoruz. Sistem, türkçe kullanan kullanıcılar aracılığıyla tüm dünyaya yayılıyor.’’ Büyük şirketlerin Linux’a artık milyar dolarlık yatırımlar yaptığına dikkat çeken Tekman, ‘‘Linux artık birtakım hayalperestlerin hareketi değil, internetin omurgasında yer almaya başladı. Google bile Linux üzerinde çalışan bir sistem’’ dedi. Sıfır dolara, 2 milyar dolarlık bir teknoloji transferi yaptıklarını belirten Tekman, Pardus’un güvenilirliği konusunda özellikleri ile ilgili olarak, ‘‘2000’li yıllarda yapılan araştırmalara göre microsoft işletim sistemlerinde 10 binlerce virüs tespit edilmiş. Bunlardan yüzlercesi de yayılarak, bilgisayarlara zarar vermiş. Aynı dönemde Linux’ta tespit edilen virüs sayısı ise 50’yi geçmiyor’’ diye konuştu. Türkiye’nin tek çip üretim merkezi Anadolu’nun teknolojik parsı TÜBİTAK bünyesinde faaliyetlerini 1972 yılından bu yana sürdüren UEKAE’nin çalışmaları hakkında bilgi veren İş Geliştirme Sorumlusu Berkan Özden, ‘‘Türkiye’nin tek çip üretim merkeziyiz. Teknolojide ulusal bağımsızlığımızı sağladığımıza inanıyorum’’ dedi. Türkiye’nin bilgi güvenliği konusunda yurtdışından ithalat zorunluluğunun kalmadığını belirten Özden, ‘‘İnsan gücümüzün yüzde 7580’i gibi çok yüksek bir oranı araştırma personeli. Bu dünya geneli için de çok yüksek bir oran’’ diye konuştu. Bilgi güvenliği, ileri teknoloji ve haberleşme, UEKAE’nin 3 ana çalışma konusu. Enstitü bünyesinde ağ güvenliği ve ışık kullanarak haberleşme konusunda çeşitli çalışmalarımız var. Çalışmalarını TÜBİTAK’ın Gebze yerleşkesinde yürüten UEKAE bünyesinde, Kriptoanaliz Merkezi, Yazılım Donanım Ortak Kriter Test Merkezi, Tempest Test Merkezi, Akustik Test Merkezi, Ürün Geliştirme, Elektronik Harp, Mikroelektronik, Optoelektronik birimleri ve kamu çalışanlarına eimza sertifikaları sağlayan Kamu Sertifikasyon Merkezi bulunuyor. Pardus, adını Anadolu parsının Latince isminden alıyor. Türkiye’de yaşayan son büyük kedi olan Anadolu parsı ile en son karşılaşma, resmi kayıtlara göre 17 Ocak 1974’te Ankara Beypazarı’nda gerçekleşmiş. Adı, bir işletim sistemi olarak geri dönen ve temelinde teknolojide ‘‘tamamen Türkçe’’ kullanımı yatan Pardus’un temel bileşenleri ise şöyle: ÇOMAR (COnfiguration MAnageR): Sistemde kurulu yazılımların birbirleriyle uyumlu çalışmasını sağlayan yapılandırma yöneticisini tanımlıyor. PiSi (Packages Installed Successfully as Intended): Sistemin paket yönetim sistemini oluşturuyor. Paketlerin sisteme sorunsuz bir şekilde eklenip çıkarılmasını sağlıyor. YALI (Yet Another Linux Installer): İşletim sistemi ve kullanıcının seçeceği paketleri hızlı ve sorunsuz olarak CD’den hedef sisteme yerleştiren uygulama. Zemberek: OpenOffice.org içindeki yazım denetimi eklentisi. Sistemin Türkçe üzerinden çalışmasını sağlıyor. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr madığı böyle bir tartışma içinde aşırı yıpratabilir. Belki de yapılması gereken en önemli husus, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma ile ilgili gerekçeli kararı bir an önce açıklayarak hem ÖİB’nin gerekli değerlendirmeyi yapması için zorlaması hem de hukuksal süreci hızlandırması. Unutmayalım yanlış yapılan özelleştirmeler, Türkiye’nin imajı açısından da önemli... ??? AKP iktidarında bugüne kadar özelleştirmelere açılan iptal davaları 2002 yılında: SEKA’nın Afyon, Balıkesir, Çaycuma, Taşucu ve Aksu İşletmeleri; 2003 yılında: Dikili ve Trabzon limanları, Tekel Alkollü İçkiler; 2004 yılında: Gemlik Gübre, İstanbul Gübre, Bursa Gaz, Sümer Holding Beykoz Deri ve Kundura İşletmesi ve Bakırköy İşletmesi, Samsun Gübre, Eti Krom, Eti Gümüş, Eti Elektrometalurji, EtiBakır, Eti Alüminyum, SEKA Akkuş İşletmesi, Kütahya Gübre Fabrikası, Kütahya Şeker Fabrikası, Çayeli Bakır İşletmesi 2005 yılında: Türk Telekom, TÜPRAŞ, Erdemir, Samsun Gübre, Mersin Limanı, Araç Muayene İstasyonları Hizmetleri ve Galataport. B Türkiye karlar altında: Toplantılar, mahkemeler hep ileri bir tarihe erteleniyor. Herkes bir an önce işlerini tamamlayıp evine geç olmadan dönme derdinde. Bu karmaşa içinde bir sendika ve İstanbulAnkara arasında sürekli mekik dokuyan genç bir avukat Türkiye’de usulsüz ve hukuka aykırı yapılan özelleştirmelere karşı amansız bir mücadele yürütüyor. Avukat Gökhan Candoğan, Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ve sendikanın duayeni Ayfer Eğilmez’le TÜPRAŞ ile ilgili verilen yürütmeyi durdurma kararını konuşuyoruz. ??? Danıştay’ın kararından sonra artık TÜPRAŞ’la ilgili konu özelleştirilmeli mi, özelleştirilmemeli mi boyutunun çok ötesinde. Türkiye’de bir hukuk devleti olmanın gerekleri yerine getiriliyor mu getirilmiyor mu? İşte Türkiye şimdi bunun sınavını verecek. 12 Eylül’de yapılan ihalede en yüksek teklifi veren KoçShell Ortak Girişim Grubu, sendika tarafından açılan davada taraf değil. Çünkü sorun TÜPRAŞ’ı kimin aldığında hiç değil. Üstelik Koç grubunun verdiği fiyat beklentilerin çok üzerinde. Sorun, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) İ L Gİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK TÜPRAŞ ve Hukuk Devleti Olmanın Gerekleri tutumunda, birbiri ile çelişen açıklamalarında, yatırım ile ilgili maddelerin ihale şartnamesinde yer almamasında... Hatırlarsınız, geçen hafta İngiliz araştırma şirketi MORİ’nin ‘‘Türkiye’deki Sermaye Piyasalarının İtibarı ve İyi Kurumsal Yönetim’’ adlı araştırmasında, güvenilirlik konusunda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın en düşük notlardan birini aldığını. SatKurtul mantığı ile ‘‘toplumsal uzlaşı sağlanmadan’’ yapılan özelleştirmelerde, üstüne üstlük bir de hukuk kurallarının göz ardı edilmesi söz konusu oldu mu konunun yargıya taşınması kaçınılmaz oluyor. ??? AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den bugüne kadar gerçekleştirilen büyük KİT’lerin özelleştirme işlemlerinin birçoğu için sivil toplum örgütleri ve sendikalar dava açmış durumda. En son geçen haftadan örnek verecek olursak, 3 ihaleye peş peşe 2 iptal, 1 yürütmeyi durdurma kararı çıktı: TÜPRAŞ, SEKA Balıkesir ve Galataport. Gökhan Candoğan, Danıştay’ın kararının ardından medyada genelde yer alan yorumlar ve haberlerin ‘‘Olan oldu, TÜPRAŞ’ın iadesi artık çok zor’’ şeklinde olduğunu söylüyor ve şunu vurguluyor: ‘‘TÜSİAD, namı diğer ‘patronlar kulübü’ hukuk devletinin önemine işaret ederken herkes onayladı. Şimdi iş uygulamanın gerçekleştirilmesinde. TÜPRAŞ yalnızca bir örnek. Bakalım Türkiye hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getirecek mi, göreceğiz...’’ Şu ana kadar görülen o ki, ana dava sonuçlanana kadar ÖİB beklemede kalacak. Bu arada kamuoyuna pompalanmaya çalışılan husus ise devir sonrası geri alımda fiziki imkânsızlık olduğu yolunda. Ancak sendikanın tezi de bir o kadar net; fiziki imkânsızlık yok, sadece 5 gün önce kâğıt üstünde üyeler değişti, varlık devri değil hisse devri yapıldı. ??? TÜPRAŞ hemen kamuya iade edilmeli. Sendika, fiziki olarak fabrikalara hâkim ve şu an için içerideki yeni sahiplerin ‘‘hukuki bir zemini’’ kalmadığını düşünüyor. Candoğan alıcı tarafa 45 günlük ek süre tanınmasının da şartnameye aykırı olduğunu ve bunun için de ayrı dava açtıklarını belirtiyor. Peki bundan sonraki süreç ne olacak? Önceki gün TÜPRAŞ’ın yeni yönetimi çalışanlara devir işlemi sonrasında yarım maaş ikramiye verileceğine ilişkin sözlerini tutacaklarını ve ödemeye başlayacaklarını açıkladı. Ancak henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte görülen o ki, sendika işçilere ‘‘ikramiyeyi almayın’’ çağrısında bulunacak. Zira içerdeki yeni sahiplerin hukuksal zemini kalmadığının işçiler tarafından da teyit edilmesi önemli. Ayrıca yine yeni yönetimin açıkladığı yatırım kararının da yeni olmadığı ve TÜPRAŞ’ın daha önce aldığı ancak uygulanmayan kararlarının bir parçası olduğu belirtiliyor. ??? Belli TÜPRAŞ konusunda taraflar daha işin başında. Kısa süre içinde sert tartışmaların hatta eylemlerin yaşanması olası. Tüm bunlar Koç Grubu’nu, aslında tarafı ve hiçbir suçu ol BakuCeyhan Rusya’ya da yarayacak ? MOSKOV A (AA) Azerbaycan’ın Moskova Büyükelçiliği’ne atanan Polad Bülbüloğlu, BakuCeyhan Petrol Boru Hattı’ndan Rusya’nın da yararlanması için projeler hazırlandığını belirtti. Bülbüloğlu şöyle konuştu: ‘‘BakuCeyhan Petrol Boru Hattı, Rusya’nın da yararı için kullanılabilir. Bildiğim kadarıyla Rus petrollerinin Baku üzerinden Akdeniz’e ulaştırılması için bu petrol boru hattının kullanılması yönünde projeler hazırlanmaktadır.’’ CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle