18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y B 7 7 11 11 13 12 13 11 9 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB B B S S Y 11 12 11 10 3 2 3 3 15 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y 15 Y 15 K 6 Y 9 Y 6 Y 7 PB 1 PB 3 PB 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara’nın batısı, kıyı ve Güney Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu’nun batısı, Güneydoğu Anadolu ile akşam saatlerinden sonra İç Ege, Batı Karadeniz’in batısı ve İç Anadolu’nun kuzeybatısı yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı iç ve kuzeydoğu kesimlerde biraz artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 5 Helsinki K 14 Stockholm K 9 Londra PB 9 Amsterdam K 5 Brüksel K 1 Paris PB 2 Bonn K 3 Münih PB 4 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K PB PB PB PB K PB Y PB 3 1 11 6 0 2 11 17 2 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 18 Y 15 M 3 Y 16 B 9 Y 13 B 6 PB 20 PB 16 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada şıyanların konu kıtlığı çektiğinden söz eder; beri yandan malvarlığını açıklayarak konunun bir an önce kapanmasına yardımcı olmaz. Bir yandan da gazetelerde servetinin açıklandığını öne sürer; sonra bugüne kadar resmi kanallara verdiği servet beyannamelerini ‘‘bir araya getirmek’’ için zamana gereksindiğini mazeret olarak söyler. Mübarekler yapamadıklarını muhalefetin yapmadığını savlayarak sürekli üste çıkma çabasındalar. Nalıncı keseri gibi. Hep bana, hep bana!.. ??? Genel Başkan yardımcılarından D. M. M. Fırat, ‘‘Baykal başkalarından (RTE’den) mal bildirimi isteyene kadar keşke önce kendi malvarlığını açıklayıp sonra bu tartışmayı başlatsaydı...’’ diyor. Pes doğrusu. D. M. M. Bey muhalefeti eleştirirken mal bildirimi tartışmaları başlar başlamaz genel başkanlarının ‘‘herkesten önce servetiyle ilgili açıklamayı yaparak’’ olayın daha da derinleşmesine neden engel olmadığına değinmiyor bile. RTE, cumartesi veya pazar, mal bildirimini ne gün açıklayacağının kültürü gereği illaki bilgiçlik taslayacak ya, yabancı kelime kullanarak örneğin “işaret” diyemez ‘‘sinyallerini’’ verecekmiş. ‘‘Şunu kesinlikle bilmeli’’ imişiz; ‘‘Benden (RTE’den) çıkan, üzerinde tartışma götürmez’’miş... Breh breh! Sanki RTE’yi bugün tanıdık. Biz söylediği pek çok şeyin bir süre sonra fos çıktığını bilmez miyiz? Fos çıkanları anımsayalım: Yolsuzluklar sona ermedi. İşsizlik azalacağına arttı. Yoksulluk ve açlık toplumun üçte birini kemiriyor. 1960’larda İsmet İnönü’yü başbakan görmek istemeyenler bahar aylarında kimi illerde karlar eriyip su baskınları oldu mu ‘‘Geldi İsmet, kesildi kısmet’’ diye sloganlar atarlardı. Geldi İrecep, artık toplumun kısmetini kesen olayları sıralayabiliriz: Görülmedik kış yaşanıyor. Tren kazaları, trafik kazaları, intiharlar, cinayetler, su baskınları, mala karşı düşmanlık, kuş gribi... RTE döneminde toplumsal dertler saymakla bitmez. ??? Anketler devam ediyor; sonuncusu allem etti kallem etti, RTE’yi cumhurbaşkanları adayları arasında ön sıraya getirdi. Son anketin yayımladığı tablolardan biri, ‘‘kurumlara (tabii temsil eden kişilere) zaman içinde duyulan güven’’i yansıtıyor. Ordu ile Cumhurbaşkanlığı baş sırada. Anayasa Mahkemesi ve polis örgütü de... Beşinci sırada Başbakan geliyor. Şimdi dikkat: Ankete katılanların Haziran 04’te yüzde 65.1’i RTE’ye güveniyor. Aralık 04’te bu oran 62.1’e iniyor. Haziran 05’te yüzde 48’e ve... Aralık 05’te yüzde 49.9’a düşüyor. Bu tablo; Başbakan’a, RTE’ye 18 ayda halkımızın güven duygusunun yüzde 15.2 azaldığını (daha da azalacağını) kanıtlıyor. Sonuçta ancak Türkiye’de olabilir bir olay gerçekleşecek ve: Halkın güvenini giderek yitiren bir kişi, RTE, cumhurbaşkanı olacak ha? Lisede ‘şeriat’ soruları ‘Ders kitabı’ yerine hazırladığı notları okutan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninin öğrencilere yönelttiği sorular ‘laik eğitimi’ yok sayıyor ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY yönelten din dersi öğretmeni notları dağıtma gerekçesini, ‘‘ders kitaplarının dini konuları üstünkörü’’ geçmesi olarak açıklıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınlarından faydalandığını savunan öğretmen verdiği örnekleri ise, ‘‘öğrencilerin dini daha iyi anlaması için verdiğini’’ söylüyor. Okulda görevli diğer bir öğretmen ise ‘‘Milli Eğitim Bakanlığı gelsin ilk dönem verilen karneleri incelesin. Bir sınıfta 30’u aşkın öğrenci din dersinden 1 ya da 0 aldı’’ diye konuşuyor. Göztepe İhsan Kurşunoğlu Anadolu Lisesi’nde üniversite sınavlarına hazırlanan lise son sınıf öğrencilerinin derslerine giren din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Kemal Celep, derste kendi hazırladığı notları okutuyor. Notlarda, ‘‘Evrenin Var Oluşu’’, ‘‘Evrende Allah’ın Varlığının Kanıtları’’, ‘‘Allah’ın Yaratma Sıfatı’’, ‘‘Kuran’a Göre İlk İnsanın/İnsanların Yaratılışı’’, ‘‘Allah Âlemlerin Rabbidir’’, ‘‘İslam Dininin Bilgi Kaynakları’’ başlıkları altında öğrencilere yöneltilen soru ve yanıtlar ise dikkat çekiyor. İşte İstanbul’daki lisede öğrencilere yöneltilen soruyanıtlardan satırbaşları özetle şöyle: İki tane Doğan marka otomobil verip, bir tane Mercedes aldığımızda bu alışverişin dinimize göre hükmü nedir? Yanıt: Peygamberimiz ‘‘buğday ile başka bir maddeyi değiştirmek isteyenlere; ikisini de satmalarını, ele geçen para ile alınacak maddenin alınmasını’’ söylemiştir. Biz de Doğan marka araçlarımızı satarız, ele geçen para ile Mercedes marka otomobili alırız. Böylece zamanımızda olan, peygamberimiz zamanında olmayan bir problemin cevabını bulmuş olduk. Bir din dersi öğretmeni düşünse: Kuranıkerim ‘‘Cuma günü, cuma vakti alışveriş yapmayın’’ (Cuma suresi) der. Peki, o saatte aracımın satış işlemlerini yapabilir miyim? Yanıt: İşte burada aralarındaki benzerlikten dolayı bu sorunun cevabını bulmuş olurum; çünkü cuma namazı vaktinde alışveriş yapmamamın istenmesinin sebebi cuma namazına gitmeye engel olunmasıdır. Aracımın satışlarını o vakitte yaptığımda ben de cuma namazına gidemiyorum. O halde, cuma namazına gitmeyi engellediğinden dolayı cuma namazı vaktinde yapmamalıyım sonucuna, aralarındaki benzerlikten dolayı varabilirim. Ölmüş baba yerine oruç Bir kişi, ölmüş babasının yerine hacca gidebilir mi?/Veya oruç tutabilir mi? Yanıt: Burada peygamberimiz ‘‘kişinin babasının maddi borcunu ödediğinde bu borç babasından düşer’’ buyurur. İşte bu borcun ödendiğinde maddi borcun düşmesi gibi manevi borçlarda ödendiğinde düşer sonucuna ulaşırız. Babasının malına bir an önce konmak için Allah korusunonu öldüren evlada miras verilir mi? Yanıt: ‘Katil mirasçı olamaz.’ (Hz. Muhammed s.a.v.) hadisinde ve bizim sorumuzda ortak yön mirasa konmak için öldürmektir. Bu benzerlikten dolayı mirasına konmak için öldürdüğü yakınından katil miras alamaz. ‘‘De ki onları ilk defa yaratmış olan Allah diriltecek, çünkü her çeşit yaratma şeklini çok iyi bilir’’(Yasin 78/79) ayetlerinden neler anlaşılır? Yanıt: Müşriklerden biri çürümüş insan kemiklerini ele alarak Allah bunları mı diriltecek? de mesi üzerine ‘‘Allah, evet onları ilk defa yaratan ve seni de tiksindirici sudan yaratan Allah, onları ve seni tekrar yaratacak’’ denilmektedir. Bu yaratılışın örneği dünyamızda çoktur. ‘Kuran’ın amacı araştırmaya yönlendirmek’ Bizlere bilim alanında ana hatlarıyla genel olarak bilgi veren Allah, neden detaylı bilgi vermemektedir? Yanıt: Eğer her bilim hakkında bilgi verilseydi, Kuran belki bir milyar metrakare alanı doldururdu. Hem Kuran’ın amacı da bu değildir. Onun amacı: İnsanların merakını kışkırtarak onları kendi vücutlarını ve evreni araştırmaya yönlendirmektir. Bunun sonucunda varılan ve öğrenilen gerçekler karşısında insan hayrete düşecek ve Allah’ın ne kadar büyük olduğunu, güçlü bilgili olduğunu anlayacak ve ona kulluk edecektir. Suriye’nin başkenti Şam’da karikatürleri protesto eden binlerce kişi Danimarka ve Norveç elçiliklerini ateşe verdi. Danimarka yurttaşlarına “Suriye’yi terk edin” çağrısında bulundu. Hz. Muhammed karikatürlerini protestolar tehlikeli boyuta tırmanıyor / IŞIL ÖZGENTÜRK Hayal kurmanın dayanılmaz çekiciliği Solun bütün kaleleri teker teker ele geçirdiği Güney Amerika’dan dönerken gördüklerimden mi, duyduklarımdan mı, artık bilinmez, uçakta muhteşem bir rüya gördüm. Bir şeyler olmuş, Türkiye baştan aşağı değişmiş. Seçim yasası değiştirilmiş ve baraj kaldırılmış, rengârenk bir Meclis bileşimi ortaya çıkmış. Her renkten her meslekten kadın en güzel giysiler içinde, oradan oraya koşturuyor. Erkekler spor giyimli, kimseler sigara içmiyor ve ‘‘sayın’’ kelimesi Meclis’te yasaklanmış, ülkedeki tek yasak da buymuş. Bol korumalı arabalar ortadan kalkmış, milletvekilleri, Meclis çalışanları, belediye başkanları benzin masrafını ortadan kaldırmak için bisiklet kullanmaya başlamışlar. Bazıları işi daha da ileri götürmüş, bisikletle Türkiye turuna çıkmışlar. Üniversite yasası tümüyle değiştirilmiş, YÖK kendi kendini lağvetmiş, bundan böyle üniversiteler demokratik bir seçimle oluşturulan yönetim kurulları tarafından yönetileceklermiş. Yönetim kurullarında ikiden az olmamak koşuluyla öğrenci temsilcisi bulunacakmış. Ayrıca üniversitelerde her türlü derneğin kurulması ve yaşaması için maddi ve manevi tüm destekler verilecekmiş. Eğitim zaten ilkokuldan başlayarak her aşamada ücretsiz olmuş. En önemlisi, üniversite giriş sınavları kaldırılmış ve test çözümünden vazgeçilip çocuğu hayata hazırlayan bir eğitim ve öğretim sistemi uygulanmaya başlamış. Ülkedeki genç nüfusun, niteliklerini arttırmak için çok güzel projeler geliştirilmiş. Bunlardan biri, ‘‘Hadi Yelkenler Fora’’ projesiymiş. Bu proje şöyleymiş: Denizyolları’nın birkaç vapuru gözden geçirilip birer yüzer okul haline getirilecek ve üniversitelilerden, liselilerden oluşturulacak gruplar, bu gemilerle her limana uğrayıp ülkenin muhteşem kültür mirasını gezerek, görerek öğreneceklermiş. Gemilerde her işi öğrenciler yapacakmış. Ayrıca bu gemilerde günlük tutan birkaç kişilik bir grup olacakmış. Yaşananlar daha sonra kitap olarak yayımlanabilsin diye, bitmedi, gemide küçük bir montaj atölyesi de olacağından, öğrencilerden bir bölümü de bu yolculukları filme alıp montaj yaptıktan sonra ülkenin her kanalında sistemli olarak çekilen bu filmler gösterilecekmiş. Bu arada askerlik isteğe bağlı hale getirildiği için genç insanlarımızın birçoğu askerlik yerine sosyal işlerde çalışıyorlarmış. Kimileri yaşlılar yurdunda, kimileri çocuk yuvasında, kimileri öğretmen olarak liselerde. Etnik, bedensel ve cinsel farklılıkların ortadan kalkması için okulöncesi eğitimde ağırlık, farklının kabul edilmesi için yapılacak uygulamalara verilecekmiş; kimse dilinden, etnik kökeninden dolayı herhangi bir zulme uğramayacakmış. ‘‘Herkese bedava sağlık!’’ en önemli sloganlardan biriymiş. Ve ülke çapında sağlık işinin çözülmesi için Tabip Odaları ve bakanlık birlikte çalışıyorlarmış. Özellikle Güneydoğu ve Doğu bölgesinin sağlık sorunu, ihtiyaçların tek tek tespit edilip çözülmesi sonucu iyice iyileşmiş. Artık çocuk ölümleri neredeyse sıfır noktasına inmiş, nüfus planlaması öylesine iyi uygulanmış ki, kadınlar ‘‘Ah gene gebe kadın,” sözcüğünü unutmuş. Kız çocuklarının okula yollanmaması gibi bir sorun da kökünden çözümlenmiş. Bütün bunlar nasıl mı olmuş? Ülkenin yeraltı kaynakları ve suyu son derece vatanperver bir kadro tarafından öylesine iyi örgütlenip milli gelir öyle yüksek bir noktaya çıkarılmış ki, bütün bunların olması zaten kaçınılmazmış. Ya işte böyle, insan, solun bütün kaleleri tek tek ele geçirdiği bir kıtada uzun dolaşmamalı, beni bu Güney Amerika ve orada duyduğum sol sloganlar, gördüğüm olumlu işler bu hale getirdi. Baksanıza, ne rüyalar görüyorum. Ama rüya ya da hayal olsun güzeldi. isilozgenturk@superonline. com Elçilik binaları ateşe verildi Haber Merkezi Danimarka’da mufazakâr bir gazetede Hz. Muhammed’e yönelik hakaret nitelikli karikatürler yayımlanmasının ardından başlayan protestolar tehlikeli boyuta tırmanıyor. Suriye’de Danimarka ve Norveç büyükelçilik binaları ateşe verildi. Filistinli radikal Hamas örgütünün önde gelen liderlerinden Muhammed Zahar, karikatürlerin ‘‘ölümle cezalandırılması gereken affedilemez bir hakaret’’ açıklamasında bulundu. Suriye’nin başkenti Şam’da, binlerce kişi izinli olarak karikatürü protesto yürüyüşü düzenledi. Danimarka elçiliğine kadar yürüyen protestocular elçilik önündeki polis barikatını aşarak 3 katlı binayı ateşe verdi. Elçilikteki Danimarka bayrağını yakan kızgın protestocular, bunun yerine ‘‘Allah’tan başka Tanrı yoktur ve Muhammed onun peygamberidir’’ yazılı bir bayrak astılar. Olayda ölen ya da yaralanan olup olmadığı açıklanmazken binada geniş çaplı maddi hasar meydana geldi. Gösterciler daha sonra Norveç elçiliğine yürüyürek burayı da ateşe verdi. Polisin göstercilere tazyikli su ve göz yaşartıcı bombayla müdahale ettiği görüldü. Danimarka hükümeti, yurttaşlarından derhal Suriye’yi terk etmesi çağrısında bulundu. bollerine saygı gösterenlerin öldürerek cezalandırmaları gerektiğini’’ söyledi. Gazze’de, karikatürlerin yayımlanmasını protesto eden onlarca Filistinlinin kentteki Alman kültür merkezini bastığı, merkezin camlarını ve kapılarını kırarak Alman bayrağını yaktığı bildirildi. Pakistan Dışişleri Bakanlığı, karikatürleri protesto için 9 Batı ülkesinin elçilerini bakanlığa çağırdı. Bakanlık sözcüsü Tasnim Aslam, ‘‘Avrupa hükümetlerinden, bu tür adice olayların tekrarını önlemelerini istiyoruz’’ diye konuştu. Dünyada da karikatürlere tepkiler sürerken Vatikan basın sözcüsü Joaquin Navarro Valls tarafından yapılan açıklamada, ‘‘İslam dünyasındaki şiddetli protestolar kınanacak niteliktedir’’ denildi. yolcuymuş. Gemideki yolcu sayısının da bu kadar olduğu açıklandı! Yazıyı tuşladığım saatlerde batış nedeni konusunda net bilgi yoktu. Denizden 200 kadar ceset çıkarılmış, 390 yolcu kurtarılmıştı. Ötekiler kayıptı... Kızıldeniz tipi bölgelerde sefer yapan gemilerin kapasitesi genellikle gelen yolcu kadardır. Geminin ne zaman hareket edeceğini sorarsanız da şu yanıtı verirler: ‘‘Siz binin, bugün hareket edecek!’’ Bu uyarıya uyup bindiğimde geminin, mavi, geniş koltukları dışındaki hemen hemen bütün bölümleri yolcu doluydu. Büyük çoğunluğu mevsimlik işçi olan Ürdün, Suriye, Yemen, Irak kökenli insanlar bir an önce Mısır’dan ayrılıp ülkelerine kavuşmak istiyordu. Küme kümeydiler. İçerideki mavi boş koltuklar için ayrı para ödemek gerekebileceğini, bu yüzden işçilerin dışarıda buldukları yerde oturduğunu düşündüm. Görevliye sordum, şu yanıtı verdi: ‘‘Geçin istediğiniz yere oturun. Biz bu koltukların o insanlar için olduğunu anlatamadık...’’ ??? Canım o koltuklarda oturmak istemedi. İşçilerin arasına gittim. 10’lu 15’li kümeler halinde, daire olmuş, ortada ne varsa yiyorlar. Yanlarında fazla kalınca sofraya buyur ettiler. Bağdaş kurup oturdum. Başparmağın yanındaki üç parmağı birleştirince kaşık oluyor, tencereye daldırıp alacağınızı aldıktan sonra, başparmağı da üstüne koyuyorsunuz, dökmeden yemeği ağzınıza atıyorsunuz. İyi para kazanmışlar. Ama yine de memleket diyorlar. Kazandıkları paranın yarısını alabilecek olsalar, ülkelerinden ayrılmazlarmış. Türkçede ‘‘M’’ ile başlayan sözcüklerin çoğu Arapça... Biraz da iki haftadır Mısır’da kalmanın getirdiği kulak alışkanlığı, sohbeti koyulaştırdık. Yemenli olanlara Yemen’in bizdeki anlamını anlattım. Üstüne bir de Yemen türküsü söyledim. Hatıra fotoğrafı çektirip ayrıldık. Kızıldeniz’in iki yakasındaki dağların kırmızımsı rengi denize vuruyor. Ama dibi üstünden kızıl... Denizin kimi bölgelerinde şap adacıkları var. Alüminyum ve potasyum sülfattan oluşan şap, denizin dibinden yüzeyin bir metre altına kadar yükselebiliyor. Osmanlı gemilerinin bazıları Yemen’e giderken şap adalarına oturup kalmış. Türkçedeki deyim oradan geliyor. Ürdün’ün Akabe Limanı’na yanaşmamızla insanların iniş kuyruğu oluşturması bir oldu. Kümeli kuyruk bir ara 300 metreyi aştı. Sanırım yolcu kapasitesinin çok üstünde insan vardı. ??? Limandan her yöne otobüs var. Ben Iraklı yolcularla Amman otobüslerinin kalkacağı terminale gittim. Bagajlarımız, bizim tüp kamyonu benzeri araçlarda, biz minibüste. Terminale geldik... Elleri kırbaçlı görevliler dolaşıyor. Az sonra bagaj kamyonu toprak zemini havalandırıp ötemizde durdu. Yolcular bagajlarına ulaşmak için birden kasa demirlerine hücum etti. Görevliler sözle anlatamayınca önüne geleni kırbaçlıyor. Kırbacı poposuna yiyen, ahh deyip tırmanmayı sürdürüyor. Başına yiyen, armut gibi yere düşüyor... Önceki günkü kaza haberiyle birlikte o yolculuğu yeniden yaşadım. Kızıldeniz’de sık sık kazalar oluyor, ancak çok büyükleri haber değeri taşıyor. Yaşlı gemiler, kapasitelerinin üzerindeki yolcuyu bir kıyıdan alıp ötekine ulaştırıyor. O güleryüzlü yoksul işçilerin, karaya ayak basınca, neden o kadar çok sevindiğini daha iyi anladım. Yoksulluğun gözü kör olsun... Tüm Kızıldeniz yolcularının başı sağ olsun! ankcum?cumhuriyet.com.tr Fotoğraf:REUTERS KIZILDENİZ’DEKİ FACİA Hamas’tan ölüm fetvası Filistinli radikal Hamas örgütünün önde gelen liderlerinden Muhammed Zahar da karikatürün ‘‘ölümle cezalandırılması gereken affedilemez bir hakaret’’ olduğunu açıkladı. Zahar, İtalyan Il Giornale gazetesine yaptığı açıklamada, ‘‘ne dine, ne de dinin en kutsal sem 800 kişiden umut kesildi Dış Haberler Servisi Kızıldeniz’de önceki gün 1400 yolcu taşıyan geminin batmasının ardından aramakurtarma çalışmaları sürerken 800 civarındaki kişinin yaşamından umut kesildi. Gemide, batmadan önce yangın çıktığı belirtildi. Suudi Arabistan’ın Duba Limanı’ndan 1310 yolcu ve 96 mürettebatla geçen perşembe akşamı ayrılan Mısır’a ait El Selam Boccacio 98 feribotu, Safaga Limanı’na giderken Mısır’ın Hurgada Limanı’nın 40 mil açığında Kızıldeniz’de önceki gün batmıştı.Mısırlı yetkililer, 378 kişinin kazadan sağ kurtulduğunu belirttiler. Bölgede 185 kişinin cesedi de bulundu.900 civarında kişiden ise umut kesildi. zazedeler, yolculuğun başında gemide yangın çıktığını, ancak geminin yolculuğu sürdürdüğünü söyledi. Kazazedelerden Nebil Zikri gazetecilere yangını anlatırken ‘‘Titanik gibiydi’’ dedi. Ahmet Elev de mürettebata yangını haber vermeye gittiğini ve bir noktada patlama olduğunu söyledi. Bazı kazazedeler, filikaların yetersiz sayıda olduğunu öne sürdü. Yolcular, gemiyi en önce kaptanın terk ettiğini söyledi. Kazazedelerin bazıları gazetecilere ‘‘Bizi 24 saat suda bıraktılar. Bir helikopter tepemizde uçtu, bize aldırmadı’’ dedi. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, gemideki 1400’ü aşkın kişiden 96’sı mürettebat, 1200’ü Mısırlı, 112’siyse diğer milletlerden yolcu olarak bulunuyordu. Yabancı yolcuların 99’unun Suudi, 3’ünün Suriyeli, 2’sinin Sudanlı ve birinin Kanadalı olduğu belirtildi. Karikatürcüler Derneği, çizimlerin ‘iyi niyet dışı’olduğunu açıkladı ‘Sanat değil, provakosyon’ Haber Merkezi Danimarka ve daha sonra diğer bazı Avrupa ülkeleri gazetelerinde İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerin yayımlanmasına yurttan tepkiler sürüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile ortak karikatür deklarasyonu açıklayacaklarını bildirdi. Karikatürcüler Derneği’nden yapılan açıklamada, ‘‘Sanat dışında provokatif bir çıkış’’ değerlendirmesi yapıldı. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin 4. Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, ‘‘Sayın Zapatero ile birlikte bir metin hazırladık. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki hafta içinde Avrupa ve dünyanın en önemli yayın organlarında bunlar metin olarak yayımlanacak’’ dedi. Erdoğan, yayımlanacak metinde, yapılanın ahlaki ve siyasi noktada reddedilmesi ve bunu medeniyetler ittifakına inanan herkesin yapması gerektiğinin vurgulandığını aktardı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de ‘‘medeniyetler arasında ittifak ve daha çok yakınlaşma, dinler arasında daha çok diyalog gayreti sarf edilirken sorumsuz davranışların büyük problemler açtığını’’ belirtti. Karikatürcüler Derneği Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada ise ‘‘Karikatür, çizginin gücü ile dünya barışına katkı sağlamak için yola çıkmış bir sanat dalıdır. Görevi barışı pekiştirmektir. Çizilen karikatürleri hoşgörü ve iyi niyet dışı bir yaklaşım olarak görüyoruz’’ denildi. Yurtta protestolar İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Samsun, Çorum başta olmak üzere birçok kentte düzenlenen gösterilerle karikatürlerin yayımlandığı ülkeler protesto edildi. ‘Gemiyi önce kaptan terk etti’ Kazadan kurtulan yaklaşık 140 kişilik bir grup, dün sabah Hurgada Limanı’na ulaştı. Ka CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle