23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ŞUBAT 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri Baykal’dan, servetini açıklamayan Başbakan Erdoğan’a soru 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Ulemaya mı danışacaksın?’ ‘Ulema’ yanıtı Çiçek’ten... ? ANKARA (ANKA) CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek’in AİHM’nin türban kararından sonra ‘‘Konu ulemayı ilgilendirir’’ diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelttiği soru önergesine 3.5 ay sonra olumsuz yanıt, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten geldi. Kepenek, 16 Kasım 2005’te verdiği önergede, Erdoğan’a, ulemaya sorulmasını istemesinin türbanın simgesel olduğunu kabul ettiği anlamına gelip gelmediğini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı temel ilkelere ters düşüp düşmediğini sormuştu. Kepenek’e Adalet Bakanı Çiçek’in gönderdiği bir sayfalık yazıda şöyle denildi: ‘‘Kişisel görüş ileri sürülmek suretiyle düşünce öğrenmeyi amaçlayan, bilgi istemeye yönelik olmadığı anlaşılan soruların cevaplandırılmasına yasal imkân görülmemiştir.’’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisinin kişisel malvarlığını ‘‘son kuruşuna’’ kadar açıkladığını belirterek ‘‘Günlerdir Türkiye hacdan bir yakınını bekler gibi, Başbakan’ın çantasından çıkacak servet beyanını bekliyor. Başbakan öyle anlaşılıyor ki, istihareye yattı. Ya ulemaya soruyor ya remil atıyor, en hayırlı günü arıyor’’ dedi. Baykal, seçim hazırlıklarını gözden geçirmek ve seçim dönemi çalışma programını örgütlerin onayına sunmak amacıyla il örgütlerinin yöneticilerini Ankara’da topladı. Toplantının açılışında konuşan Baykal, güncel siyasi geliş Birden Patlıyor Fırtına... Sularına asma vuran yapraklar hüznün çepeçevre kuşattığı saatlerde, kara ormanların sessizliğini yansıtıyor bir pazar sabahı... Darmadağın olmuş duygular içinde olur insan böyle sabahlarda. Pus ve kül, sulara gömülür adalarda. Bir tutam sevgi ister insan, dostluk ister. Yüzümüzdeki bunca gerçek gözyaşları, kucak açtığında ölülerimizin toprağına, hayallerimiz parça parça olur. Jaroslav Seifert’in sesiyle irkilerek ben... Sessiz bir gemide uzun bir yolculuğa çıkarken: ‘‘Ve bütün yüreğimle haykırıyorum size: Yaralamayın n’olur bu sevdayı! Hayalleri paramparça olan ülkemizde bir o kaldırabilir bunca acıyı.’’ Işığın ölümden sonra dirilişi içinde, o cinayetler serisini yaşayan toplum, 12 Eylül sonrasının fotoğraflarına baktığında koyu renk çiçeklerle avunur. Unutkandır insanlar bunca acılardan sonra... Hatırlayın 1978’de doğan çocuklar bugün 28 yaşında... Gözleri kül rengindedir onların... Biraz suskun, biraz da dikbaşlı... 1980’de yurtdışına kaçan o gençler neredeyse 50 yaşına merdiven dayadı... Utangaçtır onlar!.. ??? Duman gibi yayılıyor ince bir yağmur anılarımın üzerine... Bir sevda şiiri gelir aklıma... Güray Öz’le bir Frankfurt akşamını düşünüyorum Beyoğlu’nda yürürken... ‘‘Mısrayı berceste ince bir kalemle yazılır / on kere aşk dersin yüz kere haksızlık dediyse biri / yağma yok der biri de mutlaka kısarak gözlerini / hüzün çekip gidiyor, hırçın atlar gibi sanki deliren öfke / orman sana dönüyor, çöl bana çılgın bir hevesle / birden patlıyor fırtına hiç ummazsın o şarkı çalıyor / bütün renklerle seslerle en güzel kargaşanın içinde’’ Fırtınanın karıştırdığı o pınara benzeyen yüzün geliyor aklıma, esmer yaz günlerini düşününce... Bir renk çığlığı içinde geçen gençliğim, susmuş çocukları gülümsetiyor... Durgun sular, bitmeyen öfkeler, kaçışlar, ihanetler... Namlunun ucundaki kurşun kor bir sabahta patlıyor... Aşk kalabalıkları... Ağıtlar!... Bir kadın, erkeğe şöyle sesleniyor: ‘‘Biliyor musun avucunun içinden kayıp gidiyorum...’’ Kör bir uykunun kapağını açmak istemiyor erkek... Beyoğlu’nda ‘‘B... Bar’’da geçiyor bu konuşmalar... Bir başka masada tek başına bir kadın Dylan Thomas’ı okuyor... ??? Dışarıda güneşli bir hava... Açmamış çiçekleri alacakaranlık gözleri, umut toplayan çocukları arıyorum ama yoklar... Aynı saatlerde Viaçevlavilvanov’un ya da Tevfik Fikret’in insanlığa benzer gülümseyişleri bir tanrı mezarının mermerine yaslanmış eski güzellikleri çıkarıyor karşıma... Birden aklıma SaintJohn Perse geliyor... Kulağım kirişte... Karşı masada oturan kadın ve erkek hiç konuşmuyorlar... Perse, ‘‘şarkı’’ adlı dizelerinde ‘‘Yalnızlık ey erkek yüreği’’ diyordu. Kaskatı kesilmiş bir günün ortasında haykırıyordu sanki. Perse şu soruyu yöneltiyordu ardından: ‘‘Hangi kıyıları izlersin, neden beğenirsin bu esnek kadın boynunu?’’ Pembe safran bir yürek, başı dönmüş evrende tek başına kalmış gibiydi... Görünmez yolculuklara saplanmış saf bir deniz ayaklarımın altındaydı... Sularına asma vuran yapraklar hüznün çepeçevre kuşattığı saatlerde bu kez yaşamı kucaklamak istiyor kimseye belli etmeden... ??? Hayallerimiz parça parça olmayacak gelecek zamanlarda... Sevgi her yerde yeniden kaynaklarına geri dönecektir... Mavi balıklar, ıhlamur ağaçları, kuşlar, altın meyveler... Bilir misiniz sayısız insan yaşar yüreğimizde; sayısız aşk, sevgi, sayısız kaçış, ihanet, sayısız isyan, sayısız pişmanlık acısı... hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ? Cumhuriyetin kazanımlarının tehdit altında olduğunu ve Türkiye’nin hızla tarihi bir hesaplaşmaya gittiğini kaydeden Baykal, bütün kesimleri Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırdı. Baykal, Erdoğan’a “Eğer başarabilirsen karanlık yollarda Maliye Bakanı ile yürüyeceğine aydınlık yollarda Abdüllatif Şener’le yürü” çağrısı yaptı. melere ilişkin önemli mesajlar verdi. AKP hükümetinin Cumhuriyetin kazanımlarına yönelik tehdit oluşturduğunun artık ortaya çıktığını belirten Baykal, sadece CHP’nin geleceğine yönelik değil, Türkiye’nin geleceğini bu tehditten kurtarmak için halkla yüz yüze, bire bir diyalog içinde olacakları bir siyaset anlayışını uygulamaya koyacaklarını söyledi. Türkiye’nin hızla tarihi bir hesaplaşmaya gittiğini kaydeden Baykal, bütün kesimleri Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırdıklarını bildirdi. Baykal konuşmasında, Danimarka’da bir gazetede yayımlanan ve Hz. Muhammet’i terörist gibi gösteren karikatürü ‘‘düşünce özgürlüğü’’ çerçevesinde değerlendiren bazı Avrupa ülkelerine de tepki gösterdi. Yayımlanan karikatürü ve buna Batılı siyasetçilerin verdiği desteği ‘‘sorumsuzluk’’ olarak nitelendiren Baykal, farklı dinsel anlayışlara tahammülsüzlüğün ‘‘haçlı zinniyeti’’nden farkı olamayacağını söyledi. Türkiye’de ‘‘kalp siyaset’’ anlayışının işbaşında olduğunu dile getiren Baykal, şunları kaydetti: ‘‘Günlerdir Türkiye, hacdan gelecek yakınını bekler gibi Başbakan’ın çantasından çıkacak servet beyanını bekliyor. Başbakan açıklamak için anlaşılıyor ki istihareye yattı ya da ulemaya soruyor, remil atıyor, en hayırlı günü arıyor. Başbakan servet C HP Örgütler seçim kampında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, olası bir seçime hazırlık için 2 günlük kampa aldığı il örgütlerine ülkenin AKP iktidarından kurtulması için ‘‘seçmenle yüz yüze temas kurmaları’’ talimatı verdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) içinde oluşturulan ‘‘Seçime Hazırlık Komisyonu’’nun çalışmaları doğrultusunda, seçim hazırlıklarını gözden geçirmek ve izlenecek yeni seçim stratejisini değerlendirmek üzere il örgütlerinin yöneticilerini Ankara’da topladı. İl başkanları, sekreterleri, saymanları ve eğitim sekreterlerinin katıldığı toplantıda MYK üyeleri de hazır bulundu. Toplantıda, örgütlere yeni bir ‘‘seçim stratejisi’’ uygulamaya koyacaklarını açıklayan CHP lideri Baykal, mutlaka her seçmenle yüz yüze görüşüleceğini söyledi. Kayıtlı üye sayısının arttırılması gerektiğini belirten Baykal, ‘‘Parti içi seçimler için değil, halkın oyunu almak için üye yapacağız. Artık parti içi çekişme zamanı değil, onlar geride kaldı. Türkiye’ye sahip çıkacağız, kendimizi yeniden yapılandıracağız’’ dedi. ‘Hastanelere icra takibi yakında’ ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Tüm Medikal Dernekler Konfederasyonu (TÜMDEF) ve Ege Tıbbi Malzemeciler Derneği’nin girişimiyle Çeşme’de düzenlenen 1. Ulusal Tıbbi Malzemeciler Kongresi’ne katılan TÜMDEF Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Özkan, alacakları nedeniyle devlet hastanelerine icra takibi başlatacaklarını söyledi. Özkan, ‘‘Sıkıntılar, Sağlık Bakanlığı ve Başbakanlık düzeyinde dile getirildi. Sağlık sektöründeki hizmet alımları kimseyi mutlu etmemektedir. Herkes bu durumdan şikâyetçi’’ dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, seçim hazırlıklarını gözden geçirmek ve seçim dönemi çalışma programını örgütlerin onayına sunmak amacıyla il örgütlerinin yöneticilerini Ankara’da topladı. (AA) beyanı yapmaya mı yoksa yapar gibi görünüp yapmamaya mı çalışıyor. ‘Canım yaptık zaten’ diyor. Neyi yaptın kardeşim. Gazeteye el altından 2001 yılındaki beyanını veriyor. O beyanın çok büyük bir tartışmaya yol açtı, dava açıldı ve sen o davadan Başbakan olduğun için kurtulabildin.’’ Halkın her zaman hoşgörülü olduğunu, gerekli krediyi iktidarlara verdiğini ancak hoşgörünün de bir ‘‘kotası’’ olduğunu belirten Baykal, Erdoğan’a, ‘‘Aklını başına al. Toparlayabilirsen kendini toparla, çekidüzen ver, çevreni değiştir. O Maliye Bakanı’nı oradan tut ve at dışarıya. Eğer başarabilirsen karanlık yollarda Maliye Bakanı ile yürüyeceğine aydınlık yollarda Abdüllatif Şener’le yürü. Belki toparlarsın, millet seni affeder’’ dedi. Baykal, AKP hükümetinin dokunulmazlıklar konusunda, ‘‘Devlet memurlarının da dokunulmazlığı kaldırılsın’’ diyerek ‘‘ipe un serdiğini’’ söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tartışmalara da değinen Baykal, AKP’nin ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, ‘‘dar, militan kadrolarını Çankaya’ya taşımak’’ için erken seçim istemediğini vurguladı. Baykal, konuşmasının ardından, bir gazetecinin, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın üslubuna ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, televizyonların Unakıtan ekrana çıkmadan önce ‘‘Birazdan Maliye Bakanı’nın konuşmasını yayımlayacağız, çocuklarınızın yaşı uygun değilse televizyonun başından uzaklaştırmanızı öneririz’’ uyarısı koymalarını önerdi. Baykal, ‘‘Çünkü, sadece Hazine’ye, Türkiye’nin ahlakına değil, çoluk çocuğun ahlakına, terbiyesine de zarar vermeye başladı’’ dedi. ‘Hükümet sona doğru gidiyor’ DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AKP’yi önde gösteren anketlerin, hükümetin ‘pembe tablo’ ihtiyacının göstergesi olduğunu belirtti İstanbul Haber Servisi DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, her siyasetçinin her an hesap verebilir durumda olması gerektiğini belirterek, ‘‘Bu konuda millet nezdinde kabul edilebilir bir noktada açıklama yapmak da Başbakan’ın görevidir diye düşünüyoruz. Ama kendileri ister açıklar, ister açıklamaz. Onun bileceği iş’’ dedi. Ağar, Eresin Otel’de düzenlediği ‘‘KOBİ’ler ve Türkiye’nin İşsizlik Sorununa Çözüm Önerileri’’ konulu basın toplantısında, Türkiye’nin istihdam, verimlilik ve küresel ekonomide etkinlik gibi üç temel sorunu olduğunu söyledi. İşsizliğin geniş halk kitlelerinin sorunu olduğunu anlatan Ağar, Türkiye’nin bu iktidar döneminde Cumhuriyet dönemindeki tüm borçlanmasının yarısı kadar borçlandığını savundu. KOBİ’lerin bu iktidar döneminde çöküntüye uğradığına dikkat çeken Ağar, ‘‘Ekonomik hayatın kılcal damarları olan KOBİ’leri güçlendirmek bizim eserimiz olacaktır’’ diye konuştu. Ağar, bir gazetecinin ‘‘2006’da seçim olacak mı’’ şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı: ‘‘Amerika’da meşhur Rockefeller ailesi vardı. Ölümüne yakın özel gazete basılıyordu. Morali bozulmasın diye... ‘Pembe gazete’ tabir ediliyordu. Bu hükümetin de sipariş vererek anketlere ihtiyacı olduğu dönem geldi sona doğru giderken. Pembe anketler lazım. Bu anketlere güvenenler hemen seçim kararı alsın. DYP’nin baraj maraj meselesi yok. DYP ortaya koyduğu projelerle iktidar hazırlığı içindedir.’’ ÖDP’nin tüzük kongresi ? ANKARA (AA) Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, partisinin 89 Nisan tarihlerinde yapacağı ProgramTüzük Kongresi kapsamında Ankara İl Örgütü’nün düzenlediği ‘‘Partili Partisiz Yurttaşlar Konferansı’’nın açılışına katıldı. Türkiye’de kendi içinde demokratik, katılımcı ve çoğulcu tek partinin ÖDP olduğunu savunan Kozanoğlu, ‘‘Doğru fikirler ancak toplumsal dayanakları olduğu sürece anlam taşırlar ve maddi güce dönüşürler’’ dedi. Mehmet Ağar. BCP Genel Başkanı, Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu belirtti, yurttaşlara çağrı yaptı Soysal: Siyasete katılma zamanı ? “Gün, sendikacılık, vakıfçılık, sivil toplumculuk günü değil’’ diyen Mümtaz Soysal, vatandaşların politikaya ilgisiz kalmasının affedilir bir durum olmadığını dile getirdi. İstanbul Haber Servisi Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu belirterek ‘‘Siyasi partilere bakınca Cumhuriyet’i kurtarmada dağınıklık var. Bütünlüğü sağlamanın yolu, ‘neleri savunacağımız’ konusunda 56 ilke belirlenmesidir’’ dedi. BCP Genel Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal, dün Bahçeşehir Üniversitesi’nce Beşiktaş Kampusu’nda düzenlenen ‘‘Siyaset Okulu’’ programında bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Soysal, siyasetin birçok insana göre tiksinti veren bir imajı olduğunu ifade ederek ‘‘Siyaset, birçok insana göre pis, kirli, bulanık, bulaşılmaması gereken bir konu, ancak uzaktan seyredilebilir gibi görünür’’ diye konuştu. Bazılarının eylemlerini hayata geçirmek, bazılarının zenginleşmek, bazılarının da daha nüfuzlu olmak için siyasete girdiklerini anlatan Soysal, siyasetin meslek olmadığını ve belli bir donanım gerektirdiğini bildirdi. Türkiye gibi iç problemleri yanında dünya ile de problemleri olan bir ülkede vatandaşların politikaya ilgisiz kalmasının affedilir bir durum olmadığını dile getiren Soysal, vatandaşların siyasetle ilgilenmelerinin yetmeyeceğini, siyasete girmeleri gerektiğini söyledi. Daha sonra BCP İstanbul İl Merkezi’nin Beşiktaş’taki yeni binasının açılışını yapan Soysal, ‘‘Gün, sendikacılık, vakıfçılık, sivil toplumculuk günü değil’’ dedi. Tüm insanların birbirleriyle iletişim kurmasının mümkün olmadığını, ancak partilerin birbiriyle ilişki kurabileceğini ifade eden Soysal, ‘‘Bizler bu işe soyunmasaydık, Cumhuriyeti kurtarmaktan vazgeçip evlerimizde oturacaktık. Kemalist nitelikleriyle Cumhuriyeti koruyacak platformdayız’’ diye konuştu. Merkezi bir yerde bir bina özlemlerinin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür eden Soysal, ‘‘Partiler büyür. İnşallah biz de bütün partilerden daha büyük olacağız’’ dedi. BAŞBAKAN ERDOĞAN Perinçek’in malvarlığı ? İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gayrettepe’deki evinde, eşi Şule ve oğlu Can ile bir basın toplantısı düzenleyerek malvarlığını açıkladı. ‘‘Mal mülk sahibi olmak bana can sıkıntısı verir’’ diyen Perinçek, aylık toplam gelirlerinin 2.5 milyar lira civarında olduğunu söyledi. Perinçek, ‘‘Hiçbir taşınmaz malım, bankada hesabım yok. Sadece 10 bin kadar kitabımız, cura, bağlama ve piyanomuz var’’ dedi. S ‘Açıklanacak malvarlığım yok’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parlamentodaki milletvekillerinin kendisine ‘‘ters baktığını’’ ifade etti. Başbakan Erdoğan, Şile Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirilen AKP Şile 2. Olağan İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşmada, ‘‘Senin milletvekilin, Başbakan’ın ne alıyor? Ona da bakacaksın. Başbakan, bakanlar bu kadar alıyorsa ve hâlâ geldiklerinden beri ekstra bir zam almadıysa, bu parlamentodaki milletvekili arkadaşlarım bayağı da ters bakıyor. Onu da söyleyeyim. Zam yapmıyorsunuz diye bana da kırgınlar’’ dedi. Başbakan Erdoğan, malvarlığını açıklayan siyasi liderlere de çatarak partililere, ‘‘Liderinizin, genel başkanınızın açıklanacak malvarlığı yok. Benimkiler zaten açıklanmış. Ne zaman açıklandı. 2003 yılında biliyorsunuz benle ilgili bir dava açmışlardı, o zaman açıklandı’’ dedi. OSYAL DEMOKRASİ DERNEĞİ MERSİN ŞUBESİ AÇILDI ‘Eşitsizliklerin çözümü sosyal demokrasi’ MERSİN (Cumhuriyet) Sosyal Demokrasi Derneği Mersin Şubesi’nin açılışı dernek genel başkanı Erol Tuncer’in de katılımıyla gerçekleştirildi. Derneğin 10. şubesinin açılış kurdelesini Erol Tuncer, SDD Şube Başkanı Sibel Gazi, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar ve Mersin Üniversitesi Kurucu Rektörü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Vural Ülkü birlikte kestiler. Türkiye’de eşitsizliklerin kol gezdiğini ve gelir grupları arasındaki eşitsizliğin uçuruma dönüştüğünü belirten Tuncer, ‘‘Sadece gelir dağılımında değil hayatın her alanında eşitliksizlikler var. Bunların sosyal demokrasinin iktidar olması ile çözüleceğine inanıyoruz’’ diye konuştu. Prof. Dr. Burhan Şenatalar da sosyal demokrat partilerin potansiyel tabanlarının işçiler, emekçiler, dar gelirliler, emekliler olduğunu ifade ederek şunları söyledi: ‘‘Tükiye’de 1980 öncesinde sosyal demokrat partilerle emekçiler bütünleşmişti. Bunu yeniden kurmak zorundayız. Bunun içinde partilerin sosyal demokrasinin değerlerine sahip çıkması, açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı programlar geliştirmesi,gerekiyor. Ama bugün bunlar yapılamıyor..’’ Erol Tuncer. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle