22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Okul içinde ve dışında yasal olmayan eylemlere katılarak huzur ortamını bozduklarını ileri sürdü 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Aksu öğretmenleri suçladı Abdülkadir Aksu. Eskişehir Mucizesi... Kapı yoldaşım ve adaşım Orhan Bursalı,dünkü yazısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘‘Dr. Mimar’’ başkanının kentte sürdürdüğü çalışmaları büyüteç altına almış; o çalışmalarla ilgili projeleri adeta hallaç pamuğu gibi atmıştı. Bursalı, ‘‘İstanbullulardan bu projelerin durdurulmasını isterken” mimar değil, maliye öğrenimi yapmış bir başka büyükşehir belediye başkanı dün ülkenin tek güzel sanatlar üniversitesinden şehircilik alanındaki olumlu çalışmalarının karşılığında onursal doktora unvanını aldı. Genellikle görev aldıkları kentlerdeki icraatlarını rant ya da seçmene popülist yaklaşımlar açısından değerlendirmeyi vazgeçilmez bir hobi olarak görmeyi huy edinmiş belediye başkanlarına, meclis üyelerine alıştığımız için, Prof. Dr. Büyükerşen’e verilen bu ödül elbette anlamlıdır. Mimar Dr. büyükşehir başkanı, ülkenin en büyük kentini daha da yaşanmaz hale getirmeyi kafasına koyup kolları sıvarken Orta Anadolu’da yakın zamana kadar tam bir büyük ve hantal kasaba olarak bilinen Eskişehir, tipik bir Avrupa şehri olmak üzere... Büyükerşen’in dünkü teşekkür konuşmasında yükseköğrenimini, ‘‘hayatının bugüne dek erişilmemiş bir sevgiliye duyulan platonik bir aşk benzetmesi ile’’ tanımladığı Mimar Sinan Üniversitesi’nde yapmak istediğini öğrendik. Ne var ki ekonomik güçlükler üç büyük kentteki öğrenim kurumlarına ulaşmasını engellemiş; İstanbul’da o günkü adı ile Güzel Sanatlar Akademisi’ne yaptırttığı ön kayıttan sonra babasından aldığı yanıt, ‘‘akademi rüyasından hüzünlü bir şekilde uyanmak zorunda’’ bırakmış. O da hem Eskişehir’de geçimini sağlayacak bir işte çalışmak hem de dışarıdan sağlayacağı ders notlarıyla sınavlarına hazırlanmak olanağının sağlandığı Ankara Hukuk Fakültesi’nin öğrencisi olmuş. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, bazı öğretmenleri, okul içinde ve dışında yasal olmayan eylemlere katılarak huzur ortamını bozmakla suçladı. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, İçişleri Bakanı Aksu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, EğitimSen üyelerinin Öğretmenler Günü nedeniyle İstanbul’dan başlattıkları yürüyüşü 26 Kasım’da Ankara’da tamamladıklarını anımsattı. Bu öğretmenlere polisin müdahale ettiğini belirten Gazalcı, Aksu’ya bu müdahalenin gerekçesi ? İçişleri Bakanı, ‘eşit, parasız, bilimsel eğitim’ isteklerini yinelemek için Ankara’ya giden öğretmenlere atılan dayağın sorumlusunun yine öğretmenler olduğunu söyledi. Aksu, bazı öğretmenlerin okullarda hoşgörü ve güven ortamını bozduklarını savundu. ni sordu. Gazalcı’nın önergesine yanıt veren Aksu ise 26 Kasım’da Kızılay’da yaşanan olaylardan öğretmenleri sorumlu tuttu. Sendika yöneticileri tarafından eylem için yasal bir başvuru yapılmadığını belirten Aksu, ‘‘Bu durumda, istenmeyen olayların meydana gelebileceği değerlendirilerek eylem amacıyla Ankara’ya girmek isteyen şahıslara ve araçlara güvenlik kuvvetlerimiz marifetiyle engel olunmuştur’’ dedi. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası hükümleri gereğince, öğretmenlerin görevlerini Türk milli eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak yerine getirmeleri gerektiğini belirten Aksu, buna karşın bazı öğretmenlerin yasal olmayan eylemlere katıldığını savundu. Aksu, ‘‘Zaman zaman bazı öğretmenlerimizin, gerek okul içinde, ge rekse dışında, bireysel ya da toplu olarak yasal olmayan ve siyasi içerikli eylemlere katılmaları, eğitim kurumlarımızdaki hoşgörü, huzur ve güven ortamını zedeliyor’’ dedi. Öte yandan EğitimSen Genel Sekreteri Emirali Şimşek, Aksu’nun açıklamasına tepki gösterdi. Aksu’nun demokratik haklar kullanılarak yapılan bir eylemi yasadışı olarak görmesini eleştiren Şimşek, ‘‘AKP hükümetinin ve Aksu’nun eğitim emekçilerine, ‘öğretmenlere’ karşı bu düşmanca tutumunu kınıyoruz. Aksu öğretmenlerden özür dilemelidir’’ görüşünü bildirdi. ÖSYS başvurularının bitimine iki hafta kala Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi öğrencilerin sorularını yanıtladı Büyük sınavın ilk heyecanı Eğitim Servisi Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi Rehberlik Birimi, üniversite adaylarının, 2006 ÖSYS Başvuru Kılavuzu hakkında sordukları soruları yanıtladı. İşte en çok sorulan sorular ve yanıtları. Soru: 2006ÖSYS başvuruları hangi tarihler arasında yapılacak? Yanıt: Başvurular, 1 Şubat10 Mart tarihleri arasında yapılacak. Soru: 2006ÖSYS başvuru işlemleri nasıl yapılacak? Yanıt: Öncelikle 2006ÖSYS Kılavuzu başvuru merkezinden alınacak. O gün ya da daha sonra başvuru yapılacak gün için randevu alınacak. Randevu tarihinden en az 2 iş günü öncesinden bankaya para yatırıldıktan sonra Aday Bilgi Formu okunaklı bir biçimde doldurulacak, Aday Bilgi Formu, banka dekontu, kimlik belgesi ve diplomanın onaylı suretiyle randevu saatinde başvuru merkezine gidilecek. Başvuru işlemleri sırasında dijital kamerayla fotoğraf çekimi yapılacağı için o gün çekilen fotoğraftan sınav günü belirgin farklılık oluşmaması (sakal, saç, makyaj vb.) gerekiyor. Soru: 2006ÖSYS Kılavuzu için bir ücret ödemem gerekiyor mu? Yanıt: Evet. 2006ÖSYS Kılavuzu ve 2006 ÖSYS Aday Bilgi Formu, başvuru merkezlerinden 2 YTL karşılığında alınacak. Soru: Başvuru merkezleri nereler olacak? Yanıt: Ortaöğretim kurumu (okulu) müdürlükleri, açıköğretim lisesi irtibat büroları, ÖSYM sınav merkezi yöneticilikleri ve ÖSYM büroları ÖSYS’de başvuru merkezi olarak görev yapacaklar. Soru: Lise3 öğrencileri sınav başvurusunu nasıl yapacaklar? Yanıt: Lise son ve beklemeli adaylar kendi okullarından ya da okulunun bağlı bulunduğu ÖSYS başvuru merkezinden işlem yapacaklar. Mezun durumda olmayan adayların başvurularını okulları onaylayacak. Yeni randevu yok Başvuruyu aday yapmalı Soru: Başvuru işlemini bir yakınım yapabilir mi? Yanıt: Hayır, başvuruyu mutlaka adayın kendisi yapmak zorunda. Durumu sağlık koşulları ya da yasal zorunlulukları nedeniyle şahsen başvuru yapmaya uygun olmayanlar başvurularını mektupla yapabilirler. Bu mektup içerisinde; 2006ÖSYS Aday Bilgi Formu, mazeretlerini bildiren resmi belge, öğrenim bilgilerinin yer aldığı diploma vb. onaylı bir belge, son 3 ay içerisinde cepheden baş açık ve adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde çekilmiş bir fotoğraf, fotoğraflı ve onaylı bir kimlik belgesi örneği, banka dekontu bulunmalıdır. Soru: Aday Bilgi Formu nasıl doldurulacak? Yanıt: Aday Bilgi Formu tükenmez kalem ya da dolmakalem ile okunaklı bir yazı ile eksiksiz, yanlışsız doldurulmalı. Soru: Aday Bilgi Formu doldurulurken istenilen ÖSYM numarası nedir? Yanıt: 19832002 Sınav dönemlerinde ÖSYM numarası alanlar bu numarayı yazmalı. Soru: Adaylık kaydını yaptırdı ve onaylı belgeyi aldı. Bundan sonra aday, bilgilerde değişiklik isterse ne yapacak? Yanıt: 2006ÖSYS Kılavuzu’nda belirtildiği gibi aday tarafından ÖSYM Portal Sistemi kullanılarak belirli bilgiler değiştirilip/düzeltilebilir. Diğer bilgilerin değiştirilmesi/düzeltilmesi içinse dilekçe ile ÖSYM’ye başvurulması gerekir. Soru: Sınav merkezi tercih edilirken nelere dikkat etmeliyiz? Yanıt: Adres ili ve okul ili aynı olan adaylar mutlak surette bu ilden varsa iki farklı merkezi tercih etmeliler. Adres ili ve okul ili ayrı olanlar ise bu illerden öncelikle sınava girmek istedikleri ili sonra da diğerini tercih etmeliler. Örneğin; Kocaeli’nde bir ortaöğretim kurumundan mezun olan bir aday adres olarak İstanbul’u göstermişse öncelikli olarak İstanbul’dan bir sınav merkezi tercihi yapmalı ama mutlaka diğer tercihini Kocaeli ilinden yana kullanmalıdır. Açık öğretim fikri nasıl oluşmuş? Eskişehir’de gazeteciliğe başladığını söyledi. Kendi durumunda olan gençlere, devletin niçin yükseköğrenim yapabilme imkân ve fırsatını eşit olarak sağlamadığı sorusuna yanıt aradığını anlattı. Kafasında açık öğretim sisteminin belki de ilk düşünce embriyonlarının oluştuğu dönem olarak açıkladı o yılı. Bir beklenmedik mucize olarak nitelendirdiği Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi açılınca ilk öğrencileri arasında Büyükerşen’in de bulunduğunu biliyorum. Hem öğrencilik yapıp hem de gazetecilik alanındaki çalışmalarını da. Tiyatro, heykel, resim ve karikatür üstündeki hobilerinin de tanığı oldum. Derken başarıyla bitirdiği akademide asistanlıktan başlayan ve akademi başkanı olarak doruğa çıkan bir dönemde kendi deyişiyle biraz da yasaları zorlayarak da olsa sinema televizyon okulları, güzel sanatlar dallarında atölyeler, stüdyolar kurmakla geçen bir dönem. Ve 1973’te ilk Ecevit hükümetinde, Başbakan yükseköğrenim yapma olanağını ekonomik nedenlerle bulamayan on binlerce gencin sorununa çözüm ararken Büyükerşen’in açık öğrenim sistemini başlatarak imkân ve fırsat eşitliğini sağlaması... 1982’de Anadolu Üniversitesi’nin kuruluşu. Büyükerşen’in bu üniversitede rektör kimliğiyle gerçekleştirdiği bir dizi başarılı kurumlar. Dün o kurumlar arasında özellikle güzel sanatların çeşitli dallarına ait olanlardan kısaca söz ederken ‘‘1956 yılında tanıştığım, ama öğrencisi olamadığım Güzel Sanatlar Akademisi’ne olan platonik aşkımın bir dışavurumudur’’ açıklamasında bulundu. Sonra yaşam rüzgârının 1999’da kendisini siyasete ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na savurduğunu söyledi. İyi ki o rüzgâr esmiş... O rüzgârı Ecevit’in estirdiğini biliyorum. İyi ki öyle bir ‘‘savurma’’ olmuş da ‘‘600 bin kişinin yaşadığı 1780 kilometrekarelik eski bir kentte plancı ve mühendis arkadaşlarıyla’’ büyük bir uğraş içine itmiş Büyükerşen’i... ‘‘Siyasetin çirkinliklerine ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bütün olumsuzluklara rağmen Eskişehir’i kentsel rant ve çıkar kavgalarından, yağmalardan korumaya çalışarak; özendiğimiz Avrupa kentlerindeki estetik, sanat ve şehircilik anlayışını, AB’ye üye olarak kabul edilmesek bile, kendi imkânlarımızla ve güvenimizle yaratabileceğimizi göstermeye yönelik bir mücadele veriyoruz’’ dedi dün. Ve kurduğu Şehir Tiyatrolarının senfoni orkestrası konserlerinin nasıl tıklım tıklım dolduğunu gözleri parlayarak anlattı. Kentsel gelişim çizgisini yakalamayı sağlayan öteki etkinlikleri de kısaca sergiledi. ??? Eskişehir Mucizesi, Büyükerşen’in yeni bir yol kavşağına geldiği yönünde bir süreden beri önemli bir kamuoyu oluşturmaktadır. Dünkü töreni fırsat bilerek o kamuoyunun özlemlerini salı günkü yazıya saklıyorum. Soru: 30 Ocak 20064 Şubat 2006 arasında mezun olan öğrencilerin durumu ne olmalıdır? Bu öğrencilerden hangi belgeler istenecektir? Yanıt: Eğer aday yeni mezun olduğu için henüz diplomasını alamamışsa, okuldan alacağı ve adayın mezun olduğunu gösterir bir belgenin Aday Bilgi Formu’na eklenmesi gerekir. Bu belgede diplomada bulunan okul bilgilerinin tümü (okulu, alanı, mezuniyet yılı, diploma notu) bulunmalıdır. Eğer yeni mezun adaya diploması verilmişse, zaten bir sorun yoktur; diplomanın onaylı bir sureti Aday Bilgi Formu’na eklenecektir. Soru: Başvuru işlemimi randevu aldığım başvuru merkezi dışında başka bir başvuru merkezinden yaptıramaz mıyım? Yanıt: Hayır. Başvuru işlemlerinin randevu alınan başvuru merkezinden yapılması zorunlu. Soru: Randevuya geç kalan adayın durumu ne olacak? Yanıt: Nedeni ne olursa olsun (adayın gelmemesi, başvuru merkezinin çalışmaması vb.) randevu almış bir adayın kayıt işlemi randevu aldığı başvuru merkezinde, bu merkezin görevlisinin uygun göreceği zamanda yapılacaktır. Bu durumdaki adaya bilgisayar aracılığıyla yeni bir randevu verilmeyecektir. Adayın kayıt işlemi hemen yapılabileceği gibi ileriki bir tarihte de yapılabilir. ÖSYS başvuru ücreti 40 YTL Öğrencilerin sınavdan 45 dakika önce sınav merkezi önünde bulunmaları isteniyor. OBP hesaplama yöntemi değiştirildi Soru: 2006ÖSS puanları nasıl hesaplanacak? Yanıt: Her adayın Türkçe (Tür), Sosyal Bilimler1 (Sos1), Matematik1 (Mat1), Fen Bilimleri1 (Fen1), EdebiyatSosyal (EdSos), Sosyal Bilimler2 (Sos2), Sosyal Bilimler2 (Sos2), Matematik2 (Mat2) ve Fen Bilimleri2 (Fen2) testlerinden cevap verdiği her test için bir standart puan hesaplanacak. Soru: OBP ile ilgili değişiklik var mı? Yanıt: Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) hesaplama yöntemi değiştirilmiştir. Buna göre, önceki yıllarda ÖSYS’ye başvurmuş adaylar dahil, 2006ÖSYS’de tüm adayların OBP’leri yeniden hesaplanacak. Soru: OBP nasıl hesaplanacak? Yanıt: Her aday için, adayın mezun olduğu/ olacağı okul, mezuniyet yılı ve diploma notu kullanılarak OBP’leri hesaplanacak. Okul diploma notlarının dağılımı, bu dağılım içerisindeki yığılmalar dikkate alınarak diploma notları başarı sırasına göre sıralanacak. Her okuldan bir kişi 100 ve bir kişi de 50 puan alacak şekilde yeniden OBP’leri belirlenecek. OBP’lerin ağırlıklandırılmasında okulun son sınıf öğrencilerinin ilgili yılda elde ettiği ÖSSSÖZ, ÖSS SAY ve ÖSSEA puanlarının ortalamaları kullanılacak. 2006 yılında mezun olacak adayların OBP’lerinin ağırlıklandırılmasında kullanılacak ortalamalar ÖSS SÖZ1, ÖSSSAY1 ve ÖSSEA1 puanlarının ortalamaları olacak. Soru: Sınav günü ile ilgili değişiklikler var mı? Yanıt: Evet. Artık sınavdan 45 dakika önce yani, en geç 8.45’te sınav merkezi önünde hazır bulunulmalıdır. Soru: ÖSS’de sadece ilk bölümdeki dört testi (Tür, Sos1, Mat1, Fen1) cevaplayan adayın Say2, Ea2, Söz2 puanları hesaplanacak mı? Yanıt: Hayır. Örneğin; Say2 puanının hesaplanabilmesi için ilk bölüme ek olarak ikinci bölümde Mat2’den en az 0.5 ve Fen2’den de en az 0.5 ham puan almak zorundadır. Diğer puan türlerinde de ilgili testlerden aynı şekilde adaylar sorumlu olacaklar. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net EVLİLİK DIŞI DOĞAN ÇOCUKLAR Soru: Başvuru merkezlerine herhangi bir ücret ödeyecek miyim? Yanıt: Evet. Başvuru sırasında 2 YTL ödenecek. Soru: 2006ÖSYS başvuru ücreti ne kadar? Yanıt: 2006ÖSYS başvuru ücreti ÖSS’ye girecek adaylar için 40 YTL’dir. Sadece Sınavsız Geçiş Başvurusu yapacak olan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumundan mezun olabilecek durumda olan ya da mezun adaylar için 6 YTL’dir. Soru: 2006ÖSYS başvuru ücretini hangi bankalara yatırabilirim? Yanıt: Başvuru ücreti, T.C. Ziraat Bankası, T. Vakıflar Bankası, T. Halk Bankası, Yapı ve Kredi Bankası şubelerinden, Aday Bilgi Formu’nun sağ üst köşesinde yazılı olan belge numarası ile yatırılabilir. Soru: YDS başvuru ücretini ne zaman yatıracağız? Yanıt: 317 Nisan 2006 tarihleri arasında başvuru ücretleri yatırılacak. Yurtdışında görevlendirilmeyen öğretmenin açtığı davada yerel mahkemenin kararı onandı Soyadı için yasa taslağı ANKARA (ANKA) Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı yeni yasa taslağıyla, evlilik dışında doğan ancak babasıyla arasındaki soybağı, tanıma veya babalık hükmüyle kurulan çocuklara babasının soyadını taşıyabilme hakkı getiriliyor. Önceden, mahkeme kararı olmasına rağmen evlilik dışı olan çocuklar babalarının soyadlarını kullanamıyordu. Hazırlanan yeni yasa taslağıyla, evli kadınlara kendi soyadlarını kullanma hakkı da getiriliyor. Buna göre, kadınlar evlendirme memuruna veya nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla, kızlık soyadlarını kullanmak istediklerini bildirecekler. Türk Medeni Yasası’nın 187’nci maddesinde de değişiklik öngörülüyor. Yeni hazırlanan taslağa göre, kadınlar evlendikten sonra sadece kendi soyadını da kullanmaya devam edebilecek. Danıştay türban hassasiyetine hak verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay, güvenlik soruşturmasıyla eşinin türbanlı olduğu, evinde haremselamlık bir yaşam tarzı sürdürdüğü belirlenen öğretmeni yurtdışında görevlendirmeyen Milli Eğitim Bakanlığı’nı haklı buldu. Danıştay 2. Dairesi’nin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Abdullah Yılmaz hakkındaki kararıyla ilgili süreç, 2000 yılında Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) ile Diyanet Vakfı tarafından Türk topluluklarında gereksinim duyulan öğretmen açığını gidermek amacıyla açılan sınavla başladı. Eskişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdür Başyardımcısı’yken Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı EğitimÖğretim Genel Müdürlüğü’nün açtığı sınava giren Yılmaz, mesleki yeterlilik sınavında Türkiye ikincisi olurken mülakatı da geçti. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı daha sonra Yılmaz’a ‘‘Görevlendirmeniz uygun görülmemiştir’’ tebligatı gönderdi. Bakanlığın ilgili komisyonunun, bu kararı verirken Yılmaz hakkında hazırlanan güvenlik soruşturmalarına dayandığı öğrenildi. Bakanlığa ulaşan bir güvenlik raporunda, Yılmaz’ın aynı okulda görevli öğretmen eşi Ayşe Yılmaz’ın okula perukla gelip gittiği belirtildi. Raporda ayrıca, Yılmaz’ın Kayseri’de Atatürk büstünün tahrip edilmesi olayı ile ilgili gözaltına alındığı evinde haremselamlık bir yaşam tarzı uyguladığına da işaret edildi. Bakanlığın kararı üzerine Eskişehir İdare Mahkemesi’nde dava açan Yılmaz, yaklaşık 1 yıl süren davadan istediğini alamadı. Mahkeme kararını avukatı aracılığıyla Danıştay’a taşıyan Yılmaz’ı Danıştay 2. Dairesi de haksız buldu. Yılmaz’ın avukatı Vahap Ata, konuyu AİHM’ye götüreceklerini söyledi. Ata, bakanlık komisyonunun, MİT raporuna dayanarak karar verdiğini savundu. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle