23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Uzanlar’la bağlantılı olduğu öne sürülen şirket, ÇEAŞ ve Kepez için 10 milyar dolar istiyor 13 NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL Libananco, Türkiye’ye dava açtı ? G.Kıbrıslı Libananco şirketi, ÇEAŞ ve Kepez’e el konulmasına karşı Dünya Bankası nezdinde tahkime gitti. Libananco, Türkiye’nin 2001’de imzaladığı Uluslararası Enerji Paktı’na imza atarak Güney Kıbrıs’ı tanıdığını ve mahkemenin bu yönde bir karar alabileceğini de iddia etti. Ekonomi Servisi Güney Kıbrıslı yatırım şirketi Libananco Holdings Co. Ltd., 2003 yılında kamuya devredilen elektrik üretim ve dağıtım şirketleri Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ve Kepez’e el konması işlemine karşı, Türk devleti aleyhine 10 milyar dolar tazminat talebiyle Dünya Bankası nezdindeki bir kuruluşta tahkim süreci başlattı. Libananco ayrıca, 2001 yılında Enerji Tüzüğü Paktı’nı kabul etmesi keyfiyetinin bir sonucu olarak, Türki Ekonomi Rekabet Gücünü Kaybederken... Türkiye’nin nasıl bir yönetim anlayışına teslim olduğu, uygulanan ekonomi politikasının da kime hizmet ettiği, tüm açıklığı ile görülmeye başlandı. İhracatçılar katlanabildikleri zararın sınırına dayandı. Tekstil sektörünün, gazete ilanları ile duyurmaya çalıştığı, çığlıkları dipsiz kuyuya atılan taş gibi. Ucuz ama kalitesiz ithal mallar piyasayı çakır dikenleri gibi sarıyor. Ucuz ithalatla rekabet edemeyen yerli üretim çöküyor. İşsizlik çığ gibi büyüyor. Borçla finanse edilen, tüketime dayalı büyümenin sosyal sonuçları gizlenemez boyutlara ulaştı. Borçlanarak refah düzeylerini yükselteceklerini sananlar, birkaç yıl kredi kartlarının asgari ödemelerini yaparak idare ettikten sonra, asgari ödemeleri gelirlerini aşınca, tıkandılar. Borçla aldıkları malların tamamını geri verseler bile borçlarından kurtulma olasılıkları yok. Borçlanarak refah arttırmanın, evin temelinden toprak alarak duvarı sıvamaktan farkı yoktu. Sonuçta temel oyuldu, duvar çöktü. Geçici refah artışından yararlanma olanağı olmayan bir milyona yakın insan ise açlık çekiyor. 18 milyon insan da yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Açlık çeken her üç kişiden ikisi kırsal kesimde. Tarım ürünleri tarlada kaldı. Soğan tarlada, portakal dalda çürüdü. Köylünün açlık çekmesinden daha çarpıcı bir ekonomik gösterge bilen varsa beri gelsin. ??? Tüm bunlar neden oluyor? Uygulanan ekonomi politikasının bu sonucu doğuracağı yıllardır söyleniyordu. Anlatanların anlatmaktan usanmadığı, okuyanların da gına getirdiği olguyu bir daha hatırlatalım. Uluslararası sermaye son yıllarda kendi ana ülkelerinden 4 5 kat daha fazla faiz elde ettiği için, Türkiye gibi, yükselen(!) piyasalara akmaya başladı. IMF uygulattığı politikalarla bu ülkeleri yabancı spekülatif sermaye için güvenli hale getirmiş, bu tür yatırımlarda riski azaltmıştı. Bu sayede, hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın ülkeye giren yabancı para, yerli paraya çevrilerek, o ülkenin devlet kâğıtlarına yatırıldı. Bu sıcak para girişleri yerli parayı değerlendirdi. Yerli paranın değerlenmesi nedeniyle ithal malları ucuzladı. İhracatçılar artan maliyetlerini karşılayamaz hale geldi. Üreticiler rekabet güçlerini yitirmeye başladılar, üretimden vazgeçip ürettikleri malların ithalatçısı durumuna geldiler. Bu işten katmerli kazanç sağlayan ise faiz gelirlerini aldıktan sonra bunları sattığının daha da altında bir fiyatla dolara çeviren uluslararası sermaye oldu. Oysa son üç yıl içerisinde Türkiye tüketici fiyatları 2003 yılında yüzde 18.4, 2004 yılında yüzde 9.3, 2005 yılında da yüzde 7.7 arttı. Enflasyon birikimli olarak üç yılda yüzde 39.4 oldu. Buna karşın dolar kuru son üç yılda yüzde 25.3 geriledi. Merkez Bankası’nın reel kur endeksine göre YTL’nin son üç yıldaki birikimli değerlenme oranı yüzde 36.7. Şimdi sormak gerek, maliyetleri birikimli olarak yüzde 39.4 artan, gelirleri ise dolar kurundaki düşme nedeniyle yüzde 36.7 oranında azalan bir sektörün rekabet gücünden bahsedilebilir mi? Bu durumda Türk tekstilinin rakibi Çin tekstili mi, yoksa ekonomik gelişmelerden kopmuş kur sistemi mi? ??? Ülkeyi yönetenler bu duruma kayıtsız. Hadi ihracatçıların, ucuz ithalatla çöken yerli sanayinin çığlıkları, onların işbilmezliklerine, enflasyon bağımlısı olmalarına bağlandı. Peki dalgalı kur mantığına aykırı gelişmeler neden göz ardı edildi? Dalgalı kur sistemi paranın değerini piyasa koşullarına göre dengelemeyecek miydi? Döviz talebine göre kur artmayacak mıydı? Üç yıllık birikimli enflasyon yüzde 39.4 olmuş. YTL enflasyon oranında değer kaybedeceğine yüzde 36.7 oranında değer kazanmış. Merkez Bankası 5 milyar dolarlık döviz alımında bulunuyor ama kur yerinde sayıyor. Dalgalanmaya bırakılan döviz kuru 5 milyar dolarlık müdahalelerle bile kıpırdamıyorsa, döviz talebine bu kadar duyarsızsa, artık buna dalgalı kur demek olanaklı mı? Yoksa dalgalı kur sabit kura mı dönüştü? Hem de Türkiye’ye sıcak para getirenlere, faizlerini de aldıktan sonra düşük kurdan yeniden dolara dönme güvencesi veren sabit kur sistemine... Yoksa, sıcak para spekülatörleri, sistemin işlemesine engel olacak kadar ekonomiye hâkim hale mi geldi? Bu durumda piyasanın görünmeyen elinin dalgalı kuru işleteceği, suyun yatağını bulacağı(!) gibi beklentiler hayal olmuyor mu? Suyu kendi değirmenlerine taşımaya çalışanların gücü arttıkça su yolunu bulamaz. Göle su gelene kadar da kurbağanın gözü patlar. 2003 yılında Uzanlar’ın işlettiği ÇEAŞ ve Kepez’e İmar Bankası’nın borçlarına karşılık el konulmuştu. (ARŞİV) ye’nin Güney Kıbrıs’ı tanıdığı iddiasının da mahkemece bir hükme bağlanabileceğini öne sürdü. Libananco’nun, ÇEAŞ ve Kepez’in ilk sahipleri olan Uzan ailesi ile ilişkili olduğuna dair haberler çıkmıştı. Enerji Bakanlığı, sözleşme hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle imtiyaz sözleşmeleri feshedilen Uzan Grubu’na ait bu iki şirkete 2003 yılında el koymuştu. Libananco’dan dün yapılan yazılı açıklamada, şirketin Washington’daki avukatı Stuart Newberger, Türkiye’nin yabancı yatırımcının korunmasıyla ilgili düzenlemeler getiren Enerji Tüzüğü Paktı’na aykırı hareket ettiği iddiasıyla, Washington’da bulunan ve Dünya Bankası bünyesindeki Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Merkezi’ne (ICSID) Türkiye aleyhinde başvuruda bulunduklarını bildirdi. Newberger, ‘‘Türkiye, Enerji Tüzüğü Paktı’nı 2001 yılında onaylayarak Türk enerji sektöründeki (Güney) Kıbrıslı yatırımcıları bu tarz el konma işlemlerine karşı koruyacağını ve bunun gibi yatırım uyuşmazlıklarının tazminat talebiyle Dünya Bankası nezdindeki Çözüm Merkezi’ne götürüleceğini açıkça taahhüt etmiştir’’ dedi ve bu onay işlemini Güney Kıbrıs’ın tanınması olarak nitelendirdi. Şirketin Lefkoşa’daki avukatlığını yapan Achilleas Demetriades de aynı iddiaları gündeme getirdi. Demetriades, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin mülk iadesi davasında tazminata mahkum edildiği Loizidu davasında, davacının avukatıydı. TANK PROJESİ BMC, Otokar ve FNSS harekete geçti Ekonomi Servisi Silahlı Kuvvetler’in ihtiyaç duyduğu tankların ulusal olanaklarla Türkiye’de üretimine yönelik proje çerçevesinde geçen ay açılan uluslararası ihaleye üç firma başvurdu. AA muhabiri Nevzat Ozan’ın Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) yetkililerine dayanarak verdiği habere göre, FNSS Savunma Sistemleri AŞ, BMC Sanayi ile Otokar Karoser Şirketi çağrı dosyası aldı. Program doğrultusunda bu firmalardan üretime yönelik teklifleri alınacak. Üretim aşamasında MKEK, Aselsan, Havelsan gibi kuruluşların da görev alması bekleniyor. SSM, ‘‘Milli Tank’’ projesinde üretimi öngörülen tankın milli imkânlarla yapılması yönünde karar almıştı. Sezer: Enerjide bağımlılık azaltılsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye’nin gelecekte enerji sorunu yaşamaması için, enerji kaynaklarına çeşitlilik kazandırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini vurguladı. Sezer, bu çerçevede hidrolik, rüzgâr, jeotermal ve gü ? Cumhurbaşkanı, hidrolik, rüzgâr, jeotermal ve güneş gibi doğal kaynaklara önem verilmesi gerektiğini vurguladı. neş gibi ‘‘çevre dostu’’ olan doğal kaynaklara önem verilmesi gerektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Sezer, Enerji Verimliliği Haftası nedeniyle yayımladığı mesajda, yaşamın vazgeçilmez öğelerinden olan enerjinin, kalkınma sürecini doğrudan etkileyen bir girdi olarak önemini her geçen gün arttırdığını ifade etti. Sezer, ulus lararası ilişkilerde de belirleyici rol oynayan enerjinin, bu kaynaklara sahip olan ülkelere büyük güç kazandırdığını vurguladı. Sezer, enerjinin doğru ve bilinçli kullanılmasını sağlamak için toplumda mutlaka enerji verimliliği bilinci oluşturulması gerektiğini belirtti. Ahmet Necdet Sezer. Sahtecilik tartışmalarıyla iç pazarda yıpranan sektör, Avrupa pazarı için harekete geçti Çin balcıları da iğneledi Ekonomi Servisi ‘‘Sahte ürün’’ tartışmalarıyla iç piyasada yıpranırken Avrupa pazarını fiyatını yüzde 4050 daha düşük düzeyde tutan Çin’e kaptırma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türk bal sektörü, markalaşarak yeni pazarlara yöneliyor. Bal sektöründe Binbirçiçek markasıyla faaliyet gösteren Orbal’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Yılmaz, Binbirçiçek’in 2006 hedeflerini, ‘‘ihracatın kapasitesini arttırmak ve yeni pazarlarda markalarını duyurmak’’ olarak özetledi. Yılmaz, dün düzenlediği basın toplantısında uluslararası bir marka olma yolunda önemli adımlar attıklarını belirtti. Yurtdışındaki pazar paylarını arttırmak için yoğun çalışmalar yürüttüklerini anlatan Yılmaz, ‘‘Bugün itibarıyla Japonya’dan Kanada’ya, İngiltere’den ABD’ye, Hollanda, Ortadoğu’ya kadar pek çok farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. 2006 yılı içerisindeki hedefimiz ise hem bu ülkelere yaptığımız ihracatın kapasitesini arttırmak hem de yeni pazarlarda Binbirçiçek markasını duyurmak’’ diye konuştu. Yılmaz, yerel üretimin kalitesini ve özgünlüğünü sağlamak amacıyla Sason Balı Projesi gerçekleştirdiklerini kaydederken ‘‘Doğu’nun Doğadan Gelen Gücü’’ projesi üzerinde de çalıştıklarını bildirdi. Yılmaz, ulusal strateji için yaklaşık Bal Birliği’nin kurulmak üzere olduğunu belirtti ve bu birliğin amaçlarını dünyada daha yaygın tanıtım, devlet desteğinin sağlanması olarak özetledi. Yılmaz, 78 milyon dolar olan ülke ihracatının 15 milyon dolara çıkabileceğini söyledi. Türkiye, 40 binden fazla ailenin geçimini sağladığı 4 milyon 300 bin adet arı kolonisine sahip. Ballı bitkiler florasının yüzde 75’ine sahip olmasına karşın Türkiye üretimde Çin, ABD ve Arjantin’den sonra geliyor. Efes Moskova’ya odaklandı Ekonomi Servisi Efes Breweries International’ın (EBI) Moscow Efes Brewery’deki (MEB) hissesinin yüzde 83.4’e çıktığı bildirildi. Anadolu Efes Biracılık’ın iştiraklerinden yüzde 70 oranında sahip olduğu EBI’nin, Rusya’daki faaliyetlerini sürdüren iştiraki MEB’de Amsterdam Brewery Investment’ın sahibi olduğu yüzde 12.4 oranındaki hisselerinin tamamının satın alma işleminin tamamlandığını bildirdi. Böylece EBI’nın MEB’deki hisse oranı yüzde 71’den yüzde 83.4’e yükselmiş oldu. SENDİKALARDAN Goodyear işçilerine iade kararı İZMİT Goodyear lastik fabrikalarının İzmit tesislerinden çıkarılan 27 işçi için Kocaeli 3. İş Mahkemesi dün işe iade kararı verdi. İşverenin bu kararı uygulamaması halinde işçilere 8 ile 10 ay arasında tazminat ödemesi gerekirken Goodyear işvereninin kararı temyiz etmesi bekleniyor. Goodyear işvereni 15 Kasım 2005 günü İzmit tesislerinden 29, Adapazarı tesislerinden 80 işçiyi çıkartarak işçi azaltmasına gitmişti. Adapazarı tesislerinden çıkarılan 80 işçinin duruşması ise Adapazarı’nda sürdürülüyor. MEMURA AYDA 30 MİLYONA KREDİ Denizbank, kamu çalışanları ve emeklilere yönelik olarak 5 yıl vadeli tüketici kredisi uygulaması başlattı. Denizbank’tan yapılan açıklamada, DenizBank Bireysel Bankacılık Grubu’nun ‘‘Meslek Gruplarına Özel Kredi Paketi’’ kapsamında uyguladığı özel tüketici kredisi faiz oranının yüzde 1.74 olduğu, 25 bin YTL’ye kadar kredi taleplerinde kefil talep edilmediği bildirildi. Açıklamaya göre, paketten faydalanan kamu çalışanları 5 yıl vadeyle tüketici kredisi alabilirken bin YTL’lik kredi kullanmaları durumunda aylık ödemeler 29.46 YTL olacak. AKBANK’TAN ÇİFTÇİYE DESTEK Ekonomi Servisi Akbank Şirket Bankacılığı Pazarlama Bölümü Yöneticisi Bülent Oğuz, tarım sektöründe 2005 yılında 10 bin müşteriye 35 ana üründe 180 milyon YTL finansman sağladıklarını söyledi. Konya’da Akbank’ın ‘‘Çiftçi Destek Paketi’’ni tanıtan Oğuz, ‘‘Bu yıl sektörde yaklaşık 6 milyar YTL’lik bir finans ihtiyacı bekleniyor. Akbank olarak bu yıl sektöre 350 milyon YTL kredi kullandırmayı hedefliyoruz’’ dedi. Öte yandan Akbank’ın, İngiltere’deki ortaklığı Sabancı Bank Plc. ’deki yüzde 65 hissesinin, Capital Development Bank Holdings Ltd’ye satılmasına yönelik hisse satın alma sözleşmesi imzaladığı bildirildi. Saraybahçe Belediyesi’ne haciz İZMİT İzmit’te Saraybahçe Belediyesi’nde örgütlü bulunan DİSK’e bağlı Genelİş Sendikası yaklaşık 10 yıldır alamadığı sendika aidatları için Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü vasıtasıyla haciz işlemi başlattı. Genelİş Sendikası Avukatı Aydoğan Sezen, bu alacakların zamanaşımına uğramaması nedeniyle yasal haklarını kullandıklarını söyledi. Sezen 1 milyon 744 bin YTL’nin ödenmesi konusunda Saraybahçe Belediye yönetimine sürekli olarak ikazda bulunduklarını kaydetti. MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Mart ayı geliyor. Bu ay 2005 yılında elde edilen birçok gelirin beyan edileceği önemli bir ay. Bugün yatırım fonları ve ortaklıklarından 2005 yılında elde edilen kâr paylarının ve katılma belgeleri ve hisse senetlerinin satışından elde edilen gelirlerin nasıl beyan edileceğini irdeleyeceğiz. 1 A ve B Tipi Yatırım Fonlarından Elde Edilen Kâr Payları Katılma belgelerine ödenen bu kâr payları menkul sermaye iradıdır. (Dayanak G.V.K 75/1 md.) 2005 yılında bu kâr paylarını elde edenler gelir vergisi beyannamesi vermeyecekler (Dayanak G.V.K geçici 55.md.) Bu kâr payı ödenirken Gelir Vergisi Stopajı uygulanıyor. (Dayanak G.V.K 94/6b md.) Oran yüzde 10. 2005 yılında stopaj uygulanan kişiler: Tam Mükellef Grup Tam mükellef gerçek kişiler; gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar ve bu vergiden muaf olanlara dağıtılan kâr payları stopaja tabi tutuldu. Dar Mükellef Grup Dar mükellef gerçek kişiler, dar mükellef kurumlar (Eğer bu kurumların Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilcisi varsa ve bu kâr paylarını bunlar aracılığı ile elde etmişlerse stopaj uygulanmaz) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükellefler; Kâr payları sermayeye eklenirse stopaj uygulanmaz. Bu kâr payları elde eden ticari faaliyetine bağlı olarak elde etmişse ticari kazanç olarak addedilir ve vergilenir; geçici 55. maddeden yararlanılmaz. 2 A ve B Tipi Menkul Yatırım Ortaklıkları, Risk Sermayesi Yatırım Ortaklıkları ve Gayrimenkul Sermaye Yatırım Ortaklıklarından Elde Edilen Kâr Payları Bu ortaklıklar anonim şirketler olduğundan ve hisse senedi karşılığı kâr payı ödediklerinden elde edilen kâr payları menkul sermaye iradıdır. (Dayanak G.V.K 75/1 md.) Bu kâr payı elde edenler kâr payları için yüzde 53.7 oranında enflasyon indirimi uygulayacaklar. (Dayanak G.V.K 76 maddesinin 01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılan maddesi). Brüt kâr payından indirim tutarı düşüldükten sonra kalan kısım varsa diğer menkul sermaye iratları ve hesaba girecek diğer gelirleri ile toplanacak ve 15 bin YTL’yi aşıp aşmadığına bakılacak. Aşıyorsa yıllık beyanname verilecek. Bu kâr paylarına istisna uygulanmayacak. (Dayanak G.V.K Geçici 59.md.) Bu kâr payları ödenirken yukarıda belirtilen çerçevede yüzde 10 gelir vergisi stopajı uygulanacaktır. Bu kâr payları da sermayeye ilave edilirse stopaj uygulanmayacaktır. Bu kâr payları elde eden ticari faaliyetine bağlı olarak elde etmişse ticari kazanç olarak addedilir ve vergilenir. Ayrıca yukarıda belirtilen indirim uygulanmaz. 3 A ve B Tipi Yatırım Fonu Katılma Belgelerinin Satışından Elde Edilen Gelirler Bunlar bir menkul kıymet satışı olduğundan elde edilen kazanç değer artışı kazancıdır. Bu nedenle Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 80. maddesi uyarınca gelir vergisine tabidir. (Esas itibarıyla). Ancak 2005 yılında İMKB de alım pamukm?superonline.com 2005 Yılında Elde Edilen Kâr Paylarının Vergisi GİMA’da anlaşma sağlandı Gima Gıda ile Tez Koopİş Sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlandığı bildirildi. Anlaşma sonucu 1 Haziran 2005 tarihi ile 31 Aralık 2005 tarihi arası brüt ücretlerde yüzde 5 oranında, 1 Ocak 2006 tarihi ile 31 Aralık 2006 tarihi arası 2005 yılı gerçekleşen TÜFE oranında zam yapılacağı açıklandı. satımından elde edilen bu kazançlar ile Türkiye’de kurulu vadeli işlem ve opsiyon borsalarında satışından elde edilen kazançlar için 2006 yılında gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir. (G.V.K Geçici 55.md.) Bu kazançları elde eden ticari faaliyetine bağlı olarak elde etmişse ticari kazanç olarak addedilir ve vergilenir. 4 A ve B Tipi Yatırım Ortaklıkları ile Diğer Menkul Yatırım Ortaklıklarına Ait Hisse Senetlerinin Satışından Elde Edilen Gelirler Bu kazançlar değer artış kazancıdır ve gelir vergisine tabidir. (G.V.K Mükerrer 80. madde). Bu kazançlar menkul yatırım fonları katılma belgelerinin satışı gibi geçici 55. maddeden yararlanmaz; yani beyana tabidir. Vergiye tabi kazanç hesaplanırken bu menkul kıymetlerin iktisap bedeli TEFE ile endekslenir. Bu kazançlar 13 bin YTL’yi aşıyorsa vergiden istisna olan bu tutar düşülerek beyan edilir. Bu kazançları elde eden ticari faaliyetine bağlı olarak elde etmişse ticari kazanç olarak addedilir ve ticari kazancın vergileme usulüne tabi olur. temizel?cumhuriyet.com.tr Migros ve P&G’den engelli sporculara destek Ekonomi Servisi Özel Olimpiyatlar Türkiye Organizasyonu’na 3 yıldır destek veren Migros ve Procter and Gamble (P&G), düzenledikleri kampanya ile bu yıl da 500 engelli sporcuya daha kazanma şansı tanıyor. Geçen 2 yılda 1000 zihinsel engelli sporcu yetiştiren P&G ve Migros, 16 Şubat12 Nisan tarihleri arasında yeni bir kampanya düzenliyor. Migros mağazalarında satılan P&G’nin Ariel, Alo, Ace, Prima, Wella, İpana, Pantene, Blendax, Rejoice, Koleston, Orkid, Alldays, Discreet, Mr. Proper ürünlerinden elde edilecek gelirin belli bir bölümü Özel Olimpiyatlar’a aktarılacak. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle