27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP yönetimi, malvarlığıyla ilgili yasa önerisi çalışmalarını son aşamaya getirdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Nereden buldun’ formülü EMİNE KAPLAN Takke Düştü... Fethullah Gülen’in tek amacı, ABD desteğinde demokratik yollardan devlet kademelerinde kadrolaşarak ‘‘dini esaslara’’ dayalı devlet modelini yaşama geçirip Türkİslam birliğini gerçekleştirmek değil midir? Önceki akşam KanalTürk’teki ‘‘Ceviz Kabuğu’’ programını izlerken aklıma bu soru geldi... Fethullahçıları çok iyi tanıyan, ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Hulki Cevizoğlu’nun sorularını yanıtlarken ilginç bir noktaya değiniyordu: ‘‘Ilımlı İslam, kitap ve peygamberi, her şeyi kendince hazırlayıp sömürgeciliğe direnç göstermeyecek yeni bir din yaratmaya çalışıyor...’’ Elbet bunu yapan kişi Fethullah Gülen’di... Herkes biliyor ki Büyük Ortadoğu Projesi’nin ‘‘İslamcı ayağını’’ yıllardır ABD’de yaşayan Fethullah Gülen oluşturuyor, çağdaş bir giyim biçimiyle dikkatleri üzerine çeken, iyi eğitim görmüş, en az iki dil bilen 3040 yaşlarındaki müritleri ‘‘ideolojik destek’’ sağlıyorlardı... Fethullahçılar, eğitim kurumlarıyla Kara Afrika ülkelerinden Orta Asya cumhuriyetlerine, Rusya’dan Kuzey Avrupa ülkelerine dek yayılmışlardı... İran, Suriye, Libya gibi ülkelere giremeyen Fethullahçılar, Yunanistan’da da pek fazla yüz bulamamıştı... Fethullahçılar, İslamı Hıristiyanlaştırmak, böylece AB ülkelerinde ve İngiltere’de de çalışma alanı bulmak için çok önceden çalışmaya başladılar... ??? 25 Şubat 1998’de gazeteci Güneri Civaoğlu’nun Kanal D’deki ‘‘Durum Programı’’na konuk olan emekli Orgeneral Kemal Yavuz aynen şöyle demişti: ‘‘Fethullah Gülen hangi sıfatla ve yetkiyle Papa 2. Jean Paul’le buluşuyor, Vakitan’ın Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi onu resmi protokolle karşılayıp ağırlıyor, merak ettim...’’ İlkokul mezunu emekli bir vaiz, Papa ile neler konuştu, bugün kimse bilmiyor!.. Bugün 5 milyar dolarlık bir sermaye gücüne sahip Fethullahçılara, Nakşi Dergâhı’nın ‘‘Hakikat Dergisi’’ şöyle seslenir: ‘‘Bunlar Nurcu değil narcıdır...’’ Sakaryalı Nakşi şeyhi Öngüt Hoca’nın tanısı da şudur: ‘‘Fethullahçılar ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir.’’ ‘‘Ilımlı İslam’’ın baş destekçisi Fethullah Gülen ve müritleri, çokuluslu şirketlerle de sıkı ilişki içinde bugün... NakşiFethullahçı çatışmasının temelinde bu yatıyor... Fethullahçı Zaman gazetesi, ‘‘Kuran’ın yazım biçiminin İncilleştirilmesi’’ savını ortaya atan Yaşar Nuri Öztürk’e ‘‘Doğru söylemiyor’’ yanıtını veriyor ama hiçbir yazarı Hulki Cevizoğlu’nun ‘‘Haydi gelin tartışalım’’ çağrısına yanıt veremiyor... Olayın kahramanı Prof. Dr. Suat Yıldırım nerede? Niçin Cevizoğlu ve Öztürk’le tartışmayıp kaçıyor? ??? Maske düştü... ‘‘Dinlerarası diyalog’’ masalının ne olduğu, ‘‘hoşgörü’’ tezgâhının, Abant toplantılarının hangi amaçla yapıldığı anlaşıldı... Fethullah Gülen, Büyük Ortadoğu Projesi’nin baş destekçisidir ve ABD’nin denetimi altındadır... Geçmişte ABD’yi durmadan kötüleyen Fethullah Gülen, bugün ABD’yi övüyor... Bakın, Fethullah Gülen, dil bilen, ABD’de iyi eğitim görmüş bir müridiyle ‘‘The National Coordinated Effort Of Hellenes’’ adlı Yunan lobisiyle ilişki kuruyor... Fethullahçı müride bu konuda yardım eden kim? Fener Rum Patriği Bartholomeos!.. Acaba, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına karşılık Yunanistan’da Fethullahçı okulların açılması pazarlığı mı yapıldı Atina’da?.. Daha pek çok anlatacağımız konu var... Erbil’de 1994 yılında açılan iki okul bugün nasıl bir eğitim veriyor? Fethullahçılar Almanya, Hollanda, Belçika ve Avusturya’da belediye meclislerine nasıl giriyor? Sağ ve sol partilere hangi amaçla sızıyor? Yarını bekleyin! Büyükerşen’e fahri doktora ? İstanbul Haber Servisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ), Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e ‘‘fahri doktora’’ unvanı verdi. Üniversitenin oditoryumunda düzenlenen törende konuşan MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. İsmet Vildan Alptekin, 123 yıllık geçmişiyle Türk sanat ve mimarlığında uluslararası konumda olan kurumlarının, bu konuda verilen hizmetleri izleyip başarı sahiplerine ödül ve paye verdiğini söyledi. Alptekin, daha sonra Büyükerşen’e, üniversitenin rozeti olan altın bir baykuş taktı. Doktora cüppesi giydirilen Büyükerşen’e plaket de sunuldu. ANKARA Malvarlığı tartışmalarının ardından yasa değişikliği için çalışma başlatan AKP yönetimi, siyasi ve kamu yöneticilerinin malvarlıkları için ‘‘nereden buldun’’ sistemini getirmek istiyor. Servet artışlarının Sayıştay tarafından denetlenmesi öngörülürken, malvarlığında kuşkulu artış olan kişilerin durumu incelenecek. Mahkeme bilirkişileri de, mal bildiriminde bulunacak. Mal bildirimlerinin kamuoyuna açık olup olmaması konusu ise henüz netleşmedi. AKP yönetimi, malvarlığı ile ilgili yasa önerisi çalışmalarını son aşamaya getirdi. Hazırlanan taslak metne göre, siyasilerin yanı sıra yargı mensupları ve üst düzey askeri yetkililer de mal bildiriminde bulunacak. Mahkeme bilirkişilerine ? AKP’nin hazırladığı taslağa göre, siyasilerin yanı sıra yargı mensupları ve üst düzey askeri yetkililer de mal bildiriminde bulunacak. Mahkeme bilirkişilerine de mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilecek. Servet artışını denetleme görevini ise Sayıştay yapacak. de mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilecek. Mal bildirimlerinin Sayıştay tarafından denetlenmesi öngörülüyor. İki bildirim arasında ciddi servet farkı olması durumunda ilgili kişilere ‘‘nereden buldun’’ incelemesi yapılabilecek. Haksız bir artış olduğunun belirlenmesi durumunda ceza sorumluluğu getirilecek. ri dile getirdi: ‘‘Mal bildirimine ilişkin yaptığımız düzenlemeyi, önümüzdeki hafta parti gruplarına sunma aşamasına geleceğiz. Siyasiler üzerinde odaklı malvarlığı tartışması sona erecek. Mal bildirimleri açıklanabilir ya da gizli kalabilir. Buna Meclis karar verecek. Yaptığımız en önemli düzenleme, mal bildirimlerine getirilen denetim. Mal bildirimleri yapıldıktan sonra üzerinde inceleme yapılmıyor. Şimdi bu imkânı getiriyoruz. Belirli periyotlarla mal bildirimleri incelenecek ve aradaki farkın hesabı sorulacak. Mal bildirimi listesinde başka kimlerin olacağına ilişkin ayrıntı da sonra şekillenecek.’’ Mevcut Mal Bildirimi Yasası’na göre, her tür seçimle işbaşına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri; noterler; Türk Hava Kurumu’nun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğü’nde, Türkiye Kızılay Derneği’nin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları; genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işlet ‘Gizli kalabilir’ Çalışmaları yürüten AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, ilgili kurumlardan görüş istediklerini belirterek gelecek görüşlere göre yasa önerisine son biçimini vereceklerini söyledi. Ergin, şu görüşle melerde, özel yasalarla veya özel yasaların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri; siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri; gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarlarının mal bildiriminde bulunma zorunluluğu bulunuyor. USULSÜZLÜK SUÇLAMASI Demirel’e haciz durduruldu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 13. Dairesi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Egebank’tan doğan zararların tahsiline ilişkin kararının yürütmesini Şevket Demirel yönünden durdurdu. Şevket Demirel’in avukatı Ömer Asım Livanelioğlu, TMSF’nin 29 Eylül 2005 tarihli ve 413 sayılı kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmıştı. Kararda, ilgili yasalara göre, davacının hukuki sorumluluğunun doğması için öncelikle davanın Egebank AŞ’nin doğrudan veya dolayı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortağı olup olmadığının ortaya konulması gerektiğine işaret edildi. Tüzmen, Erdoğan’ı işaret etti ? 64 trilyon liralık kredi usulsüzlüğüyle suçlanan Tüzmen kendini savundu. Mevzuata aykırı bir işlem yapmadığını savunan Tüzmen, “Bakanlık’tan edileceğimi düşünmek istemiyorum” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde ‘‘Eximbank’ı EGS Dış Ticaret’e verilen krediler yüzünden 64 trilyon lira zarara soktuğu’’ iddiasıyla suçlanan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, kendisini ‘‘Kredilendirmede bankacılık mevzuatına aykırı durum yoktur. Bugün olsa aynı krediyi yine verirdim’’ diyerek savundu. Dış ticaret ve gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Tüzmen, dün Vatan gazetesinde yer alan ‘‘BDDK, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve Eximbank’ın 9 eski yöneticisini 4 yıl önce EGS Dış Ticaret’e 64 milyon YTL ’lik usulsüz kredi verip Hazine’yi zarara uğratmakla suçladı. Dokunulmazlığı olduğu için Tüzmen ile ilgili son karar Başbakan’ın takdirine bırakıldı’’ haberine Gümrük Müsteşarlığı’nda düzenlediği basın toplantısıyla yanıt verdi. Kendisini suçlayan Başbakanlık’taki raporun henüz eline geçmemesini hayretle karşıladığını belirten Tüzmen, ‘‘Neden şimdi bu sorular soruluyor, cevabını size bırakıyorum’’ diye konuştu. munda bunda ‘‘kötü niyet’’ arayacağını ima etti. Tüzmen, ‘‘Ben bu soru işaretini size bırakıyorum. Bunun cevabını net verebilsem sizinle paylaşırım. Kurşun bir yerlerden geliyor da kimin attığı belli değil’’ dedi. ‘‘Bu serzenişiniz kime?’’ sözleri üzerine Tüzmen, ‘‘Kim üstüne alıyorsa’’ açıklamasını yaptı. Tüzmen, EGS Dış Ticaret’e verilen ‘‘kredi riskinin tamamının mevzuata uygun şekilde teminatlandırıldığını’’ belirterek ‘‘Dolayısıyla, dönemin 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerinin amir hükümleri açısından kredilendirmeye aykırı bir durum söz konusu değildir’’ dedi. TBMM Töre Komisyonu, Batman’da sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle görüştü. (Fotoğraf: AA) ‘Göç, töreyi batıya kaydırıyor’ Haber Merkezi TBMM Töre ve Namus Cinayetleri Araştırma Komisyonu, Batman’da sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle ve mağdur ailelerle görüştü.Meclis Kadın Sorunlarını Araştırma ve İnceleme Komisyonu’nun bölgeyle ilgili görüş istediği Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Sema Sancak, göçlerin artmasının töre cinayetlerinin kentlere kayması tehlikesini ortaya çıkardığını söyledi. Töre cinayetlerinin son bulmasındaki temel yöntemin zihniyet değişiminden geçeceğini kaydeden Sancak, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, kentlere göç eden vatandaşların kentlerde kentliler gibi yaşayıp giyinmesinin kentli olması anlamına gelmediğini belirtti. Bu insanların zihinsel olarak geleneksel bağlarının geldikleri yerle kopamadığını bildiren Sancak, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Sosyolojik olarak kente yerleşen biri 3 kuşak geçirmeden kentli olamaz. Ancak kentlere kırsal kesimden yoğun şekilde olan göç, gelenek veya kültür adı altında işlenen töre cinayetlerinin de kentlere taşınması anlamına geliyor. Bu tehlike kentlere kaymaya başladı. Son zamanlarda kentlerde de birçok töre cinayetine şahit olduk.’’ Başbakan’a Pak sorusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, eski TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Namık Kemal Pak’ın TÜBİTAK Başkanlığı’na seçilmesine engel hali bulunmadığının Danıştay tarafından onandığını belirterek Başbakan Tayyip Erdoğan’a, ‘‘Pak’ı, TÜBİTAK Başkanlığı’na atanmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na önerecek misiniz?’’ diye sordu. Koç, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, Pak’ın, Başbakan tarafından, TÜBİTAK Başkanlığı için atanmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na önerilmeyip yerine bir başkasının önerilmesine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğunun, Danıştay tarafından onandığını belirtti. CHP’li Koç, Erdoğan’ın sırtındaki yolsuzluk küfesinin ağırlaştığını söyledi ‘Unakıtan’ın yanına Tüzmen oturdu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘sırtındaki yolsuzluk küfesinde, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın yanında Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in oturduğunu’’ söyledi. Koç, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Tüzmen’le ilgili yolsuzluk dosyasına ilişkin soruları yanıtladı. Tüzmen’in bir gazetede yayımlanan, ‘‘Devlet adamlığı, genlerimde var’’ açıklamalarının anımsatılması üzerine Koç, ‘‘Genlerinde, modellik yapma dürtüsü olduğu kesin de... Devlet adamlığı genlerinde var mı yok mu bilmiyorum. Devlet adamlığı yapmakla ilgili bir gen bölgesi henüz keşfedilmedi’’ dedi. Koç, Tüzmen’le ilgili dün basında yer alan yolsuzluk haberlerine dikkat çekerek Erdoğan’ın ‘‘sırtındaki yolsuzluk küfesinde, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın yanında Tüzmen’in oturduğunu gösteriyor’’ açıklamasını yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘‘yolsuzluk küfesinin zaten dolu’’ olduğunu belirten Koç, ‘‘Biraz daha süre geçtikçe bu kefede daha çok isim yer alacak. Unakıtan, Tüzmen, Binali Yıldırım... Bütün bunları da eklediğinizde, Sayın Başbakan herhalde bir yerde ‘pes’ diyecek’’ görüşünü kaydetti. Eski ANAP yöneticilerinin, 1012 yılda yaptıkları yolsuzluk yükünü, bu iktidarın 3.5 yılda büyük bir maharetle ortaya koyduğunu belirten Koç, ‘‘Sayın Tüzmen’in mertçe çıkıp, dokunulmazlığının kaldırılmasını Başbakan’dan talep etmesi lazım. Devlet adamı ve modellik yapma genlerinden bahsettik ama bunların genlerinde adaletten kaçma geni de var’’ dedi. Koç, Kıbrıs Rum Kesimi’ne ait bir geminin, Mersin Limanı’na yanaşmasına izin verilmemesine ilişkin bir soru üzerine de takınılan tavrın doğru olduğunu söyledi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CEZASINI EVDE ÇEKECEK Kurşunun sahibi... Tüzmen, ‘‘Bakanlık’tan edileceğimi düşünmek istemiyorum. Ben iyi niyetli düşünmek istiyorum’’ diyerek de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, kendisini bakanlıktan alması duru Erbakan affı Meclis’ten geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kapatılan RP’nin lideri Necmettin Erbakan’ın, ‘‘kayıp trilyon’’ davasından aldığı 2 yıl 4 aylık cezayı evde çekmesine olanak tanıyan af yasası TBMM Genel Kurulu’nda AKP oylarıyla kabul edildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun da sanıkları arasında olduğu kayıp trilyon davasından hüküm giyen Erbakan’a cezasını evde çekme olanağı sağlayan yasa, Ceza ve Güevenlik Tedbirlerinin İnfazı Yasası’nda değişiklik öngörüyor. Yasa, kadın veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 6 ay, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 1 yıl, 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasını evinde çekmesine olanak tanıyor. Yasaya göre Erbakan 75 yaşın üzerinde olduğu için 2 yıl 4 aylık cezasını evinde çekebilecek. Haluk Koç. ‘Ticari ilişkim oldu’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin, ‘‘2. Susurluk’’ olarak nitelendirilen Küre operasyonunda gözaltına alınan Yaşar Kaplan ile geçmişte ticari ilişkisinin olduğunu söyledi. Çetin, dün yaptığı yazılı açıklamada, Kaplan’ın kesinlikle danışmanı olmadığını belirterek, “Ankara’da da mamul deri ticareti yaptığım bir işyerim mevcuttu. Mesleği ayakkabı imalatçılığı olan Yaşar Kaplan’la da ticari ilişkim ve tanışmam bu vesile ile olmuştur’’ dedi. ‘Genelev istediler, tezkere reddedildi’ AKP milletvekili Abdullah Çalışkan, ABD’nin İskenderun’da 60 bin askerinin ‘sosyal ihtiyaçları’ için talepte bulunduğunu, TBMM’nin de ‘işi kökten çözdüğünü’ savundu ADANA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Adana Milletvekili Abdullah Çalışkan, ABD’nin Irak’ı işgali sırasında ABD askerinin Türkiye’de konuşlanmasını sağlayacak ‘‘1 Mart tezkeresi’’nin reddedilme nedeninin ‘‘genelev’’ talebi olduğunu söyledi. Önceki gün başlayan ‘‘2. Adana Ekonomik İşbirliği Forumu’’nda Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un sözlerini de eleştiren Çalışkan, Coşkun’un ekonomide pembe tablo çizdiğini söyledi. Çalışkan, 1 Mart 2003’te TBMM’de reddedilen tezkerenin 3. yıldönümü yaklaşırken yaptığı açıklamada, ABD’li yetkililerin İskenderun’da konuşlanacak 60 bin askerin sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için genelev kurdurmak istediğini ifade ederek şunları söyledi: ‘‘O dönemde lojistik amaçlı malzemeler için geçiş izni verilmişti. Bu kapsamda İskenderun Limanı’na gelen askeri araçlar da Güneydoğu sınırı boyunca konuşlanmaya başlamıştı. Tezkerenin geçeceğini düşünen ABD’li yetkililer, Türkiye’ye gelecek 60 bin askerin sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çok çirkin bir talepte bulundular. Bunların başında genelevlerin açılması vardı. Ancak TBMM 1 Mart’ta iradesini ortaya koyarak bu işi kökünden çözdü.’’ işgalinin de söz konusu olacağını savlayan Çalışkan, TBMM’nin tezkereyi reddederek bu işi tamamen kapatmış olduğunu belirtti. Bakan Coşkun’un forumun açılışında, ülke gerçeklerini görmezden gelen, ekonomide pembe tablolar çizen bir konuşma yaptığını da belirten Çalışkan, ‘‘Ayağımızın yere basması gerek. Ekonomideki göreceli iyileşme, bir balondan ibarettir. Bu balon bir iğneyle patlatılabilir. Bunu daha önce de söylemiştim. Sözümün arkasındayım’’ dedi. CHP: Kişiye özel düzenleme CHP sözcüleri ‘‘kişiye özel düzenleme olduğu’’ ve ‘‘kamu zararı tahsil olanağı ortadan kalktığı için’’ tasarıya karşı çıktı. CHP grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık, ‘‘Biz CHP olarak Hazine zararının karşılanmasından yanayız’’ görüşünü dile getirdi. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ise düzenlemenin kişiye özel olmadığını ileri sürdü. Görüşmelerde CHP, af düzenlemesi olduğu için oylamada nitelikli çoğunluk olan 330 oy aranmasını istedi. Ancak Meclis Başkanlık Divanı’nda, ‘‘af düzenlemesi’’ olmadığı gerekçesiyle önerge işleme konulmadı. ‘Ekonomideki iyileşme balondan ibaret’ Tezkerenin Meclis’ten geçmesi durumunda, ABD’nin bölgeyle ilgili siyasi ve ekonomik taleplerinin de ardından geleceğini, bunun sonucunda Türkiye’nin Abdullah Çalışkan. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle