18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER Prof. Yıldırım’ın, yazdığı Kuran mealinde İncil ve Tevrat’tan ayetlere yer vermesi farklı yorumlara neden oldu DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Halkımız Biraz da Kendi Düşünsün... Aziz Nesin, üniversite heyetinin köy inceleme gezisini anlatan enfes öyküsünde, çarpıklıkları ‘‘halkın cehaletine’’ bağlayan aydınları tiye alır. Mübeccel Kıray’ın çalışmalarından esinlenen öyküde, üniversite öğretim üyeleri, köylülerin yerleşim bölgelerini, su kıyısındaki verimli, ulaşımı kolay düzlükte kurmayıp tepelere çekilmesini bilgisizliğine bağlamaktadır. Oysa onlar tarih boyunca Celali’den ve devletin vergi memurundan kaça kaça, gelip tepeye sıkışmışlardır. Nitekim muhtarın ağzından dile getirilir bu gerçek. Her olumsuzluğu, her çarpıklığı kafadan halkın cehaletine bağlamak, biraz da bilgi eksikliği ve koşulların yeterince irdelenmemesinden kaynaklanıyor sanırım. İnsanların içinde bulundukları koşulları, karşı karşıya kaldıkları zorlukları, içine düştükleri çıkmazları iyice görmeden yargıya varmak, onları haksız yere küçümsemek gibi bir ukalalığa yol açıyor. İnsanlarımızın, kredi kartlarıyla ödeyemeyecekleri borçların altına girmeleri ve sonra intihara kadar sürüklenmeleri, ilk bakışta bilgisizliklerinden, hesapsızlıklarından, akılsız davranışlarından kaynaklanıyor sanılıyor. İçinde doğruluk payı bulunsa da yüzeysel bir bakışın ürünüdür bu düşünce. ??? Kapitalizm geliştikçe, oyunlar, kaşkarikolar da artıyor. Eskiden insanı parasını alarak kandırırlardı, şimdilerde ise para vererek dolandırıyorlar. Bireyin ödeme gücü üzerindeki limitlerle donatılmış kredi kartlarına kavuşturulması da böyle bir olay. Mağdur yurttaş için ‘‘Almasaydı, tüketmeseydi!’’, ‘‘Ayağını yorganına göre uzatsaydı’’ demek kolay. Ama bir de içinde bulunduğu koşulları, yoksulluğu, umarsızlığı düşünmek gerek. Kim yaşamında, şeytanın isteğinin dürtüsüne hiç kapılmamış, kim şeytanın ivazına hiç kanmamıştır ki?.. Ama artık görmeliyiz ki insanların hayatını karartan, yuva yıkan, intihara sürükleyen kredi kartı faizleri, üzerinde acilen durulması gereken toplumsal bir facia halini almıştır. Bu faizlerin geçmişe etkili olarak yeniden düzenlenip ödenebilir hale getirilmesi için yasal düzenleme zorunludur. Nitekim Kredi Kartları Yasa Tasarısı, TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu’ndan geçti. Ama hiç de derde deva olacak biçimde değil. ATO Başkanı Sinan Aygün’ün, Melih Aşık’ın ‘‘Açık Pencere’’sine yaptığı açıklamaya göre durum şöyle olacak: ‘‘Diyelim ki 2003’teki kredi kartı borcunuz 1 milyar, 2006’da 5 milyar oluyor. Üzerine yüzde 22 faiz uygulanıyor ve borcunuz 6 milyar 100 milyon oluyor. Tasarı bunu 12 taksitte ödeme kolaylığı getiriyor, hepsi bu.’’ ??? Oysa ATO, Sinan Aygün aracılığıyla komisyona daha başka bir öneri sunmuş. Bu öneriye göre, birikmiş borçlara her yıl için enflasyonun yüzde 50 fazlası faiz uygulanacak ve ortaya çıkan rakam 12 taksitte tahsil edilecek. Bu öneriye komisyonun AKP ve CHP’li üyeleri önce evet diyorlar. Ama sonra ne oluyor? Yine Sinan Aygün’ün açıklamasına kulak verelim: ‘‘...Sonra inanılmaz bir olay yaşandı. AKP’li komisyon Başkanı Soner Aksoy bir dakikada bitecek olan oylamayı yaptırmayıp çalışmalara ara verdi. Abdüllatif Şener’in koluna girerek ve komisyon toplantısına gelmiş banka temsilcilerini de yanına alarak odasına kapandı. İçeriye ben de girmek istedim. Ama özel bir toplantı yapıldığı gerekçesiyle alınmadım. Yarım saat sonra kapı açıldığında gördüm ki banka temsilcileri birbirlerini öperek kutluyorlar. ‘Eyvah’ dedim, ‘içerde vatandaşın öpülmesi konusunda anlaştılar’. Nitekim öyle de oldu.’’ Olay ortada, yoksul halkın oyuyla iktidara gelmiş olan AKP bir çıkar çatışmasında, oyuyla iktidara geldiği halkı değil, sayıca azınlıkta, ama güç olarak önde olan bankaların yanında yer alıyor. Sinan Aygün de olayı ibretle izleyip açıklıyor. Bu durumda yapılacak olan şey, halkın olayı görüp oylarıyla bankalardan yana olan iktidarı, kendinden yana olan bir başkasıyla değiştirmesidir. Yapar mı dersiniz? Bilemem. Söyleyeceğim tek şey, ‘‘Artık biraz da halkımız kendi düşünsün!’’dür. İslamcı kesim bölündü ? Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut, Prof. Yıldırım’ın 1964’te Edirne’de müftü olarak görev yaparken Fethullah Gülen ile iki odalı bir evde birlikte kaldığını belirterek Yıldırım’ın, ‘‘Diyalogcu’’ kesimden feyz aldığını ima ediyor. MEHMET FARAÇ Suat Yıldırım Halkın Yükselişi Partisi Genel Başkanı Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün ‘‘Kuran İncilleştiriliyor’’ sözlerinden yola çıkılarak başlatılan tartışmayı dinci basının büyük bölümü sessizce izlemeyi tercih ediyor. Tartışmayı manşetine taşıyan Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut, Öztürk’ü haklı bulurken Zaman gazetesi yazarıAli Bulaç, Kuran mealinde İncil ve Tevrat’tan ayetlere yer veren Prof. Suat Yıldırım’ı destekliyor. Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Suat Yıldırım’ın yazdığı ‘‘Kuranı Hakimin Açıklamalı Meali’’ nde İncil ve Tevrat’tan ayetlere yer verilmesi nedeniyle başlatılan‘‘Kuran İncilleştiriliyor’’ tartışmasına Ali Bulaç ile Arslan Bulut farklı yorumlar getiriyor. Arslan Bulut, Prof. Yıldırım’ın 1964’te Edirne’de müftü olarak görev yaparken Fethullah Gülen ile iki odalı bir evde birlikte kaldığını belirterek Yıldırım’ın, ‘‘Diyalogcu’’ kesimden feyz aldığını ima ediyor. Yıldırım da anılarında bunu doğruluyor. Bu Anis A. Tartışmalı mealin yazarı Prof. Suat Yıldırım, eski ev arkadaşı Fethullah Gülen’le yıllar sonra Shorrosh Edirne’de bir araya gelmişti. (Büyük resim). lut, Zaman gazetesiyle lara atıfta bulunmak tahrifat değil de dırım’ın çalışmasının birkaç seçkin Aksiyon dergisinde yazılan ‘‘Mesih ge nedir?.. Kuran mealinden biri olduğunu’’ öne lecek, dünya kurtulacak’’ sloganları... Diyalogcular, şimdiden Hz. İsa et sürüyor. Bulaç şöyle diyor: nın Hıristiyanlık propagandası oldu rafında toplanalım diyor? Biz gelece‘‘Hoca belki diğer meallerden biğunu ifade ediyor. ğine de inanmıyoruz ama, şimdiden raz daha fazla miktarda Tevrat ve İn‘‘Kuran İncilleştiriliyor’’ diyen Prof. Hz. İsa etrafında toplanacaksak ki, cillere yeri geldikçe atıflarda bulunmakYaşar Nuri Öztürk’ü ‘‘Yerden göğe diyalogcular bunu proganda ediyor, o ta, Kuran’da söz konusu edilen bir kadar haklı’’ diye niteleyen Bulut, halde bizim dinimiz ne olacak?’’ mesele ya da olayın Tevrat ve İncil’de dünkü köşesinde şu görüşlere yer venasıl geçtiğini göstermektedir. HocaBulaç meali destekliyor riyor: nın bu yönünün belirginleşmesi onun ‘‘Çünkü Kuran, mevcut Tevrat ve Kuran’ı İncilleştirmeye çalışmak Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarına vuİncil’in tahrif edilmiş olduğunu bildi la suçlanan Prof. Suat Yıldırım’a Za kufiyetini gösterir ki bu tenkit değil, rir. Dolayısıyla Allah’ın vahyi olan Ku man gazetesi yazarları destek verme tebrik edilmesi gereken bir noktadır.’’ ran’ın mealini yazarken insanların ye devam ediyor. Gazetenin yazarlaProf. Yaşar Nuri Öztürk’ün, gazeyazdığı iki kitapla kıyas yapmak, ora rından Ali Bulaç dünkü yazısında,‘‘Yıl temizin dünkü sayısında, Yıldırım’ın Kuran meali çalışmasını‘‘Hıristiyan Kuran’ı olarak tanımlanan’’ ‘‘Gerçek Furkan’’ adlı kitaba benzetmesi ise dikkatleri bu yöne çekiyor. Hz. İsa’nın memleketi Nazaret’te doğan Evangelist papaz Dr. Anis A. Shorrosh, ‘‘Hıristiyan Kuranı’nı yazdığını iddia ediyor. Kuran, Tevrat ve İncil’den oluşan bu çalışma,‘‘yeni bir kutsal kitap’’ diye tanımlanıyor. ‘‘Biriz.biz’’ adlı web sitesinde, Furkan’la ilgili gazetelerden yapılan bazı alıntılarda şöyle deniliyor: ‘‘Gerçek Furkan adındaki bu kitap, öz ve stil olarak Kuran’a benziyor. Zaten, kelime anlamı ‘doğruyu yanlıştan ayırt eden’ demek olan Furkan, aynı zamanda Kuran’ın isimlerinden de bir tanesi. İncil mesajını bütün uluslara duyurmayı misyon edinen Evangelist tarikatının üyesi olan papaz Shorrosh, Gerçek Furkan kitabıyla tüm Müslümanları Evangelist tarikatı saflarına katmayı hedefliyor. Kitap Ortadoğu’da bedava dağıtılıyor. ABD’de 20 dolara satılan kitap Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde bedava veriliyor. Mısır ve Kuveyt’te yayımlanan iki derginin ‘Yeni Şeytan Ayetleri’ olarak yorumladığı kitapta 77 sure ve aşktan barışa, cennetten zinaya birçok konu üzerinde Kuran, Tevrat ve İncil’den derlenen ayetler bulunuyor.’’ Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu ise Kuran’ın İncilleştirilmesi konusundaki tartışmalarla ilgili görüş belirtemeyeceğini söylüyor. D ANIŞTAY: Kuran kursları denetimsiz kalamaz ? Danıştay, Kuran kurslarını ilköğretim müfettişlerinin denetiminden çıkaran yönetmeliğin yürürlüğünü, “kamu yararı ve hizmetin gereklerine aykırı” bularak durdurdu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ilköğretim müfettişlerinin Kuran kurslarına ilişkin denetimine son veren yönetmelik maddesinin yürürlüğünü durdurdu. Milli Eğitim Bakanlığı ise itiraza hazırlanıyor. Danıştay 2’nci Dairesi, EğitimSen’in Milli Eğitim Bakanlığı’nın 21 Haziran 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve ilköğretim müfettişlerinin görevlerinde yeni düzenlemeleri de içeren ‘‘MEB İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliği’’ne ilişkin başvurusunu sonuçlandırdı. Mahkeme, yönetmeliğin üç maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulmasını talep eden davacı sendikanın tüm gerekçelerini haklı buldu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu toplantısına katıldı. (AA) ‘A DİSK’ten karikatür mektubu MAÇ PROVOKASYON’ Gül, Hamas’ı kimin davet ettiğini açıklayamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda Hamas’ın kim tarafından davet edildiği sorusuna yanıt vermedi. Gül, ‘‘Hamas’ı Dışişleri olarak siz mi davet ettiniz, parti mi’’ sorusu üzerine, ‘‘Buna evet ya da hayır, o ya da bu diyemem’’ karşılığını verdi. Gül, toplantının açılışında yaptığı konuşmada ‘‘Bazı Avrupa ülkelerinin karikatür bunalımı sonrasında basiretli davrandığını, bazı ülkelerde ise adeta bazılarının arzu ettiği tehlikeli bir tırmanış olduğunu’’ söyledi. Gül, ‘‘tepkilerin meşru biçimde yapılması gerektiğini’’ vurgularken, ‘‘Tepkiler şiddete, yakmaya yıkmaya giderse, haklıyken haksız duruma düşülür’’ açıklamasını yaptı. Edinilen bilgiye göre Gül, toplantının basına kapalı bölümünde Hamas’ın ziyaretiyle ilgili açıklamalar yaptı. Geziden ABD ve İsrail’in haberdar olduğunu bildiren Gül, ‘‘Hamas demokratik seçimi kazanmış. İsrail istemese seçime sokmazdı zaten. Seçimi kazandılar, muhatap kabul etmek zorundayız’’ dedi. Komisyonun CHP’li üyelerinden Ahmet Ersin ‘‘Diğer Müslüman ülkelerin protesto dışında şansı yok. Ama siz bu konuyu başka platformalara taşıyabilirdiniz. Hamas karşısındaki ilgi ve ataklığı peygamberimize saygısızlık ve vatandaşlarımıza yönelik ırkçı yaklaşımlar karşısında göstermiyorsunuz’’ deyince gerilim yükseldi. AKP’liler, Ersin’e tepki gösterdi. asirmen?cumhuriyet.com.tr ‘Kamu yararına uygun değil’ ÖDP’DEN 10. YIL ETKİNLİĞİ ‘21. Yüzyılda Sol’ sempozyumu Haber Merkezi Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) 10. kuruluş yılını ‘‘21. Yüzyılda Sol ve Türkiye’’ konulu sempozyumla kutlayacak. Parti Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu’nun ‘‘Türkiye ve Özgürlükçü Sosyalizm’’ konulu sunuşuyla açılışını yapacağı sempozyumda ‘‘sol hareket’’ masaya yatırılacak. Maçka’daki İTÜ Vakfı Maçka Kampusu Sosyal Tesisleri Konferans Salonu’nda 2526 Şubat tarihleri arasındaki sempozyum, 4 oturum olarak yapılacak. Sempozyumda gerçekleştirilecek paneller ve konuşmacılar şöyle: 25 Şubat Cumartesi: 11.00 1. OTURUM: ‘‘Özgürlükçü Sosyalizm’’ (Moderatör: Melih Pekdemir) Konuşmacılar: Saruhan Oluç Ahmet İnsel Seyfi Öngider Bülent Somay 14.00 2. OTURUM: ‘‘Kamusal Alanın Demokratikleşmesi’’ (Moderatör: Ufuk Uras) Konuşmacılar: Erbay Yucak Meral Özbek Aykut Çelebi Nadir Özbek 26 Şubat Pazar: 10.00 1. OTURUM: ‘‘Toplumsal İhtiyaçlar İçin Ekonomi’’ (Moderatör: Ahmet Asena) Konuşmacılar: Sezai Temelli Ayşe Buğra Mustafa Sönmez İpek İlkkaracan Nail Satlıgan 14.00 2. OTURUM: ‘‘Kapitalist Küreselleşme ve Direniş’’ (Moderatör: Tayfun Mater) Konuşmacılar: Masis Kürkçügil Çiğdem Çidamlı Doğan Tarkan Nuray Mert Ercan Karakaş Mahkemenin yürütmesini durdurduğu en önemli madde, yönetmeliğin Kuran kurslarının denetimini kaldıran maddesi oldu. Bakanlık, yönetmeliğin söz konusu 42’nci maddesindeki değişiklikle ilköğretim müffettişlerinin görev alanlarını yeniden belirlerken 19 görev alanını 7’ye indirmiş, Kuran kurslarını da denetim dışı tutmuştu. Mahkeme, bu durumun ‘‘kamu yararına’’ uygun olmadığına dikkat çekerek maddenin yürütmesini durdurdu. Mahkeme kararında şöyle denildi: ‘‘1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 56’ncı maddesi, eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinden, denetim ve gözetiminden Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2/a maddesi de her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilere ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerini planlamak, programlamak, yürütmek, takip ve denetim altında bulundurmak görevini Milli Eğitim Bakanlığı’na vermiştir. Bu durumda ilköğretim kurumları arasında sayılan bazı kursları, bazı eğitim merkezleri, okul ve sınıflarla öğrenci yurtlarının ilköğretim müfettişlerinin görev alanlarından çıkarılması sonucunu doğuran yönetmelik değişikliği, anılan kurumların hiç veya yeterince denetlenememesi gibi bir duruma yol açacağından kamu yararı ve hizmetin gereklerine aykırı olan söz konusu düzenlemede bu nedenle hukuka uyarlık görülmemiştir.’’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri John Monks’a bir mektup göndererek, İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerin yayımlanması ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili kaygılarını iletti. Açıklamaya göre çeşitli Avrupa ülkelerinde yayımlanan karikatürlerle ilgili kaygıların iletilmek istendiği kaydedilen mektupta şu görüşlere yer verildi: ‘‘Düşünce özgürlüğü temel bir insan hakkı olmasına rağmen, bu hak herhangi bir dini ve onun inananlarını provoke etmek için kullanılamaz, bu çok tehlikeli bir davranıştır. Ne yazık ki söz konusu karikatürler, bir düşünceyi ifade etmekten öte ‘bütün Müslümanların potansiyel terörist olduğunu’ ima ederek dinsel bir çatışma yaratmayı amaçlamak olarak görülmektedir. İnancımız odur ki sendikal hareket, bütün insanların dil, din, düşünce, etnik köken ve cinsiyet farkına bakmaksızın bütün insan haklarından eksiksiz ve ayrımsız olarak yararlanması ilkesiyle, temel insan haklarına dayanarak kültürel ve dinsel çatışmanın durdurulması ve farklılıklarla birlikte bütünlüğün teşvik edilmesi için önemli rol oynayabilir.’’ Çete lideri şizofren çıktı Küre operasyonu kapsamında tutuklanan Kasım Zengin, çetede emekli ve halen görevli subaylarla, polis ve MİT görevlilerinin de bulunduğunu öne sürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kendilerini ‘‘derin devletin adamı’’ olarak tanıtan ve çıkar sağlayan çetenin lideri Kasım Zengin’in ‘‘kronik şizofreni’’ hastası olduğuna ilişkin savcılığa rapor sunuldu. Sanıklar arasında subaylar da bulunurken dün Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) Başkanı Tuğgeneral Turgut Arıbal ile Askeri Yargıtay Başkanı Tuğgeneral Ahmet Alkış’ın adliyede Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Uğurlu’yu ziyaretleri dikkat çekti. Derin devletin adamı olarak kendilerini tanıtan eski emniyetçi, subay ve bürokratların da aralarında bulunduğu çete operasyonu kapsamında gözaltına alınan Gökhan Kazancı ile Yaşar Kaplan sorgularının tamamlanmasının ardından dün savcılığa sevk edildiler. Şarkıcı İbrahim Tatlıses’in koruması olan Kazancı ile operasyonun başlamasında ihbarı etkili olan sauna sahibi Zeliha Tüfekçi’nin eski sevgilisi Kaplan’ın ifadesi soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Kelkit tarafından alındı. Kazancı, savcılık sorgusunun ardından tutuklanması istemiyle mahkemeye çıkarıldı, Kaplan ise serbest bırakıldı. Çıkar amaçlı suç örgütüne üye olduğu ve bir sauna sahibini gasp ettiği belirlenen Kazancı tutuklandı. lilerinin bulunduğunu öne sürdü. Zengin’in anlatımına göre örgüt, eğitim amacıyla Ayaş tünelini kullanıyordu. Kasım Zengin’in kronik şizofren olduğuna ilişkin bir rapor savcılığa sunuldu. zetecilerin sorularını yanıtlayan Tuğgeneral Alkış, ziyaretin, tutuklananları arasında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli yüzbaşı Nuri Bozkır’ın da bulunduğu operasyonla ilgisi olmadığını kaydetti. Önceki gün de Genelkurmay Askeri Savcısı Kıdemli Albay Saim Öztürk, soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Kelkit’i ziyaret etmişti. Çete operasyonu kapsamında bugüne değin, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli yüzbaşı Nuri Bozkır, ‘‘MİT’’çi olarak adlandırılan Osman Hüseyin Selçuklu, Mustafa Aksoy, Verdi Kırmızıateş, polislikten atılan Tamer Topsakal, Siyami Gündüzoğlu, Özgür Altun, Serdar Yük ve Gökhan Kazancı tutuklandı. Dikkat çeken ziyaret AYİM Başkanı Tuğgeneral Turgut Arıbal ile Askeri Yargıtay Başkanı Tuğgeneral Ahmet Alkış’ın dün Ankara Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Uğurlu’yu ziyaret etmesi dikkat çekti. Adalet Komisyonu Başkanı Uğurlu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu ile görüşen Tuğgeneral Arıbal ve Tuğgeneral Alkış, daha sonra bazı başsavcı vekillerinin de katılımıyla öğle yemeği yediler. Adliyeden ayrılırken ga ‘Mukavemet’ çetesi Çete lideri Kasım Zengin’in savcılıktaki ifadesinde, ‘‘Türk Mukavemet Teşkilatı’’ adı altında örgütlenen çetede emekli ve halen görevli subaylarla MİT ve emniyet görev Milli Eğitim Bakanlığı itiraz edecek Milli Eğitim Bakanlığı’nın ise karara itiraz edeceği belirtiliyor. Bakanlık yönetmeliği Kuran kursları, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın denetiminde olmalı gerekçesiyle çıkarmıştı. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle