23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Aşırı değerli YTL ’nin ciddi bir sorun olduğunu söyleyen İSO Başkanı: Bu durum sürdürülebilir değil 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sanayide işler iyi gitmiyor Ekonomi Servisi Makro ekonomik göstergelerde yaşanan iyileşmelerin reel sektöre aynı ölçüde yansımadığını söyleyen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Tanıl Küçük, ‘‘Sanayi sektörünün genel üretim artışı ortalaması iyi olsa da pek çok sektörümüzdeki üretim artışı bu ortalamanın altında. Bazı sektörlerimizde işler iyi gitmemektedir. Tekstil ürünleri üretiminde 2005 yılında ilerlemek şöyle dursun, 9 yıl evvelki üretimin bile altına inilmiştir’’ dedi. İSO’nun Ekonomik Durum Tespit Anketi sonuçlarını açıklayan Küçük, ekonomide nispi yavaşlama eğiliminin Alarm Cumhuriyet’in ‘‘Aydınlanma’’ toplantılarına katılmak, Cumhuriyet okurları, dostlarla buluşmak, düşünce ve değerleri paylaşarak moral güç almak ile sınırlı değil; yöreye özgün sorunlar ile birlikte, ülke çapındaki sorunların gerçek boyutları ile yüz yüze geliyorsunuz. İnsan yaşamına yansımalarına en çıplak haliyle tanık oluyorsunuz.. Turizmin, sanayinin ağırlık kazanamadığı Salihli’de işsizlik karabasanı çarpıyor. Sanki turizm ve de çok ciddi bir sanayinin var olduğu Denizli’de durum çok farklıymış gibi. Salihli’de tarımın eskisinden çok boyutlu bir yoksullaşma ve yoksunlaşmayı getirmesi ile patlayan işsizlik, çaresizlik, umutsuzluk var. Denizli’de artık kamuoyunun da öğrendiği tekstil krizi, geriye giden turizmin sorunları.. Öncelikle Anadolu kaplanlarında öncü kentin işverenlerinin alarm zillerini çalmaktan öte isyanları oynadıklarından söze girelim. Şu günlerde işveren örgütleri seslerini duyurmak üzere eylemdeler. Hiç değilse ekonomi haberlerinde ağırlıklı gündeme el koydular. Hükümetten bir dizi acil önlem istiyorlar. Aksi halde on binler, yüz binler, milyonlara ulaşacak yeni işsizlerden, fabrika kapatmalarından söz ediyorlar. Zaten tekstilde birkaç yıla yayılmış olarak işsiz kalanlar yüz binlerle sayılıyor. ??? Denizli özeline, bire bir olup bitene gelince; iflas etmiş işletmeler, kapanmış fabrikalar ya da üretim birimleri bir yana, halen üretimde olanlar için genel durum şöyle özetlenebilir: İhracatta da başarılı, kazançlı işletmecilik geçmişte kalmış. Kâr sınırları en başarılılar için bile diplerde. Böyle olunca teknoloji yenileme, yeni yatırımlar gündem dışı. Fabrikalar onca yatırım, işçileri ile kâr olmayınca öyle kolay kapatılamıyor. Günü kurtarmak, iflas etmemek üzere çırpınılıyor. Tabii giderek artan ithalatın baskısında ayakta kalmanın ilk önlemi, ana üretim birimlerinin bir bir kapanması oluyor. Ayrıca işsiz artıyor, şimdilik daha ağırlıklı olarak, gerçek ücretlerin düşmesi, aynı ücretle fazla çalıştırma, hatta asgari ücretten gösterip altında ödeme gündeme geliyor. Sadece hükümetten acil önlem için eyleme geçmiş işverenler değil, işi bilen, içindeki herkes, işletme kapatmak daha zor olduğu için sınırda kârla, hatta zararına üretimi sürdürme, dayanma sürecinin sonuna gelindiğini söylüyor. Aslında sanayinin geneli için geçerli, ancak Türkiye’nin, hele de Denizli’nin lokomotifi tekstil üretiminde krizin boyutları gerçekten de algılayabildiğimizin çok üzerinde. Oysa dünkü son haberlere kadar, hükümetin sayılan acil önlemlere ilişkin kılını kıpırdattığına ilişkin bilgi, ipucu yoktu. ??? Denizli’nin turizmi tekstilin gölgesinde, potansiyelini kullanabilmekten uzakta. Yine de Pamukkale, ören yerleri çekim merkezleri. Bırakınız yeni gelişme potansiyelini, güzelim işletmeler sinek avlıyor. Durum yılın ilk iki ayında yüzde 30 düşen turist sayısı ile anlaşılandan daha vahim. Yani kuş gribi, karikatür krizi kayıplarını, iptallerini ilerdeki aylarda göreceli, etkin kampanyalarla düzeltme şansı olabilir. Denizli’deki işletmeciler daha ciddi sorunlardan söz ediyorlar. Bilindiği üzere çoğunluk rezervasyonlar önceden. Geçen yıl 22.8 milyon turist, 15 milyar dolar dövizle cari açıkta en önemli, yararlı katkıyı yapan turizm sektörü, bu yıl gereksinim artmışken geriye gidişte. İşletmeciler 26 milyon turist, 20 milyar dolar getiri hedefinin şimdiden yok olduğunu açıklıyorlar. Şimdiden İspanya, İtalya dolmuş, bizden kayma olmuş. Asıl tehdit boş işletmelerin zarar bağlantılı öncelikli yatırım, sonra da bakım ve onarımdan caymaları, çok yıldızlı otellerin işletme kalitelerinin düşmesi ise geleceğe dönük en büyük tehdit. Türkiye bir dönem İspanya’nın yaşadığı, çok çabuk toparlandığı oteller enkazı yıllarını yaşayabilir. İşletmeciler, aslında hükümet ve ekonominin gidişi için de tehdit oluşturan turizmin sorunlarına bırakın çözüm üretmeyi, el atılmadığını anlatıp duruyorlar.. ? Sanayicinin tüm olumsuzluklara karşın iyimserliğini koruduğunu belirten İSO Başkanı Küçük, YTL ’de son 4 yıldaki değerlenmenin sanayii olumsuz etkilediğini ifade ederek ‘‘Bize göre 2006’nın en önemli gündem maddesi, sanayimizin rekabet gücündeki tahribatın giderilmesidir’’ dedi. azaldığını, işletmeler için ilk yarıya göre daha olumlu tablo bulunduğunu ortaya koymasına karşın sanayi üretiminin 2005 yılını yüzde 5.5 büyüme ile kapattığına, bunun son 4 yılın en düşük sanayi üretimi artışı olduğuna dikkat çekti. Sanayi üretimindeki nispi yavaşlamada en büyük etkenin, aşırı değerli YTL olduğunu ve YTL’de son 4 yıldaki değerlenmenin sanayinin iç ve dış pazarda rekabet gücünü son derece olumsuz etkilediğini ifade eden Küçük, şöyle konuştu: ‘‘Bize göre 2006’nın en önemli gündem maddesi, sanayimizin rekabet gücündeki tahribatın giderilmesidir. Sanayimizin rekabet gücünü zayıflatan etkenler mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. YTL ’deki değerlenmeden zarar gören üreticiyi destekleyecek ek önlemler süratle alınmalıdır.’’ 2006’yı ‘‘zor bir yıl’’ olarak tanımlayan İSO Başkanı Tanıl Küçük, sorunlar varken iyimserliğin kafalarda karışıklığa yol açtığının ifade edilmesi üzerine de ‘‘Ben hemen bugünün manşetini söyleyeyim: Bu durum sürdürülebilir bir durum değil. Biz buna inanıyoruz. Bunun böyle olmadığını ifade ediyoruz çok net bir şekilde’’ yanıtını verdi. Özelleştirmede rekorlar kırıldığına, uluslararası fonlar için Türkiye’nin cazibe merkezi haline geldiğine işaret eden Küçük, ‘‘Ama neticede belki bu dikkatimizi da ğıtıyor, yapmamız gerekenleri yapmıyoruz. O anlamda da sürdürülebilir bir durum değil diye düşünüyoruz’’ dedi. İSO Başkanı, 1.5 yıl önce yaptıkları, yerli üretimin tercih edilmesi çağrısını anımsatarak bu yıl bir tanıtımla yapmayı düşündükleri çalışma hakkında şu bilgiyi verdi: ‘‘2006 yılında çalışmalarımızdaki birinci önceliği, ‘Türkiye’de üretilen malı kullan’ projesi tutuyor. Bunu çok önemsiyoruz. Bir şeye dikkat edin lütfen, yerli malı değil, Türkiye’de üretilen mal. Esas olan o malın Türkiye’de üretilmiş olması. Sermayesinin yerli ve yabancı olması değil.’’ BAKAN BABACAN: 6 Mart’ta yapılması planlanan hisse devrinden sonra Arcelor’la masaya oturacak Çözümü kurda aramayın ANKARA (ANKA) Devlet Bakanı Ali Babacan, değişik sektörlerdeki sorunların çözümünün döviz kurunda değil başka noktalarda aranması gerektiğini belirtti. Babacan, kur rejimiyle ilgili bir değişikliğin makro ekonomik dengeleri temelden değiştirecek riskli bir sürece girilmesine yol açabileceği uyarısında bulundu. Devlet Bakanı, kredi kartı borçlarıyla ilgili düzenlemeyi de ‘‘Mağdur duruma düşen vatandaşların borçlarını bugüne getirirken yüksek reel faizlerle değil, daha makul bir hesap metoduyla bugüne getirebilmek’’ olarak tanımladı. (Fotoğraf: VURAL KÖSE) OYAK kapıyı açık tuttu TOBB: İhracat geliri YTL’ye dönüşmeli ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Uluslararası Ekonomik İşbirliği Forumu’nda yaptığı konuşmada, herkesin YTL’nin aşırı değerli olmasından şikâyet ettiğini belirterek ‘‘Biz 3 yıl önce bunun uyarısını yapmış, kur seviyesinin aşağı çekileceğini, döviz üzerindeki baskının azaltılması gerektiğini söylemiştik’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, ‘‘Bunu yapmanın etkili bir yolu ihracat dövizinin YTL ’ye dönüşümünü sağlayacak kararı almaktır. Cari açığın riski tartışılacağına, kısa sürede etkisini gösterecek bunun gibi basit düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır’’ dedi. TOBB Başkanı, Türkiye’nin, insanına altyapı sağlanması halinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girecek beşeri sermayeye sahip olduğunu da söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) özelleştirmesini kazanan OYAK, şirketi almak için kurduğu Ataer Holding’e Fransız çelik devi Arcelor tarafından yapılması planlanan yüzde 41’lik ortaklıktan vazgeçildiğini bildirdi. OYAK, buna karşın ERDEMİR’i almak üzere 6 Mart’a kadar Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile sözleşme imzalayacağını açıkladı. OYAK ve Arcelor’un, ERDEMİR hisselerinin satın alınması işleminin bitmesinden sonra, gerekli tüm yasal izinlere tabi olmak kaydıyla, müzakerelerini devam ettirecekleri bildirildi. OYAK’tan yapılan açıklamada, Ataer Holding’in yüzde 41 oranındaki hissesinin Arcelor’a devrinin uygun olup olmadığının tespitine ilişkin Rekabet Kurulu’na 29 Aralık 2005 tarihinde başvurduğu anımsatıldı. Gerekli kararın ne zaman alınacağına yönelik net bir tarihin belirtilmediği ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi: ‘‘Hisselerin devralınması için ÖİB’ce tanınan süre 6 Mart 2006 tarihinde dolmaktadır. Dolayısıyla Rekabet Kurulu’ndan bir karar için beklemenin sürdürülmesi durumunda 3 milyar ABD Doları mertebesinde finansman ve destek sağlayan Türk ve yabancı bankaların hazırlıklarını yapabilmeleri ve Türk ve uluslararası hukuk gereklerinin yerine getirilebilmesi açısından bir zaman sıkıntısının doğmakta olduğu değerlendirilmiştir.’’ 2 8 6 M İ LYO N Y T L Protestolu senette artış yüzde 46 ANKARA (ANKA) Ocak ayında 285 milyon 989.3 YTL tutarında, toplam 91 bin 851 adet senet protesto edildi. Merkez Bankası’nın verilerine göre, ocakta protesto edilen senet sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 46.1, senetlerin toplam tutarı ise 58.25 arttı. Geçen yıl ocakta 180 milyon 715.2 YTL tutarında, 62 bin 735 adet senet protesto edilmişti. Ocak ayında 85 bin 152 adet çek ise karşılıksız çıktı. Sabancı Fransız tavuğuna yatırım yaptı Gıdasa Çiftlik İş Birimi, Ömür markası ile yaklaşık bir yıl önce girdiği beyaz et pazarına, Fransız Sasso ırkından ürettiği ‘‘Ömür Doğa ÇiftliğiÇiftlik Pilici’’ni sundu. Yeni ürünün tanıtım toplantısında konuşan Gıdasa Çiftlik İş Birimi Genel Müdürü Hasan Tulgar, bir yıldır sürdürdükleri araştırmalar sonucunda pazarda önemli bir boşluk gördüklerini ve lezzetiyle ünlü Sasso ırkını Türkiye’de üretmeye karar verdiklerini açıkladı. Mevcut ırklara göre vücudundaki yağ dağılımı daha dengeli olan Sasso’nun beslenmesinde yalnızca yemlik tahıl ve bitkisel protein bazlı yem kullanılıyor. YKB için çağrı fiyatı 6.50 YTL Ekonomi Servisi Koçbank, Yapı Kredi Bankası (YKB) hissedarlarına 6.50 YTL’den çağrı yapacak. Koçbank, SPK’ye daha önce Yapı ve Kredi Hisseleri için 5.35 YTL’den çağrı yapmak üzere başvurmuş ancak SPK çağrı fiyatının en az 6.46 YTL olarak belirlenmesi gerektiği görüşüyle başvuruyu geri çevirmişti. Koçbank açıklamasında, YKB’nin hisse senetlerinin yüzde 58.22’sinin satın alınması nedeniyle ortaya çıkan, diğer hissedarlara çağrı yapılmasına ilişkin olarak SPK’ye yapılan başvurunun onaylandığı bildirildi. soner@cumhuriyet.com.tr İESOB Esnaf ‘durgunluk’ toplantısı yaptı İZMİR (AA) İzmir Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği (İESOB), çarşılardaki durgunluğa dikkat çekmek amacıyla Kemeraltı Çarşısı’nda esnafla birlikte basın toplantısı düzenledi. Birlik Başkanı Mehmet Ali Susam, borsa, faiz, yabancı sermaye gibi ‘‘sanal dünyada’’ rakamların iyi gözüktüğünü, ancak çarşıdaki değerlerin aynı olmadığını belirtti. Susam, ‘‘Kriz dönemlerini aratan bir durgunluk yaşanıyor’’ diye konuştu. B İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr motorlar üretme tekniğinde başarısız olan Çinli otomotiv üreticileri için yeni bir kapı açılmış olacak. Tüm bu gelişmelerin Türkiye’den de yakın planda izlenmesi gerekiyor. Zira tehlike çanları inanılmaz hızla çalmaya başladı. Yaklaşık 2.5 milyon kişinin çalıştığı tekstil ve giyim sektöründe son 810 ayda 150200 bin kişinin işini kaybetmesi asla hafife alınacak bir olay değil. Üretimden giderek uzaklaşıyor ve borçlanarak büyüyoruz. En hızla gelişen sektör inşaat. Projelere, mimari planlara bakarak, daha hiç inşaatı başlamamış konutlar için kredi alarak ödeme yapıyoruz. Kredi kartlarını taksitlendirerek borcumuza borç katıyor, tüketimi körüklüyor ve sonra da bununla övünüyoruz. ‘‘Artık asla kriz çıkmaz’’ havası enjekte edildikçe harcalamalarda coşuyoruz... Dünyadaki gelişmelere kulak tıkayan AKP hükümetinin, rüzgârın ters esmesi olasılığına karşı bir B planı belli ki yok. Peki ya sizin?.. Geçen ay sonunda gerçekleştirilen Davos zirvesinin oturumlarından biri ‘‘teknolojinin yeni sınırları’’ temasına ayrılmıştı. Küresel değişimin ana oyuncusu, sıçrama yaratan teknolojiler olduğu icin, konu son derece önemli idi. Küçük ve orta ölçekli işletmeleri temsilen 33 kişinin katıldığı toplatıda 3 ana eksen üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu: Bilişim, enerji ve biyoloji. Katılımcıların 7’si Asya’dan (ağırlıklı olarak Çin, Hindistan ve Japonya), 20’si ABD, 2’si İsrail, 2’si Alman ve 2’si de İngiliz şirketlerinin temsilcileri idiler. Katılımcı tablosu dengeleri ortaya koyması açısından ilginç. Yakın bir zamana kadar dünyayı yönlendirenler ABD ve Avrupa idi. Yakın gelecekte (hatta şimdi) ise yeni yöneticiler ABD, Çin ve Hindistan. Avrupa bir süreden beri ikinci ligde. Hem ekonomik, hem teknolojik hem de dış siyaset bağlamında. Çin ve Hindistan ise tekstil ve düşük kaliteli çelik üretimi ile yetinmeyeceklerini çoktan gözler önüne serdiler. Hızla mühendis Baş Aşağı Durumlar!.. kadrolarını geliştiriyor, ArGe harcamalarına ayırdıkları payı arttırıyorlar. Sözle dile getirilmeyen yepyeni bir dünya savaşı içindeyiz aslında: Beyin gücünü çekme savaşı. Bir diğer deyişle ‘‘En iyilerini nasıl kendi bünyemize alırız?’’ mücadelesi. Başta ABD ve Hindistan olmak üzere üniversiteler ve şirketler bu alanda epey öndeler. Avrupa yine geride. Yurtdışında da ciddi bir atak içinde oldukları kesin. Batılı dev şirketleri satın alarak teknolojilerini geliştirme gayreti içindeler. En son örnek ise Mittal. Mittal’in FransızBelçika devi Arcelor’a verdiği yüksek teklife karşı, satın almanın karşısındaki büyük direnç hızla yayılıyor. Fransa, hatta Avrupa’nın birçok ülkesinde ‘‘korumacılık’’ giderek ön plana çıkıyor ve Mittal karşıtı gösteriler yoğunlaşıyor. İşe siyaset de boğazına kadar bulaşmış vaziyette. Önceki gün Hindistan’a resmi bir ziyaret için giden Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Başbakan Manmohan Singh’in ciddi bir uyarısı ile karşılaştı. Singh, Chirac’a ‘‘Mittal konusunda adil olun’’ çağrısında bulundu. Çin ise şimdi de Çin işi otomobilleri ile dev üreticilere kafa tutmaya hazırlanıyor. Daimler Chrysler ve BMW’nin ortak girişimiyle Brezilya’da kurulan Campa Largo motor fabrikasına göz diken Çinli işadamı Yin Mingshan, bu fabrikayı parça parça söküp 8 bin mil öteye, Çin’deki kendi fabrikasının yanına taşıma planları yapıyor. ABD’lilerin ve Almanların yüksek teknolojilerinin kullanıldığı bu fabrikada dünyanın yakıt tasarrufunda en başarılı motoru olan Tritec motor üretimi de yapılıyor. Bu girişim sayesinde, ABD ve Avrupa’ya ihracat yapmaya hazırlanan, ancak kendi kendine kaliteli ve güvenilir 550 firmalı Food Product ANTALYA (AA) Antalya’da önceki gün açılan 13. Uluslararası Akdeniz Yiyecek ve İçecek Fuarı’a (Food Product) katılan 550 firma, dünyanın en küçük rakı şişesinden balık çeşitlerine kadar ürünlerini sergiliyor. Firmaların lokantaya çevirdiği fuar alanında en çok ilgiyi ise kılıçbalığı görüyor. SİLKAR’DAN TURİZME 45 MİLYON AVRO Turizm sektöründe faaliyet gösteren Silkar Turizm, dinlence, kültür, golf ve kongre turizmi yatırımlarını LykiaGroup kurumsal kimliği altında yeniden yapılandırdı. LykiaGroup Yönetim Kurulu Üyesi Attila Silahtaroğlu, 2005 yılını 30 milyon Avro ciro ile tamamlayan grubun, 2007 Mayıs ayına kadar 45 milyon Avro’luk bir yatırım yapmayı, çalışan sayısını da 1000’den 1500’e çıkarmayı hedeflediğini açıkladı. LykiaGroup Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Silahtaroğlu Antalya Belek’te yapımı süren LykiaGolf’ün önümüzdeki yıl mayıs ayında tamamlanacağını kaydeden Silahtaroğlu, burada denize sıfır golf tesisi inşa ederek, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerini söyledi. LUTFHANSA’DAN 1 MİLYONUNCU MİLES&MORE Lufthansa Alman Havayolları’nın Dubai Bölge Müdürlüğü’ne dahil olan Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 25 ülkedeki, yolcuların uçuşlarında mil biriktirmelerine yönelik üyelik sistemi olan Miles&More üye sayısı 1 milyona ulaştı. Bir milyonuncu üye olan İngilizce öğretmeni Şirli Ender Büyükbay’a (ortada), Lufthansa Pazarlama Bölümü Başkanı Harald Eisenaecher (sağda) tarafından üyelik kartı ile birlikte iki adet kıtalararası business class bilet hediye edildi. Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Dinçer Alpman da (solda) Büyükbay’a 15 bin YTL değerinde 15 bin mil hediye etti. Lufthansa’nın geçen yıl Türkiye’de 50 milyon Avro’luk ciroya ulaştığı belirtildi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle