17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kadıköy’de bir eve zorla girerek çok sayıda tarihi eseri çalan hırsızlar Bin Ladin’in adamları çıktı 9 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA El Kaide’den İstanbul’da gasp MEHMET FARAÇ 367 mi Dediniz?.. Tartışma giderek yoğunlaşıyor.. Tayyip Bey, Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koyacak mı, koymayacak mı? Koyacak!.. Hayır, koymayacak!.. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ülkü Azrak, “Cumhurbaşkanı seçimi sırasında Meclis’te en az 367 milletvekilinin olması gerekir” dedi. TBMM Başkanı Bülent Arınç, “Ben Meclis’te 183 kişi var mı yok mu ona bakar, toplarım” yanıtını verdi. Tartışma giderek daha da büyüyecek!.. Bana sorarsanız, Tayyip Bey canı isterse adaylığını koyar, sonuç olarak da cumhurbaşkanı seçilip Çankaya’ya çıkar... Neden çıkmasın!.. Erbakan Hoca’nın “yaramaz ve haylaz çocukları” 3 Kasım 2002 seçimlerinde “umudun türküsü” olup yüzde 34 oyla, Meclis’te yüzde 65 sandalye kazanıp iktidar oldu... Aradan tam dört yıl geçti dostlar!.. Dört yılda neler yaptılar neler! Devlet kadrolarında “vekâleten atama” yöntemini yaşama geçirdiler; bu bir. Tarikat şeyhlerinin, şıhlarının müritlerini istihbarat örgütlerinin başına atadılar; bu iki, Milli Eğitim kadrolarına, Sağlık Bakanlığı’na Nakşi ve Fethullahçı müritleri doldurdular; bu üç... Saymakla bitmez!.. Şimdi Türkiye neyi tartışıyor? AKP 367’yi Meclis’te bulamayacağı için cumhurbaşkanını seçemez... Nasıl seçemez? Bal gibi seçer!.. Onlar için demokrasi bir araçtır!.. ??? Çıkarırlar emekli büyükelçileri, vakıf üniversitelerinin bilim insanlarını, malum medyanın köşe yazarlarını, önce halkın kafasını karıştırırlar, sonra da “demokrasi, özgürlük” şarkıları söyleyip cumhurbaşkanını bal gibi seçerler... Bütün mesele Tayyip Bey’in cumhurbaşkanı olup olmayacağı... Bence olmaz!.. Bir bakarsınız Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ı aday gösterir Tayyip Bey... O zaman ne olacak? CHP’li milletvekillerinin Meclis’i terk edeceği aklımın ucuna bile gelmiyor... Tayyip Bey Cumhurbaşkanlığı’na aday olur mu? Olur!.. O zaman ne olacak? İşte bütün mesele budur!.. Tayyip Bey’in yargıda kaç dosyası var? Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan daha fazla!.. Tayyip Bey, AKP’nin oylarıyla cumhurbaşkanı seçilir. Çünkü Tayyip Bey’e “367” vız gelir!.. Hiç kimse, bugün Türkiye’nin geldiği noktayı nedense pek görmek istemiyor... Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet hastanelerinde yoğun bakım üniteleri “haremselamlık” olarak ikiye ayrılıyor, sıkmabaşlı kadın doktorlar, hemşireler erkek hastaları muayene etmiyorlar... Okullarda öğretmen odaları mescide dönüştürülüyor, 2007 bütçesinde Diyanet’e 1.6 milyar YTL ayrılırken Dışişleri’ne 690 milyon YTL ayrılıyor... Türkiye, Dışişleri Bakanlığı’na Diyanet kadar önem vermiyor.. neden? Yolsuzluk ve rüşvet kol geziyor Türkiye’de... Kimse kimseye dokunamıyor... Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Meclis kürsüsünde “Ben El Kadı’ya kefilim” diyebiliyor... ??? Bakın, köktendinciler Kurban Bayramı nedeniyle “deri” peşindeler... TSK’nin raporuna göre Hizbullah, cami dernekleri, Kuran kursları adına “deri” toplayacak... Nasıl önüne geçilecek bunun? 2006’nın son gününe giriyoruz... Türkiye’de hukuk çiğneniyor, anayasa çiğneniyor, 301. maddeden yargılanmalar sürüyor... Şeyhler, şıhlar, El Kadı’lar, Ofer’ler, kurban derileri... Yoksulluk ve yolsuzluk!.. ABD ve AB’nin desteğinde Türkiye’ye “ılımlı İslam” biçildi. Dinciliğin ılımlısı ılımsızı olmaz. Öyle bir model hiçbir İslam ülkesinde de yok. O ülkelerde ne laiklik var, ne demokrasi ne de özgürlükler... ABD ve AB, Türkiye’de “laikliğin” altını oyuyor beyler, paşalar!.. Gözlerinizi açarsanız görürsünüz!.. El Kaide, başta Irak ve Afganistan olmak üzere birçok ülkede, özellikle ABD’ye karşı yoğun bir savaş yürütürken örgütün Türkiye’deki uzantıları sahte evrak düzenlemekten çek senet tahsilatına kadar uzanan suçlara karışıyor. İstanbul’da bir antika koleksiyoncusunun soyulması olayının ardında da El Kaide bulunuyor. Soygunculardan birinin İstanbul ve Bursa’da çökertilen El Kaide hücresiyle bağlantısına da dikkat çekiliyor. El Kaide militanları yıllardır Irak’taki işgal güçlerine karşı yürütülen savaşın ön saflarında yoğun mücadele veriyor. Örgütün ABD, İspanya, İngiltere ve Türkiye’de gerçekleştirdiği kanlı saldırılar unutulmuyor. Selefi ideolojisini küresel cihad uğruna şiddete dönüştüren örgütün birçok militanı da Afganistan, ? İstanbul’da bir antika koleksiyoncusunun soyulması olayının ardında da El Kaide bulunuyor. Soygunculardan birinin İstanbul ve Bursa’da çökertilen El Kaide hücresiyle bağlantısına dikkat çekiliyor. Çeçenistan, Kosova gibi “cihad bölgeleri”nde amansız bir savaş yürütüyor. Örgüt ideolojisini dünyaya yaymak için özellikle Bağdat’ta binlerce militanını feda ederken Türkiye’deki uzantıları tıpkı İslami Hareket ve Hizbullah gibi artık suç örgütlerinin soygun ve gasp gibi faaliyetlerine yöneliyor. İstanbul’daki bir gasp olayı, Türkiye’deki radikal dinci grupların şiddet ve çıkar uğruna başlattığı ideolojik erozyonun, dünyanın en radikal ve en organize grubu olan El Kaide’nin gücünün bile nasıl amaç dışı kullanıldığını gözler önüne seriyor: 18 Ekim günü kimliği belirsiz üç kişi “Cerrahpaşa Hastanesi’nden çiçek getirdik” diyerek 91 yaşındaki doktor Kazım Ertürk’ün Kadıköy Bağdat Caddesi’ndeki evinin kapısını çalıyor. Şahıslar eve girer girmez Dr. Ertürk ve Özbek asıllı hizmetçisinin ellerini bağlayarak etkisiz hale getiriyor. Üç saldırgan daha sonra Ertürk’ün kasada bulunan Osmanlı dönemine ait paha biçilmez 600 adet altın ve gümüş sikkeden oluşan koleksiyonu ile çok sayıda tarihi eseri alarak kayıplara karışıyor. İlginç ilişkiler... Polis bunu önce sıradan bir gasp olayı olarak ele alıyor. Soruşturma önce antika satıcı İSTANBUL’DA OPERASYON Acentada 3 bin yıllık heykelcik GÜL VONAL ları üzerinde yoğunlaşıyor ve bazı sabıkalıların ilişkileriyle ilgili kapsamlı bir inceleme yapılıyor. İki antikacıyı yakın izlemeye alan dedektifler gasp olayının profesyonelce gerçekleştirilmesinden kuşku duyarak soruşturmayı derinleştiriyor. İstanbul Emniyeti’nin istihbarat ve asayiş şubesine bağlı ekipler hizmetçi kızın çizdirdiği robot resimden yola çıkarak 2 aylık çalışmanın ardından zanlıların kimliklerini belirliyor. Polis geçen hafta 6 adrese yaptığı baskında, aralarında eski milli hentbolcü Nurhan G. ve eşinin de bulunduğu 2’si kadın 13 kişiyi gözaltına alıyor. Zanlıların yakalandığı Sultanbeyli, Bağcılar ve Yalova’da daha önce de radikal dinci hücrelere sıkça rastlanması dikkat çekiyor. Zanlıları sorgulayan polis, çetenin liderliğini daha önceden tarihi eser satmak suçundan sabıkası bulunan E. U’nun yaptığını belirliyor. Ancak soruşturma derinleştirildikçe çarpıcı ilişkiler ortaya dökülüyor. Antikacıların radikal dinci grupları soygun ve gasp olaylarında taşeron olarak kullandığı anlaşılıyor. Kimi yayın organları, İBDAC iddiasını ortaya atıyor. Taşeron El Kaide... Nitekim gerçeğin hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor. Polis, soygunu yapanlardan Nail Yiğit ve Ahmet Gündüz’ün El Kaide bağlantısından söz ediyor. Gündüz’ün daha önceleri Çeçenistan ve Kosova gibi cihad bölgelerine gidip geldiği, buralara adam gönderdiği ve El Kaide hücreleriyle ilişkisi olduğu saptanıyor. Yetkililer, Selefi geleneğinden gelen Yiğit’in 2004 yılının Haziran ayında NATO vadisini hedef almaya çalışırken İstanbul ile Bursa’da patlayıcılarla birlikte ele geçirilen El Kaide hücresiyle ilişkisi olduğunu da belirliyor. Mahkemeye çıkarılan çete üyelerinden Yiğit ve Gündüz’ün de aralarında bulunduğu 6 kişi tutuklanırken dikkat çekici bir olay daha yaşanıyor. Zanlıların avukatlığını, aralarında İstanbul bombacıları ve Antalya’da eylem hazırlığındayken yakalanan Louai Sakka’nın da bulunduğu çok sayıda El Kaide militanını savunan Osman Karahan üstleniyor. Karahan bu operasyonun ardından bir süre gözaltına alınıyor. Güvenlik birimleri çok sayıda El Kaide üyesinin çek senet tahsilatı ve sahte evrak düzenlemek gibi işlerle uğraştığını belirliyor ve bu militanları izlemeyi sürdürüyor. Faili meçhul gasp ve soygun dosyalarını da yeniden incelemeye alan polisin son operasyonu yalnızca bir gasp olayını değil, deşifre olan ya da cezaevinden çıkan, ancak finans ve eylem sıkıntısı çeken radikal dinci grupların nasıl suç örgütlerinin maşası olmaya başladığını da ortaya çıkarıyor. Operasyon aynı zamanda Türkiye’de sayıları hızla artan suç örgütleriyle, özellikle 2000 yılından bu yana denetim dışına çıkan radikal dinci grupların ilişkilerinin de dikkatle irdelenmesi gerektiğini zorunlu kılıyor. Usame bin Ladin’in adamlarının iki Bağdat arasındaki mücadele yönteminin ise ayrıca sorgulanması gerekiyor! İstanbul Mali Suçlarla Mücadele ekipleri, aldıkları ihbar doğrultusunda Fatih’te bir turizm acentesine baskın düzenledi. Yapılan baskında Bizans, Osmanlı, Roma dönemlerine ait 34 parça tarihi eser ele geçirip acente işletmecisini gözaltına alan ekipler, aynı işyeri merkezinde Arkaik döneme ait olduğu öğrenilen 3000 yıllık bir kadın adak heykelciğine de el koydu. Alınan ihbar doğrultusunda önceki gün baskın yapılan acentede aramalarda bulunan mali polis ekipleri 1 adet Bizans dönemine ait pişmiş matara, 1 adet Osmanlı dönemine ait pişmiş toprak lüle, 6 adet Bizans dönemine ait Gümüş ve Bronz yüzükler, 23 adet Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait gümüş ve bronz sikkeler ile Arkaik döneme ait bir adet mezar stelli ve pişmiş toprak kadın adak heykelciği ele geçirdi. Ele geçen tarihi eserler içerisinde en değerlisi olan kadın adak heykelciğinin 3000 yıllık olduğu öğrenilirken operasyon kapsamında gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilen acente işletmecisi Nadir Vedik, çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tarihi eserler polis tarafından incelenmek üzere İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gönderildi. B Yeni yılın iddialı filmlerinden Beynelmilel dün vizyona girdi. 1982 yılında Adıyaman’da bir grup yerel müzisyenin başına gelen trajikomik olayları anlatan filmin ilk seyircili gösterimi öncesi filmde yerel müzisyenlerin (gevende) bir kısmını canlandıran Mersin Belediye Bandosu, film müziklerinden oluşan mini bir konser verirken filmin yönetmenleri Sırrı Süreyya Önder ile Muharrem Gülmez ve oyuncular Cezmi Baskın, Meral Okay, eynelmilel gösterime girdi dece fonda var. Biz filmde daha çok bir babakız hikâyesini anlatıyoruz” diye konuştu. Cezmi Baskın ise “12 Eylül bir hançer gibiydi, karanlık, puslu günlerdi. Çektiğimiz acıları unutmuyorum ve 12 Eylül’ü hâlâ bitmiş saymıyorum, köklü reformlar olmazsa. 12 Eylül bizim hayatımızdan hiç çıkmayacak. 12 Mart ve 12 Eylül’ün filmlerinin yapılmasının, kitaplarının yazılmasının zamanı gelmiştir” dedi. (SELİN GÖRGÜNER) Özgü Namal, Umut Kurt, Nazmi Kırık, Şahin Irmak da Beyoğlu AFM Fitaş Sineması’ndaydılar. Filmin başrol oyuncularından Özgü Namal, basın mensuplarının soruları üzerine 1980 askeri darbesini Nazi Almanya’sına benzeterek “O dönemi yaşamasam da yaşayanlardan duyuyorum, araştırıyorum. Bence Nazi Almanya’sında Yahudilere yapılanlarla aynı, çok trajik, çok üzücü bir dönem. 80’li yılların siyasal ortamı ve askeri darbe sa YURTDIŞINDAN GELENLER Cep telefonu için kolaylık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yılbaşından itibaren yurtdışındaki yurttaşların yurda girişte cep telefonlarını gümrük memurluğuna ibraz etmesi koşulunun kaldırıldığını, cep telefonlarının bir defaya mahsus kayıt ettirilmesi durumunda sorunsuzca kullanılabileceğini bildirdi. Yurda girişte cep telefonlarının gümrük memurluğuna ibraz edilmesi koşulunun kaldırıldığını ifade eden Yıldırım, ancak bir kişinin bir takvim yılında sadece bir adet cep telefonunu yurda geldiğinde kayıt altına alabileceğine dikkat çekti. The Marmara Oteli’ndeki kafeye konulan bombanın patlaması sonucu Kutlar yaşamını yitirmişti Hain saldırının 12. yıldönümü İstanbul Haber Servisi Gazetemiz yazarı, şair, sinema eleştirmeni Onat Kutlar ile arkeolog Yasemin Cebenoyan’ın yaşamlarını yitirmelerine neden olan bombalı saldırının 12. yıldönümü bugün. Kutlar ile Cebenoyan’ın yaşamlarını yitirmelerine neden olan bombalı saldırıya ilişkin dava ise hâlâ sonuçlanmadı. The Marmara Oteli’nin girişindeki kafeye terör örgütü üyelerince önceden yerleştirilen bomba, 30 Aralık 1994’te patlamış, Cebenoyan yaşamını yitirmişti. Patlamada ağır şekilde yaralanan yazarımız Kutlar ise saldırıdan 12 gün sonra, 11 Ocak 1995’te yaşamını yitirmişti. Saldırıya ilişkin dava ise hâlâ sürüyor. Yargıtay, gazetemiz yazarı Kutlar ile Cebenoyan’ın yaşamlarını yitirmelerine neden olan bombalı saldırının da aralarında bulunduğu çok sayıda eylemi terör örgütü PKK/KongraGel adına gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan 20 sanık hakkında veOnat Kutlar. rilen kararı bozdu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararında, sanıklar Deniz Demir ve Hicran Kaçmaz’ın “Topluma Kazandırma Yasası’na başvurularının incelenmeden karar verilmiş olması’’ bozma nedeni sayıldı. Dairenin kararında, “Sanıklar Deniz Demir ve Hicran Kaçmaz’ın 4959 Sayılı Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlanma istekleri karşısında hukuki durumlarının buna göre yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, aralarında fiili ve hukuki bağ bulunması nedeniyle tüm sanıklar yönünden bozmayı gerektirmiştir’’ denildi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 65 YAŞINDA İDDİASI ‘Bomba taşıyan’ kadına 18 yıl hapis DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Kuzey Irak’ta “Doğan” kod adlı bir PKK’liden alınan Compose A tipi plastik patlayıcıyı oğlu Mehmet Salih Ürün ile birlikte, Abdulhakim Cengiz adlı bir kişiye götürmek üzere taşırken Batman’da yakalanan ve gerçek yaşının 65 olduğu öne sürülen Elfo Ürper adlı kadın, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar oturumuna, hakkında TCY’nin silahlı örgüte üye olmak suçunu düzenleyen 314/2 maddesi ve örgüte silah temin etme suçunu düzenleyen 315. maddesi uyarınca 15 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istenen Ürper ve diğer tutuklu sanıklar oğlu Ürün ile Cengiz katıldı. Oturumda sanıkların avukatları Tahir Elçi ile Servet Özen, savcının ceza isteyen esas hakkındaki görüşü üzerine son savunmalarını yaptılar. Beraat isteyen avukat Elçi, Ürper’in oğluna yardım etmek amacıyla patlayıcı olduğunu bilmediği maddeleri alarak Uludere’den Batman’a geldiğini savundu. Kısa bir ara veren heyet, sanık Cengiz’i örgüt üyeliği ve patlayıcı sağlamaktan 15 yıl, Ürün’ü aynı suçlardan 21 yıl ve Ürper’i de örgüt üyeliği ve örgüte patlayıcı temin etmekten 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. KIZI DOĞUM YAPTI Erdoğan dede oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dede oldu. Başbakan Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ile Berat Albayrak çiftinin bir erkek çocukları dünyaya geldi. Doğumun Gebze yakınlarındaki Anadolu Sağlık Merkezi’nde gerçekleştiği öğrenildi. Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın doğum sırasında kızının yanında olduğu bildirildi. Anne ve bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Diyarbakır’da çocuklar çıplak elle, 2 YTL karşılığında hindi tüylerini yoluyor. (Fotoğraf:AA) Çocukları göz göre göre ölüme atıyorlar DİYARBAKIR (AA) Diyarbakır’da 50’ye yakın çocuk yasak olmasına rağmen yılbaşı öncesi çıplak elle 2 YTL’ye hindi tüylerini yoluyor. Diyarbakır’ın Urfakapı semtinde yılbaşı ve bayram öncesi, satışı yasak olmasına rağmen köylerden kümes hayvanları getiren vatandaşlar, yaklaşık 3040 YTL karşılığında satışa sunuyor. Hayvanları satın alıp kestiren vatandaşlar, aynı yerde çocuklara 2 YTL karşılığında temizletiyor. Kuş gribi tehlikesine aldırmayan çocuklar, çıplak elle hayvanları temizlerken, elleri kan içerisinde kalıyor. Tarım İl Müdürü Mustafa Kayhan, kente raporsuz hayvan girişinin yasak olduğunu belirterek “Büyükbaş hayvanları biz kontrol ediyoruz. Kümes hayvanlarını ise belediye kontrol ediyor’’ dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Nedim Yaşlı ise geçen yıl Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca kuş gribi salgını tehlikesine karşı kümes hayvanlarının satışının yasaklandığını belirtti.Yaşlı, kümes hayvanlarının kentte satışının halen yasak olduğunu vurgulayarak, “Satışları engellemeye çalışıyoruz’’ dedi. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle