17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2006 PAZAR 6 HABERLER CHP’li Öymen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaptığı incelemelerin sonucunu rapor haline getirdi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Yassah Hemşerim’ ve Kutsal Papa Sevgili, 1988 yılı yazında, emekli deniz subayı dostum Tevfik Uran ve eşi Leyla ile ABD’nin en güzel butik kentlerinden biri, eşsiz Annapolis’i geziyorduk. Bir ara dostum sordu: Deniz Harp Okulu’nu da gezmek ister misin? Olur mu ki öyle şey, yasak değil mi ki, diye şaşkınlıkla sordum. Neden olmasın ki, diye yanıtladı beni. Okulun nizamiye kapısına geldik arabamızla, Tevfik gidip nöbetçiye sordu, o da bir şeyler söyledi. Arabaya döndüğünde, “Ben sana demedim mi” dercesine sordum dostuma: İngilizcede “Yassah hemşerim” nasıl deniyor? Yasak masak yok, gezeceğiz, dedi. Peki ne konuştunuz adamla? Birazdan yemek saatiymiş, kapılar kapanıp, ziyaret bitiyormuş da “Az vaktiniz kaldı, ama istiyorsanız buyurun” dedi, yanıtını verdi. Tevfik de, yasakların esas, özgürlüklerin istisna olduğu,”Yassah hemşerim” ülkesinden geldiği için şaşkınlığımı normal karşılıyordu. ??? Bu olayı Papa 16. Benedikt’in ülkemizi ziyareti vesilesiyle anımsadım. Papa 16. Benedikt’in, sekülarizm aleyhindeki sözlerini, uçakta söylediklerinin Regensburg konuşmasını anımsatmasını doğal karşılamak gerek. Adamın sıfatını, kimliğini ve düşüncelerini biliyoruz. Yine de gezisinin tahminlerin ötesinde iyi geçtiğini, Türkiye açısından da kimi yararlar sağladığını, Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini uçaktan karşılamasının olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Ama şunu da belirteyim ki, Papa Hazretleri, dört günlük gezisi sırasında, önce Ankaralılara, sonra da İstanbullulara cehennem azabının küçük bir eşantiyonunu tattırdı, tabii ki bunun kusuru kendisinde değildi. Türkiye’de iktidar, mülki amirler ve nihayet güvenlik güçleri, gezinin olaysız geçmesi için önlem almışlardı. Türkiye’de önlem almak, yasak koymak demektir. Onlar da bol bol önlem aldılar, yani yasaklar koydular, böylece trafik sorununu da çözdüler. Cuma akşamüstü, genç dostum Enver Aysever geldi Kadıköy yakasından Cihangir’deki evime. “Çok kolay geldim, hâlâ Papa şoku atlatılmamış, kimse çıkmamış sokağa, yollar açıktı” dedi. Tabii trafiği yasaklayınca, araçlar yola çıkmayınca, tıkanıklık da olmuyordu. İstanbullular üç gün süresince, saatlerce ya trafikte kaldılar ya da yol kapatıldığı için kilometrelerce yolu zorunlu olarak yayan yürüdüler veya evlerinden hiç çıkmadılar. Papa’nın geçeceği yollarda önlem alınması doğaldı, ama bir gün boyunca kimi güzergâhların tümüyle trafiğe kapatılması, Türkiye dışında hiçbir ülkenin insanının aklının alacağı şey değildi. ??? Evet, genelde iyi geçen gezide yine sınıfta kalmıştık, ama önemi yoktu. Çünkü yabancılar bunu fark etmemişlerdi. Önemli olan, yabancıların ne diyeceğiydi, vatandaş zaten emre, yasağa, azaba alışmıştı. “Vatikan Roma’nın göbeğinde, Papa orada yaşıyor. Orada da geziyor, bir yerden bir yere gidiyor. Roma polisi bizdeki önlemleri alsa kim bilir...” diye düşünürken Mehmet Barlas, Emre Kongar ile yaptığı televizyon programında durumu kendine yakışan bir espri ile özetledi: Roma’da böyle olsa, yandı ahali, o zaman “Papa Roma’da, halk komada” olacak. Neyse, konuyu kutsal papalardan biriyle ilgili bir öykücükle bitirelim. Papalardan birinin emektar bir oda hizmetçisi varmış. Her sabah aynı saatte gelir, Papa Hazretleri’ni uyandırırmış: Papa Hazretleri, dermiş, saat 06.00, dışarıda hava günlük güneşlik (ya da yağmurlu). Papa’nın yanıtı da hep aynı olurmuş: Teşekkür ederim evladım. Ulu Tanrı ve ben bunu zaten biliyorduk. 25 yıl sürmüş bu durum. Sonunda adamcağızın emekliliği gelmiş. Son gün son defa Papa’nın odasına girip hizmetini ifa etmiş: Papa Hazretleri saat 06.00, hava günlük güneşlik... Papa bermutat aynı yanıtı vermiş: Teşekkür ederim evladım, ulu Tanrı ve ben bunu zaten biliyorduk. 25 yıldır aynı cevabı almaktan bıkmış olan adam, bu kez bir kahkaha atmış ve, Nah biliyorsunuz, demiş, saat 08.30 ve dışarıda da şakır şakır yağmur yağıyor... ‘Yurtlar tarikatların elinde’ TÜREY KÖSE ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Doğu ve Güneydou Anadolu bölgelerinde yaptığı incelemelerden sonra hazırladığı raporda, bazı doğu illerinde tarikatların çok etkili rol oynadıklarına, öğrenci yurtlarının büyük bölümünün aşırı dinci tarikatların eline geçtiğine dikkat çekti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, bölgede yaptığı incemelerden sonra “Doğu ve Güneydoğu İllerimizle İlgili Değerlendirme Raporu” hazırladı. Bölgeler arası dengesizliğin çok ciddi sosyal sorunlar yarattığını vurgulayan Öymen’in bazı saptamaları şöyle: Bursa’da ortalama yaşam beklentisi 75 yıl iken, bu, Şırnak ilimizde 59 yıldan ibarettir. En önemli insan hakkı yaşam hakkı olduğu için Güneydoğu illerimizde yaşam beklentisinin bu kadar düşük oluşu ciddi bir insan hakkı ihlali sayılmalıdır. Türkiye toplam milli gelir açısından dünyanın ilk 20 ülkesi arasında yer almasına rağmen insanların gelir düzeyini, eğitimini ve sağlık ko ? CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, bölgeler arası dengesizliğin çok ciddi sorunlar yarattığını belirterek, “Bursa’da ortalama yaşam beklentisi 75 yıl iken, bu, Şırnak ilimizde 59 yıldan ibarettir” ifadesini kullandı. şullarını gösteren İnsan Gelişim Endeksi’nde 92. sıradadır. Kadınerkek eşitliği ve kadın hakları konusunda da maalesef 105. sıradadır. Ülke içindeki büyük dengesizlik dikkate alındığında Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde insanların yaşam koşullarının dünyanın en geri bölgeleriyle kıyaslanabilecek bir düzeyde olduğu bir gerçektir. ocakları hekim yokluğundan kapalı bulunmakta ya da sadece bir hemşire görev yapmaktadır. Batı’daki bazı illerimizde halkın % 93’ü okumayazma bilirken Güneydoğu Anadolu’da, örneğin Şırnak’ta bu oran % 60’a kadar inmemektedir. Bazı illerimizde okumayazma bilen kadınların oranı yalnızca % 33’tür. Bölgeye, özellikle Hakkâri gibi illerimize gönderilen öğretmenlerin çoğu yeterince mesleki tecrübe sahibi olmayan stajyer öğretmenlerdir. Hakkâri son yıllarda hem üniversiteye hem de ortaöğretime giriş sınavlarında sonuncu gelmektedir. Bazı okullar kış aylarında tezekle ısınmakta ve öğrencilerden her sabah okula gelirken yanlarında bir parça tezek getirmeleri istenmektedir. Bölgede kamu yatırımları fiilen durmuş gibidir. Ekonomik hedeflere PKK’nin zaman zaman saldırıda bulunması yatırımcılar için caydırı Bebek ölümleri Güneydoğu Anadolu’nun bazı illerinde doğan her bin bebekten 52’si ölmektedir. Bu, Avrupa standartlarının yaklaşık 10 misli üzerindedir. Bölgede her 10 bin kişiye düşen hastane yatağı sayısında da çok büyük dengesizlikler vardır. Örneğin, Ağrı ilinde her 10 bin kişiye düşen hastane yatağı sayısı Türkiye ortalamasının beşte biridir. Hakkâri Çukurca’da, bir pratisyen hekim bile bulunmamaktadır. Bazı sağlık cı bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda PKK, Özel İdare’nin yatırımlarına da zarar vermektedir. Kuzey Irak’tan bölgeye patlayıcı getiren PKK, demiryolu ve iş makinelerine saldırılarda bulunarak devletin bölgeye yönelik ekonomik faaliyetlerini tahrip etmektedir. Bazı önemli yatırımlar yarım bırakılmak zorunda kalınmıştır. Bölgedeki birçok köyde hâlâ içme suyu yoktur. Çevre alanında da çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Van Gölü’nün kıyısındaki bazı ilçelerin arıtma tesisi olmadığı için kanalizasyonları göle boşaltılmaktadır. Bu durum devam ederse Van Gölü’nün 30 yıl sonra kullanılamaz hale geleceği ifade edilmektedir. Onur Öymen, Düzce gibi gelişmiş bir ille Bitlis arasında teşvik tedbirleri bakımından bir fark bulunmadığını vurgularken, bu durumda yatırımcıların gelişmiş illeri tercih ettiğini söyledi. Öymen, bölgede büyük bir maden potansiyeli bulunduğuna dikkat çekerken, “Hakkâri’de bulunan çinko madeni o bölgenin kalkınmasında önemli rol oynayabilir” dedi. ‘Rektör seçimini üniversite yapmalı’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, AKP’nin rektör seçimleri konusunu üniversitelere bırakmasının anayasa gereği olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, yeni kurulan 15 üniversiteye kurucu rektör atamasının hükümet tarafından belirlenmesini öngören yasayı veto ettiğini anımsatan Gazalcı, “AKP’nin üniversite özerkliğine saygı göstermeyip denetimi altına almak istemesi kabul edilemez’’ dedi. CHP’deki hırsıza bakanlıkta suçüstü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve bazı kamu kurumlarında hırsızlık yaptığı belirlenen İsmail Hakkı K, Ulaştırma Bakanlığı’nda hırsızlık yaparken suçüstü yakalandı. Ulaştırma Bakanlığı’na önceki gün akşam saatlerinde ziyaretçi gibi gelen İsmail Hakkı K, S.K. adlı memurun cüzdanını ‘masa üstünden kaldırımcılık yöntemi’yle çaldı. Güvenlik görevlilerinin durumu polise haber vermesi üzerine İsmail Hakkı K. suçüstü yakalanarak gözaltına alındı. SİYASETTE KADIN Araplardan bile gerideyiz ? Sosyal Demokrasi Derneği Genel Başkanı Erol Tuncer’in araştırmasına göre, AB’ye üye ya da aday ülkeler arasında kadın parlamenter oranı en az olan ülke Türkiye. TÜREY KÖSE Özel afla çıktı, yine cezaevine girdi ? DİYARBAKIR (AA) Diyarbakır’da “Terör örgütü PKK adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak’’ suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılan, ancak 10 yıl yattığı cezaevinden özürlü olduğu için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedilerek çıkan Mürşit Aslan, terör örgütü adına para toplarken yeniden yakalandı. Aslan’a işlediği yeni suçtan dolayı 7.5 yıl hapis cezası verildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Telefonu sık çalan sevgilisini vurdu ? Yurt Haberler Servisi Zonguldak’ta Hüseyin Kaçan (42), cep telefonunun sürekli çalması üzerine, kendisini aldattığından şüphelendiği sevgilisi Ayşegül Petekli’yi tabancayla vurarak yaraladı. Eşinden bir süre önce boşandığı bildirilen 1 çocuk annesi Ayşegül Petekli’nin evine gelen Hüseyin Kaçan, cep telefonunun sürekli çalması üzerine Petekli ile tartıştı. Kaçan, daha sonra Petekli’ye ateş açarak omzundan yaraladı. Kaçan, polis tarafından gözaltına alındı. ANKARA Sosyal Demokrasi Derneği Genel Başkanı Erol Tuncer’in “Siyasette Kadın” araştırması, “Türkiye’nin kadın parlamenter oranı açısından AB’ye üye ya da aday ülkeler arasında en geride olduğunu, Arap ülkelerinin de gerisinde kaldığını” ortaya koydu. Erol Tuncer’in “Siyasette Kadın” araştırması Sosyal Demokrasi Derneği tarafından yayımlandı. Tuncer, “Türk kadını Batı ülkesinden çok daha önce elde ettiği haklara rağmen siyasal yaşamda yeterince etkin konuma gelememiştir” dedi. Tuncer, kadınlar aleyhine oluşan siyasal temsil eşitsizliğini gidermek için olumlu ayrımcılık anlamına gelen cinsiyet kotasının uygulanması gerektiğini vurguladı. Tuncer’in araştırmasında özetlenen siyasette kadın temsili ile ilgili bazı sonuçlar şöyle: 3 Kasım 2002 seçimlerinde siyasi partiler 1178 kadın aday (yüzde 11.7) gösterdi. En fazla kadın aday gösteren partiler TKP (yüzde 31.3), ÖDP (yüzde 27.4), DEHAP (yüzde 18.7) oldu. Kadın parlamenter oranı açısından Türkiye ortalaması (yüzde 4.4) Arap ülkelerinin de (yüzde 7.7) gerisinde. Türkiye’deki kadın parlamenter oranı dünya ortalamasının (yüzde 16.6) dörtte biri düzeyinde. AB’ye üye ya da aday ülkeler arasında parlamentolardaki kadın oranının en düşük olduğu ülke Türkiye. Adana’da sivil toplum kuruluşlarının yaptığı ve 12 bin kişinin katıldığı referandumdan “2007 bütçesine hayır” çıktı. Bütçeye ‘hayır’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odası’nın yaptığı referandumdan “2007 bütçesine hayır” çıktı. AKP il binası önünde referandum sonuçlarını açıklayan KESK dönem sözcüsü Dr. Mehmet Antmen, “Bu sonuç göstermiştir ki; Adana’da çalışanların yüzde 100’e yakını AKP hükümetinin hazırladığı bütçeye karşıdır. Çünkü bu bütçenin toplumsal yaşamı bütünüyle olumsuz etkileyecek bir dönüşümü hedeflediği görülmüştür” dedi. KESK, TMMOB ve ATO başkan, yönetici ve üyelerinin bulunduğu grubun İnönü Parkı’ndan başlayan ve “İnsanca yaşam istiyoruz”, “IMF’ye değil emekçiye bütçe”, “Parasız sağlık, parasız eğitim”, “IMF uşağı hükümet istifa” sloganlarıyla süren yürüyüş AKP il binası önünde sonlandı. Çok sıkı güvenlik önleminin alındığı görülen bina önünde 13 Kasım’da başlayan referandum sonuçlarıyla ilgili açıklama yapan Dr. Antmen şunları söyledi: “Bütçenin hazırlanışında halkın ve emek örgütlerinin katılım kanallarının yaratılmamış olması, bütçelerin egemen sınıfların tercihlerini yansıtan belgeler olmasına yol açmaktadır. Halkın ve emekçilerin bütçe kalemleri üzerinde söz ve karar sahibi olduğu katılımcı bir sürecin gerekliliği ortadadır. değil, birtakım çevrelere kaynak aktaran bir yapıdadır.” Daha sonra bu gerekçelere dayanarak yaptıkları referandum sonucu ortaya çıkan rakam ve görüntüyü özetleyen Dr. Antmen şöyle devam etti: “Adana halkından 12 bin 135 kişinin oy kullandığı sandıklardan 11 bin 378 ‘hayır’, 757 ‘evet’ çıkmıştır. Bu, halkın ne demek istediğinin bir özetidir. Biz de halkın istekleri doğrultusunda kararlar alınıncaya kadar, halk için, emekçi için bütçe yapılana kadar, çalışma yaşamı demokratikleşene, iş güvenceli istihdam yaratılana, herkese parasız sağlık, parasız eğitim sağlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.” Eylem, referandum sandıklarının sembolik olarak sayılması ve boşaltılmasıyla son buldu. Aşçı için açlık grevi ? İstanbul Haber Servisi Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri, F tipi cezaevlerindeki tecridin kaldırılması istemiyle ölüm orucu eyleminin 242. gününü dolduran avukat Behiç Aşçı’ya destek için Aşçı’nın Şişli’deki evinde bir gün açlık grevi yaptılar. TAYAD’lılar “Bizler anayız, babayız, evlatlarımızı öldürtmeyeceğiz” yazılı pankart açtılar. Devlet övünç madalyası ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da, 29 şehit ailesine ve malul gazilere ‘’Devlet Övünç Madalyası’’ verilecek. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada göreAtatürk Kültür Merkezi Konser Salonu’nda yarın düzenlenecek törende şehit yakınlarına ve malul gazilere madalyaların verileceği bildirildi. Referandum AKP hükümetinin yaptıkları da bütçesinde göstermiştir ki; bütçe bir yatırım ve büyüme aracı olmaktan çıkarılmış, bir gelir transferi mekanizmasına çevrilmiştir. Dolayısıyla bütçe, sosyal ve ekonomik büyümeyi sağlayan Silah tehdidiyle tecavüz iddiası ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Küçükçekmece’de evlenme vaadiyle kandırdığı 17 yaşındaki lise öğrencisi kıza silah tehdidiyle tecavüz ettiği öne sürülen Y.A. adlı kişi yakalandı. Y.A’nın üzerinde ve bulunduğu evde yapılan aramada, 2 adet ruhsatsız tabanca, 1 cep telefonu ile 2 SİM kartı ele geçirildi. 4 genç kıza daha tecavüz olayıyla ilgisi olup olmadığının da araştırıldığı belirtilen şüpheli, emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Beyoğlu’nda uyuşturucu operasyonu ? İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’nda düzenlenen operasyonda 17 kilogram esrar, 1250 adet ecstasy hapı ve 4 tabanca ele geçirildi. Sakızağacı Tarla Sokak’taki bir eve operasyon düzenleyen polis ekipleri, İ.E.V. adlı kişiyi gözaltına aldı. Helsinkiİstanbul uçağına biraz geç bindim. Türkçe gazetelerin çoğu bitmişti. Ben son kalanları toparladım. Milli Gazete, Vakit, Ortadoğu ve Yeni Asya gazetelerini okumaya başladım. Gündemdeki iki konu bu gazetelerin de temel ve öncelikli haberlerini oluşturuyordu: Papa’nın Türkiye ziyareti ve Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Komisyonu’nun raporu. Bu gazeteler gündelik hayatta pek önümüze çıkan gazeteler değil. O nedenle böylesine kritik günlerde neler söyleyip yazıyorlar diyerek merakla sayfalarını çevirmeye başladım. ??? Okuduğum gazetelerden Ortadoğu, MHP yanlısı; Milli Gazete, Saadet Partisi; Vakit, İslamcı kesimin radikallerinin sözcüsü; Yeni Asya ise Nurcuların yayın organları diye tanımlanabilir. Bir anlamda radikal sağ kesimlerin sözcüleri olduklarını da söyleyebiliriz. Önce Erbakan’ın Milli Gazete’siyle başladım. Papa konusunda yaklaşımı oldukça sertti. Manşet “Olacağı Buy Helsinki Dönüşü Bazı Gazeteler... du” şeklindeydi. Manşetin üzerinde şu değerlendirmeler yer alıyordu: “Papa ve Patrik, İstanbul’da Haçlı ittifakını tantanalı törenlerle ilan ederken, Avrupa Birliği ise Türkiye’yi şamar oğlanına çevirecek oyunlar peşinde.” Milli Gazete’nin haberindeki spotlarında da şunlar yer alıyordu: “Papa’nın meydan okuyan tavrı ve AB’nin Türkiye’yi istiskal eden davranışları karşısında basiretsiz iktidar sadece seyirci.” Gazetedeki köşe yazıları da benzer eleştirileri dile getiriyordu. ??? Erbakan’ın Milli Gazete’sinden sonraki gazetem Devlet Bahçeli’nin Ortadoğu’su oldu. Gazetenin manşeti AB ile ilgiliydi: “Kriter Avuntusu.” Haberin altında ise şöyle deniyordu: “Halkın desteğini günden güne kaybeden AKP hükümeti, en büyük destekçisi AB’nin önceki gün aldığı ‘müzakereleri askıya alma kararıyla’ tam bir hezimete uğradı… Sürekli ertelenen kriz nihayet patlak verdi ve Brüksel Ankara’ya açık açık ‘Ya Kıbrıs ya da müzakere’ şartı getirdi.” Ortadoğu’nun Papa ziyaretine ilişkin haberinde de eleştirel bir tutum göze çarpıyordu: “Patrik’e ekümenik sıfatlı davet.” Haberin devamında da benzer tutum sürüyordu: “Fener Rum Patriği Bartholomeos ‘ekümenik’ sıfatıyla Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nde konuşma yapmaya davet edildi.” Gazetedeki bir köşe yazısında ise tepkiler şöyle dile getiriliyordu: “Türkiye’nin başında Haçlı Cübbe giyecek kadar, ‘İnanç Hortumcusu’ olan Recep Tayyip Edoğan gibi biri varken, Papa’lar, Papazlar Türkiye’ye tatmin olmaya koşa koşa gelmelidir.” ??? Üçüncü gazete Vakit’in manşetinde şunlar yer alıyordu: “İkisi de Haçlı terörüne kör.” Spotlarda da benzer değerlendirmeler sürüyordu: “PapaBartholomeos buluşmasında KatolikOrtodoks dayanışmasına atıf yapılırken, İslam dünyasını kana boğan haçlı terörüne hiç değinilmedi.” Manşette yer alan iki din adamının fotoğrafının altına ise şu satırlar eklenmişti: “Papa 16. Benediktus, Fener Rum Patriği Bartholomeos’la dün de ayinde buluştu. Ortak bir deklarasyon yayınladılar ve yapılan vurgularla gerçek yüzlerini ortaya koydular.” Vakit’te AB konusunda küçük bir haber dışında başka bir şey yoktu. Nurcu kesimin gazetesi olarak anılan Yeni Asya’nın başlığı AB üzerineydi: “AB: Kapıyı Kapatmıyoruz”, önceki gün Helsinki’de görüştüğümüz Finlandiya Dışişleri Bakanı Tuomioja’nin bize söylediği “Karar muhtemelen değişecek” sözleri öne çıkmıştı. Yeni Asya gazetesinin Papa’nın ziyaretine ilişkin manşeti de şöyleydi: “Sultanahmet cemaate kapatıldı.” “Öğle namazını kılmak için camiye gelen vatandaşlar, polis bariyerleriyle karşılaştı.” ??? Dört gazetenin iki önemli konuya ilişkin yaklaşımları böyleydi. Milliyetçi ve İslamcı gazeteler Papa’ya ve AB’ye tepki göstermek konusunda ortak bir tutum içine girmişlerdi. Başka konularda anlaşamasalar da böylesine iki önemli konuda ortak tepki vermeleri dikkate değerdi. AKP’ye yakın Yeni Şafak gazetesi ise Papa ziyaretini ve AB Raporu’nu olumlu başlıklarla ele almıştı. ??? AB ile müzakere sorunu aralık ayı boyunca gündemimizi meşgul etmeyi sürdürecek. AB ise, sürekli Kıbrıs ve Türkiye ile meşgul olmanın gerginliğini yaşıyor. Önlerinde duran bir dizi konuyu doğru dürüst konuşmaya fırsat bulamadıklarından şikâyet ediyorlar. 70 milyonu geçen Türkiye, AB’nin önümüzdeki yıllarının stratejisinin değişmez ana tartışması olmaya devam edecek. Görünen o… CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle