Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ARALIK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Hükümetin, Sosyal Güvenlik Yasası’yla ilgili gelecek hafta karar alması bekleniyor DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Tek çatı’ erteleniyor IŞIK KANSU Çoğunluğun Diktası... Erdoğan, ABD’ye yaptığı geziden dönüşünde, sinei millete dönme tartışmasını “sanal siyaset” ifadesi olarak nitelendirdi. 1982 Anayasası’nın “İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu TBMM Başkanlık Divanı’nca tespit edildikten sonra, TBMM Genel Kurulu’nca kararlaştırılır” hükmüne adeta bir cankurtaran simidi gibi sarıldı. Sarılırken, kuşkusuz her önersine “baş üstüne” diyecek olan AKP’li milletvekillerinin çoğunluğuna güveniyor ve dayanıyor. Söz konusu milletvekilleri de, Nisan 2007 gelmeden ülkenin 11. cumhurbaşkanının kim olması gerektiğini bilmelerine gerek olmadığı gibi bir gerekçeden yola çıkıyor olmalı. Dönüş yolculuğunda, gazetecilerle yaptığı söyleşi sırasında , “vekilleri, örgütünün, halkın, sivil toplumun takdirlerini” değerlendireceğini, onlara rağmen bir adım atmak niyetinde olmadığını da söylüyor. Çoğunluk liderinin bu açıklamasında, 1961 Anayasası’ndan bu yana “demokratik parlamenter rejimin vazgeçilmezi” olarak nitelendirilen siyasi partilerin esamisi bile yok. Niye olsun ki? İstifa kurumunu tek taraflı olmaktan çıkartmaya kalkışan o garip ve emirkomuta anlayışını cankurtaran simidi gibi gören kafa, CHP’li ve Anavatanlı, belki de DYP, SHP, GP ve HYP’li parlamenterlerin özgür iradelerine, tıpkı kendi grubunun mensuplarına yaptığı gibi ipotek koyma gücünü ellerinde tuttuğunu şimdiden buyuruyor. Sinei millete dönme ya da “ben artık bu anlayış içerisindeki parlamentoda milletin bana verdiği temsil yetkisini kullanamayacağımı anladım” diye, alacağı maaş ve yollukları, dokunulmazlıklarını Bülent Arınç’ın başkanlık ofisine verecekleri dilekçelerle birlikte bırakmaya hazır olacak kadar yürekli insanları, Meclis oturumlarında namevcut sayıp, kervanını yürütmeye niyetli olduğunu söylüyor Sayın Erdoğan. Ama bana kalırsa çok büyük lokma yiyor. Ben, öyle bir parlamentoda üye olsam ve istifa hakkımı kullansam ve Bay Buyurgan, istifamı geçersiz saymaları emirkomutasını verse ne yapardım? Önce, parlamenter kimliğimle birlikte, ilk aylık ödemesinde beni bordro dışında bırakmaları için TBMM görevlilerini yasal yöntemlerle uyarırdım. Durumumu ayrıca Sayıştay’a da bildirir; adıma bankadaki hesabıma yatırılacak maaş ve ödeneklerin yasal olmayacağını da söylerdim. Anayasa Mahkemesi’ne de, söz konusu genel kurul kararının iptali için başvuruda bulunurdum. Dahası TBMM Başkanlığı’na, “Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine” karar vermesi için hakkımda her gün uyarı duyurusunda bulunurdum. Bu hukuk mücadelesi içerisinde, kendisi ya da buyuracağı kişi için cumhurbaşkanlığı seçimi yaptırtmak isteyen iktidar liderine, gerçek demokrasiyi otokrasi ile karıştırmadan minbere çıkmaması gerektiğini öğretmek amacıyla üstüme düşen görevi yapardım. Bir hukuk savaşımı başlatırdım. Bu savaşımdan, sadece AKP’nin genel başkanının değil; bir gün başka, öteki gün başka türlü açıklama ve yorumlarla vatandaşın kafasını karıştıran ve emin olun, partisini iktidara getirerek sorumluluk almaktan korkan Baykal’ın da yeterli dersleri almasıyla sonuçlanacak yeni bir dönemin kapısının açılması için muhalefet partilerinin, özellikle “ana” konumundaki CHP’nin önünde önemli fırsatlar oluşuyor. Yeter ki bunu kullanabilecek yürekle yola çıksınlar ve risk almayı göze alsınlar. ANKARA Hükümetin, Anayasa Mahkemesi kararı ile “sosyal güvenliğin tek çatıda toplanması” savı çöken ve 1 Ocak 2007’de yürürlüğe girecek olan “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun ertelenmesi için gelecek hafta karar alması bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun önceki gün topladığı Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu toplantısında ise sosyal taraflar yasanın ertelenmesinde görüş birliğine vardılar. İşçi ve esnaf temsilcilerinin, erteleme isteminin yanı sıra yalnızca memur kesimini kollayan iptal kararı veren Anayasa Mahkemesi’ne karşı tepkilerini de dile getirdikleri Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu toplantısında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yasanın kadük hale gelmeme ? Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu toplantısında taraflar, yasanın ertelenmesinde görüş birliğine vardılar. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının beklenmesi gerektiğini söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu, “Herkes reform ihtiyacını dile getirdi. En geç 25 Aralık’ta hükümet olarak tavrımızı belirleriz” diye konuştu. si için ertelenmesi gerektiğine değinerek, “Bu yasaya ‘Hayır’ demek, IMF’ye ‘Evet’ demektir. 6 ay gibi bir süre içinde bu reformu yeniden hayata geçirelim” diye konuştu. TİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, reformun Anayasa Mahkemesi kararı ile bir ayağının kırıldığına işaret etti ve “Bu halde 2 yol var. Ya vazgeçeceğiz ya da iki ayaklı sistemi kabul edeceğiz. Bunun anlamı yok. Reformdan vazgeçmeyelim, 6 aylık erteleyelim, bu sürede tekrar düşünelim” dedi. Toplantıda, diğer söz alan temsilciler ise şu görüşleri dile getirdiler: DİSK Başkanı Süleyman Çelebi: Yasayı sosyal devlet ilkesine göre yeniden düzenlemeliyiz. Sağlık alanı başta olmak üzere hukuka saygılı, eşitliği gözeten, adaletli bir sistem olmalı. Yasa gözden geçirilmeli ve ortak uzlaşı sağlanmalı. Hakİş Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arslan: Sistem tıkandı, bir reforma ihtiyaç var. Ama bu yapılırken fatura çalışanlara çıkarılmamalı. TESK Genel Başkan Yardımcısı Bendevi Palandöken: Hem Cumhurbaşkanı seçimini, hem de genel seçimleri göz önüne alarak makul bir sürede bu reformu gerçekleştirelim. TZOB Temsilcisi Necattin Demirtaş: Kesinlikle reform yapılmalı. Kısa vadede uygulanabilir hale getirilmiş yasa tekrar gündeme gelmeli. Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç: Hükümet, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçelerini yerine getirmek zorunda. Bu, bir anayasal zorunluluk. Yasa öncelikle ertelenmelidir. KamuSen Genel Başkanı Bircan Akyıldız: Kayıt dışını kayıt altına almak lazım. Bohçaya yama yapmayalım. Sistemi durduralım, yeni düzenleme yapalım. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul: Norm ve standart birliğinden yanayız, ama herkesin bir tarafın alt standardına çekilmesine de karşıyız. Biz reformun felsefesine itiraz ediyoruz. Bu yasa durdurulmalıdır. Toplantıda görüş açıklayan Türkiye Baralor Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, “Bu konu genel seçim lerden sonra oluşacak yeni parlamentoya bırakılmalı” önerisini getirdi. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, aynı sıkıntıların yeniden yaşanmaması için sosyal tarafların istemlerini içeren yeni bir yasadan yana olduklarını aktardı. Bakan Başesgioğlu ise toplantının sonunda yaptığı konuşmada, reformun bazı maddelerinin iptal edilmesine karşın kimi kazanımların kaldığına değinerek şunları söyledi: “Birbirimizi iyi anladık, tanıdık. Ülke sorunlarını aynı masa etrafında çözme umudu oluştu. Herkes reform ihtiyacını dile getirdi. Süreler konusunda farklı görüşler var ama, genel fikir ortaya çıktı. Gerekçeli karar beklenmeli. Ben düşüncelerinizi hükümete aktaracağım. En geç 25 Aralık’ta hükümet olarak tavrımızı belirleriz. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı bizi bir işçimemur ayrışmasına götürmemeli.” DMİ VE ODA FARKLI KONUŞUYOR İLKÖĞRETİM ‘Artık kışlar kurak ve sıcak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ocak ayına yaklaşılmasına karşın hâlâ yeterli yağışın düşmemesi, uzmanlar arasında da görüş ayrılıklarına neden oldu. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü (DMİ) yağışların beklenen miktarda olduğunu ve kuraklık tehlikesi bulunmadığını belirtirken, Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Diren, “Kişisel izlenimim, bu kışın bir miktar kurak geçeceği yönünde. Yazın da daha sıkıntılı günler yaşanacak” değerlendirmesini yaptı. DMİ’nin “yağdı yağacak” yönündeki bildirimlerine karşın, aralık ayının sonuna yaklaşan Türkiye, neredeyse kara hasret kaldı. Kuraklık tehdidinin iyiden iyiye boy gösterdiğini belirten uzmanlara karşın, DMİ, beklenen yağışların görülmeye başlandığını belirtti. Not sistemi 100’lük oluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) Başkanı İrfan Erdoğan, ilköğretimde de 100 üzerinden not verileceğini açıkladı. AA’nın haberine göre, TTK Başkanı Erdoğan, not sistemine ilişkin yeni düzenleme getirdiklerini, bu çerçevede ilköğretimde 100’lük not sistemi uygulanacağını anlattı. Erdoğan şöyle konuştu: “100 üzerinden not verildiği zaman öğrencilerin başarı sıralamasında bir sorun olmayacak. 5’lik not sisteminde bu mümkün değil. Çünkü sadece Ankara’da binlerce öğrenci 5 alıyor. Ama 100’lük sisteme geçtiğimiz zaman, 100’lük sistemle ilgili birtakım suiistimalleri önleyecek bazı tedbirleri de aldıktan sonra öğrenciler ilköğretimde gösterdikleri performans doğrultusunda rahatlıkla ortaöğretim kurumlarına yerleştirilebilirler.” Ortaöğretimde uygulanacak 100’lük not sistemine göre, öğrencinin puanı kaç ise karnesine ve diploma notuna bu puan yansıtılacak. Eski sistemde 100 üzerinden verilen notlar 5’lik not sistemine dönüştürüldüğü için öğrenciler arasında adaletsizliğe yol açtığı belirtiliyordu. ‘KÜRESEL ISINMAYA BAĞLI’ Analiz ve Tahminler Şubesi yetkililerinin verdiği bilgiye göre, dün sabah itibarıyla, son 24 saat içinde metrekareye Edremit’te 32.4, Gökçeada’da 30.7, İstanbul’da 12, Ankara’da 1.3 kilogram yağış düştü. Kar kalınlıkları ise Uludağ’da 10, Kartalkaya’da 15, Ilgaz’da 25, Kartepe’de 15, Palandöken’de de 9 santimetre olarak ölçüldü. Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Diren ise küresel ısınmanın iklim şartlarının normalden farklı seyretmesini etkilediğini, ancak yağış azlığının tek bir nedene bağlanmasının doğru bir yaklaşım olmayacağını ifade etti. Diren, Türkiye’nin 19251928 yılları arasında ve 1986 ile 1989’da bugünküne benzer kuraklıklar yaşadığına işaret ederek “Küresel ısınmaya bağlı kuraklıklar yaşanmaya devam edecek” dedi. Üniversitede şiddete tepki Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) son üç haftadır yaşanan gerginlik ve önceki gün meydana gelen olaylar, öğrenci velileri kentteki dernek, sendika ve siyasi partileri harekete geçirdi. Mersin Adliyesi önünde toplanarak olayları protesto eden grup adına konuşan İHD Mersin Şubesi Başkanı Celal Sonuvar, “Mersin’de bir provokasyon ortamı yaratılmak isteniyor. Rektör olaylar karşısında tarafsız olmalıdır. Gözaltında tutulan öğrencilerimizin eğitim hakkı sınırlandırılıyor. Öğrencilerimizin bir an önce serbest bırakılmasını ve eğitimöğretim hayatlarına kaldıkları yerden devam etmelerini istiyoruz” diye konuştu. Grup üyeleri, açıklamanın ardından polis kordonu eşliğinde İHD şube binasına kadar yürüdükten sonra olaysız dağıldılar. Öte yandan dün Van’da üniversite öğrencileri arasında gerginlik yaşandı. Beşyol mevkiinde üniversiteli olduğu bildirilen iki grup arasında kavga çıktı. Kavgaya karışan gruplar polis tarafından dağıtılırken 10 kişi gözaltına alındı. (Fotoğraf:AA) Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net BAKAN ÇELİK AÇIKLADI İSPANYA’DAKİ AYILAR Danıştay’a ve gazetemize saldırı davasında müdahil avukatın talebi kabul edildi Kış uykusuna yatamıyorlar Dış haberler Servisi İspanya’nın kuzeyindeki dağlarda yaşayan ayıların birkaç yıldır kış uykusuna yatmadığı açıklandı. Bilim adamları, bu durumun küresel ısınmaya bağlı olabileceğini belirtiyor. İngiliz Independent gazetesi, İngiltere’de aralık ayında hâlâ arıların, kelebeklerin ve kırlangıçların uçuştuğuna dikkat çekerek çoktan kış uykusuna yatmış olmaları gereken İspanya’daki ayıların hâlâ dağlarda gezindiğinin gözlendiğini yazdı. Ayılar, havaların soğuk olduğu ve yiyecek bulmanın zor olduğu kış aylarında uyuşukluk dönemine giriyor. Ayının 37 derece olan vücut ısısı, kış uykusu sırasında 56 derece azalıyor, kalp atışı ve nefes alma ritimleri ve metabolizma yavaşlıyor. Ayı bu dönemde vücudunda depoladığı yağları kullanıyor. Ancak, Boz Ayı Derneği İspanya’nın kuzeyindeki dağlarda yaşayan 130 kadar ayının hâlâ etkin olduğunu açıkladı. Dernekte görevli bilim adamları, son birkaç yıldır kışlar ılık geçtiği için ayıların kestane, orman meyveleri gibi yiyecekleri rahatça bulabildiğine dikkat çekerek özellikle yavrusu olan dişi ayıların yiyecek avını “enerji harcamaya değer” bulduğunu söyledi. Dernekteki bir uzman, “Ilık geçen kışlarda dişi ayı uyanık kalıp yiyecek bulmak için enerjisini harcamayı göze alıyor” dedi. Bilim adamları, ayılardaki bu davranış değişikliğinin küresel ısınmaya bağlı olabileceğini belirtiyor. Soruşturma genişletilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz ve Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik saldırılarla ilgili 7’si tutuklu 9 sanığın yargılandığı davada mahkeme, Danıştay Başkanlığı avukatının soruşturmanın genişletilmesi istemini kabul etti. Davanın dünkü duruşmasına tutuklu sanıklar Alparslan Arslan, Erhan Timuroğlu, Aykut Metin Şükre, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi, avukatları ve saldırıda yaşamını yitiren Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in ailesinin avukatları, gazetemiz avukatı ile Danıştay Başkanlığı’nın avukatı katıldı. Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, dava dosyasının geniş kapsamlı olması nedeniyle dosya kapsamı karşısında yeniden mütalaada bulunmak için süre verilmesine ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini talep ettiler. Müdahil, Danıştay Başkanlığı’nın avukatı Canan Sibel Özkan, mahkemeye daha önce sundukları soruşturmanın genişletilmesi talebini yineleyerek bu konunun değerlendirilmesini istedi. Kavgacı öğrenci Açıköğretim Lisesi’ne gidecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Okullardaki Şiddeti Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, şiddet olaylarına karışan ve disiplin altına alınamayan öğrencilerin ortaöğretim kurumlarından Açıköğretim Lisesi’ne kaydırılacağını söyledi. TBMM Okullardaki Şiddeti Araştırma Komisyonu, dün Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i dinledi. Okullardaki şiddetin sadece Türkiye’nin sorunu olmadığını, global bir sorun olduğunu vurgulayan Çelik, ABD, Japonya ve Almanya ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin durumunun daha iyi olduğunu savundu. Çelik, şiddet olaylarına karışan ve disiplin altına alınamayan öğrencilerin ortaöğretim kurumlarından alınarak Açıköğretim Lisesi’ne gönderileceğini açıkladı. BİLGİ TALEBİ Saldırıda yaşamını yitiren Danıştay üyesi Özbilgin’in ailesinin avukatı H. Avni Karabeyoğlu, Vakit gazetesi yöneticileri hakkında “suça iştirak’’ nedeniyle ek iddianame düzenlenmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı Demirci, avukat Karabeyoğlu’nun talebinin daha önce reddedildiğini be SANATÇI, YAZAR VE AKADEMİSYENLERDEN ORTAK BİLDİRİ ‘Bölgede akan kan dursun’ Haber Merkezi Yaşar Kemal, Mehmet Uzun, Adalet Ağaoğlu, Vedat Türkali’nin de aralarında bulunduğu yüzlerce yazar, sanatçı, akademisyen, sivil toplum kuruluşu yöneticisi, yayımladıkları bir bildiri ile Türkiye’nin Kürt sorununun çözümü ve bölgede kanın durması için acil çözüm talep ve önerilerini kamuoyuna duyurdular. 320 imzacının; şiddetin çözüm getirmediği, sorunun militarist asayiş politikalarıyla değil, insan yaşamını merkeze alan sivil açılımlarla çözülebileceği ortak paydasında buluştukları bildiride, konunun aciliyeti vurgulanıyor ve siyasi iradenin, çözümün sorumluluğunu üstlenmesi isteniyor. Bildiride, atılması gereken öncelikli adımın dağlardaki gençlerin toplumsalkamusal yaşama katılabilmelerini sağlayacak yasal düzenlemeler olduğu, bölgede askerlik yapan gençlerin yaşamlarını korumanın yolunun da bu adımdan geçtiği; temsilde adaleti sağlayabilmek için yüzde 10 barajının indirilmesi ve Kürt kimliği, dili ve kültürünün ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması gerektiği belirtiliyor. lirterek bu konuda yeni bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etti. Savcı Demirci, Arslan’ın pasaport kayıtlarının incelenmesi, “Allah’ın Askerleri’’ adlı yapılanma hakkında emniyet ve istihbarat birimlerinden bilgi istenmesini istedi. Demirci, ayrıca saldırıdan sonra Hilal Demirel adına kayıtlı internet sitesinde yapılan araştırmanın sonucunun bildirilmesine, elde edilecek bilgilerin sanık Arslan’ın cep telefonundan saldırının yapıldığı gün olan 17 Mayıs 2006 saat 00.25’te Hilal isimli şahsa gönderdiği ‘“İnşallah alırız’’ şeklindeki mesaj ile bağlantısının araştırılmasına karar verilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, Danıştay Başkanlığı avukatı Canan Sibel Özkan’ın soruşturmanın genişletilmesi talebinin kabul edildiğini belirtti. Karadeniz, soruşturmanın genişletilmesi yönünde başka bir talep olmadığı takdirde dava dosyasını esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına verilmesine ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. DİN EĞİTİMİ ZAYIFLIĞINA BAĞLADI Komisyonda, AKP’li Ömer Özyılmaz, okullardaki şiddetin nedenlerini anlatırken ABD’li bir psikoloğun “ahlak ve din eğitimi zayıflığının şiddeti doğurduğu” yönündeki görüşünü anımsattı. Bunun üzerine Bağımsız İstanbul Milletvekili Zülfü Livaneli, “Sorun din eğitimiyle çözülseydi Ortadoğu’da hiç şiddet olmazdı” dedi. Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ise şiddet olaylarına karışan öğrencilerin ortaöğretim kurumlarından Açıköğretim Lisesi’ne alınma uygulamasını eleştirdi. Dinçer, “Şiddet uygulayan öğrencileri tecrit etmeyi amaçlayan, böylece bu sorunların da biteceğini sanan bu hayalci ve gerçekdışı yaklaşım, sorunun yapısal bir sorun olduğunu reddetmekte ve nedenlerden çok sonuçlarla ilgilenmektedir’’ görüşünü dile getirdi. CUMHURİYET 07 K