25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB PB PB PB PB Y 10 5 10 11 14 12 15 12 8 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 9 Y 9 Y 10 Y 9 K 6 K 5 K 8 K 6 PB 19 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB Y PB PB PB PB K 19 19 11 15 9 10 3 5 3 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, KuzeyEge’nin iç kesimleri, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı, Doğu Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu’nun batısı yağışlı geçecek. Yağışlar genellikle yağmur; Marmara’nın güneydoğusu, Karadeniz’in iç kesimleri karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB 2 PB 6 PB 1 PB 2 PB 9 PB 6 PB 6 PB 7 PB 6 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB 7 PB 4 PB 10 PB 4 PB 2 K 3 PB 12 Y 14 PB 5 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB PB PB Y PB K Y Y 1 15 0 12 9 10 4 20 17 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Yolu yordamı nedir “kurtuluş”un? Kasım 2007 seçimini Nisan 2007’ye çekmek. Normal zamanından altı ay önceye... Erken seçimin yararı ne olacak? AKP, önce 2002’de olduğu gibi, seçmenin yüzde 25’inin oyu ile tek başına iktidara gelişini sağlayan sonucu Nisan 2007’de elde edemeyecek ve demokratik laik rejim açısından Çankaya’ya çıkması zararlı görülen RTE, bu sevdadan vazgeçecek! ??? İrili ufaklı partilerimiz iktidardan şikâyetçi. Demokratik, laik rejim açısından RTE’nin cumhurbaşkanlığını sakıncalı buluyor. Velakin RTE’nin elinde tuttuğu olanakları almaya sıra geldi mi, yan çiziyorlar. Bu manzarayı görmek için önceki gün parti önde gidenlerinin bu konularda yaptıkları açıklamalara şöyle bir göz atmak yeterli. Genel başkanlarının sinei millete dönmeye hazır olduğunu söylemesinden 48 saat sonra Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş aracılığıyla ANAVATAN; CHP’nin sinei millete dönmesine olasılık vermediklerini bahane ederek genel başkanlarının davranışından tornistan eden bir demeç verdi. Daha sonra Erkan Mumcu da önceki söylemlerinden vazgeçerek “Millet Meclisi’nden çare beklerken Meclis’in topu millete atması çare olamaz” demeye başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sinei millete dönmenin çare olamayacağını, Cumhurbaşkanlığı seçimini tartışma ortamından uzaklaştırmak amacıyla Meclis içi yöntemlerle erken seçime gitmenin “en demokratik yol” olduğunu savundu. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimi tek başına iktidarın sağladığı olanaklarla aşmayı planlayan AKP, baskısız tasasız erken seçime gider mi? Meclis de muhalefet istiyor, can kurban deyip... AKP erken seçim kararı alacak ha! Güldürmeyin insanı... Görünen köy kılavuz istemez. Meclis içi savaşımlarla AKP’nin erken seçime gideceği varsayılabilir mi? DYP’ye gelince, bana faksladıkları sayfalar dolusu metinlere göre Mehmet Ağar aylardır erken seçim istiyor. Bravo ve pekâlâ! Ne ki, erken seçime ne zaman gidilecek? Ama bu aşamada nisanda erken seçime onay vermiyor. Cumhurbaşkanı seçiminin mayısta, genel seçimin 2007 Kasımı’nda yapılması izlenimi veriyor. ??? ANAVATAN’ın grubu, DYP’nin birkaç milletvekili var Meclis’te. Sinei millet baskısı ancak TBMM’de temsil edilen bütün partilerin halka dönmeleriyle olumlu bir sonuç verebilir. Meclis içi ve dışı partiler, erken seçimi hem ister görünür hem de kaytarıcı yöntemlere kayıyorlar... Kolay savunu olanakları var: CHP’ye saldırmak! Ana muhalefetin sinei millete dönmeyi zaten istemediğini, yani kamuoyunu aldattığını ana tema yapıyorlar. Deniz Baykal, önceki gün partisinin tutumunu gayet seçik ifadelerle ortaya koydu: “Biz üzerimize düşeni yaparız... Herkes üzerine düşeni yapar, yapmalıdır” dedi. Ama “herkes” üzerine düşeni yapmak istemiyor. “Ötekiler” Baykal’ın, sinei millete dönmeyi istemediğini söyleyip gerçeklerden kaçıyorlar. Hiçbiri sorumluluk almayacak, tek başına ulus önünde, seçmen önünde sorumluluğu CHP’ye yükleyecekler. İnsafa ve gerçeğe sığmayan bir görüş var ortada: CHP’nin tek başına sinei millete dönmesini istiyorlar. ANAVATAN’lar vs’ler karşı oy kullanacaklar; RTE, Meclis’in seçtiği, meşruluğu tartışılmaz cumhurbaşkanı olarak Köşk’e çıkacak. Parlamento içi ve dışı partilerin tutumları şu deyişi akla getiriyor: Alın da kaçan mı? ??? Oysa; Meclis’teki ANAVATAN ile Meclis’teki birkaç milletvekilli DYP ve Meclis dışındaki MHP, DSP, SHP gibi partiler erken seçimi zorlayacak kararlılığı, beraberliği, birlikteliği sergileseler... “Herkes üzerine düşeni yapsa”... ...CHP, bu beraberliğin dışında kalabilir mi? Ya kuraklık ya sel Küresel ısınmanın etkileri Türkiye’de de hissediliyor. Yakında büyük kentlerde hava kirliliğine bağlı ölümlerin yaşanabileceği, turizm ve tarımın darbe alacağı belirtiliyor ÖZLEM GÜVEMLİ GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barbaros Çetin, son günlerde beklenen karın bir türlü yağmaması nedeniyle boş kalan kayak merkezleri ile tekrar gündeme gelen küresel ısınmanın, Türkiye’deki olumsuz etkilerinin daha da artacağına dikkat çekti. Çetin, küresel ısınma felaketi yüzünden yakın gelecekte büyük kentlerde hava kirliliğine bağlı ölümlerin meydana geleceğini, özellikle turizm, tarım ve balıkçılık sektörünün büyük darbe alacağını vurguladı. Küresel ısınmanın Türkiye’deki izlerini araştıran Prof. Çetin, doğada tespit ettiği değişiklikleri ve geleceğe dönük tahminlerini gazetemize anlattı. Çetin, bu yıl Anadolu’nun değişik noktalarında ani sel baskınları yaşandığına dikkat çekerek “Çünkü toprak, sonbahar mevsimi tam olarak yaşanmadığı için bir türlü soğumadı. Ani sel baskınları yüzünden tarım ürünleri bu yıl çürüdü.Artık ılıman kuşakta mevsim olgusu diye bir şey kalmadı. Çiftçi hangi mevsim ne ekeceğini nasıl belirleyecek, bilmiyoruz” dedi. Yakında tarım ürünlerinin fabrikalarda üretilmeye başlayacağı öngörüsünde bulunan Çetin, dünya kaynaklarının 6.5 milyar insanı besleyemeyecek noktaya geleceğini, yetersiz beslenme nedeniyle salgın hastalıkların artacağını söyledi. Çetin, global ısınmanın Türkiye’de balıkçılık sektörünü de olumsuz etkileyeceğini dile getirerek “Hem iç sularımızın, hem denizlerin ekolojisinde hızlı değişimler var. Mesela bu yıl hamsi patlaması oldu. Karadeniz’deki tüm hamsiler toplandı. Ama bu, besin zincirini bozdu. Hamsi ile beslenen palamut, çinekop gibi balıkları yakında göremeyeceğiz” diye konuştu. Çetin, 1950’lerde Londra’da hava kirliliği yüzünden toplu ölümler meydana geldiğini anımsatarak, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin büyük kentlerinde de benzer durumların yaşanabileceğini öne sürdü. Ülke genelinde doğal felaketlerin hızla artacağına vurgu yapan Çetin, özellikle Karadeniz Bölgesi’nin bu felaketlerden daha çok etkileneceğini kaydetti. Çetin, “Doğu Karadeniz sahil yolu için milyonlarca yılda oluşmuş Yatağan Termik Santralı’nı işleten şirkete bu yıl uygulanan cezaların toplamı 1 milyon YTL’yi aştı. dağları deldiler ve denizi doldurdular. Bu sahil yolunun önemli kısmı sular altında kalacak” diye konuştu. Çetin’in, son 27 yılda Türkiye’nin birçok yöresinde gerçekleştirdiği bilimsel araştırma ve gözlemlerini topladığı “Global Isınmanın İzleri” başlıklı rapora göre küresel ısınmanın yarattığı ekolojik değişiklikler şunlar: ? Kaçkar Dağları’ndaki buzullar erimeye başladı. Buzulların erimesi ve sudaki ısınma bazı yosun türlerinin yüksek bölgelerde bile çoğalmasını kolaylaştırdı. Dağlardaki yayla evlerinde çeşme sularında yoğun şekilde yosunlara rastlanmaya başlandı. ? Ilgaz Dağları Milli Parkı’nda sonbahar ayında yaprakları dökülmesi gereken bir eğreltiotunun (dryopteris filixmas) bütün yaprakları yaz aylarındaki gibi yeşil ve canlı olarak görüldü. Normal şartlar altında Ilgaz Dağları’ndaki soğuk kış şartları nedeniyle gövdeleri toprak altında olan ve olumsuz hava şartlarını bu şekilde geçiren eğreltiotları, toprak üstü organları olan yapraklarını sonbaharda havaların soğumaya başlaması ile birlikte dökerler. Bitki örtüsü değişiyor ? Kızılcahamam Milli Parkı’nda bir çeşit karayosunu, 1997 yılının kasım ayında hafif kar örtüsünün olduğu bir ortamda 1700 metrede spor kapsülleriyle birlikte bulundu. Çoğunluğu orman olan bu bölgede, yaşamları yılın hemen hemen tamamında su veya nemin var olduğu ekolojik ortamlara bağlı olan ciğerotlarının sadece 4 türüne rastlanabildi. Ancak bu bölgenin 200300 km. daha kuzeylerinde ormanlık alanlarda 20 ciğerotu türüne rastlandı. ? AnkaraTandoğan bölgesinde kasım ayı başlarında sonbahar başlangıcında yaprakları renk değiştirerek dökülmeye başlayan ve üzerinde meyveleri olan atkestanesi ağacının 2 dalında çok sayıda çiçek ve taze yapraklar açtı. Ankara Üniversitesi kampusunda 5 yıl önce ekilen laz yemişi ağacı normalde çiçeklerini mayıshaziran aylarında açıp yaz meyvesini verdikten sonra 2007 baharını beklemeden yeniden 2. kez aynı yılda çiçek açtı. Yatağan’a yine ceza MUĞLA (AA) Yatağan Termik Santralı’nda geçen cumartesi günü yapılan denetimlerde havaya salınan kükürtdioksit oranlarının Çevre ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen limitlerin üzerine çıktığının tespit edilmesi üzerine harekete geçen bakanlık yetkililerinin, santralı işleten şirkete 288 bin YTL ceza uyguladığı bildirildi.Santral yöneticileri hakkında TCK’nin 181 ve 182. maddeleri uyarınca Yatağan Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. Yeniköy Elektrik Üretim AŞ (YEAŞ) Genel Müdürü Nuri Şerifoğlu ise santralın havaya saldığı gazların sınır değerlerini aşıp aşmadığını sürekli takip ettiklerini ifade eden Şerifoğlu “Hava kirliliğine ilçede kullanılan kaçak kömürler de neden oluyor’’ dedi. Yatağan Termik Santralı’nı işleten şirkete bu yıl Muğla Çevre İl Müdürlüğü tarafından 7 defa para cezası uygulandığı, son olarak verilen 228 bin YTL’lik cezayla birlikte bugüne kadar uygulanan cezaların toplamının 1 milyon YTL’yi aştığı bildirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu: Planlarımızı hazırladık Kocaeli’ne yeni baraj yapılacak Kabataşlılar Derneği ve Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri 33 kişi ve kurumu ödüle değer buldu. de ilk akla gelen yöntemler arasındadır, yola çıkınca da son yapılmak istenen iş olur çıkar! Yine benzer bir dönemdeyiz... Yedi düveli arkasına alıp Anadolu’yu yöneten AKP iktidarından kurtulmanın, 11. cumhurbaşkanını en meşru yöntemle seçmenin yollarından biri erken seçimin yapılması... Bunu AKP istemeyeceğine göre muhalefetin zorlaması... Zorlamayla da olmayacağına göre, muhalefet partilerinin milletin bağrına dönmesi ve iktidarın kaderiyle baş başa bırakılması... Tartışılan seçeneklerden biri bu... Bunu kim yapacak? Herkes CHP’yi işaret ediyor. Neden? Anadolu’da bir söz vardır; gönül umduğundan bekler, umduğuna küser! Ummadığına ne desin! Bunu tek başına CHP şimdiden üstlenirse, Meclis’i bırakırsa ne olur? Oyunun devamını AKP’ye bırakmış olur! ??? AKP oyununu nasıl oynar? Her şeyden önce iktidarda psikolojik savaşın bütün yöntemlerini başarıyla uygulayan bir parti var. AKP, öyle ya da böyle küçük ya da büyük muhalefet partilerinden birini ya da ikisini Meclis çatısı altında tutmayı başardı mı, başlar CHP’ye yüklenmeye: “İşte, gördünüz mü, bunlar halkın seçtiği parlamentoya bu kadar saygı duyarlar... Bunlar parlamenter sisteme, anayasaya saygı duymazlar...” CHP tribünden sesini ne kadar duyurabilirse, o kadar derdini anlatmaya çalışır! Hatta bugün en sağlıklı çözümün CHP’nin Meclis’i terk etmesi olduğunu söyleyen siyasetçiler o gün şöyle der: “Bu CHP de Meclis’i ne demeye terk etti!” CHP, AKP’yi yalnızlaştırmaya çalışırken kendisi yalnız kalabilir... O zaman CHP ne yapmalı? Her şeyden önce, kendisinden çok şey beklendiği için mutlu olmalı. Zira, toplum CHP’den bir şey beklemediği gün, bitmiş demektir... Toplumun beklentisi, CHP’nin, Erdoğan’ın bir seçimle Türkiye’nin 12 yılını ipotek altına almasını önlemesi. 2002 seçimlerinin sonuçlarıyla 5 yıl iktidarda kalan Erdoğan, aynı seçimin sonuçlarıyla 7 yıl da Köşk’te kalmak istiyor. CHP’nin tek başına hareket etmesi halinde olabilecekleri yukarıda aktardık. Peki, hal böyle diye CHP elini kolunu bağlayıp olacakları mı izleyecek? Elbette değil... ??? Bize göre CHP’yi bekleyen görev süreci şöyle: 1. CHP’nin bugün çizdiği tablo toplumsal dalgalanmanın içinde yer almak biçiminde özetlenebilir. Bizce bunu tersine çevirmeli, toplumsal dalgalanmayı yönetebilecek, etkileyebilecek konuma gelmeli. Şu kadar kişi bir araya gelirse, şu kadar örgüt şöyle düşünürse gibi görüşler CHP’yi edilgen duruma sokuyor. 2. Bugün için sinei milletin doğuracağı olası sonuçları aktardık. Eğer CHP birinci şıkta altını çizdiğimiz önderliği yapabilirse, Erdoğan Türkiye’ye karşı bir dayatmaya giriştiğinde yeni kararlar almayı gerektirecek bir ortam doğabilir. 3. O ortam girişte vurguladığımız sinei milletin koşullarını doğurabilir. İş, o ortamın oluşmasını beklemek değil, o ortamı oluşturmanın yollarını bulmak. Böyle bir durumda bir bakıma millet de sinei CHP’ye dönebilir! 4. 2007 çok hızlı geçecek. CHP, bu süreci yönetebilirse, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti olma unvanının yanında Türkiye Cumhuriyeti’ni bütün değerleriyle 21. yüzyıla taşıyan parti olarak da anılabilir. Tersi olursa CHP’ye, Erdoğan’ı önce başbakan yaptınız, şimdi de cumhurbaşkanı yapıyorsunuz, denecektir! 5. Sinei millete dönülür, dönülmez, ayrı konu... Ama ne olursa olsun sırada bekleyen bir şey var: Sillei millet! Bütün partilerin asıl oraya hazırlanması gerekiyor. Bizim seçmen sabırlıdır, beklemesini bilir. Günü geldiğinde de sandıkta sillesini indirir. Görünen tablo AKP’nin iyi bir sillei milleti hak ettiğini ortaya koyuyor. Milletimizin bir özelliği daha vardır: Hesabı toptan görür... İktidar, muhalefet dinlemez! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘En iyisi Cumhuriyet’ ? Baştarafı 1. Sayfada lerinden Ayşe Yıldırım aldı. Kabataşlılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Orhun yaptığı konuşmada “2006’da en başarılı kişi ve kurum olarak ödül alan sizler, mesleğini en iyi yapan, toplumu en iyi yönlendiren, bilgilendiren, coşku veren kişilersiniz. Ülkenin aydınlık geleceği için çocuklarımıza örnek oluyorsunuz. Başarılarınızın devamını dilerim” dedi. Törende, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, “Ahmet Taner Kışlalı Aydın Adam Onur Ödülü”ne; Türker İnanoğlu, “Ömer Kavur Sinema Onur Ödülü”ne; Fazıl Hüsnü Dağlarca, “Behçet Necatigil Edebiyat Onur Ödülü”ne değer görülürken toplam 33 kişi ve kuruma ödül verildi. İstanbul Haber Servisi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, planlarını yaptıklarını, Kocaeli’ne en kısa sürede bir baraj yapacaklarını belirtti. Karaosmanoğlu, yaptığı açıklamada, Kocaeli’nin uzun vadede su sorunu yaşamaması için çalışmaların sürdürüldüğünü bildirdi. Yuvacık Barajı’nın Kocaeli’nin “derdine derman’’ ol madığını ifade eden Karaosmanoğlu, “İktidara geldiğimizde bir baraj yapmaya kalksaydık, Yuvacık Barajı milyarlarca dolara mal oldu, onu kullanmayıp yeni baraj yaptığımız söylenirdi’’ dedi. Kocaeli’nin yeni bir baraja ihtiyacı olduğunu ifade eden Karaosmanoğlu, “ Yuvacık Barajı yetmeyince bütün imkânlarımızı seferber edip, kenti susuz bırakmamak için önlemlerimizi aldık.Yeraltı kaynaklarını araştırmaya başladık. En kısa sürede baraj yapacağız’’ diye konuştu. İSKİ’den yapılan açıklamada “İzmit iline günlük 60 bin metreküp su verme kapasitesine sahip olan DüzceGebze hattı üzerinden su vermeye devam ediliyor. Kocaeli’ne bugüne dek 370 bin metreküp su verilmiştir” ifadelerine yer verildi. EğitimSen Kocaeli Şube Başkanı Osman Bahçeli, su kesintileri nedeniyle okullarda salgın hastalıkların başlayabileceği uyarısında bulundu. Bahçeli, “Okullarda temizlik yapılamıyor. İshal vakaları ve bitlenmeler başladı. Su basınçlı olmadığı için kombiler çalışmıyor ve ısınma yok. Siyasetçiler, ‘sağlığımız üzerinden’ politik mücadele yürütüyorlar” dedi. SİRMEN İDDİALARI YANITLADI ‘Başbakan’a hodri meydan’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek Yuvacık Barajı’ndaki yolsuzluk iddialarına yönelik açıklamalarda bulunan CHP Kocaeli Milletvekili ve eski İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen, Yuvacık Barajı’na ayda ödenen 10 milyon doların, alınan suyun değil, baraj inşaatına harcanan paranın karşılığı olduğunu söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı döneminde verilen 100 milyon metreküp su alma taahhüdünün yerine getirilmediğini ileri süren Sirmen, Erdoğan’a seslenerek “Yuvacık Barajı’nda tek suçlu var: Erdoğan. Başbakan, çamur at izi kalsın politikasını yürütmeye başladı. Bunlar cehennemde cayır cayır yanacaklar. Başbakan’a hodri meydan. Benim dokunulmazlığımı kaldır. Tüm yetkiler elinde. Hesap sormazsan namertsin’’ diye konuştu. Yuvacık Barajı’na ilişkin 2002’de Sayıştay raporu doğrultusunda Meclis araştırması komisyonu kurulduğunu belirten Sirmen, şunları söyledi: “Sayıştay uzmanı, siyasi linç için gönderildi, hazırladığı düzmece bir rapordur. Danıştay 2. Dairesi, bu rapor doğrultusunda soruşturma iznine gerek olmadığına karar verdi.’’ BAKAN GÜLER: 11 KUYU AÇILACAK İNGİLİZLER DE ŞİKÂYETÇİ İzmit’e kuyu suyu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, İzmit’teki su sıkıntısının giderilmesi için 11 kuyu açılarak 50 bin metreküplük su sağlanmasının planlandığını söyledi. Güler, Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yaptırdığı 103 tesisin açılış töreni öncesinde, gazetecilerin Yuvacık Barajı’nda su kalmaması üzerine İzmit’teki su sıkıntısına dönük sorularını yanıtladı. Bu konuda zaten yürüyen bir proje olduğunu ve DSİ’nin de ciddi bir çalışma başlattığını belirten Güler, bununla ilgili 11 kuyunun açılacağını ifade etti. Sapanca Gölü’nün de İzmit’e sınırı olduğunu ve oradan da su sağlanacağını belirten Güler, ayrıca İSKİ’nin de bir miktar su verdiğini kaydetti. Bölgeye baraj yapılmasının söz konusu olduğunu söyleyen Güler, Yuvacık Barajı’yla ilgili iddialara ilişkin olarak da “Fahiş fiyatlarla yapılmış bir yatırımı” dedi. Şirket sabıkalı Ekonomi Servisi Yuvacık Barajı’nı işleten Thames Water, neoliberal ekonomi politikalarını, su sektörüne de yerleştirmeye çalışan ve gittiği ülkelerde imtiyaz elde eden çokuluslu şirketler arasında önde geliyor. Bu yıl ekim ayında 8 milyar sterline Avustralyalı yatırım fonu Macquarie’nin liderliğini yaptığı Kemble Water konsorsiyumuna satılan Thames Water, Londra ve Güney İngiltere’de 8 milyon kişiye su sağlıyor. Latin Amerika ülkelerinde özelleştirmelerde uzun süre gündemde kalan Thames Water’a Londra’da da büyük tepki duyuluyor. Birkaç ay önce İngiltere, son 100 yılın en ağır kuraklığını yaşarken, temel hizmetlerin özelleştirilmesinin doğru olup olmadığını tartışmaya başladı. Çünkü Londra’nın su dağıtım şirketinin, başkentlileri su kullanımını kısıtlamaya çağırması halkı çileden çıkardı. Basına konuşan Londralılar, şirketi suçladılar. KKTC’de kanlı kumar ? Baştarafı 1. Sayfada Önceki akşam Ruby Casino’ya giden Deniz Kızı Casino’ya bağlı bir grup tahsilat tartışması yaptı. Daha sonra da silahlar konuştu. Öldürülen Dönmez’in göğsüne 3 kurşun, Çakmak’ın da göğsüne ve böbreklerine 3 kurşun isabet etti. Çıkan çatışmada çenesinden vurularak ağır yaralanan Deniz Kızı çalışanı Necdet Kaan Kanmaz ise hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından 7 kişi tutuklandı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle