Katalog

21 ARALIK 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Yazılım Vestel sermayeli İngiliz şirketi Cabot’tan, üretim Manisa’daki Vestel’den, ilk uygulama BBC’den 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER TV yayınına hafıza kutusu Ekonomi Servisi Vestel, dijital TV teknolojisinde yeni bir gelişime imza attı. İngiliz yayın kuruluşu BBC ile geliştirilen ortak projeye göre, yayın kanalını izleyenler, istedikleri zaman aynı yayın kanalının 7 gün öncesine kadar yayımladığı bir programı, ‘videoondimand’ teknolojisi sayesinde, istedikleri zaman çağırarak ekrana getirebilecekler. Sermayesinin tamamı Vestel’e ait İngiliz şirketi Cabot’un yazılımını yaptığı ve Vestel’in üretimini gerçekleştirdiği toplam 50 saat hafıza kapasitesine sahip kutu sayesinde “istenilen programın istenilen anda izlenme Yanlış Adres Kafa, kavram kargaşası, kimlik kaybı öylesine boyutlara vardı ki.. En içtenlikli, sorunlar karşısında isyanımız, çözüm arayışlarımızda bile yanlış adrese başvurur olduk.. Çevre örgütleri, çevre üzerine yapılmış bilimsel çalışmalara dayanarak bizleri yıllardır uyarmaya çalışıp duruyorlar. Karabasan, felaket tellallığı boyutuna varmış verilere dayanan raporların içeriği, çarpıcı rakamları nedeniyle zaman zaman haber oluyor, ah vahlarla geçiştiriyoruz. Türkiye’nin çölleşmekte olduğunu, dünyanın büyük bir çevre felaketine sürüklendiğini duymayan yok ama aldıran da yok.. Göreceli şansımız yaver gitti, sel felaketlerini daha hafif atlattık. Birkaç yıl vaziyeti kurtaracak kadar da yağmur aldık. Herhalde bu yıl da şans yüzümüze güler sandık. Barajlarda kaç günlük su kaldığını hesap etmekle yetindik. Sonra önceki gün birdenbire Gebze’den, Yuvacık’tan haykırış sesleri geldi. Laf aramızda fabrikalar susuzluktan hafta sonu da üretim yapamamışlar. Ama bizim medya, toptan atlamışız ya da birileri haykırmayı akıl edememişler. Şimdi, “Türkiye’nin ihracata dönük, ... değerde üretim yapan işletmeleri durdu. Taşıma suyla birkaç saatlik üretimler için su bulunmaya çalışılıyor’’ diye hayıflanmanın, hele de yağmur yağdırması için Allah’a yalvarıp, yağmur dualarına çıkmanın hiçbir yararı yok. “Kamu yararını unuttuk, sürdürülebilir üretim, ekonomi kavramını yok sayarken, piyasalar ve sadece büyük işletmelerin kazançları için ekonomi politikalarında Erdoğan hükümetini destekler, yönlendirirken ne bekliyordunuz?’’ İhracata dönük en modern teknolojili yatırımları yaparken, altyapıya bedel ödemeyecek, hiçbir sorumluluk duymayacaksınız. Kamu yatırımlarını sıfırlayarak, piyasalara, IMF’ye uygun bütçeler yapan hükümet politikalarının hesabını sormayacaksınız.. ??? Aslında rejim sorunu olmasa, Cumhuriyet, laiklik tehdit altında kalmasa, Başbakan Erdoğan’ın ters giden işler karşısında kendini kurtarmaya yönelik Özal gibi Cumhurbaşkanlığı’na kaçma niyeti öne çıkmasa.. halkımızın biraz daha iyi uyanması için seçimin gecikmesinde “hayırlar’’ olduğunu düşüneceğim. Emperyal güçlerden tam dış destek, içerde sermayenin bütün örgütleri arkasında, Meclis’te oy oranını üçle katlayan çoğunluğu yakalamış, iç dinamiklerinde sorgulamanın, hesaplaşmanın söz konusu olmadığı bir çoğunluk iktidarından söz ediyoruz. İşler arapsaçına dönmeden tüm yaptıkları yanına kâr kalabiliyor. Bu kadar avantajlı bir konumda, bu kadar kısa zamanda böylesine ağır yıpranma, cehaletin cesareti icraatlarının ürünü. Yanlış anlaşılmasın, bence ılımlı siyasal İslam kimliği ile, mehter yürüyüşünde almakta oldukları yolda, izledikleri politikalarda başarılılar. Denenmişlerden daha iyi olabilecekleri umudu ile oy veren seçmenin, halkın çoğunluğunun hayatını kaydırmaktalar. Öteki dünya, cennet vaadi ile bile oy alamayacakları haksız icraatlarının biri bin para. Allah adını düşürmeden haramdan köşe dönenler etraflarını kuşattıkça da halk arasındaki güvenilirlikleri yok oluyor. İşin ilginç yanı, kendilerine çok fazla destek vermiş sermaye örgütleri ile de araları hızla açılmakta... Rejimle, laiklikle çatışması olan bir iktidar, toplumsal gerilimleri, cepheleşmeyi tırmandıran bir iktidar elbette sermaye cephesi için de tehdit oluşturuyor. Sadece siyasal İslamcı gidişi, çağdaş gelişme için tehdit olarak algılaması kaçınılmaz TÜSİAD üyesi sermaye odaklarını kastetmiyorum. Onlardan daha keskin olarak, kendilerine dönük politikalar, kayıplara bağlı olarak desteklerini daha keskin kesmek noktasına gelmiş, odalara bağlı işletmesi küçük ama ekonomimizdeki etkinlikleri büyük sermaye grupları isyanlarda.. Üstelik gündemlerinde siyaset değil, sadece ve sadece hükümetin duyarsız kaldığına inandıkları kendi yaşamsal sorunları var. Fazlaca örneklemeden son su olayına bakalım; su olmadığı için üretimini durdurmak zorunda, iflasla yüz yüze kalan işadamı, suya çare üretmeyen iktidara nasıl bakar? Baykal’ın gelinen bu noktada, siyasal çözüm, erken seçim, sinei millete dönmek konularında TÜSİAD’dan destek istemesi, bir durum saptaması ve doğru gibi gelebilir. Ama ne yazık ki yanlış adres; sermaye örgütlerinin kendi sorunlarına yönelik, hükümete sert çıkabilmeleri başka, siyaseten tavır alabilmeleri çok başka. Hükümetlerle olan çıkar ilişkileri bağlantılı, büyük sermaye ve büyük medyanın kimlik veren bir iktidarla siyaseten karşı olabilmesi eşyanın tabiatına aykırı bir durum. Her şeyi garantiye almadan öyle kolay kolay ortaya çıkamazlar. İşin can acıtan yanlış adrese ilişkin boyutu ise; sol, sosyal demokrat partinin siyaseten destek istemesi gereken adresin, işçi, emekçi sınıf örgütleri olması gerektiği gerçeği. İki taraflı bir kimlik, örgütlenme erozyonunun boyutlarının acı göstergesi... [email protected] ? Vestel’in BBC ile ortak gerçekleştirdiği yeni nesil dijital yayıncılık projesi test yayınına başladı. Henüz ismi belirlenmeyen yeni kanalda, izleyici geçmiş bir haftaya kadar olan zamanda istediği programı istediği anda çağırıp izleyebilecek. Vestel, “videoondemand” teknolojisi kullanılan yeni sistemi “dijital devrim” diye adlandırdı. İngiltere TV yazılım piyasasında Cabot’un yüzde 80, dijital TV piyasasında Vestel’in yüzde 60 pazar payı bulunuyor. si”ne olanak tanıyan yeni kanalın test yayınına İngiltere’de başlandı. Program takibi için izleyiciler kumandadaki mönüden ayıracakları listeyi seçiyor ve BBC tarafından gece boyunca üyenin TV alıcısında saklanan programlar taranıyor. İzleyiciler kaçırdıkları programları istedikleri zaman izleme olanağı buluyor. Projenin tanıtım toplantısında konuşan Vestel Şirketler Grubu ArGe’den Sorumlu İcra Kurulu Üyesi İhsaner Alkım, “Vestel’in dijital cihazlara yönelik yazılım geliştiren firması Cabot ve Vestel olarak bu projenin hem yazılım hem de donanım kısmını üstlenerek dijital TV teknolojileri alanında Avrupa’nın en iddialı firması olduğumuzu gösterdik” dedi. Türkiye’de bazı kanalların uydu üzerinden dijital TV yayını yapmaya başladığını anlatan Alkım, devletin yanı sıra özel kanalların da bu konuda çalışma yapmaları gerektiğini dile getirdi. Cabot Genel Müdür Vekili Alp Somyürek ise yeni sistemin ‘prime time’ kavramını ortadan kaldıracağını belirterek “Bu, her programı popüler hale getirecek bir dijital devrimdir” dedi. İngiltere’nin Bristol kentinde 1993 yılında dijital ürünler için yazılım üretmek amacıyla kurulan Cabot Communications Ltd. 2001 yılında Vestel tarafından satın alındı. Şirket, 2004 yılında İzmir Urla’daki Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kampusu’nda ‘Cabotİzmir’i kurdu. Cabot yazılımlarını kullanan markalar arasında Vestel’in yanı sıra Hitachi, Loewe, Panasonic, Philips, Sharp, Toshiba da bulunuyor. 1.5 MİLYON PC ÜRETECEK Escort hedef büyüttü Ekonomi Servisi Escort Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özer, Escort’un 1991 yılından bu yana 700 bin PC ürettiğini belirterek “Faaliyetlerimizi 20’nci yılda 1.5 milyon PC kullanıcısına erişecek bir bilişim markası olarak sürdüreceğiz’’ dedi. Escort’un 15. kuruluş yıldönümü toplantısında konuşan Özer, önümüzdeki dönemde perakende ve telekomünikasyon gibi sektörlere yönelik çözümler üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Özer, “Yüzde yüz Türk sermayesiyle kurulan ilk PC markası olan Escort, 1991’den bu yana 700 bin PC üretti. Faaliyetlerimizi 20’nci yılda 1.5 milyon PC kullanıcısına erişmiş, hayatı kolaylaştıran, bilişim çözümleri geliştiren ve sunan bir bilişim markası olarak sürdüreceğiz’’ değerlendirmesini yaptı. Bulgu: Migros, 2006’yı yurtiçinde 518 bin metrekare satış alanı ile kapatacak. 2009’da yurtiçi ve yurtdışında en az 1200 mağaza ve 1 milyon metrekare net satış alanına ulaşacak. Aziz BULGU ‘Birleşme gücümüzü artırdı’ Ekonomi Servisi Migros Genel Müdürü Aziz Bulgu, şirketin kombine cirosunun 2008’de 6.3 milyar YTL’yi geçeceğini ve 2009’da 1 milyon metrekare satış alanına sahip 7 milyar YTL kombine ciro hacmine ulaşmasının hedeflendiğini açıkladı. Başarının somut göstergesinin müşterilerin kararı olduğunu, rakamların bu kararı takip ettiğini kaydeden Bulgu, “Üst üste konan değerden daha büyük bir lider çıktı. Birleşmeden 3.3 milyar YTL kombine hacimli Koç Topluluğu şirketi Migros Türk oluştu. 2005’i 3 yılda katlamayı, verimliliği artırmayı hedefliyoruz’’ dedi. Aziz Bulgu, 3 yılda Migros’un, 2005 sonunda ulaştığı lider büyüklükten daha bü ? MigrosTansaş birleşmesinin ardından geçen yıl 3.3 milyar YTL olan kombine ciro 2008’de 6.3 milyar YTL ’yi aşacak. yük bir hacmi ilave ederek katlanarak büyüyeceğini belirterek “2005’in 3.3 milyar YTL kombine ciro hacimli Migros Türk’ü, 2006’da 4.8 milyar YTL, 2008’de 6.3 milyar YTL’yi geçecek. 2009’un 1 milyon metrekare satış alanına sahip 7 milyar YTL kombine ciro hacimli ileri liderlik pozisyonuna kararlı koşuyoruz” dedi. Ramstore’ların Kırgızistan’a genişledi FAİZ İSTEMİ REDDEDİLDİ İmarzedeye kötü haber ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, el konulan İmar Bankası’ndaki mevduatın faiziyle ödenmesi istemini reddeden Danıştay 13. Dairesi’nin kararını onadı. Bir mudinin dairenin kararını temyiz başvurusu, İdari Dava Daireleri tarafından karara bağlandı. Kurul, Danıştay 13. Dairesi’nin, 4389 sayılı Bankalar Kanunu, mevduatların ödenmesini düzenleyen 5021 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler Hakkında Kanun ve bu kapsamda alınan Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığından istemin reddine ilişkin gerekçesinin yerinde olduğu sonucuna vardı. ğini, Rusya’da yeni il ve bölgelerde, Makedonya’da Kalkandelen, Kazakistan’da Karaganda’da faaliyete başladığını ve yurtdışındaki hızlı büyümesini sürdürdüğünü anımsatan Bulgu, 2005 sonunda 61 olan mağaza sayısının 2006 sonunda 84’e çıkmasının beklendiğini ve yıl sonu itibarıyla yurtdışında net satış alanının yüzde 35 artmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bulgu, Ramstore alışveriş merkezlerindeki kiralanabilir alanın da yüzde 23 arttığını belirtti. Bulgu, Migros’un 2006’da yurtiçinde yıl içinde 18 Migros, 53 Şok, 24 Tansaş, 1 Macrocenter yatırımı gerçekleştirdiğini, 2006’da yurtdışında açılan Ramstore’larla 882 mağazaya ulaşılmış olacağını aktardı. TZD Başkanı İbrahim Yetkin, Ulusal Tarım Kongresi’nde konuştu ‘Çiftçi inim inim inliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye’nin tarımda gelişmiş ülkelerin açık pazarı olarak görüldüğünü belirterek “Üretim engelleniyor. Türk çiftçisinin üretmemesi için uygulanan politikalarla çiftçi inim inim inliyor” dedi. TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca da dış ülkelerin baskısının sadece tarımda değil her alanda söz konusu olduğunu söyledi. TZD tarafından düzenlenen 6. Ulusal Tarım Kongresi’nin açılışında konuşan TZD Başkanı Yetkin, tarıma ayrılan kaynakların yetersizliğine işaret ederken girdi fiyatlarının enflasyonun üzerinde artması nedeniyle çiftçinin gelir kaybına uğradığını, birçok ürünün geçen yılın ve maliyetin altında fiyatlarla satıldığını, narenciyenin ve fındığın çiftçinin elinde kaldığını kaydetti. Türkiye’de yeni bir ulusal tarım politikasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan TZD Başkanı Yetkin, “Tarım sektörü çok tehlikeli bir tablo ile karşı karşıya. Bu yapı küçülüyor, mum gibi eriyor, şehirlere akıyor. Bu akış, kentlerde suç oranını artırıyor’’ diye konuştu. TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca ise konuşmasında, “Sadece tarımda değil, kültürde, eğitimde de bağımlıyız” dedi. Karaca, toplantıya katılanları defalarca “toprak, toprak, toprak’’ diye bağırttı. Vakıfbank’tan ihracata 700 milyon dolar AB’den havayolu Ekonomi Servisi Vakıfbank, dış ticaretin finansmanında kullanılmak üzere uluslararası piyasalardan 3 dilim halinde, toplam 700 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi aldı. Bankadan yapılan yazılı açıklamada, 17 ülkeden 26 bankanın katıldığı sendikasyonda, işlemin 1 yıl vadeli olan diliminin libor artı yüzde 0.525 faiz, 2 yıl vadeli olan diliminin libor artı yüzde 0.625 faiz ve 3 yıl vadeli olan diliminin libor artı yüzde 0.825 faiz olarak belirlendiği bildirildi. Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman, “İhracatın finansmanında kullanılmak üzere temin ettiğimiz bu kredi ile reel sektöre desteğimizi artırarak devam ettirme imkânı bulacağız. İhracatçı KOBİ’ler başta olmak üzere şirketlerine kota Ekonomi Servisi Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB) içinde faaliyet gösteren havayolu şirketlerinin, belirlenen karbon salımı kotasını aşmaları halinde bir ücret ödemelerini kararlaştırdı. AB üyesi ülkeler arasındaki uçuşlarda 2011 yılına kadar, diğer uçuşlarda ise 2012 yılına kadar karbon salımının belirlenen limitler seviyesine indirilmesi öngörülüyor. Birlik üyesi ülkelerde karbon salımı 1990 yılından bu yana yüzde 87 artış gösterdi. Bu oranın 2020 yılına kadar iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Çevreci gruplar, Avrupa Komisyonu’nun kararının ihtiyaç duyulan önlemleri karşılamaya yetmeyeceği görüşünde birleşiyor. Komisyondan yapılan açıklamada, Londra’dan New York’a bir kişinin uçakla gidip dönmesinin, Avrupa’da ortalama bir evin ısınması sonucunda ortaya çıkandan daha büyük zarara yol açtığı kaydedildi. hem reel sektör firmalarımızın hem de ülkemizin ihracat gücünü artırmada reel sektöre katkı sağlayacağız. 26 uluslararası bankanın katılımıyla gerçekleştirilen 700 milyon dolarlık sendikasyon kredisinde ortaya çıkan faiz ve vade yapısı, Türkiye’ye ve Vakıfbank’a duyulan güveni bir daha teyit eder niteliktedir” dedi. CUMHURİYET 13 K