20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI S S S PB B B B B PB 13 12 10 13 15 13 15 14 12 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y S S B PB B 11 10 10 10 8 7 9 4 11 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B PB PB K 18 18 12 15 10 12 3 5 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Sinop, Tokat ve İnebolu çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar Orta Karadeniz ile Doğu Karadeniz kıyılarında yağmur şeklinde olacak. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 10 Helsinki Y 9 Stockholm Y 12 Londra B 14 Amsterdam B 13 Brüksel PB 7 Paris B 6 Bonn PB 10 Münih PB 11 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB B B B B B B PB B 11 8 12 10 9 11 16 15 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K PB B B B B Y Y B 4 10 0 11 8 10 6 20 17 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ğer bulmadığı ünlüüü diplomatik girişimi başarısızlığa uğratan etken neymiş? İnanmayacaksınız ama, RTE kendine özgü gerçeği AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında açıkladı: “Yeni önerimiz” dedi, ”Avrupa Birliği’nde de olumlu bulundu. Ancak Türkiye’de (Çankaya ve Genelkurmay’dan kaynaklanan) ‘bilgimiz yok’ tepkisi doğdu. Bu tepkilerle süreci zora soktular. Eğer bunlar olmasaydı daha iyi netice alabilirdik” dedi. Oysa, AB dışişleri bakanları huzurlarına gelen “sözlü” öneriyi ciddiye almadıklarını, açıkladıkları kararda ve basın toplantılarındaki resmi açıklamalarda tek satır olsun değinmeyerek kanıtladılar. RTE’nin demek istediği şu: Çankaya ve Genelkurmay Başkanı’nın bilgi verilmediğini vurgulayan açıklamaları olmasaymış... Hükümetin önerisini AB baş tacı edecekmiş! Övünmenin, gerçeklerin üstünü örtmenin bu denlisini ve de yakışıksızını ancak, evet ancak Türkiye’nin her konuda tek salim düşünen insanı olduğuna kendini inandıran RTE ve onun engin hayal gücü yaratabilir. ??? Hele çağdaşlığı kimseye bırakmayan savları yok mu; bu da, son diplomatik girişimini İnönü’nün Lozan’daki mücadelesine benzetmesinden sonra Deniz Baykal’ın dediği gibi “öldürür adamı”. Sadece vehmettiği üstün çağdaşlık savı mı, Lozan’da İnönü’nün karşılaştığı zorlukları püf deyince sönen son diplomatik olay ile kıyaslamaya varan kendini herkesten üstün görme, gösterme çabası mı insanı öldürecek nitelikte. Yok canım! Devlet adabından, bugüne kadar aldığı eğitimdeki engin birikiminden söz etmiyor mu; insanı öldürmese bile aman Yarabbi demeye zorluyor. Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun Meclis grubundaki şu sözleri RTE’yi tanımlamaya yardımcı oluyor: “...Çokyüzlülüğün, dün öyle bugün böyle olmanın, işine geldiği gibi konuşmanın, gerçekleri saptırmanın, gerçeğe hiç eyvallahı olmamanın bu kadarı ve bütün bunları hiç sıkılmadan rahatça, su içer gibi rahat yapabilmenin karşısında, benim söyleyeceğim tek söz var; pes!” Baykal’ı körlükle suçlarken; KKTC’yi 4 yılda nasıl refah ülkesine dönüştürdüğünü uzuuun uzadıya anlattı. RTE, bugün üzerinde tepindiği, bir an evvel kurtulmak istediği Kuzey Kıbrıs’ın nereden nereye geldiğini acaba biliyor mu? ??? Kuzey Kıbrıs nereden nereye geldi? 1950 sonlarında Londra ve Zürih anlaşmaları imzalandıktan sonra, Lefkoşa’nın Türk kesiminde yatacak bir otel, doğru dürüst bir lokanta yoktu. Yoksul bir köy gibiydi. Fakat Cumhuriyet hükümetleri her yıl ve hâlâKuzey Kıbrıs’a, paraysa para, teknik olanaklarsa teknik.. gereken her türlü maddi yardımı.. Türkiye, ekonomide dar boğazlardan geçerken bile esirgemedi. Gelmiş geçmiş hükümetler, Kuzey Kıbrıs’a bugün Türkiye’nin pek çok kentinde olmayan asfalt yollardan tutun da dağlarda susuzluk çeken soydaşları için inşa ettiği göletlere.. Lefkoşa’da beş yıldızlı otellere kadar.. yaşam koşulları sağladı. Cumhuriyet hükümetleri altında lüks arabalar.. geceleri lokantaları, eğlence yerlerini dolduran insanlara, bizim insanlarımız diye hiçbir yardımı, desteği esirgemedi. Kuzey Kıbrıs halkının haklarını savunmak için uluslararası arenada başı derde girdiği zaman sesi çıkmadı. Türkiye, adadaki Türk soykırımına son vermek için Barış Harekâtı’nı gerçekleştirdikten sonra on yıla yakın süre ABD’nin ve Batı’nın uyguladığı siyasi ve ekonomik ambargolar altında ezilirken bir gün şikâyetçi olmadı, sonuna dek Kıbrıslı Türklerin yanında oldu. Kuzey Kıbrıs’ın nereden nereye geldiğini anlatacak tek insan; tarihsel bir abide gibi hâlâ halkı, ülkesi için savaşım veren Rauf Denktaş! ??? Ama ne çare, nankörlük insanlara özgü. Örneğin adadaki kimi gruplar gibi, MA Talat da, Kuzey Kıbrıs’la ilgimizi, “Türkiye’nin kendi ulusal menfaatlarına” bağlıyor. Siyasal ihtiraslarıyla gözleri kararan, başarısızlıklarını gerçekleri yalanlarla yadsıyarak kapatacaklarını sanan içimizden kimileri de geçmişi bir kalemde inkâr etmeyi yeğliyorlar. Ne yazık ki, bu gibileri bir şans eseri yakaladıkları iktidar koltuğu ile yetinmeyerek gizledikleri amaçları Çankaya’dan gerçekleştirmeyi düşlüyorlar. Tanrı ulusu korusun! Washington’dan PKK baskısı Avrupa’daki girişimlerini artıran ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, 10 günde 6 ülkeyi ziyaret ederek terör örgütüne verilen desteğin sona erdirilmesini istedi Dış Haberler Servisi ABD, PKK’nin Avrupa’daki propaganda faaliyetlerini ve finansal kaynaklarını engellemek amacıyla Avrupa ülkeleri nezdindeki girişimlerini arttırdı. ABD Dışişleri Bakanlığı terörle mücadele koordinatör yardımcısı Frank Urbancic, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Güneydoğu Avrupa Bürosu Direktörü Doug Silliman ile birlikte, 10 günde 6 Avrupa ülkesini ziyaret etti. Anadolu Ajansı’nın haberine göre Urbancic, ayrıca Türkiye’yi de ziyaret ettiğini söyledi. Washington’a dönüşünde, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda küçük bir grup gazeteciyle yuvarlak masa toplantısı düzenleyen Urbancic, ziyaret ettikleri Avrupa ülkelerinin isimlerini, “yanlış mesaj vermemek için” açıklamaktan kaçındı, ancak iki büyük Avrupa ülkesine daha ziyaret düzenleyeceklerini kaydetti. Ziyaret ettikleri ülkelerde, yerine göre önemli ölçüde PKK propagandası bulunduğunu, mali destek veya siyasi sığınma sağlandığını belirten Urbancic, bu desteğin sona erdirilmesi için hükümetlerden talepte bulunduklarını kaydetti. Urbancic, Almanya’nın PKK üyeliğini suç saymaya başlamasının “kayda değer bir değişim” olduğuna dikkat çekti, ancak Avrupa’da örgüte karşı başka ne tür somut önlemler üzerinde durulduğunu ısrarlı sorulara rağmen açıklamadı. Urbancic özel olarak PKK’nin Avrupa’daki faaliyetlerinin ortadan kaldırılmasından sorumlu. ABD’nin PKK konusunda yaptıklarının Türk kamuoyunda yeterli bulunmadığı yönündeki sorulara karşılık, “Yapabileceğimiz her şeyi yapıyoruz. Türk halkı ciddiyetimize inanmalı” yanıtını veren Urbancic, PKK’yi bir “ahtapota” benzeterek “Bütün kollarına saldırmalıyız” dedi. Urbancic, ABD’de bir federal mahkemenin PKK’ye mali destekle ilgili tartışma yaratan kararına ilişkin bir soruyu da yanıtlarken bu karara karşı temyize başvurulduğunu belirtti ve “Hiçbir federal mahkeme bize terörist bir örgütle ilişki içinde olmamız gerektiğini söyleyemez” yorumunda bulundu. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Ralston’ı dışlamayın’ Bir gazetecinin “Ralston Türkiye’ye gelmesin, diyenler var” demesi üzerine Urbancic, “Türk halkı Ralston’ı dışlamakta haklı değil. Bunu yapmamalılar.Ancak tam saha pres uygulamakta haklılar” dedi. Ankara’da eylem ‘Öğrencime dokunma’ ? Baştarafı 1. Sayfada rencilerinin önlerinden yürüyerek tepkilerini dile getirdi. Gazi Üniversitesi’nde saçları uzun olduğu gerekçesi ile “Burası Gazi, burada böyle gezemezsin” denilerek saldırıya uğrayan araştırma görevlisi Remzi Altunpolat da yürüyüşe katıldı. Son dönemde yaşanan olayların, faşizm olduğunu belirten Altunpolat, “Bazı kişiler kendilerine hedef olarak üniversiteleri seçiyor. Ankara Hukuk Fakültesi mezunuyum. Daha önce bana saldırı olduğu zaman arkadaşlarım destek vermişlerdi. Üniversitelerimize şiddet yakışmıyor” dedi. ‘Sefalet ücreti’ne protesto DİSK, asgari ücreti, Kadıköy’de gerçekleştirdiği yürüyüşle protesto etti. Türkİş, 1. Bölge Temsilciliği de asgari ücretin piyasa kurallarına göre değil, anayasa dikkate alınarak belirlenmesini istedi. “İnsanca bir yaşam için asgari ücret” kampanyası kapsamında açıklama yapan DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, asgari ücretlinin normal şartlarda haftalık 45 saat çalıştığını ama elde ettiği gelirle başkalarına muhtaç kaldığını söyledi. Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Türkİş’e bağlı şubeler ve çeşitli sendika temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen eylemde de asgari ücretin “sefalet ücreti”ne dönüştüğüne dikkat çekildi. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR / BERİVAN TAPAN) ‘Satır ve silah sesi istemiyoruz’ Grup Cebeci’den Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önüne kadar yürüyerek burada basın açıklaması yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ayten Alkan, bir süredir üniversitelerin sistemli bir şekilde şiddet ortamına çekilmeye çalışıldığını dile getirdi. Alkan, “Ülkemizde ve üniversitelerimizde çete ve zorbalık, satır ve silah sesi istemiyoruz. Biz özgür düşüncenin hâkim olduğu, hiçbir tehdit altında olmaksızın düşüncelerin özgürce ifade edilebileceği bir üniversite istiyoruz” dedi. Alkan şöyle devam etti: “Bu faşist zihniyet, ölüm üzerinden, vahşet üzerinden sürekli üretmeye çalıştıkları bir şiddet kültürü üzerinden beslenmekte, kendisini ancak bu biçimde var edebilmektedir. Belli dönemlerde kendisine roller biçilen ve göreve çağrılan bu zihniyet, sadece belli düşüncelerin ve grupların değil, bütünüyle insanlığın karşısında bir güçtür.” İstanbul’da öğretmenlik yapan Kanada uyruklu Fortin’e dava Çocuk pornosuna 24 yıl istendi İstanbul Haber Servisi İnternetten çocuk pornosu indirdiği gerekçesiyle tutuklanan özel bir okulda yabancı diller bölüm başkanı olan Kanada uyruklu Claude Joel Fortin hakkında, “Çocukların cinsel istismarı” ve “İnternette çocuk pornografisine ilişkin görüntüleri yaymak” suçlarından 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, çocuk pornografisi web sitelerinden üyelik satın alan 21 kişinin Türkiye’de olduğunun belirlendiği ve bu kişilerden birinin de Fortin olduğunun tespit edildiği anlatıldı. Fortin’in evinde çocuk pornografisi ile ilgili 12 bin 111 adet bilgisayar görüntüsünün ele geçirildiği, 491 adet internetten indirilen ve eşcinsel ilişkilerin yer aldığı video görüntü formatlı dosyanın da bulunduğu ifade edildi. İddianamede, şüphelinin not defterindeTürkiye’de ve Mısır’da çocuklarla birlikte olduğuna ilişkin bilgilerin olduğu iddia edildi. İddianamede Fortin’in Bebek Parkı’nda boyacılık yapan çocuğu evine çağırarak ayakkabısını boyattığını, çocuğun dansöz kıyafetlerini isteğiyle giydiğini söylediği ifade edildi. Çocuğun da, şüphelinin kendisine kötü muamelede bulunmadığını söylediği belirtildi. cünü gösteremiyor. Çıkarılan temel yasalar defalarca değişikliğe uğruyor. ErdoğanGül ikilisiyle hükümet arasındaki bağ giderek gevşiyor. 3. Türkiye’nin temel sorunları ve hedefleri ya donma noktasında ya da olumsuzluğa sürükleniyor. İlk 3 yıla damgasını vuran AB süreci dalgalanmaya bırakılmış durumda. Terör tartışmalı biçimde yeniden hortlarken, terör örgütü ile iktidar çevreleri arasındaki hatlardan söz ediliyor. 4. Ekonomideki zorlama bahar havası yerini olumsuz beklentilere bırakıyor. Merkez Bankası Başkanı’ndan Anadolu esnafına kadar ekonominin hemen bütün tarafları iyimser demeçlerden çok tedirginliği dile getiriyor. Ekonomik gidişle ilgili kurumların tepkilerini yüksek sesle dile getirmemelerinin başlıca iki nedeni; iktidarın densiz tutumu ve 2001 krizi sendromunun aşılamamış olması. 5. Borsadaki iyimser gidişin kaynağı, tam olarak açıklanamayan yaklaşık 10 milyar dolarlık bir sıcak paranın hükümeti ayakta ve kontrolde tutmak üzere işlemde tutulması. Bu paranın bir akşam aniden çekilmesinin doğuracağı sonuçları öngörmek zor değil! 6. Devlet kurumları arasındaki bağlar zayıfladı. Hükümetle Çankaya Köşkü, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı ve öteki devlet kurumları arasında ciddi bir güvensizlik havası hâkim. ??? Türkiye, çifte seçimin yaşanacağı 2007’ye bu tablo ile giriyor. Başbakan’ın döne döne sarılabildiği tek şey şu: İstikrar! Bundan anlaşılan da hükümetin ayakta ve sağlam olduğu havasının verilmesi. Bir anlamda şu tekerleme hâkim: Ülkenin ne önemi var Mühim olan istikrar! Bu tablo Türkiye’yi sağlıklı noktalara götürmeyecek. Türkiye’de genel seçimler ortalama 4 yılda bir yapılıyor. İlk 3 yılın ardından parlamento yıpranıyor ve seçim havasına giriliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi AKP iktidarının tutumunu doğal olarak etkiledi. Hükümet son günlerdeki seçim isteklerine önceki aylardan daha farklı biçimde, çok gergin yanıt veriyor. Bu gerginliğin başlıca nedeni, girişte sıraladığımız genel tablo. Elbette hükümet de bunun farkında. Ancak, tek hedef olarak Çankaya’ya kilitlendiği için gerilimden çıkış yollarıyla ilgili sağlıklı çözüm üretemiyor. En doğru olanı, Meclis’in gereğinden fazla yıpratılmaması, siyasetin doğası içinde 4 yıllık bir zaman diliminde seçimin yapılmasıydı. AKP bu aşamadan sonra seçim isteklerine olumlu yanıt vermeye yanaşmayacaktır. Muhalefet de AKP’nin bu yaklaşımına inat her fırsatta seçim istemini yineleyecektir. Bu yinelemeler karşısında iktidar daha da hırçınlaşacaktır. Hırçınlaştıkça kontrolden çıkacak, testereyle ormanda sivrisinek avına çıkıp önüne gelen çamı devirecektir. Ormanda çam devirmek kadar tehlikeli bir şey yoktur. Bir bakmışsınız, devirdiğiniz çamın altında kalmışsınız! ??? Yakın geleceğe ilişkin bizim öngörülerimiz böyle. Tablo ilk bakışta karamsar ama son tahlilde taşların yerine oturacağı bir sürece de girebiliriz. Gelinen noktada Erdoğan’ın elinde bir sopa var: Piyasalar! Devletin öteki kurumlarından ses yükseldikçe hemen haykırıyor: “Böyle konuşup piyasaları tedirgin etmeyin... Birbirimizi yorup piyasaları sarsmayalım...” Neden bu kadar çok piyasalara sarılıyor? Yukarıda aktardığımız gibi piyasada AKP hükümetinin dış dengelerine endeksli sıcak para olduğunu biliyor da, ondan. 2001’de Başbakan’la Cumhurbaşkanı arasında kapalı kapılar ardında yaşanan bir olayla gerilen piyasalar, bugün Başbakan’ın Cumhurbaşkanı’na meydanlarda Kasımpaşalılık taslamasıyla coşuyor! Salt bu karşılaştırma bile piyasaların ne kadar “sahte dengeler” üzerinde kurulu olduğunu gösteriyor. Bu durumda AKP için şu yakıştırmayı yapsak yeridir: Piyasa hükümeti! ankcum?cumhuriyet.com.tr EsadNelson görüşmesi ? ŞAM (AA) Amerikalı Demokrat Parti Senatörü Bill Nelson, Şam’da Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’la Lübnan, Irak ve Filistin’deki istikrarsızlığı görüştü. Görüşmede, “diyaloğu başlatma ve işbirliği mekanizmalarının harekete geçirilmesinin iki tarafın da yararına olduğu” görüşü dile getirildi. Nelson, Demokratların çoğunlukta bulunduğu Senato’da İstihbarat Komitesi üyeliği yapıyor. Ecevit için mevlit okutulacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in yaşamını yitirmesinin 40. günü dolayısıyla bugün mevlit okutulacak. Bu kapsamda, DSP Ankara İl Örgütü’nün de Kocatepe Camisi’nde kılınacak yatsı namazının ardından mevlit okutacağı öğrenildi. DSP’nin kurucusu ve Onursal Başkanı Bülent Ecevit, geçirdiği beyin kanamasının ardından kaldırıldığı ve bir süre yoğun bakımda tutulduğu GATA’da, 5 Kasım’da yaşamını yitirmişti Tüp bebek desteğine tırpan ? Baştarafı 1. Sayfada Kuzey Irak’a çalıntı cip ? İstanbul Haber Servisi Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, İstanbul’dan çalınarak Kuzey Irak’a götürülmek istenen Dilek K’ye ait “Hummer” marka lüks aracı Bolu Dağı’nda yakaladı. Ankara yönüne gitmekte olan cipi şüphe üzerine durduran ekipler, Osman B’nin kullandığı cipin sahte belge ve plakalarla Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne kayıtlı olduğunu, aynı model ve renkteki cipin ikizi haline getirildiğini belirtti. TEMA’dan ‘Cargill’ uyarısı ? İstanbul Haber Servisi TEMA Vakfı, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen ve bugün Tarım Komisyonu tarafından yeniden görüşülecek olan Cargill Yasası’nın yabancı bir şirketin ya da belirli şirketlerin tarım arazilerinde kurulu sanayi tesislerinin sorununu çözmek amacı taşıyan 6. maddesindeki düzenlemenin aynı şekilde kabul edileceği endişesini taşıdıklarını ifade etti. Yapılan açıklamada, “Bu konuda görev sırası milletvekillerindedir. Cumhurbaşkanımızca ortaya koyulan hukuka duyarlı tavrı paylaşacaklarına kuvvettle inanıyoruz” denildi. Terörden doğan zararlar ?ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması için yapılan başvuruların sonuçlandırılma süresinin uzatılmasına ilişkin yasa teklifi kabul edildi. Buna göre, süre sonunda işlemi sonuçlandırılmayan başvuruların işlem süresi, Bakanlar Kurulu kararıyla en fazla birer yıllığına uzatılabilecek. Sağlık Bakanlığı’nın ruhsatlandırdığı Türkiye genelindeki 63’ü özel 21’i devlete ait 84 merkezde 3 tüp bebek denemesini devlet desteğiyle yapabilen çiftler, yeni yıldan sonra uygulamaya konulacak Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası nedeniyle bu haklardan birini yitirecek. Halen Emekli Sandığı, BağKur ve Yeşil Kart güvencesinde olanlar, kadının yaşı 40’tan büyük olmamak şartıyla 3 denemeden yararlanma hakkına sahip. Ancak yeni düzenlemeyle, 2339 yaş arası anneler kapsam içine alınacak ve deneme sayısı 2’ye inecek. Devletin sunduğu tüp bebek tedavisinden yararlanmak için, normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamayacağının tespit edildiği çiftlerin, son 3 yıl içinde tüp bebek harici yöntemlerden sonuç alınamadığını da yetkili sağlık kurullarınca bel gelendirmesi gerekecek. Ağırlıklı olarak 3 büyük kentte toplanan tüp bebek merkezlerinden 32’si İstanbul, 15’i Ankara, 7’si de İzmir’de bulunuyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da toplam 5 tüp bebek merkezi faliyet gösterirken Karadeniz Bölgesi’nde sayı 2’ye düşüyor. Söz konusu dağılım 77 merkezin Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgesi’nde bulunduğunu, Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nde ise 7 merkezin yer aldığını gösteriyor. 150 bin çift sıra bekliyor Oldukça masraflı olan tüp bebek tedavisine, bir de yurttaşların deneme süresini merkezin bulunduğu ilde geçirmesine dair giderler eklenince, tüp bebek merkezi dağılımındaki adaletsizlikler çözülememişken deneme sayısının 2’ye indirilmesinin pek çok çifti mağdur edeceğine dikkat çekiliyor. Sağlık Bakanlığı verileri, Türkiye’de yaklaşık bir milyon kısır çift bulunurken tüp bebek tedavisi için sıra bekleyen çift sayısının ise 150 bin olduğunu gösteriyor. Ulusal Üreme Tıbbı ve Tüp Bebek Cemiyeti Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yaralı ise söz konusu düzenlemenin birçok çifti mağdur edeceğine dikkat çekti. Tüp bebek yönteminden yararlanmak için 40 yaş sonrası çiftlerden çok başvuru geldiğine ve başarılı, saygın bir merkezde 44 yaşına değin gebe kalma olanağının bulunduğuna işaret eden Yaralı, üst yaş sınırının mutlaka 4243’e yükseltilmesi gerektiğini vurguladı. Tüp bebek yöntemine başvuran çiftlerin yarısında ilk denemede başarı sağlandığına, ancak diğer yarıdaki kadınların 2. ya da 3. kezde gebe kaldığına dikkat çeken Yaralı, Batı Avrupa ülkelerinde devlet desteğinde deneme yapma sayısının 3 ile 6 arasında değiştiğini kaydetti. Doğu’da sorun yaratır Yaralı, alt yaş sınırı olarak 23’ün belirlenmesinin de Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğini belirtti. Kararın en çok kırsal kesimdeki çiftleri etkileyeceğini anlatan Yaralı, “Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da erken evlilikler ön planda.Toplumsal sorun doğacak. Bu bölgelerde evli çiftlerin çocuğunun olması yönünde toplum baskısı var. Boşanma ya da kuma getirme gibi durumlar olabilir” vurgusunu yaptı. Yaralı, Orta Avrupa’da doğan her 4060 bebekten birinin tüp bebek olduğunu, Türkiye’de ise bu oranın 40 binde bir bebek şeklinde gerçekleştiğini ifade etti. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle