25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyarbakır’daki olayda yaşamını yitirenler toprağa verilirken başsavcı patlamanın nedenini açıkladı 3 MEDYA NOTU EMRE KONGAR Sağlam kazan ölüm saçtı ? Diyarbakır’da sekiz kişinin öldüğü askeri lojmandaki patlamanın, sağlam olan kalorifer kazanının vanalarının kapalı olmasından kaynaklandığı açıklandı. Patlamada yaşamını yitirenlerden Gamze Köse de Malatya’da toprağa verildi. Cenaze törenine Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, Belediye Başkanı Cemal Akın, Köse’nin eşi Yarbay Recep Köse, oğlu Doğukan, yakınları ve çok sayıda askeri personel katıldı. EDEN: MEKANİK Patlamanın nedeniyle ilgili son açıklamayı da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak yaptı. Kavak, kriminal uzmanlarca yapılan incelemeye göre meydana gelen patlamanın, olaydan bir gün önce onarılan kazandan değil, sağlam olan kazandan kaynaklandığını belirtti. Yapılan incelemelerde “kimyasal” kalıntı bulunmadığını vurgulayan Kavak, patlamanın nedeninin “mekanik” olduğunu açıkladı. Kavak, patlamanın sağlam olan kalorifer kazanının vanalarının kapalı olmasından kaynaklandığını söyledi. Gözaltına alınan ve arızalı kazanı onaran tesisatçılar Sabri Arıcı (22), kardeşi 16 yaşındaki lise öğrencisi R.P. ile yanlarında çalışan Mehmetçik İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi N.A. (14) dün çıkarıldıkları savcılıkta serbest bırakıldı. Kaloriferci Mustafa Baran da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, kazanın sorumlusu Eşref Aydın ise tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Pamuk’un Nobel Konuşması Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması önemli bir olay. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz; sevinirsiniz, sevinmezsiniz, o ayrı... İlk romanı olan Cevdet Bey ve Oğulları adlı kitabından başlayarak Orhan Pamuk’a destek verdim. Beyaz Kale adlı romanındaki aşırma iddialarına karşı onu, “Büyük yazardır, aynen bile almış olsa kendi damgasını vurmuştur” diye savundum. “Türkler bir milyon Ermeni’yi, otuz bin Kürt’ü öldürdü” sözlerini onaylamadım, bu sözleri Türkiye’de sanki ilk kez kendisi söylemiş gibi davranmasını ayrıca yanlış buldum ama bu konuda bir beyanda bulunmadım. Ödül konuşmasını dinlerken kulağımı tırmalayan Türkçe yanlışlarını ve özensizlikleri yazılı metinde de görünce üzüldüm. Bu metin aslında Orhan Pamuk’un bütün yazarlık özelliklerini taşıyordu: Parlak bir ana fikir... Dikkatle seçilmiş yan konular ve ana fikir ile yan konular arasında ilginç geçişler... Güzel bir kurgu... Ve... Kötü bir Türkçe. 1) Babasının kendisiyle konuşurken takındığı tavrı anlatırken: “Her zamanki şakacı, alaycı havasını takınarak...” diyor. Bir baba oğluyla konuşurken, şakacı ise, hoşgörülü ve arkadaşçadır. Alaycı ise, onu küçümseyen bir tavır içindedir. Bu iki sözcük bir arada çelişik olmuş. 2) “…bavulun etrafında birkaç gün ona hiç dokunmadan aşağı yukarı yürüdüğümü hatırlıyorum.” Bavulun etrafında, aşağı yukarı yürünmez, dolaşılır. Hele metinde anlatıldığına göre bavulun duvar kenarında durduğu düşünülürse, etrafında yürümek zaten olanaksız. 3) “…bazen de evden işyerine bir yük taşırken taşırdı onu.” “…taşırken taşırdı…”, sözcük tekrarından dolayı kötü Türkçe. Örneğin, “…taşırken kullanırdı…” denebilirdi. 4) “…babamın eşyalarını karıştırdığımı…” “Eşya”, şey’in çoğuludur. Eşyalar denilmez. Osmanlı kültürü üzerine kitap yazan Pamuk’un halkın genellikle yaptığı bu hatadan kaçınması beklenirdi. 5) “Babam da bunu bildiği için tedbirini almış, bavulun içindekileri ciddiye almayan bir hava da takınmıştı.” Babasının başka bir havası olmadığı için, “da” vurgusu yanlış. 6) “Ama edebiyatı yeterince ciddiye almadığı için babama kızmak bile istemiyordum...” “Bile” sözcüğü yine vurgu amaçlı, ama yanlış kullanılmış. 7) “İranlı eski nakkaşlardan söz ederken yazarlık mesleğinden, kendi hayatımdan söz ettiğimi de biliyordum.” Yine sözcük tekrarı var. 8) “..kendimin de bir gün ayrı bir evde böyle bir kütüphanemin, hatta daha iyisinin olacağını, kitaplardan kendime bir dünya kuracağımı düşlerdim.” Hem sözcük tekrarı var, hem de birinci “kendimin” yerine “benim” kullanılmalıydı. 9) “...özellikle Paris’ten ve Amerika’dan aldığı kitaplarla, gençliğinde İstanbul’da 1940’larda ve 50’lerdeki yabancı dilde kitap satan dükkânlardan aldıklarıyla…” Sözcük tekrarı var. 10) “Bu duyguları, bütün genişlikleri, yan sonuçları, sinir başları, iç düğümleri ve çeşit çeşit renkleriyle ben yıllar boyunca okuyup yazarak, kendim masa başında araştırmış, keşfetmiş, derinleştirmiştim.” “Ben” ve “kendim” sözcükleri fazla. Vurgu için kullanıldıysa, biri yetebilirdi. 11) “...bitip tükenmeyen aşağılanma hayalleri...” “Hayal” olumlu bir imge için kullanılır. “Aşağılanma hayali” olmaz, aşağılanma korkusu, kuşkusu olabilir. 12) “Ama hikâyemin bana daha da derin bir suçluluk duydurtan bir simetrisi, o gün hemen hatırladığım bir diğer yarısı var.” “Duydurtan” sözcüğü yanlış. “Hissettiren” denebilirdi. 13) Babasının bavulu, tek bir kez çanta olarak da geçiyor. Bavul ve çanta ayrı şeyler. Birbirinin yerine kullanılamaz. İyi ya da kötü, söylenecek daha çok şey var ama… ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Şişli’de sözleşme imzalandı ? İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi ile DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası arasında toplusözleşme imzalandı.Toplusözleşmeyle çalışanlara ilk yıl için yüzde 20’ ikinci yıl için de yüzde 10 ve enflasyon oranında ücret artışı sağlandı. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, örgütsüz toplumun bir yere varmasının mümkün olmadığını belirtirken DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de “Sarıgül’e, çalışma barışına yaptığı katkı nedeniyle şükran borçluyuz’’ dedi. Yurt Haberleri Servisi Diyarbakır’da askeri lojmanda meydana gelen patlamada ölenler dün gözyaşları içinde toprağa verildi. Patlamanın bir gece önce onarılan kalorifer kazanındaki vanadan değil sağlam kazanın vanasının açılmamasından kaynaklandığı belirtildi. Gözaltındaki tesisatçılar ve bir kaloriferci serbest bırakıldı, diğer şüpheli de tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Patlamada yaşamını yitiren Halime Polat (29), kızları Rana (7) ve Ada Sena Polat (1) için Ankara Karşıyaka Mezarlığı Camisi’nde tören düzenlendi. Eşi ve çocuklarını kaybeden üsteğmen Ercan Polat, güçlükle ayakta dururken, törene Diyarbakır Dağ Geçidi 16. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Birol Erdem, eski bakanlardan Ramazan Mirzaoğlu ile eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin katıldı. Duaların ardından cenazeler Karşıyaka Mezarlığı’na götürülürken Halime Polat’ın annesi Filiz Doğan “Yolun açık ol N Patlamada ölen Halime Polat, kızları Rana ve Ada Sena için Ankara Karşıyaka’da tören düzenlendi. Üsteğmen Ercan Polat güçlükle ayakta durdu. (AA) ‘YOLUN AÇIK OLSUN’ Japon başbakandan kendine maaş cezası ? TOKYO (AA) Japon Başbakanı Şinzo Abe, halk toplantılarında “çanak soru” sormaları için bazı kimselere hükümetçe para ödendiğinin ortaya çıkması üzerine kendi kendine maaş kesme cezası verdi. Eski Başbakan Juniçiro Koizumi’nin girişimiyle bazı bölgelerde düzenlenen toplantılarda, insanlar siyasi yöneticilere istedikleri soruları sorabiliyordu. Ancak bazı hükümet yetkilileri, bu toplantılardan önce “satın alınan” bazı kimselerin yöneticilere “güzel sorular” sorduğunu itiraf etti. sun yavrum’’ diye ağıt yaktı. Astsubay Adem Demirbağ’ın 2 çocuğu ile annesi için de Kırıkkale’de tören düzenlendi. Hatice Demirbağ (58) ile torunları Ahmet (8) ile 3 günlük bebek Aybüke Demirbağ için Cengiz Topel Camisi’nde düzenlenen törene Kırıkkale Valisi Mustafa Bahrettin Demirer, Belediye Başkanı Veli Korkmaz, CHP Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki, İl Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay Fuat Karatay ve çok sayıda askeri yetkili katıldı. Namazın ardından cenazeler Yenimahalle Mezarlığı’nda toprağa verildi. Patlamadan yaralı olarak kurtulan ancak iki çocuğunu kaybeden Nuray Demirbağ ise sinir krizleri geçirdi. Üst düzey komutanlar tarafından teselli edilmeye çalışılan astsubay Adem Demirbağ ise şöyle konuştu: “Sabah 07.00’de kalktım, 07.30 civarında evimden çıktım. 3 günlük kızımın sevinci ile evden işe gittim. Tüm eş, dost ve arkadaşlarımızla bu mutlu günümüzü kutlayalım derken böyle bir olay başımıza geldi. Eşim sezaryen ameliyatından çıkmıştı, kazadan ilk kurtulanlardan birisi o. Allah’ın takdiri, patlama sırasında patlamanın tesiri onu dışarıya fırlatmış. Ancak annemi ve 2 çocuğumu yitirdim.” ‘Töre’ nedeniyle annesinin öldürülüşüne şahit olan 12 yaşındaki kız yurda yerleştirildi Küçük tanık koruma altında DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde eşinden kaçınca saklandığı çeyiz sandığında öldürülen Gülistan Gümüş cinayetine ilişkin davaya dün başlandı. Duruşmada akrabalarını suçlayan Gümüş’ün 12 yaşındaki kızı koruma altına alındı. Berdel usulüyle evlendirilen Gülistan Gümüş, erkek çocuk doğurmayınca yaşadığı baskılardan kaçmış, Çınar’a bağlı Sırımkesen köyündeki annesinin evine sığınmıştı. Gümüş, 22 Temmuz’da saklandığı çeyiz sandığında Kalaşnikof tüfekle taranarak öldürülmüştü. İNAYETİ EŞ ÜSTLENDİ Olayın ardından tutuklanan ve haklarında “töre saikiyle yakın akrabayı öldürmek” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açılan Gülistan Gümüş’ün eşi Ömer Taş, kayınbiraderleri İzzettin Taş, Hamdullah Taş, Mehmet Şah Taş, kardeşi Memduh Gümüş, amcası İdris Gümüş, amca oğulları Abdurrahim Gümüş ve Bahattin Gümüş’ün yargılanmasına Diyarbakır’da başlandı. Ömer Taş duruşmada cinayeti üstlenerek kendisi dışındaki sanıkların suçsuz olduğunu öne sürdü. Tanık olarak dinlenen Gümüş’ün 12 yaşındaki kızı S. de tüm sanıkları işaret ederek “Annemi bunların hepsi öldürdü” dedi. Sibel olay anını şöyle anlattı: “İzzet ve Abdurrahim kapının arkasındaydı. Memduh ve İdris nenemi tutuyorlardı. Annem vurulunca bağırdı. Ninem kalkacaktı bırakmadılar. Sonra ninemler içeriye girdiklerinde annem cansız sandığın içindeydi. Onları önce Allah’a sonra size teslim ediyorum.” Mahkeme, Çocuk Koruma Kanunu uyarınca Sibel’in bir devlet kurumuna yerleştirilmesine de karar vererek oturumu erteledi. ‘Yeniden Aydınlanma Günleri’ başlıyor ? Eğitim Servisi İstanbul Kültür Üniversitesi’nce, “Türkiye’yi karanlığa sürüklemek isteyen düşüncelere karşı Atatürk ilke ve devrimlerinden, Aydınlanma felsefesinden, laiklikten ödün vermeme yolunda ilerlemek’’ amacıyla “10. Yıl Yeniden Aydınlanma Günleri’’ düzenlendi. 14 hafta sürecek etkinliklere her isteyen katılabilecek. Ataköy’deki yerleşkede yapılacak Aydınlanma Günleri bugün, “Modernleşme Sürecinde Kadın İmgesi’’ başlıklı seminer ve Nâzım Hikmet’ten “Kuvayı Milliye’’ adlı öğrenci etkinliği ile başlayacak. C ‘Çocuk ve internet’ tartışılacak ? Eğitim Servisi Rönesans Fuarcılık ve Türkiye Bilişim Derneği’nce düzenlenen COMPEX 31. Uluslararası Bilgisayar Fuarı’nda “Çocuk ve İnternet” konusu tartışılacak. Bugün saat 14.00’te, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılacak toplantıda, internetin, gençler ve çocuklar üzerindeki etkileri, yarar ve zararları ele alınacak. ‘ANNEMİ HEPSİ ÖLDÜRDÜ’ Munzur için zincirli eylem unceli’deki Munzur Çayı’nda yapılmakta olan hidroelektrik santralına karşı, T “Türkiye’de çevre örgütlerinin duyarsız kaldığını’’ öne süren “Munzur’u Koruma Kurulu” üyesi bir grup, dün Nişantaşı’nda bulunan Greenpeace Türkiye Ofisi önünde eylem yaptı. “Greenpeace, TEMA, Doğal Hayatı Koruma Derneği uyuyor. Munzur barajlarla yok ediliyor’’ yazılı pankart açan biri kadın yedi kişi, kendilerini bileklerinden birbirlerine, bir ağaca ve bir park levhasına zincirledi. Eylemciler polis tarafından zincirleri demir makaslarla kesilerek gözaltına alındı. Eylemden sonra açıklama yapmak isteyen 2 Greenpeace üyesi de gözaltına alındı. (Fotoğraf: AA) İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ DEMOKRATİK DAYANIŞMA DERNEĞİ Örnek davranış ? Haber Merkezi Burdur’da bir kamyonun çarpması sonucu 14 gün yoğun bakımda kalan ve beyin ölümü gerçekleşen gencin iki böbreğiyle karaciğeri organ bekleyen hastalara nakledildi. Ankara’da da eşini yıllar önce bir kazada kaybeden kadın, geçirdiği trafik kazası sonucu beyin ölümü gerçekleşen oğlunun organlarını bağışlayarak 3 kişinin yeniden hayata bağlanmasını sağladı. AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 8, No: 3 Konu TRAFİK KAZALARINA DAVETİYE ÇIKARILIYOR YURTTAŞLAR TRAFİK İÇİN GÖRÜŞ BELİRTİYOR PİYASA EKONOMİSİ NEDİR? Yönetmen Kavşaklar sabıkalı İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin E5 üzerinde yaptığı düzenleme çalışmaları trafik kazalarına davetiye çıkarıyor. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, kavşak düzenlemelerinin teknik açıdan çok kötü bulduklarını belirterek, meydana gelen trafik kazalarının da taşıt odaklı ulaşım planlarının bir sonucu olduğunu söyledi. Gökçe, kavşaklar arası mesafenin en az 2 kilometre olması gerektiğini belirterek, “En son trafik kazasının yaşandığı Topkapıİncirli arasında 5 kavşak bulunuyor. Yani kavşakların arası 400500 metreye iniyor. Dünyanın hiçbir yerinden böyle bir uygulama yoktur” dedi. Bir kavşağın girişi ile çıkışı arasında mesafenin de minimum 250300 metre olması gerektiğini vurgulayan Gökçe, E5 üzerinde yapılan düzenlemede bu mesafenin 2530 metre olduğuna dikkat çekti. Son bir yıl içinde TopkapıAvcılar yönünde yol çalışmaları nedeniyle yollara konan bariyerlere çarparak meydana gelen kazalarda çok sayıda ölüm ve yaralanma meydana geldi. 1 günde 4 bin öneri İstanbul Haber Servisi Yurttaşlar, İstanbul’da trafiğe çözüm için, raylı sistemin genişletilmesi, tekçift plaka uygulanması, 15 yaşın üzerindeki araçların trafikten men edilmesi gibi binlerce öneri sundu. Valilik, belediye ve emniyetiin internet sitelerine, İstanbul trafik sorunu için bir günde 4 binin üzerinde çözüm önerisi geldi. Ulaşım Zirvesi’nde alınan kararın ardından komisyonda değerlendirilmek üzere, üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, basın yayın organları ile konuya ilgi duyan yurttaşlardan, 1215 Aralık 2006 tarihleri arasında çözüm için görüş ve önerilerini sunmaları istenmişti. Bu açıklamanın ardından valiliğin ‘’www.istanbul.gov.tr’’, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “www.ibb.gov.tr’’ ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün ‘’www.iem.gov.tr’’ adresli internet sitelerine, elektronik posta yoluyla çok sayıda mesaj yollandı. Yetkililer yurttaşların çoğunlukla kendi yaşadığı bölgedeki trafik sorununa ilişkin görüşlerini dile getirdiğini ifade ettiler. Doç. Dr. TONGUÇ GÖRKER Konuşmacı 6 kişiye 88’er bin YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu çekilişinde kazanan numaralar, “1, 7, 17, 31, 32 + 6’’ olarak belirlenirken 5+1 bilen 6 kişi, 88 bin 950 YTL 80’er YKr ikramiye kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 2 bin 205 YTL 80’er YKr, 4+1 bilenler 186 YTL 50’şer YKr, 4 bilenler 16 YTL 90’ar YKr, 3+1 bilenler 10 YTL 55’er YKr, 3 bilenler 2 YTL 5’er YKr, 2+1 bilenler 3YTL 5’er YKr, 1+1 bilenler ise 1 YTL 45’er YKr kazandı. Prof. Dr. EROL MANİSALI Tarih: 16 Aralık 2006 Cumartesi saat 10.30 13.00 arası Yer: Levent Kültür Merkezi. (Beşiktaş Belediyesi) Levent Çarşı içi. Çalıkuşu Sok. (İş Bankası yanında) No: 2 1. Levent İSTANBUL İletişim: İ. Ü. Mezunları Derneği (Fatoş Taştan) 0 212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. CUMHURİYET 03 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle