Katalog

SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2006 ÇARŞAMBA HABERLER 6 Başbakan ile Dışişleri Bakanı, müzakerelerin askıya alınması yönündeki karara tepki gösterdi AVRUPA GÜRAY ÖZ Erdoğan: Haksızlık yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümeti, AB dışişleri bakanlarının Türkiye’nin müzakerelerinin 8 başlıkta askıya alınması ve ek protokol yerine getirilinceye kadar diğer başlıkların da kapatılmaması yönünde karar almasına tepki gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gelişmeleri değerlendirdi. TürkiyeAB ilişkilerinin ciddi bir sınavdan geçtiğini kaydeden Erdoğan, reform sürecinin aynı kararlılıkla süreceğini söyledi. Ek protokol konusunda Türkiye’ye haksızlık yapıldığını, AB liderlerinin yerine getirmedikleri sözler olduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye’nin ek protokolü imzalarken KKTC’ye uygulanan izolasyonlara da son verileceği düşüncesiyle hareket ettiklerini belirtti. Hükümetin başından beri Türkiye’nin AB Konseyi’nin taahhütleri çerçevesinde KKTC’ye yönelik izolasyonlar kaldırılmadan tek başına adım atmayacağını, Türkiye’nin gümrük birliği çerçevesinde liman ve havaalanlarını Rum gemi ve uçaklarına Çöpten Bir Kitap Çıktı Çöpten Kitap’ın Çöpsöz’ünde Ali Mert, “Çöpçüyüz, öyle ki ‘çöpçü bile’ değiliz” diye söze başlıyor. “Çöpçüyüz, öyle ki, ‘çöpçüler bile’ diye bizi küçümseyen toplumsal bir birikimin, sokakta biriktirdiklerini temizlemekteyiz.” Ama bu kitap yalnızca çöpler ve çöpçülerden söz etmiyor. Belki de onlardan yola çıkmış olsa, onlardan söz etse de, onlarla ilgili değildir. Daha çok hayatımız, her geçen gün bir çöplüğe dönmekte, dönüştürülmekte olan “postmodern” hayatımız hakkındadır. Bize sunulanla idare eden, içinde boğulduğumuz ve boğulduğumuzu fark etmediğimiz geçip giden günlerimiz hakkındadır. Paramparça hayatları anlatsa ve paramparça bir yöntemi yeğlese de, içinden geçen o kalın damara tutunmuş parçalarla bu kitabın aynı zamanda postmodernle kıyasıya bir hesaplaşma olduğunu da unutmamanızı dilerim, eğer okursanız. Okursanız... Çöpten Kitap Yordam Kitap’tan çıktı. ??? Gökdelen’den bir kitap düştü. Çöpten Kitap’ta uzun uzun anlatılan çöpten beslenenlerin Gökdelen adlı kitaptaki adı ‘Yılkı adamları’dır. Onları da ustamız Tahsin Yücel yazdı. Gökdelen 2073 yılında başımıza gelecekleri anlatıyor. Her ne kadar başımıza gelecekleri 2073 yılı gibi uzak bir tarihe göndermiş gibi görünse de, Gökdelen gerçekte içinde debelenmekte olduğumuz yılların romanıdır. Her şeyin özelleştirildiği ve satışa sunulduğu yıllardayız ve romana konu olan adaletin özelleştirilmesi de geçen günlerde parlamentoya sunulan bir tasarı ile ucundan kıyısından başlamış bulunmaktadır. Tasarı, yargıya gitmeden davalı ile davacının uzlaşmasına kapı aralamakta, böylelikle sivil “yargıçlara” kadılara, mafyalara yol vermektedir. Eski Marksist Can Tezcan’ın devrim halkasını tamamlamak, nihayete erdirmek için bulduğu harikulade yöntem, kitapta gerçeğe doğru yol alırken, “Şimdilik çok uzaklarda olduğu bilinen yılkı adamları, umut olmayı sürdürüyorlar mı peki?” diye aklınıza takılabilir. Kitabı okuyup bitirdiğimde öyle olduğunu, öyle olması gerektiğini, öyle olacağını düşünmemin yazar tarafından şiddetle istendiğini hissettim. Ama bu umursamazlık yıllarında, artık edebiyatın bu işlerle uğraşmaması gerektiğini büyük bir ‘yetkiyle’ söyleyenlere inat nerden çıktı bu kitap? Gökdelen Can Yayınları’ndan çıktı. ??? Amerikan Cinneti nereden çıktı? Peki, her şeyi değiştiren ve kendisi de değişimden payını alacak olan “Amerikan Cinneti” nereden çıktı? Amerikan cinneti Amerika’dan, Zeynep Atikkan’ın kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Atikkan kitabında dünyanın başının belası haline gelmiş olan Amerikan “yeni muhafazakârları”nı, onların düşünce sistematiklerini, ruh hallerini, takıntılarını anlatıyor. Cinnet getirenler ve bir bela halinde dünyamızın üstüne düşenler onlardı. Yeni muhafazakârları bilmeden günümüzde olup biteni anlamak, çöp adamları da, yılkı adamlarını da yerli yerine oturtmak zordur. Yeni muhafazakârlarla ilgili en şaşırtıcı bilgi, belki de onların “solcu” geçmişleridir. Eski bir Marksist olan Irwing Kristol’ün “oğlundan bile çok sevdiği” Paul Wolfowitz de gençlik yıllarında Troçkistlerle yatıp kalkmıştı. Soldan dönenlerde sağın uçlarında ve şiddetlisinde yer almak ya da yer bulmak, herhalde bir kader! Bizim ülkemizde de öyle değil midir? Amerikan Cinneti kuşkusuz yalnızca yeni muhafazakârlarla sınırlı değil ve öyle kolay iyileştirilebilecek gibi görünmüyor. Hâlâ can almaya, kan dökmeye devam ediyor, edecek. Bu ideolojisi ne kadar çürük olursa olsun “aklı başında ve tehlikeli” Amerikan cinnetini görmek ve sergilemek, medyanın büyük ölçüde teslim olduğu günümüzde bu nedenle paha biçilmez değerdedir. Çünkü Atikkan’ın dediği gibi: “Cinnet ile cinayet arasındaki sınır o kadar yakın olabiliyor ki!” eposta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr Baykal’ı siyasi fırsatçılıkla suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümetin dış politikasını eleştiren CHP lideri Deniz Baykal’ı “aynalara bakarak konuşmak ve kör olmakla” suçladı. İbni Sina’nın “Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir” sözünü anımsatan Erdoğan, Baykal’ın son dönemde yaptığı açıklamaların hiçbir insaf ölçüsü ve sorumlu bir siyaset anlayışıyla açıklanamayacağını ileri sürdü. Erdoğan, “Hiçbir fikir geliştirmeden AKP’yi, Türkiye’yi zayıf düşürmek adına, siyaset üretmek yerine spekülasyon üretmek, en hafif ifadeyle siyasi fırsatçılıktır. Diplomatik çıkarlarımız zarar görmesin diye konuşmadığımıza bakıp, Baykal meydanı boş zannetmesin.” “Biz görüşmeler kapsamında ne Finlandiya’ya ne de tarafımızdan ilgili diğer taraflara hiçbir şekilde yazılı önerilerde bulunmadık. Bize de herhangi bir yazılı teklif gelmemiştir. Önerilerimiz, temel devlet politikasıyla uyum içinde olmuştur. Yaklaşımımızı, kısıtlamaların karşılıklı olarak kaldırılması amacıyla AB’nin siyasi mutabakatının ortaya çıkması üzerine inşa ettik.Bu gerçekleştiği takdirde önerimizin esasını teşkil eden adımların karşılıklı olarak atılması için teknik görüşmelere geçilmesini hedeflemiştik. Hiçbir zaman tek taraflı adım atılması gündemimizde olmamıştır. Ne yazık ki bugün gelinen noktada bütün iyi niyetimize rağmen AB Konseyi’nin aldığı kararla Türkiye’ye haksızlık yapılmıştır. Bu karar, TürkiyeAB ilişkilerinin ulaştığı boyutla bağdaşmamaktadır. Ayrıca, AB ile ortaklaşa belirlediğimiz hedefle de çelişmektedir.’’ Gül: Size söyleyecek lafları çok iyi bilirim ama... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise, grup toplantısı öncesinde gazetecilerin soruları üzerine, müzakere sürecinde AB’nin 8 maddeyi askıya almak açmasının ancak bu koşul gerçekleştiği takdirde mümkün olabildiğini ifade ettiğini kaydeden Erdoğan, aynı kararlılığı sürdürdüklerini ileri sürdü. ‘Yazılı öneri götürmedik’ Finlandiya Başbakanı’nın 1 Aralık’ta gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yeni bir inisiyatifin başlatılması konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Erdoğan, bu konudaki düşüncelerini Fin Dönem Başkanlığı’na aktardıklarını, Finlilerin bu önerilerini olgunlaştırarak AB ülkelerine şifahen sunduklarını bildirdi. Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: istemesinin anımsatılması üzerine, “AB’nin vizyon noksanlığını gösteriyor bu iş. Ama yol devam ediyor’’ dedi. Gül, “Kıbrıs’la ilgili sözlerini yerine getirirlerse, biz de daha önce vaat ettiğimiz limanın açılması konusunu yerine getirir miyiz?’’ sorusuna, “Gayet açık. Bizim bir tane liman açmamızın Rumlara getireceği fayda ne, bir Ercan Havaalanı’nın açılmasının Kıbrıs Türklerine getireceği fayda ne? Kamuoyundaki bu tartışmalarla ilgili yine çok detaylı anlatabileceğim şey var ama bir taraftan Türkiye’nin devam eden diplomasisini çökertmememiz gerekiyor. Yoksa ben size söyleyecek lafları çok iyi bilirim. Ama önemli olan neticeyi almak. Biraz daha nefes aldırabilir miyiz, onların geleceği ile ilgili ne adım attırabiliriz? Yaptığımız şey bu’’ dedi. Gül, “Limanların açılması ile ilgili bu açılım daha iyi sonuçlar getirebilir miydi?’’ sorusu üzerine ise, polemiğe girmenin anlamının olmadığını, büyük işlerle uğraşmak gerektiğini söyledi. Yeşil sermaye için yasa teklifi ? ANKARA (AA) CHP’li Mustafa Özyürek, İslami holdinglere para yatırdıkları için mağdur olan yurttaşların sorununa çözüm bulunması için kanun teklifi hazırladı. TBMM’ye sunulan kanun teklifi, holdinglerin SPK tarafından takibe alınması ve ortaklık faaliyetlerine müdahale edilebilmesi, gerçek hak sahiplerinin belirlenmesi ve mali durumu zayıfladığı belirlenen ortaklıkların, “Yatırımcıları Koruma Fonuna’’ devredilmesini içeriyor. ‘Büyükanıt üzüntüsünü iletti’ Dışişleri Bakanı Gül, Kıbrıs önerisine ilişkin tartışmaların ardından aradığı Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı’nın müsteşarın bilgi verdiği konusunu kabullendiğini söyledi EMİNE KAPLAN Başbakan ABD’ye gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Medeniyetler İttifakı Uygulama Süreci toplantısının New York ayağına katılmak için ABD’ye gidecek. Erdoğan’ın toplantı için 1819 Aralık 2006 tarihleri arasında ABD’de olacağı belirtildi. Şahin: Sezer’e katılmıyoruz ? ANKARA (AA) Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Vakıflar Yasası’nda “Anayasaya aykırı düzenlemeler olduğu’’ görüşüne katılmadıklarını söyledi. Şahin, Cumhurbaşkanı tarafından Meclis’e geri gönderilen Vakıflar Yasası’nın, önce Adalet Komisyonu’nda, daha sonra genel kurulda yeniden görüşüleceğini söyledi. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs ile ilgili öneri konusunda gerekli bilgilendirmenin yapıldığını savunurken “Devlette ayrılık görüntüsü vermek doğru değil, aceleyle söylenen sözler hoş değil” dedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, öneri üzerinde mutabakat olduğunu belirterek haberlerin ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı aradığını, Büyükanıt’ın üzüntüsünü kendisine aktardığını söyledi. AKP hükümetinin Kıbrıs ile ilgili son önerisi üzerine devlet zirvesinde ortaya çıkan kriz, AKP’nin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ile grup toplantısında da değerlendirildi. Başbakan Erdoğan, gerekli kurumlara bilginin verildiğini belirterek, Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarının ziyaretlerini anımsattı. Dışarıda Türkiye karşıtı yeteri kadar lobi olduğunu, bu tür davranışların onları destekler içerikte bir izlenim yarattığını kaydeden Erdoğan, “Verilen bir şey yok. bütün kurumların haberi vardı. Yaptığımız öneri farklı bir anlama gelmiyor, hatta daraltıldı. Bununla ilgili haberler çıkınca telefon da açtım. Kendilerini bilgilendirdim, bizim için konu kapandı. Onlar da bu konuda müsteşarın bilgi verdiği konusunu kabullendi. Sayın Büyükanıt, bana üzüntüsünü dile getirdi.” Denktaş’a eleştiri AB dışişleri bakanları zirvesinde alınan kararı da değerlendiren Gül, eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı eleştirdi. Edinilen bilgiye göre Gül, “Denktaş’a Lahey’de görüşmeler sırasında masadan asla kalkmamasını tembih ettik. Rumlar masadan kalkmadan ‘kalkma’ dedik. Şimdi kaçan fırsatları toplamaya çalışıyoruz. Masadan ilk kalkan Denktaş oldu. Türkiye’ye engel olacağına KKTC’nin durumunu gitsin diğer ülkelere anlatsın” dedi. AB üyeliğinin uzun soluklu bir süreç olduğunu, sabırlı olunması gerektiğini anlatan Gül, Türkiye’nin üzerine düşen görevi yaptığını söyledi. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, AKP grup toplantısı öncesi bir süre sohbet etti. (AA) Hükümet sorumluluk içerisinde hareket ediyor. Fevri çıkışlar, böyle aceleci sözlerle devlette ayrılık görüntüsü vermek uygun değil. Uygun ortamlarda bunlar dile getirilmiş, bu konuşmalar yapılmış ve ilgili bürokratlar görüşmeleri yapmıştır” değerlendirmesini yaptı. Dışişleri Bakanı Gül, grup toplantısının basına kapalı bölümünde bazı milletvekillerinin AB ile ilgili son gelişmeler konusunda bilgi istemesi üzerine bir konuşma yaptı. Çıkan haberlerin ardından Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ı telefonla aradığını kaydeden Gül, şu değerlendirmeyi yaptı: “Herkesin haberi vardı. Mutabakat çerçevesinde yapıldı. Bizim yaptığımız hareketten GİRESUN MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ ‘TÜRKİYE SİLAHSIZ KUŞATMA ALTINDA’ Arınç’ın ‘komplo’ korkusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis ile TSK’nin arasını açma gayretinde olanlar bulunduğuna işaret ederek “Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bazı komplolar önümüze çıkabilecektir’’ dedi. Arınç, bir gazetede, bazı emekli subayların mektup yazarak Genelkurmay’ın da Cumhurbaşkanı seçimine müdahil olmasını istediğini okuduğunu ve bunu eleştirdiğini anımsatarak “Genelkurmay Başkanımız görüşmemizde, ‘Böyle bir mektup bize gelmedi’ dediler’’ diye konuştu. Çelik tazminat ödeyecek ERZURUM (AA) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Giresun Milli Eğitim Müdürü Halit Azizoğlu’na 5 bin YTL tazminat ödemeye mahkum edildi. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan duruşmada, Azizoğlu, Çelik hakkında yargı kararlarını uygulamaması nedeniyle açtığı manevi tazminat davasını kazandı. Azizoğlu’nun avukatı Ali Altay, müvekkilinin bir süre önce geçici olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na atandığını, fakat açılan davada yürütmenin durdurma ve işlemin iptali kararı verilmesine rağmen Azizoğlu’nun 2. defa geçici olarak görevlendirildiğini söyledi. 3 Mart 2005’te açtıkları tazminat davası sonucunda Çelik’in 5 bin YTL tazminat ödemesine karar verildiğini kaydeden Altay, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın diğer yetkilileri aleyhine açtığımız dava ise reddedildi. Kazandığımız tazminat miktarının caydırıcı etkiye sahip olmaması ve sorumlular yönünden temyize gideceğiz’’ diye konuştu. Altay, Çelik hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne yargı kararlarının uygulanmaması nedeniyle açtıkları davanın da sürdüğünü kaydetti. Denizli’den AB’ye eleştiri Haber Merkezi Avrupa Birliği sürecinde utanç verici şeylerin yaşandığın belirten teknik direktör Mustafa Denizli, AB’yi eleştirerek “Sevr’in rövanşını almak istiyorlar” dedi. CNN Türk’te yayımlanan Futbolizm programının konuğu olan Mustafa Denizli, programın arasında gelen AB haberi sonrasında AB’ye sert eleştirilerde bulundu. Denizli, şunları söyledi: “Utanç verici şeyler yaşıyoruz. 43 yıldır bu işin başlangıcında olan bir ülke, haritada yerleri olmayan 1015 sene önce kurulmuş ya da parçalanmış ülkelerin üye olduğu bir yerde hâlâTürkiye için neler konuşuluyor. Bu tamamen Sevr’in rövanşı. Bunların önemli bölümü Atatürk döneminde Kurtuluş Savaşı’nda bu ülkeden kovulmuş. Bu tamamen onun rövanşı. Ankara Protokolü, Kıbrıs ile ilgili kararlar, limanların açılması... Türkiye bu mücadeleden kendi gücüyle çıkabilecek bir ülke. Bu silahsız bir kuşatma. Avrupa Birliği’ne sempati ve antipati 2 yılda ne kadar değişti? Türkiye tarihi boyunca aç ve susuz kalmıştır ama hürriyetini ve değerlerini kaybetmemiştir.” Yunan komutan Ankara’da ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanı Koramiral Elias Sionides, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can Erenoğlu’nu ziyaret etti. Erenoğlu, görüşme öncesi yaptığı açıklamada, “Ege’deki sorunların bir anda çözüleceğini düşünmüyoruz ama karşılıklı iyi niyet, anlayış, saygı ve güven üzerine işbirliği ve dostluğu tesis etmek için buradayız” dedi. Demirel: Erken seçime evet ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı’nın düzenlediği ödül töreninde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirel, “Hükümetin erken seçime gitmesi ve Cumhurbaşkanı’nın yeni Meclis tarafından seçilmesi için 50’ye yakın sivil toplum kuruluşu bir araya geldi. Siz de destek veriyor musunuz?” sorusunu, “Veriyorum” diye yanıtladı. Halkevleri’nden baskılara protesto ? İstanbul Haber Servisi Halkevleri üyeleri, İstanbul Üniversitesi’ndeki antidemokratik uygulamalara karşı çıkan öğrencilerin soruşturmalarla yıldırılmaya çalışıldığını belirterek, üniversite yönetimini protesto etti. Beyazıt Meydanı’nda toplanan grup, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Eğitim hakkı engellenemez” pankartları taşıyarak “Eşit, parasız eğitim istiyoruz”, “Ferman devletin, üniversite bizimdir” sloganları attı. Yapılan açıklamada, “Üniversiteden atılan öğrencilerin kayıpları telafi edilmelidir” denildi. Bülent Ersoy’dan Baykal’a tazminat ? ANKARA (Ankara Bürosu) CHP lideri Deniz Baykal’ın sanatçı Bülent Ersoy’un asılsız iddialarla kişilik haklarına hakaret ettiği gerekçesiyle açtığı davada tazminat istemi kısmen kabul edildi. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ersoy’u 15 bin YTL tazminat ödemeye mahkum etti. Ersoy, isim vermeden askeri yönetim tarafından konulan sahne yasağının kaldırılması için o dönem avukatlık yapan Baykal’ın kendisinden dava karşılığında bir servet istediğini öne sürmüştü. Bakanlar Kurulu, üç kararnameyi veto eden Sezer’e Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nü önerdi TRT için son aday Bengi Dr. Hilmi Bengi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TRT Genel Müdürlüğü için bugüne kadar Çankaya Köşkü’ne gönderdiği üç kararname, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından geri çevrilen Bakanlar Kurulu, Sezer’e bu kez de Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi’yi önerdi. TRT Genel Müdürlüğü’ne, Bengi’nin atanmasına ilişkin kararname imzaları tamamlanarak Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi. Sezer, daha önce Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şahin’in adaylığını iki kez veto etmiş, RTÜK bunun üzerine Dr. Hilmi Bengi, Tahsin Aktı ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ruhi Özbilgiç’i aday göstermişti. Bakanlar Kurulu ise Özbilgiç’i Sezer’in onayına sunmuş. Ancak Sezer, adı “şeyh mektubu” olayıyla gündeme gelen Özbilgiç’in kararnamesini de geri çevirmişti. Dr. Bengi, 1959’da Karaman’da doğdu. Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın ve Yayın Yüksekokulu’ndan mezun olan Bengi, AÜ Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde doktora yaptı. Milli Güvenlik Akademisi’nden mezun olan Bengi, Kamu Diplomasisi Kursu ve Londra’da yabancı dil kursu gördü. Bengi, Yankı dergisinde Yazıişleri Müdürlüğü, Tercüman gazetesinde Ankara Temsilciliği ve köşe yazarlığı yaptı. AA’da Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Danışmanlığı görevlerini yürüten Bengi, 2003’te AA Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevine getirildi. Evli ve 2 çocuk babası olan Bengi’nin, “Gazeteci, Siyasetçi ve Fikir Adamı Olarak Hüseyin Cahit Yalçın’’ adlı kitabı ve mesleki konularda yazıları bulunuyor. CUMHURİYET 06 K