Katalog

SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2006 PAZARTESİ 6 Bardakoğlu: Başkan seçimle gelmeli ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Diyanet İşleri başkanlarının atamayla değil seçimle işbaşına gelmesi gerektiğini söyledi. Bir televizyon kanalında soruları yanıtlayan Bardakoğlu, “Cumhuriyetin ilk yıllarında il müftüleri seçimle işbaşına gelirlerdi. Bugün de bu yöntem izlenebilir” dedi. Bardakoğlu, Papa’nın ziyareti sırasında yaptığı eleştirilerin de nezaket kuralları çerçevesinde ne eksik ne fazla olduğunu ifade ederek “Eleştirilerimizi nezakete kurban edemezdik” diye konuştu. Bardakoğlu, Papa’nın yaptığı konuşmada ise Türkiye’yi ve laikliği eleştirmediğini, eleştirinin dinden uzaklaşmaya, dünyevileşmeye yönelik olduğunu savundu. HABERLER İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 58. yıldönümü etkinliklerle kutlanıyor CHP’DEN KİTAP Y eni anayasa istemi ? Kitle örgütleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 58. yıldönümünde basın açıklamaları yaptılar. Haber Merkezi İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 58. yıldönümünde, İstanbul, Diyarbakır ve İzmir’de çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Demokratik kitle örgütleri, Türkiye’de ifade özgürlüğü, tutukluluk şartlarının denetimi gibi sorunlara dikkat çektiler. İnsan Hakları Derneği (İHD) bir hafta boyunca sürecek olan İnsan Hakları Haftası etkinliklerinin açılışını dün Sultanahmet Mehmet Akif Ersoy Parkı’nda yaptı. İHD İstanbul Şubesi Başkanı Hürriyet Şener, bu yıldönümünde de bütün dünyanın adalet, eşitlik ve barış sağlanmaktan çok uzakta olduğunu belirterek “Ekonomik ve askeri güce sahip olan ülkeler, dünyanın geleceğine ilişkin kararları, uluslararası hukuku Birleşmiş Milletler mekanizmalarını hiçe sayan bir biçimde şekillendirmek için dünyanın birçok bölgesinde askeri güce başvuruyor” dedi. Şener, Türkiye’de 1999 yılından itibaren 9 demokratikleşme paketi ile birçok maddesi değiştirilen 1982 Anayasası’nın insan hak ve özgürlüklerini karşılamaktan uzak olduğunu dile getirdi. Taksim Meydanı’nda otobüs duraklarında bir basın açıklaması yapan Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) Türkiye Şube TİHV RAPORU Kadının hakları geriliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Kadın Kolları tarafından hazırlanan “AKP’nin yüz karası” adlı kitapta AKP iktidarı döneminde kadınların iş yaşamında yer alma oranları ve koşulların gerilediğine dikkat çekildi. Buna göre, kadın işsizlik oranı erkek işsizlik oranının 15 katına çıkarken yeni yılda yürürlüğe girecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile de sigortalı kadın çalışanların sosyal hakları, emeklilik ücret ve primleri de geriye götürüldü. Çalışmayan ve evlenmeyen kız çocukları şu anda yaşları ne olursa olsun sağlık yardımlarından yararlanıyordu, ancak yılbaşından sonra kız çocukları 18 yaşını doldurduklarında genel sağlık sigortasından yararlanamayacak. CHP Kadın Kolları’nın hazırladığı kitapta AKP iktidarında kadınların durumu özetlendi. Bir yılda 62 kişi öldürüldü ŞULE KÖKTÜRK Özgür Radyo 12. yılını kutladı ? İstanbul Haber Servisi Özgür Radyo kuruluşunun 12 yılını, “Yelken Açtık Özgürlüğe” sloganıyla düzenlediği dayanışma konseriyle kutladı. Fırat Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen geceye Kardeş Türküler, İlkay Akkaya ve Onur Akın’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı ve konuk katıldı. Özgür Radyo’nun tutuklu bulunan çalışanlarının konuşmalarının bulunduğu bir sinevizyon gösteriminin ardından konuşan Özgür Radyo Editörü Songül Özbakır, “19 Aralık operasyonu ve Temel Haklar Derneği’ne yapılan baskınlar, aralık ayının hak ihlalleri açısından kötü olan siciline yenilerini ekledi” diye konuştu. Akkaya ise “Bugün burada özgürlük için, baskılara boyun eğmemek için bulunuyoruz” dedi. Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi üyeleri, Taksim’de basın açıklaması yaptı. (Fotoğraf: ALİ ACAR) si Başkan Yardımcısı Taner Kılıç, UAÖ’nün ifade özgürlüğünü engellediği gerekçesiyle Türk Ceza Yasası’ndan (TCY) 301. maddenin kaldırılması, tutukluların bulundukları koşulların denetimden uzak olmasının engellenmesi, kadına yönelik şiddet ve vicdani ret konularında da çalışmaları olduğunu belirtti. Yürüyüşlerle protesto Irak Türk Dernekleri ve Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği üyeleri de Tünel’den Taksim Meydanı’na kadar hükümetin Türk limanlarının Güney Kıb rıs’a açılması teklifine ve ABD’nin Irak işgaline karşı yürüyüş gerçekleştirdi. İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi üyeleri, Çankaya’dan Konak Alanı’na kadar “Katil ABD Ortadoğu’dan def ol”, “Susma,sustukça sıra sana gelecek” sloganlarıyla yürüdü. İzmir Valiliği tarafından Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen Dünya İnsan Hakları Günü etkinliğine, 17 kişiden oluşan İzmir İl İnsan Hakları Kurulu’ndan sadece 2 kişi katıldı. Kurulun başkanlığını yapan İzmir Vali Yardımcısı Fahri Işıksız, kurul üyesi İsmet Dutar’ın dışında başka üyenin ol madığını görmesi üzerine konuşmasını yapmadı. Hafta nedeniyle İHD Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Koşuyolu Parkı içindeki İnsan Hakları Anıtı önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Katılımcılara seslenen İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Selahattin Demirtaş, geçen yıl 10 Aralık’tan bugüne kadar bölgede yaşanan çatışmalarda 300’e yakın kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin de yaralandığını söyledi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) Dokümantasyon Merkezi’nin hazırladığı rapordaki rakamlar, hak ihlallerine bir kez daha dikkat çekiyor. Raporda 2005 yılının Ekim ayı ile 2006 yılının Ekim ayı arasındaki dönemde, TİHV tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine 2006 yılının ilk 11 ayında, 213’ü yıl içinde işkence gören olmak üzere toplam 318 kişinin başvurduğu belirtiliyor. TİHV’nin söz konusu raporuna göre 2005 yılının Ekim ayı ile 2006 yılının Ekim ayı arasındaki dönemde, güvenlik güçlerinin “Yargısız İnfaz, Dur İhtarı, Rasgele Ateş Açma, Göstericilere Ateş Açılması” gibi silah kullandığı olaylarda 62 kişi öldürüldü. Kara mayınları ve araziye bırakılan sahipsiz bombaların patlamaları sonucunda 17 kişinin öldüğü tespit edilen rapora göre, 14 kişi cezaevlerinde, 2 kişi de gözaltında öldü. Raporda, 2006 yılının ilk on ayında en az 112 yazar, yayıncı, gazetecinin, yazıları nedeniyle yargılandığı anımsatıldı. İşgücüne katılım düştü Kadınların işgücüne katılım oranının düştüğü vurgulanırken “1990’da her 3 kadından biri çalışırken, 2005’te ancak her 4 kadından biri işgücü piyasasında yer bulabidi. AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılında Türkiye genelinde kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27.9 iken, bu rakam 2006 Mayıs ayında yüzde 25.8’e geriledi. Kadın işsizlik oranı, erkek işsizlik oranının yaklaşık 15 katı oldu” denildi. ‘SAĞLIK’SIZ PROJE Tecrit koşullarını protesto etmek için açlık grevine başlayan Behiç Aşçı’nın eyleminin 249. günü 3 kapı, 3 kilit; 1 dakikada çözüm CİHAN ORUÇOĞLU 30 milyon insan sistem dışı kalacak İstanbul Haber Servisi Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Gençay Gürsoy, “AKP ‘sağlıkta reform’ adı altında sunduğu projelerle, sağlık hizmetini piyasalaştırmaya çalışmaktadır. Bu projeden geri dönülmelidir” dedi. İstanbul Eczacı Odası’nın kuruluşunun 50. yılı nedeniyle The Marmara Oteli’nde düzenlenen İstanbul Eczacılık Kongresi’nde 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle “sağlıklı yaşam hakkı” tartışıldı. “Sağlıkta Dönüşüm Projesi ve Sağlıklı Yaşam Hakkı” konulu panelde konuşan İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan “Proje hayata geçirildiğinde 30 milyon insan sağlık hizmetinin dışında kalacak” dedi. Gürsoy ise “Bu proje 1980’den bu yana tüm hükümetlere sunulmuştur. Hiçbir hükümetin kabul etmediği projeyi kabul eden AKP sağlık alanını piyasalaştırmaya çalışıyor” diye konuştu. CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu da iktidarın sosyal devlete karşı mücadele içinde olduğuna dikkat çekti. Sağlık Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Köksal Aydın “Bu proje Ukrayna ve Rusya’da uygulanmış, 9 milyon kişinin ölmesine sebep olmuştur” dedi. Düzeltme ? Gazetemizin 8 Aralık Cuma günkü sayısında “Bitmeyen Hastane Öyküsü” başlığı ile yayımlanan haberde, Gaziosmanpaşa Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Hastanenin inşaatına ne zaman başlanır, ne zaman tamamlanır. Başbakan ve Sağlık Bakanı’nın bilgisi dahilinde olaya seyirci kalınıyor” ifadesi yanlışlıkla yer almıştır. Açıklamada, belediyenin yalnızca hastane için Ankara’ya yapılan ziyaretle ilgili bilgi verilmiş, bu konuda herhangi bir yorum yapılmamıştır. Düzeltir özür dileriz. F tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamasına karşı 249 gündür ölüm orucunda olan Avukat Behiç Aşçı, soruna cezaevinin mimari yapısında değişiklik yapmadan bir dakika içinde çözüm bulunabileceğini söylüyor. F tipi cezaevlerinin bir koridora açılan 3 hücresinin kapıları kilitlenmediğinde “tecrit”e çözüm bulunabilecek ve ölüm orucu eyleminde 123. insanın ölümü engellenmiş olacak. Tecritteki müvekkilleri için “tüm hukuk yolları tükenince” kendi yaşamını ortaya koyduğunu ifade eden Aşçı, “3 kapı, 3 kilit en makul, en ekonomik ve en hızlı çözüm önerisi. Bakanlık bir başka formülasyon da geliştirebilir” diyor. Şişli’de eylemini sürdürdüğü evde görüştüğümüz Behiç Aşçı, enerji ve kilo kaybı nedeniyle sorularımızı yatağında uzanarak yanıtlayabildi. Avukat Behiç Aşçı’ya sorularımız ve yanıtları şöyle: Bir avukat neden ölüm orucuna girer? Tecride karşı hukuk yollarını deneyemez miydiniz? AŞÇI F tipleri bir ve üç kişilik hücreler şeklinde yapılmış ve insanın insanı görmesi yasak olan, insanın insansızlaştırıldığı hapishaneler. Bu hapishanelerde 6 yılda yüzlerce insan sakat kaldı, hastalandı ve 122 insan öldü. F tipi hapishanelerdeki tecridin insanları nasıl tahrip edeceğine dair raporlardaki veriler gerçekleşti. Fakat Adalet Bakanlığı 6 yıl boyunca tecrit konusunda zerre kadar adım atmadı. Ben de bir Behiç Aşçı, müvekkilleri için tüm hukuk yolları tıkanınca kendi yaşamını ortaya koyduğunu söyledi. Aşçı, tecridin bir insanlık sorunu olduğunu sözlerine ekledi. avukat olarak davalar açtım, şikâyetlerde, suç duyurularında bulundum. Basın açıklamaları, mitingler, sempozyumlar düzenledim, fakat bir avukat olarak bu sorunu çözemedim. Şimdi gene hem müvekkillerim hem de F tipinde tutulan diğer tutuklu ve hükümlülerin bir anlamda başka türlü avukatlığını yapıyorum.Onların tecritten çıkartılmaları için bu kez kendi yaşamımı ortaya koydum. Evet tecrit bir insanlık sorunu, çünkü F tipi hapishanelerde sadece siyasiler kalmıyor ve herkes oradan tecrit hastalıklarını yaşayarak çıkıyor. Eyleminizin son bulması için Adalet Bakanlığı’ndan beklentiniz nedir? AŞÇI F tipi hapishanelerdeki tecrit çok kapsamlı bir politika olarak uygulanıyor. Mimari tecrit var, idari yaptırımlar la uygulanan tecrit var. Biz mimari yaptırımın kaldırılması konusunda bir adım atılmasını istiyoruz. Bir dönem tutuklu ve hükümlüler kabul etmişlerdi. “3 kapı, 3 kilit” F tipi hapishanelerde en pratik, en kolay ve bir dakika içinde uygulanabilecek bir çözüm önerisi. F tipi hapishanelerin mimarisi gereği bir koridorda 3 kişilik 3 hücre bulunuyor. Dolayısıyla her koridorda 9 kişinin bir araya gelme imkânı var. Zaten koridorun iki tarafında kapılar var. Güvenlik sorunu yok yani. Ölüm orucu eyleminizde demokratik kitle örgütleri nasıl bir tutum aldı? AŞÇI Bana destek veren kurumların çok büyük bir kısmı zaten ölüm orucuna karşı olduklarını söylediler. Yani konfederasyonlardan tutun, demokratik kitle örgütlerine kadar aydınlar, sanatçılar, avukatlar tecride karşı ellerinden geleni yapacaklarını söylediler. Doğrusu da bu zaten. Biz ölüm orucuna taraftar olmalarını beklemiyoruz. Tecride karşı mücadele etmelerini istiyoruz. Bunu yapıyorlar ve etkili bir mücadele hattı izliyorlar. Bir anlamda insani görevlerini, sorumluluklarını yerine getiriyorlar. Tecride karşı mücadele etmek insani bir görevdir. Doğal olarak biz de daha çok sevinip umutlanıyoruz. Hapishanelerdeki müvekkillerimiz adına daha çok umutlanıyoruz. Onların içinde bulunduğu yaşam koşullarını daha çok insan algılıyor. Yaşam koşullarının insani hale getirilmesi için daha çok kurum ve çevrelerin mücadele etmesi gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. CUMHURİYET 06 K