27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2006 SALI 6 HABERLER Bülent Ecevit’e siyasi yaşamı boyunca pek çok kez suikast girişiminde bulunuldu SALI ORHAN BURSALI Faşistlerin hedefiydi MİYASE İLKNUR Bülent Ecevit Bey Bülent Ecevit, Türk siyasi ve toplumsal hayatında gerçekten olumlu izler bırakan ender insanpolitikacılardan biri. Bugün Ecevit için iyi şeyler yazma günü! Çünkü bunu gerçekten hak edecek olguların altında imzası olan iyi bir politik kişiliği son yolculuğuna uğurluyoruz. Ecevit’in “izlerini” sürersek neler karşımıza çıkar? • Türk politika hayatını, mavi rengiyle, güvercinle, şapkasıyla, Karaoğlan sıfatıyla renklendirdi, sevimlileştirdi, hafifletti; bütün bu “Ecevit markaları” ile politikayı sevdirdi ve halklaştırdı. • Bir “mücadele adamı”. Hayatında önemli ilkler var ve bu ilkler Türkiye’de siyasal ve toplumsal yaşama da damgasını vurdu ve yeni kanallar, kulvarlar açtı: • Çalışma Bakanı olarak işçi sınıfı grev hakkını ilk onun zamanında kazandı... “Ortanın Solu” sloganıyla CHP içinde yeni bir bayrağı dalgalandırdı. Bu sloganın ülkemizde solu, solculuğu yaygınlaştırdığını ve sevimlileştirdiğini söyleyebiliriz. Bu açıdan solcular, Ecevit’e derin bir teşekkür borçludurlar. Solculuğu halk için “öcü” gibi kullanan onca minik grupların çabalarına rağmen. • Mücadeleci ve güçlü bir kişilik geliştirdi zaman içinde: CHP Genel Sekreteri olarak, İnönü’ye bayrak açtı. 1972’de İnönü dönemini noktalayan politikacı oldu. ??? Ecevit, 12 Eylül askeri darbesine karşı da mücadele etti. Demokrasinin oturması için çaba gösterdi. Büyük ölçüde ABD’nin güdümünde ve talimatları doğrultusunda hareket eden, en koyu ve gerici Amerikancı generaller tarafından siyasal açıdan anti ulusal bir araç olarak kullanılan Kontrgerillaya karşı çıktı. Bu gerici silahlı örgütün saldırılarına ve suikast girişimlerine de hedef oldu. Ancak, yılmadı ve cesur kişiliğiyle hep ayakta durdu! • CHP’den ayrılıp sıfırdan yeni bir partiyi, DSP’yi kurdu. Güçlü kişiliğiyle politik hayatımızda edindiği kendine özel konumun verdiği büyük bir cesaretle! Nitekim DSP’yi iki kez büyüttü ve iktidara taşıdı. • Ecevit ulusun, ülkenin çıkarlarını savunmakta tereddüt etmedi. Bu tutumuyla sahnedeki bütün egemen politikacılardan ayrıldı. Dış politikada ve ilişkilerde boyun eğen ve evetçi bir politika insanı olmadı. Burada da çoğu kez cesur davrandı. ABD’ye karşı sık sık tavır aldı. Haşhaş ekimi yasağını kaldırdı.. • Şüphesiz en cesur kararı, Kıbrıs’a müdahaleydi. Kıbrıs’ın oldubittiyle Yunanistan’a ilhakını önledi. Bu ancak büyük bir politikacının kararı olabilirdi. Çünkü dünya egemenleri müdahaleye karşıydı. Türkiye ambargoya göğüs germeyi öğrendi. ??? Ecevit’in büyük bir saygıyla anılması gereken bir politikacı özelliği de siyasal dürüstlüğüydü. Politikasını kişisel hiçbir maddi çıkara alet etmedi. Bir menfaat kovalamadı. • Siyasal olarak var olabilmek için, bugünün bütün politikacılarının yaptığının hiçbirini yapmadı: Kendine ekonomik yandaş yaratmak için devlet ve iktidar olanaklarını kullanmadı. • Ülke hazinesini, ihaleleri, ite kopuğa peşkeş çektirmedi. Ve iktidar dönemlerine özgü Ecevitçi zenginler tayfası yaratmadı. Ecevit, bütün bu özellikleriyle, siyasal hayatımızın son yiğit kahramanı, son devlet adamıydı... Bu yaşadığımız dönemde, ne yazık ki, bütün bu olumlu nitelikleri bağrında toplayan ve hakkında bütün bunları yazabileceğimiz kimse kalmadı. Bu nedenle, Ecevit’ten geriye ve Ecevit’ten sonra ortada sadece derin, sessiz, beyaz bir hüzün kalıyor! Rahşan Hanım’ın ve bütün sevenlerinin başı sağ olsun. Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’e, siyasi yaşamı boyunca pek çok kez suikast girişiminde bulunuldu. Başarısız suikast girişimlerinden biri hariç, diğerleri yurtiçinde gerçekleştirildi. 70’li yıllardan itibaren tırmanan ülkücü terörün başlıca hedeflerinden biri olan CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ABD’ye yaptığı gezisi sırasında da fanatik bir Rum tarafından öldürülmek istendi. Gerede olayları Solun ve yoksul kitlelerin umudu olan ve gittiği her yerde on binlerin sevgi gösterileri ile karşılanan Bülent Ecevit’i ilk saldırı 1975 yılında Bolu’nun Gerede ilçesinde yapıldı. I.Milliyetçi Cephe hükümetinin kurulmasının üzerinden bir buçuk ay sonra partisinin düzenlediği bir mitinge katılmak üzere Bolu’nun Gerede ilçesine giden Ecevit’in konvoyuna ilçe girişinde MHP ve MSP’liler saldırmaya başladı. Çıkan çatışmalarda 7 kişi yaralandı. Saldırganlar Ecevit’in bulunduğu CHP otobüsünü taşladılar. Saldırıyı tepkisiz bir şekilde izlemekle yetinen polisler daha sonra miting alanını terk etti. Konuşma yapmak için kürsüye çıkan Ecevit’e taşlarla saldıran MHP’liler, daha sonra yan sokaklara dalarak CHP’lilere taş ve sopalarla saldırılarını sürdürdüler. Başka bir grup da binaların tepesinden ve balkonlardan ateş açmaya başladı. Bülent Ecevit, hükümet konağına sığınarak kurtuldu. Saldırılar sonucunda 2 kişi açılan ateş sonucu, 40 kişi de bıçak, taş ve sopalarla yaralandı, CHP’lilere ait 20 dükkân tahrip edildi. Elazığ olayları Gerede olaylarından 2.5 ay sonra Elazığ’a gelen Ecevit yine ülkücü komandoların saldırısı ile karşılaştı. Seçim gezisi nedeniyle geldiği Elazığ’da belediyenin önündeki meydana toplanan CHP’lilerin ve kürsüde konuşan Ecevit’in üzerine taşlar, sopalar ve kurşunlar yağdırıldı. Meydanı dolduran halk duvar diplerine ve otobüs duraklarının altına saklanarak korunmaya çalışırken Ecevit, taş ve kurşun yağmuru altında konuşmasını sürdürdü. Bu arada CHP’li milletvekilleri silahlarını çekerek Ecevit’i perdelediler. Olaylar Ecevit, Elazığ’ı terk ettikten sonra da gece boyunca sürdü. Hızını alamayan Ülkücüler Tuncelililerin yoğun olarak oturduğu mahallelere karşı saldırıya geçtiler. Bu mahallelerin sakinleri de mukavemette bulununca olaylar büyüdü.Ülkücülerin saldırısı sonucunda 50 kişi yaralandı. 57 kişi gözaltına alındı, CHP’lilere ait onlarca dükkân yağmalandı. CHP İl Merkezi de tahrip edilen binalar arasındaydı. ABD’de Rumların suikastı Ecevit 23 Temmuz 1976 tarihinde ABD’ye yaptığı gezi sırasında bir suikast girişimine maruz kaldı. New York’taki Waldorf Astoria Oteli’nden ayrılırken Stavros adlı bir Rum, silahını Ecevit’e doğrulttu. Ancak Ecevit’in koruma müdürü Mümtaz Karaduman ve FBI ajanlarının saldırgan Rum’un üzerine atlamasıyla Ecevit mutlak bir ölümden kurtulmuş oldu. TokatNiksar olayları 5 Haziran 1977 erken seçimleri öncesinde tırmanan terör olayları sonucunda üç ayda 133 kişi öldürülmüştü. Ölenlerden 89’u solcu, 17’si de sağ görüşlüydü. Seçim öncesinde faşist terör giderek artan bir ivme kazanmıştı. O günlerde CHP’ye ve Genel Başkanı Bülent Ecevit’e yönelik saldırılar da yoğunlaşmıştı. Öyle ki seçim gezilerine çıkan Ecevit gittiği her yerde ülkücülerin saldırısına uğraması artık vakayı adiyeden bir olay haline gelmişti. 26 Nisan 1977 günü Tokat’ın Niksar ilçesinde Ecevit’e ve onu dinlemeye gelen CHP’lilere silahlı ve taşlı, sopalı saldırı düzenlendi. CHP seçim otobüsü ve minibüsü kurşunlandı. Silahlı saldırı öncesinde de CHP’lilere taşlar atıldı, küfürle tahrik edildi. Güvenlik güçleri olayları seyretti. Daha sonra Niksar’a gönderilen askeri birlikler olayları bastırdı. 27 Nisan günü Ecevit ve beraberindeki CHP heyeti Gümüşhane’nin Şiran ilçesine geldiklerinde yine MHP ve AP’lilerin saldırıları ile karşılaştı. Saldırıda üçü tabanca kurşunuyla ol ? Solun ve yoksul kitlelerin umudu olan ve gittiği her yerde on binlerin sevgi gösterileri ile karşılanan Bülent Ecevit’e ilk saldırı, 1975 yılında Bolu’nun Gerede ilçesinde yapıldı. Olaylarda 7 kişi yaralandı. Ecevit hükümet konağına sığınarak suikasttan kurtuldu. mak üzere 7 kişi yaralandı. CHP konvoyunda bulunan 20 kadar araç tahrip edildi. Aslında Şiran olayları 26 Nisan gecesi başlamıştı. Şiran’da afiş asma ve yollara salogan yazma tartışmaları yüzünden CHP’lilerle MHP’liler arasında çatışma çıkmış, Ecevit ilçeye gelmeden önce hava gerginleşmişti. Ülkücüler belediye binasının karşısında bulunan AP lokali önünde toplanmışlar, ellerinde Türkeş’in resimleri ve bozkurt flamaları ile “Katil Ecevit, Komünistler Moskova’ya” diye slogan atmaya başladılar. Ecevit 1979 Balıkesir seçim gezisi. törü Niyazi Ünsal, yaralı halde şoförü tarafından güçlükle kurtarıldı. Tunceli Milletvekili Nihat Saltık da atılan taşlar sonucunda yaralandı. Olaylar sonucunda bazı işyerleri, evler, belediye binası ve otobüs terminali hasar gördü. Çatışma sırasında otobüsün içine giren Ecevit, olayların yatışmasından sonra belediye binasına sığındı. Olaylar devam ederken, telefonla Cumhurbaşkanlığı’nı aradı. Genel Sekreter Fuat Bayramoğlu ile görüşen Ecevit, “Karşımda devleti bulamıyorum. İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan’ın ağabeyi Mehmet İsvan’ın bacağına saplandı. Bu silah Türkiye’de daha önce bilinmeyen zehirli mermi atan bir silahtı. Dünyada insanlar üzerinde ilk kez kullanılıyordu. Silahı üreten firma ölene kadar Mehmet İsvan’ın her yıl İsviçre’de düzenli sağlık kontrollerini yaptırmayı üstlendi. Ürünün bu sayede insan üzerindeki etkilerini de tetkik etmiş oluyorlardı. Ecevit’e ateş eden silahı kullanan Çiğli Karakolu’nda görevli bir polis memuruydu. Ancak silahı saklayan ki nuda bir mektup göndermişti. Demirel’in mektubunu kamuoyuna Bülent Ecevit açıkladı. Adeta bomba etkisi yaratan mektup üzerine kamuoyunda Bülent Ecevit’in Taksim mitingine gidip gitmeyeceği merak ediliyordu. Ecevit, mitinge gideceğini açıkladı. 3 Haziran 1977 Taksim mitingi Türk siyaset tarihinde en görkemli ve kalabalık miting olarak yerini aldı. Yüz bini aşkın insan suikast tehlikesi altındaki Ecevit’i yalnız bırakmamıştı. İstanbul sel olup akmıştı Taksim Meydanı’na. Nevşehir suikastı 17 Haziran 1980’de CHP Nevşehir İl Başkanı Zeki Tekinel ile partili Yavuz Yükselbaba üç ülkücü tarafından katledildi. İki gün sonraki Ecevit, Ankara Dışkapı’da bir kahvehanede kadın ve erkeklerden oluşan kalabalığa konuşuyor. obursali?cumhuriyet.com.tr İsrail’den ‘Kıbrıs modeli' önerisi ? KUDÜS (AA) İsrail'in yeni Başbakan Yardımcısı, aşırı sağcı Avigdor Lieberman, İsrail ile Filistinliler arasındaki çatışmanın nedeninin toprak ya da işgal, Yahudi yerleşimleri ya da yerleşimciler değil, iki farklı toplum ve iki farklı din arasındaki sürtüşme olduğunu iddia etti. Lieberman, ‘‘Bana göre iki ulus arasında fiziki bir ayrılık en iyi çözümdür. En iyi model de Kıbrıs. 1974 öncesinde Türklerle Rumlar bir arada yaşarken kan dökülüyor, şiddet hüküm sürüyordu. 1974'ten sonraysa Türkleri adanın bir tarafında, Rumları da öteki tarafında topladılar ve şimdi hüküm sürense istikrar ve güvenlik'' dedi. ‘AKP, uzatmaları oynuyor' ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TBMM'de yaptığı basın toplantısında, CHP'nin erken seçim istediğini yineledi. CHP milletvekillerinin AKP'lilere giderek ‘‘Erken seçim yapmayın, borçlarımız var'' dediği yönündeki iddialara işaret eden Anadol, hangi CHP'linin, kime, ne zaman bunu söylediğinin açıklanmasını istedi. Anadol, ‘‘uzatmaları oynayan, milli iradeyi tam yansıtmayan'' 22. dönem parlamentosunun, cumhurbaşkanını seçmemesi gerektiğini söyledi. Ecevit, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Genelkurmay’da yaptığı görüşmenin ardından bir grup yurttaşın sevgi gösterisiyle karşılaştı. ilçeye gelmeden önce gösterilerini sürdüren ülkücü gruba CHP’li parlamenterler mitinge müdahale etmemeleri konusunda uyarıda bulundular. Sayıları giderek artan ve 250’yi bulan ülkücü grup, CHP’lilere karşı saldırıya geçti. Polis ve jandarma olayları önleyemedi. Bu arada AP lokalinden de CHP’lilerin üzerine boş şişiler atılıyordu. Bu olaylar sürerken Ecevit’in içinde bulunduğu CHP otobüsü ve CHP konvoyu Şiran’a girdi. MHP ve AP’liler taş ve sopalarla konvoya saldırdılar. Saldırılara CHP’liler de karşılık vermek isteyince bu kez saldırganlar kalabalığın üzerine kurşun yağdırmaya başladı. Miting alanı 10 dakika süreyle savaş alanına döndü. Ecevit’in otobüsünün üzerinde bulunan koruma polisleri de havaya ateş açtılar. Saldırı sırasında bazı CHP’li parlamenterler de yaralandı. Ülkücülerin baltayla saldırdığı Erzincan Sena Kendi canımın değil, Şiran’daki can ve mal güvenliğini bulamayan vatandaşlarımın durumunu düşünüyorum” diyerek müdahale istedi. Bu arada Erzincan’daki CHP mitingine beklenen Ecevit, orada da Ülkücülerin hazırlık yaptığını öğrenince Erzincan’a gitmekten vazgeçti. Erzincan’da Ecevit’i bekleyenlerin üzerine taşlarla saldıran Ülkücüler araçları tahrip ettiler. Polis saat 19.00’a doğru Ecevit’in gelmeyeceğini bildirdi ve meydandaki kalabalığı coplarla dağıttı. Çiğli suikastı Ecevit’i direkt hedef alan sukisat girişimlerinden biri de Çiğli suikastıdır. 29 Mayıs 1977 tarihinde İzmir’e giden Ecevit’e İzmir Çiğli Havalimanı’nda suikast girişiminde bulunuldu. Bir polis memurunun silahından çıkan kurşun Ecevit’in yanında bulunan şi polis şeflerinden biriydi. Açılan soruşturma sonrasında silahın Türkiye’de sadece üç tane bulunduğu ve Özel Harp Dairesi’ne kayıtlı olduğu anlaşıldı. 1977 erken genel seçimlerine üç gün kala 2 Haziran’da Başbakan Süleyman Demirel, ana muhalefet partisi lideri CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e “Gizli ve zat’a mahsus” kaydıyla gönderdiği mektupta, 3 Haziran’daki İstanbul Taksim Meydanı’ndaki mitingde Ecevit’e suikasta uğrayacağına dair haber alındığını, kendisine Sheraton Oteli’nin üst katlarındaki odalardan birinden uzun namlulu ve dürbünlü bir silahla ateş edileceğini bildirerek mitinge gitmemesi konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Demirel, gereği için Genelkurmay Başkanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na, MİT Müsteşarlığı’na, bilgi için de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne de bu ko cenaze törenine CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve 100 kadar CHP milletvekili de katıldı. Ecevit konuşmasını yaparken Ülkü Yolu adlı derneğin bulunduğu sokaktaki bir inşaatın tepesinden yaylım ateşi açıldı. Kurşunlar Ecevit’in başını sıyırarak taşınmakta olduğu tabuta saplandı. Ecevit, “Vurun, beni de vurun kalleşler!..” diye haykırmaya başladı. Açılan ateş sonucunda 5’i CHP’li milletvekilleri olmak üzere 7 kişi yaralandı. Ecevit, Başbakan Demirel’i telefonla arayarak “Nevşehir’de devlet yok...” serzenişinde bulundu. Bu arada Ecevit’in güvenlik güçlerinin olaya müdahale etmemesi nedeniyle Nevşehir Emniyet Müdürü ile tartışması dava konusu oldu. 1982 yılında Nevşehir Emniyet Müdürü’ne hakaret ettiği gerekçesiyle Bülent Ecevit hakkında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Yarbay kendi partisini eleştirdi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’li Ersönmez Yarbay, kendi partisini eleştiri yağmuruna tuttu. Yarbay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, AKP'nin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun (MKYK), olağan genel kurul konusunda siyasi partiler kanunu ve parti tüzüğünün öngördüğü süreyi aşarak, görevini ihmal ettiğini ve delegenin verdiği yetkiyi kötü kullandığını söyledi. Partinin delegenin iradesine dayanmadan yönetildiğini kaydeden Yarbay, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı konusunun da bir an önce açıklanması gerektiğini söyledi. ‘Küresel İlkeler Sözleşmesi' ? İstanbul Haber Servisi Beşiktaş Belediyesi ile BM Kalkınma Programı Türkiye Ofisi arasında, ‘‘Küresel İlkeler Sözleşmesi'' çerçevesinde işbirliği protokolü imzalandı. BM Mukim Koordinatörü Mahmood Ayub ve Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal'ın imzaladığı protokol uyarınca bir büro kurulacağı belirtilen açıklamada, sözleşmenin, insan hakları, işçi hakları, çevrenin korunması ve yolsuzlukla mücadele konularında 10 temel ilke çerçevesinde küresel işbirliğine çağrı yaptığı bildirildi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle