25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2006 SALI 2 Ecevit öldü! Herkes bir gün ölecek! Bundan kaçış yok!.. Bunu hepimiz biliyoruz... Ama bir türlü benimseyemiyoruz... Hele, sevdiğimiz biri, bir anda çekip giderse derin acılara gömülüyoruz. Ama Ecevit altı aydır zaten yoktu yaşamda... Zorla yaşatılmak, yaşamak mıdır? Bu durumda başka örnekler de var. Aylarca, hatta bir iki yıl, evindeki odasında ya da bir hastanede, tıbbın olanaklarıyla derin bir uykuda bekletilenler de oldu. Ölüme meydan okunurcasına... Bülent Ecevit, hepimizin yaşamında yeri olan biri... Özellikle benim kuşağımın insanı... Basın, edebiyat dünyasına benim gibi çok genç yaşta girmiş. Kolejdeki öğrencilik yıllarında, şiirlerle, çevirilerle, sanat eleştirileriyle adını duyurmuş... Rastlantı sonucu mu, yoksa yazgının oyunu mu, politikaya girmiş, milletvekili, bakan, başbakan olmuş... Hepsinde de belli bir çizginin üstünde. Ülke tarihinde unutulmayacak bir yeri var. Ama bence sanat, edebiyat, kültür alanındaki hakkını yemiş onun siyasetçiliği... Bana sorarsanız o, politikacı olmasaydı, yine de kültür dünyamızın unutulmazlarından biri olurdu. Sevgili Şakir Eczacıbaşı’yla bir ko OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Ecevit’i Düşünmek! nuşmamızı anımsıyorum. O günlerde Bülent Ecevit milletvekiliydi, bir süre de çok başarıyla Çalışma Bakanlığı görevinde bulunmuştu. “CHP’ye İsmet Paşa’dan sonra kim lider olacak” diye konuşuyorduk. Nihat Erim, Kasım Gülek, Turhan Feyzioğlu adları geçti. Birden Şakir “Bülent Ecevit’i unutma...” dedi. Ben Bülent Ecevit’in CHP’nin lideri olabileceğini hiç düşünmüyordum. Daha doğrusu siyasetçiliği Bülent’e yakıştıramıyordum. “Olsa olsa Kültür Bakanı olur, ama lider, bilmem!” demiştim.. Yanıldım mı? Doğru muydu düşüncem? Zamanlar geçti. İsmet Paşa’nın yerini aldı; ulusal bir kimlik kazandı, halkın sevgilisi, Karaoğlan oldu. Kıbrıs fatihi oldu; ABD’ye yeri geldiğinde karşı koyan biri, “sol” sözcüğünü, sol düşünceyi gündeme sokan, sevdiren, dört kez Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olan biri... Bülent Ecevit için yıllardır sayısız yazımı okudunuz. Övdüm, yerdim, eleştirdim... Saygı, sevgi dolu, içi dışı bir böyle bir politikacıyı halk uzun zamandır görmemişti. Bu yüzden onu sevdi, destekledi. Bugün de arkasından gözyaşı döküyor... Bir Ecevit daha gelir mi, gelebilir mi, diye düşünüyor... Düşünmeli de!.. Günden güne ülke yönetimi, çirkin, yararsız, gerçek halk karşıtı ellere, kişilere geçiyor. Bir Ecevit’i de, ara da bul! TV’lerde daha düne dek Ecevit için yapmadıkları kötülüğü, söylemedikleri suçlamaları, yazmadıkları alaycı söylemleri yinelemekten çekinmeyenlerin içtenliksiz konuşmalarını dinlerken, kendimi zor tutuyorum. Oturup bir bir, bu gibilerin gerçek yüzlerini yazmamak için... Hepimiz öleceğiz, hiç kuşku yok! Geçen gün bir genç adam TV’de “Bu yaşa kadar gelmiş, daha ne yaşayacaktı?” demez mi? Doğru söze ne denebilir? “Bülent Ecevit” diye, şiire, sanata, kültüre, insana, kendi ulusuna, halkına sevgiyle bağlı bir gerçek aydın aramızda yaşadı. Böyle biri kolay kolay ölmez! Gerçekten ölmez. Sizler bizler yaşadıkça yaşar! Gelecek kuşaklarda da yaşar... AB’ye Kızmalı mıyız? Ali BULUNMAZ KP’yi hükümet eden en önemli etkenlerden biri iş çevrelerinin ve patronların büyük çoğunluğunun desteği değil miydi? Bu kesimler, desteği “AB hedefi” nedeniyle vermemiş miydi? AKP’nin önde gelenleri, seçim meydanlarında ve hükümet olduktan sonra her platformda AB üyeliği için “nasıl çalışıldığını” anlattı durdu. Bu “çabaları” yüzünden hükümete destek veren iş çevreleri ve “aydınlar”; AB’nin dayattığı “ev ödevlerine”, piyasalar sarsılıp işler aksamasın diye hiç ses çıkarmadılar. Ancak gerçeklerin farkında olan pek çok insan, AB’nin söylem ve eylemlerine tepki göstermeye başladı. PENCERE ‘Umudumuz Ecevit!..’ İnsan kimi zaman bir şeyi ya da bir kimseyi unutmak ister.. Unutamaz.. Oysa nicedir ölümle yaşam arasına upuzun yatmış Ecevit’i neredeyse unutayazdık... Kendisini ölerek anımsattı!.. ? Barış güvercini!.. Son günlerde Melih Cevdet’in ünlü dizeleri hiç ilgisi yokken her nedense çağrışım yoluyla gündeme giriveriyordu: “Bir çift güvercin havalansa.. Yanık yanık koksa karanfil..” Miting meydanlarında güvercin uçuran Ecevit artık yok... Zaten bir süredir var ile yok arasında yaşıyordu... ? Ecevit’le dostluk ne zaman başlamıştı?.. Babası Profesör Doktor Fahri Ecevit, karikatürlerini çok beğendiği Turhan’a mektup yazardı... Son mektubu daktilonun üstünde yarım kalmıştı.. Bülent Ecevit’in annesi, ressam Nazlı Ecevit, yarım kalan mektubu Turhan’a ulaştırmıştı... Ne zaman?.. 1950’lerde.. Aileden kalma dostluk çok eskiydi.. Eskiydi, ama, eskimemişti... ? Bülent Ecevit şairdi.. Bizim tarihimizde şairlerin işlevi, belki dünyada hiçbir ülkede eşi bulunmayacak kadar etkili ve etkindir!.. Namık Kemal vatan şairi idi.. Vatan kuruldu.. Mehmet Akif Çanakkale ve İstiklal Harbi şairi idi.. Çanakkale ve İstiklal Harpleri yaşandı.. Tevfik Fikret ‘Aydınlanma’nın şairi idi.. Aydınlanma devrimi devlet düzenine dönüştü.. Peki, Ecevit ne şairi idi?.. ? Şair Ecevit’in çok partili rejimde ‘Halkçı Ecevit’ adıyla kitlelerin omuzlarında yükselmesi Türkiye’nin 21’inci yüzyılda bile gerçekleşememiş özlemini yansıtıyor... Bugün iktidarda halk yok... Ne var?.. Cemaat iradesi mi?.. Tarikat mı?.. Sosyal devlet nerede?.. Ara ki bulasın!.. ? Ne sosyal adalet.. Ne halk yönetimi.. Ne sendikacılık.. Ne ulusalcılık?.. Demokrasi laiklikten soyutlanıp dinciliğe teslim olmak üzere... Ecevit’i vurgulayan tüm simgeler Türkiye’nin çok partili rejiminde gitti gider, uçtu uçar... ? Ecevit kimdi, neydi?.. Ne diyorduk: “ Umudumuz Ecevit!..” Ecevit gitti.. Ya umudumuza ne oldu?.. Umudumuz kaldı mı?.. Eğer umudumuzu da yitirirsek Türkiye ortaçağ karanlığına yönelik dışa bağımlı bir devlete dönüşecek... Türkiye insanlık âleminde layık olduğu yeri muhakkak kazanacaktır... Ecevit’i unutmayacağız. A Bu ulusalcı çıkışlar, sözü geçen “aydınlar” ve iş çevreleri tarafından “Sevr paranoyası” ve “marjinal tepki” biçiminde değerlendirilip, kıyasıya eleştirildi. “İstikrar” adına AB’nin Kıbrıs, limanlar, Ruhban Okulu ve Kürt meselesi konularındaki girişimleri ve planları, bazen alttan alta, bazen de açık seçik desteklendi. Üstelik bu destek, kimi “muhalefet” partileri ve onların liderleri tarafından da dile getirildi. Seçim sonrası AKP ile olası bir koalisyona ısındığı gözlenen geçmişin “bazı sert milliyetçileri”nin, bugün mazilerinin tam tersi bir minvalde doludizgin ilerlediği gözlendi / gözleniyor. ? Arkası 8. Sayfada CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle