25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ordu’dan Ecevit’e toprak ? ORDU (AA) Bülent Ecevit’in vefatının ardından DSP Ordu İl Teşkilatı’nda taziye defteri açıldı. DSP Ordu İl Teşkilatı’nda açılan taziye defterini, çok sayıda vatandaş imzaladı. İl Başkanı Murat Temel, Ecevit’in mezarı için Ordu’nun Mesudiye ilçesinden toprak götüreceklerini söyledi. Ecevit’in önemsediği projelerin başında gelen ‘‘Köykent’’in ilk olarak Mesudiye’de uygulandığını hatırlatan Temel, ‘‘Ecevit’in ‘hayalim’ dediği Köykent Projesi’nin uygulandığı merkez olan Çavdar köyünde bir taziye defteri açacağız’’ dedi. 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Son isteği ‘solda ittifak’ Bülent Ecevit, hastalanmadan önce ‘demokratik solla sosyal demokrasinin özgünlüğü gözetilerek oluşturulacak bir bütünleşme’ için girişimlere başlamıştı TÜREY KÖSE Ses Olmuş Duygular... Yaklaşık on ay önce, bahçeye bakan salonda Oral Çalışlar’la birlikte oturmuş, Bülent Ecevit’le iki saati aşkın süre sohbet etmiştik... Salonun bahçeye açılan cam kapı ve pencerelerinden beyazlara bürünmüş ağaçlar gözüküyordu... Her zamanki gibi kibardı... Oral’la birlikte hazırladığımız dizi röportajın önemli tanıklarından birisiydi. Ecevit ve Süleyman Demirel’le konuşup, 1980 öncesinin o bilinen kanlı öyküsünü yazacaktık... Önce Rahşan Ecevit geldi salona, bir süre sonra da Bülent Ecevit... Ecevit yorgundu... Zor konuşuyordu... Yıllardır hiç karşı karşıya gelmemiştim... En son Cumhuriyet’in ahşap konağına gelmişti Rahşan Hanım’la birlikte. 1995 seçimleri öncesiydi. Cumhuriyet’in terasında iki saat boyunca konuşmuştuk arkadaşlarla birlikte... Yıllar çabuk geçiyordu... CHP’nin ‘‘demokratik sol hareketi’’ Karadeniz, Ege, Çukurova, Güneydoğu gezileri, 1977 öncesi Burdur’da, Niksar’da meydana gelen olaylar... Biraz daha gerilere gideyim... 12 Mart 1971 sonrası genel sekreterlikten istifa edip, yerine Şeref Bakşık’ın geçmesi, Mustafa Ok’un her toplantıda ‘‘Karaoğlanımız!’’ diye seslenişi... 12 Eylül 1980 darbesi... 1980 sonrası DSP’nin kurulması, benim Bülent Ecevit’i ‘‘bir bölen’’ diye eleştiri dozunu aşan yazılarım... Sabah uyandığımda televizyonu açtım. Çoğunlukla politikacılar konuşuyor... Beşaltı yıl önce Ecevit’i acımasız bir biçimde suçlayanlar, övgüler yağdırıyor Ecevit’e... Askeri darbelere, kısıtlayıcı kurallara karşı başkaldıran bir siyasetçi, gazeteci, şair, aydın 81 yaşında yaşama veda etmişti... O 1977 seçimleri öncesi, Taksim mitingi öncesi dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından suikast yapılacağı uyarısına karşın ‘‘Kimse benim halkımla buluşmamı engelleyemez’’ diyerek meydana girmişti... ??? Yazı masamın başında o günleri düşünüyorum... Zaman sanki bir denizin dalgalarından akıp gidiyor. Gök mavisi bir tutku ovalara yayılıyor. Güvercinler konuyor ahşap evlerin üstüne. Yankısız bir sabahta ürkek bir yazgının yemişlerini topluyor çocuklar... Kapı zincirleri, paslı ranzalar, hapislik günleri, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül askeri darbesi, faşizm, baskı, kitapların yakılıp insanların işkenceden geçirilip tutuklanması... Elimde sanki bir eski albümden çıkan soluk fotoğraflar var ve ben onlara bakıyorum... Bir eski gramofondan Ecevit’in bir şiiri yankılanıyor odanın içine: ‘‘ne ben sorayım seni/ne sen beni sor/soyunmuş seslerimiz tenden/boşlukta bir aşk örüyor Ses olmuş duygular/yaklaşır dalga dalga zamansız/ kavuşsa da seslerimiz birbirine/biz kavuşamayız’’ On ay önceye dönüyorum... Oran’daki sade döşenmiş, dört duvarı kütüphane olan salon... Bahçede beyaza bürünmüş ağaçlar... Ecevit’in sesi titrek... Sorularımıza verdiği yanıtları anlamakta güçlük çekiyoruz Oral’la birlikte... Özel Harp Dairesi’yle ilgili bir sorumuza şu yanıtı veriyor Ecevit: ‘‘Özel Harp Dairesi’ne ilişkin endişelerim, çok önemli bazı olayların ürünüdür. 1 Mayıs 1977 olayları, yine Süleyman Demirel’in bir mektubu nedeniyle mitinge katılmamamın istendiği ihbar mektubu, İzmir Çiğli’de olanlar, buna benzer birçok olay benim bu endişelerimi artırmıştı. Abdi İpekçi cinayeti sonrası olanlar da benzer endişelerimi artırmaktan başka sonuç vermedi.’’ Ecevit’e o gün şu soruyu yöneltmiştik: ‘‘Peki derin devlet nedir?’’ Ecevit: ‘‘Herkesin kendisine göre bir derin devlet tanımlaması vardır. Derin devlet, kontrgerilladır. Ben 1977’de de uyarılarda bulundum, daha sonraki yıllarda da. Cumhurbaşkanı’na kadar durumu ilettim.’’ ??? Bülent Ecevit 81 yaşında yaşama gözlerini yumdu... İzmir Çiğli’deki suikast olayında Ecevit’i izleyen gazeteciler arasındaydım. Burdur’da, Niksar’da yanındaydım, Taksim Meydanı’nda da... Yürekli bir devlet adamı, dürüst bir politikacı, aydın, gazeteci ve şairdi... Bir sonbahar sabahı, koyu karanlık bir yeşilin kurşun rengi bir gökyüzünün altında sözlerden arınmış düşçü gibi, soğuk bir ayazı yudumluyorum... Hüzünlüyüm!.. Umutsuz bir umutla ölmek insan yaşamının bir parçası... Çünkü Ecevit, ‘‘Bu düzen değişmelidir’’ diyen, ‘‘Toprak işleyenin, su kullananın’’ sloganını atan bir politikacıydı... Hiçbir düşü gerçek olmadı... Fethullah Gülen’den taziye ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’de bulunan Fethullah Gülen, Bülent Ecevit’in vefatı dolayısıyla ‘‘taziye’’ ilanı verdi. Kendisine yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesinin dünkü sayısında yer alan ilanda, Ecevit’in ‘‘Türk siyaset tarihinin önemli ve müstesna simalarından’’ olduğu belirtilerek şöyle denildi: ‘‘Türkiyemizin geleceği adına yapılan olumlu hizmetlere sürekli destek verdi. Birtakım kaba dayatmalar karşısında asla eğilmedi. Ve bu duygularla Allah’a yürüdü.’’ Mahmut Koçak’ın AKP’den ihracı ? ANKARA (Cumhuriyet) AKP’den ihraç edilen Afyonkarahisar Milletvekili Mahmut Koçak’ın, ihraç kararının iptali istemiyle açtığı dava reddedildi. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın dünkü duruşmasına, Koçak’ın avukatı Orhan İzzet Kök ile AKP’nin avukatı Fatih Şahin katıldı. Kök, AKP Müşterek Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın, Koçak hakkındaki ihraç kararının iptal edilmesini talep etti. Şahin ise önceki iddialarını dile getirerek davanın reddedilmesini istedi. Yargıç Süleyman Kapusuz, davanın reddedilmesine karar verdi. ANKARA Eski Başbakan, DSP’nin Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit’in vasiyeti ‘‘solda birlik’’ oldu. Ecevit hastalanmadan önce ‘‘demokratik sol veya sosyal demokrasinin özgünlüğünü gözden uzak tutmadan’’ Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen önderliğinde bir ittifak için görüşmeler yürüttü. 1980’li yıllarda ‘‘bir bölen’’ olarak anılan ve ittifak, bütünleşme arayışlarına ısrarla karşı çıkan Ecevit, yaşamının son günlerinde şaşırtıcı girişimlerde bulundu. Ecevit, Anka Ajansı’na verdiği demeçte ‘‘ittifak’’ ve ‘‘koalisyon’’ konularına hiçbir zaman soğuk bakmadığını açıkladı. Ecevit, ‘‘İttifaklar yapılırken, demokratik sol veya sosyal demokrasinin özgünlüğünün gözden uzak tutulmaması gereği’’ üzerinde durdu. Ecevit, ittifakın lideri olarak Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i önerdi. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, 16 Mayıs günü Ecevit’i ziyaret ederek solda birlik çağrısına ‘‘evet’’ yanıtını verdi. Ecevit, Karayalçın’a ‘‘Bu süreç kolay olmayabilir. Ben açıklamayı hiç kimseyle, DSP’lilerle de görüşmeden kendi kararımla yaptım. DSP’nin düz bir üyesiyim, ama DSP’liyim. DSP ile ayrıca görüşeceğim’’ dedi. Ecevit’in hastalığı bu konuda daha ileri adımlar atılmasını engelledi. Ecevit GATA’da tedavi görürken eşinin başlattığı girişimi sürdürmek isteyen Rahşan Ecevit ‘‘Cumhuriyet için el ele’’ sloganıyla ‘‘sağlı sollu ittifak’’ girişimini başlattı. Rahşan Ecevit, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le başlattığı görüşme turunu CHP, DSP, DYP, Anavatan, Hür Parti ve birçok sivil toplum örgütüyle sürdürdü. Rahşan Ecevit’e sadece DSP ve Hür Parti’den olumlu yanıt gelirken, Ecevit’in ‘‘sosyal demokrat ve demokratik solcuların’’ ittifakından söz ettiği, ‘‘sağlı, sollu ittifak’’ istemediği itirazları dile getirildi. Rahşan Ecevit’in girişimi başarısızlıkla sonuçlanırken DSP Genel Başkanı Zeki Sezer CHP’ye dönük mesajlar verdi. DSP ile DİSK önderliğindeki 10 Aralık Hareketi temsilcileri arasında da bir dizi görüşme gerçekleşti. Ecevit’in yaşamını yitirmesinin ardından siyasal vasiyeti yeniden siyaset gündemine taşındı. ‘Vasiyetin gereği yapılmalı’ GATA önündeki 172 günlük bekleyiş gözyaşıyla sonuçlandı Umut kulübesine hüzün çöktü FIRAT KOZOK Anadol’a rekor tazminat davası ? ANKARA (Cumhuriyet) Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un kendisi hakkındaki iddialarının ‘‘dayanaksız’’ olduğunu belirterek 1 milyon dolarlık tazminat ve ayrıca ceza davası açtı.Tüzmen yaptığı yazılı açıklamada, Anadol’un sahte ihbar mektubunu belge diye kamuoyuna sunduğunu ileri sürerek ‘‘Ben bunları yanıtladım. Ancak insanların onuru ile oynamanın bu kadar basit olmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ecevit’in çok önemli bir vasiyeti olduğunu belirterek şunları kaydetti: ‘‘Ben hemen hemen tüm seçimlerden önce Sayın Ecevit’le önce ‘birleşme’ için, sonra da ‘birliktelik’ için görüşmeler yaptım. Bunların hemen hemen tümünde Sayın Ecevit, o kibar davranışı içinde, teşekkür ederim, tercihimiz farklı, yanıtını verdi. Son görüşmelerimizde ise bu tavrı farklılaşmıştı. 7 Temmuz 2002 tarihinde Başbakanlık konutu, 3 Mart 2003’te DSP Genel Merkezi, 7 Kasım 2003’te Oran’daki kütüphane evinde görüşmeler yaptık. İlk görüşmemizde, önlem alınmazsa AKP geliyor, demişti. Ben de kendisine, önlem alalım, seçim ittifakı yapalım, dedim. Dikkatle dinledi ama bunun gerçekleşmesinin güç olacağını söyledi. İkinci görüşmede, belediye seçimlerinden önce bir birlikteliğin gerekli olduğunu söyledi. 7 Kasım’daki görüşmede de birlikteliği arzuladığı sonucunu çıkardım. O gece Sayın Baykal’a da telefon ettim, Sayın Ecevit’in olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu gördüğümü aktardım. Ancak maalesef olmadı.’’ Karayalçın, 16 Mayıs günü yaptıkları son görüşmede de Ecevit’in ittifak arzusunu açıkça dile getirdiğini sözlerine ekledi. Karayalçın, ‘‘Sözü uzatmadan, ipe un sermeden bu isteniyorsa herkes ortaya çıkmalı, bu vasiyetin gereği yerine getirilmeli’’ diye konuştu. Çelebi: Hepimize görev düşüyor AKP’den YİMPAŞ savunması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtlayan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, ‘‘İslami holdingler’’ tanımına dikkat çekti. Aydın, ‘‘Bir insan hem yolsuzluk yapacak hem de dindarım diyecek. Bunun kadar yanlış bir şey olamaz. Bunlar asla bir araya gelemeyecek kavramlardır’’ dedi. CHP’lilerin camilerde para toplandığını anımsatması üzerine ise Aydın, yurtdışında Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı camilerde İslami holdingler adına para toplanmadığını, kendilerine bağlı olmayan camilerde bu olayların olduğunu ileri sürdü. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Ecevit’in rahatsızlığından bir hafta önce yaptıkları görüşme hakkında bilgi verdi. Çelebi, Ecevit’in bu görüşmede ‘‘Ben, aktif siyaseti bıraktım, ancak deneyim ve birikimimden yararlanmak isterseniz her türlü katkıya açığım’’ dediğini aktardı. Ecevit’in sosyal devlet konusundaki kaygılarını dile getirdiğini ve sendikal hareketin bu konularda yeterince güçlü bir tepki veremediğini söylediğini aktaran Çelebi, ‘‘Gelecekte çalışanların sosyal güvencesiz olacağına ilişkin kaygılarından söz etti. Ülke nüfusunun yüzde 30’unun yer aldığı tarımın AKP döneminde çok ihmal edildiğini söyledi. Ayrıca gençliğin siyasette yer almasının önemi üzerinde durdu’’ dedi. Çelebi, kadrolaşmanın doğuracağı sıkıntılar ve ülkenin geleceğiyle ilgili kaygılarını da dile getiren Ecevit’in bütünleşme konusundaki görüşleriyle ilgili olarak da şu açıklamaları yapıt: ‘‘Laik cumhuriyetin ilkelerine uyan, sol, sosyal demokrat vurgusu olan bir irade ortaya koydu. Yılmaz Büyükerşen çevresinde bir yaklaşıma nasıl bakarsınız, diye sordu. Ben de önce ilkeler önemli, bu ilkelerde buluşacak bütün duyarlılıklarda varız, ortak payda sol olmalı, dedim. Vasiyeti solda bütünleşmeydi. Şimdi hepimize görev düşüyor. Kimse topu taca atmasın. Ölümden sonra herkes konuşur, ağıt yakılır. Bunun yerine vasiyetine sahip çıkılmalı.’’ Eski TBMM Başkanvekili, DSP milletvekili Uluç Gürkan da Ecevit’in vasiyetinin yaşama geçirilmesi için başta DSP olmak üzere herkese görev düştüğünü söyledi. Gürkan, ‘‘Ecevit’i anılarda güzel sözlerle anmanın ötesinde, asıl Türkiye’nin bugününe dönük projesini yaşama geçirmek kendisini yaşatmak anlamını içeriyor’’ görüşünü dile getirdi. ANKARA Eski başbakanlardan, DSP Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit’in, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) önceki gece yaşamını yitirmesinin ardından hastane önündeki nöbet kulübesine de hüzün çöktü. Anı defterlerinde bir gün önce ‘‘Uyan artık Karaoğlan’’ diye başlayan dizeler, yerini üzüntü dolu cümlelere bıraktı. Ecevit’in ölüm haberinin duyulmasının ardından GATA, OrAn sitesindeki evi ve DSP Genel Merkezi’ne onlarca yurttaş akın etti. Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, evinde taziye ziyaretlerini kabul ederken komşuları Defterler hüzünlü gözlerle kalabalığı hüzün doldu izledi. DSP Genel Merkezi ise değişik illerden gelen Ecevit’in ölümüyle birpartililerle doldu taştı. Ecelikte, 172 gündür binlerce vit’in ölüm haberi, tedavi yurttaşın duygularını dile gördüğü GATA önünde 172 getirdiği defterler de hügündür nöbet tutan partilizünle doldu. Defterlerin esler için de yıkım oldu. Zonki sayfalarına göz gezdiguldak’tan gelen madencirenler, gözyaşlarına boğuller, üniversite öğrencileri, du. Defterlere dökülen duyemekli yurttaşlar, Ecevit’e gulardan bazıları şöyle: ilişkin düşüncelerini dile Alparslan Ekimen 4 KaEcevit’in ölüm haberi, tedavi gördüğü GATA getirmek için gözyaşları önünde nöbet tutan partililer için de yıkım oldu. sım 2006: Hadi uyan! Bak içinde kulübedeki anı defhalimize, fakir, fukara, KıbZonguldak’tan gelen madenciler, üniversite terlerini doldurdu. Daha bir rıs, terör... Bunlar da seni öğrencileri, emekli yurttaşlar, Ecevit’e ilişkin gün önce ‘‘Hadi uyan Kabekliyor. Düşman dayamış düşüncelerini dile getirmek için gözyaşları raoğlan’’ diye başlayan cümvatanın bağrına hançerini. içinde kulübedeki anı defterlerini doldurdu. lelerin yerini üzüntü dolu Yok mudur kurtaracak bah(Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞAA) cümleler aldı. Ecevit’in, tı kara maderini. komşularının, partiye ve Osman Cudi Yılmaz: KaGATA’ya koşan yurttaşların raoğlan öldü diyorlar, sordüşünceleri şöyle: mak istiyorum, hiç halk Ali Rıza Alptekin kahramanları ölür mü? Sor(Emekli öğretmen): Ecemak istiyorum, hiç efsanevit, eskiden beri yakından ler ölür mü? ... Sormak isizlediğim, sevdiğim bir litiyorum, hiç adam gibi derdi, 1996’dan beri de adamlar, dürüstlük sembolkomşusuydum. Geliş ve gileri ölür mü? Elbette ki cisdişlerini yakından izlerdim, men aramızdan ayrılacakbenim için Ecevit, Cumhutı Karaoğlan, her fani gibi. riyetin yetiştirdiği son devAma o, bir halk kahramalet adamlarından biriydi, nı olarak her zaman gönlühayatta olması Cumhuriyet müzde, gönüllerde yaşayaiçin bir güvenceydi, içimcaktır. de şu an bir eksiklik var. Saime Özden İlgün: EşDeniz Çağlar (Esnaf): siz liderim, Bülent Ecevit, Ecevit, Türkiye Cumhuridedeciğim, gözün arkanda yeti’nin emniyet supabıydı. kalmasın. Öğrencilerin seBarış, sevgi, nezaket denin yolundan asla vazgeçmekti. Ben birçok şeyi onmeyecek. Sensiz siyasetin tadı tuzu olmaz. Ecevitçidan öğrendim, kelimeler liği Türkiye’ye yayacağız. boğazımda düğümleniyor, Cennetten izle ve gör yetişmantıklı cümle kurmakta tirdiğin öğrencilerini. zorlanıyorum. Nizamettin Çiçek: Ey Türkiye sevdalısı lider, bir Hüseyin Yıldırım (Serbest meslek): Ecevit’in ölüm haberini duyunca Fransa’dan geldim. O benim için MHP sempatizanı olmama rağmen sizin açtığınız bu dürüstlüğün simgesiydi, diğer liderler gibi çalıp çırp yoldan örnek alarak yaşantımızı bu çizgide sürdümadı, duyunca çok acı hissettim, ona bağlılığım receğime söz veriyor, sizlere Allah’tan rahmet diliyorum. Öcalan yakalandıktan sonra katlanarak artmıştı. Osman Altınsoy: Saygıdeğer Başbakanım, üç adam İrfan Aksoy (Kilis İl Başkanı): Türkiye’de bağımsızlık ruhunun, tam bağımsızlık ilkesinin yılmaz tanıdım, biri Atam, birisi sizler, biri de babam... savunucusuydu. Milletdevlet anlayışını bütünleşti Rahat uyu yüce insan. ? Ecevit’in ölüm haberinin duyulmasının ardından GATA, OrAn sitesindeki evi ve DSP Genel Merkezi’ne onlarca yurttaş akın etti. Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, evinde taziye ziyaretlerini kabul ederken komşuları hüzünlü gözlerle kalabalığı izledi. ren, halka mal olmuş, kişiliği, vizyonu ve misyonuyla Cumhuriyet tarihinin son elli yılına damgasını vurmuş büyük bir insandı. Gülseren Kırıkoğlu (GATA önünde bekleyen ev hanımı): Ne söyleyeceğimi bilmiyorum, çünkü konuşamıyorum artık. Babamızı kaybettik, Karaoğlan’ı kaybettik. Osman Altınsoy (Madenci): Çok büyük bir liderimizi kaybettik. Çalışma Bakanlığı yaptığı dönemde işçi ve işçi sendikaları konusunda haklarımızı tanıdı. Türkiye Maden Ocakları kendisinin çalışmalarına yakından şahittir. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle