15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Ülkemiz mimarlığını Anadolu hayranlığıyla aydınlatan bilge dostumuzun sergisi sürüyor 15 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Gabriel’i ‘Fransa’ya inat’ anıyoruz essam, mimar ve arkeolog Albert GabR riel’i (18831972) tanıtan kapsamlı bir sergi, İstanbulBeyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Merkezi Kazım Taşkent Galerisi’nde 11 Kasım’a kadar sürüyor… Pierre Pinon’un küratörlüğünde 15 Eylül’de açılan sergi planlanırken Fransız Parlamentosu’nun 12 Ekim 2006’da aldığı talihsiz karara rastlayacağı bilinemezdi… Ne var ki Gabriel’in sergisi yine de “inadına” aynı günlerde açılmalıydı… Çünkü, kendi ülkesinde bile unutulmak üzere olan bu “Anadolu âşığı mimar”ın, 1908’den 1960’lara dek 40’tan fazla ziyaretiyle gerçekleştirdiği Türkiye çalışmalarında, ülkemize kazandırdığı değerler o denli önemli ki vefa geleneğimizi de kanıtlayarak bilge dostumuzla yeniden “bu” günlerde kucaklaşmak çok anlamlı… 1926’dan 1930’a kadar İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Kürsüsü’nü de yöneten Gabriel, ilerleyen yıllarda Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’ne dönüşen Fransız Arkeoloji Enstitüsü’nün de kurucusuydu. Atatürk’ün davetiyle İstanbul’un ilk planını yapan Henri Prost, bu duygulu meslektaşı için “Fransa’nın Türkiye’deki gerçek büyükelçisi” demiş; nitekim 1972’de cenazesine katılan tek resmi temsilci de Paris büyükelçimiz olmuştu. Mimari restorasyonlarla ilgili bugüne de ışık tutması gereken raporlar düzenleyen Gabriel, örneğin anıtsal yapıları “eskilik”lerini yok etmeden onarmak gerektiğini bakın nasıl yazmış; “Bir kormamlıyor: “Bu istikbal için bir ders olmalıdır… Gönül bu vahim hatalar serisinin kati olarak nihayetlendiğini görmek istiyor. Bunların en yenisi de Şehzade’nin civarına, sanatla bu kadar alafte olmakla şöhretşiar İstanbul şehriyle kabilitelif olmayan o muazzam Belediye’yi inşa suretiyle yapılan hata değil mi?..” Oysa kimi mimarlarımız aynı Belediye Sarayı binasını, Cumhuriyet sonrası ulusal mimarlık arayışlarının 1950’lerde “sonlanma”sına ve sözde çağdaş mimarlığa geçilmesine “başarılı örnek” sayıyorlar… Gabriel ise bu gibi “uygunsuz” örneklerin önlenmesi için mimarların geçmişi iyi bilmeleri gerektiğini de vurgulayarak şunu önermişti: “Niçin Süleymaniye Medreselerinin hepsi, şimdi müze olan da dahil, bir Türk mimari müzesi haline getirilmesin?..” Mardin, Sultan İsa Medresesi, 49x37 cm, kağıt üzerine karakalem ve suluboya. ‘A. Gabriel’. ‘Hırçın Kız’ın Düşündürdükleri… Oyun Atölyesi, repertuvarında üçüncü kez bir Shakespeare oyunuyla karşımızda. Yazarın 1593’te kaleme aldığı ve muhtemelen ilk kez 1594 yılında Londra’da sergilenen ‘Hırçın Kız (The Taming of the Shrew)’ adlı eseri, tiyatro sezonunun açılışıyla birlikte sergilenmeye başladı. Oyunun rejisi, daha önce yine aynı mekânda ‘Othello’yu ve ‘Atinalı Timon’u sahneye koyan Kemal Aydoğan’ın imzasını taşıyor. Metnin çevirisi Zeynep Avcı’ya ait; ancak metin, Haluk Bilginer ve Kemal Aydoğan tarafından amaçlanan dramaturjinin gerekleri doğrultusunda yeniden düzenlenmiş. Böylece ortaya çıkan sahne metni, oyunu gerçekten bugünün seyircisiyle buluşturabilen bir dramaturji anlayışına çok sağlam zemin hazırlayan bir düzenleme olmuş. ??? Öteki Shakespeare sahnelemelerinde olduğu gibi, bu çalışmasında da Kemal Aydoğan, metni farklı okuma ve sahnedeki yenidenüretim’i böyle bir okuma doğrultusunda gerçekleştirme ilkesinden ayrılmamış. Böylece de karşımıza, tiyatro gibi, konusunu hangi zaman diliminden seçerse seçsin, özü gereği bugüne veya şimdiki zaman’a mahkum bir sanatın bu niteliğini tümüyle göz önünde tutan bir çalışma çıkarmış. Bu yapısıyla, özellikle de yansıttığı ‘yeniye yönelim’le Oyun Atölyesi’ndeki ‘Hırçın Kız’, yine topluluğun yorum bağlamında tartışmalar çıkarmaya elverişli sahnelemelerinden biri olmuş. Ülkemizde Shakespeare’e yönelik yeni yaklaşımlar, genellikle aşırı kılı kırk yaran, sanatta yeri olmaması gereken bir tür muhafazakârlıkla karşılanır. Öyle ki, ‘Shakespeare böyle olmaz!’ ya da ‘Ben bu yoruma katılmıyorum!’ gibisinden itirazlara, yeni bir sahne duruşunu yansıtan her çalışmadan sonra bolca rastlanır. Böyle değerlendirmelerin en sakıncalı yanı, özellikle klasik oyun yazarları bağlamında sanki değişmez yorum ve reji kodeksleri varmış veya olması gerekiyormuş gibi bir yanılsamayı yerleşik kılma tehlikesini de beraberinde getirmesidir. Oysa kalıcılığa erişebilmiş oyun yazarlarının bu nitelikleri, değişmezliklerinden değil, fakat her çağın onlara kendi gözüyle bakabilmesini olanaklı kılan düşünsel esnekliklerinden kaynaklanır. ??? Alman siyaset bilimcisi ve Berlin Üniversitesi öğretim üyelerinden Ekkehart Krippendorff, 1992 yılında basılan ‘Shakespeare’in Oyunlarında Politika’ (Politik in Shakespeares Dramen) adlı eserinin hemen başında, şöyle yol gösterici bir saptamada bulunur: Shakespeare konusunda aklımıza artık yeni bir düşünce gelmediğinde, bu, kültürümüzün ölüm ilanı olacaktır… Oyunlarında insanlığın tüm hallerini yansıtmış olan Shakespeare’e ilişkin yeni bakış açıları üretilemediği gün, insanlığın yaşamı düşünce ve eylemleriyle hep yenidenüretme bağlamında artık yetersiz kaldığını ve kendini umarsız bir durağanlığa yargılı kıldığını itiraf ettiği gün olacaktır. Bütün bunları göz önünde tutarak, Oyun Atölyesi’ndeki ‘Atinalı Timon’ veya ‘Hırçın Kız’ gibi yeni yorumları ‘Shakespeare böyle oynanmaz!’ veya ‘Ben bu yoruma katılmıyorum!’ gibisinden artık kalıplaşmış yargılara kurban etmeye çalışmak yerine, ‘böyle’ oynanmış olanı veya ‘bu yorumu’ tiyatro sanatı açısından değerlendirmek, sanırım bir Shakespeare’i bugüne veya bugünü Shakespeare’e taşımak açısından çok daha yapıcı olur. ‘Hırçın Kız’ın daha ilk temsillerinden başlayarak neredeyse kapalı gişe oynaması, uygulanan yeni yorumun Türk tiyatro seyircisinin kültür dilini ne ölçüde yakalayabilmiş olduğunun göstergesi sayılmalıdır. Oyun Atölyesi, ‘Hırçın Kız’ serüvenine, çok sayıda özel tiyatronun şu ünlü ‘devlet yardımı’nın kesilmesi nedeniyle tereddütler içinde oldukları bir dönemde, tam on yedi kişilik gencecik bir kadroyla atılmış. Sergilenen genel başarı çizgisi karşısında, birkaç oyuncunun bile adını vermek, bütün ötekilerin hakkını yemek anlamına geleceğinden, tüm oyuncuları sadece oyunculuklarından ötürü değil, tam bir ekip ruhuyla yarattıkları sahne elektriği için de kutlamakla yetineceğim; sahne tasarımını gerçekleştiren Bengi Günay ve Gamze Kuş, öteki Shakespeare çalışmalarındaki başarılarını pekiştirerek üzerinde çalıştıkları oyunun görsel yorumcuları diye nitelendirilmelerini haklı kılacak bir ustalığa ulaşmışlar. Işık tasarımını gerçekleştiren İrfan Varlı’nın hakkı ise oyunun genel reji çatısı altında, ancak bir ışık rejisini gerçekleştirmiş olduğu söylenerek teslim edilebilir! eposta: [email protected] [email protected] GERÇEK BÜYÜKELÇİ nişteki, bir silmedeki hatta bir ayaktaki çatlak, eğer binanın selameti bakımından tehlike arz etmiyorsa tamir edilmemelidir. Ancak hayati ehemmiyeti haiz açılmaları ve çökmeleri önlemeli, mamafih bunda da abideyi yeniden yapılmış hale getirmemelidir. Bilakis bu eserlerin uzun mazilerini belirten asırların izlerini muhafaza etmeleri iyi olur…” (İstanbul ve Bursa’daki Durum1958) Bugün adeta “yeniden yapılmış” gibi duran onarımlara yarım yüzyıl önceki bu bilge uyarının yanı sıra özellikle tarihi kent dokularında uygulanan kimlik yoksunu sözde “modern mimari” örnekleri için de yine o yıllara ait bir “anı”yı şöyle anlatıyor; “Bu binaları siluetleriyle tezat teşkil etmeyen, kendilerine layık bir ‘hale’ ile çevrelemek gerekir… Süleymaniye’nin hemen yanına, onun manalı siluetiyle bağdaşmayan kübik bir Biyoloji Enstitüsü inşa edilmişti. Bu binanın yıktırılması umumi memnuniyete mucip oldu. İlgili makamları gösterdikleri İznik Camii, 16x25 cm, mukavva üzerine suluboya. ‘Nikea, 1910 A. Gabriel.’ anlayıştan dolayı tebrik etmek icap eder. Ancak bunu, pahalı binayı inşa etmeden evvel düşünmek çok daha iyi olurdu…” Günümüzdeki benzer yanlışlara sadece göz yuman, ama asla yıkamayan yöneticilere çarpıcı bir “ders” olacak anısında sözlerini şöyle ta ASANKEYF İÇİN İLK UYARI 1950’lerden sonraki kentsel yağma ve imar rantçılığı dönemiyle eşzamanlı başlayan, “çağdaş mimarlıkta geçmişi yadsıma” anlayışının da ne denli yozlaştırıcı bir yabancılaşmaya yol açtığını görebilmek için; Gabriel’in buram buram Anadolu uygarlıklarını yansıtan mimari çizimlerini, Amasya’dan Mardin’e, Bursa’dan Diyarbakır’a fotoğraflarını; Boğaziçi yalılarını, Anadolu camilerini ve medreselerini betimleyen desenlerini, kullandığı malzemeler ve kişisel eşyalarıyla birlikte, 11 Kasım’a kadar sürecek sergisinde mutlaka incelemek gerek… Hele ki onu Hasankeyf’in “ilk fotoğrafçısı” yapan çalışmalarını ve hatta “yeniden canlandırma” resimlerini… Daha 1932 yılında tarihin başkentiyle buluştuktan sonra hükümete yazmış ki; “Böyle değerli bir varlık yok oluyor. Hiç değilse bir ustayla birkaç işçi gönderin…” Gabriel’in bütün bu eserleri, BarsurAube’daki 1973’ten beri kullanılmayan evinde Pierre Pinon tarafından “sahipsiz” ve perişan halde, adeta “keşfedilerek” bulundu… Bunu da bilerek sergiyi gezdiğinizde, Fransızların kendi kültür hazinelerine karşı böylesine umarsızken tutup 90 yıl önceki sömürgeciliklerini gizlemeye dönük siyasal bir söylentiye kapılmalarını daha derinden yorumlamış olacaksınız… H DÜNYA KİTAP DERGİSİNİN GELENEKSEL DÜNYA KİTAP ÖDÜLLERİ TÖRENİ BU AKŞ AM TÜYAP’TA Yılın ‘En İyiler’i belli oldu... Kültür Servisi Dünya Kitap dergisinin geleneksel Dünya Kitap Ödülleri’nin 2006 yılı sonuçları ve bu yıl ikinci kez verilen Altın Sayfa Edebiyat Ödülü’nü kazananlar belli oldu. Dünya Kitap Ödülleri Seçici Kurulu toplantısında Deniz Gürsoy, Ahmet Cemal ve Can Yayınları’na ödül verilmesi kararlaştırıldı. 2005’te her yıl farklı bir daldaki kitaba verilmek üzere konan ve bu yıl “İlkgençlik” kategorisinde düzenlenen Altın Sayfa Edebiyat Ödülü ise Aysel Gürmen ve Erol Büyükmeriç arasında paylaştırıldı. ILIN TELİF KİTABI’ ÖDÜLÜ DENİZ GÜRSOY’UN Feridun Andaç, Osman Saffet Arolat, Başar Başarır, Turgay Fişekçi, Doğan Hızlan, Seçkin Selvi, Selim İleri, Faruk Şüyün, Ayfer Tunç, Tahsin Yücel ve Dünya Temsilcisi’nden oluşan seçici kurul, “Yılın Telif Kitabı” ödülünü; Deniz Gür ‘Y soy’un “TesbihParmak Uçlarındaki Huzur” adlı yapıtına oyçokluğuyla verdi. “Yılın Çeviri Kitabı” ödülü ise aynı seçici kurul tarafından, oyçokluğuyla Goethe’nin “Yarat Ey Sanatçı” kitabının çevirisi için Ahmet Cemal’e verildi. “Yılın Yayınevi” de, aynı seçici kurulca yapılan değerlendirme sonucunda oybirliğiyle Can Yayınları olarak belirlendi. Dünya Kitap dergisi tarafından bu yıl ikinci kez verilen Altın Sayfa Edebiyat Ödülü’nün sahipleri ise Aysel Gürmen ve Erol Büyükmeriç oldu. Ayfer Gürdal Ünal, Doğan Hızlan, Faruk Şüyün, Necdet Neydim, Nur İçözü ve Selahattin Dilidüzgün’den oluşan seçici kurul, ödülü, oybirliğiyle Gürmen’in “Dereden Tepeden Dereliköy’den” adlı çalışmasıyla Büyükmeriç’in “Midas’ın Serçeparmağı” adlı yapıtı arasında paylaştırdı. Ödüller, bu akşam saat 18.00’de TÜYAP Kitap Fuarı Marmara Salonu’ndaki törende sahiplerini bulacak. (0 212 440 23 0405) DOSYA NO : 2006/1000 Tal. SATILMASINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULUN CİNSİ, TAPU KAYDI; Küçükçekmece 2.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 17.04.2006 tarih ve 1283 yevmiye sayılı yazısında Küçükçekmece ilçesi, ikitelli köyü , Kartaltepe mevkiinde bulunan F21c2c3d pafta ,358 ada,l parsel sayılı 29813.80m2 miktarındaki kat irtifaklı taşınmazda 10/3040 arsa paylı 7 .Blok ,7 kat (30)nolu meskenin tamamının Osman Alkan adına kayıtlıdır. İMAR DURUMU; Küçükçekmece Belediye Başkanlığı İmar Ve Şehircilik Müdürlüğü Durum Şefliğinin 24.04.2006 tarih ve 2006/211703/1129 sayılı imar durumu yazısına göre Küçükçekmece ikitelli ,F21cIIcIIId pafta, 358 ada,l parsel sayılı yer 19.02.1997 05.03.1988 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli İkitelli Toplu Konut Projesi Planında H=Serbest E=1.50 yapılaşma şartlarında ayrık nizam konut alanında kalmaktadır. HALİHAZIR DURUMU; Sözkonusu taşınmazın dosya içerisinde mübrez tapu kaydı ve 1/1000 ölçekli çapı arazide belirgin sabit noktalardan istifade ile arz üzerine aplike edildiğinde anılan taşınmazın alanı ,boyutları bulunduğu semt ve mevki itibariyle yerine aynen uygun olduğu tespit edilmiştir. Satışa konu taşınmaz İstanbul ,Küçükçekmece ilçesi ikitelli Başakşehir 1.Etapta tapunun F21cIIc3d pafta , 358 ada,l parsel numarasında kayıtlı kat irtaifaklı arsa dahilinde yer alan kayden 7.Blok mahallen D7 Blokta ,10/3040 arsa paylı ,7 kat (30)nolu meskenin tamamı niteliğindedir. Bodrum kat+Zemin kat +7 normal kattan müteşekkil ,B.A.K tarzda ve blok nizamda inşa edilmiş ,katlarında dörder daireli elektrik sıhhi tesisat ve doğalgaz tesisatları mevcut ana binanın 7.normal katında güney ve batı cepheli daire girişte antrehol üzerinde balkonlu mutfak,salon bir tanesi balkonlu olmak üzere üç yatak odası ,wc,banyo mahallerinden ibaret 123 m2 brüt alana sahip ıslak hacim zeminleri seramik, salon ,oda zeminleri parke duvarları sıvalı ve boyalı banyo wc zemini seramik ,duvarları fayans kaplı mutfakta sabit tezgah ile ahşap mutfak dolapları mevcut ,banyoda ise sıhhi tesisat armatürlü ile tamamlayıcı aksesuarları bulunmaktadır. Pencere doğramaları PVC ve ısıcamlı olan dairemerkezi sistem kalorifer ısıtmalı olup daire dahilinde elektrik ve sihhi tesisatlar ile doğalgaz tesisatı ana bina dahilinde ise iki adet asansör ,yangın merdiveni ikmal edilmiştir. Satışa konu taşınmaz bulunduğu semt ve mevki itibariyle alt ve üst yapısı tamamlanmış ,her türlü belediye ve sosyal imkanlardan istifade edecek konumda ,konut sahasında yer almakta olup ulaşım imkanları elverişlidir. MUHAMMEN DEĞERİ; Gayrimenkulun bulunduğu semt ve mevkii ,imar durumu ,yüzölçümü ,ana artere olan mesafesi ,belediye ve altyapı hizmetlerinden yararlanma durumu ,binanın inşaatında kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi , deprem sonrası emlak alım ve satım koşulları mahallin rayiç bedelleri değerine tesir edecek olumlu ve olumsuz tüm etkenler ile günün iktisadi koşullarıda gözönüne alınarak Küçükçekmece ilçesi , İkitelli köyü , Kartaltepe mevkiinde bulunan F21c2c 3d pafta ,358 ada, 1 sayılı 29813.80m2 miktarındaki kat irtifaklı taşınmazda 10/3040 arsa paylı 7.Blok 7.Kat (30)nolu meskenin tamamına 145.000.YTL(Yüzkırkbeşbin) kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI VE GÜNLERİ; 1 Yukarıda ayrıntıları ile belirtilen , İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, ikitelli köyü ,Kartaltepe mevkiinde bulunan F21c2c3d pafta ,358 ada, 1 parsel sayılı ,29813.80m2 miktarındaki kat irtifaklı taşınmazda 10/3040 arsa paylı 7.Blok,7 kat (30) nolu meskenin birinci satışı 12/12/2006 günü saat 14.00’dan 14.15’e kadar, Küçükçekmece 2 İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60 ‘ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa bunların alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile ; İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, İkitelli köyü ,Kartaltepe mevkiinde bulunan F21c2c3d pafta ,358 ada ,1 parsel sayılı ,29813.80m2 miktarındaki katirtifaklı taşınmazda 10/3040 arsa meskenin , ikinci satışı 22/12/2006 günü saat 14.00’dan 14.15’e kadar, Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nde açık artıma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada bu miktar elde edilememişse gayrimenkul ençok artıranın taahhüdü saklı kalmak kaydı ile artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadarki artırma bedelinin tahmin edilen kıymetin %40 ‘ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi gerekir. Aksi halde satış talebi düşecektir. 2)Satışa iştirak edeceklerin muhammmen bedelin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı ,istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga resmi, tapu harç ve masrafları ve KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve dellaliye resmi satış bedelinden ödenir. 3)İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle birlikte onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4)Satış bedeli hemen veya verilen müddet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelinin yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil edilecektir. 5)Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6)Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/1000 Tal. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları, işbu ilanın satış ilanı kendilerine tebliğ edilmeyenler için ilanen tebligat yerine kaim olunacağı keyfiyeti ilan olunur. 26 Ekim 2006 (*) İlgililer tabirine kat irtifakı sahipleri de dahildir. (Basın: 53082) KÜÇÜKÇEKMECE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULUN AÇIK ARTIRMA İLANI İSTANBUL 4. SULH HUKUKMAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN 2005/387 Mahkememizde 23/07/2004 tarihinde davacı Allbayrak Turizm Seyahat İnşaat Ticaret Anonim Şirketi vekili Av. Ömer Cerrah tarafından, davalılar Ahmet Balcı ve Kamuran Aratlar aleyhine açılan Menfi Tespit davasının yapılan duruşması sonunda, 2005/387 Esas, 2006/654 Karar sayılı 06/07/2006 tarihli kararıyla açılan davanın kabulüne, bu itibarla davacının İstanbul 12. İcra Müdürlüğü’nün 2001/12709 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, davacı şirket yönünden icra takibinin iptaline, karar verilmiştir. Davalı Kamuran Aratlar’a Talatpaşa Caddesi, Meydan Sokak Erdoğan Apt. No. 81 D.7 Levent İstanbul adresine daha önce duruşma gün ve saati bildirilmiş olduğundan bu kez adına kararın ilanen tebliğine, temyizi kabil olarak verilen kararın ilanından 7 gün sonra tarafılarına tebliğ edilmiş sayılacağına, tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içersinde temyiz haklarının bulunduğuna, temyiz edilmediği takdirde kararın kesinleşeceği hususunun kararın tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 26/l 0/2006 (Basın: 53019) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle