14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 2006 CUMA HABERLER 6 CHP’li Durgun, Hatay’daki yolsuzluk iddialarının AKP bağlantılarını belgeledi BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Sahte imzalı vurgun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, Hatay’daki yolsuzluk iddiaları ile AKP arasındaki bağlantıyı belgeleriyle ortaya koydu. Durgun, ‘‘AKP ile içlidışlı’’ olduğunu belirttiği işadamı Harun Özkan’ın sahte imzası ile şirketi adına 146 ihale alındığını belirterek, ‘‘İhalelerin kârı AKP’li yöneticiler tarafından paylaşılıyor, vergisi şirkete ödettiriliyor’’ dedi. Durgun, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, ‘‘Ali Dibo’’ olarak adlandırılan yolsuzlukların, kişisel yetkilerin usulsüz kullanımıyla ferdi olarak yapıldığını, Hatay’daki yolsuzlukların ise kolektif halinde olduğunu belirtti. Durgun, ‘‘Hatay’da yapılan yolsuzluklar, organize haline gelmiş. İhalelerdeki yolsuzlukların AKP’nin ilçe teşkilatı, milletvekilleri, hatta genel merkez boyutu var’’ diye konuştu. Geniş bir ai Çığır Açmak... Dilimizde “çığır”, zengin anlamları olan bir kelimedir. Onlardan biri, başkalarının da uyabileceği, “yeni bir biçim, yöntem ya da yol” anlamına. Ondan türetilen “çığır açmak”, daha zengin bir anlama bürünmüş. Sözlüklerde, “Atatürk, bütün Doğu ulusları için kurtarıcı bir çığır açtı” örneği, bu anlamı açıkça ortaya koyuyor. Bir de “çığırından çıkmak” var ki, “doğru ve uygun yolundan ayrılmak” oluyor. Yakın tarihimizde her ikisinin de örnekleri var: 1923 devrimi, bir “çığır açmak”tı. Başında Atatürk’ün olduğu bir kadro, çağdaş bir devletin ve toplumun temellerini attı, “bağımsız, laik ve demokratik devlet ve toplum” böyle doğdu. Bu, beklenen bir şey olduğuna göre, insanlarımız da onun arkasından gittiler. Bütün bir Müslüman dünyada, benzerimiz yok! Ne bir kabile, cemaat ve ne de ümmetiz; çağdaş ve uygar dünyanın üyesi, bilinçli bir milletiz. Türkler, Kürtler, Çerkezler... Sünniler, Aleviler, Süryaniler.. hepimiz, hak ve görevlerde ortak olarak, bu topluluğun barışsever öğeleriyiz; kafalarımız geriye dönük değil, geleceğe çevrili çağdaş insanlarız. 1923 Devrimi’nin açtığı çığır budur. Yolları açanların başında yürümüş olan Atatürk’ün bugün, ebediliğe göçünün 68. yılı. Bugün, Anıtkabir’e, ibadet için değil, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” kuşaklar olarak yürüyeceğiz; ve orada, daha insanca bir dünyada daha insanca bir Türkiye kurmak için and içeceğiz... ? Bir haftaya yakın bir süredir, örnek bir insanı yitirmenin de acısı içindeyiz: Demokrat, laik ve aydın olarak Bülent Ecevit’i kaybetmenin acısıdır bu. 19601980 arasının çalkantıları içinde ortaya çıktı ve sahnedeki baş aktörlerden biri Ecevit oldu; 1990’lı yıllarda da, saygın bir yerde görüldü. Ecevit’in, çağdaş ve ilerici fikirleri vardı: Ezilenlerin ve işçi sınıfının yanında yer aldı. “Emek en yüce değerdir”, “Sömürüye son!”, “Toprak işleyenin, su kullananın!”, “Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen!” diyordu. Bu sloganlarla halk kitlelerinin gönlünü fethediyordu. Halk da “Karaoğlan” deyip onu bağrına bastı. Türkiye’de ilk grevlitoplu iş sözleşmeli sendika hakkı tanıyan, iş güvencesi yasasını çıkaran o oldu. Bu düşüncelerin vardığı nokta, sol ve sosyal demokrasi olmuştur: “İnsanca, hakça bir düzen”in anlamı da buydu. Daha da önemli olanı, bu fikirlerle çığır açmıştı Ecevit. Bitmedi: Kıbrıs’ta, yerli Türklere karşı süren kıyıma karşı, doğruca Kıbrıs’a çıktı, etnik tezgâhları bozdu. Böylece, ulusal kimliğine sahip çıktı. Bunlara ekli olarak, siyasette “dürüstlüğü” ile de örnekti Bülent Ecevit. Onu, her zaman anılacak bir insan olarak, yarın toprağa vereceğiz ve bir de bu yolla bağrımıza basacağız. ? Gelip durduğumuz Türkiye’nin durumunu da hatırlatmalıyız: Ülkemiz, özellikle 12 Eylül’den bu yana, her yönden kaybeden bir ülkedir. 2002 seçimlerinden bu yana da, deyimin tam anlamıyla “çığırından çıkmış” bir ülkeyiz. İktidarda dinci bir parti oturuyor; ve dış güçlere teslim olmuş durumdadır. Bunun sonucudur ki, bağımsız, laik ve demokratik Cumhuriyet, sürekli olarak kaybediyor. Bu gerçeği bilmek zorundayız. Hepimiz demokrasiye bağlıyız; ama bu demokrasi, sıradan bir “sandık demokrasisi” değil, “gerçek bir demokrasi” olmalıdır. Bugünkü gidişe seyirci kalarak başarılabilecek bir iş değildir bu. Her yönüyle Cumhuriyete sahip olmak, yeni bir çığır açmaya götürüyor bizleri... Akdağ’dan yolsuzluk itirafı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na, sağlık konusunda neler yaptıklarına ilişkin bilgi verdi. Sağlık Bakanlığı'nda 300 bin personel, 900 hastane bulunduğunu söyleyen Akdağ, ‘‘Bin lerce ihale yapıyoruz. Usulsüzlükler, yolsuzluklar oluyor. Ama hiçbirinin üstünü örtmüyoruz. Olayları tespit edip savcılıklara intikal ettiriyoruz. Sistematik bir Ali Dibo olayı yoktur ve kesinliklik de olmayacaktır. Olsaydı zaten hastaneleri bu duruma getiremezdik” dedi. ödettiriliyor’’ dedi. Durgun, ihalelerden elde edilen kârın, Özkan’ın amcasının oğlu olan AKP İskenderun İlçe Başkanı Muharrem Dingil tarafından paylaştırıldığını ileri sürdü. Dingil tarafından yazılan karalama kâğıdını gösteren Durgun, yapılan paylaşım kâğıdında ‘‘M. Soydan’ın hakkı 7 milyar 798 milyon, Bebek 250 milyar (Hatay’da tanınan bir ailenin soyadı), Sinan 35 milyar, Mehmet Pek 110 milyar, Tarık 140 milyar, Ali Boyacı 100 milyar, Sadettin 200 milyar, yemek 10 milyar’’ yazıldığını gösterdi. Durgun, bu yol suzlukları ortaya çıkaran Harun Özkan’ın sürekli tehdit aldığını, can güvenliği nedeniyle İstanbul’da yaşamaya başladığını belirterek ikna etmesi halinde Ankara’ya getirerek basın mensuplarına açıklama yapmasını sağlayacağını söyledi. ‘Başbakan, müdahale etmeli’ Türkiye’de yolsuzlukların, ihalelerde kayırmacılığın devam ettiğini ifade eden Durgun, ‘‘Başbakan’ın istediği belgeler burada, derhal yolsuzluklara müdahale etmelidir. Bu tür yolsuzlukların, kendisine, partisine büyük zararı var. Eğer bir yerlere gelmeyi hedefliyorsa yolsuzluklara müdahale etmeli’’ dedi. Hatay’da bir süre önce ortaya çıkarılan yolsuzluk iddialarına ilişkin bir soru üzerine Durgun, Hatay Valiliği’nin olaylarla ilgili 15 kişi hakkında soruşturma izni verdiğini, konunun savcılık aşamasında olduğunu söyledi. leye sahip olan işadamı Harun Özkan’ın AKP ile içlidışlı olduğunu, bazı akrabalarının AKP’den belediye başkanı ve ilçe başkanı olduğunu belirten Durgun, Harun Özkan’ın sahibi olduğu ÖZGÖK inşaat şirketinin şimdiye kadar kamu Kurum ve kuruluşlarından 151 ihale aldığını söyledi. Durgun, şirket sahibi Harun Özkan’ın firması adına alınan 151 ihaleden sadece 5’inden haberdar olduğunu, alınan 146 ihaleden habersiz olduğunu ileri sürdü. Bu ihalelerin genellikle okul, hastane, sağlık ocağı, dinlenme tesisleri gi bi inşaatlar olduğunu belirten Durgun, alınan işlerin 7 ila 100 milyar lira arasında değiştiğini kaydetti. Durgun, Harun Özkan’ın, ‘‘Şirketin aldığı ihalelerden sadece 5’inden haberim var. Adıma sahte imza atarak ihaleye girilmiştir’’ iddialarını belgelerin doğruladığını söyledi. Harun Özkan’ın imza sirküsü ile ihalelerdeki belgelerde şirket adına atılan imzaları basın mensuplarına gösteren Durgun, ‘‘Firma sahibinin haberi olmadan ihale alınıyor. İhalelerin kârı AKP’li yöneticiler tarafından paylaşılıyor, vergisi şirkete Yargıtay, polise de eylem yolunu açtı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, İstanbul’da 2 polisin şehit olmasının ardından yapılan izinsiz yürüyüşe katılan polis memurlarına verilen mahkumiyet kararlarını, eylemin ‘‘demokratik tepki’’ niteliğinde olduğuna işaret ederek bozdu. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, İzmir 2 ve 11. Asliye Ceza Mahkemelerince yaklaşık 200 polis memurunun Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan 1 yıl 3 ay ile 1 yıl 8 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması ve cezaların ertelenmesine ilişkin temyiz başvurularını karara bağladı. Daire kararında, İstanbul Gaziosmanpaşa’daki olay üzerine, İzmir Bozyaka’daki hizmet binasından Konak Meydanı’na yürüyen polislerin, suç teşkil etmeyen sloganlar attığı belirtildi. Kararda, ‘‘Sanık polis memurlarının yaptıkları eylem, demokratik tepki niteliğindedir’’ denildi. Kararda, yasada tanımlanan suç unsurları oluşmadığından, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği kaydedildi. İstanbul Gaziosmanpaşa’da 11 Aralık 2000 tarihinde çevik kuvvet otobüsüne gerçekleştirilen silahlı saldırıda 2 polis şehit olmuştu. Polisler, İstanbul, İzmir, Adana, Gaziantep, Bursa, Antalya ve İçel’de olaya tepki göstermiş, özlük haklarıyla ilgili taleplerde bulunmuşlardı. 11 Aralık 2000’de polis otobüsüne yapılan saldırıda 2 polisin şehit olması üzerine yapılan gösterilerde bazı polislerin silahlarını havaya kaldırarak yürümeleri tepki çekmişti. (Fotoğraf: ARŞİV) İSTANBUL KADIN KURULUŞLARI BİRLİĞİ ATAM RAHAT UYU BAŞSAĞLIĞI TÜRK ULUSU VE KIBRIS TÜRKLERİNİN KALPLERİNİ FETHEDEN KIBRIS FATİHİ ÖRNEK İNSAN KARAOĞLAN BÜLENT ECEVİT’i KAYBETMENİN ÜZÜNTÜSÜ İÇERİSİNDEYİZ. EŞİ SAYIN RAHŞAN ECEVİT’E, TÜRK ULUSUNA VE KIBRIS TÜRK HALKINA BAŞSAĞLIĞI DİLEKLERİMİZİ SUNAR, TANRI’DAN RAHMET DİLERİZ. Bizler Çağdaş Türk Kadınları olarak, kurduğun “Cumhuriyeti” yaptığın “devrimleri” “laiklik ilkesinin kadın haklarının güvencesi” olduğu bilinciyle sonsuza dek koruyacağız, başlattığın “uygar dünyaya katılma yolculuğunu” gösterdiğin çağdaş uygarlık hedefine ulaşıncaya dek sürdüreceğiz. İKKB Koordinatörü: Nazan Moroğlu; “İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Kadın Araştırmaları Derneği, Türk Kadınlar Birliği, TÜBAKKOM İstanbul, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği; İ.Ü. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, – İstanbul Merkez Şb.,Türk Kadınlar Birliği – Adalar Şb., Türk Kadınlar Birliği – Kadıköy Şb.,Çağdaş Eğitim Vakfı, Kadın İşgücü İstihdamını Destekleme Derneği, M.Ü. Kadın İşgücü ve İstihdamı Araştırma Merkezi, Kadıköy Kadın Platformu, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu, Ada Dostları Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Notre Dame De Sion’lular Derneği, Türk Anneler Derneği İstanbul İl Merkez Şb., Fatih Kız Liseliler Derneği, Üniversiteliler Eğitim ve Kültür Vakfı, İstanbul Kız Lisesi Eğitim Vakfı, İ.Ü. Tıp Fakültesi Hemşireler Derneği, Florance Nightingale Hemş. Yüksek Okulu Mez. Der., Cerrahpaşa Tıp Fak. Hemşireler Derneği, Zonta İş ve Meslek Kadınları Derneği, Kadın ve Toplum Derneği, İstanbul Dolmabahçe Inner Wheel Klubü, Emekli Subay Eşler Derneği, Kadın Haklarını Araştırma ve Geliştirme Derneği, ANAP, DYP, CHP, Türkiye İşçi Partisi, Bağımsız Cumhuriyet Partisi Kadın Kolları”. Ulusal eğitimde çok büyük sorunlar yaşadığımız bugünlerde aziz Atamızı hüzün, kaygı ve saygıyla anıyor, Cumhuriyet değerleri doğrultusundaki çalışmalarımızı aynı inançla sürdürüyoruz. ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI İSTANBUL CUMOK DUYURUSU KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ GENEL MERKEZİ VE İSTANBUL ŞUBESİ İZMİR ŞUBESİ MERSİN ŞUBESİ ANTALYA ŞUBESİ Sayın BÜLENT ECEVİT’i SONSUZLUĞA UĞURLUYORUZ. Toplumsal mücadele ve örgütlü yaşamın araçlarını getirerek, emekçilerin aydınlarla birleşmesinin, emekçi sınıfların örgütlenmesinin önünü açan; Emperyalizme karşı Kıbrıs’ta, Ege’de, haşhaş’ta direnerek, Güneydoğu’da tutarlı davranarak, Kuzey Irak’ta kukla devletin oluşmasını engelleyen; yolumuzu tıkayan Dünya Bankası, IMF gibi kurumlarla gerektiği gibi çatışmadığı ve en verimli yıllarını Amerikancı Cuntanın yasaklarında geçirdiğinden Yurduna ve Ulusuna vereceklerinin çoğunu veremeden giden, bir saygın insan… Bugün yaptığı birçok olumlu işleri sayanların ve tek başına mücadele ederken yanında durmayanların ikiyüzlülüğüne boş vererek, ülkemizde başardığı en önemli işi anımsatma görevimizi yapacağız. PKK ayaklanmasına karşı, gereken ideolojik ve politik direnişi gösteremeyenlerin sözde sol(!) teslimiyetine ve aşırı sağın şehit cenazesi sömürücülüğüne karşı tavizsiz ve sıkı durarak; sol partilerde ve kitle örgütlerindeki dirayetsiz, teslimiyetçiliğin binlerce insanı soldan en aşırı sağa savurmasının önünü kesen ulusalcı sol çizgide tutarak, bugün Yurdumuzun başına açılan belalara karşı antiemperyalist cephede yeniden daha da güçlü biçimde savaşmayı ve direnmeyi mümkün kılan bir insanı, 11 Kasım Cumartesi Günü Ankara’da saygı ile selamlıyor, Sonsuzluğa Uğurluyor, hakkımızı helal ediyoruz. İSTANBUL CUMOK TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI KARAOĞLAN’I UNUTMAYACAK Yaşamı boyunca örnek bir insan, kararlı, dürüst, ilkeli bir sosyal demokrat, Türkiye emekçilerinin sadık dostu ve halkımızın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından biri olan ATAMIZI ANMAYA ÇAĞRI İstanbul, 09.11.2006 NİYAZİ İLKNUR DEDE HAKK’A YÜRÜDÜ Derneğimizin danışma kurulu üyesi, Cumhuriyet gazetesi yazarı Miyase İlknur’un dedesi sevgili büyüğümüz BÜLENT ECEVİT’İ kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyor, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. NİYAZİ İLKNUR DEDE Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Niyazi İlknur Dede 10 Kasım 2006 (bugün) saat 13.00’te Karacaahmet Dergâhı’ndaki cenaze namazından sonra Elazığ’a yolculanacaktır. Nur içinde uyusun... 10 Kasım CUMA Günü Saat 08.30’da İstanbul Cumhuriyet Okurları Dolmabahçe Sarayı Önünde buluşarak, Saat 09.05’te Atamızın bizlere özgürlük, bağımsızlık, yurttaşlık bilinci ve insanca yaşama uğruna mücadele etme geleneklerini bırakarak hayata gözlerini yumduğu bölümde manevi huzurunda saygı duruşunda bulunacağız. Katılmak isteyen kardeşlerimizi Saat 08.30’da Saray girişinde yüreklerinde saygısevgi, ellerinde çiçekler ve Gazeteleri ile birlikte bekliyoruz. İSTANBUL CUMOK OLEYİS OTEL LOKANTA VE EĞLENCE YERLERİ İŞÇİLERİ SENDİKASI MERKEZ YÖNETİM KURULU KARACAAHMET DERGÂHI CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle