14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Banka, mayıs ayında ara verdiği ihalelere, günde 45 milyon doları geçmemek üzere devam edecek 13 NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL Merkez döviz alımına başlıyor ? Merkez Bankası’nın açıklamasında dövizde aşırı oynaklık olması durumunda ve sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlenmesi halinde, önceden kamuoyuna duyurulmak suretiyle kısa ya da uzun süreli olarak döviz alım ihalelerine ara verilebileceği belirtildi. Ekonomi Servisi Merkez Bankası, piyasalarda yaşanan dalgalanma sonrasında döviz alım ihalelerine bugün yeniden başlıyor. İhalelerdeki günlük tutar, 15 milyon dolar olacak. İhalelere fazla talep gelmesi durumunda, Merkez Bankası günlük alım tutarını 45 milyon dolara kadar çıkarabilecek. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, geçen günlerde yaptığı açıklamada döviz alım ihalelerine yeniden başlamak zorunda olacaklarını söylemişti. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, bankanın, daha önce yaptığı duyurularla 2006 yılında uygulanması öngörülen para ve kur politikalarının genel çerçevesini kamuoyuna açıkladığı belirtildi. rekliliği dikkate alınarak, 2002 yılından bu yana döviz rezervi biriktirme amaçlı döviz alım ihaleleri düzenlendiğinin belirtildiği hatırlatıldı. Dalgalı kur rejimi altında herhangi bir kur hedefi bulunmayan Merkez Bankası’nın, yürüttüğü ılımlı rezerv artırım politikası çerçevesinde döviz piyasasındaki arz ve talep koşullarını, dolayısıyla kur seviyesini mümkün olduğunca düşük düzeyde etkilemek ve dalgalı kur rejiminin temel ilkelerine ve işleyişine sadık kalmak üzere, döviz alım ihale kurallarını önceden belirleyerek yıllık olarak ilan ettiği kaydedildi. Bülent Ecevit’in Ardından Dünyada, halkı ile böyle ilişki kurabilen bir siyasetçi var mıdır, bilemiyorum. Bir bakıyorsunuz milyonların önünde, halk ve hak için uğraş veriyor, bir bakıyorsunuz, özgürlük ve demokrasi adına verdiği savaştan ötürü tek başına yargılanıyor. Bir bakıyorsunuz halk onu ölümüne destekliyor, saldırıya uğrayacağı meydanları dolduruyor, ona siper oluyor, bir bakıyorsunuz küsüp desteğini çekerek cezalandırıyor. Küskünlük uzun sürmüyor. Halk, sorunlarını yüreklice ve büyük bir açıklıkla dile getiren bu devlet adamı ile yeniden barışıyor. Yaşam biçimi söylemleri ile çelişmeyen, üzerine yolsuzluğun gölgesi düşmeyen, bireysel çıkar kavramı sözcük dağarcığında bulunmayan bu solcu, toplumun desteğini yeniden kazanıyor. Toplumsal yaşamdan dışlanan, ezilen, karamsar kitleler onun söylemleri ile özgüvenlerini yeniden kazanıyor, ülkenin kaderine el koyabiliyor. Ulusalcılığı emperyalizm karşısında savunulamayacak bir fantezi olarak gösterenlerin yarattığı karamsarlık ve eziklik, onun yürekli ve kararlı davranışlarıyla ulusal onura dönüşüyor. Sorunlar ağırlaştığında, halk kendi kaderine el koyma gereğini duyduğunda, umut oluyor, çevrenin davranışları yüzünden başka çıkarları savunduğu sanıldığında da siyaset sahnesinden kazınmaya çalışılıyor. Ancak bu döngü, yaşam denilen sürecin sürekli olmaması nedeniyle, hiç istenmeyen bir yerde kırılıveriyor. Toplum eksik kalan parçayı tamamlamaya çabalıyor. ??? Bu döngü oluşmuş ise “her seferinde kaçırılan bir fırsat vardı” denilmesi de doğal . Oysa ülkemizde solun bölük pörçük iktidarları her zaman sorunların inanılmaz boyutlarda ağırlaştığı, uluslararası konjonktürün altüst olduğu dönemlerde gerçekleşti. Uluslararası gelişmeleri iyi okuyamayan, ulusal kaynakları iyi değerlendiremeyen, dışa bağımlı ekonomik politikalar izleyen, sağ iktidarların yarattığı tabloyu düzeltmek hep sola düştü. Ülkeyi en sıkıntılı dönemlerden çıkarmaya çalışmak her zaman solun kaderi oldu. Sorunları aşmak için alınan önlemlerin bedeli de sol tarafından ödendi, fatura onların önüne konuldu. “Bu düzen değişmelidir” diye ortaya çıkanların, düzenin bir parçası olmuş ve ondan yararlananlar tarafından sessizce kabullenilmesi de beklenilemezdi. Yığılan sorunların altından kalkmaya çalışanlar en zor günlerinde bir de bu saldırılara karşı koydu. 1974 yılında dünya petrol fiyatlarının 9 dolardan 36 dolara yükselmesinin nedeni Ecevit’e bağlanamayacağı gibi, tüm ihracat gelirleri, petrol faturasını bile karşılayamayan bir ekonominin sorumlusu da daha yeni iktidara gelen Ecevit hükümeti olamazdı. Buna karşın benzin ve tüp gaz kuyruklarının ve karaborsasının faturası Ecevit’e kesildi. Küresel ekonominin en büyük krizlerinden olan ve Uzakdoğu’dan başlayarak tüm gelişen piyasaları etkileyen krizin sorumlusu da Ecevit değildi. Ancak borç kıskacında uluslararası sermayeye bağımlı hale getirilmiş Türkiye ekonomisini krizden çıkarmak için uygulanan çözümler uluslararası sermayenin istekleri doğrultusunda oldu. Cumhuriyetin kurduğu ekonomik sistemi yok etmeye yönelik uygulamalar krizden çıkışın çözümü olarak uygulanmaya başladı. “En büyük hata” eliyle uygulanan bu politikalar halkta büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Ancak ölüm, bu sürecin tamamlanmasına, hataların giderilmesine, yeniden kucaklaşmaya olanak bırakmadı. Bu süreci tamamlayarak yükselen bir doğruya dönüştürmek, kırıklığa neden olan uygulamaları yeniden düzeltmek ise sola görev olarak kaldı. Solun bu görevi üstlenmek için çok zamanı yok. Kısa vadeli para ve faiz politikaları ile sağlanan yapay dengenin sürdürülmesi olanaksız. Tüm ekonomik göstergeler iktidarı sola devretmenin zamanının geldiğini gösteriyor. Sol, bu görev öncesinde, yarım asırlık siyaset anıtının yaşamını iyi değerlendirmeli. 6 ÜLKEDE HİZMET VERİYOR 77. Ramstore Makedonya’ya Ekonomi Servisi Migros Türk, yurtdışındaki büyümesini hızlandırıyor. Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Bulgaristan, Makedonya ve Kırgızistan’da 6 ülkede faaliyet gösteren Ramstore zincirinin 77. halkası, Makedonya’nın Kalkandelen (Tetova) şehrinde bugün açılacak. Makedonya’daki faaliyetine 2005’te Üsküp’te açtığı mağazası ile başlayan Ramstore, Makedonya’nın 2. büyük şehrinde açacağı mağaza ile genişliyor. 180 bin kişinin yaşadığı Kalkandelen’de açılacak Ramstore, toplam 1.750 metrekare alana sahip olacak. Ramstore, bu yıl toplam 17 adet mağaza açtı. Toplam satış alanını 39 bin 130 metrekareye çıkardı. Ağustos 2006’da Başkent Bişkek’te açılan Ramstore mağazası ile Kırgızistan faaliyete geçilen 6. ülke oldu. Faaliyette bulunulan mevcut şehirlerin yanı sıra Rusya’da Ufa, Cheboksary, Stavropol, Lipetsk, Murmansk ve Naberejnie Chelny, Kazakistan’da Karaganda, Makedonya’da Kalkandelen ve Kırgızistan’da Bişkek 2006 yılında yeni faaliyet gösterilen şehirler oldu. 50 ülkeden 1500 işinsanı İstanbul’daki kurultayda bir araya gelecek ‘Ara verilebilir’ Merkez Bankası’nın yaptığı açıklamada, şöyle denildi: “Ancak büyük bir dışsal şok ya da öngörülemeyen olağanüstü gelişmeler nedeniyle döviz piyasasında derinliğin kaybolması; buna bağlı döviz fiyatlarında ortaya çıkabilecek aşırı oynaklık ve sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlenmesi halinde, önceden kamuoyuna duyurulmak suretiyle kısa ya da uzun süreli olarak döviz alım ihalelerine ara verilebileceği belirtilmiştir.” Yatırım sırası göçmen Türklerde Ekonomi Servisi Dünya Türk İşadamları Vakfı tarafından 1996’dan bu yana iki yılda bir düzenlenen Dünya Türk İşadamları Kurultaylarının 6’ncısı İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 1819 Kasım 2006 tarihlerinde yapılacak. Dünya Türk İşadamları Vakfı Başkanı Ertuğrul Önen, 2015’e kadar AB’deki Türk işadamlarının toplam yatırım tutarının 20 milyar Avro’yu bulacağını belirterek Türkiye’nin çok avantajlı olduğunu kaydetti. Kurultay başkanlığını, 2002 yılında bu görevi Sakıp Saban ‘Kur hedefimiz yok’ Açıklamada, söz konusu duyurularda, güçlü döviz rezervi pozisyonuna sahip olmanın, uygulanan ekonomik programa ilişkin güvenin artmasına sağlayacağı katkı, Hazine’nin dış borç ödemeleri ile Merkez Bankası bilançosunda yükümlülükler içinde önemli bir yer tutan yüksek maliyetli işçi dövizi hesaplarının, uzun vadede aşamalı olarak azaltılması ge ? Dünya Türk İşadamları Vakfı Başkanı Ertuğrul Önen, 2015’e kadar AB’deki Türk işadamlarının toplam yatırım tutarının 20 milyar Avro’yu bulacağını belirtti. Türkiye’nin çok avantajlı olduğunu söyleyen Önen, illerin tanıtılacağını anlattı. cı’dan devralan TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu üstlenecek. Hisarcıklıoğlu, kurultayla ilgili düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin yeniden yapılanma sürecinin başında olduğunu belirterek “Kısa vadeye ve problemlere odaklanmayanlar için Türkiye, yeni iş ve yatırım fırsatlarının doğmakta olduğu, çok önemli bir döneme girmiştir” dedi. Önen de soruları yanıtlarken işadamlarını buluşturacakları bir platform hazırladıklarını belirterek 1500 işadamının katılacağını dile getirdi. Önen, illerdeki koşulların her açıdan aktarılabileceği, illerin kendilerini A’den Z’ye tanıttıkları bir “İller Yatı rım Borsası” oluşturduklarını anlattı. Önen’in açıklamasına göre Türk işadamlarının Avrupa Birliği ülkelerindeki başarısı dünya geneline yayılmış Türk işadamları varlığının gücü ve önemi açısından çok önemli bir referans kabul ediliyor. 2015 yılını hedefleyen bir projeksiyona göre Avrupa Birliği’ndeki Türk işadamlarının sayısının 150160 bine, yaratacakları istihdamın 1 milyon kişiye, cirolarının yaklaşık 90 milyar Avro’ya ve toplam yatırım tutarlarının ise 20 milyar Avro’ya yakın bir büyüklüğe ulaşacağı hesaplanıyor. MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Atatürk’ün Konuşmalarından Parçalar Atatürk’ün ölüm yıldönümünde çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalardan bazı parçalar seçtik. Bu sözler sanki bugünleri görmüş gibi söylenmiş. Medeni olmamızı istemektedir. Gözü hep medeniyettedir. En doğru, en hakiki tarikat, tarikatı medeniyedir. Medeniyetin, emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir. Efendiler, medeniyet yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Toplumsal hayatta, ekonomik hayatta, ilim ve fen alanında başarılı olmak için tek gelişme ve yükselme yolu budur. Efendiler, milletimizin hedefi, milletimizin ideali, bütün cihanda medeni bir topluluk olmaktır. Bilirsiniz ki, dünyada her kavmin varlığı, kıymeti, hakkı, hürriyet ve istiklali, malik olduğu ve yapacağı eserlerle münasiptir. Artık duramayız. Behemahal ileri gideceğiz. Geriye ise hiç gidemeyiz. Çünkü ileri gitmeye mecburuz. Millet açıkça bilmelidir ki, medeniyet öyle bir ateştir ki, ona yabancı kalanları yakar ve mahveder İlerlemenin ancak bilimle olacağına inanmaktadır. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ferdi milletin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur. Sarık ve cüppe ile artık dünyada başarılı olmanın imkânı yoktur. Yaptığımız muazzam inkılaplarla, medeni bir millet olduğumuzu cihana ispat ettik. İlim tercüme ile olmaz, tetkik (araştırma) ile olur. Dine saygılıdır. Ancak yobazlığa ve dinciliğe karşıdır. İçinde olmakla bahtiyar olduğumuz İslam dinini, asırlardan beri alışılmış üzere, bir siyaset vasıtası mevkiinden kurtarmak ve yükseltmek elzem olduğu hakikatını müşahade ediyoruz. Mukaddes ve tanrısal olan inançlarımızı ve vicdanlarımızı çapraşık ve değişken olan her türlü menfaat ve ihtirasların tecellisine sahne olan siyasetten ve siyasetle ilgili bütün hususlardan bir an evvel ve kat’i olarak kurtarmak milletin, dünya ve ahiret saadetinin emrettiği bir zarurettir. İrtica fikirleri güdenler, muayyen bir sınıfa dayanacaklarını sanıyorlar. Bu kati’yetle bir kuruntudur, zandır. Gelişme yolumuzun üstüne dikilmek isteyenleri ezip geçeceğiz. Yenilik vadisinde duracak değiliz. Dünya müthiş bir cereyanla ilerliyor. Biz, bu ahengin dışında kalabilir miyiz? Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından süreklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara, şans ve hayatlarını emanet eden insanlardan kurulu bir kütleye, medeni bir millet nazarıyla bakılabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler memleketi olamaz. Ölülerden yardım ummak, medeni bir topluluk için lekedir. Mevcut tarikatların gayesi, kendilerine tabi olan kimseleri, dünyevi ve manevi hayatta mesut etmekten başka ne olabilir. Bugün ilmin, fennin bütün kapsamıyla medeniyetin göz kamaştırıcı ışığı karşısında filan ve falan şeyhin irşadıyla maddi ve manevi saadeti arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni topluluğunda olabileceğini asla kabul etmiyorum Bizim dinimiz, milletimize hakir (değersiz, adi, bayağı), miskin (zavallı, acınacak halde) ve zeli (hor, hakir, alçak) olmayı tavsiye etmez. Bilakis, Allah da, Peygamber de, insanların ve milletlerin izzet ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor. Türk dilinin korunmasını istemektedir. Milli his ve dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin, milli ve zengin olması, milli hisin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil, şuurla işlensin. Ülkesinin yüksek istikbalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır. Atatürk küreselleşmeye karşı değildir. Gözlerimizi kapayıp, kendi başımıza yaşadığımızı farz edemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp, dünya ile alakasız yaşayamayız. İlim ve fen neredeyse oradan alacağız. Türk milletine çok güvenmektedir. Bu memleket tarihte Türk’tü; bugün Türk’tür ve ebediyette Türk kalacaktır. İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, fâni Mustafa Kemal; diğeri milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal’ler idealidir. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi bir tehlike ânında ben ortaya çıktıysam, beni bir Türk anası doğurmadı mı,Türk anaları daha Mustafa Kemal’ler doğurmayacaklar mı? Feyiz milletindir, benim değildir. KISA... KISA... KISA... Derviş: Eşitsizlik korkutucu Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, günümüzde zengin ve fakir arasındaki eşitsizliğin inanılmaz ve ‘‘korkutacak’’ şekilde arttığına dikkat çekerek bu farkın, Endüstri Devrimi’nin (1820) başlangıcından bile daha fazla olduğunu söyledi. Kemal Derviş, ‘‘Ne küreselleşme ne de yeni teknolojiler, ülkeler arasında veya ülkelerin kendi içindeki farklılığı kapatmaya yardım edemedi’’ dedi. Tohumuna sahip çık Küreselleşme süreciyle birlikte tarımın da günden güne çokuluslu şirketlerin denetimine girmesine karşı harekete geçen kitle örgütleri, sendikalar ve meslek odaları, üretim bölgelerindeki örgütlenme ve halkı bilinçlendirme çalışmalarına hız verdiler. İlki geçen yıl Gökçeada’da düzenlenen ekoloji şenliğinin ikincisi Ege Bölgesi’nin üzüm ve tütün deposu olarak bilinen Alaşehir, Sarıgöl, Eşme ve Salihli yerleşimlerinde gerçekleştiriliyor. Şenlik, 12 Kasım’a kadar ‘‘Tohum yaşamdır, tohumuna sahip çık’’ temasıyla yapılıyor. Satıcı: Tarımda atağa geçelim Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, 2007 ihracat hedefinin 95 milyar dolar olduğunu belirterek, Türkiye’nin en son ihtiyacı olan konunun istikrarsızlık olduğunu söyledi. Akdeniz Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği ‘‘Akdeniz Meyve Sineği ile Entegre Mücadele’’ konulu toplantıya katılan Satıcı, dünyanın 13. büyük tarım arazisinin yanı sıra elverişli iklim koşulları ve verimli topraklarıyla önemli bir üretim potansiyeline sahip Türkiye’nin bu avantajına karşılık dünya tarım ihracatında payının yüzde 1’i bile bulmadığını açıkladı. pamukm?superonline.com CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle