14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Avrupa basını, birliğin Türkiye’yi cezalandırmadığını ancak sert eleştirilerde bulunduğunu yazdı: BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI AB Türkiye’ye ültimatom verdi Dış Haberler Servisi Avrupa Komisyonu’nun Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu, dünya basınında geniş yankı buldu. Rapor basında, “Türkiye için bir ültimatom” şeklinde değerlendirildi. Türkiye’ye Kıbrıs konusunda geri adım atması uyarısı yapıldığını yazan İngiliz Independent gazetesine göre diplomatlar, gelecek ay yapılacak AB zirvesinden önce Kıbrıs konusunda bir ilerleme sağlanabileceği umudunu hâlâ taşıyor. Gazete, aksi halde, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin en azından Kıbrıs ile ilgili bölümlerinin askıya alınabileceğini kaydetti. Bir 10 Kasım, Ecevit’in Ölümü ve Saddam’ın İdamı Ecevit’i kaybettiğimiz gün ABD Saddam için idam kararı aldırdı. Ortadoğu’dan iki lider, biri Türkiye Cumhuriyeti’nin 83 yıllık siyasal yaşamında elli yılını vermiş bir aydın insan; ötesi ise bir diktatör, ama diktatör olduğu için değil “Amerika’nın hizmetkârlığını sürdüremediği için” ölüm cezası verilen bir siyaset adamı. Ecevit’le Saddam arasında sadece iki noktada benzerlik var: Birincisi “ABD ile olan ilişkileri”, ikincisi Ortadoğu’nun siyasetçileri olmaları. Ecevit “haşhaş” ekiminde Amerika’ya başkaldırmadı mı? 1974’te “on yıl önceki Johnson’un mektubuna rağmen” orduyu Kıbrıs’a göndermedi mi? Atatürk döneminden beri Türkiye’nin emperyalizmle ilk yüzleşmesi Ecevit’le oldu. Diğer siyasilerden hiçbiri buna cesaret etmediler. 12 Mart ve 12 Eylül’ün darbeci generallerini saymaya gerek yok; onlar zaten Amerika’nın güdümündeydiler. Zaman zaman da olsa, tek başkaldıran Ecevit oldu. Karaoğlan ara sıra “çevresindekilerin denetiminden kurtuldu” ve emperyalizme karşı direndi. Çok iyi hatırlıyorum; 1999 Helsinki Doruğu’nda “koşullu ve göstermelik adaylığın” aldatmaca olduğunu biliyordu, böyle düşündüğünü bana net olarak söyledi. Ayrıca kendi halkı önünde, “kendini bağlamak istedi”. Bir hafta boyunca, “Adaylık koşulu gelirse hayır diyeceğim” dedi. Etraftakiler bastırdılar; onu bıktırırcasına bombardıman ettiler. Medyayı kullanarak sindirdiler. Dürüst Ecevit halkına bunu bile açıkladı: “İçime sindiremedim ama imzalamak zorunda kaldım”... Onu bıktırırcasına baskı altında tutmuşlardı. Sürdürülen “sessiz darbe” Ecevit yüzünden bozulmamalıydı. Ama Ecevit yine de suçluları kamuoyuna açıklıyordu: “Bunlar bana zorla imzalattılar..” diyordu. Ecevit’le birkaç defa beraber oldum; ilki 1976 yılında, ünlü Fritz Neumark da vardı. Sonuncusu 1997 yılında Denktaş’ın Cumhurbaşkanlığı konutunda idi. Öğle yemeğinde uzun uzun Kıbrıs’ı, Avrupa ile ilişkileri konuştuk, başbakan yardımcısıydı. Karşınızdaki insanın, hele bir politikacının “gerçekten dürüst olduğuna inanarak” onunla konuştuğunuz zaman aldığınız tat bambaşka oluyor. Özgürce her düşündüğünüzü tüm içtenliğinizle söyleyebilirsiniz. ? Aralık ortasındaki zirveye kadar uzlaşma arayışlarının süreciğini belirten gazeteler, Komisyon’un İlerleme Raporu’nda ciddi uyarıların yer aldığını, AB’nin Türkiye’ye son bir fırsat verdiği görüşünü dile getirdiler. İngiliz Guardian gazetesi, AB’nin Finlandiya’ya daha çok zaman tanıma yolunu seçtiğini kaydetti. Gazete, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları için “Sözleri, AB liderlerinin Türkiye’ye empoze edilecek bir ceza türü konusunda anlaşmak zorunda kalacaklarının işareti” yorumunu yaptı. Times’ın dönem başkanı Finlandiya’nın 4 hafta boyunca anlaşma sağlamak için çabalarını sürdüreceği kaydedildi. Gazete, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu ile “potansiyel bir aday ülkeye ilk kez ültimatom” verdiğini yazdı. Liberation, “AB Türkiye’yi eleştirdi, ancak cezalandırmadı” başlığıyla verdiği haberde, “AB Komisyonu’nun Türkiye’ye yönelik eleştirilerin dozunu artırdığını” yazdı. Le Parisien gazetesinin “Brüksel’den Türkiye’ye sarı kart” başlığıyla verdiği haberde ise, “AB Komisyonu’nun, Türkiye’ye ciddi uyarılarda bulunduğu” belirtildi. İspanyol gazetesi El Pais, AB’nin Türkiye’ye sarı kart Fransız gazetesi Le Figaro, “Türkiye ve AB’nin gelecek liderler zirvesinde hesaplaşmak için hazırlandıkları” yorumunu yaptı. Kıbrıs konusunda Türkiye’ye “ciddi bir uyarı” yaptığını belirtti. Gazete, “AB Türkiye’ye son bir fırsat verdi” başlığını kullandı. İtalyan La Repubblica gazetesi, gelişmeleri, “Brüksel’den ültimatom. Avrupa ödün vermiyor” başlığıyla duyurdu. Belçika gazetesi Le Soir, bir uzlaşma için 5 hafta vakit kaldığını, ancak bunun yetersiz olabileceğini, Türkiye’nin taviz vermekten yana gözükmediğini belirtti ve AB’nin “genişleme yorgunu” olduğunu, uzun bir “düşünme sürecine” girdiğini, 2010’dan önce yeni bir genişleme adımı atmayacağını ifade etti. Tan: Tek taraflı adım beklemeyin ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Kıbrıs sorununun Kıbrıs konusunun sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir sorumluluk olmadığını ifade etti. Tan, haftalık basın toplantısında ‘‘Kıbrıs sorunu Türkiye’nin AB’ye katılım sürecine karşı kullanılmamalıdır’’ diye konuştu. Ek protokole yönelik soru üzerine Tan, bu konuda sadece Türkiye’de değil AB’de de endişe verici bir zihin bulanıklığı olduğuna dikkat çekerek ‘‘Türkiye attığı imza ile bu protokolü uygulayacağını beyan etmemişti. Türkiye sadece imza atarak iradesini beyan etmişti. Bunun için karşılıklı sorumluluk mevcuttur’’ diye konuştu. Tan, ‘‘Bugüne kadar sorumluluklarımızı en sonuna kadar yerine getirdik ama karşılık görmedik. Karşılık görmedikçe de tek taraflı adım atmamız bizden beklenmemeli’’ dedi. İSRAİL SALDIRISI TBMM’DE Gül: Ortada bir katliam var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İsrail’in Filistin’e yönelik orantısız, izahı mümkün olmayan operasyonları hemen durdurmasını isteyerek ‘‘Suçlular, dünya kamuoyu önünde cezalandırılmalı’’ dedi. TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alan AKP Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz, İsrail’in ‘‘Güz Bulutları’’ adıyla yürüttüğü operasyonlarda masum, çocuk ve kadınları da ayırt etmeden öldürdüğünü söyledi. Gündüz, ‘‘Dünya sağır ve dilsiz... İsrail bir yıldır Gazze Şeridi’nde saldırılar düzenliyor. İsrail’in amacı Gazze’de yaşayan insanları yok etmek. Bunun adı savaş değil. Bu, bir toplumun sistematik bir şekilde ve tasarlanarak yok edilmesidir’’ dedi. Gündüz’ün gündem dışı konuşmasını yanıtlayan Gül de, ‘‘Ortada bir katliam var. 19 kadın ve çocuğun top ateşiyle öldürülmesinin hiçbir izahı yoktur’’ diye konuştu. ‘Seyirci kalınamaz’ Gül, ‘‘Bu kabul edilebilir bir şey değildir. 1 Kasım’dan sonra yani bu hafta içinde İsrail’in öldürdüğü masum insanların sayısı 50’dir. Hazirandan bu yana da 300’dür. Buna dünya seyirci kalamaz’’ değerlendirmesini yaptı. Gül, saldırıların iki ayrı devletin yan yana yaşama imkânını yok ettiğini, olayların, Filistin’de ulusal hükümetin kurulması ile kaçırılan İsrailli askere karşılık Filistinli esirlerin serbest bırakılması konusunda yumuşamaların olduğu döneme denk geldiğini söyledi. Amerika’nın sevmedikleri... 2002’de Ecevit koalisyonunu dağıtan iç ve dış güçler onun karşısındaydılar. Kıbrıs’ta, Ortadoğu’da istediklerini yaptıramıyorlardı. Onlar, emirlerinde çalışacak bir yönetim istiyorlardı. Ecevit bu kalıba girmiyordu, iktidardan indirilmeliydi... Ecevit de Saddam gibi Amerika’nın sevmediklerindendi. Saddam’ın farkı, 1990 öncesinde “Amerika tarafından kullanılmış olmasıydı”. Daha sonra, ölüm cezasına çarptırılması gerekti. Suçu diktatör olması değildi. Amerika’nın emrine girseydi “stratejik bir ortak” bile olabilirdi. Amerika dün de bugün de birçok diktatörü kendi eliyle iktidarda tuttu ve tutmakta devam ediyor. Yeter ki ona hizmet etsinler, sözünden çıkmasınlar. Ecevit ve Saddam birbirlerine hiç benzemeyen, siyahla beyaz gibi ayrılan insanlar. Dedim ya, Amerika’nın onları sevmemesi ortak yönleri oldu. Ecevit’in öldüğü gün Saddam da ABD tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Bu cezayı mahkeme vermedi, Amerika verdi. Eğer böyle bir küresel mahkeme olsa, dünyadaki pek çok diktatörün cezalandırılması gerekirdi. Mahkemedeki hâkim de, savcı da Amerika’nın kendisiydi; yani emperyalizmdi. Ecevit koalisyonu 2002’de aynı güçler tarafından dağıtıldı. Bu köşede Ecevit’i çok yazdım. Eleştirdiğim zamanlar oldu. Kendisinden çok çevresindekilerden kaynaklanan şeylerdi bunlar. Türkiye’nin siyaset yaşamından bir yıldız kaydı. Sermayeye, paraya, pula bulaşmamış düzgün bir insan üstelik siyasetçi; sırası geldiğinde emperyalizme karşı yumruğunu havaya kaldıran bir adam.. insanımın deyişiyle Karaoğlan... Ve bugün 10 Kasım, ayakta tutmaya çalıştığımız Cumhuriyetin kurucusunun ölüm yıldönümü. Amerika... Ecevit... Cumhuriyet... Atatürk... Ve arzulanan uyanış... Kim, nasıl, nerede değil; herkes örgütlenecek, her yerde Cumhuriyet için, Lozan için, bağımsızlık ve özgürlük için... El ele, omuz omuza... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali İsrail’in önceki gün Gazze’de düzenlediği saldırıda ölen çoğu kadın ve çocuk 18 kişi dün düzenlenen cenaze töreniyle toprağa verildi. Cenaze töreninde binlerce Filistinli büyük bir üzüntü ve öfke içinde yürürken silahlı Filistinli militanlar intikam sloganları attı. Cenazeler, Beyt Hanun Mezarlığı’nda ayrılan özel bir bölümde toprağa verildi. Saldırı uluslararası toplumun büyük tepkisini çekti. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, saldırının planlanmış bir saldırı olmadığını ileri sürerek ‘‘İsrail topçusunun teknik hatasından kaynaklandığını’’ savundu. Olmert, ‘‘Bu olay beni çok rahatsız etti. Çok sıkıntılıyım’’ dedi. İsrail, soruşturma başlatılacağını da açıklamıştı. (Fotoğraf: AP) Teknik hataymış Lübnan’da İsrail Fransa gerginliği ? Dış Haberler Servisi Fransa Savunma Bakanı Michele AlliotMarie, Lübnan’da BM gücündeki Fransız askerlerinin, 31 Ekim’de mevzilerine doğru uçan İsrail uçaklarına ateş açmaya hazırlandığını, ancak son anda bunun engellendiğini söyledi. “Felaketin eşiğinden dönüldü’’ diyen Bakan, İsrail uçaklarının Lübnan’daki hava sahası ihlallerini eleştirdi. İsrail’in Paris Büyükelçisi de dün olayla ilgili Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Demokratlar Bush’tan Irak zirvesi istiyor Dış Haberler Servisi ABD’de Kongre seçimlerinde büyük bir zafer kazanan Demokrat Parti’nin, Temsilciler Meclisi’nin ardından Senato’da da çoğunluğu elde ettiği kesinleşti. Tartışmalı son Senato seçiminde, Virginia eyaletinde oy sayma işleminin sona ermesinin ardından Demokrat Parti ve bu partiyle birlikte hareket eden bağımsızlar, 100 üyeli Senato’da Cumhuriyetçi Parti’ye karşı 5149’luk bir üstünlük sağladı. Demokratların Senato’daki lideri Harry Reid, particiliği bir tarafa bırakıp ABD’de ve Irak’ta yeni bir yol bulmanın zamanı geldiğini belirterek “Başkan’dan, Kongre liderleriyle bir Irak zirvesi düzenlemesini istiyorum’’ diye konuştu. Cumhuriyetçilerin Kongre seçimlerinde uğradığı ağır yenilginin ardından Başkan George W. Bush bir basın toplantısı düzenleyerek Irak ve Afganistan savaşının mimarlarından olan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in istifa ettiğini duyurmuş, bu görevi eski CIA Başkanı Robert Gates’in alacağını duyurmuştu. Bush açıklamasında, seçimlerde ABD halkının, Irak’taki gelişmelerden hoşnutsuzluğunu gösterecek biçimde oy kullandığını söylemişti. soykırım iddialarının resmen tanınması yönünde yeni fırsatlar ortaya çıkaracağını belirtti. Buna karşın Dışişleri Bakanlığı “ABD’nin Türkiye’nin dostu, müttefiki ve her zaman Türkiye ile ilişkilerini bu anlayışla yürütmüş olan bir ülke olduğunu, Türkiye’den de daima bu çerçevede karşılık gördüğünü” bildirdi. ABD’deki en büyük Ermeni kuruluşu olan Amerikan Ermeni Meclisi tarafından yayımlanan yazılı açıklamada, Temsilciler Meclisi Başkanlığı’nın Ermeni lobisi üyesi Demokrat Milletvekili Nancy Pelosi’ye geçeceği hatırlatılarak yeni dönemde yakın çalışma umudu dile getirildi. Pelosi, soykırım iddialarının Kongre tarafından tanınmasını destekleyeceğini söylemişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan haftalık olağan basın toplantısında ABD’de yapılan Kongre seçimlerinden Demokrat Parti’nin zaferle çıkmasının TürkiyeABD ilişkilerini ne yönde etkileyeceğinin sorulması üzerine, iki ülke arasındaki ilişkilerin köklü ve kapsamlı olduğunu vurguladı. Tan’a, “Temsilciler Meclisi Başkanlığı’na Pelosi’nin getirilecek olması” konusundaki görüşleri sorulduğunda, “Birtakım spesifik konularla ilgili bundan sonra nasıl gelişmeler ortaya çıkar, bunu bilemeyiz. Biz her konuda görüşlerimizi ABD ile olan ilişkilerimiz çerçevesinde açıkladık. Bundan sonra da dostluk anlayışı ve ittifak zemininde bu ilişkileri sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Ermeni lobisinin Pelosi sevinci ABD’deki Ermeni lobisi, Demokrat Parti’nin Kongre seçimlerinde kazandığı zaferden büyük memnuniyet duyduğunu ve yeni Kongre’nin, sözde VEFAT Koca Seyit evlatlarından Tacim Dede’nin torunu, merhum Ali İlknur Dede’nin oğlu, merhume Güzel İlknur’un eşi, İhsan, Zeynel, Hasan İlknur, Hatice Erdoğan ve İsmihan Canan’ın babaları, Miyase, İsmail, Seçil, İlkay, İbrahimcan, Ceren, Elif ve Dilan İlknur, Zeliha, Nurten, Sema, Gülten Erdoğan ile Fatoş ve Ali Canan’ın dedeleri, Sultan, Sakine, Nalan İlknur, Muharrem Erdoğan ile Cemal Canan’ın kayınpederleri KOOPC’DEN DUYURU NİYAZİ İLKNUR (Niyazi Dede) Hakk’a yürüdü. Bugün saat 13.00’te Karacaahmet Sultan Dergâh’ında yapılacak törenin ardından baba yurdu Elazığ’a uğurlanacaktır. İLKNUR AİLESİ Doğal tarım yapmak amacıyla başlattığımız projeye katılım ortaklığını belirlemek amacıyla 12 Kasım 2006 Pazar günü saat 14.00’te Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali Cağaloğlu’nda bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantıya, kooperatif ortaklarımızın yanısıra konuya ilgi duyan Cumhuriyet Gazetesi okurları da davetlidir. Tel.: (0 212) 291 89 82 83 KOOPC YÖNETİM KURULU CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle