20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK haticetuncer?hotmail.com 7 MetinKemal Kahraman yeni albümlerinde kaybolmaya yüz tutmuş semah ve duaları anımsatıyorlar Binler Kapısı’nın ozanları HATİCE TUNCER etin Kahraman ve Kemal Kahraman, Anadolu ile Mezopotamya’nın öyküsünü ezgilerle anlatan iki kardeş müzisyen. Doğup büyüdükleri Tunceli topraklarından dünyaya ‘‘insana dair ne varsa’’ sesleriyle, yürekleriyle taşıyan iki ozan. Yeni çıkardıkları ‘‘Çevere HazaruBinler Kapısı’’ adlı albümde Tunceli inanç yoluna doğru gitmişler. Binlerce yılın sözlü kültürel birikiminin üzerini açıp, ışığını bugünlere yansıtmışlar. Kahraman kardeşler, kaybolmaya yüz tutmuş semahları, duaları, beyitleri anımsatıyorlar. ‘‘Dünyaya bir çözüm sunabilir miyiz’’ diye sorarak ‘‘kültür eylemciliği’’ne cesaret ediyorlar. Lizge Müzik imzasıyla çıkan Binler Kapısı albümü, içinde sunulduğu kitapçıkla, Alevi inancının kaynaklarına inen iddialı bir çalışma. Almanca çevirisi de bulunan kitapçıkta her semah ya da beyiti alındığı kaynak, öyküsü, dayandığı semboller, kavramlar, tarihi belgelerle anlatılıyor. M Yüzyılların sözlü geleneği K Metin Kahraman Kemal Kahraman emal Kahraman’la, eski bir siyasi dava nedeniyle yurtdışında yaşadığı için yüz yüze gelme olanağımız olmadı. Kemal Kahraman elektronik posta yoluyla sorularımızı söyle ya ANNE VE BABAYA SAYGI MetinKemal Kahraman, yeni albümlerini geçen yıl kaybettikleri anneleri Heycan Saray Kahraman’a ve birkaç ay önce kaybettikleri babaları Kamer Kahraman’ın anısına adamışlar. Metin Kahraman, söyleşimizde, Türkçe, Zazaca, Kürtçe dua ve semahların yer aldığı Binler Kapısı’nı nasıl araladıklarını anlattı. Albüm, Metin Kahraman’ın bestelediği ‘‘Sırdır’’ parçası dışında geleneksel çalışmalardan oluşuyor: ‘‘Annemi kaybetmeden önce, ilk dörtlüğünü ben yazmıştım. Anneme de dinlettim. İkinci dörtlüğü annemi kaybettikten sonra Kemal yazdı. 2 yıl önce kaybettiğimiz müzisyen arkadaşımız Tuncay Akdoğan’ın stüdyosunda kaydettiğimiz için Tuncay’ın anısına atfettik.’’ man kardeşler, 1995 yılında özgün ortam kayıtlarından oluşan ‘‘Yaşlılar Dersim Türküleri Söylüyor’’ albümünü yayımlamışlardı. Munzur kokulu şarkılarında Batı’nın müzik anlayışlarına ve enstrümanlarına uzak değillerdi. Binler Kapısı albümü ise 2000 yılında sözlü tarih çalışmalarından örnekleri topladıkları ‘‘Sürela’’nın devamı olarak değerlendirilebilir. GÜÇLÜ YORUMLAR Metin Kahraman’ın duygulu, Kemal Kahraman’ın daha sert tondaki sesiyle yorumladığı şarkılar, albümlerinin müzikalitesini de yükseltiyor. Binler Kapısı’nda Metin Kahraman’ı yerel anlatıcı ozanları çağrıştıran yorumuyla ‘‘Ez Kızılbaşım’’ ve ‘‘Düzgi Düzgi’’nin başındaki uzun havada dinliyoruz. Kemal Kahraman’ın eşi Maviş Güneşer de vokaliyle albüme değerli bir katkı sunmuş. Se Uşe’nin vokalleri dışında albümdeki eserleri Kemal Kahraman söylüyor. Bugüne kadar albümlerde okuduğu şiirleri de hafızalara kaydeden Kemal Kahraman, Binler Kapısı’nda semahların sonundaki duaları okuyor. Düzenlemesi, melodisiyle albümün en dikkat çekici çalışmalarından biri olan ‘‘De Vayi’’nin sonunda okuduğu şiir de yine unutulmazlar arasına girecek gibi duruyor: ‘‘Bugün nasıl dünya, Mezopotamya’daki, Anadolu’daki arkeolojik kazıları önemli görüyor bakıyorsa, bizim için de sözlü tarih öyle kazılması, araştırılması gereken bir zenginlik. Belki yerin üstü, altından daha zengindir her şeye rağmen. Tarihini doğru bilmeyen, geleceğe doğru yürüyemez. Buna inandığımız için bu çalışmaları yapıyoruz. Sadece Türkiye için değil dünya için de önemli söylenecek şeyler var bu coğrafyada. Bugünkü dünyada kültürler çatışması sözlerine en büyük cevap Daimi’nin ‘Tevrat’ı yazabilirim/İncil’i dizebilirim/Kuran’ı sezebilirim/Madem ki ben bir insanım’ dizeleri değil midir? Yani her kitaba zorlamayla değil, aynı mesafede yaklaşan anlayış, dünyanın bugünkü durumunun da çözümü değil midir?’’ Güneşi Düzgün Baba karşılar ? Kemal Kahraman: KızılbaşAlevi inanç yolu temelde güneş eksenlidir. Çevere Hazaru/ Binler Kapısı, güneşin bir sıfatıdır. Her sabah güneşin doğuşuyla Binler Kapısı açılır ve nurlar ordusu Kırklar Taburu Düzgün’ün önderliğinde hayırlar, bereketler dağıtmak ve adalet uygulamak üzere âleme yayılır. Güneşin doğuşuyla muhtaçlara, çaresizlere, bütün canlar âlemine rızk dağıtılır. ? “Anadolu’nun kültür birikiminin, derinliğinin bu toprakların insanlarına, aydınlarına dahi yabancı olduğunu kabul etmek zorundayız. Bu topraklarda kararlar alıyoruz, uygulamalar başlatıyoruz, yasaklıyoruz, baraj yapıyoruz, uzunkısa vadeli gelişmeilerleme planları açıklıyoruz. Ama bu toprakları tanımıyoruz. Taliban’ın 2 bin yıllık Budist heykellerini tahrip etmesine insan olarak hepimiz tepki gösteriyoruz. Ancak 10 bin yıllık Hasankeyf’i sular altında bırakmayı devletimizin çıkarları gereği anlayışla karşılaşıyoruz. Koskoca Bergama Müzesi’ni kelepir fiyatına Almanlara satıyoruz. Çünkü bunları kendimizin görmüyoruz; ya da kendimizi bunlara layık görmüyoruz.” nıtladı: Neden inanç sistemi üzerinde yoğunlaştınız? 90’lı yılların başında, ilk kez Dersim dili ve kültürüyle ilgili çalışmalara başladığımızda bu konuda en iyi halka ve sözlü birikimine başvurarak yol alabileceğimizi anladık. Kültürel eksikliğimizi kapatmak için elimizde yüzeysel bazı yazılı kaynaklar dışında bir şey yoktu. O zamandan beridir Dersim kültürünü ilgilendiren her konuda yaşlılarla görüşüyoruz, kayıtlar yapıyoruz. Bizim için her çalışmamız aynı zamanda da bir öğrenme süreci oldu. 4 yıldır süren bu çalışmayla da ‘‘inançibadet’’ başlığı altında toplanabilecek birikimi anlamaya çalıştık. Bundan sonra da imkânlar ölçüsünde ‘‘ağıtlar’’, ‘‘aşk şarkıları’’, ‘‘düğün müzikleri’’, ‘‘masallar’’, ‘‘halk oyunları’’ gibi başlıklarla çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz. Kitapçık fazla iddialı değil mi? Alevilik Anadolu’nun en köklü ve zengin kültürel kaynaklarından biridir. Tanıştığı her dilde de yüzlerce, binlerce yıl boyunca sözlü gelenekle aktarılmıştır. Ancak bu konudaki yazılı akademik birikim daha baştan itibaren ideolojik bir temel üzerine kurulmuştur. ARTIŞMAYA GİRİŞ Albüm kitapçığı tartışmaya bir giriş olarak ve daha sonra çıkacak olan otantik albümle birlikte değerlendirilmelidir. Başlangıçta iki albümü beraber yayımlamak fikriyle hareket ediyorduk. Ancak maddi imkânsızlıklar ilk önce bu çalışmayı yayımlamayı zorunlu kıldı. Boyutuna göre ortaya koyduğu iddialar çok köklüdür. Ancak bugün hâlâ ‘‘Alevilik nedir?’’ gibi temel bir soru dahi ortada durmaktadır. Çalışmanızın farkı nedir? Bir bütün olarak Aleviliğin sözlümüzikli birikimi sadece birer folklor birikimi değil daha çok Aleviliğin kendini anlatma, anlaşılır kılma araçlarıdır. Dolayısıyla da akademik anlamda araştırmalar yaparken hangi dil üzerinden olursa olsun Aleviliğin kendini anlatma araçları olan bütün birikime bakmamız, anlamamız gerekir. Bu albümde üzerine yoğunlaştığımız nokta geleneksel halk müziği başlığı altında semahların, beyitlerin kendi otantik yapılarına, ritmik, melodik, makamsal yapılarına sadık kalınarak nasıl armonize edilebileceği, çokseslendirilebileceğine ilişkin denemeler, araştırmalardır. Son yıllarda gerek bazı solist ve grupların gerekse de TRT, konservatuvar gibi kurum sanatçılarının bu yönlü arayışlarında bir yoğunlaşma olduğunu görüyoruz. Müzikal açıdan bu arayışlar içinde kendince bir cevap, bir deneme olarak düşünmek mümkündür bu çalışmayı da. T DUALAR Albüm ‘‘Hay Hay’’ semahı, sabah duaları ile başlıyor ve günümüzde çok bilinmeyen beyitlerle devam ediyor: ‘‘Hızıro Heylaşi yani ‘kurtulmuşların Hızırı’ ya da ‘Denizlerin Deryaların Sultanı Hızır’, Dersim’deki en önemli kültlerden biridir. Düzgün Baba’nın, Dersim inanç sisteminde çok özel bir yeri vardır. Diyelim yüz semah, beyit ve dua örneğiyle karşılaştıysak bunların 6070’i Düzgün Baba’yla ilgiliydi.’’ KIRKLAR SEMAHI ‘‘Kırklar Cemi’’, Kahramanlar’a danışmanlık yapan araştırmacı Seyit Mahmut Yıldız’ın babasından öğrenip aktardığı bir Kırklar Semahı örneği: ‘‘ Kırklar, Dersim inanç sisteminin doruğunu oluşturur. Kırklar Cemi’ni Seyit Süleyman Şahin ‘Oraya hiçlikle girilir, hiçlikle çıkılır. Ölü girilir ölü çıkılır. Kul, peygamber, tanrı herkes eşittir. Ast üst, yaradan yaradılan, mevki makam, sıfat yoktur. Yek can yek vücut’ diye tarif ediyor.’’ Anadolu kültürüne yabancıyız MUNZUR KOKUSU 1992’deki Deniz Koydum Adını albümü ile başlayan Renklerde Yaşamak, Ferfecir, Sürela ve Meyman’la devam eden Kahra CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle