19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2006 PAZARTESİ 4 HABERLER YİMPAŞ skandalıyla ilgili eski emniyet müdüründen Cumhuriyet’e çarpıcı açıklamalar 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK ‘Yakalamak istemiyorlar’ AYKUT KÜÇÜKKAYA Cumhuriyetimiz Yüzüncü Yılında (19232023)... Bugünden düşünmemiz gerekiyor, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemiz nasıl olacaktır? 2023 yılı uzak bir tarih gibi gelmemeli, sadece 17 yıl sonrası. Nüfusumuz yaklaşık yüz milyon olacaktır. Gene genç nüfus dilimi yüksek olacaktır. Ama Türkiye, sahip olduğu Cumhuriyeti hangi koşullarla yüzüncü yılına taşıyacaktır? Bugünden sormamız gereken soru budur. Amerika nasıl bir Türkiye planlıyor? Avrupa Topluluğu nasıl bir Türkiye görmek istiyor? 3 Mart 1924 yılında Eğitim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) çıkarıldığı zaman amaç ‘laik, ulusal’ bir eğitimin gerçekleşmesiydi. Atatürk’ün en önemli kalıtı ‘bağımsız, laik, ulusal Türkiye Cumhuriyeti’dir. ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.’ K.Atatürk ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.’ K.Atatürk Bu sözler o günün geleceği, bugünün toplumsal ilkeleri olmalıydı. Ama bugün gördüğümüz nedir? Bağımsızlık, dış ülkelerin ipoteğine devredilen ekonomi ile, dış politika ile, hatta iç politika ile terk edilmiş durumdadır. Ekonomi, IMF ve Dünya Bankası (yani Amerika) tarafından yönetilmektedir. “Ekonomik tetikçiler (ET), yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Bankası ve diğer ‘yardım’ kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar.” John Perkins Bir Tetikçinin İtirafları April Yayıncılık. Laiklik, siyasal İslam tarafından sürekli olarak yıpratılmaktadır. İmamhatip okulları yasal olarak meslek okulları olduğu halde normal lise eğitiminin yerine konmaya çalışılmaktadır. Yaygınlaşan Kuran kurslarıyla da din eğitiminin çok ötesine geçen bir eğitim tabanı oluşturulmaktadır. Ulusal bütünlük, ulusdevletlerin sona erdiği savıyla küreselleşme adı altında yerel bağımsızlıklara yönlendirilmekte, üniter devlet kavramı yıpratılmakta, Kürt milliyetçiliği de ‘bağımsız Kürdistan’ hedefine adım adım yaklaştırılmaktadır. Öte yandan Ermeni soykırımının kabul edilmeye zorlanmasıyla da Türkiye ileride Ermenilere toprak verme koşulu ile tehdit edilmektedir. Amerika’nın yeni neocon’ları, George W. Bush başkanlığında dünyaya yeni bir düzen getirirken Türkiye’ye de Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) kendi doğrultusunda roller vermeye hazırlanıyor. Ilımlı İslam Türkiyesi elbette onların da, siyasal İslamcıların da buluştuğu nokta olmaktadır. Avrupa Topluluğu ise, artık savunmasını üstlendiği Kürt milliyetçiliğini her fırsatta desteklediğini göstermekten kaçınmıyor. Avrupalı iki siyasetbilimci olan Dietrich Jung ile Wolfgango Piccoli şu saptamayı açıklıyor: “Kürt milliyetçiliği modern iletişimin tüm imkânlarını kullanarak Türk devletinin sınırlarını kolayca aştı. Aynı ulusötesileşme süreci artık sadece Ortadoğu’ya has olmayan siyasi İslam için de geçerlidir. Kürt milliyetçileri gibi İslamcı örgütler de Batı’daki göçmen toplulukların ekonomik, siyasi ve kişisel kaynaklarına bel bağlıyor.” Yol Ayrımında TürkiyeKitap Yayınevi 2004 (Kitabın orijinal baskı yılı 2001). Demek ki bağımsızlığından vazgeçilmiş, laikliği sürekli yıpratılan, ulusallığı tehdit altında bir Cumhuriyet’in 83. yılını yaşıyoruz. Kutlayalım mı? Yoksa aklımızı başımıza alıp düşünelim mi? 2023 yılında Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını nasıl kutlayacağız? 10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzüne nasıl bakacağız? email:[email protected] [email protected] www.erdalatabek.com YANILTIYOR Uyar’ın rakam oyunu ? Yurtdışında toplam 200 milyon Euro para topladığını belirten Dursun Uyar, TBMM İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’na ‘600 milyon Euro’ rakamını verdi. ANKARA (cumhuriyet Bürosu) Binlerce yurttaşı mağdur eden YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, gurbetçilerden topladığı paralar konusunda çelişkili açıklamalar yapıyor. Paranın miktarı konusunda önceki gün ‘‘200 milyon Euro’’ diyen Uyar, 1 yıl önce TBMM İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’na ‘‘600 milyon Euro’’ ve ‘‘1 milyar 200 mark’’ gibi rakamlar vermişti. İnterpol tarafından aranmasına karşın AKP’li İlyas Arslan’ın cenazesinde AKP’li bakanlarla yan yana saf tutan YİMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, gurbetçilerden topladığı paraların miktarı konusunda yanıltıcı bilgiler veriyor. Uyar, önceki gün Milliyet gazetesine yaptığı açıklamada, ‘‘Avrupa’da 280 milyon mark hissedarlık var. İsviçre’de de 115 milyon frank. Toplam 200 milyon Euro gibi değerlendiriyoruz’’ dedi. YİMPAŞ’ın Almanya’dan Avustralya’ya 29 milyon mark ve Türkmenistan’a 45 milyon Euro’luk para transferi yapıldığını doğrulayan Uyar, hissedarlara 30 milyon mark ödeme yapıldığını, 250 milyon mark alacaklarının kaldığını ileri sürdü. Uyar, Nakşibendi tarikatı lideri Muharrem Coşan’a 1 milyon Avustralya Doları para aktarımını ise ‘‘Coşan’dan YİMPAŞ’a kriz döneminde yaşadığımız sıkışıklığı gidermek için ödünç 1 milyon dolar alınıyor. Avustralya’da arsa satıldığında 1 milyon doları geri gönderiyor.’’ diye açıkladı. Almanya’nın ‘‘uluslararası tutuklama emriyle’’ tüm dünyada Interpol kanalıyla aradığı YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar’ın Türkiye’de yakalanmamasına eski emniyet müdüründen çarpıcı açıklamalar geldi. Eski emniyet müdürü Muzaffer Özbayrak, ‘‘İçişleri Bakanı ya da diğer bakanlarla aynı karede olan adamı nasıl yakalayacak emniyet, mümkün mü böyle bir şey’’ dedi. Eski emniyet müdürlerinden Muzaffer Özbayrak’la basının ve kamuyonun gündemine haberlerimizle taşınan YİMPAŞ olayını konuştuk. ‘‘Birincisi kırmızı bültenle, difüzyon arasında hiçbir fark yok’’ diyen Özbayrak, ikisinin de ‘‘yakalama müzekkeresi’’ olduğuna dikkat çekti. Almanya’nın bu konudaki tutumunun doğru olduğunu vurgulayan Dursun Uyar. ? Eski emniyet müdürü Muzaffer Özbayrak, YİMPAŞ Holding Başkanı Dursun Uyar’ın yakalanmamasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özbayrak, ‘‘İçişleri Bakanı ya da diğer bakanlarla aynı karede olan adamı nasıl yakalayacak emniyet, mümkün mü böyle bir şey’’ diye sordu. dakiler hepsi belli. Bakanı makanı belli. O bakımdan bu işler yürümüyor. Yoksa difüzyon gelmiş, Almanya’dan dosya isteniyor bunların hepsi numara... Çelişkili rakamlar Uyar, İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’na ise gurbetçilerden toplanan paranın miktarı konusunda farklı açıklamalar yaptı. Tutanaklara göre komisyon üyelerinin soruları üzerine, ‘‘97 bin kişiden 1 milyar 200 milyon küsur mark para topladık’’ diyen Uyar, konuşmasının bir başka bölümünde para toplanmasının sıkı takibe alınması üzerine İsviçre’de kurdukları Grup AG adlı şirkete 56 bin kişinin ortak olduğunu ve 115 milyon İsviçre Frangı para yatırıldığını söyledi. Uyar, milletvekillerinin toplam kaç kişiden ne kadar para toplandığına ilişkin ısrarlı soruları üzerine ise ‘‘115120 bin kişiden... 600 milyon Euro Türkiye, 150 küsur da Almanya’daki ve şeydeki (İsviçre)...’’ yanıtını verdi. ? Peki emniyet içerisinde şu andaki isimlerle hiç bu konuyu konuştunuz mu? ? Herkesle tartışıyorum, görü‘Bu kadar basit’ şüyorum tabii. ? Peki harekete geçilse... ? Ne diyorlar? ? Gayet kolay. Şimdi difüzyo? Aynı şeyi... Emniyet teşkilanu ilgili savcılığa intikal ettirecek, tı bir yere bağımlı idari yönden. savcılık bununla ilgili mahkeme?O zaman Adalet Bakanı değil den tutuklama kararı çıkaracak ve de İçişleri Bakanı bu konuda devAlmanya’nın tüm dünyada aradı reye giremez miydi? ğı bu kişi yakalanacak. Ve adamı ? Evet... İçişleri Bakanı’nın koTürkiye tutacak. Almanya’ya bil nuyla ilgili olarak direkt emri olgi verilecek. ‘Aranan şahıs yaka sa yine yapabilirlerdi. Ama böyle landı’ diye. ‘Dosyayı gönderin’ de bir emir memir de olmadığı için onlar da bakan vasıtasıyla topu götürüp Adalet Bakanlığı’na attılar. Adalet Bakanlığı da bu işi savsaklıyor. Ve böyle gitti süreç. ? Emniyette bir rahatsızlık hissettiniz mi? ? Rahatsızlık hissetmez olurlar mı!.. Mesela o emniyet müANKARA (ANKA) Genç Parti bu önerisi için bir yasa çıkarmaya basın yayın organlarından Die Welt İstanbul Milletvekili Emin Şirin’ gerek olmadığını dile getiren Şirin, Gazetesi’nin, YİMPAŞ’ın Alman dürü ikide bir söyleniyor. (Yoz“YİMPAŞ’ın topladığı paralar ‘‘Bu uygulamayı partiler kendileri ya’da topladığı paralardan AKP’ye gat Emniyet Müdürü’nü kasteAKP’ye gelmişse bu durum anaya yapabilirler. AKP böyle bir uygula de geldiğini iddia ettiğini anımsat diyor...) Çok üzüldüğünü zantı. Savcıların YİMPAŞ’ın dolandı nediyorum. sanın 69. maddesine göre AKP’nin maya kendi başlasın’’ dedi. Ama devletin bütün bakanlaŞirin, önce Ecevit’in sonra da rıcılık iddialarını tetkik etmelerikapatılma sebebidir’’ dedi. Şirin, Başbakanlığı döneminde Bülent Başbakan Erdoğan’ın durumunu nin yanı sıra Yargıtay Cumhuriyet rı, İçişleri Bakanı dahil hepsi Ecevit’in, geçen günlerde de Baş gördükten sonra tam teşekküllü bir Başsavcılığı’nın da bu haberi veya orada. Ne yapabilir ki... bakan Erdoğan’ın durumunu gör hastaneden rapor alınması gerekti kendi beyanatını ihbar kabul edip, Aksu devreye girebilirdi dükten sonra ‘‘tam teşekküllü bir ğini düşündüğünü belirtirken ‘‘Na bu iddiaları araştırması gerektiği? Tekrar sormak istiyorum... hastaneden rapor alınması’’ öneri sıl askerlik yapmak için veya benze ni dile getiren Şirin, ‘‘Zira bir Alİçişleri Bakanı diyelim ki emniri meslekler için sağlık raporu iste man tüzelkişiliği olan YİMPAŞ’ın sinde bulundu. yete bir talimat verse, o an AdaEmin Şirin, Erdoğan’ın dün De niyor. Buna da başbakan ve bakan topladığı paralar AKP’ye gelmişse nizli’de yaptığı ‘‘Seçilme yaşının ta lar kurulu üyelerinden başlamak bu durum anayasanın 69. madde let Bakanlığı’nı beklemeden böysine göre AKP’nin kapatılma sebe le bir şey yapılabilir mi? vanı da belirlenmeli’’ açıklamasını lazım’’ diye konuştu. ? Olabilirdi tabii... İçişleri Şirin, Almanya’nın önde gelen bidir’’ dedi. değerlendirdi. Başbakan Erdoğan’ın Bakanı verirse yakalattırır, elindeki difüzyonla birlikte ilgili savcılığa teslim eder. Savcılık BAHÇELİ, KONGRENİN ‘KUCAKLAŞMA GÜNÜ’ OLACAĞINI SÖYLEDİ o difüzyonla ister bıraksın ister tutuklamaya devam etsin. Ne yaparsa yapsın. Dolaylı yoldan Adalet Bakanlığı’nı atlamış olabilirdi. (Burada Alman Savcılığı’nın Uyar hakkındaki tutuklama emrinde 5 maddeden birinin kaçma teh‘‘Ancak toplumsal kucaklaşmanın ve ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) likesi olduğu bilgisini veriyo MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe milliyetçilerin milli meselelerin çözürum...) li, gelecek yasama döneminin, milli münde inisiyatif almaya başlamasının iç? Böylece Adalet Bakanlığı’nı yetçiliği siyasetin ve kalkınmanın mer te ve dışta rahatsız olan çeşitli güç odakatlamış olabilir ama hukuki açıkezine yerleştirerek toplumsal yarala larını da harekete geçirdiği anlaşılmakdan sorumluluğunu da yerine gerın sarılması ve AKP hükümetinden tadır. Ancak büyük Türk milleti, iktidar tirmiş olurlardı değil mi? hesap sorulması için tarihi bir fırsat ola tarafından önüne konulan karanlık Tür? Tabii, tabii. O da olabilir kiye tablosunun getireceği felaketin farcağını söyledi. ama bir İçişleri Bakanı mı veMHP lideri Bahçeli, dün yaptığı ya kına varmış, ülke ve millet sevgisi ile dorecek böyle bir emri? Mümkün zılı açıklamada, partisinin 8. olağan bü lu yürekleri ile MHP’yi kucaklayarak oydeğil!.. Sen onunla birliktesin yük kurultayının 19 Kasım’da yapıla nanan oyunları boşa çıkarmıştır.’’ o karede. Sonucunda emniyet cağını belirterek kurultayda MHP’yi kimin kiminle birlikte olup oltek başına iktidara ulaştıracak kadro ‘Önümüzdeki dönem tarihi fırsat’ İktidardan hesap soracaklarını bemadığını, neler olduğunu herların seçileceğini kaydetti. 19 Kakesten daha iyi bilen bir teşkisım’ın ‘‘kucaklaşma günü’’ olacağını lirten Bahçeli, ‘‘Önümüzdeki dönem, lattır. Kimle ilişkilidir, kimle dile getiren Bahçeli, kongrenin alaca Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında değildir bunu çok iyi bilir emğı tarihi kararların, Türkiye’nin üç dö olduğu gibi milliyetçiliği siyasetin ve niyet. Kendisini böyle bir konem parlamento aritmetiğini ve siya kalkınmanın merkezine yerleştirerek toplumsal yaraların kapatılması, bunuyla ilgili affedersin başını besal yönünü belirleyeceğini anlattı. laya sokmak istemeyebilir. Bir yandan partisinin dayatmalar nun sorumlusu olan mevcut iktidar sa? Yani bunu direkt bir bakarşısındaki dik duruşu ve politika hiplerinden de hesap sorulması için takanın veya kendisinin dışında ları, diğer yandan ise iktidarın ‘‘taviz rihi bir fırsatı sunmaktadır. İktidarın, bir yerden gelecek emre göre ve teslimiyete dayalı ilkesiz politikala çevresindeki menfaat gruplarının alyapmak istiyor emniyet. rının’’ sonucu yoğunlaşan milliyetçi kışlarıyla bugüne kadar büyüterek geBahçeli, kongredeki karar lik duyguları ve vatana sahip çıkma tirdiği siyasal, sosyal ve ekonomik risk? Tabii... İçişleri ya da diların Türkiye’nin üç dö heyecanının, milleti MHP’de kucak leri göğüsleyerek milli bir onarım ve ğer bakanlarla aynı karede olan nem parlamento aritmeti laşmaya yönelttiğini kaydeden Bah yeniden inşa sürecini başlatacak yegâadamı nasıl yakalayacak emnine güç MHP’dir” diye konuştu. ğini belirleyeceğini savundu. çeli, şu görüşleri dile getirdi: yet, mümkün mü böyle bir şey, yapılabilir mi? Özbayrak, ‘‘Sen ilk önce yakala adamı. Bir kere kim nereye gönderecek. Kim gözaltına aldı, İstanbul’a mı gönderecek veyahut bilmem nereye gönderecek. O da bunu bilmek istiyor. Bütün konu bu’’ diye konuştu. Buraya kadar prosedürü anlatan eski emniyet müdürüyle aramızda yaşanan soruyanıt diyaloğu şöyle geçti: ? Eski bir emniyet müdürü olarak size göre neden prosedür uygulanmadı? ? Tabii... Bunun böyle yapılmaması da doğal. Çünkü YİMPAŞ’ın gerek İslami holdinglerin arkasın necek. Bitti, bu kadar basit. Bunu yapmıyorlar. Çünkü sonuç kendilerine dokunacak, başka bir şey değil. Tekrar söylüyorum, Adalet Bakanlığı’nın bunu hiç durdurmaması lazım elinde. Derhal ilgili yere intikal ettirip, oradan tutuklama kararı alıp ‘Polise bunu yakala, getir’ demesi gerekiyor... ‘Emniyette rahatsızlık var’ Genç Parti Milletvekili Emin Şirin’den YİMPAŞ yorumu ‘Bu parti kapatma sebebidir’ ‘AKP’den hesap soracağız’ TÜRKİYE KAMUSEN: 10 gün tatil yapan vekilleri kınıyoruz ANKARA (ANKA) Türkiye KamuSen, milletvekillerinin bayram tatiline dahil edilmeyen perşembe ve cuma günü Meclis’e gitmemelerine tepki gösterdi. KamuSen, yayımladığı açıklamada, bayram tatilini hafta sonuyla birleştirmeyen hükümetin doğru bir karar verdiğini, memurların da hizmetleri aksatmamak için Şeker Bayramı’nın hemen sonrasında görevlerinin başına geçtiklerini anımsattı. KamuSen açıklamasında, milletvekillerinin ve bakanların, tatil bitmesine karşın TBMM’deki oturuma katılmadığı ve görevlerini aksattığı ifade edilerek ‘‘Milletimiz çalışırken, vekillerin ve bakanların yan gelip yatması tüm vatandaşlarımız tarafından tepkiyle karşılandı’’ denildi. Milletvekillerinin ‘‘hesap vermeye’’ çağrıldığı açıklamada, idari tatil olmadığı halde fazladan tatil yapan milletvekillerinin maaşlarından çalışmadıkları günlerin ücretinin kesilip kesilmeyeceği soruldu. Son günlerde üniversite öğrencilerinin telefonları ve mektupları sıklaştı. Okuldan uzaklaştırıldıklarını, baskı gördüklerini anlatıyorlar. Sırası gelince yayımlarım diye mektuplarını biriktiriyorum. Bizim üniversite yıllarımızın üzerinden neredeyse 40 sene geçti. Sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi bir izlenim ediniyorum. Türkiye gelişiyor, olanakları artıyor. Değişmeyen ise yönetim anlayışı. Değişimden korkanlar, özgürlüklerden korkanlar, en çok da gençlerin siyasetle ilgilenmesinden, muhalefet etmelerinden korkuyorlar. Gençliği düşman gören tutucu kafa hiç değişmiyor. Birgün gazetesi dünkü manşetine Cumhuriyetin 83. yılında üniversite gençliğinin sorunlarını taşımıştı. İstanbul’un değişik üniversitelerinde öğrenim gören gençler hep aynı şikâyeti dile getiriyorlardı: “Düşünme, konuşma, kıpırdama.” ??? İstanbul Üniversitesi’nden Oya Kansu’nun şu sözleri aslında üniversite gençliğinin sıkıntılarını, umutsuz Gençlerden Korkmayın Efendiler luğunu çok iyi anlatıyor: “Ben üniversiteye başladığımda hayallerim yoktu, şimdi de yok. Aslında neler olacağını tahmin ediyordum ama, bu kadarını değil. Diplomam var ama işsizlikten korkuyorum. Tam olarak istediğim bölümü okudum, sanat tarihinin halkın deyişiyle para getirmeyen meslek olduğunu bile bile… Birileri bu memlekette idealist olmalı bence. Ayrıca eğitim merkezinde sivil polis güvenlikçi biraz komik oluyor. Tabii gerekçeleri hazır: Siz siyaset yapmayın biz de bunlara gerek duymayalım. Okula fotoğraf makinesi, gitar falan getirmek ve benzeri enstrümanları çalmak da yasak, bunun siyasetle ne ilgisi var. Önemli olan sen körel, özgüvenini kaybet, gerisi önemli değil.” Bu satırları okuyan İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak’ın itiraz edeceğini biliyorum. Ancak son dönemde üniversitede artan baskılara, öğrencilerin basit nedenlerle okullardan uzaklaştırıldıklarına ilişkin şikâyet mektupları aldığımı da söylemek isterim. Gençlerin itirazcı ve asi kimliğiyle bazı çıkışlar yapmış olabileceğini tahmin ediyorum. Gençleri okuldan uzaklaştırmak, onları bir yıl eğitimden mahrum etmek disiplini mi artırıyor, yoksa gençlerin yaratıcılığını mı geliştiriyor? ??? 1968 olayları döneminde Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin dekanı İlhan Unat’tı. Ben de o dönemde fakültenin Fikir Kulübü başkanıydım. 6869 dönemi üniversite işgalleri, öğrenci gösterileri açısından çok hareketliydi. Sürekli öğrenci liderleri hakkında yakalama kararları çıkarılıyordu. Bu dönemi biz Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri olarak çok az zararla atlatmıştık. Dekanımız İlhan Unat, bir baba gibi bize kol kanat germiş, polisten ve hapishanelerden korumak için büyük gayret göstermişti. Onun sayesinde birçoğumuz hapislere düşmemiş, eğitimimizi sürdürebilmiştik. Diğer fakültelerdeki arkadaşlarımız bizim kadar şanslı değillerdi. Birçoğu kaçaklık vb. nedeniyle okullarını bırakmak zorunda kaldı. Profesör İlhan Unat’ın, aradan geçen bunca uzun yıllara rağmen biz SBF’lilerin yanında özel bir değeri vardır. İlhan ve Nermin Abadan Unat’ın İstanbul’daki evleri hâlâ öğrencilerinin ziyaret ettiği, bu iki deneyimli eğitimciye sevgilerini ve saygılarını dile getirdiği bir mekândır. İlhan Hoca’yı her gördüğümde, “Sizin duyarlılığınız olmasa, siz bizleri koruyup kollamasanız birçoğumuz şimdi buralarda olmazdık” derim. Bu bir öğrencinin, bir üniversite yöneticisine karşı 40 yıldır değişmeyen bir şükran borcudur. ??? Hangi öğretim üyesi, hangi idareci bu şekilde anılmak istemez. Ancak böyle anılabilmek için, öğrencilerden korkmamak ve üniversite yö netmeyi bir asayiş sorunu olarak görmemek gerekiyor. Öğrencileri üniversiteden uzaklaştıran, öğrencilere tek tip düşünme dışında bir yol bırakmayan, onların eleştirilerinden, tepkilerinden korkan bir anlayışın, modern ve çağdaş bir Türkiye’ye ulaşması, gerici ideolojilere karşı durması mümkün mü? ??? Üniversite üzerindeki tartışmaları izliyorum. Kimsenin üniversiteleri özgürleştirmek, öğrencilerin dertlerine çare aramak gibi bir sorunu yok. Bütün sorun yaşı 50’yi geçmiş birtakım siyasetçi ve idarecinin, “buraya kim hâkim olacak” dışında bir başka hedeflerinin bulunmamasından kaynaklanıyor. Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin yönetime katıldığı, üniversiteyi öğrencilerle birlikte kurmayı amaçlayan bir anlayışta düğümleniyor bütün mesele. Gençlerden korkmayın. Onlar bizim geleceğimiz. Gençlerden korkan yaşlı rejimler, ne çağdaşlığa ulaşabilir ne de refaha… Karakola saldırı: 1 er yaralı ?V AN (AA) Van’ın Gürpınar ilçesinde bulunan Jandarma Karakol Komutanlığı’na dün saat 16.30 sıralarında sürücüsü ve plakası belirlenemeyen beyaz bir otomobilden uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu karakolun dış duvarlarında nöbet tutan bir er ayağından vurularak yaralandı. Yaralı askerin Van Askeri Hastanesi’nde tedavi altına alındığı bildirildi. Saldırının ardından olay yerinden otomobille kaçan ve 3 kişi oldukları tahmin edilen saldırganların yakalanması için, güvenlik güçlerinin çevrede geniş çapta operasyon başlattıkları öğrenildi. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle