19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EKİM 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Lütfi Özkök’ün fotoğrafçılık serüveni yüzlerce edebiyat, sanat insanından izler taşıyor 15 Gören gözün yolculuğu otoğraf sanatçısı dostum Lütfi ÖzF kök’le Stockholm’deki evinde konuşuyoruz. Pusarık bir hava. Çok da aldırmıyorum, gide gele bu kentin mevsimlerine alıştım. Kentin dışında, Östberga’da, Stamgatan’daki 59 numaralı evde yaşayan bu “küçük dev adam”la, yıllar önce İstanbul’da, bir Ceneviz meyhanesinde buluşmuştuk. Oktay Akbal tanıştırmıştı. Yerinde duramayan, civa gibi biriydi. Özkök, o günlerde yetmişli yaşlarının demlerindeydi. Ondaki bu coşkuyu, sözden söze geçme hallerini Akbal güzel yorumlamıştı o gün: “Lütfi, sılasına her kavuştuğunda çocuklaşır!” TANINDI Onun fotoğrafla geçen yarım yüzyılının serüvenini kendisinden dinlemek, o saklı tuttuğu anılarını, benzersiz fotoğraflarını günyüzüne çıkarmak için kalkıp Stockholm’e gitmiştim. Kendini var ettiği, dünyaya bağlanıp yeniden yeniden yaşama sevinçlerine gömüldüğü o evde varlığını hissettiren kitapları, karanlık odası, arşivi, filmleri, notları, mektupları onu ayakta tutan Türkiye renkleri Özkök’ü anlatıyordu elbette. Onu, bu mekânda geçirdiğimiz zamanın örtüsünü kaldırmadan susarak dinledim; başka bir zamana geçip, yaşadıklarının yansımalarını gösteren fotoğraflarda ona ait dünyanın izlerine baktım. O sürüklenişinin bir bağlanış olacağını, AnneMarie’sinin aşkı onu çekip bu Kuzey ülkesine getirirken; önüne yeni fırsatlar açacağını hiç düşünmemiş. Çocukluk tutkusu gelip onu burada bulur. Edindiği bir fotoğraf makinesi, bir zaman sonra, hayatının ibresini belirler. Onu ışığın yansıtıcı gözü kılan serüveni başlamıştır. Çektiği portrelerin ardı arkası kesilmez. Özkök’ü, önce bu portrelerinden tanımıştım. Sonra da Akbal’ın anlattıklarından onun edebiyata tutkusunu öğrenmiştim. “Birdenbire duran ânın ömrünü uzatmaya çalışıyorum. Şairlerin yüzlerinde esen yalnızlık rüzgârına, gözlerinde yanıp sönen hüzne merhaba demek istiyorum. Fotoğraf ışıkla vardır. Işık karanlığa can verir, tarih verir... Bu konu, yaşamla ölüm arasındaki diyalektik sürecin içinden geçer. Bunu daha da açıklamaya kalkmak bana düşmez. Bu bapta kitap dolduran entelektüellerden değilim. Ben genel olarak intuition, iç sezgimle fotoğrafın düğmesine basanlardanım. Camera obscura’da aynıyım. Grafik, kontrastı bol deneysel çalışmalara çok yakınlık göstermişimdir.” Lütfi Özkök BELLEK KUTUSU: Ona siyah beyazın derinliğini soruyorum. “Işığın tarifi olmaz,” diyor. Anlıyorum ki; Özkök, gören gözün seyrini alan yansımalardan söz ediyor. Hatırlıyorum, Ara Güler’in şu sözlerini: “Aslolan bakan gözdür. Fotoğraf bir sonuçtur. Nasıl bakarsan öyle görür, çekersin.” Çalışma masasının bir köşesinde ilk şiir kitabı İçimizdeki Sıla’ya ilişiyor gözüm. Çekip alıyorum, 1956’da yazdığı “Anımsama” şiirine göz atıyorum: “Başlamadan biten bir yolculuk gibi / Mayıs göğü altında kaydı İstanbul’um / İstanbul, düşlerimin toplamı, şiirlerimin özsuyu /İstanbul gençliğimin gerilen yayı.” O, yurduna kavuşmuşçasına sevinçli. Yerinde duramıyor. Seksenlik hali gitmiş, çocuksu biri gelmiş dikilmişti karşımıza. Konuşup anlatıyordu. Cıvıltısı kesilmeyen sığırcık gibiydi. Bir kanadı kırık hayata tutunmaya çalışıyordu. Aşkı, sevdiği AnneMarie’yi yitireli öyle çok olmamıştı. Onu hayatın bu kırılma noktasında ayakta tutan tek şey, bir ayin yerine dönüştürdüğü “stüdyoev”iydi. Oturup kitap projelerini konuşmuştuk. Birini yayımlayıp sergisini de yapmıştık İstanbul’da. Bir Nobel kitabı yapmayı tasarlamıştık. Arşivne dalınca, karşımıza çıkan birikim şaşırtıcıydı. Bir anekdotu anlatmıştı Özkök: “Burada derler ki; Lütfi’nin fotoğrafını çektiği yazar Nobel alıyor.” O günlerde en son Orhan Pamuk’un fotoğrafını çekmişti. Belirlediğimiz Nobelli yazar listesi 33’tü. Hatta espri yapmıştık; “Hadi Orhan Pamuk da almıyor mu, bu kitabı 34’le tamamlarız,” diye. Özkök’ün görme yolculuğunun öngörüsü gene kanıtlanmıştı! Bugün o kitabı da önümüze alıp yayın hazırlığını tamamlıyoruz şu günlerde. Orhan Pamuk’un getirdiği bu ödülün anlamı/değerinin yanı sıra, dünya edebiyatında kimlerle bir arada olduğunu göstermesi açısından da dikkate değer yanı var kitabın. Lütfi Özkök’ün fotoğraf sanatına adadığı ömrünün tanıklığını getiren o birikim, birçok kitabı ortaya çıkaracak denli kapsamlı. Her birinin kitaba dönüşmesini çok istiyorum. Onun İsveç’te yaşadığını, gören gözünün yolculuğa katarak taşıdığı birikimi birçok ülkenin bildiğine tanığım. Ama acaba bizler bunun farkında mıyız? ‘Elveda Yurdum’ New York’ta ? Kültür Servisi İpek Duben’in 20. yüzyıl boyunca yaşanan zorunlu göç olayını konu alan ışık ve mekân düzenlemesi “Elveda Yurdum” (Farewell My Homeland ) 28 Ocak 2007’e dek New York’ta MunsonWilliamsProctor Institute Sanat Müzesi’nde “Madde ve Işık: Kamera Kullanan On Heykeltıraş” (Substance and Light: Ten Sculptors use Cameras) adlı sergide yer alacak. Sanatçının bu yapıtı 14 Mayıs24 Eylül tarihlerinde Macaristan’da King Saint Stephan Müzesi’nde “Dördüncü Uluslararası Sanatçı Kitapları Sergisi”nde (Fourth International Artists’ Book Exhibition) de yer aldı. FOTOĞRAFA ADANAN BİR ÖMÜR Sözcükler’in 4. sayısı yayımlandı PORTRE FOTOĞRAFÇILIĞIYLA *Lütfi Özkök: (Şiir) İçimizdeki Sıla, 1978, Yeditepe Yay., 60 s.; (Çeviri) Kardan Düşler, Lasse Söderberg, 1998, YKY, 109 s.; 1945’den Sonra İsveç Şiiri Antolojisi, 1995, YKY.; (Albüm) Portreler / Türk Edebiyatına Dönemsel Bakış, 2003, Dünya Kitapları,184 s. OKUMA ÖNERİLERİ : de gündemimize girmişti. Özkök, bu alanda, portre fotoğrafçılığında dünyanın en aranan sanatçılarından olur. Çektiği yüzlerce edebiyat/sanat insanının fotoğrafı dünyanın sayılı dergilerinde yer bulur. Aslında Özkök’ün edebiyat tutkusu, şairliği, yaşadığı İsveç’te edindiği uğraşları başka dillere açılmasını, dünyanın birçok ülkesinden sanatçı ile dostluklar kurmasını sağlamıştır. Tutku ile başladığı, zamanla bir iş/uğraş olarak gördüğü fotoğraf, onun bu alandaki ününü pekiştiren işleri ortaya çıkarmasıyla bizim Onu dinlerken, gözüm evin duvarlarını kaplayan kitaplarda... Soluk alıp çalışma odasına açılan karanlık odaya giriyoruz. Gören gözün yolculuğunun gelip odaklandığı bu mekânın sesini dinliyorum önce. Sonra göz atıyorum her bir şeye... Agrandizör, film kutuları, film banyoları, arşiv kutuları, çelik bir kasa (bütün yüzlerin saklı olduğu), duvarlardaki siyah beyaz fotoğraflar... Büyülü bir dünyanın çekim odağında kalakalıyorum. O “küçük dev adam” anlatıp duruyor. Bir René Char fotoğrafı alıp anılara götürüyor onu. Canetti’yi soruyorum, sonra Marguerite Yourcenar’ı. Heyecanla bir kutu çekiyor, kaşımda Canetti’nin asık yüzü! Bir başka kutudan çıkanlar arasında Yourcenar’ın bal renkli gözleri karşılıyor bizi. ‘IŞIĞIN TARİFİ OLMAZ’ ? Kültür Servisi KasımAralık 2006 tarihli 4. sayısı yayımlanan “Sözcükler” dergisinde Ferit Edgü, Adnan Binyazar, Deniz Kavukçuoğlu, Woody Allen, Oğuzhan Akay ve Esra A.’nın yeni öykülerinin ve Özcan Karabulut’un yazmakta olduğu “Amida Eğer Geri Gelemezsem...” adlı romanının başlangıç kısmı yer alıyor. Semih Gümüş’ten “Etik Üstüne Notlar”; Erdal Alova’dan “Bir İstandollu’nun Notları”; Şavkar Altınel’den “Karanlığın Yüreği”; Alev Bulut’tan “1920’lere Gülerek Bakış” okuyucularıyla buluşuyor. “Kadınsız Demokrasi Olmaz”, “Sözcüklere Sığınmak”, “Brecht, Tam Elli Yıl Sonra”, “Selahhatin Hilav” ve “Cahit Sıtkı ve Dante” yetkin kalemler tarafınden ele alınıyor. Gülten Akın, Cevat Çapan, Vecihi Timuroğlu, Süreyya Berfe, Murathan Mungan, Hüseyin Ferhad, Roni Margulies, Ferruh Tunç, Mete Özel, Onur Caymaz, Selahattin Yolgiden, Mehmet Çakır ve Levent Sevi’nin şiirleri ve Neş’e Erdok’un resimleri de bu sayıda... Son başvuru yarın Ender Güzey’in yapıtları Montana’da Kültür Servisi “Bütünsel Sanat”ın temsilcilerinden Ender Güzey, ABD Montana Devlet Üniversitesi’nin davetlisi olarak gittiği Montana Bozeman’da, Türkiye’de geçen yıl başladığı “Ateşten Doğan” isimli obje serisinin devamını sergiledi. Sergide yer alan eserler, Güzey’in bu sonbaharda Montana Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yüksek li sans öğrencilerine verdiği “workshop” sonrasında ürettiği 33 objeden oluşuyor. EUS VE PAN FİGÜRLERİ Yanmış ahşap üzerine altın varak uygulanarak gerçekleştirilen objelerde kullanılan semboller arasında doğadan alınan biz on, boğa, yaprak ile mitolojik Zeus ve Pan figürleri yer alıyor. Sergi açı Z lışından önce yaklaşık 250 akademisyen ve sanatsevere bir konferans veren Güzey, Kuzey Amerika yerlilerinin kullandığı bazı sembollerin ve turkuaz gibi renklerin Kuzey Anadolu’da da kullanılmış olduğundan örnekle birçok mitolojik ve etnik sembolün birbirinden bu denli uzak iki bölgede benzerlikler taşımasının şaşırtıcı olduğunu belirtti. Montana Ünversitesi Rektörü David Dooley geçen yıllardaki Türkiye ziyareti sırasında Güzey’in İstanbul’daki sergisini gezmiş ve kendisini Amerika’ya davet etmişti. Sergi daha sonra iki yıl süresince ABD’deki çeşitli eyaletlerde sergilenecek. Ender Güzey’in “Ateşten Doğan” isimli serisinin diğer eserleri İstanbul Galeri Artist’te şu sıralarda sergilenmekte. ? Kültür Servisi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl ikincisini düzenlediği “4 Mevsim Kocaeli Fotoğraf Yarışması”na başvuru süresi yarın mesai bitimiyle sona eriyor. İsteyen herkesin, çektiği fotoğraflarla, şartlara uymak koşuluyla katılma hakkı bulunuyor. Ünlü fotoğraf sanatçılarından oluşan seçici kurul, eserleri 4 Kasım tarihinde yapacağı toplantıda değerlendirmeye alacak. Ustalar arasında başta Cemal Turgay olmak üzere jüride Faruk Ertunç (fotoğraf sanatçısıEFIAP), Suha Kocaoğlu, (KOÜGSF Fotoğraf Ana Sanat Dalı Başkanı ve KASK Başkanı) Garbis Özatay, (gazetecifotoğraf sanatçısı), İbrahim Zaman (fotoğraf sanatçısı) ve Hüsnü Gürsel (fotoğraf sanatçısı) yer alıyor. Kurul 6 Kasım Pazartesi günü nihai kararını açıklayacak. Yarışmanın sergileme ve ödül töreni ise 19 Aralık Salı günü Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi’nde yapılacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile KASK’ın ortaklaşa düzenlediği fotoğraf yarışması toplam 18 bin YTL ödül dağıtılacak. Türkiyem Topluluğu “Yeni bir Sevr hazırladılar Parça parça dayatıyorlar. Biçim değiştirerek, Yöntem değiştirerek Yavaş yavaş, Milim milim dayatıyorlar. 1919 şartlarına getirildik Batının kölesi olmamak için Sömürgeleşmemek için Ayak altında kalmamak için Onur kırıcı durumlara Düşmemek için Sunar Türkiyem Topluluğu Sözcüsü Sayın Mustafa ÖZBEK’in açılış konuşmalarıyla katılacağı KONFERANS Tu r g u t Ö Z A K M A N Şu Çılgın Türkler’in yazarı “Siz Kurtuluş Savaşı’nı yapan kahramanların torunları mısınız? Öyleyse kanıtlayın” (Davetlisiniz)31 Ekim 2006 Saat 17.00 Kadırga Kültür Merkezi/Kumkapı CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle