25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2006 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B B 19 21 23 20 26 25 28 25 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B PB B B B B B B 20 21 21 16 19 19 20 17 26 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B PB B Y Y Y Y 27 26 23 25 23 19 13 13 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, doğu ve güneydoğu Anadolu’nun doğusu yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Başta Bolu Dağı geçidi olmak üzere, Marmara ile yurdun iç kesimlerinde sabah saatlerinde sis bekleniyor. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde 24 derece azalırken, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Y 8 Helsinki Y 10 Stockholm Y 12 Londra Y 20 Amsterdam Y 21 Brüksel Y 21 Paris Y 21 Bonn PB 25 Münih Y 26 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y PB PB B Y Y 24 23 21 18 25 24 23 22 26 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B B Y Y B Y PB Y 11 22 5 19 24 18 11 26 23 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yan ‘‘özgürlüğü’’ bu çevrelere, sanki bu iktidarın genel tutumu sağlamadı. Zira bakınız iktidar gülünün demecine; cüppelilerden yakınıyor. Din için en tehlikeli öğe olarak cüppelileri görüyor. Tabii, cüppelinin pervasız davranışlarını, tarikatların, cemaatlerin toplumu diledikleri gibi yönetmeye çalışma gücünü ve cesaretini kimden ve nereden aldılar, alıyorlar diye Sayın Bakan’a bayram günü aman üzülmesin diye olacak bir soru yönetilmiyor. ??? Fatih’te, Çarşamba’da, büyük kentlerin birçok mahallesinde cüppesiz, takkesiz, kara çarşafsız sokağa rastlanmıyor. İmamların cemaatten mafya usulü para topladıkları, bir imamın topladığı parayı cebine indirdiği TV’lerden izleniyor. Sayın Bakan: Bu ne iştir? Şikâyetçi olduğunuz manzaralar zatınızla ideal arkadaşınız RTE’nin hüküm sürdüğü günlerin ürünüdür, neden bunlara karşı önlemler almadınız, almıyorsunuz da, gazetecinin karşısına geçmiş, üstelik bir de ‘‘Bu tip aşırılıklar bazı ülkelerde daha az, bizde yaygın’’ diye demeç verebiliyorsunuz? Hayret doğrusu! Üstüne üstlük ‘‘Din için en tehlikelisi bu tür yapılanmalardır’’ demiyor musunuz, pes doğrusu. Meclis’te adı Dönüşüm Alanları Hakkında Yasa olan bir tasarı görüşülerek kabul edilmek üzere. Sava göre, bu tasarı yasalaşırsa tarikat kamplarının önü açılıyor. Politik davranışlarına bakılarak Sayın Bakan bugün bu yasayı savunabilir, ama bir zaman sonra melaneti ortaya çıkınca bu yasadan önce Sayın Bakan şikâyetçi olabilir. Nasıl devlet adamlığı ama? Maşallah, kırk bir kere maşallah! ??? Sayın Bakan, konudan konuya atlayarak o daldan bu dala konuyor. Velakin türban konusunun sorulmazsa elbette değinmez diyeceksiniz yanından bile geçmiyor. Oysa bir tarihte türban sözcüğünü tamamlamaya fırsat tanımaz; Millet Meclisi Başkanı, Başbakan gibi türban eşli siyaset arkadaşları ile birlikte koro halinde daha tüüü hecesinin arkasını getirmeden aman efendim aman öyle sert bir türban savunucusu kesilirdi ki... Dışişleri Bakanı, Kıbrıs konusunda bu denli hararetle savaşım verse, ohooo çoktan sorunu lehimize çözecek aşamaya gelirdik. Ama türban başka, birinci sırada. Kıbrıs, Ege, Kürt sorunu ve AB konusu sonraki sorunlar. ??? Bu arada AB’ye girmeli diyenlerin oranının yüzde 32.2’ye gerilediğini açıklayan anketi davul eşliğinde ilan ediyoruz da; halkın sergilediği bu iradeye karşın bu iktidarın, RTE’nin ve Gül’ümüzün AB dayatmalarına, durup durup icat eylediği koşullara boyun eğmesine ses çıkarmıyoruz. AB ‘‘uyarısı’’ üzerine halkımın sevgilisi rakı da zamlanıyor. Madalyonun öteki yüzüne gelince: Türkiye’nin 32 ilinde binlerce denekle yapılan araştırma da doğruluyor; halkın yüzde 78.5’i ABD, son tutumundan önce yapılan ankete göre halkın yüzde 76.1’i Fransa ‘‘dost değil’’ diyor. Bu hükümet; RTE ile Gül, Türkiye’yi ABD ve AB’ye yalaka ülke durumuna düşüren politikalar izliyor. Fransa Ulusal Meclisi ulusal onurumuza darbe indiriyor, bu hükümet elindeki karşı olanakları kullanmak bir yana, toplumdan gelen tepkileri asgari düzeye indirmeye çabalıyor. Deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş. Özdeyiş galiba bu hükümeti tarif ediyor. Zanlılar tutuklandı Çeşitli illerde 7 kişiyi öldüren ve 2 kişiyi yaralayan Mehmet Karahasan ile Yiğit Bekçe, işledikleri cinayetleri birbirlerinin üzerine atmaya çalışıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sakarya, Bursa, İzmit, Tarsus ve Gölbaşı’nda toplam 7 kişiyi öldüren, 2 kişiyi yaralayan Mehmet Karahasan ile Yiğit Bekçe, ‘‘cinayet, gasp, yağma’’ suçlarından ve ‘‘canavarca bir hisle birden fazla kişiyi öldürmekten’’ tutuklandı. Cinayetleri ‘‘zevk için’’ işlediklerini belirten zanlıların, işledikleri cinayetleri tam olarak anımsamadıkları ve olayları birbirlerinin üzerine attıkları öğrenildi. Ayrıca olayla ilgili Hendek’te yakalanarak adliyeye sevk edilen Aykut Okumuş da tutuklandı. Türkiye’yi kent kent dolaşarak 7 cinayet ve 2 yaralama olayını gerçekleştiren ve Kızılcahamam yakınlarında yakalanan 2 zanlı, sevk edildikleri nöbetçi mahkemede, ‘‘cinayet, gasp, yağma ve canavarca bir hisle birden fazla kişiyi öldürmek’’ suçlarından tutuklandı. Karahasan ve Bekçe’nin mahkemede, işledikleri cinayetleri tam olarak anımsamadıklarını söyledikleri öğrenildi. Bekçe, Bursa’da bir kişiyi silahla vurduktan sonra Karahasan’la birlikte kiraladıkları bir otomobille bayramdan sonra güvenlik güçlerine teslim olmak amacıyla isimlerini bilmediği yerlere gittiğini söyledi. Cinayetleri anımsamadığını ve bu olayları arkadaşı Karahasan’ın işlemiş olabileceğini iddia eden Bekçe, Gölbaşı’nda iki kişinin öldürüldüğü olayda, kendisinin araç içinde oturduğunu ve Karahasan’ın aracı temizlemek için bez istediği benzinlikte çalışan 2 kişiyle tartıştığını anımsadığını belirtti. eve uğradığını ve gitar kutusu içinde pompalı tüfekle döndüğünü, işlenen cinayetlerden haberi olmadığını savundu. Öte yandan Karahasan’ın iki kız babası ve eşinin 5 aylık hamile olduğu öğrenildi. Mehmet Karahasan’ın Yalova’da yaşayan babası Osman Karahasan ise oğlunun cinayetleri bilerek ve isteyerek işlediğine inanmadığını söyledi. Osman Karahasan, oğlunun Bekçe ve annesi tarafından kandırıldığını iddia ederek ‘‘Oğlum benimle birlikte yaşıyor. Tek oğlum. Mehmet’in paraya pula ihtiyacı yok. Bu iş soygun işi değil. Oğluma zorla bunları yaptırdılar’’ dedi. 8 yılda yüzde 358 artış Türkiye hızla silahlanıyor Haber Merkezi Dünya Silahsızlanma Haftası (2430 Ekim) dün başladı. Ancak araştırmalar Türkiye açısından çok da iç açıcı değil. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre bireysel silahlanma son 8 yılda yüzde 358 arttı. Verilere göre 1 milyon 800 bini kurusıkı olmak üzere 7 milyon ruhsatsız, 9 milyondan fazla silah bulunuyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre ise taşıma ve bulundurma ruhsatlarında artış söz konusu. Umut Vakfı’nın yaptığı bir araştırmaya göre ise her sekiz kişiden biri silahlı. Ruhsatlı silah sayısı 2 milyon 316 bin olarak tespit edilirken, ruhsatsız silah sayısı ise bu sayının yaklaşık 23 katı olarak tahmin ediliyor. İstatistikler, her yıl 700 kişinin serseri kurşunlar nedeniyle öldüğünü gösteriyor. ‘Salondan çıkarın’ dedi Karahasan’ın, Gölbaşı’ndaki nöbetçi mahkemede savunmasına başlamadan önce, ‘‘can güvenliği ve başka nedenlerle’’ Bekçe’nin salondan çıkartılmasını istediği ve bu şekilde ifade vereceğini söylediği öğrenildi. Karahasan, araba kiralayarak gezmeye çıktıkları Bekçe’nin bir CEZAEVİ ÇÖZÜM DEĞİL Seri cinayet işleyen katiller Uyum sorunu yaşanıyor DENİZ TURAN Köprüde F tipi eylemi ‘‘F’’ tipi cezaevi uygulamasını protesto amacıyla dün Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde izinsiz gösteri yaparak yolu trafiğe kapatan TAYAD’lı gruptan 20 kişi gözaltına alındı. Anadolu Yakası’na geçmek üzere araçlarıyla girdikleri köprünün Kavacık çıkışında durarak çift yönlü olarak yolu trafiğe kapatan Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi yaklaşık 30 kişi, ‘‘F’’ tipi cezaevi uygulamasını protesto amacıyla çeşitli sloganlar attı.Yolun trafiğe açılması konusundaki uyarıları dikkate almayan gruba polis müdahale ederek 20 kişiyi gözaltına aldı. (UĞUR DEMİR) ‘Öldürünce rahatlıyorlar’ ADANA (AA) Son günlerde Türkiye’yi sarsan seri cinayet işleyen katillerin ruh halini irdeleyen psikiyatristlere göre, bu kişiler, çevrelerine zararsız gibi görünen, bazen masum yüzlü bile olabilen, çoğunlukla da çocuklukları problemli geçen kişiler oluyor. Çukurova Üniversitesi MedikoSosyal birimi uzmanlarından Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, ‘‘Bu kişilerin, çocukluklarından itibaren topluma çok fazla giremeyen, diğer çocuklarla bir arada olduğunda çoğunlukla kavga eden ve özgüveni eksik insanlar oldukları gözleniyor. Cinayet işlemeyi kafalarına koyduklarında bunu gerçekleştirene kadar çok büyük sıkıntılar çeker, cinayeti işlediklerinde ise kendilerini rahat hissederler.’’ Yurdakul, ailelerin davranış bozukluğu gördükleri çocuklarını tedavi ettirmesi gerektiğini söyledi. İrtica Tartışmaları ? Baştarafı 2. Sayfada Son aylarda, Trabzon’da bir rahibin öldürüldüğü; Danıştay’da değerli bir yargıcın katledildiği; İsmailağa Camii’nde emekli bir vaizin öldürülüp katilinin de cemaat tarafından linç edildiği cinayetler, hep sözde “din” referanslı irticai cinayetler değil mi? Bunlara “Ramazanda içki içiyordu” bahanesi ile bazı liseli öğrenciler tarafından dövülerek yaşamına son verilen evsiz alkolik adam cinayetini de ekleyebiliriz Ne yazık ki siyasal alanda da “İnsanlar laik olmaz, devlet laik olur” gibi söylemlerle oy toplamış bulunan bir siyasal kadronun milletvekillerinin büyük çoğunluğunun bir tarikatın üyesi, bir şeyhin müridi olduğu dile getiriliyor. Durum böyle olunca Milli Eğitim Bakanlığı’nın parasız dağıttığı ders kitaplarında: * “Tarikat övgüleri”nin yer almasının; * İmam hatip liselerinde bazı rehberlik öğretmenlerinin öğrencilere “tarikat öğütleri” vermelerinin “yeme ve içmede, uyumada, adabı beşere dair işlerde sünnete uygun hayatı” öğretmelerinin; * Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi internet sitelerinde “şeriat propagandası” yapılmasının; * İlköğretim okullarında mescitler açılmasının ve din kültürü öğretmenlerinin, öğrencileri Fethullah Gülen kitaplarını okumaya zorlamalarının; * İlköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler kitabının konu örneklerinde Zaman gazetesinin internet sitesine yer verilerek bu gazetenin reklamının yapılmasının; * Kamu ihalelerine ilişkin dağıtımlarda bir cemaatten olmanın öncelik sağlamasının; * Dinin ticarete doğrudan araç kılınarak tesettür giysileri satılırken dine uygunluklarını anlatmak için ayet ve hadisler okunmasının; * İşe alma sınavlarında dinsel ağırlıklı ve özel yaşama ilişkin sorular sorulmasının; * Bazı AKP’li belediyelerin birimlerinde “türbanı” resmi bir üniforma haline getirmelerinin; * İlköğretim okullarına yardımcı kitap olarak önerilen “Belirli Günler ve Haftalar” kitabında Atatürk’e, Cumhuriyete, 19 Mayıs, 29 Ekim, 23 Nisan’a yer verilmemesinin yadırganacak bir tarafı yoktur. Çünkü, kadroları ile eğitim kurumlarımızda, çocuklarımızın ve gençlerimizin düşüncelerini koşullandırmak için uzun zamandan beri işbaşında olan; son on yılda yazılı ve görsel medyada önemli bir yer kapan ve yerel, ulusal yayın organlarını, radyo ve televizyonları kullanarak propagandalarını yaygınlaştıran, ayrıca şimdi nerede ise devlet bütçesine denk bütçelerle içerdendışardan aktarılan maddi olanaklarla denetlenemeyen bir ekonomik güç de kazanan “irtica iktidardadır’’ ve dini bir siyasal silah olarak kullanmaktadır. Cezaevinde toplumsal yaşamdan yıllarca uzak kalan ve tahliye olmalarının ardından rehabilitasyon merkezleri olmaması nedeniyle “dışarıya uyum sağlayamayan eski hükümlüler’’, kısa bir süre sonra yeniden suç işleyerek cezaevine geri dönüyor. Türkiye’de 67 bin hükümlü bulunmasına karşın bu konuda çalışan tek dernek olan Kader Mahkumları Derneği Genel Başkanı Necdet Yüksel, amaçlarının cezaevinden çıkanların özgüvenini yeniden sağlayabilmek olduğunu belirtiyor. Psikolog Yahya Hamurcu ise rehabilitasyon sürecinin cezaevinde başlaması ve hükümlünün, tahliyesinin ardından toplumsal yaşamda kendini “varolmuş’’ hissedene dek sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor. Kader Mahkumları Derneği’nde yaşama tutunan Gül A, “Beni dışarısı çok korkutuyordu. Başımı sokacak ve karnımı doyuracak bir yer istiyordum. Bu anlattığım yer de cezaeviydi’’; 28 yaşındaki Ferhat Ö, ise kendilerine bir şans verilmesinin ne anlama geldiğini “Eğer burada olmasaydım, belki de şimdi sizin sevdiklerinizden birini öldürmüş olabilirdim’’ diye özetliyor. Dernek Başkanı Yüksel, Cezaevinden çıktıktan sonra en büyük sorun işsizlik olduğunu belirterek, “İşverenlerin çoğu yasalarda hükümlü çalıştırma zorunluluğu olmasına karşın işe almak istemiyor. Hükümlülerin tahliye olduktan sonra gidebilecekleri herhangi bir rehabilite merkezinin olmaması en büyük eksiklik” dedi. Psikolog Hamurcu ise hükümlünün, tahliye edildikten sonra değil de hükümlü cezaevindeyken onu hayata hazırlamanın, yeniden suça yönelimi önemli oranda düşüreceğini belirterek şöyle konuştu: “Düşünceleri değişmedikten, bilinç yerleşmedikten sonra o kişi, yine aynı kişi olarak dışarıya çıkar. İlk defa cezaevine giren hükümlülerle, birkaç defa girenler aynı koğuşlarda tutulmamalı.” Hakkında inceleme başlatıldı HÜKÜMET KAZAKİSTAN’DAKİ OLAYLARA TEPKİSİZ KALDI İşçilere sahip çıkılmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Enka şirketinin Kazakistan’daki şantiyesinde Kazak işçilerin saldırısına uğrayan Türk işçileri sahiplenmedi. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu olmak üzere, hükümet yetkilileri olaylara tepkisiz kaldı. Türk ve Kazak işçiler arasında çıkan kavganın ardından İstanbul’a gelip tedavi altına alınan Türk işçilerin sayısı 160’a ulaştı. Olayların ardından Kazakistan’a giden Enka Personel Müdürü Sinan Bora Kazakistan’daki Türk işçilerin, saldırıların tekrarlanacağı korkusu taşıdıklarını belirterek 400 işçinin daha Türkiye’ye getirileceğini söyledi. Saldırıda yaralanan işçiler, Enka yetkilileri tarafından İstanbul’daki Vatan Hastanesi’ne sevk edilip burada tedavi edilerek evlerine gönderilirken hükümetin bu işçilere ilgi göstermemesi dikkati çekti. Türkiye’nin Almatı Büyükelçisi Taner Seben ile Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliği’nden konu ile ilgili Türk işçilerinin ve vatandaşlarının ciddi bir şekilde güvenliğinin sağlanmasını istedikleri yönünde açıklama yapılırken Türk hükümetinin konuya duyarsız kalması tepki çekti. Her fırsatta yabancı yatırımların Türkiye’ye çekilmesi için azami çaba sarf eden hükümet yetkililerinin, konu ulusal çıkarların ve Türk vatandaşlarının dışarıdaki haklarının korunmasına gelince gösterdiği tepkisizlik ‘‘politikasızlık’’ olarak nitelendirildi. Müftüden çağ dışı bayram hutbesi BURSA (Cumhuriyet) Bursa’nın Mudanya İlçe Müftüsü Nizamettin Doğan, önceki gün Hal Camii’nde bayram namazından önce verdiği ve ilçedeki 10 camide merkezi sistemle yayımlanan hutbesinde, cemaate seslenirken, ‘‘Anne, eş ve kız çocuğunuzdan başka bayanlarla tokalaşıp öpüşmeniz caiz değildir. Bunu yaparsanız nikâhınız düşer’’ dedi. İlçe müftüsünün başta Atatürk olmak üzere, Türk büyükleri ve şehitlere dua etmemesi cemaatin tepkisini çekti. Anne, eş ve kız çocuklara temasın caiz olduğunu ifade eden Doğan, diğer kadınlarla ancak zorunlu hallerde temas edilebileceğini söyledi. Doğan, ‘‘Dini bayramlarda buna biraz daha hassasiyet gösterilmesini istedim. Bu konuşma öyle cemaati ayaklandıracak bir söz değildir’’ diye konuştu. Bursa Müftülüğü, vaazla ilgili inceleme başlattı. Kılıç: Çalışma koşulları yetersiz Türkİş Başkanı Salih Kılıç, yurtdışındaki işçilerin durumunun Türkiye’nin en büyük talihsizliklerinden biri olduğunu belirterek ‘‘Bu işçilerimiz Türkiye’ye döviz kazandırıyor, katkıları oluyor; ama çalışma şartları, ücretleri ve yaşadıkları mağduriyetlerinde bu kişilere yönelik sahiplenme duygusu eksik kalıyor. Yurtdışındaki işçiler konusunda, Çalışma Bakanlığı’nın daha etkin bir politika izlemesi gerekir. Bütün ülkelerde çalışma ataşeleri bu nedenle ve bu görevle var’’ dedi. Türkİş Başkanı Salih Kılıç şöyle devam etti: ‘‘Ne olursa olsun hükümet olarak, Çalışma Bakanlığı olarak Kazakistan’daki olaylara tepki göstermek gerekirdi. 300400 insan dövülüyor, darp ediliyor, çalışma özgürlüğü engelleniyor. Sebebi ne olursa olsun bir darp olduğunda hükümet politikaları devreye girmelidir. Bu artık şirket politikalarını aşan bir durumdur. Yarın öbür gün Almanya’da, Suudi Arabistan’da da bu olursa, böyle mi davranılacak?’’ Asker ateşin içine çekiliyor ? Baştarafı 1. Sayfada dece Türkiye’yi ayırmaya çalışmıyorum. Diğer ülkelerin de uyguladığı sınırlamalar var’’ diye konuştu. Orgeneral James Jones, ‘‘Brüksel’de gelecek hafta 26 üye ülkenin katılımıyla üst düzey bir NATO toplantısı var. Bunun öncesinde, bütün ülkelere birer mektup gönderile rek, kaldırılmasını istediğimiz sınırlamalar kendilerine iletildi’’ diye konuştu. Orgeneral Jones, üye ülkelerin Afganistan’a daha fazla asker göndermesi durumunda bunu memnuniyetle karşılayacaklarını, ancak daha önemli olanın, Afganistan’daki NATO askerlerinin esnek şekilde, sınırlamasız kullanılabilmesi olduğunu söyledi. Jones, üye ülke lerden ilave helikopter ve bazı diğer hareket ve manevra kabiliyetini geliştirecek imkânlar sağlanmasına çalışıldığını da belirtti. İntihar saldırıları başladı NATO, bu ay Afganistan’ın tamamının güvenlik sorumluluğunu üstlenmişti. Ancak özellikle ülkenin güneyinde ağırlıkla İngiliz ve Kanada askerlerinin görev yaptığı bölgede, son aylarda Taliban ile meydana gelen çatışmalarda çok sayıda NATO askeri yaşamını yitirmişti. Orgeneral Jones, Irak’taki direnişçileri taklit eden Afganistan’daki direniş gruplarının uygulamaya bu yıl başladığı intihar saldırıları sonucu, eylül başına kadar ülkede 125 Afganlının ve 7 Amerikan askerinin öldüğünü de bildirdi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle