20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB PB PB PB PB Y 21 21 21 22 21 21 23 22 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y PB Y PB 21 23 21 21 19 17 18 15 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y 25 25 22 23 21 20 14 14 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Aadolu’nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı; doğu bölgelerinde azalacak. Batı kesimlerde biraz artacak. Diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y B Y Y 9 7 9 17 16 17 16 14 14 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB B Y Y Y PB Y B PB 17 18 18 17 20 18 23 19 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B PB Y PB B PB PB PB 7 25 3 18 24 23 18 27 22 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Son günlerde iktidara gelmeden önce, geldikten sonra uzun bir süre hemen her gün gündemin ilk sıralarına oturttukları türban konusundaki son gelişmeler karşısında son günlerde acaba neden suskunluğu yeğliyorlar? Meclis Başkanı Arınç, seçimlerde miting alanındaki kürsüden bağırıyordu. ‘‘Türbaann sorununuuu çözmekkk bizim namusss borcumuzdur!’’ Ya Başbakan? Türbanlı kızlar kapısına dayandığı zaman, ‘‘Sabredin’’ diyordu, sabrettiler. Dışişleri Bakanı yakın günlere kadar türban sorunu mutlaka çözülecektir, diyordu. Velakin o yakın gün bir türlü gelmedi. Buyurun çözün! Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını hiçe sayabiliyorsanız buyurun çözün! Çözemediler. Çözemeyeceklerinin bilincine mi vardılar, bilmek zor. Beş gün önceki son bir gelişmeden sonra türban savaşçılarını ara da bul. Kayıplara karıştılar. ??? Türban sevdalılarına son darbe Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden geldi. Üniversite kapılarında savaşım veren türbanlı kızlara şimdi nasıl, hangi gerekçelerle hesap vereceklerini düşünmekte oldukları için mi, yoksa artık çıkmaz sokakta çıkış yolu bulamadıkları için mi, henüz ortaya çıkmadı, ama günlerdir türban savunucusu devletin bir numaralı yöneticilerinden ne ses ne de bir nefes! AİHM, Marmara Üniversitesi’ne türbanlı fotoğraf verdiği için kaydı yapılmayan kızcağızın 2002 yılında yaptığı başvuruyu kabul edilir bulmamış ve gerekçesinde: Neredeyse, yahu ne laf anlamaz insanlarsınız dercesine 1988’de benzeri içerikte bir başvuruya verdiği, türbanlı fotoğraf sunduğu için diplomasını alamayan bir başvuruya yanıtı örnek gösteriyor. O öğrenciye üniversitenin bu davranışının dini vecibelerini yerine getirme özgürlüğünü kısıtlamadığını bildiren AİHM, 2002’deki başvuruya ret kararı verirken aynı gerekçeyi kullanıyor. Din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanmadığını açıklayarak son AİHM kararının açıklanmasından sonra bizim türbanlı eşli, türbanın hararetli savunucusu AKP iktidarı ekabirinden tek sözcüklü, tek cümleli bir tepki yokkk! Dinci gazetelerde AİHM kararına değinen bir haber yer almıyor, ama Tunus’ta sokakta türbanlı kadını polisin çevirip başını açtırdığını gösteren fotoğraflar, ayrıntılı haberler gırla. ??? Bizim yobazlar türban sorununun çözümünden umutlarını kesmiş olmalılar ki; gerici duygularını tatmin edecek başka uygulamalara hız verdiler. Ankara’nın orta yerinde bir pasaj önünde sigara içeni, içeriye duman giriyor, oruç da tutmuyorsun diye döverek hastanelik eden gruplar peyda oldu. Hatice Hoca adlı kaçak kursa 46 yaşlarındaki çocuklarını göndermek için özel servise bindiren kara çarşaflı anaların resimleri gazetelerde yayımlanıyor. Dinci gazete, âleme talkını verip üzümü yiyen, Avrupa dağlarında, deniz kıyılarında sefa süren imamı savunuyor. Bir de hükümet yüzüne bakalım: AKP’li milletvekillerinin ‘‘imam nikâhı, hileli evlenme, birden çok evlilik, cinsel taciz, reşit olmayanla cinsel ilişki ve organ ticareti (87 ayrı suç) gibi iki yıl kadar hapis cezası öngören fiiller için 5 yıl erteleme getiren’’ yasa önerisi Meclis komisyonlarında görüşülüyor. Adalet Bakanlığı da bu öneriyi destekliyor. Bu iktidarın üzerine gitmeyerek sesini çıkarmadığı gerici gelişmeler artıyor, ama ne çare? Bu iktidarın aklı, dinde ödüne, din sömürüsüne kilitlenmiş. Ortadoğu uzmanı Amerikalı Michael Rubin’in ‘‘Laik ve Batı’ya dönük Türkiye’nin geleceği risktedir’’ diye gerçekçi bir yargıyı seslendirdiği yazısının başlığı, AKP iktidarında laik Türkiye’yi özetliyor: ‘‘Daha fazla İslam, daha az Atatürk!’’ ‘Hükümet taviz veriyor’ Yabancı mimar ve mühendislere çalışma kolaylığı getiren teklife TMMOB ‘AKP, 191 ülkenin sermayesi lehine, kendi vatandaşı aleyhine tasarı hazırlamıştır’diye tepki gösterdi TÜREY KÖSE GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Yabancı doktordan sonra, yabancı mimar, mühendis ve şehir plancılarına da çeşitli ayrıcalıklar ve kolaylıklar getiren tasarılar TBMM Genel Kurul gündeminde bekliyor. Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, ‘‘Ülkemizdeki mimar ve mühendislerin yüzde 25’i işsizdir ya da meslek dışı işte çalışmaktadır. Şimdi ülkemizin kapıları akademik ve mesleki yeterliliği kanıtlanmamış yabancı mimar, mühendis ve şehir plancısına sonuna kadar açılıyor. Siyasal iktidar 191 ülkenin sermayesi lehine, kendi vatandaşı aleyhine tasarı hazırlamıştır’’ dedi. Doktorluk için ‘‘Türk olma’’ koşulunu kaldıran tasarı Sağlık Komisyonu’nda kabul edildi. Yabancıların çalışma izinleri ile ilgili yasada değişiklikler öngören tasarı da komisyondan geçti. Bu tasarı ile yabancıların çalışma izinleri ile ilgili yetki tek elde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda toplanıyor. Akademik ve mesleki yeterlilik incelemesinde TMMOB, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile YÖK devre dışı bırakılıyor. Tasarıda, ‘‘Mesleki hizmetler kapsamı dışında istihdam edilecek yabancı uyruklu personel için ilgili mercilerden mesleki yeterlilik konusunda görüş alınmaz. Bu kişiler akademik ve mesleki yeterlilik ile lisans talep ve yeterlilik uygulamasına tabi değildir’’ deniliyor. TMMOB tarafından tasarıyla ilgili olarak hazırlanan raporda, düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğu vurgulanırken itirazlar şöyle sıralandı: Tasarı anayasaya aykırı Tasarı anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Türk vatandaşı yurtdışından akredite olmayan bir yükseköğretim kurumundan mezunsa, YÖK Yasası’na göre seviye tespit sınavına tabi tutulmaktadır. Bu sınavda başarılı olamayanlar, yükseköğrenim kurumu mezunu sayılmadıkları için mimar, mühendis ve şehir plancısı unvanına sahip olamayacaklarından mesleki faaliyette bulunamayacaktır. Tasarıya göre ise bir yabancının akredite olmamış bir yükseköğretim kurumundan mezun olmasının önemi bulunmamaktadır. Tasarı 3458 sayılı Mühendislik ve Mi marlık Hakkında Yasa ile çatışmaktadır. Yabancılar lehine bir muafiyet getirilmektedir. Tasarı 2547 sayılı YÖK Yasası ile çatışmaktadır. Bu yasayla, yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan önlisans, lisans ve lisansüstü diplomalar ve eklerinin denkliğini tespit etmek görev ve yetkisi YÖK’e verilmiştir. Türk vatandaşı, yurtdışından akredite olmayan bir yükseköğretim kurumundan mezunsa, Danıştay’ın kararı gereği TMMOB meslek odasına üye olması için denklik sınavını başarıyla alması gerekmektedir. Denetimin önü kapatılacak Tasarı kamu yararına aykırıdır. Ülkemizde BakuCeyhan boru hattı projesinde çalışan mimar ve mühendislerle Hazine Müsteşarlığı’nca çalışma izni verilen ve sayıları 5 binlerle ifade edilen mühendis, mimar ve şehir plancısının akademik ve mesleki yeterlilik prosedürü uygulanmadan mesleki faaliyette bulunduğu ifade edilmektedir. Bunlar dışında kaçak olarak çalışanların sayısı ise bilinmemektedir. Tasarının yasalaşmasıyla denetimin önü kapanacaktır. İstanbul ve Erivanlı 10 fotoğraf sanatçısı birbirlerinin kentlerindeki yaşamları görüntüledi ‘Kentim komşuya emanet’ GÜLŞAH DURAK Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili siyasiler uluslararası arenada tartışadursun, sanatçılar iki komşu ülke halkları arasındaki dostluk bağlarını daha da güçlendiriyor. İstanbul ve Erivan’dan 10 fotoğraf sanatçısı birbirlerinin kentlerindeki yaşamı fotoğraflayarak ‘‘Merhabarev’’ adlı sergiyi oluşturdular. Fotoğrafçılar bugün Erivan’da açılacak serginin amacını ‘‘Kentlerimizi komşumuzun gözlerine emanet ettik’’ diye özetledi. Projenin temeli geçen yıl Henrich Böll Vakfı’nca Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’dan sanatçıların katılımıyla Kars’ta düzenlenen ‘‘İhtilaflı Bölgelerde Sanatın İyileştirici Rolü’’ konulu toplantıda atıldı. Bu kapsamda mayıs ayında Narphoto grubundan Özcan Yurdalan, Mehmet Kaçmaz, Kerem Uzel, Tolga Sezgin ve Serra Akcan, Erivan’da 7 gün boyunca kenti fotoğrafladılar. Çoğu kişi, mevsim değişikliğini selamlamak için ilk karın yağışını bekler. Onu milat sayar ama, ben yağmuru beklerim. İlk yağmur yağdı mı, ya sabahın körü ya akşamın alacası soluğu doğanın kucağında alırım. Çocukluğumdan beri böyledir... Yağmurda ıslanmak nasıl da keyiflidir. Başını hafifçe yukarı kaldırıp yüzünü yağmura döndüğünde insan, doğa uzayının bir parçası hisseder kendini... Yüze vuran her damla buluşma gibidir. Az sonra iş tersine döner. İnsan kendisini bulut, yüzüne düşen yağmurları da bir parçası sayar... Sombahar tam 24 ayar! ??? Yağmurun doğayla buluşmasını izlemek de ayrı bir güzelliktir. Hem yağarken hem de yağdıktan sonra... O ne biçim söz, yağmurdan sonra yağmur mu izlenir demeyin. En güzeli salkımsöğütün altında yağandır. Tarifi zor ama, gelin birlikte girelim... Yağmur dinmiştir... Salkımsöğütün sarıyla yeşil arası, ‘‘sayeş’’ rengindeki yaprakları yağmur yükünü almıştır. İyice altına girersiniz... Girin girin... Yok öyle baş dışarda, kol içerde... Dalların yaprakları yüzünüzü ıslatırken, elinize bir avuç dal alıp bir ipi çeker gibi birkaç kez çekip bıraktınız mı... Alın size söğüt yağmuru. İnsan o an ağaç olur, yaprak olur, yağmur olur, bulut olur, doğanın bir parçası olur. Yudum yudum su içer gibi doyamazsınız yağmura. Bir daha, bir daha.. yaz sıcağı görmüş yaprakları avuçlarınıza alıp silkelersiniz. Yağmuru siz yağdırmışsınız gibi sevinirsiniz. Yaşamda da öyle değil midir? Çam ağaçlarının altında yağmur yağdırmak da çok güzeldir. Daha seyrek yağar, damlalarsa daha dolgundur. Ama çam ağaçlarının yağmur yüküne dokunmamalı. İğne yaprakların ucunda birikmiş damlalar bir ampul gibi parlar. Onları yağdırmaktan çok seyretmek güzeldir. ??? Ama en güzeli yağmur suyunu içmektir! Yediveren güller, sombaharda bir başka açar. Yaz çiçeklerinin tümünü uğurlarlar, ayrıca öne çıkarlar. Yağmur suları gül yapraklarının arasından sızıp yere dökülürken, çanak yaprakların arasında küçücük, ama küçücük gölcükler oluşur. Hani dağ zirvelerinde küçük göller olur.. Tırmanırsınız, tırmanırsınız, zirveye ulaşıp suyun yanına gelince kendinizi usulca kıyısına bırakırsınız. Gül yapraklarının dibindeki o gölcükler öylesine uzaklara, zirvelere taşır insanı. Elle dokunmaya gelmez. Yaprak narindir... O yüzden en iyisi dudaklar... Ellerinizle çevresini kucaklayıp hafifçe bir yudum aldınız mı; artık içiniz de yağmurdur. Gül tadından bir yağmur. O damlacıklar içinizde akarsuya, şelaleye dönüşür... Yaşasın sombahar, dersiniz... Yaşasın hayat! ankcum?cumhuriyet.com.tr IŞIL ÖZGENTÜRK 18 bin fotoğraftan seçilen 130 kareyle “Merhabarev” adlı sergi oluşturuldu. (Fotoğraf:TOLGA SEZGİN) Ne tuhaf bir ülke ? Baştarafı Arka Sayfa’da Tabii asıl komedi, balyoz harekâtı. Son teknolojiyle donatılmış bir makam arabası, içinde baygın bir başbakan ve arabanın camlarını balyozla kırmaya çalışan sözüm ona korumalar. Emin olun hiçbir yazar ya da sinema yönetmeni böyle bir sahneyi hayal edemez, kuramaz. “Başkan Babamızın Ölümü” adlı muhteşem, ironik bir romanın yazarı olan Marquez bile. İyi oldu, bu balyoz harekâtı bir başbakanla sıradan bir yurttaşın başları sıkıştığında nasıl eşitlendiğini gösterdi. Arada sırada televizyonlarda izleriz. Araba kazası olmuş ve şoför olduğu yerde sıkışıp kalmış. Ambulans ve itfaiye mutlaka geç kaldığından iş vatandaşa düşmüş. Sekiz on kişi, ha babam şoförü yerinden oynatmaya çalışıyor. Bu arada adamcağızın kopmayan bacağı kopuyor, oynatılmaması gereken boynundan neredeyse güreş yapar gibi tutuluyor, yani iş Allah’a kalmış. Başbakan’ın durumu bundan farklı mı? En kötüsü dünya âlem bu görüntüleri izliyor. Daha da kötüsü, balyoz adeta peygamberin eşyaları gibi kutsallaştırılıyor ve bir AKP milletvekili artık başkanına yağ çekmek için mi, gerçekten inandığı için mi balyozu satın alıp, cümle âleme teşhir ediyor. Olamaz, beni bu insanlar yönetemez! İtirazım var! Neyse ki, şu dokuz gündür televizyon izlemeden, gazete okumadan bir güzel film çekmişim. Bir belgesel, Geç Hitit dönemine ait bir Yesemek Açıkhava Heykel Atölyesi’nin ve yüz elliye yakını çıkarılan, sekiz yüz tane de toprağın altında bulunan heykellerin hikâyesi. Cıva gibi bir ekip, dağ bayır koşturup durma, geceleri çekilenleri izleyip sabahın köründe yeniden Açık Hava Heykel Atölyesi’nin bulunduğu Yesemek köyüne doğru yola çıkmalar. Uykusuzluk ve bol neşe! Ne çok şey öğrendik, örneğin ayı oynatmak. Hititlerden günümüze gelmiş. Bundan dört binbeş bin yıl önce Güneydoğu’da aslandan geçilmiyormuş, o günlerden bugüne sadece yaban domuzu ve kurt kalmış. Bir de kartallar, şahinler, ayı ve aslan yok olup gitmiş. Dokuz gün binlerce yıl önce yaşamış bir uygarlığın topraklarında dolaşmak çok etkileyiciydi. Pek çok da hikâye var, tabii ki, sizlerle paylaşılacak. Önümüz Şeker Bayramı, şeker gibi bir bayram geçirin. [email protected] ‘Yakınız ama tanımıyoruz’ Haziran ayında bu kez Patker Photo’dan Karen Mirzoyen, German Avagyan, Ruban Mangasaryan, Nelli Şişmanyan ve Anahit Hayrapetyan İstanbul’da konuk edildi. 10 fotoğrafçının iki kentin tarihi mekânları, alışveriş merkezleri, dini törenleri, eğlence alanlarında çektiği 18 bin fotoğraftan seçilen 130 kareyle ‘‘selam’’ anlamına gelen Kazak işçiler Türk işçilere saldırdı ? Baştarafı 1. Sayfada ‘‘merhaba’’ ve ‘‘barev’’ kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkan ‘‘Merhabarev’’ adlı sergi oluştu. Fotoğrafçılardan Özcan Yurdalan, ‘‘Çok yakınız ama birbirimizi tanımıyoruz. Öncelikle diyalog ortamı yaratılmalı. Biz bunun için evrensel bir dil olan fotoğrafı kullanıyoruz’’ dedi. Ermenistan’da Türkçe konuşan çok sayıda insan olduğuna dikkat çeken Yurdalan, iki ülke arasındaki önyargılarla ilgili olarak ‘‘Evlerine konuk olduğumuz insanlar tabii ki acılarını, dertlerini paylaştılar. Ancak hem Ermeni ve hem Türk kültüründe ‘acıların paylaşarak azalacağına’ inanılmaz mı? Yoksa hiçbir zaman ‘soykırımcılar’ olarak suçlanmadık. Artık geçmişe değil, geleceğe bakmak istiyoruz’’ dedi. Serra Akcan ise Ermeni fotoğrafçıların da İstanbul’dan farklı izlenimler edindiğini şöyle anlattı: ‘‘Birinin dedesinin mezarı Şişli Mezarlığı’ndaymış. Salı Pazarı’ndaki çekimlerde ise Karslı pazarcı lar ‘komşularımız’ diyerek Ermeni arkadaşlarımıza büyük konukseverlik gösterdiler.’’ Mehmet Kaçmaz ise çalışmanın amacını şu kısa ve derin cümleyle özetledi: ‘‘Yaşadığımız kenti birbirimizin gözlerine emanet ettik...’’ Erivan’daki Moskova Sineması’nda bugün açılacak olan sergi, İstanbullu sanatseverlerle 1 Aralık’ta Karşı Sanat Merkezi’nde buluşacak. Sergi daha sonra birçok Avrupa ülkesinde de görülebilecek. zak işçilerle aralarında tartışmalar yaşandığını belirterek ‘‘Bu yıl ilk defa kavga çıktı. Ne olduğunu anlamadan yüzlerce Kazak üzerimize yürüdü’’ dedi. Kazakistan’ın Atırav Bölgesi Valisi Bergey Rıskaliyev, Türk ve Kazak işçiler arasında kavga çıkan şantiyede durumun tamamen kontrol altında olduğunu, Türk vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için gerekli bütün önlemlerin alındığını ve 5 bin 300 işçinin işbaşı yaptığını bildirdi. Vali Rıskaliyev, ‘‘olayın bir Kazak işçinin üç Türk işçi tarafından darp edilmesiyle başladığının ve daha sonra geliştiğinin anlaşıldığını’’ ifade etti. Vali, ‘‘revirlere 136 Türk vatandaşının yaralı olarak başvurduğunu, bunlara burada gerek li müdahalenin yapıldığını’’ kaydetti. ‘Saldırı planlı’ Türk işçiler ise kavganın önceden planlandığını belirterek, ‘‘Şu anda burda iki büyük proje var. Aralık ve ocak ayında ihaleleleri yapılacak. Onun için de burada 3 Kazak firması ENKA’yı ve Türk işçileri burada istemiyor. ’’ dedi. Türkiye’nin Almatı Büyükelçisi Tamer Seben, Kazakistan Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimde bulunduklarını ve Türk şantiyesinin güvenliğinin sağlandığı yönünde teminat aldıklarını söyledi. Seben, kavganın ‘‘sıraya girme uyarısının sonucunda çıktığını’’ bildirdi. Seben, yaklaşık kavga sırasında Türk şantiyesindeki çeşitli araç gerecin de tahrip edildiğinin öğrenildiğini belirtti. Washington’a kritik soru ZEBARİ: KÜRTLER TEMSİLCİ ATADI Haber Merkezi Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Türkiye, ABD ve Irak arasındaki 3’lü terörle mücadele mekanizmasında Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden İçişleri Bakanı Kerim Şenkali’nin de yer aldığını söyledi.Zebari, ABD ve Türkiye’nin PKK terörü ile mücadelede özel temsilci atadığını hatırlatırken ‘‘Elbette Kürdistan yönetiminin de temsilcisi bu görüşmelere katılıyor. O da İçişleri Bakanı Kerim Şenkali’dir’’ diye konuşması dikkat çekti. Bağdat’ın terörle mücadele özel temsicisi olarak atadığı Şirvan el Vaili’nin yanı sıra Şenkali’nin isminin de Türk Dışişleri’ne verildiği bildiriliyor. Ancak bu iddialara karşılık Türkiye ile ABD arasında şimdiye kadar yapılan toplantılara, bu isimde ve sıfatta birinin katılmadığı belirtiliyor. ? Baştarafı 1. Sayfada li’nin toplantılara katılması durumunda görüşmeleryapılmasının söz konude yer alamayacağını bilsu olmadığını iletti. Budirdi. nun üzerine Ralston’a Konuya ilişkin bilgi vebu tür bir görüşmeye ren kaynaklar, ‘‘Bize bir ilişkin net bilgiler oldutane temsilci adı bildirilğu aktarılırken ‘‘Bu tür di, o kişi de Vaili’dir. görüşmeler ABD’nin İkinci biri yok. Ayrıca resmi politikası içeriböyle bir durumun söz sinde yer alıyorsa çakonusu olamayacağına lışmaları sürdürmenin dair bir yazı da Bağdat bir anlamı yok’’ mesa Ralston, ABD’li yetkilile hükümetine iletilmiştir’’ jı verildi. Ralston da ko rin terör örgütüyle kendi açıklamasını yaptı. nuyu araştıracağını, an sinden habersiz görüşmüş Ankara, Kürdistan Bölcak böyle bir görüşme olamayacağını iddia etti. gesel Hükümeti yetkilisinin kendisinden habernin görüşmelere katılmasiz yapılamayacağını iletti. sını istemiyor. Bunun nedeni olarak Öte yandan Ankara, terörle mücade ise peşmerge lideri Mesud Barzale kapsamında ABD, Türkiye ve Irak ni’nin PKK ile Türkiye arasında araarasında yapılacak olan 3’lü görüşme buluculuk yapmaya çalışması gösterilerde Kürtleri temsilen Kürdistan Böl liyor. Diplomatik kaynaklar, heyette gesel Hükümeti İçişleri Bakanı Ke olası bir Kürt yetkilinin bulunması durim Şenkali’nin de katılacak olması rumunda, bunun ‘‘aracılı müzakere’’ na sert tepki gösterdi. Ankara, Şenka anlamına geleceğini vurguluyorlar. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle