25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y 20 B 21 Y 189 Y 20 B 24 B 24 B 27 Y 21 Y 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 18 17 19 19 17 14 18 18 25 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB PB PB PB PB PB Y 28 29 28 30 26 27 20 18 14 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Adana, Mersin ve Muğla çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı Akdeniz bölgesi ile yurdun güneydoğu kesimlerinde biraz artacak, diğer yerlerde 13 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y PB PB PB PB PB PB 11 12 13 18 18 16 17 18 22 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB PB PB Y Y PB 19 20 22 18 20 19 23 22 20 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y Y B PB Y Y Y Y Y 11 28 9 31 18 25 17 34 33 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada açıklamalarla yasanın anlamsızlığına değinirken; dış medya Fransızları diplomatik ahmaklıkla, seçim çıkarcılığıyla, saçmalamakla, çirkin ve hafif davranmakla, 301’e karşı ikiyüzlülükle suçluyor. New York Times, 577 milletvekilinin bulunduğu Fransa Meclisi’nde kararın 19’a karşı 106 milletvekilinin oyu ile alındığına, ama 448 milletvekilinin oylamaya katılmayışına dikkat çekiyor. Fransız Parlamentosu’ndaki oy durumu, Ermeni yasasını hükümetin Senato’ya gönderme (veya göndermeme) kararı alırken üzerinde durması gereken bir olgu olmayacak mıdır acaba? Daha şimdiden Senato’da bu yasanın geçmeyeceği öne sürülüyor. ??? Bu olasılık yasayla birlikte Türkiye’nin almayı tasarladığı önlemleri ne ölçüde etkileyecek? Önümüzdeki soru bu içerikte. RTE, Fransa’yı suçladı. Fakat uzun konuşmasının sonlarına doğru, örneğin Fransız mallarına boykot çağrılarına karşı, ‘‘adımların iyi yapılacak hesaplara göre atılmasını’’ önerdi. Yasanın bumerang gibi dönüp Fransa’yı vurduğunu yazıyor, savunuyoruz; ne var ki boykot kararının bumerang gibi bizi vurup vurmayacağını boykot çağrıları yapanlar hesap ediyorlar mı? Fransa, boykotun daha çok bizi olumsuz etkileyeceğinin ayırdında. Uygulamalara geçmeden, toplumu bu yolda harekete yönlendirmeden iki ülke arasındaki ticaret hacminden kaynaklanan gerçeği değerlendirmek gerekiyor. Rakamsal gerçek ise şu: Türkiye’nin Fransa ile olan 10 milyar dolarlık dış ticareti, Fransa’nın toplam dış ticaret hacminin ancak yüzde 1.5’i. Yani devede kulak! O zaman geriye hükümetin davranışları kalıyor. Hükümet kamu ihalelerine Fransız firmalarının katılımını ya önleyecek önlemler alacak ya da Senato olasılığını hesaba katarak bu katılımları koşullara bağlayacak. Sorun dönüp dolaşıp hükümetin göstereceği ‘‘performansa’’ kalıyor. ??? Hükümetin rolü deyince akla Fransız Parlamentosu’ndaki gelişmeye hükümetteki durağanlık geliyor. Tasarının Fransız Meclisi’nde 12 Ekim’de görüşülmesinden günlerce önce bir milletvekili heyeti Paris’e gönderildi. Hükümetin önlemi bu. Bu heyet Paris’te her kademedeki siyasetçilerle Ermeni tasarısının TürkFransız ilişkilerine vuracağı darbeyi anlatmaya çalıştı. Döndü (CHP milletvekilleri Onur Öymen’le Şükrü Elekdağ) basın toplantılarıyla gelişmenin aleyhimizde olduğunu ve alınması gereken önlemleri açıkladı. TOBB harekete geçti veya geçirildi. Cumhurbaşkanı Chirac’a mektup gönderdi. Hükümetten yasanın içeriğindeki anlamsızlığı ve iki ülke ilişkilerine vereceği zararı daha önceden duyuran bir açıklamaya, bir harekete rastlanmadı. Göze batan tek hareket, Dışişleri Bakanı ve RTE’nin o da son günlerde Fransız Dışişleri Bakanı’yla Başbakanı’nı arayarak; ‘‘Fransa’ya gelir, Ermeni soykırımı yoktur dersek bizi de tutuklayacak mısınız?’’ diye sormaları oldu. Yasa Fransız Meclisi’nde görüşüldüğü gün dinleyici locasından bir fotoğraf çok şey anlatıyor. CHP lideri Deniz Baykal’ın talimatıyla Paris’e giden, TV’lerde, gazetelerde, parlamento koridorlarında Fransız milletvekilleriyle tartışan, Türkiye’yi ve tezini savunan bir heyet: CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, arkalarında CHP milletvekili Şükrü Elekdağ ve CHP milletvekili Gülsün Toker... Kaygıyla görüşmeleri, oylamayı izliyorlar. Tek bir AKP milletvekili yok! Ulusal konularda mangalda toz kaldıran öteki partilerden tek bir milletvekili veya temsilci yok! İçeride yaygara koparan kâğıttan kaplan kahramanlar bunlar... Yeşil sermayeye koruma ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.Almanya’daki YİMPAŞ soruşturmasını yürüten Mannheim Savcılığı ‘‘8 Şubat 2005’’ tarihinde İslami holdingin en üst düzey yöneticisi Dursun Uyar hakkında ‘‘dolandırıcılık’’ ve ‘‘suçta asil fail olma’’ suçlamasıyla ‘‘uluslararası tutuklama kararı’’ çıkarttı. Alman savcılığının bu talebi Türkiye’nin Karlsruhe Başkonsolosluğu tarafından Dışişleri Bakanlığı’na iletildi. Bu süreçte Uyar ‘‘14 Ekim 2005’’ tarihinde TBMM İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’na gelerek bilgi verdi. Dışişleri Bakanlığı ise Meclis Komisyonu’na ‘‘22 Kasım 2005’’ tarihinde Uyar hakkındaki uluslarara sı tutuklama kararını bildirdi. Uyar hakkında bu süre zarfında hiçbir işlem yapılmayınca avukat Acun Papakçı ‘‘19 Haziran 2006’’ tarihinde Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü’ne başvurdu. Papakçı, ‘‘YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar hakkında Mannheim Savcılığı tarafından verilen uluslararası tutuklama kararının Emniyet Genel Müdürlüğün’e ulaşıp ulaşmadığını, ulaştıysa ulaşma tarihini, bu tutuklama kararının halen geçerli olup olmadığını, Dursun Uyar’ın halen aranıp aranmadığını’’ sordu. Emniyet Genel Müdürlüğü, iki gün sonra ‘‘21 Haziran 2006’’ tarihli yazısında şu yanıtı verdi: ‘‘Bilgi edinme başvurunuz incelenmiş olup, talebiniz, kanunun 21. maddesi ‘Kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi ve belgeler, bilgi edinme kapsamı dışındadır’ hükmü gereğince olumsuz değerlendirilmiştir.’’ Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu yanıtı üzerine 50 YİMPAŞ mağdurunun vekâletini toplayan avukat Papakçı, ‘‘23 Ağustos 2006’’da başsavcılığa emniyet yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Sayfalar tutan suç duyurusunda, ‘‘Emniyet Genel Müdürlüğü’nün internet sayfasında aranan şahıslar bölümü bulunmasına ve aranan şahısların kamuoyuna bildirilmesinin Emniyet Genel Müdürlüğü’nün asıl görevi olmasına’’ vurgu yapıldı. Washington: PKK silah bırakmalı WASHINGTON (ANKA) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, PKK’nin ateşkes ilanını kabul edemeyeceklerini, terör örgütünün koşulsuz olarak silah bırakması gerektiğini söyledi. McCormack, günlük olağan basın toplantısı sırasında ABD’nin Terörle Mücadele Koordinatörü General Joseph Ralston’un Türkiye’de söylediği ‘‘PKK’ye yönelik askeri operasyon seçeneği her zaman masamızda’’ açıklamasının anımsatılması üzerine, Ralston’un iyi bir iş çıkardığını kaydetti. McCormack, ‘‘PKK bir terör örgütüdür ve silahlarını koşulsuz olarak bırakmalıdır. Bizim görüşümüz bu’’ diye konuştu. Şehit Mahmut Elçi’nin cenazesi Siverek’te toprağa verildi. Baba Elçi’yi bir askeri yetkili teselli etmeye çalıştı. Mayına basan 2 asker şehit HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’de PKK’lilerce döşenen mayına basan 2 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı. Hakkâri Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, HakkâriÇukurca bölgesinde bir grup PKK’linin bulunduğu ve eylem hazırlığı içinde olduğu duyumunun alınması üzerine 13 Ekim’de başlatılan operasyon sırasında, Piyade Teğmen Ömer Azak ile Piyade Er Mahmut Elçi mayına basarak şehit oldu. Patlamada, Piyade Er Süleyman Şanverdi ise yaralandı. Şehit piyade er Mahmut Elçi’nin cenazesi, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde toprağa verildi. Hakkâri’den Siverek’e götürülen şehit Elçi’nin cenazesi, yakınları tarafından Siverek Devlet Hastanesi morgundan alınarak, askeri bir araçla Hürriyet Caddesi’ndeki Ulu Camii’ne getirildi. Cenazesinin geçiş güzergâhında toplanan vatandaşlar, ‘‘Türk, Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir’’ şeklinde slogan attılar. Öte yandan Hakkâri’de iki gün önce teslim olan “Ciwan” kod adlı PKK’li Erdal Erdoğan da güvenlik güçlerine verdiği ifadede 1999’da örgüte zorla katıldığını söyledi. İfadesinde PKK’ye katıldıktan sonra Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız’ın örgüt üyesi olan kızı “Kajin’’ kod adlı Mine Yıldız ile evlendiğini anlatan Erdoğan, örgütte insanlık dışı muamelelerle karşılaştığını belirtti. AKP’ye uyarı mitingi ? Baştarafı 1. Sayfada yonu geçiyor. Fransa’da 400 bin, Hollanda’da 350 bin, Avusturya’da 250 bin, İngiltere’de 130 bin... Öteki kıtalarda da az değil; ABD’de 250 bin, Avustralya’da 100 bin, Suudi Arabistan’da 95 bin, Kanada’da 50 bin, Rusya’da 40 bin, İsrail’de 30 bin, Japonya’da 7 bin... Ülkelerin, yurtdışındaki insanlarından iki temel kazanımı oluyor: Sermaye birikimi ve ülke ulus gücünün temsili! Her iki kazanım için de göç edenlerin öncelikle iyi yönetilen beyin gücünün olması gerekiyor. Bu alandaki başarısı öne çıkan iki ülke var: Çin ve Hindistan... Nüfusu 1.3 milyarı bulan Çin’in dışında yaşayan Çinli sayısı 70 milyon. Çin’in her yıl çektiği yabancı sermaye tutarı 120 milyar dolar. Bu sermayenin önemli bir bölümü, dışarıdaki Çinlilerden! Hindistan de özellikle bilgisayar yazılımında beyin göçünü tam bir beyin gücüne dönüştürdü. Ülke gücünün temsili olarak da Ermenileri ve Yahudileri örnek verebiliriz. Dünyanın dört bir yanında toplam 7 milyon Ermeni, 10 milyon Yahudi var. Güçleri ortada! ??? Bizim durumumuz nasıl? Ülke içindeki her hastalık yurtdışında da ortaya çıkıyor. Üstelik katlanarak. Diyelim ki, insanlar belli bir hedef, anlayış birliği etrafında bir araya gelip örgütleniyor; kısa süre sonra ikiye bölünüyor. Öyle bir bölünme ki; taraflar birbirini vatana ihanetle suçlayacak kadar ileri gidebiliyor. Diyelim ki, bir grup insan, bulunduğu ülkenin olanaklarından da yararlanıp cami yaptırıyor. Kısa süre sonra cemaat ayrışıyor, taraflar ayrı camilere gitmeye başlıyor. Biri ötekinin camisine gitmiyor! Bundan kim yararlanıyor? Ev sahibi ülke... Kendi çıkarları doğrultusunda planlar yapıyor, yurttaşlarımızı da onun bir parçası haline getiriyor. Bu iklimde yetişen insanlarımız zamanla siyasete ısınıyor. O ülkenin parlamentosuna giriyor. Seviniyoruz: ‘‘Bir Türk daha Avrupa meclislerinde...’’ Bir de bakıyoruz ki; Türkiye ile ilgili çok kritik bir anda, bulunduğu ülkenin politikasını benimsemiş, Ankara’ya laf yetiştiriyor! Ne dersiniz? Neyleyim sapın benden! ??? Küresel aktörler, gelişmekte olan ülkelerin beyin gücünü kendilerine çekmek için salt bu hedefe dönük özel programlar uyguluyorlar. ABD’ye öğrenci gönderen ülkeler sıralamasında Türkiye ilk 10’da. Amerikan üniversitelerindeki yabancı öğrenci sayısı 550 bin. ABD’deki 3600 üniversitede doktora öğrenimi görenlerin yüzde 60’ı yabancı. Amerika işte bu beyinleri alıyor. Kendi gücüne katıyor ve dünyaya hükmediyor. Türkiye’de ilköğretimden üniversiteye bir öğrenci için devlet yılda ortalama 2 bin dolar harcıyor. Ailelerin katkısı ayrı. O gençler üniversiteyi bitirdikten sonra umudu yurtdışında arıyor. Böylece ABD’ye, AB’ye beyin gücü hibe etmiş oluyoruz! En ideali gençlerimizin geleceklerini ülkelerinde araması. Gitmeyin diye kapıları da kapatamayacağımıza göre, bir ülke politikası oluşturup yurtdışındaki insanlarımızı bulundukları ülkede bizim gücümüz haline getirebilmeliyiz. Ermeni iddiaları konusundaki kalabalık yalnızlığımız... Bizden çok daha güçsüz olduğunu düşündüğümüz ülkelerin bizi katlaması... İnsanın gücüne gidiyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘BAŞKENT GECESİ’ ETKİNLİĞİ İçli, yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi ‘‘Zeytin Gözlüm’’, ‘‘Gül Açılsın Dudağında Gülüver’’, ‘‘Hüzün Zaman Zaman Deli Dalgalarla Gelir’’, ‘‘Ayrılık Var Çıkan Falda’’ gibi Türk sanat müziği eserlerine imza atan ünlü bestekâr Prof. Dr. Selahattin İçli (83), İstanbul’da yaşamını yitirdi. Prof. Dr. İçli’nin cenazesi, yarın, emekli olduğu İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nın bulunduğu Taşkışla binası önünde yapılacak tören ve Teşvikiye Camii’nde öğle vakti kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile mezarlığında toprağa verilecek. kümeti protesto eden sloganlarla Sıhhiye Meydanı’na yürüdü. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Soğancı, alanı dolduran 10 bini aşkın kişiye hitap etti. Eylemlerini, ‘‘iktidara uyarı ve dur deme mitingi’’ olarak tanımlayan Soğancı, mühendislerin, şehir plancılarının, mimarların iktidar tarafından sokağa döküldüğünü vurguladı. Soğancı, ‘‘Bizleri gözden çıkaran siyasal iktidarı biz de gözden çıkardık’’ diye konuştu. Her türden gericiliğe ve karanlığa karşı de mokratik, özgür ve aydınlık bir Türkiye istediklerini dile getiren Soğancı, Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesinin kaldırılması ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanması gerektiğini söyledi. Soğancı, Lübnan’a asker gönderme kararını eleştirerek, Türkiye’nin, ABD’nin açtığı bataklığa girmemesi gerektiğinin altını çizdi. Fransız Parlamentosu’nun sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan kararına da tepki gösteren Soğancı, ‘‘Bu karar, halklar arasında düşmanlığa neden olmuştur. Bilimsel, tarihsel gerçekler yasalarla ön lenemez.’’ dedi. Soğancı, ülkenin ve halkın gerçek sorununun yoksulluk, işsizlik, gericilik ve emperyalizme bağımlılık olduğunu vurgulayarak, ‘‘Ülkenin gerçek gündemini anlamayanlar, anlamak istemeyenler, sözümüz sizedir.Yüzünüzü insana, insanımıza dönün’’ diye konuştu. TMMOB Yasası’na gereksiz ve yanlış yapılan müdahaleleri engellemek için alanlara çıktıklarını anlatan Soğancı, şunları kaydetti: ‘‘Siyasal iktidarın IMF’nin talimatıyla, yasamızda yapacağı değişiklikle ülkemizin kapılarını akademik ve mesleki yeterliliği kanıtlanmamış yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarına sonuna kadar açmak için Meclis’e getirdiği, kalitesiz hizmetin kontrolsüz sunumuna olanak tanıyan, yabancıların çalışma iznini düzenleyen yasada yapacağı değişikliğe hayır diyoruz. Küresel kapitalist sermaye istiyor diye bizi kendi ülkemizde mülteci, konumuna getiren, yurttaşlık hakkımızı elimizden almak isteyen siyasal iktidara dur demek için buradayız.’’ Miting, Efkan Şeşen’in konseriyle sona erdi. Bağımsızlık vurgusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın başkent oluşunun 84. yıldönümü nedeniyle gazetemiz ile Çankaya Belediyesi tarafından “Başkent Gecesi” düzenlendi. Anatolia Gösteri Merkezi’nde önceki gece gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda Ankaralı katıldı. Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz açılış konuşmasında, ‘‘Çok zor günlerden geçiyoruz. Olan biteni sizler çok yakından takip ediyorsunuz. Daha hemen dün yaşadığımız olaylar, bizleri yönetenlerin ne kadar büyük bir acizlik içinde olduğunu, cumhuriyetimizi nasıl sallıyor olduklarını gösterdi’’ dedi. Eryılmaz, daha sonra sözü ‘‘İki büyük Cumhuriyet çınarı’’ dediği gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk ile yazar Turgut Özakman’a bıraktı. ‘‘Şu Çılgın Türkler’’ kitabının yazarı Özakman, bugün hâlâ Osmanlı dönemini özleyenlerin bulunduğunu söyledi. Özakman, başkentin İstanbul olmasını isteyenlere işaret ederek, ‘‘Buna yarım, hatta çeyrek teşebbüs etmeye kalkışan bile başını tarihin mantığının duvarına çarpar’’ diye konuştu. Özakman’nın ardından İlhan Selçuk bir konuşma yaptı. Başkenti İstanbul’a taşımak adına kimi girişimlerin başladığına işaret eden Selçuk, “Biz bugün Ankara’nın başkent oluşunun yıldönümünü kutlarken, aynı zamanda Ankara’yı tekrar başkent yapmanın mücadelesine girmek ve onu yönetmek durumundayız. Ankara’ya, Türkiye’ye, Mustafa Kemal Atatürk’e, bağımsızlığa, laik Cumhuriyete layık bir başkent olmanın kazanımını sağlamak zorundayız’’ dedi. ACI KAYBIMIZ Merhum Ord. Prof. İlhami Cıvaoğlu ve merhume Beria Cıvaoğlu'nun kızları, Yekta Kara ve Haydar Can Taygun'un yengesi, Ülker Cıvaoğlu'nun ablası, Orhan ve Sema Koray ile Asım ve Sündüs Özmen'in teyzeleri, Carlos Pardo'nun kayınvalidesi, merhum Prof. Berke Vardar'ın eşi, Selen Pardo'nun sevgili anneannesi, Prof. Deniz Vardar'ın biricik annesi SEMPOZYUM DÜZENLENDİ PAMUK’A ÖDÜL VERİLMESİ Tecride karşı mücadele İstanbul Haber ServisiTutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) Uluslararası Tecrit ve Tecride Karşı Mücadele sempozyumu düzenledi. Beyoğlu Muammer Karaca Tiyatrosu’nda düzenlenen sempozyuma birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, Lübnan, Hollanda gibi ülkelerden temsilcilerin yanı sıra yurttaşlar da katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan TAYAD Başkanı Mehmet Güvel, F tipi hapishanelerdeki tecride karşı dur durak bilmeden kararlılıkla altı yıldır kesintisiz bir mücadele içerisinde olduklarını belirterek “Türkiye’de F tipi hapishanelerindeki tecride karşı direnişte altı yılda 122 insan öldü. 600’den fazla insan sakat bırakıldı’’ dedi. Kerinçsiz’den Nobel’e dava Haber Merkezi Yazarlar Orhan Pamuk ve Elif Şafak’a açtığı davalarla gündeme gelen Hukukçular Birliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi avukat Kemal Kerinçsiz, Nobel Edebiyat Ödülü’nün Orhan Pamuk’a verilmesi nedeniyle Nobel Akademisi’ne dava açacağını söyledi. NTV’ye açıklamalarda bulunan Kerinçsiz, Nobel ödüllerinin siyasal kriterlerden uzak olması gerektiğini belirterek ödülün objektif kriterler gözetilmeden verildiğini söyledi. Kerinçsiz, ‘‘Orhan Pamuk da ödülü de bizim gözümüzde şaibeli. Pamuk’a verilen ödül tamamen siyasallaştırılmıştır. Ermeni diasporasının gayretleriyle verilmiştir’’ diye konuştu. ENGİN VARDAR'ı kaybettik. Cenazesi 15 Ekim 2006 Pazar günü (bugün) Teşvikiye Camisi'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle