20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKİM 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Orhan Pamuk’un ünlü sözü kitaplarına olan sevgimi azaltmadığı gibi, Nobel alması da çoğaltmamıştır 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Nobel’e filan boş verin... Ülkemizdeki edebiyat ödüllerini haber bile yapmayan gazete sayfalarında, televizyon haberlerinde Orhan Pamuk’un Nobel edebiyat ödülünü kazanması ilk sırada yer aldı!.. Efendim… Biri oradan, “Ama Sunay Akın, bu dünyanın en büyük ödülü mü?” dedi!?.. Niye?.. Adı ecnebi olduğu için mi?.. Duymamış olayım! Orhan Pamuk’un Türklüğe hakaret ettiğini düşünenlere soruyorum: Bir Türk şairin ya da yazarın adına verilen kaç edebiyat ödülü televizyon kanallarında ve gazete sayfalarında birinci, hadi vazgeçtim ondan, 5. haber olarak duyuruldu, bu güne kadar?.. Bir Ceyhun Atuf Kansu Ödülü ya da Orhan Kemal Ödülü’nün varlığından kaç “Türk”ün haberi var!?.. Kansu ve Kemal ödüllerini kimlerin kazandığı, adına ödül konulanların ve kazananların “Türk” oldukları için mi haberden sayılmıyor? Sahi, Türk kültürüne hakaret konusunda hangisi daha derin, daha yaralayıcı bir tablodur; Orhan Pamuk’un sözleri mi, yoksa ortaya koyduğum bu çelişki mi? gimi azaltmadığı gibi, Nobel alması da çoğaltmamıştır. Beni üzen, Nobel’e aday olan tüm yazarlar için at yarışlarında olduğu gibi bahis oynanmasıdır. Orhan Pamuk’un kazanacağına dair 3 bin Avroluk bahis oynayan bir Fransız, 24 bin Avro kazanmış! 1972 yılında “Baba” filmiyle en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazanan Marlon Brando’yu, ödül gecesi sahneye bekleyenler, ulusal kıyafetleri içinde bir Kızılderili kadını görünce çok şaşırmışlardı. Kadın, Marlon Brando’nun, tarihte Kızılderililere yapılan soykırımı ve halen devam eden ırkçı politikaları protesto amacıyla sinema dünyasının bu en büyük ödülünü reddettiğini açıklamıştı! Brando’nun, tarihte Oscar’ı reddeden tek oyuncu olması onu efsaneleştirmiştir. ‘Hawkings gülüşü’ İster misiniz, aralık ayında Stockholm’de yapılacak Nobel edebiyat ödülü töreninde, soykırımı dile getiren Pamuk yerine, ulusal kıyafetleriyle bir Ermeni kadın çıksın ve… Hayır! Bunu beklemiyorum. Orhan Pamuk “Hawkings gülüşü”yle ödülünü alacaktır. Asıl önemli olan, o gün yapacağı konuşmadır. Nobel’i kazandığının açıklandığı 12 Ekim günü Fransa meclisinden geçen “Ermeni tasarısı”nın düşünce özgürlüğünde açtığı derin yara hakkındaki tasasını bir aydın olarak dile getirirse, kitaplarını yazdığı dille konuşan, düşünen okurlarında açtığı “kara delik”leri kapatacağı umudunu taşıyorum. Kütüphanemde bir rafı boşalttım ve oraya Nobel kazanan yazarların kitaplarını dizdim: Hemingway, Neruda, Montale ve diğerleri… Bu güzel insanların arasına bir de Orhan Pamuk’un kitabını koydum… Ve çok mutlu oldum. Karşımda dünyanın en güzel manzarası vardı… Evet, bu özlemini duyduğumuz, kütüphanelerimizde görmek istediğimiz bir görüntüydü… Nobel ödülünün adının geçtiği edebiyatımızdaki tek şiir geldi aklıma sonra!.. Ataol Behramoğlu’nun şiiriydi; burada, şiir kitaplarına ayırdığım duvarda olmalıydı… Buluyorum!.. Şiirin adı uzun, neredeyse kendi kadar: ‘‘Bir Hastalığın Ertesinde Şili’nin Paris Büyükelçiliği’nde Karşılaştığım Neruda’ya İlişkin İzlenim” Değerlere değer vermedikçe… Ah benim muhteşem ülkem! Vah benim zavallı kompleksli ülkem! Değerlerini yok sayıp değersizlerin kulu kölesi olan Türkiyem! Deryanın içinde yüzüp de bir damla suyun kıymetini bilmeyen Türkiyem! Yüreğindeki cevhere gözünü gönlünü kapatıp, yanar söner sahte pırıltılar peşinde koşan Türkiyem! Gücünü, çıkar ilişkilerinde, kapkaççılıkta, üretmeden tüketmelerde, şan şöhret tutkusunda, kin, öfke, kıskançlık labirentlerinde heba eden Türkiyem! Nimetlerini tanımayan, bilmeyen belleksiz Türkiyem! ??? Bir Türk yazar, Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı! Edebiyat dünyasının bu en önemli ödülünü bileğinin hakkıyla, aklının, yüreğinin, gönlünün hakkıyla aldı! Edebiyata baş koyduğu için, yeteneğinden, duyarlığından, disiplinli çalışmasından, birikimlerinden, kimliğinden, kişiliğinden ödün vermediği için aldı! Sevinin! Gurur duyun! Eğer yapabiliyorsanız, sırf yurttaşı olduğunuz için bu başarıdan pay almaya çalışın!Bilmez değilim: Daha haberin ajanslara ulaşmasının ilk anından itibaren , “Evet, ama…” diye başlayan karalama yarışı, şöyle demişti de, böyle demişti de saldırı okları, bu başarıyı siyasete alet etme çarkları işlemeye başladı! Ayıptır! Kendinize gelin! Bu bir edebiyat ödülü! Dünyanın bir ucundan öteki ucuna insanlar Orhan Pamuk okuyor! Bu kez olsun içinizdeki düşmanı susturun! Size ve ülkenize zarar vermesine izin vermeyin! Orhan Pamuk’u yürekten kutluyor, bundan sonra yazacağı romanları heyecanla bekliyorum. ??? Bir Türk soprano, Burcu Uyar, Almanya’da, Bad Margentheim’da yapılan “DEBUT Avrupa Şan Yarışması”nda birinci olup “Goldenen Victoria” Altın Zafer ödülünü kazandı. Yarışmaya dünyanın her yerinden katılan gençler arasından, elene elene 27’si çeyrek finale; 12’si yarı finale; 6’sı finale kaldı. Sonuçlar 7 Ekim’deki dev konserle belirlendi: Birinci Türkiye’den Burcu Uyar, 2. Rusya’dan Olga Peretyatko, 3. Güney Kore’den Tae Joong Yang. Burcu Uyar’ı en son Leyla Gencer Şan Yarışması’nda dinlemiş, yalnız sesine, tekniğine, sahne duyarlığına değil, oyunculuğuna da hayran olmuştum. Gencer yarışmasında 3.’lük ödülünü kazanan Burcu Uyar, (1978 doğumlu) Almanya’daki yarışmada Donizetti’nin “Lucia di Lammermoor” operasından bu kez bir başka arya söyleyerek tüm rakiplerini geride bırakmıştı. Önceki gün, kutlamak için ona telefonla ulaştığımda heyecanını paylaşıyor, önüne açılan fırsatlardan, “Türkiye’nin Avrupa başarısından” söz ediyordu… Başka ülkelerin insanları Burcu’nun başarısını duydu ya siz, ya biz? ??? 4 Ekim tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında koskoca bir fotoğraf ve bir haber vardı: “Türk balerinin uluslararası başarısı” başlıklı haberde, Türk balerin Özge Başaran’ın farklı ülkelerden 72 dansçıyı geride bırakarak Rusya’daki “Yuri Grigorovich Yarışması”nda “Büyük Ödülü” kazandığını okudunuz. Birinci sayfada… 27 Eylül Cumhuriyet gazetesinin yine birinci sayfasında genç bir Türk besteci Zeynep Gedizlioğlu’nun Almanya’nın Weimar kentindeki yarışmada Franz Lİszt Bestecilik Ödülünü’nü kazandığını okudunuz. Birinci sayfada… Her iki haber de ayrıntılarıyla işlenmişti … Hayır aynı günlerde öteki gazetelerin birinci sayfalarında bu haberler yer almadı. (İçerde bir yer bulup bulmadığından emin değilim.) “Magazin dünyasının” ünlüleri, kimin kiminle ne yaptığı (mankenler, showgirl’ler, işadamları bitti şimdi kadın gazetecileri dillerine doladılar) sosyetik gösterişler, bu yukarıda sözünü ettiğim başarılardan çok daha önemliydi onlar için! Peki ama eğer biz, alınlarının teriyle, yetenekleriyle, azimleri ve çalışma gücüyle başarılı olan bu gençleri , öteki gençlere örnek göstermeyeceksek, kimi göstereceğiz? Onları yüceltmeyip, kimi yücelteceğiz? Bu soruların yanıtını bilmiyor değilim. Ama lütfen kimse, gençlerimiz niye böyle diye ahlanıp vahlanmasın. Ne ekersek onu biçiyoruz. Değerlerimize, biz değer vermedikçe bu ülke aydınlığa çıkamaz! [email protected] faks: 0 212 257 16 50 ‘Ün değil efsane yolunda yürünmeli’ Ben, Orhan Pamuk’un kitaplarını okuyamadığını söyleyenlerden değilim! Yazarın her kitabını bir solukta okudum ve çok sevdim. Pamuk’un doğru bulmadığım, yadırgadığım sözü ise kitap sayfalarının çok, hem de çok uzağında sarfettiği şu meşhur sözüdür: ‘’Bir milyon Ermeni, otuz bin Kürt öldürüldü”… Bu çıkışa “düşünce” diyemeyeceğim. Bu sloganist söylem, olsa olsa bir iddia ya da dikkat çekmedir. Belki Batı, Orhan Pamuk’u bu konulara kendini adamış, araştırmacı, Hrant Dink gibi, düşünceleri tartışmaya açık olsa da, tarihin bu acılı sayfalarının uzmanı bir yazar olarak değerlendirmiş olabilir… (Kaldı ki Dink, kendi tezlerini tartışmaya hazır olduğunu, eğer kendisi yanılıyorsa bunu kabulleneceğini bir aydın tavrıyla her yerde dile getirmiştir)… Ama, Türkiye’de durumun hiç de böyle olmadığını, Pamuk’un yakın hedefe atılan bir oka benzeyen sivri sözünün dışında, yazın serüveninde söz konusu olayın yakınından dahi geçmediğini okur çok iyi bilmektedir. Bu yüzdendir ki, bir Türk yazarın Nobel kazanmış ol ması, kitabı popüler kültürün dışında algılayan okur kesiminde buruk bir sevinç yaratmıştır. Şairler ve yazarlar ün değil, efsane yolunda yürümelidirler. Bu düşüncemi aydınlatmak üzere, yazının tam da bu yerinde Cemal Süreya’dan bir pencere açmak istiyorum. Diyor ki Cemal Süreya: ‘’Ün, türlü koşullar içinde koşuyu kazanan bir attır. Efsane, koşuyu kaybetse de ‘kaybettikten sonra da’ koşuyu sürdüren bir at. Zapata’nın atı gibi… Vurulduktan sonra da bir süre uçan kuş... Halk onu alır, can kafesinin içine sokar, orda besleyip durur can yongasıyla. Budur efsane. Ünümüz bizden çıkar, ama başkalarının elindedir. Efsanemiz ise başkalarının yazgılarında.” Orhan Pamuk’un ünlü sözü kitaplarına olan sev İSTANBUL 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN 2004/479 Davacı Sevinç Kunt vekili Av. Memun Kılıç tarafından davalı Erol Kunt aleyhine açılan boşanmanın tanınması davasında: Mahkememizden verilen 2004/479 Esas, 2006/389 Karar sayılı ve 08/06/2006 tarihli karar ile İzmir, Bornova (1203), Merkez Altındağ Mahallesi 7Cilt:8, Hane: 251 nüfusuna kayıtlı; BSN: 17, 19799086874 TC Nolu, İsmail ve Sevim kızı, 11/04/1971 doğumlu (Evlenerek Arguvan, Bayraktar, 23 Haneden gelmiştir.) SEVİNÇ KUNT ile BSN: 10, 17393166398 T.C. Nolu, Salih ve Sevim oğlu, 01/12/1972 doğumlu EROL KUNT’un boşanmalarına ilişkin Esslingen Sulh Hukuk (Aile) Mahkemesinin 15/12/2003 tarih, 5 F 1515/02 sayılı ve 15/12/2003 tarihinde kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının boşanmaya ilişkin kısmının, boşanma ile sınırlı olarak TANINMASINA karar verilmiş olup işbu karar adına tebligat yapılamayan ve adresi tespit edilemeyen davalı EROL KUNT’a tebligat yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 22/06/2006 Basın: 49526 T.C. SURUÇ İCRA DAİRESİ Dosya No : 2006/154 talimat Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın 01.11.2006 günü saat 10:0010:10 de Hükümet Konağı arkası Güven Otoparkı Suruç adresinde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 06.11.2006 günü aynı yer ve saatte 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden Yüzde 1 oranında K.D.V.’nin ve İhale Karar Dam. Vergisi ve tellaliye harcının alıcıya ait olacağı, mahcuzun aynından doğan vergi borcunun satış bedelinden ödeneceği ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilân olunur. 04.10.2006 Taşınırın takdir edilen kıymeti Lira: 50.000,OO YTL Adedi: 1 Cinsi: 34 TA 1881 Mercedes E 200 Elegance 2000 model Metalik gümüş renk otomobil (Basın: 49701) TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 1998/15 Müflisin adı, soyadı ve adresi: HENDEK BAKIR SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Hürriyet mahallesi Dr.Cemil Bengü caddesi No.:l Şişli/İSTANBUL Müflis masasında, sıra cetvelinin ilanından sonra geç kayıt yaptıran 22 ile 26 numarada kayıtlı alacakla ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş ve İcra ve İflâs Kanunu’nun 206 ve 207’nci maddeleri gereğince düzenlenen alacaklılar sıra cetveli incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve mîktarına ilişkin itirazların (15) gün içinde iflâsa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde dava yoluyla ileri sürülebileceği; yalnız sıraya ilişkin itirazlann ise (7) gün içinde şikâyet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülebileceği İ.İ.K.’nun 166, 232, 234, ve 235. Maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. 12.09.2006 (Basın: 49715) İSTANBUL 3. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 2006/27 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değeri yazılı mal satışa çıkarılmış olup: Birinci artırma 15.11.2006 Çarşamba günü saat 14.00’ten 14.15’e kadar Refahiye Hükümet Konağı önünde yapılacak ve o günün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 20.11.2006 Pazartesi günü aynı yer ve saatte İkinci Artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklıların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya başvurmaları ilan olunur. 04.10.2006 Basın: 49253 REFAHİYE İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İSTANBUL İKİNCİ İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İFLASIN AÇILDIĞINA DAİR İLAN DOSYA NO: 2006/17 İstanbul ticaret sicil memurluğunun 454548/402130 sicil sayısında kayıtlı ve Korukent sitesi A/3 Blok Levent İstanbul adresinde mukim RATEL İLETİŞİM SANAYİ VE TİCARET A.Ş’ nin iflasına istanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesi’nin 2004/696 esas ve 9/10/2006 günü saat 16/30’dan itibaren açılmasına karar verilmiş ve iflas açılmış bulunduğundan, İ.İ.K.$nun 166. maddesi gereğince ilan ve tebliğ olunur. 10/10/2006 (Basın: 49772) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle