Katalog

SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2006 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Cihat Burak sergisi İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde 21 Ekim’e dek görülebilir Marjinalliğin büyüsü KAYA ÖZSEZGİN SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Değişik Açılış Şayet gazetemiz Cumhuriyeti okuyorsanız, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne Yaşam boyu ne aydınlık, çağdaş, ilerici, laik, yenilikçi ve toplumsal evrimler kazandırmış olduğunu, anılarınızla birlikte asla silemezsiniz... Ölümsüz bir yaşam içinde tüm varlıkların kendi alanlarından kopmasalar bile, bir alan var ki İnsan ve Toplum duygularını, bağlantılarını terkedemez?! Bu ölümsüz yaşamlarını, isteklerini, bağlantılarını terkedemez! Bu ölümsüz yaşam alanının tek bir adı var: Sanat... Evet, Sanat alanında Sanat’ın dışında varlık yoktur. Nasıl mı?. Evet, Sanat’ta Dil, Din, Irk, Yetenek, Evrensellik, Sevgi, Dostluk, Aşk vd. farkı yoktur!? Sanat’ın sadece İnsan ile ilgili toplumsal ve sosyal yaşamı vardır... Sanat Bakış, köşemde bu hafta “Değişik Açılış” başlığını kullanışım 2007 mevsimine yaklaşırken müzikle ilgili bir olayı sanatsever okurlara yorumlamak görevim bulunduğu içindir: İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) 20062007 konserleri çerçevesinde DenizBank’ın sponsorluğu katılımıyla “Barok” konulu bir Açılış Konseri (A.K.M. Büyük Salonu’nda) izleyicilere seslendirdi. Orkestra şefi Howard Griffitha ve Solist Maurice Steger (Blok Flüt) bu konseri üstlendiler... Dikkat ederseniz bu köşemin bugünkü başlığında “Değişik Açılış” sözcüğünde değişiklik acaba nerede? Evet haklısınız; konuk sanatçı olarak katılan solistin çaldığı Blok Flüt enstrümanı çok etkileyici bir sese hatta tınıya sahip... Solist Maurice Steger’e gelince Blok Flüt virtüozu sayılan Muarice Steger 1971 yılında İsviçre’nin Winterthur bölgesinde dünyaya gelmiş, Zürih Musikhbehschule’de Pedro Memelsdorff ile müzik eğitimi görmüş, 19911994 yıllarında tanınmış Kees Boske ile çalışmış, 1995 yılında Avrupa’da yüksek derece solistlik diploması kazanmış, 2002 yılında Karajan Kültür Derneği’nin verdiği Karajan Ödülü’nü de kazanmıştır. Maurice Steger birçok ülkede verdiği konser turneleri ile başarılarını pekiştirmiş örneğin tanınmış dünya sahelerinde; Londra Wigmore Hall, Roma Academia di Santa Gecilla, Berlin Filarmoni, Madrid Teatro Real, Paris Theatre du Chatelez, Berlin Konzerthaus, Zürih Tonhalle, Lucerne Kultur und Konzerthaus, Hamburg Musichalle ve Amsterdam Cancertgebouw konser salonlarında büyük alkışlar almış; 2003 yılında Güney Amerika’da yaptığı turne sansasyon yaratmış, ayrıca Brezilya’da Belem Müzik Festivali’ne katılmıştır. Maurice Steger’in solist olarak Blok Flüt çalgısı ile katıldığı bu izlediğimiz konserde orkestra şefi olarak İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı yöneten İngiliz konuk Hovard Griffitha ustalığının verdiği niteliklere dayanarak, daha ziyade ölçüyü kaçırmadan sadelik içinde yorumlamayı doğru buluyor... Nitekim, konserde açılış olarak J. Haydn’ın “52. Senfonisi” ile başladıktan sonra ara veriyor, ikinci bölümde şimdiye kadar belki dinlemediğmiz bir eser var: Marais’nin (16561728) “Alcione Bale Süiti” (Prelüd, Marche pour les MatelotsDenizciler ve Fırtına, G. F. Telemann (16811767) Blok Flüt, Yaylı Çalgılar ve Sürekli Bas için SüitLa Minör TWA, 55A... Konser A. Vivaldi’nin Flüt Konçertosu No. 3, Remajör Op. 10, RV. 428 “II Gardellino” ile son buluyor... İDSO’nun (İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası) Barok Müzik alanında seslendirdiği bu konserde orkestrada Başkemancı değerli sanatçı Ayşe Özbekligil görev üstlenmişti. Resim sanatının meslek tabanından gelen üyeleri arasında yer almıyor Cihat Burak. Gerek bu yönüyle, gerekse yerleşik görüş ve beğeni ölçülerine dahil olmamayı ilke edinmiş tutumuyla marjinal (sıradışı) bir sanatçı. Yanlış olarak zaman zaman naifler düzeyinde görülmüş olması bundandır. Oysa resmindeki ‘‘kalender’’lik, ironiyle bir arada yürüyen saf yaklaşım, onun kendine özgü dünya görüşünün doğal bir sonucuydu. Ona, resmimizin Yahya Kemal’i sıfatını uygun görenler ya da resim sanatımızın ‘‘korkunç çocuğu’’ sıfatını yakıştıranlar haklıydı. Hayatın her cephesinde, resim yoluyla ifade edilecek ve saklı taraflarına bir halk filozofu gözüyle yaklaşılabilecek ayrıntılar buluyor, akademik kurallara ve çağdaş sanatın estetik kalıplarına aldırmaksızın bu ayrıntıları resimleştiriyordu. Bütün resimlerine sinen alaycı bir bakış vardı, ama salt bununla kalmış olsaydı, resmi bırakıp karikatür çizerdi belki de. Oysa alaycılık, resminde bir ‘‘renk’’ti sadece; onun ötesinde, bir tarih ya da doğa bilginini kıskandıracak birikimlere sahip olmanın, çok okumanın ve aynı zamanda yazmanın getirdiği bir gözlem ve entelektüel deneyimini, izleyiciye fazlaca hissettirmeden yansıtıyordu resimlerine. ‘Zenci olarak kalmak’ S anatçının resmindeki ‘‘kalender’’lik, ironiyle bir arada yürüyen saf yaklaşım, onun kendine özgü dünya görüşünün doğal bir sonucuydu. Ona, resmimizin Yahya Kemal’i sıfatını uygun görenler ya da resim sanatımızın ‘‘korkunç çocuğu’’ sıfatını yakıştıranlar haklıydı. sokak resimleri çizen Utrillo ile Cihat Burak’ın yan yana görüntüsünü pekiştirir. Belki sokaklara fazla dalmamıştı Cihat Burak, ama bizim insanımızın bilincine kazınmış olan dar ve izbe sokakların içinde gezinerek çoğu sahte temellere dayanan saplantı ve tutkuların topografyasını çıkarmakta değme sanatçının beceremeyeceği bir yeteneğe sahipti. Ölümünden sonra biraz da unutulmuşlu ğa terkedilmişti sanki Cihat Burak. Resimlerinden çok, küçük boyutlu çalışmalarını ve yaşamının son döneminde yöneldiği seramik kuş evlerinden birkaçını bir araya getiren İMSG’deki sergi, bunun arkasından daha büyük çapta bir serginin gereğini düşündürüyor. Ama sanatçıların, ilk ağızda fazla önemsenmeyen, oysa içerdikleri ayrımsal değerler bakımından ihmal edilmemesi gereken bu ‘‘küçük’’ işlerinin ortaya çıkarılması iyi oluyor. Böylece özel koleksiyoncuların çoğu zaman ihmalci davranarak büyük boyutlu resimlere tercih etmedikleri ve biraz da yukardan baktıkları bu tür ‘‘atölye artıkları’’nın belki de en önemli göstergeleri içlerinde gizledikleri gerçeği bir kez daha saptanmış olmaktadır. Serginin düşündürdüğü bir başka gerçek, Cihat Burak gibi, yaşarken de kendi köşesinde çalışarak üretmeyi en büyük erdem sayan bir sanatçının her zaman yeniden keşfedilecek olmasıdır. Güncellikle yetinmeyerek geriye bakmak, Özel galericilik misyonunun gereklerinden biri olduğuna göre, doğum ve ölüm yıldönümlerini beklemeden, haklı nedenler yaratarak sanatçıları anma sergileri hazırlamak yaygınlaştırılmalı. Cihat Burak sergisi, bu yolda uyarıcı bir adım olma özelliği taşımaktadır. (0 212 288 48 48) Bütün bu özellikler, asıl mesleği mimarlığı salt para kazanmak için sürdürdüğünü itiraf eden, ressamlığı ise zevk ve tutkuyla benimseyen Cihat Burak (1915 1994) için, kendisi olmanın zorunlu koşullarıydı. Kendi ifadesiyle ‘‘zenci olarak kalmak’’, birtakım sahte özentileri aşmak için gerekliydi. Paris’te bulunduğu yıllarda, onun adını taşıyan bir ödül de kazanmış olması, çok yerinde olan bu ödül nedeniyle, Atıf Yılmaz anısına ‘Güllü’ yeniden... Kültür Servisi Küçük Sahne Sadri Alışık Tiyatrosu sezona Atıf Yılmaz’ın anısına müzikli komedi ‘Güllü’yle 28 Ekim’de başlıyor. Atıf Yılmaz’ın en önemli filmlerinden olan “Güllü”de (1971) Türkan Şoray, Ediz Hun, Süleyman Turan ve Hulusi Kentmen başlıca rolleri paylaşmışlardı. Gene Atıf Yılmaz tarafından tiyatroya uyarlanan oyunu ünlü yönetmen Aliye Uzunatağan yönetiyor. 30 kişilik bir kadroyla sahnelenecek oyunda; Kerem Alışık, Burcu Kara, Atacan Arseven, Parkan Özturan, Ömer Duran, Hacer Özse rezli, Arslan Güven ve SAKM oyuncuları yer alıyor. Müziklerini Yücel Arzen, koreografisini Hülya Aksular’ın yaptığı oyunun dekoru Ali Cem Köroğlu, kostümleri ise Çolpan İlhan ve Faruk Saraç imzası taşıyor. Duygusal komedide; kaza geçiren Yılmaz Hamsi, köylü Güllü tarafından iyileştirilir. Birbirlerine yakınlık duyarlar ve imam nikâhıyla evlenirler. İstanbul’a dönen Yılmaz ona evliliğin geçerli olmadığını bildiren bir mektup yollar. Namusunu temizlemek için İstanbul’a giden Güllü’yü orada birçok macera beklemektedir. (0 212 244 67 36) SİVAS 2. SULH HUKUK TASFİYE MEMURLUĞU Dosya No: 2000/92003/2 TEREKE ADÎ TASFİYE VE İFLASIN AÇILMASININ İLANI Müflisin adı, soyadı ve adresi: Mahmut AKTAŞ (ölü) Şevket ve Mevlütten olma 1955 Sivas Ulaş nüfusuna kayıtlı. Altuntabak Mahallesi 3. Sokak No: 26 Sivas adresinde mukim. İflasın açıldığı tarih 08.04.2003. Sivas İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi’nce 08.04.2003 tarih ve 2000/92003/2 tereke sayılı karar ile terekenin iflas yolu ile tasfiyesine karar verilmiş olan yukarıda ismi ve adresi yazılı müflis hakkındaki tasfiyenin şimdilik adi tasfiye şeklinde icrası tensip kılınmış olduğundan: 1 Müflisten alacaklı olanlarla taşınır ve taşınmazlar üzerinde istihkak iddiasında bulunanlar ilandan itibaren bir ay (*) içinde Tasfiye Memurluğuna yazılı olarak alacak ve istihkak iddialarını kaydettirmeleri ve delillerininin (senet, defter, hülasası vesaire) asıl veya onaylı örneklerini tevdi etmeleri, 2 Müflise borçlu olanların aynı süre içinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri, aksi halin İcra ve İflâs Kanunu’nun 336’ncı maddesi uyarınca cezai sorumluluğu gerektireceği. 3 Müflisin mallarını her ne suretle olursa olsun ellerinde bulunduranlar, o mallar üzerindeki kanuni hakları saklı kalmak şartıyla bunları aynı süre içinde iflas dairesi emrine tevdi etmeleri ve etmezlerse geçerli mazeretleri bulunmadıkça cezai sorumluluğa uğrayacakları ve rüçhan haklarından mahrum kalacakları, 4 13/11/2006 Pazartesi günü saat 16.00’da ilk toplantı yapılacağından alacaklıların bu toplantıya gelmeleri veya yetkili bir vekil göndermeleri ve aynı zamanda müflis ile müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin ve borcu tekeffül edenlerin veya bunların vekillerinin bu toplantıda hazır bulunmaya hakları olduğu ilan olunur. Basın: 45805 TC ŞİŞLİ 2. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO: 2004/62 KARAR NO: 2005/1085 Davacı Çetin Kumsar vekili Av. Zafer İşlek tarafından davalı Necla Kumsar aleyhine açılan Boşanma davası sonunda; Davalı Konya, Akşehir, Kileci Mh. CN: 9 HN: 179 BSN: 11 TC NO: 35038889082’de nüfusa kayıtlı olan Musa ile Azime’den olma 1968 doğumlu NECLA KUMSAR’ın adresi tespit edilemediğinden tebligatın ilanen yapıldığı Mahkememizce 25/10/2005 Tarih, 2004/62 Esas; 2005/1085 Karar sayılı kararı ile davacı tarafından açılan ve sübuta ermeyen davanın reddine, davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, peşin alınan harca göre eksik olan 1.10 YTL binin davacıdan tahsiline karar verilmiştir. İşbu hüküm ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra başlamak üzere 15 gün içinde Yargıtay yasa yoluna müracaat edilmediği takdirde kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 27/09/2006 Basın: 49304 Hacizli olup, satışına karar alınan taşınmazın cinsi, evsafı ve kıymeti; İstanbul ili, Silivri ilçesi Piripaşa mahallesi Kumluk mevkii 229 ada, 11 nolu parselde kayıtlı 942,56 m2 yüzölçümündeki 250/2000 arsa paylı 9 nolu bağımsız bölüm tapu kaydında 09.06.2004 tarih 3694 Yevmiye ile Silivri Belediyesi lehine 2942 sayılı kanunun 7. maddesi gereğince istimlak şerhi bulunan taşınmaz, aşağıdaki koşullarda satılacaktır İMAR DURUMU: Satışa konu parselin Silivri Belediye Başkanlığı Harita ve Planlama Müdürlüğü’nün 30.03.2006 tarih ve G.E.394 sayılı yazısında 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen günübirlik tesis alanında, kısmen yeşil .alanda kalmakta olup. günübirlik tesis alanında kalan kısmı için FAKS: 0.15, KAKS: 0.30, h:6.50, 2 kat imar durumu olduğu bildirilmiştir. HALİHAZIR DURUMU VE KIYMETİ: Silivri Pirimehmetpaşa mahallesi 20 L I Pafta 229 ada 11 parselde üzerinde 10 daireden oluşan bina bulunmaktadır, Bina 2 normal kat, 1 çekme kattan ibarettir, zemin ve1. katlar 4 er daireden, çekme kat ise 2 daireden oluşmaktadır. Borçluya ait 3. kat 9 nolu bağımsız bölümdür. 2 Yatak odası, l salon, mutfak, banyo ve wc’den ibarettir. Yaklaşık 80 m2 civarındadır. Bilirkişi tarafından taşınmaza 60.000,00 YTL değer takdir edilmiştir. 1. Birinci satış 21.11.2006 günü saat .13.3013.45 arası Silivri İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 01.12.2006 günü ayını yer ve saatte ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememiş ise en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen mühlet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir, Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklıların toplamından fazla oİması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmasa satış talebi düşecektir. 2. Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. îhale pulu, tapu harç ve masrafları, KDV alıcıya aittir. Tellaliye , birikmiş vergiler ve tapu satış harcı, satış bedelinden ödenecektir. 3. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içerisinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark , varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2002/158 Tal numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.05.10.2006 Basın: 49817 GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI SİLİVRİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN CUMHURİYET 14 K