25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı, özel öğretim yasasını veto etti, ombudsmanlığı yargıya taşıyor POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 Sezer’ den bir ders daha M. Tali Öngören anılıyor ? ANKARA (Cumhuriyet) Gazetemiz Yazarı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile Türkiye İnsan Hakları Derneği’nin kurucusu, eski yöneticisi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) eski Genel Başkanı Mahmut Tali Öngören, 7. ölüm yıldönümünde düzenlenecek törenlerle anılacak. İlk olarak 12.30’da Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında ÇGD yöneticileri, insan hakları örgütlerinin temsilcileri ve dostlarının katılımıyla bir tören düzenlenecek. Akşam saat 18.30’da ise Atatürk Kültür Merkezi alanında yer alan ÇGD Lokali’nde, ‘‘Mahmut Tali Öngören’i Anma Toplantısı’’ yapılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ‘‘Özel Eğitim Kurumları Yasası’’nı, 12. maddesinin bir kez daha görüşülmesi için TBMM’ye iade etti. Sezer, gerekçesinde düzenlemenin, devletin temel görevinin, hizmet satın alma yoluyla özel eğitim kurumlarına devredilmesi anlamını taşıdığını bildirdi. Kamuoyunda ombudsmanlık olarak da bilinen Kamu Denetçiliği Kurumu Yasası’nı onaylayan Sezer, yasanın bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açacak. Cumhurbaşkanı Sezer, kamuoyunda uzun süre tartışmalara neden olan, iki yasayla ilgili kararını dün verdi. Cumhurbaşkanı, Özel Eğitim Kurumları Yasası’nı, 12. maddesinin yeniden görüşülmesi için TBMM’ye iade etti. Se Yalnızlık... Yalnızlık kötü bir şey... Türkiye’nin durumu bu!.. Günlerdir yazılanlara, çizilenlere bakıyorum, televizyonlarda ‘‘irtica var mı, yok mu’’ tartışmalarını; ‘‘Kürt sorununa’’ ilişkin programlardaki ‘‘sığlığı’’ hayretle izliyorum... Utanıyorum!.. Elbet Türklüğümden değil!.. Yaşadıklarımdan, Türkiye’nin giderek yalnızlaşmasından... Fransa aydınlanmanın, çağdaşlığın, uygarlığın simgesi değil mi? Bırakın Fransa, ‘‘Ermeni soykırımı yoktur’’ diyenleri bir yasa çıkararak cezalandırsın, hapis yatırsın... Belki o zaman bizim aymaz aydınlarımızın aklı başına gelir!.. Biz toplum olarak yaşadığımız coğrafyaya bakalım; Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Onat Kutlar, Musa Anter’in neden, niçin katledildiğini, Sıvas Madımak’ta onlarca aydınımızın, yazarımızın, sanatçımızın nasıl cayır cayır yakılırken ortalığın ‘‘Alllahüekber’’ sesleriyle inlediğini anımsayalım... Belki o zaman bazı gerçekleri görebiliriz!.. Yazarlarımızı, çizerlerimizi, aydınlarımızı düşüncelerinden ötürü yargılayan bizler 301. maddeyi bile doğru dürüst tartışmıyoruz; adliye önündeki ‘‘tacizcileri’’ ülkenin bölünmez bütünlüğü için alkışlıyor, demokrasi adına çapulcuları televizyon ekranlarında açıkoturumların baş köşesine oturtuyoruz... Ay yıldızlı bayrağımız salt onların değil hepimizin... Bu coğrafyada yaşayan tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için... Biliyorum bazıları Fransa Konsolosluğu önüne gidecekler, Fransız bayrağını yakacaklar... Bunların hepsi boş!.. Biz çağdaşlaşmanın, uygarlığın, demokrasinin neresindeyiz, biz laik demokratik Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkıyor muyuz? Biz bu sorulara yanıt arayalım... Ülkemizin gencecik insanları ya ‘‘tecrit’’te ya da ölüm orucunda... Toplumdan ses çıkmıyor!.. Bugün bilen var mı ölüm orucundaki avukat Behiç Aşçı’nın kaç kiloya düştüğünü? Batman’da 17 yaşında evlendirilmek istenen genç kızların öyküsünü unuttuk; Batman’da yürüyüş yapan genç kızların çığlığını duymadık!.. ??? Nakşi, Cüppeli Ahmet’i ‘‘irticanın adresi’’ olarak gösterip, İsmailağa kapışmasını, şeyhlik savaşını, öleni, öldüreni unuttuk... Fethullahçıların adı neden geçmez irtica tartışmalarında? Poliste, yargıda, eğitimde, sivil bürokraside örgütlenen Cüppeli Ahmet mi yoksa Fethullahçılar mı? Bu memlekette Cüppeli Ahmet gibi müritlerini tokatlayan şeyh kılıklı soytarılar saymakla biter mi? Fethullahçılar laik demokratik devleti kuşatırken televizyonlardaki tartışma programlarında ‘‘iki taraf da’’ nedense ‘‘Fethullah Gülen’in CIA kontrolünde olduğunu’’, okulları, yurtları, dershaneleri, hastaneleriyle Almanya’dan ABD’ye yatırımlar yaptığını, devletin duyarlı birimlerini ele geçirdiğini açıklamaktan korkuyorlar... Tartışmaya katılan ‘‘din pazarlamacıları’’ neyse, ‘‘Atatürkçü’’, ‘‘sosyalist’’, ‘‘gazeteci’’, ‘‘bilim insanı’’ kimliğiyle tartışmaya katılan ‘‘laik kesim’’ Fethullah’ın adını neden anmaktan çekiniyorlar? Günlerdir ‘‘irtica’’ tartışılıyor... Kimi yazarlar ‘‘dinci bir gazete’’nin yazarının ‘‘sıkmabaş’’la ilgili görüşünden yola çıkarak ‘‘Türban irticanın simgesi’’ diyebiliyor... ‘‘Sıkmabaş’’, ‘‘başörtüsü’’ ve ‘‘türban’’ın farklı şeyler olduğunu henüz öğrenememiş ‘‘Laik Cumhuriyeti yıktırmayız’’ diyenler... ‘‘Sıkmabaş’’ dinsel ve siyasal bir simgedir, bu bir. Türban, Fransızca kökenli bir baş bağlama biçimidir, bu iki. Başörtüsü ise Anadolu kadınının yağmurda, güneşte başına boğazında düğüm atarak taktığı örtüdür. Bir dinci gazetenin yazısını ‘‘İşte irtica’’ diye köşelere taşıyan düşünce din pazarlamacılarının, tarikat şeyhlerinin işine yarıyor... ??? İrtica tepelerde devletin duyarlı birimlerindedir. Üst bürokrasi de AKP’nin elindedir. Aşağıda bulunanlar Cüppeli Ahmet, dinci gazetelerde ‘‘malı götüren’’ kimi yazarlardır. Onlar bağırır, çağırır, ‘‘Türban simgedir’’ diye yazar. Bizim, derinliği olmayan, olayı kavrayamayan bazı ‘‘Atatürkçü’’ler de bunun üzerine atlar. İrtica odaklarını ‘‘Bizim insanlarımız’’ diyerek olayı sulandıranların yeni numaraları, ‘‘irticayı merkeze çekmek’’ formülü... Bu formüllerle nereye varılmak isteniyor? Bir tarikat şeyhi devletin en önemli kurumlarında örgütleniyor... Hem de CIA kontrolünde!.. ? Özel Eğitim Kurumları Yasası’nı Meclis’e iade eden Sezer, devlet görevinin hizmet alımı yoluyla özel sektöre devredilmesinin anayasaya uygun olmadığını belirtti. Düzenlemenin öğrencileri laiklik karşıtı oluşumların kurduğu eğitim kurumlarına yönlendirebileceği uyarısı yapan Sezer, yapılması gerekenin devlet okullarının çağın gereklerine uygun hale getirilmesi olduğunu kaydetti. zer, veto gerekçesinde yasanın ilgili maddesinin ikinci fıkrasında ‘‘Bakanlık, kurumlardan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde hizmet satın alabilir’’ düzenlemesine yer verildiğini anımsattı. Düzenleme ile Milli Eğitim Bakanlığı’na, özel öğretim kurumlarından, hizmet satın alınması yoluyla öğrenci okutma yetkisi verildiği ve böylece özel öğretim kurumlarına devlet bütçesinden kaynak aktarma olanağı sağlandığına işaret eden Sezer, şunları kaydetti: ‘‘Devletin bu ödevleri yerine getirmesinin yolu, kuşkusuz, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, aklın egemenliğine dayanan, çağdaş eğitim ve öğretim kurumları oluşturması, var olanları geliştirmesidir. Yasanın 12. maddesinin ikinci fıkrasıyla getirilen, hizmet satın alınması yöntemiyle öğrencilerin, karşılığı devlet bütçesinden ödenmek üzere özel eğitim kurumlarında okutulmasına ilişkin düzenleme, devletin temel görevinin, hizmet satın alma yoluyla özel eğitim kurumlarına devredilmesi anlamını taşımaktadır.’’ Ülkede eğitim kalitesini ve çağdaşlığını kanıtlamış kimi özel okullara ilginin büyük olduğu ve giriş sınavının ardından çok kısa sürede kontenjanlarını doldurduklarının bilinen bir gerçek olduğuna dikkat çeken Sezer, bu okullarda, hizmet satın alma yöntemiyle öğrenci okutulması olanağı bulunmadığını vurguladı. Bu durumda öğrencilerin, kontenjanlarını dolduramayan kimi çevrelerce değişik amaçlarla kurulmuş özel okullara gönderilmesinin kaçınılmaz olacağına işaret eden Sezer, şöyle devam etti: ‘‘Bu durum, bir yandan, bu özel okulların devlet kaynaklarıyla desteklenmesi, öte yandan da laik, demokratik Tür kiye Cumhuriyeti niteliklerine uygun olmayan düşünce yapısına sahip insanların yetiştirilmesi anlamına gelmektedir. Devlet okullarının fiziki koşullarını ve eğitim kalitesini iyileştirmek için yeterli ödenek bulunmadığı yönündeki tartışmalar güncelliğini korurken, devletin sınırlı parasal kaynağının kimi özel okulların desteklenmesi amacıyla bu okullara aktarılması kamu yararı yönünden de uygun değildir.’’ Ombudsmanlık yargıya Cumhurbaşkanı Sezer, bir diğer tartışmalı yasa olan ve ikinci kez önüne gelen kamuoyunda ombudsmanlık yasası olarak bilinen Kamu Denetçiliği Kurumu Yasası’nı da onayladı. Ancak Sezer, yasanın bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açacak. Sıvacıoğlu’na takipsizlik ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM Şemdinli Olayları Araştırma Komisyonu Başkanı AKP’li Musa Sıvacıoğlu hakkında, ‘‘görevi kötüye kullanmak’’, ‘‘yargı görevi yapanı etkilemek’’ ve ‘‘meclis iç tüzüğüne aykırı davranmak’’ iddialarıyla yürüttüğü soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Komisyon çalışmalarında elde edilen bilgi ve belgeleri meslekten ihraç edilen Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’ya göndermesinin ‘‘usulsüz’’ olduğu gerekçesiyle, Sıvacıoğlu hakkında şikâyette bulunulmuştu. S İrtica tehlikesi apaçık ortada İstanbul Haber Servisi Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (USTKB) , Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Kuvvet Komutanları ve Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “irtica, terör ve laiklik” konularına ilişkin uyarılarına destek verdiklerini belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti’ni ve devrimlerini koruma ve kollama görevinde Türk ordusunun yanında olduklarını” vurguladılar. Aralarında İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, Atatürk Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), ÇEV, ÇEKÜL, İTÜ Mezunlar Derneği, 68’liler Vakfı, TEMA’nın da bulunduğu 40’ı aşkın USTKB üyesi sivil toplum örgütleri, Taxim Hill Hotel’de dün düzenlenen ortak basın toplantısında bir araya geldiler. Sivil kuruluşlar adına konuşan Ulusal STK Birliği sözcüsü Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Necla Arat, irticayı tetikleyen uygulamaların , dışardan beslenen terörün ve ülkemizin toprak bütünlüğüne yönelik saldırıların karşısında olduklarını kaydetti. Arat, “Ülkesini seven ve bölünmez bütünlüğüne inanan her Türk yurttaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en güvenilir kurumu olan ordumuza yönelik saldırıların farkındadır. Halkımız, toplumun hemen her kesi İVİL TOPLUM KURULUŞLARI: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ABD’li işadamları gelecek ? İSTANBUL (AA) Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABAAmCham) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Terzioğlu, kasım ayında Amerikan ticaret odalarından geniş bir iş adamı heyetinin Türkiye’ye geleceğini bildirdi. Terzioğlu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, bu konudaki hazırlıkların son aşamada olduğunu ifade etti. Türkiye’ye gelecek Amerikan işadamı heyetinin Ankara ve İstanbul’da Türk iş çevreleriyle görüşmelerde bulunacağını belirten Terzioğlu, Amerikalı şirketlerin, yıllardır bekleyen projeleri hayata geçirmek konusunda çok istekli olduklarını kaydetti. TABAAmCham, iki ülke arasında 10.5 olan ticaret hacmini 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. minde çoğu zaman iktidarın desteğindeki uygulamalarla halkımıza ‘dinsel bir yaşam’ biçimi benimsetilmeye çalışıldığını görüyor ve bunun apaçık bir ‘irtica tehlikesi’ olarak niteliyoruz” diye konuştu. Arat konuşmasında özetle şu görüşlere yer verdi: “Atatürk’ün ilelebet var olacağını vurguladığı Türkiye Cumhuriyeti’nin, en güçlü güvencesinin Türk ordusu ve yurtsever Türk halkı olduğuna inanıyoruz. Türk halkının temsilcileri olan ulusal STK kuruluşları, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, Anayasa’nın kendisine tanıdığı ilkeler çerçevesinde korumak ve kollamakla yükümlü olan Türk ordusunun yanındadır ve yanında olacaktır.” musakart@yahoo.com ‘Okullardaki TC ibaresi kime battı’ Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapan CHP’li Muharrem İnce, Bakan Çelik’e, ‘Cumhuriyet ve Atatürk’le sorunun ne’ diye seslendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) kısa süre önce yapılan bir yönetmelik değişikliği nedeniyle artık okul tabelalarının en üstünde yer alan TC ibaresinin görülemeyeceğini söyledi. İnce, ‘‘TC ifadesi kime battı, kimi rahatsız etti de böyle bir karar alındı öğrenmek istiyorum’’ dedi. CHP Milletvekili İnce, dün MEB önünde bir basın açıklaması yaparak, 9 Ağustos 2006’da MEB Kurum Tanıtım Yönetmeliği’nde değişikliğe gidildiğini anımsattı. Ancak bu değişiklikteki çok önemli bir noktanın göz ardı edildiğini belirten İnce, okulların adındaki ‘‘TC’’ ibaresinin kaldırılacağını, okul isimlerinde ve MEB’e bağlı diğer kurumlarda ‘‘TC’’ ve ‘‘Milli Eğitim Bakanlığı’’ ibaresinin yazılı olarak yer almayacağını savundu. İnce, ‘‘Milli Eğitim Bakanı’na sesleniyorum, Cumhuriyet ve Atatürk ile sorunun ne? TC ifadesi kime battı, kimi rahatsız etti de böyle bir karar alındı’’ diye sordu. Aynı yönetmeliğin, okul tabelalarına çeşitli renklendirme ve düzenlemeler getireceğine de işaret eden İnce, Türkiye’de eğitimin birçok sorunu bulunduğunu, tabelaları değiştirmek ve renklendirmekle eğitimin niteliğinin değişmeyeceğini ifade etti. İnce, ‘‘Okulların bunca sorunu varken, trilyonluk kaynağın bu şekilde heba edilmesini anlayamıyorum. Buradan kime ne rant sağlanacak? AKP milletvekillerine de sesleniyorum; aralarında sağduyulu arkadaşlarım var, onlar da bu değişikliklerden çok üzüleceklerdir diye düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanı, ‘TC yazmaya gerek yok, nasıl olsa Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz’ diye bir savunma getirebilir. Yakında, nasıl olsa TC’de yaşıyoruz diye okulların önündeki bayrakları da indirebilir. Bunu yaparsa gerçekten şaşırmam’’ açıklamasını yaptı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘ÜNİVERSİTENİN KONUMU FARKLI’ TMMOB Başkanı Soğancı, yurttaşları gericiliğe ve emperyalizme karşı düzenledikleri mitinge çağırdı Toros Tatbikatı 7 Kasım’da başlıyor ? LEFKOŞA KKTC Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, askeri tatbikatların durdurulmasına ilişkin 2001 yılında varılan mutabakatı tek taraflı olarak bozan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 1015 Ekim tarihlerinde ‘‘Nikiforos’’ tatbikatını düzenlediği belirtildi. Açıklamada mutabakatın bozulması nedeniyle, Toros Tatbikatı’nın 79 Kasım’da gerçekleştirileceği kaydedildi. ‘Sokağa döken iktidar utansın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), gericiliğe ve emperyalizme karşı mesleklerine sahip çıkmak amacıyla yarın Ankara’da 15 bin kişinin katılmasının beklendiği bir miting düzenleyecek. ‘‘Mühendisini, mimarını sokağa döken bu iktidar utanmalı’’ diyen TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, birliğe bağlı tüm odaların Türkiye genelinden katılımıyla düzenlenecek yarınki mitinge, iktidarın uygulamalarından rahatsız olan herkesi çağırdı. ‘‘Emeğe, insanımıza, üyemize, yaşama, mesleğimize, ülkemize sahip çıkıyoruz’’ sloganıyla gerçekleştirilecek mi Yargıtay’dan öğrenci mahkumiyetine itiraz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde yapılan bir gösteride, 9 öğrencinin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet suçundan mahkumiyetine ilişkin kararı bozdu. Bolu Asliye Ceza Mahkemesi, önceki yıllarda öldürülen Kenan Mak adlı öğrenciyi anmak için 3 Mayıs 2002 tarihinde üniversite kampusunda yapılan gösteriyle ilgili açılan davada, 9 öğrenci hakkında 6 ay ile 2 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verdi. Sanıkların temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 3 öğrencinin cezalarını onadı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 8. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. İtiraz gerekçesinde, Toplantı Gösteri ve Yürüyüşleri Yasası’nın genel ve herkese açık yerlerde uygulanma olanağı olduğuna işaret edilen başvuruda, ‘‘Konutta, bahçesinde olduğu gibi, sadece öğrencilerin girmesine izin verilen, kamuya açık olmayan yerlerde, örneğin üniversite kampusları da kanunun uygulama alanı dışındadır’’ denildi. İtirazı değerlendiren Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Ceza Dairesi’nin onama ve bozma kararını kaldırdı, yerel mahkemenin kararını ise usul eksikliği nedeniyle bozdu. ? AKP iktidarının uygulamalarından rahatsız olanlar yarın TMMOB’nin Ankara Sıhhiye Meydanı’nda düzenlediği mitingde buluşacak. “Mühendisini, mimarını sokağa döken bu iktidar utanmalı” diyen TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, ‘‘Kavgamız, mesleklerimize sahip çıkmanın yanı sıra gericiliğe, emperyalizme, Dünya Bankası ve IMF’nin kirli emellerine karşı’’ dedi. ting, Sıhhiye’de yapılacak. Diğer illerden gelen katılımcıların Hipodrom’da buluşacağı, yürüyüş için hareket noktasının ise saat 10.00’da Gar önü olarak belirlendiği mitingi değerlendiren Soğancı, geçen yıl 8 Ekim’de yine Sıhhiye Meydanı’nda yaklaşık 8 bin kişinin katıldığı bir miting yaptıklarını anımsattı. Geçen yıldan bu yana değişen bir şey olmadığına işaret eden Soğancı, yoksullaşma sürecinin devam ettiğini, meslek odalarına müdahale yapıldığını, uzmanlık alanlarının hiçe sayıldığını dile getirdi. Soğancı, ‘‘Geçen yıl itirazımız var demiştik. Şartlar, bu itirazı tekrarlama gerekliliği doğurdu’’ diyerek gericiliğe karşı olan herkesi TMMOB pankartları altında buluşmaya çağırdı. Soğancı, ‘‘Kavgamız, mesleklerimize sahip çıkmanın yanı sıra; gericiliğe, emperyalizme, Dünya Bankası ve IMF’nin kirli emellerine karşı. Biz bir sivil toplum örgütü olarak bu çağrıyı yapıyorsak, durum ne kadar vahim. Herkes bunu düşünmeli’’ vurgusunu yaptı. Soğancı, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘İslami değerleri kapitalizmle buluşturma’ ‘‘Ülkemiz, uluslararası sermayenin küresel istemlerine uygun olarak enerjiden haberleşmeye, eğitimden sağlığa, tarımdan sosyal güvenliğe kadar tüm alanlarda yapısal bir dönüşüm programına tabi tutuluyor. Bir umut olarak halkımıza sunulan bu hükümet döneminde, süreç katlanarak devam ediyor. Daha da kötüsü; ranta dayalı siyasetin tıkandığı, yaşamanın köleleştiği, medyanın pazarlama şirketlerine döndüğü koşullarda tek umut haline gelen yargıya yapılan müdahalenin de bu hükümet döneminde; açık ve kural tanımaz bir saldırganlığa dönüştüğünü görüyoruz. İslami değerlerin, yeni liberal kapitalist değerlerle buluşma sürecindeki rolüyle AKP, artık zihinleri de tümüyle köleleştirmeyi amaçlıyor. Bu gelişmeler; yaşama mücadelesi veren halkımız ve aydınlanmanın ürettiği bir değer olarak bilim, kültür ve meslek adamları açısından da kaygı vericidir.” CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle