19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA OTOMOBİL otomobil?cumhuriyet.com.tr GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ 7 Reklam Denilen Güç 2006’nın ilk Kurban Bayramı bugün arifeyle başlıyor. Güneş yılı ile ay yılı arasındaki fark yüzünden yılın son günü ikinci Kurban Bayramı’nın ilk gününü de yaşayacağız. Bayramlarda Türkiye, neşe ve sevinçle hüzün ve acıyı birlikte yaşamak gibi tatsız bir durumla karşı karşıya kalıyor. Özellikle bayram günlerinde ve uzayan tatilin dönüşlerinde meydane gelen trafik kazaları, bütün uyarılara ve alındığı bildirilen önlemlere karşın engellenemiyor. Bu bayram, kuş gribinin yarattığı ürkekliğin, kimilerine göre de paniğin bayramı gölgelemiş olduğu da bir başka gerçek. Geleneği bozmayalım ve dertleri değil de sorunları çözemeyişimizin nedenleri üzerine bir çeşitleme yapalım. ??? İnsan ilişkilerinden ve yaşamından oluştuğu varsayılan olguların nedenlerini bulmak için sosyolojiden ve sosyal siyasetten yararlanmak acaba yeterli mi? Bu alanların uzmanları alınmasınlar, ama son yıllarda reklam gerçeği ile iç içe yaşıyoruz. Gazetelerde, radyolarda, televizyonlarda topa tutmuşçasına denebilecek bir sıklıkla karşılaştığımız reklamlarla ilgili bilgilerimiz çok sınırlı düzeyde. Reklama ilişkin tartışmalar, birkaç uzmanın dışında reklam pastasının küçüklüğü, pastadan pay alma savaşımının acımasızlığı gibi konularla sınırlı düzeyde. Galiba bir de televizyonların vazgeçilmezleri sayılan dizilerin sürekliliğinin ya da bir iki yayından sonra ekrandan kaldırılmasının nedenlerine ilişkin bilgiler var. Oysa reklam, uzunca bir süredir bir bilim dalı olarak ülkemizde de hükmünü sürdürüyor. Bilim insanları, lisans ve lisansüstü öğrencileri, doktora adayları ile önemli bir eğitim alanını da oluşturuyor. Reklam, hiç kuşkusuz etkileme ya da güdüleme gücüyle yeni insan tipleri yaratırken birliktelikleri ve örgütlenme biçimlerini de değiştiriyor. Bu yargıya okuduğum bir kitap nedeniyle ulaştım. (Reklamların Dili/Reklamlarda Anlam ve İdeoloji Judith Williamson Çeviren: Ahmet Fethi Ütopya Yayınları) Bu nedenle de bir bölümünü sizinle paylaşmak istedim. ??? ‘‘Reklamlar, tüketim mallarından öte bir şeyi bize satarlar: İçinde bizim ve o malların yer değiştirebilir olduğumuz bir yapıyı bize verirken bizi kendimize satıyorlar. Bu kendilere gereksinimimiz vardır. İnsanların şeylerle eşitlenmesi kadar, bu gereksinimin tarihsel çerçevesine ve maddiliğine de dikkat edilmelidir. Hem insanlar, hem ürünler arasında bir ayrım yapma girişimi, kişinin kendi kimliği de dahil, dünyayı sınfılandırma, düzene koyma ve anlama isteğinin bir parçasıdır. Fakat toplumumuzda, insanlar arasındaki gerçek ayrımlar, işçiler olarak, onların üretim sürecindeki rolleri tarafından yaratıldığı halde, reklamların kışkırttığı yanlış kategoriler içinde, sınıf yerine özel malların tüketimine göre yapılmış ayrımlar geçirerek toplumun gerçek yapısını anlaşılmaz kılmak için kullanılan, onların kendi çalışmalarının ürünleridir. Böylece ürettiklerine göre tanımlanmak yerine, insanları kendilerini tüketikleriyle tanımlar hale getirir. Buradan da ‘iki araba ve renkli TV sahibi’ işçinin işçi sınıfından olmadığı şeklinde hatalı bir varsayım doğar. Satın alabileceğimiz şeylerle toplumda yükselip alçalabileceğimizi duyumsar hale getiriliriz; ve bu, hâlâ toplumsal konumu temeli olan fiili sınıf temelini anlaşılmaz yapar. Toplumumuzdaki temel farklılıklar ‘hâlâ’ sınıf farklılıklarıdır; fakat sınıfları ya da grupları yaratmanın aracı olarak imalat mallarının kullanılması, bu farklılıklar üzerinde bir örtü oluşturur.’’ ??? Her bilim dalında olduğu gibi karşıt görüşler de mutlaka olacaktır. Bana özellikle çalışanların dağınıklığı nedeniyle ilginç geldi. Alıntılamayı bir tartışma açma nedeniyle de yapmadım. Çünkü ben yalnızca reklam okuyucusu, izleyicisi ve dinleyicisiyim. Clio III’ün üretimi başlıyor Renault’nun Bursa fabrikasında Megane Sedan, Clio Symbol’den sonra 200 milyon Avro’luk yatırımla yeni Clio’nun üretimine başlanacak. Avrupa’da yılın aracı seçilen yeni Clio’nun bu ay sonunda üretime geçmesiyle Türkiye’de ilk kez bir hatchback üretimi gerçekleşmiş olacak. Bu modelin Stationwagon modelinin de Türkiye’de üretimi için çalışmaların devam ettiği ancak son kararı Renault’nun yeni Başkanı Carlos Ghons’un şubat ayındaki genel değerlendirme toplantısında vereceği açıklandı. ürkiye’de faaliyet gösteren Oyak Renault, Renault Mais ve Dossd Dacia’dan oluşan Renault Grubu şirketlerinin yöneticileri, bir basın toplantısı düzenleyerek, 2005 yılı performanslarını değerlendirdiler ve yeni yıla ilişkin hedeflerini açıkladılar. Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet, şirketin geçen yılki cirosunun 2.1 milyar dolar, ihracat cirosunun ise 1.4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. Gabillet, Oyak Renault’un geçen yıl 179 bin 669 adet otomobil, 96 bin 358 adet motor ve 141 bin 150 adet vites kutusu ürettiğini bildirdi. Üretimin üçte birinin iç pazara, üçte ikisinin ise ihracata yönlendirildiğini aktaran Gabillet, toplam cironun 2.1 milyar dolar, ihracat Oyak Renault Genel müdürü Alain Gabillet, Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ve Dossd Dacia Genel Müdürü Merih Tüzün 2005 yılının değerlendirerek yeni yılla ilgili nedeflerini açıkladı. Renault yine lider lerini ifade ederek bu yılı da 2005’te olduğu gibi binek otomobilde lider olarak tamamlamayı hedeflediklerini bildirdi. 2005’i istikrarlı bir yıl olarak niteleyen Aybar, sürpriz yaşanmadığını, marka için başarılı bir yıl olduğunu belirterek Renault’un 8 yıldır üst üste binek otomobil pazarının liderliğini elinde tuttuğunu söyledi. Dossd Dacia Genel Müdürü Merih Tüzün ise markanın 2004 yılında 4 bin 88 adetlik satışla yüzde 0.9 olan pazar payını 2005 sonu itibarıyla yüzde 2’ye yükselterek pazar payını katladığını anlattı. Tüzün, Dacia markasının bilinirliğinin 2005 yılında önemli ölçüde arttığını, yıl sonu itibarıyla 8 bin 464 adet otomobil satılarak başarılı sonuç elde edildiğini kaydetti. Tüzün, 2003 yılında 35, 2004’te 45, 2005’te 60 olan yetkili satıcı sayısının 2006’da 73’e çıkarılmasının planlandığını anlattı. Binek otomobil pazarındaki liderliğini sekiz yıldır sürüdüren Renault’un geçen yıl toplam 76 bin 378 otomobil sattığı açıklandı. OYAK Renault’tan yapılan açıklamada, 2005 yılında Türkiye binek otomobil pazarında satılan 437 bin otomobilin 76 bin 378’nin Renault olduğu bildirildi. Binek otomobil pazarında yüzde 17. 5’lik payla lider olan Renault’un 710 bin adet satış gerçekleşen binek otomobil ve hafif ticari araç pazarında ki payının ise 107 bin 806 adetlik satışla yüzde 15.2 olduğu bildirildi. Renault’un otomobil üretiminin 103 bin 748’inin Megane II Sedan, 75 bin 921’inin ise Clio Symbol modelleri olduğu bildirildi. Ürettiği otomobillerin yüzde 68’ini ihraç eden Renault’un 1.4 milyar doları aşkın ihracat cirosuna ulaştığı beldirildi. Renault’un son sekiz yıllık ihracatı toplam 6.5 milyar dolara ulaştı. Türkiye’de üretilen Renault Megane Sedan 29 bin 225 adet satışla 2005 yılının en çok satılan otomobili oldu. Megane Sedan’ı Renault Clio Symbol 28 bin 11 adetle izledi. T cirosunun 1.4 milyar dolar ve 19982005 yılları için toplam kümülatif ihracat cirosunun 6.5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi. Bursa fabrikasında üretilen ve kendileri için gurur kaynağı olan Megane Sedan ile Clio Symbol’un iç pazarda en çok satılan otomobiller olduğunu, yurtdışında ise 5 kıtada 100 ülkeye ihraç edildiğini belirten Gabillet, yaklaşık 5 bin kişiye istihdam yarattıklarını, bu yıl bu sayıya 500 kişi daha eklemeyi planladıklarını söyledi. Gabillet, 2006 yılının Oyak Renault için boyut değiştirilen bir yıl olacağını ifade ederek, “Türkiye’ye büyük bir güvenimiz var. Bu 35 senelik bir güven ilişkisinden bahsediyoruz. Türkiye’de büyümeyi hedefliyoruz’’ dedi. Gabillet, bir soru üzerine 2006 yılında 240 bin adet otomobil üretmeyi ve bunun üçte ikisini ihraç etmeyi planladıklarını dile getirdi. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar da, pazarda 2006 yılında sürpriz beklemedik 255 milyon dolar yatırımla yenilenen Hyundai Accent, Era adını alarak satışa sunuldu Kalite ve yüksek performans İ kinci nesli 1999’da tanıtılan Accent’in üçüncü nesli Güney Kore’de 200 milyon, Türkiye’de de 55 milyon dolarlık bir yatırımla geliştirildi. Üçüncü kuşakta isminin sonuna Era ekini alan Accent Türkiye’de üretilip bütün Avrupa pazarına sunulacak. Nesil değişikliğinde Accent’in motor gamı da yenilenmiş; 1.4 litre 97 hp ve 1.6 litre 112 hp’lik benzinli ve 1.5 litre 110 hp’lik turbo dizel motor seçenekleri aracın satışta olan sürümleri. Accent Era’da otomatik şanzıman seçenekleri sadece benzinli motorla alınabiliyor. Bizim test ettiğimiz Era’nın 1.4 litrelik otomatik şanzımanlı versiyonuydu. Accent Admira’ya göre 20 mm. daha uzun ve 35 mm. daha geniş olan Era’nın bu boyutları araca yol tutuşunda üstünlük sağlıyor. Otomobilin kabininde kullanılan iki renkli plastik üzerindeki kumandalar kalite anlayışının bir göstergesi. Geleneksel klima kumandaları kullanımla ilgili bir sorun yaratmıyor. Yenilenen müzik sistemi ve kullanılan hoparlörler oldukça kaliteli. MP3 formatını da tanıyan müzik sistemini direksiyon simidinin üzerindeki düğmelerden kontrol etmek çok kolay. Ses otomobilin içinde güçlü dağılıyor. Yol bilgisayarının verileri, gösterge panelindeki LCD ekrandan görülebiliyor. Koltukların minder sertlikleri ve yanal yükseltileri yeterli seviyede. Koltuk kumandaları kullanışlı ve rahat ulaşılabiliyor. Era’nın 375 litrelik bagaj hacmi rakiplerinden küçük olmasına rağmen geniş yükleme ağzı sayesinde kolay kullanım sağlıyor. İz genişliği 35 mm. arttırılan otomobilin yolda daha iyi tutunması sağlanmış. Türkiye’nin yol koşulları için tasarlandığı anlaşılan amortisörler çukur geçişlerinde bile oldukça iyi. Era’nın hıza duyarlı elektrik destekli hidrolik direksiyonun fazla hassas olduğu söylenemez. Ancak simidin yükseklik ayarı kullanıcılara ideal sürüş pozisyonu için kolaylık sağlıyor. Otomobil motor sesini özellikle yüksek devirlerde kabine yansıtıyor. Pütürlü asfaltta lastik sesi yine kabin içinden fazla duyuluyor. Aracın motor performansı oldukça başarılı. Gaz pedalına tepkileri çabuk olan motor orta üst devirlerde daha fazla performans gösteriyor. Motorun 97 hp’lik gücü kalkışlarda ataklık sağlıyor. Hızlanması da başarılı olan motorun yokuşlarda özellikle yüklüyken biraz zorlandığı söylenebilir. Accent Era’nın baz sürümü olan Team’de sürücü hava yastığı, klima, radyo / CD / Mp3 çalar, yükseklik ayarlı direksiyon, elektrikli camlar, katlanabilen arka koltuklar, ISOFIX, uzaktan kumandalı merkezi kilit, alarm, immobilizer, aydınlatmalı torpido gözü, sis farları, 12 volt soketi standart olarak sunuluyor. Otomobilin 1.4 litrelik baz sürümü 23 bin 450 YTL ’den başlıyor. Navturk navigasyon sistemini güncelliyor ürkiye’nin ilk navigasyon sistemi Navturk, müşterilerine daha önce duyurduğu güncelleme hizmetini vermeye başladı. Navturk, 2005 yılı Eylül ayında satışa sunduğu navigasyon sistemini, 2007 yılına kadar her altı ayda bir üst versiyon olarak ücretsiz güncelliyor. 2006 yılı ocak ayı itibarıyla güncellenen harita verisinde, sisteme eklenen yeniliklerle sokak detayı bazında il sayısı 19’a (Ağrı, Ankara, AntalyaAlanya, Bayburt, Bursa, Düzce, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırıkkale, Nevşehir, Sakarya, Trabzon, Uşak, Osmaniye, Diyarbakır) çıkarken, sistemde var olan Türkiye genelindeki yerleşim merkezi sayısı arttırılmış. Ayrıca navigasyon sisteminin yeni versiyonunda ekranın görsel zenginliği geliştirilmiş ve detaylar arttırılmış. Yine görüntülü ve sesli olarak bütün sistemin dil seçeneği Türkçe ile birlikte 7 dil (İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Hollandaca) olarak zenginleştirilmiş. T 2006’nın ilk sürprizi Cuore’den Y eni yılın ilk hediyesi Daihatsu Türkiye’den geldi. Dış ve iç görünümü tamamen yenilenen Daihatsu Cuore, 3.490 YTL ’ ye varan indirimle yılın ilk günüyle birlikte pazara sunuldu. A segmentinin en tasarruflu modeli Cuore, yenilenen görünümüyle 15 bin 775 YTL baz fiyatla tüm Daihatsu showroom’larında yerini aldı. Bu model Thrifty 3 kapı düz vites ABS’li, Low Grade 5 kapı düz Vites ABS’li ve Low Grade 5 kapı otomatik vites klimalı ABS’li olmak üzere üç ayrı versiyonla satışa sunuldu. Thrifty’nin fiyatı 15.775 YTL, Low Grade Düz Vites’in 17.035 YTL, Low Grade Otomatik Vites’in ise 18.015 YTL olarak açıklandı. Daihatsu Cuore’nin önceki versiyonunda üç ayrı bölümden oluşan ızgara aralıkları iki büyük aralıktan oluşan daha kalın çerçeve ile yenilenmiş. Ayrıca otomobilin ön ve arka logoları da büyütülmüş. 5 kapılı Cuore’nin gösterge panelinde üst kısım siyah Honda’dan çevreye duyarlı teknoloji Ford Transit, 40. yılında Mobil ile ‘talih’ yazdı 3 1 Ekim 17 Aralık 2005 tarihleri arasında Türkiye genelindeki Ford yetkili servislerine gelerek ticari aracının motor yağını Mobil yağı alarak değiştiren tüketiciler arasında gerçekleştirilen çekiliş sonucunda Ford Transit kazanan Şevket Çalışkan, düzenlenen törenle yeni aracını teslim aldı. Kampanyanın gördüğü ilgiden çok memnun olduklarını belirten Ford Otosan Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Şatıroğlu ‘‘Ford Transit efsanesinin 40. yılını araç sahipleriyle birlikte kutlamak için özel bir servis kampanyası hazırladık’’ dedi. Ford Transit’in tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aracına yürekten bağlı, aracını yakından tanıyan, gözeten çok özel bir kullanıcı kitlesi olduğunu vurgulayan Şatıroğlu, ‘‘Ford Otosan olarak Transit kullanıcılarına verdiğimiz önemi farklı avantajlar sağlayan kampanyaların yanı sıra yeni ürün ve hizmetler sunarak göstermeye devam ediyoruz. Ford Transit ve Ticaret erbapları ile pazar liderliğimizi sürdürürken araç sahiplerinin memnuniyetlerini görmek bizim için çok önemli... Kampanya katılım ve araç sahiplerinden gelen yorumlar bizleri son derece mutlu etmiştir’’ dedi. VOLVO gençleşti V olvo, hareketli şehir yaşam stili sahibi, genç ve dinamik müşteri grubuna yönelik ürettiği ilk aracı Volvo C30’u tüm dünya ile tanıştırmaya hazırlanıyor. Volvo’nun modern, çevik, hızlı ve güçlü en küçük aracı C30, 2006 yılı eylül ayında Paris Motor Show’da tüm dünyaya tanıştırılmadan önce ocak ayında Detroit Motor Show’da sergilenecek. Volvo C30, Türkiye’de ise 2007 yılında satışa sunulacak. Volvo öncelikle otomobile kendi hareketli yaşam tarzlarını devam ettirmek için bir araç olarak bakan bekârlar ve çocuksuz çiftler üzerine odaklandı. İki kapılı sportif bir tasarım, 4 adet tekli koltuk ve Volvo Safety Concept Car’ın (SCC Güvenlik Konsept Aracı) çizgileri; büyük bir yarışın yaşandığı bu segmentte, gelecek üretim modelini zorlu bir yarışmacı haline getiriyor. H onda Motor, silikon içermeyen malzemelerden oluşan ince filmli güneş enerjisi hücresinin seri üretimine 2007’de başlamayı planlıyor. Konvansiyonel güneş enerjisi hücresi üretimine göre yüzde 50 daha az enerji harcanan ince filmli güneş enerjisi hücresinin üretimi sırasında yüzde 50 daha az karbondioksit açığa çıkıyor. Yıllık kapasitesi 27.5 megawatt olan seri üretim tesisi, Honda’nın Kumamoto fabrikasında kurulacak. Honda’nın üretim mühendisliği alt kuruluşu olan Honda Engineering Co. Ltd. bünyesinde montaj hattı kullanarak 2006 sonbaharının ikinci yarısında sınırlı bir alanda sınırlı miktarda güneş enerjisi paneli üretimine başlayacak. Bakır, indiyum, galyum ve selenyum (CIGS) bileşiminden oluşan ince filmi kullanacak olan Honda’nın yeni jenerasyon güneş enerjisi hücresi, üretim evresinde oluşan karbondioksit miktarını azalttığı için çevre ile daha dost bir ürün. olarak kalırken alt kısım ve orta konsolda değişiklik yapılarak renk uyumunu sağlayan bej rengi kullanılmış. Tüm versiyonlarda rahatlığın daha da arttırıldığı iç tasarım değişikliğiyle ön koltuk minderleri 3 cm öne doğru uzatılmış. Otomatik vites seçeneklerinde vites kolunun boyu kısaltılarak aracın kullanımı daha da kolaylaştırılmış. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle