19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çelebi, ‘Solda Yeni Arayış’ toplantılarına yöneltilen eleştirileri Cumhuriyet’e değerlendirdi 5 ‘Hedef solun iktidarı’ AYŞE SAYIN Dolmabahçe’de ‘dolma’ yiyelim... Süleyman Çelebi ANKARA DİSK’in geçen eylül ayında Abant’ta başlattığı ‘‘Solda Yeni Arayış’’ toplantılarının üçüncüsü 28 Ocak’ta Eskişehir’de yapılacak. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, kamuoyuna ilk başta ‘‘DİSK sol parti kuruyor’’ başlıklarıyla yansıyan girişimin Eskişehir toplantısında yeni bir forma kavuşacağını açıkladı. DİSK olarak sol kesimleri bir araya getirme konusundaki ‘‘kolaylaştırıcı’’ misyonunu Abant ve İstanbul toplantılarıyla tamamladığını belirten Çelebi, toplantıların organizasyonunu bireysel bazda katılımcıların içinde yer aldığı bir platforma devrettiklerini bildir ? DİSK olarak solu bir araya getirme konusunda kolaylaştırıcı olarak görev yaptıklarını ve bu görevi kurulan bir platforma devrettiklerini belirten Süleyman Çelebi, “Sol solun kurdu olmuş, açığını arar durumda, bu anlayıştan kurtulmak lazım” dedi. di. İlk toplantıya hiçbir siyasi parti temsilcisinin çağırılmaması, DİSK’in yeni bir sol parti oluşumuna zemin hazırlayan rol üstlenmesi nedeniyle solda belli bir kesim tarafından da eleştirilen ‘‘solda arayış’’ toplantıları ile ilgili Çelebi’ye yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: Abant ve İstanbul toplantılarının ardından Eskişehir’de üçüncü toplantıyı düzenliyorsunuz. Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek? ÇELEBİ Bu süreci ilan ettik, aşağı yukarı Anadolu’da 15 yerde bölgesel toplantılar yapılacak. Yeni solun toplumla buluşması noktasında, toplumun duyduğu heyecan bize cesaret verdi. Zaten bizim hareketimizin sloganı belli; kitleselleşme, yenileşme ve bütünleşme. Böyle bir süreçte verdiğimiz mücadele, solun iktidar yapılması mücadelesidir. Girişiminiz kamuoyuna ilk olarak ‘DİSK yeni parti kuruyor’ diye yansıdı. Siz de böyle bir amacınız olmadığını ifade ettiniz. Peki ‘Sosyal politikalara ihtiyaç var’ Sizin toplantılarınızda Prof. Dr. Burhan Şenatalar’ın ‘‘Piyasa ekonomisini reddeden solla işimiz olmaz’’ sözleri de ‘Belli bir kesim dışlanıyor mu’ tartışması yarattı. ÇELEBİ Biz bir tartışma süreci başlatıyoruz. Bugün hangi sol parti piyasa ekonomisini reddediyor, ona bakın. Sosyalist solu kastetmiyorum tabii. Dünya gerçeklerinden asla vazgeçmeden, sosyal demokrasinin temel ilkelerinden vazgeçmeden, evrensel değerlere tamamen sahip çıkan bir sol yaklaşımdan söz ediyoruz. Burada kastedilen, piyasa ekonomisi ilişkisi gerçekliğinin reddedilmemesi gerekliliği. Ama Sayın Şenatalar’ın da söylediği gibi, yozlaştırmadan, neoliberal politikaların değil, sosyal politikaların egemen olduğu bir düzenlemeye ihtiyaç var. Üyesi de olduğunuz CHP’nin iktidar alternatifi olma konusunda sizce eksiklikleri neler? ÇELEBİ Ben parti üyesiyim, o nedenle CHP’nin eksiklerini sayma noktasına girersem şık olmaz. Ama mesele o değil. Bu kadar sürecin içinde CHP veya başka bir sol parti alternatifse niye biz kendimizi sıkıntıya sokuyoruz. Türkiye’de sağın alternatifinin sağ olma tehlikesi var. Biz bunları tartışmak yerine birbirimizle tartışma noktasını doğru bulmuyoruz. bu toplantıların sonu nereye varacak? ÇELEBİ Bizim parti kurma gibi bir işlevimiz yok. Böyle yapmayacağımızı açıkça ifade ettik. Biz sendikal örgütüz, devletten, sermayeden, siyasi partilerden bağımsızız. Ama tüm bunları söylerken de bir siyasal tercihimiz olmaz anlamına gelmiyor. DİSK’in üstlendiği, toplumun her kesiminden eskiyeni ayrımı yapmadan, yeni taleplerin toplumla buluşması konusunda kolaylaştırıcı bir rol. Türkiye’de halkın, solun iktidar olmasına ilişkin bir susamışlığı var. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. DİSK kurumsal kimliği olarak biz bunu Bolu toplantısında, başkanlar kurulumuzda, genel kurulumuzda ifade ettik. İstanbul Dedeman toplantısında da sonlandırdık. Bundan sonra yapacağımız çalışmalar tamamen diğer bütün kesimlerin de içinde yer aldığı, bütünleşme ve kitleselleşme konusunda bu işe ilgi duyanların birey bazında içinde yer aldığı bir platforma bu görevimizi devrettiğimizi ilan ettik. Bundan sonrası için kararı artık DİSK vermez. Biz kişi bazında artık kenara çekiliyor değiliz, ama kurumsal bazda bu kolaylaştırıcılık görevimizi tamamladığımızı ifade ediyoruz. ‘Suçlamalar haksız’ ‘Solda yeni parti arayışı başlatmak DİSK’in işi mi’ diyenler oldu. ‘‘DİSK’in yaptığı Blair’in ‘üçüncü yol’ anlayışını canlandırma girişimi’’ diyenler oldu... Siz bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? ÇELEBİ Bazı suçlamaları çok haksız buluyorum. DİSK’in görevlerinden bir tanesi solun iktidarı konusunda çözüm üretmek. Ama bu birilerini tedirgin ediyor. Türkiye’deki sol partilerin hepsi, ortak noktada birleşme konusunda bir sorun yaşıyor. Herkes, o limitleri neyse, hiçbir özveride bulunmadan, ‘herkes benim marketimde buluşsun, dükkânımda buluşsun’ diyor. Bakın birçok ülkede bunlar aşıldı. Peki bunların merkezi biz olmayalım, o zaman kendileri yapsın, yapabiliyorlar mı? Yapılmadı. Kendimizi bir siyasi parti yerine koymuyoruz, ama bize görev, sorumluluk düşüyor. Sol solun açığını arar durumda olduğu zaman, bir cümleyi alıp her tarafa çekmeye yöneldiği zaman, zaten burada tahammülsüzlükler başlıyor. Solda yeni bir partiye ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? ÇELEBİ Benim ihtiyacım şu: Türkiye’de solun iktidar olması. Bunun yapılması konusunda üzerime ne düşüyorsa onu yapacağım. Mevcut siyasi partiler içinde böyle bir alternatif olsaydı, zaten böyle bir çabaya girme düşüncemiz olmazdı. Afganistan Devlet Başkanı Hamit Karzai, Türkiye’yi ziyareti sırasında TBMM’de bir dizi temasta bulundu. TBMM Başkanı Bülent Arınç’ı ziyaret eden Karzai, genel kurul çalışmalarını da izleyip milletvekillerini selamladı. Karzai’nin Arınç ile görüşmesi sırasında verdiği bir bilgi, AB kapısındaki Türkiye’de kadının siyasetteki yerini bir kez daha gözler önüne serdi: ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1920’li yıllarda Afgan kadınlarının eğitimi konusunda dışa açıldığı ilk ülke Türkiye’dir. Afgan kadınlarının bilim ve kültür altyapısını Türkiye oluşturmuştur. Bu kadınların çocukları, bu eğitimin semerelerini sürekli almaktadırlar. Bizim parlamentomuzda milletvekillerinin yüzde 28’ini kadınlar oluşturuyor. Yani 249 milletvekilinin 71’i kadındır.’’ Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili sayısını anımsatalım: 550 milletvekilinden yalnızca 24’ü kadınlardan oluşuyor. Oran ise yüzde 4.5. Görüşmeler sırasında Karzai bir anısını da anlattı. Afganistan’da da ‘‘dolma’’ yemeğinin olduğunu ve Türkiye’de olduğu gibi ‘‘dolma’’ diye söylendiğini vurgulayan Karzai, salonda bulunanları kahkahaya boğan anısını aktardı: ‘‘Dolmayı çok severim. 1991 yılında Türkiye’ye geldim. Dolmabahçe diye bir yer olduğunu duydum. Yanımdakilere ‘Bakın Dolmabahçe diye bir yer varmış. Hadi gidip dolma yiyelim’ dedim. Meğer orası dolma yapılan bir yer değil, saraymış.’’ Dikkat! Başbakan arayacak! TBMM Genel Kurulu’nda yabancılara mülk satışına ilişkin yasa tasarısı görüşülürken yabancıların en çok ilgi gösterdiği illerin başında gelen Antalya’nın milletvekilleri söz alıp konuştu. AKP’li Mevlüt Çavuşoğlu, partili arkadaşı Fikret Badazlı’ya bir oyun hazırladı. Diğer milletvekilleri de bu oyuna ortak olunca senaryo uygulamaya konuldu: Çavuşoğlu, telaşlı bir yüz ifadesiyle Badazlı’nın yanına geldi. ‘‘Fikret Bey, Başbakan, genel kurulda konuşan milletvekillerini arıyor. Beni de aradı, konuşmamı çok beğendiğini söyledi ve tebrik etti. Sizi aradı mı’’ diye sordu. Badazlı, Başbakan Erdoğan’ın kendisini aramadığını söyleyince Çavuşoğlu uyardı: ‘‘Mutlaka arayacaktır, cep telefonunuzu açık tutun.’’ Badazlı’nın sürekli elinde tuttuğu cep telefonunu sık sık kontrol etmesi, milletvekillerini eğlendiriyordu. Çavuşoğlu, bir ara Badazlı’nın yanına gidip Başbakan’ın arayıp aramadığını sordu. Badazlı biraz sıkıntılıydı: ‘‘Şimdiye kadar aramadı, cep telefonum da açıktı oysa ki. Acaba bir ara karşıya aşağıdan, tünelden gitmiştim, cep telefonum çekmemiş olabilir mi?’’ Çavuşoğlu, ‘‘Arar, mutlaka arar’’ diyerek Badazlı’yı teselli etti. TBMM Genel Kurulu’nun çalışmaları, sabah saat 02.00’lere dek sürdü. O saate kadar aranmayan Badazlı, hayal kırıklığı içinde evine gitti. Ama Çavuşoğlu ve arkadaşları, Badazlı’nın peşini bırakmadı. Çavuşoğlu, Badazlı’yı Erdoğan’ın korumasıymış gibi aradı: ‘‘Sayın Badazlı, Sayın Başbakan sizi arayacak, lütfen cep telefonunuzu açık tutun.’’ Çavuşoğlu, saat 04.00’e doğru telefonu çevirdi. ‘‘Sayın Badazlı, ben Sayın Başbakan’ın korumasıyım. Sayın Başbakan’ı takdim ediyorum’’ diyerek telefonu İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar’a verdi. Bayraktar, gülmemek için kendini zor tutarak ‘‘Sayın Milletvekili, konuşmanızı çok beğendim. Sizi kutluyorum’’ dedi. Büyük bir heyecanla Başbakan Erdoğan’ın aramasını bekleyen Badazlı, çok mutluydu: ‘‘Çok teşekkür ederim Sayın Başbakan, Allah sizi başımızdan eksik etmesin!’’ Metin Göktepe anıldı İzlediği bir cenaze töreni sırasında gözaltına alınan ve dövülerek öldürülen gazeteci Metin Göktepe, ölümünün 10. yıldönümünde ailesi ve meslektaşları tarafından özlemle anıldı. Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, ‘‘Metinim ölmedi. Metin’in kalemi hâlâ Evrensel’e çalışıyor’’ dedi. Ümraniye Cezaevi’ndeki olaylarda ölen tutukluların cenaze törenini Alibeyköy’de izlerken gözaltına alınan ve 8 Ocak 1996’da vücudunda darp izleriyle ölüsü bulunan Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin sevenleri dün Kemer Mezarlığı’nda bir araya geldi. EMEP İstanbul İl Örgütü Başkanı Memet Kılınçaslan, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve gazetecinin de aralarında bulunduğu grup, Göktepe’nin fotoğraflarını taşıyarak ‘‘Hepimiz birer Metiniz’’, ‘‘Evrensel susturulamaz’’ sloganları attı. Oğlunun mezarına karanfiller bırakan Fadime Göktepe, ‘‘Metinim ölmedi, kalemi kırılmadı...’’ diyerek emekçilerin Metin’e sahip çıktıklarını ifade etti. Göktepe, ‘‘Bütün emekçiler benim Metinimdir’’ dedi. Göktepe’nin katledilişinin üzerinden 10 yıl geçtiğini anımsatan İhsan Çaralan da, Türkiye’de basın üzerindeki baskıların devam ettiğine dikkat çekti. Çaralan, ‘‘Basın eskisinden daha fazla egemenlere hizmet veriyor. Şimdi daha çok Metin’e ihtiyaç var’’ dedi. Demokrasi mücadelesinde yaşamlarını yitirenler için saygı duruşunda bulunan ve Metin Göktepe’nin mezarına karanfiller bırakan grup, ‘İnadına hepimiz birer Metiniz’’ sloganı atarak dağıldı. Siyasette kaleci olmak! Futbolda ‘‘Maçın sonucunu kimse bilemez’’ anlamında ‘‘Top yuvarlaktır’’, ‘‘Maç 90 dakikadır’’ sözleri sık sık kullanılır. AKP’li Nurettin Canikli, TBMM Genel Kurulu’nda futbolu bir fıkrayla siyaset gündemine getirdi: ‘‘Futbolu çok seven bir kişi var, futbol fanatiği. Bir gün, bu kişinin çok yakın arkadaşı hastalanmış, ziyaretine gidiyor . Dayanamıyor, ‘Öyle görülüyor ki sen gidicisin. Çok merak ediyorum, ahirette bu futbol işi var mı? Sen gittiğin zaman öbür taraftan bana bir şekilde bunu ilet’ diyor. Birkaç hafta sonra bu kişi vefat ediyor. Bir gece, bu kişi rüyasında ölen arkadaşını görüyor. Arkadaşı, ‘Hani sen ahirette futbol var mı diye sormuştun ya... Bununla ilgili sana iki tane haberim var’ diyor. ‘Bir tanesi iyi haber, bir tanesi kötü haber. İyi haber şu, burada çok güzel futbol olayları var. Bizim de çok güzel bir futbol takımımız var. Her hafta çarşamba günleri maç yapıyoruz. Kötü haber de, önümüzdeki çarşamba kaleye sen geçiyorsun’.’’ Canikli, fıkrayı anlattıktan sonra CHP’lilere dönerek ekledi: ‘‘3 Kasım’da millet muhalefeti kaleye geçirdi. 2007 seçimlerinde de muhalefet kalede kalmaya devam edecek.’’ Canikli’ye yanıt CHP’li Mustafa Özyürek’ten geldi: ‘‘CHP, Cumhuriyetin ve Türkiye’nin korunması gerektiğinde kalecilik de yapar, santrfor olarak da görevini yapar.’’ Siyaset de bir maç olarak düşünülecek olursa; topun yuvarlak olduğu kesin, ancak Türkiye’de siyaset maçının süresi ve kuralları değişken. Bu maç 35 yılda bir oynanıyor, kuralları ise devre arasında Seçim ve Siyasi Partiler Yasası değişiklikleriyle yeniden belirleniyor. 9. Cumhurbaşkanı, devlet adamları kategorisinde Dünya Kalkınma Federasyonu listesine seçildi Demirel: Hükümet düğme dikti ANKARA (AA) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, enflasyonun yüzde 10’un altına düşmüş olmasının sevindirici olduğuna işaret ederken bunun sadece AKP hükümetinin başarısı olmadığını söyledi. Demirel, ‘‘Ve bu hükümetin zamanında düşmüş, onlar da bununla övünebilirler. Gayet tabii övünecekler. Fakat mesele sadece bunların marifeti değil. Arkalarında IMF var, arkalarında zaten uygulanan bir program var. Şimdi bakın; elbise dikilmiş, düğmesi yok, dikilmemiş. Şu düğme... Geliyorsunuz ? Enflasyonun düşmesinin sadece AKP hükümetinin marifeti olmadığını söyleyen Demirel, “Arkalarında IMF var, zaten uygulanan bir program var” dedi. Hükümetin sadece elbisenin düğmesini diktiğini söyleyen Demirel, cumhurbaşkanlığına adaylık için de bir çalışması olmadığını söyledi. bu düğmeyi dikiyorsunuz. ‘Elbiseyi ben diktim’ diyorsunuz. Halbuki sadece elbisenin düğmesini diktiniz’’ diye konuştu. Demirel, ‘‘devlet adamları’’ kategorisinde Dünya Kalkınma Federasyonu (The World Development Federation) listesine seçildi. Kalkınma alanında faaliyet gösteren uluslararası bir kuruluş olan Dünya Kalkınma Federasyonu tarafından hazırlanan listede, ‘‘dünyayı daha iyi yaşanacak bir yer haline getirmeye katkıda bulunan, insani kalkınmaya, insanların hayat kalitesini arttırmaya’’ yönelik program ve projelere imza atan devlet adamları ile profesyoneller bulunuyor. Demirel’e ayrılan bölümde, 9. Cumhurbaşkanı’nın, Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) geliştirilmesinin lideri olduğu, GAP’ın ise büyük ekonomik fırsatlar sunan çok önemli bir entegre kalkınma projesi olduğu vurgulanıyor. Demirel, ödüle temel oluşturan ‘‘GAP ve Türkiye’nin enerji politikasına’’ ilişkin soruları yanıtlarken GAP’ın dünyanın en büyük projelerinden biri olduğunun altını çizdi. Gündemle ilgili soruları da yanıtlayan Demirel, elektrik üretimindeki en önemli kaynağın gaz olduğuna vurgu yaptı. Köşk’e adaylık Cumhurbaşkanlığı’na yeniden aday gösterileceği yolunda çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine 9. Cumhurbaşkanı Demirel, ‘‘Böyle bir niyetim olsa, ben burada niye oturayım? Öyle bir niyetim olsa biraz gayret sarf ederim. Benim bir gayret sarf ettiğimi gören var mı’’ karşılığını verdi. İlahiMedya! TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ‘‘SSK ve BağKurlulara prim affı’’ tasarısı görüşülürken AKP’nin ‘‘ilahiyatçı’’ vekillerinden Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, ilgisi olmasa da konuyu ‘‘dinsel’’ bir mecraya çekmeyi başardı. Uzunkaya, haccın ‘‘dini, iktisadi, ticari ve içtimai bir kongre’’ olduğunu belirtip Türkiye’nin bu ortamı iyi değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Uzunkaya’nın, ‘‘Hacda kafamıza taktığımız takkeyi bile Japonlar, Çinliler getirip satıyor. Niye bizim işadamlarımız oraya gidip bu pazara girmiyor’’ sözlerine, sürekli dinsel içerikli mesajlar vermesi ne tepki gösteren CHP’liler bile destek verdi. Ancak Uzunkaya, klasik ‘‘AKP’liliğini’’ bir başka önerisiyle yine gösterdi. Medyanın dinsel konularda ‘‘bilgisiz’’ olmasını eleştiren Uzunkaya, ‘‘Medya her sene yazıyor, Kurban Bayramı yine hac mevsimine rastladı diye. Bu, İslam dünyasını rencide ediyor. Benim medyaya tavsiyem, yönetim kadrolarında bir ilahiyatçı bulundursun’’. Devletin her kademesine imamilahiyatçı kökenlileri yerleştirmek için elinden geleni arkasına koymayan AKP iktidarının işbaşında olduğu bir dönemde, bu tür ‘‘yaratıcı (!)’’ önerilere de şaşırmamak gerek. YUNANİSTAN’DAKİ LAVRİON KAMPI KARAR MAHKEMECE ONAYLANDI DHKPC ve PKK kavgası Dış Haberler Servisi Yunanistan’daki Lavrion Kampı’nda bulunan PKK’lilerle DHKPC’liler arasında çatışma çıktığı önü sürüldü. Yunanistan’daki Lavrion Kampı’nda kalan Devrimci Halk Kurtuluş PartisiCephesi (DHKPC) örgütü üyeleri, PKK üyelerinin kendilerini kamptan çıkarmak istediğini, karşı koyunca da molotofkokteylleriyle saldırdığını öne sürdü. Lavrion’da 1 Ocak’ta yaşanan olaylar 4.5 saat sürdü. PKK’liler, yayınlarında terörist Abdullah Öcalan’a hakaret ettikleri gerekçesiyle DHKPC üyelerinin kamptan çıkmasını istedi. DHKPC yazılı tabelayı söken yaklaşık 100 PKK’li, ardından da örgüt üyelerini tehdit etti. Bir binada barikat kuran DHKPC’liler, PKK’lilerin saldırısına uğradı. Ağca tahliye ediliyor Haber Merkezi Kartal H Tipi Cezaevi’nde yaklaşık 5 yıldır bulunan gazeteci Abdi İpekçi suikasti hükümlüsü Mehmet Ali Ağca tahliye ediliyor. Kartal H Tipi Cezaevi Müdürlüğü’nün, hükümlü Ağca’nın cezasının tamamlandığı yönündeki yazısı, Kartal Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, cezaevi müdürlüğünün yazısı üzerine Ağca’nın tahliyesini onayladı. Ağca’nın, 1015 Ocak 2006 tarihleri arasında tahliye edilmesinin beklendiği belirtildi. Ağca’nın askerlik sorunu nedeniyle tahliyesinin ardından Pendik Askerlik Şubesi’ne gönderilebileceği ve buradan da sağlık kontrolü için GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi’ne sevk edilebileceği öğrenildi. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] Mehmet Ali Ağca. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle