19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 ‘Maceracı arkeolog’ Osthoff’un kaçırılması olayı, gözleri Berlin’in politikalarına çevirdi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Merkel, Kürt kartına ısındı OSMAN ÇUTSAY Kralın Soytarıları... Herkesin ağzında bir ‘‘hain kontenjanı’’ lafı, sanki alyuvarlar, akyuvarlar gibi bir şey. Kamran İnan yıllardır söyler.. Attilâ İlhan da ondan geri kalmadı. Nedir bu hain kontenjanı? Kimdir diye hiç sormuyorum, çoğu ortalıkta zaten... Ekranlarda, gazete ve internet sayfalarında, özel ve yarı özel toplantılarda, yani her yerde görebilirsiniz. Ama en zevklisi onları televizyon ekranlarında izlemek; mimiklerinden, gözlerinden, beyaz dişlerinden, hinoğluhin bakışlarından büyük zevk alıyorum. Sanki ünlü bir tiyatro topluluğunu seyreder gibi... Söyledikleriyle kafalarının içindekini o kadar güzel ayırıp mimiklerine yansıtıyorlar ki deme gitsin... Bu bir gösteri, insanlar bu gösteriyi seyretmeye bayılıyorlar. Hani o tarihi Hollywood filmlerinde kralları eğlendiren soytarılar var ya, bana onları hatırlatıyor. Kralın soytarısı soytarılık yapacak ve karşılığında savrulan paraları toplayıp cebine indirecek... Hain kontenjanının iktisadi ve sosyal nedenlerini de unutmamak gerek. Bir insanı, şirketi, sendikayı ya da belediyeyi ele alalım. Sosyal devlet budanmışsa, eğitim piyasaya terk edilmişse fakir öğrenci ne yapar? Avcunu Brüksel’e, Erasmus’a veya bir yabancı tekele açar. Öğrencin zengin olsun; gittiği okulda eğitim dilini en küçük yaştan itibaren İngilizce okursa, kendi toplumuna yabancının gözü ve gözlüğü ile bakar. Hain kontenjanına bir aday daha. Şirkete gelelim: Sırtını ancak bir Batı şirketine dayadığı zaman onun Türkiye pazarında taşeronu olur. Olur da, kucağına oturduğu dev şirketin arkasında ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi bir devlet duruyorsa, o devletin çıkarlarını korumak zorunda kalmaz mı? Bizim ‘‘yerli’’ şirket sıkıştığı zaman ‘‘Ankara’daki büyükelçiye’’ gitmek zorunda kalır. Seçimler geldiğinde sıra büyükelçiye gelir; ‘‘Şu partiyi destekleyin’’ ricasına, artık kesinlikle uymak zorundadır. İster istemez hain kontenjanına dahil olmuştur. FRANKFURT Kasım ayı sonunda Zerkavi’ye yakın gruplarca, Kuzey Irak’ta kaçırılan ve üç hafta sonra da serbest bırakılan Alman arkeolog Susanne Osthoff’un Alman gizli servisi için de çalıştığının ortaya çıkması, ‘‘bölgede Batılı ajanların cirit attığına’’ yeni bir kanıt olarak değerlendirilirken Berlin’deki Merkel hükümetinin, Barzani’nin Kürdistan planlarına olumlu yaklaştığı belirlendi. Yeni Alman hükümetinin, Ankara ile araya yeni bir mesafe koymaya hazırlandığı gözleniyor. Susanne Osthoff’un fidyecilere kim veya ‘‘hangi yabancı istihbarat servisi’’ tarafından ihbar edildiği ise henüz açıklık kazanmadı. 43 yaşındaki ‘‘maceracı Alman arkeoloğun’’ bölgede kültür hizmetlerinde bulunmasından ve Berlin’deki yeni Kürt rüzgârından hoşlanmayan ‘‘bazı güçlerin’’, son gelişmelerde parmağı olabileceği yolundaki gö ? Merkel’in daha başbakanlık görevini resmen devralmadan, Bush’un yanından gelen Barzani ile bir araya gelmesi; ardından bir Kürt milletvekilinin, Alman Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmeler yaparak Berlin ve Alman iş dünyasına ‘‘bölgeye yatırım’’ çağrısı yapması dikkat çekiyor. rüşler de dile getirilmeye başlandı. Ayrıca, Berlin’in, siyasi partilere ait vakıflar ve ‘‘sivil toplum örgütleri’’ üzerinden dış politika yapmakta kararlı olduğu, Osthoff olayıyla bir kez daha açığa çıkmış sayıldı. Türkiye’nin AB üyeliğine kesinlikle karşı çıkan ve en fazla bir ‘‘imtiyazlı ortaklığın’’ söz konusu olabileceğini belirten Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Barzani ile daha yakın temaslarda bulunması, soru işaretlerine neden oldu. Başbakanlık görevini üstlenmeden hemen önce, 2 Kasım’da, Mesud Barzani ile ani bir görüşme yapan Merkel’in temasları, Alman basınında fazla öne çıkarılmaz ve adeta hasır altı edilirken Türk basınında da sadece Cumhuriyet’te ayrıntılı olarak işlenmişti. Angela Merkel’in, bir önceki Başbakan Gerhard Schröder’den daha farklı bir Irak ve Kürt politikası izlemekte kararlı olduğu, bu konuda SPD’li Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier ile görüş birliği sağladığı gözleniyor. Nitekim Schröder’den bir türlü randevu alamamaktan şikâyetçi olan KDP Başkanı ve Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin Merkel’le temaslarından iki hafta kadar sonra Berlin’e bir Kürt milletvekilinin geldiği, Adil Nasır Hacı adlı bu politikacının Dışişleri Bakanlığı’ndaki temasları sırasında bölgeye Alman yatırımcı çağırdığı bildirildi. Erbil’e Alman kültür merkezi Sadece Alman Dışişleri Bakanlığı ile değil Alman istihbarat servisi (BND) ile bağlantılı çalıştığı belirlenen Osthoff, ilaç yardımları dışında, Kuzey Irak’ta 200 yıllık bir kervansarayı onardığını, ayrıca Erbil’de de bir Alman kültür merkezi kurma çalışmalarında bulunduğunu bildirmişti. Kadın arkeolog, son günlerde yaptığı açıklamalarda kendisinin kullanılmak istendiğini ileri sürdü. Barzani ailesiyle araları iyi Barzani ailesinin özellikle Alman muhazakârları ile iyi ilişkiler içinde olduğu biliniyor. Helmut Kohl hükümetlerinin dışişleri bakanları Hans Dietrich Genscher ve Klaus Kinkel de Irak Kürtleri ile iyi ilişkiler kurmakla tanınıyordu. Mesud Barzani’nin babası Molla Barzani’nin de Alman sağının Bavyeralı ismi Franz Jozef Strauss ile 60’lardan itibaren yakın bağlantı kurabildiği belirtiliyor. Güney Almanya’daki sanayi çevrelerinin Barzani planlarına ekonomik destek vermeye hazırlandığı iddia edilirken geçen yıl Münih’te yapılan Kürt ağırlıklı iş konferansına da dikkat çekiliyor. ABD’nin, işgalin çıkmaza girmesi halinde güçlerini Erbil’deki türünün en büyüklerinden biri olarak kurduğu askeri üsse çekeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Almanya’nın da Irak’ı parçalamakta kararlı ayrılıkçı Kürtlere en azından Kuzey Irak’ta çok daha yakın bir politika izlemeye hazırlandığı belirtiliyor. Yeni gelişmeler, Berlin’in, Ankara’yı rahatsız edecek ilişkiler kurmaktan artık çekinmeyeceğini gösteriyor. ABD helikopteri düştü: 12 ölü ? BAĞDAT (AA) Irak’ın kuzeyinde bir Amerikan helikopterinin düştüğü, helikopterdeki 12 kişinin öldüğü bildirildi. Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, UH60 Blackhawk tipi askeri helikopterin, Irak’ın kuzeyinde düştüğü, helikopterde bulunan 4’ü mürettebattan 12 kişinin öldüğü belirtildi. Seçim bahane, hükümet şahane Irak’ta seçim sonuçları hâlâ açıklanmadı, ancak Devlet Başkanı Celal Talabani’ye göre, belli başlı Şii, Sünni ve Kürt gruplar ulusal birlik hükümetinde anlaştı Dış Haberler Servisi Seçim sonuçlarının hâlâ açıklanmadığı Irak’ta Devlet Başkanı Celal Talabani, ülkedeki belli başlı siyasi grupların, bir ulusal birlik koalisyonu oluşturma konusunda ilke olarak anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Talabani Şii ve Sünni Araplarla Kürt siyasi partilerinin ilkesel olarak üzerinde anlaştığı ulusal birlik hükümetinin birkaç hafta içinde oluşturulabileceğini söyledi. Herkesin en kısa zamanda hükümetin kurulmasını beklediğini, ancak ‘‘şeytanın ayrıntılarda gizli olduğunu’’ vurgulayan Talabani, yine de hükümeti, geçen yıl 30 Ocak’ta yapılan seçimlerden sonrakinden çok daha kolay kuracakları tahmininde bulundu. Talabani’nin bu açıklamaları, Irak’ı ziyaret eden İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ile görüşmelerinin ardından geldi. Bağdat’taki diplomatik kaynaklar, Irak’ta yeni hükümetin şubat ayının ikinci yarısında oluşturulabileceğine inanıyor. Bu arada, hâlâ açıklanmayan seçim sonuçlarının gelecek hafta ilan edilmesi planlanıyor. Straw ile ayrı bir görüşme yapan Dava Partisi lideri Başbakan İbrahim Caferi de, tarafların bir ulusal birlik hükümeti oluşturmaya istekli olduğunu ve bunun, süreci hızlandıracağını söyledi. Kuzey Irak’ta Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP), tek yönetim oluşturma konusunda anlaşmaya vardıkları bildirilmişti. İlk olarak Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği Özerk Yönetimi üstlenirken Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin Başbakanı Neçirvan Barzani de özerk yönetimin başbakanı olacak. Ülkedeki Sünni çevreleri siyasal sürece katma konusundaki çabalarını sürdüren işgal güçleri, direnişçilere Kimin suçu ki? Onun suçu mu? Türkiye’de ulusal ve entegre bir iktisat politikası yoksa, özellikle rafa kaldırılmışsa: Ulusal dış ticaret politikası, ‘‘bilinçli olarak Brüksel’e devredilmişse’’, şirket de yabancının kucağına itilmiş olur. Bu ‘‘hain bataklığı’’, sanki bir baraj inşa eder gibi özellikle yapıldı. Okurlarım ayrıntıları bu köşede sıkça okudular. IMF, AB ve büyük şirketlerin mavnası haline getirilmiş bir ülkede bireyler, şirketler ve sivil toplum örgütleri hain kontenjanı bataklığına doğru sürüklenirler. Gayri milli sermaye çevreleri, tarikatlar ve dış odaklar bir ülkede egemen olursa hain kontenjanı genişler. Öğrenci dernekleri destek ararken tekellerin tuzağına düşer. Yerli şirket yabancıya bağlanınca, ‘‘onun devletinin çıkarlarını’’ gözetmeye başlar. Gazeteciler, televizyoncular mı? Onlarınki en tatlısı.. sadece ABD onlar için 400 milyon dolar ayırmış, gel de hain olma!.. Türkiye’ye söveceksin, sövenleri kahraman yapacaksın ve payını alıp eyvallah diyeceksin. Bunlar ‘‘hain kahramanlar’’... Aynen kralın soytarısı gibi... Ben bu soytarıları seyretmeye bayılıyorum. O kadar güzel oynuyorlar ki söylediklerini gerçek sanırsınız. Alın teri bu, emeklerinin karşılığını da alıyorlar!.. İçerde sosyal devlet kalmamış, gerçek demokrasi rafa kaldırılmış. Ekonomiyi, piyasayı, dış ticareti, sosyal politikaları dışarıya havale etmişler. IMF, AB ve dev tekeller her şeyi yönlendirir hale gelmiş. Ne yapsın bu gariban şimdi? Gazetecisi, öğrencisi, profesörü, şirketi, sendikası, hatta ‘‘sınıfsız’’ siyasi partisi dışardan medet ummasın da ne yapsın? Garip olan şu, kralın bir ya da birkaç soytarısı olur: Ama burada herkes soytarı olmuş, kapitalizmin ve emperyalizmin soytarıları!.. Neyse, yine de bayramınız kutlu olsun... Hain kontenjanlarının bulunmadığı nice bayramlara doğru, el ele, kol kola, omuz omuza, yürek yüreğe, hep birlikte, soytarılara karşı, krallara karşı... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Tayvan’dan Çin’i vuracak füze ? TAİPEH (AA) Tayvan, Çin’i vurabilecek füzenin prototipini üretti. Savunma konularındaki uzmanlığıyla bilinen Jane’s dergisine göre, ‘‘Cesaret Rüzgârı’’ adı verilen füze, 2010 yılına kadar karadaki seyyar üslere konuşlandırılacak. 600 kilometreden fazla menzile sahip yeni füze, güneyde HongKong, kuzeyde Şanghay’ı vurabilecek yeteneğe sahip olacak. Tayvan, füze menzilini 1000 kilometreye çıkarmayı da tasarlıyor. Bakımevinde yangın: 13 ölü ? DUŞANBE (AA) Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de, engelli çocukların barındığı bir evde çıkan yangında 13 kişi öldü. Yetkililer, zihinsel engelli yaklaşık 100 çocuğun kaldığı bakımevindeki yangın sırasında diğer çocukların tahliye edildiğini söyledi. Yerel yetkililer, yangında 2 çocuğun yaralandığını söylerken Rus İnterfaks haber ajansı, 60 çocuğun duman zehirlenmesi ya da yanık nedeniyle hastaneye kaldırıldığını duyurdu. Nedeni henüz belirlenemeyen yangında, 1934’te inşa edildiği belirtilen tek katlı ahşap binanın kül olduğu bildirildi. Petrol zengini ülkede bayrama petrol kuyruklarıyla giriliyor. Anneler sırada, çocuklar boş bidonların başında bekiyor. (Fotoğraf: AFP) paralel görüşteki çevrelere yönelik sert tutumunu da sürdürüyor. rına el koyduklarını ifade etti. Baskının nedeni konusunda bilgileri olmadığını belirten yetkili, ancak bunun nedeninin işgale karşı olmaları olduğunu düşündüğünü söyledi. Birlik, 15 Aralık’ta yapılan seçimlerin meşru olmadığını savunarak boykot çağrısı yapmıştı. Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen bir Batılı diplomat, geçen seçimlerden sonra olduğu gibi bugün de Sünni direnişçi çevrelerle iletişimin yoğunlaştığını söyledi. Yine isminin açıklanmasını istemeyen bir ABD’li yetkili, direnişçilerle geniş Sünni Arap kesimler arasındaki bağları kesmeye çalıştıklarını belirtti. ‘BUSH BU SAVAŞI KAYBETTİ’ Dış Haberler Servisi El Kaide örgütünün, Usame bin Ladin’den sonra ikinci adamı olarak kabul edilen Eyman el Zevahiri yeni yayımlanan bir videosunda ABD’nin Irak’ta yenildiğini savundu. Zevahiri yaptığı açıklamada, ABD’nin Irak’tan askeri birlik çekme planlarının İslam için bir zafer olduğunu söyledi. Arapça yayın yapan El Cezire televizyonunda yayımlanan video filminde Zevahiri, Başkan Bush’un asker çekme gerekçesini, Irak güçlerinin yeteneklerini geliştirdiğine bağladığını, fakat ABD liderinin Irak’ta yenilgiye uğramakta olduğunu, Afganistan’da yenildiğini, kısa bir süre içinde Filistin’de de yenileceğini kaydetti. El Cezire televizyonu, video filminin aralık ayında çekilmiş olduğunu bildirdi. BBC’nin güvenlik muhabiri, El Zevahiri’nin son dönemde bir dizi mesaj gönderdiğini belirtirken El Kaide lideri Usame bin Ladin’in ise bir yıldır ortalıkta gözükmediğine dikkat çekti. Sünnilere baskın ABD askerleri dün sabaha karşı, Irak’ta Amerikan işgaline karşı tutumuyla tanınan Sünni Müslüman Din Adamları Birliği’nin merkezini bastı ve 5 kişiyi gözaltına aldı. Reuters ajansına bilgi veren Birlik’ten bir yetkili, Bağdat’ın batısındaki Um El Kura Camii’ne ABD askerlerinin baskın düzenlediğini ve ortalığı altüst ettiklerini söyledi. Operasyonda Şeyh Unis el Ugeydi ile 2 çalışanın ve 2 korumanın gözaltına alındığını kaydeden yetkili, ayrıca ABD askerlerinin camideki korumaların silahla Bonaparte’ın soykırımı tartışılıyor ? Sömürgeci geçmişin tartışıldığı Fransa’da yayımlanan ‘‘Napoléon’un Katliamı’’ kitabına göre, 1 milyondan fazla kişi kökenleri yüzünden öldürüldü. PARİS (ANKA) Fransa, Napoléon Bonaparte’ın 1 milyondan fazla insana soykırım yaptığını iddia eden kitabı tartışıyor. Ülkede son dönemde ülkenin sömürgeci geçmişiyle ilgili tartışmalar yoğunlaşırken Fransız yazar Claude Ribbe tarafından yazılan ‘‘Napoléon’un Katliamı’’ adlı kitap tartışmalara yeni bir boyut kattı. Antiller kökenli Fransız yazar Ribbe, kitabında Fransız imparator Bonaparte döneminde, 1 milyondan fazla insanın etnik kökenleri yüzünden gaz kullanılarak kadınerkek demeden soykırıma tabi tutulduğunu öne sürdü. Ribbe’in kitabında, Hitler’in, gaz odaları kullanarak insanlığa karşı işlediği soykırımın ilk olmadığı, gaz kullanılarak insanların Napoléon tarafından da öldürüldüğü belirtiliyor. Ribbe, insanların Afrika ve denizaşırı bölgelerden getirilerek köleleştirilmesi ve insanlık dışı muameleye tabi tutulmasında Fransa’nın sorumluluğu bulunduğunu savunuyor. Afrika üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan yazar Pierre Pean ise ‘‘Siyahlar Kaçıyor Beyazlar Yalan Söylüyor’’ isimli son kitabında 19901994 yılları arasında Ruanda’da işlenen soykırımda Fransa’nın birinci derecede sorumlu olduğunu savundu. Asya’da soğuk can alıyor ? Dış Haberler Servisi Hindistan’ın kuzeyini etkisi altına alan soğuk hava dalgası yüzünden ölenlerin sayısı 120’ye çıktı. Dün ülkede son 70 yılın en soğuk günü yaşandı. Kötü hava şartları yüzünden kuzeydeki havaalanlarında görüş azaldı, birçok tren seferi iptal edildi, okullar tatil oldu. Japonya’daysa ülkenin kuzey ve batısında trafiği felç eden rekor düzeyindeki kar yağışı nedeniyle yüzlerce asker ve polis kar küremekle görevlendirildi. İngiliz general, Blair’e bayrak açtı Rose: Bence Blair azledilmeli. Bu, diğer siyasetçilerin kulağına küpe olur ve ülkeyi savaşa sürüklemenin öyle sıradan ve basit bir iş olmadığını gösterir. Dış Haberler Servisi İngiliz General Michael Rose, Başbakan Tony Blair’in Irak savaşındaki rolü yüzünden görevinden alınması gerektiğini söyledi. Mail on Sunday gazetesi, Bosna’daki BM kuvvetlerinin eski komutanı General Rose’un, Channel Four kanalında cuma günü yayımlanacak söyleşide, Blair’in azledilmesini istediğini yazdı. Gazeteye göre ‘‘Siyasetçiler hesap vermeli’’ diyen General Rose, ‘‘Bence Blair azledilmeli. Bu, diğer siyasetçilerin kulağına küpe olur ve ülkeyi savaşa sürüklemenin öyle sıradan ve basit bir iş olmadığını gösterir’’ dedi. ‘‘Ben olsam öylesine zayıf iddialara dayanarak savaşa girmezdim’’ diyen general, ‘‘2003 Martı’nda savaş başlamadan önce silahlı kuvvetlerden üst düzeyde bir yetkili istifa etmiş olsaydı, hükümet körfeze asker yollarken iki kere düşünme gereği duyardı...’’ ifadesini kullandı. Gazete, General Rose’un bu sözleri, BBC’nin eski savaş muhabirlerinden Martin Bell’in Irak’la ilgili hazırladığı ‘‘Irak: Savaşın başarısızlığı’’ adlı belgeselde sarf ettiğini belirtti. Bell’in de ‘‘Silahlı kuvvetlere savaş emri vermek bir hükümetin alacağı en önemli karardır’’ diyerek siyasetçilerin sorumluluğunun açığa çıkarılmasını desteklediği belirtiliyor. Rose’un bu görüşü, Kasım 2004’te 23 parlamenterin Blair’i savaştaki yanlış kararları nedeniyle istifaya çağırdığı önergesini hatırlattı. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle