11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 9 Dün de bir beyin kanaması geçiren İsrail Başbakanı’nın durumu istikrarlı ancak kritik Şaron’a bir ameliyat daha ‘Dörtlü Çete’nin son üyesi de öldü ? Dış Haberler Servisi Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedung’un (18931976) eşi Can Çing’in yönettiği, Kültür Devrimi’nin siyasi beyin takımı ‘‘Dörtlü Çete’’nin son üyesi Yao Venyüen 74 yaşında öldü. Yeni Çin Haber Ajansı (Şinhua), Yao’nun 23 Aralık’ta şeker hastalığından öldüğünü duyurdu. Mao’nun eşi Can Çing liderliğindeki dörtlü, ılımlı aydınlar ve yetkililere karşı baskı ve zulüm kampanyası yürütmekle suçlanıyordu. Yao, 197596 arasında hapis yatmıştı. Dış Haberler Servisi İsrail Başbakanı Ariel Şaron, kafatasındaki basıncın artması ve beynindeki kanama yüzünden dün bir kez daha ameliyata alındı. Geçen çarşamba gecesi beyin kanaması geçirerek Kudüs’teki Hadessa Hastanesi’ne kaldırılan Şaron’un yaşam savaşı sürüyor. Beyninin bilgisayarlı tomografisi çekilen Şaron’da yeni, şiddetli bir kanama saptanması üzerine Başbakan acil ameliyata alındı. Şaron’un ameliyatı 4 saat sürdü. Başhekim Şlomo MorYosef gazetecilere yaptığı açıklamada, Şaron’un tansiyonunda da oynama olduğunu söyledi. MorYosef, kanamayı durdurmak ve kafatasının içindeki basıncı azaltmak için Şaron’un yeniden ameliyat edilmesine karar verildiğini belirtti. Başhekim, 4 saatlik ameliyatın ardından, beyin kanamasının durdurulduğunu, kafatasındaki basıncın normale döndüğünü belirterek “Şaron’un durumu istikrarlı ancak kritik” dedi. Başbakan Şaron 18 Aralık’ta daha hafif bir inme geçirmişti. Bazı doktorlar, bundan sonra verilen kan sulandırıcıların Şaron’un beyin kanamasını ve felci bu kadar ağır geçirmesine yol açtığını iddia etmişlerdi. Şaron önceki gün 7 saat süren bir ameliyat geçirmişti. Doktorlar, Şaron’un en az 48 saat uykuda tutulacağını, bunun 72 saate kadar uzayabileceğini söylemişlerdi. eçen çarşamba gecesi hastaneye kaldırılan İsrail Başbakanı Şaron’un durumu ciddiyetini koruyor. Doktorları, iyileşse bile bir daha siyasi arenaya dönemeyeceğini belirtirken basın, Şaron’un ardından ülkede belirsizlik ve kargaşa yaşanabileceğine dikkat çekiyor. (Fotoğraf: AFP) varı’na akın edip dua etti. İsrail’de yayımlanan gazeteler, ülke tarihine damgasını vuran Şaron’un siyasi arenadan çekilmesi halinde liderlik kargaşası yaşanacağına, ülkeyi belirsizliğin beklediğine dikkat çektiler. Haaretz gazetesindeki yorumda şöyle denildi: ‘‘Kanlı geçmişine, Sabra ile Şatila katliamlarıyla olan bağlantısına karşın Şaron, büyük olasılıkla Filistin topraklarından ilk topyekun çekilmeyi gerçekleştiren Başbakan olarak anımsanacak.’’ Yedioth Ahronot da İsrail’in güvenlik politikalarının arkasındaki itici güç olan Şaron’un, aynı zamanda bir ‘‘siyasi manevra şampiyonu’’ olduğunu yazarak arkasında büyük bir boşluk bırakacağını belirtti. İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, ‘‘İsrail siyasetinde bir dönemin sonu’’ başlıklı haberinde, Şaron’u ‘‘Sonunda gücün sınırlarını anlayan acımasız bir asker’’ olarak tanımladı. da dökülen kan, Yahudilerin vicdanına çalınmış bir leke gibi duruyor. Siyasi yaşamı biten, hasta yatağındaki Şaron’u tarih nasıl yargılayacak?’’ Alman Sueddeutsche Zeitung da Şaron’un hastalığı sonrası İsrail’i büyük bir belirsizliğin beklediği görüşünde. Gazetenin yorumu şöyle: ‘‘İsrail, çok iyi işleyen bir demokrasiye sahip olmasına ve ülkede kuvvetler ayrılığının kesin hatlarla belirlenmiş olmasına karşın, önümüzdeki aylara siyasi belirsizlik damgasını vuracak. Filistinli militanlar, bu durumu saldırılarını yoğunlaştıracakları bir fırsat olarak kullanacaktır. Bu yüzden işgal topraklarında sükunet beklememek gerek.’’ Fransız Le Monde ise manşetinde, İsrail’in büyük bir siyasi çalkantıyla karşı karşıya olduğunu belirtti. Öte yandan, İsrail’de yapılan kamuoyu yoklamasına göre siyasi hayatının bittiği yorumları yapılan Şaron’un Kadima (İleri) partisi, 28 Mart’taki seçimlerin halen favorisi. Anket, Kadima’nın Ehud Olmert’in başbakanlığında seçimlere girmesi halinde, parlamentodaki 120 sandalyenin 39’una sahip olacağını ortaya çıkardı. Kadima’nın seçimlerdeki rakipleri olarak gösterilen İşçi Partisi 20, Likud ise 16 sandalye kazandıracak oy potansiyeline sahip. G SON SÖYLEŞİ: KUDÜS’Ü ASLA VERMEYİZ Dış Haberler Servisi İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un, geçen çarşamba hastaneye kaldırılmadan bir gün önce Japon gazetesi Nikkei Şimbun muhabirlerine verdiği özel demeçte, sağlıklı ve iyi göründüğü belirtildi. 75 dakikalık söyleşiye katılan üç gazeteciden biri olan gazetenin İsrailli muhabiri Eli Garşovitz, Şaron’un söyleşiden bir gün sonra kalbindeki küçük deliğin kapatılması için gireceği ameliyat konusunda da pek kaygılı görünmediğini söyledi. Garşovitz ‘‘Bizi ayakta karşıladı, ayrılırken de kalkarak uğurladı. Hasta bir hali yoktu. Biraz yorgun, biraz da endişeli görünüyordu. Ama rahattı’’ dedi. Şaron, son röportajında, İsrail’in bilinen tutumlarını sergilerken ‘‘Kudüs’ün Filistinlilerle paylaşılıp paylaşılamayacağı’’ sorusunu şöyle yanıtladı: ‘‘Kudüs’ün statüsü tartışılamaz. Kudüs üzerinde müzakere yapmayacağız. Kudüs daima İsrail’in birleşik ve bölünmez başkenti olacaktır ve elbette binlerce yıldır Yahudilerin başkenti olduğu için daima da Yahudilerin başkenti olacaktır.’’ Şaron, Gazze’den olduğu gibi Batı Şeria’dan da tek taraflı çekilmeyeceklerini belirtti. Başbakan Şaron, ‘‘Ben Gazze’den çekilme konusunda zor ve acılı bir karar aldım, ama Gazze’den çekildikten sonra terör durmadı. İsrail, güvenlik konusunda ödün vermeyecektir’’ dedi. 2005’te 32 BM çalışanı öldü ? NEW YORK (AA) Birleşmiş Milletler (BM) 2005 yılında dünyanın çeşitli yerlerindeki saldırılarda 32 çalışanını kaybetti. BM Personel Sendikası’ndan yapılan açıklamada, ölümlerin bir önceki yıla göre artış gösterdiği, bu yıl içinde düzenlenen 23 saldırıda, 9 sivil, 2 polis, 1 güvenlik muhafızı ve 20 barış askerinin öldüğü belirtildi. Bu sayının 2004’te 19 olduğu belirtilirken ‘‘Bu rakamlar, hâlâ süren cezalandırmama mantığına son verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor’’ denildi. ‘Acımasız bir komutandı’ Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk ise Şaron için şunları yazdı: ‘‘Şaron, 20’nci yüzyılın en korkunç savaş suçlarından birinin sorumlusu olan acımasız bir komutandı. ABD Başkanı George Bush, Şaron’u bir barış adamı olarak niteliyor. Ama Sabra ve Şatila kampların İsrailliler kaygılı Doktorlar, yaşam mücadelesini kazansa bile Şaron’un siyasi yaşama geri dönmesinin artık mümkün olmadığını belirtiyor. Şaron’un durumu İsraillileri de kaygılandırıyor. Çok sayıda İsrailli dün Kudüs’teki Ağlama Du Morales enerjiyi kamulaştıracak ? LAHEY (AA) Bolivya’da devlet başkanlığına seçilen sosyalist lider Evo Morales, enerji sanayinin kamulaştırılmasının, yoksullukla mücadelenin anahtarı olduğunu söyledi. Hollanda ziyareti sırasında konuşan Morales, ‘‘Yoksulluğu yenmek ve sosyal adaleti sağlamak istiyoruz’’ dedi. Morales, bunun için Bolivya’nın petrol ve gaz kaynaklarının kamulaştırılması ve ticari şirketlerin ortaklığıyla işletilmesi gerektiğini söyledi. IKDP’den arabuluculuk istemi Sefin Dizayi, Ankara temaslarında kendilerinden Irak’taki etnik ve dini gruplar arasındaki sorunların çözümü için çaba harcamalarının istendiğini söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Kürdistan Demokratik Partisi’nin (IKDP) çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen temsilcisi Sefin Dizayi, Ankara’nın kendilerinden Irak’taki etnik ve dini gruplar arasında arabuluculuk yapmasını istediğini söyledi. IKDP lideri ve Kürt Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin eski Türkiye temsilcisi Dizayi, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye’ye yaptığı ziyarette, başta MİT Müsteşarı Emre Taner olmak üzere çeşitli temaslarda bulunduğunu dile getiren Dizayi, IKDP ile Ankara arasında sorun bulunmadığını söyledi. Dizayi, Irak’ın hassas bir dönemden geçtiğini, bu kapsamda Türkiye ile nasıl ilişkiler kuracaklarını değerlendirmek üzere geldiklerini dile getirdi. Sefin Dizayi, ‘‘Ankara’dan genel af istediğiniz söyleniyor. Ne gibi istemlerde bulundunuz’’ sorusu üzerine ise affın yanı sıra çok sayıda konunun görüşüldüğünü söyledi. Türkiye’nin içişlerine karışmalarının söz konusu olmadığını kaydeden Dizayi, ‘‘Bu dönemde Türk hükümeti bizim tavrımızı öğrenmek istedi. Ancak Türkiye’nin herhangi bir iç meselesine karışmak istemiyoruz. Ama ne zaman barış yoluyla bir çözüm bulunursa biz de barış içerisinde yaşanmasını istiyoruz’’ diye konuştu. Özellikle MİT ile yapılan görüşmelerde, Türkiye’nin güvenliği için risk taşıyan konuların masaya yatırıldığını vurgulayan Dizayi, ortak çıkarlar kapsamında nasıl hareket edileceğinin belirlendiğini ifade etti. Temaslarında kendilerinden Irak’taki etnik ve dini unsurlar arasında arabulucu olmalarının istendiğini anlatan Dizayi, ‘‘Arabulucu olacağımıza söz verdik. Ankara’ya üstümüze düşen görevi yapmaya çalışacağımızı söyledik’’ dedi. A NKARA RAHATSIZ Ahmedinecad gelmekte kararlı MAHMUT GÜRER Cezaevinde çatışma: 13 ölü ? TEGUCİGALPA (AA) Honduras’ta bir cezaevinde çıkan çatışmada 13 kişi öldü. Yetkililer, başkent Tegucigalpa’nın 20 kilometre kuzeyindeki cezaevinde, tutuklular arasında çıkan çatışmada, 30 kişinin de yaralandığını söyledi. Kerbela’da önceki gün düzenlenen intihar saldırısında ölen Şiiler toprağa verildi. (Fotoğraf: REUTERS) Türkiye’ye baskı istemi ? PARİS (AA) Merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), AB dönem başkanı Avusturya’dan, “basın özgürlüğü’’ için Türkiye’ye baskı yapmasını istedi. Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel’e bir mektup gönderen örgüt, “Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik saldırılardan’’ söz etti ve “endişesini’’ dile getirdi. Mektupta, Avusturya’nın Türk Ceza Kanunu’nun 301. ve 305. maddelerinin değiştirilmesi için Ankara’ya baskı yapması gerektiği ileri sürüldü. Desteği giderek düşen Bush, çareyi eski bakanlarda arıyor ANKARA İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad Ankara’yı da kapsayacak bir bölge turu düzenlemekte kararlı. Diplomatik kaynaklara göre Ahmedinecad uluslarararası tepkilere karşın Türkiye’ye gelmek istediğini en kısa zamanda bildirecek. Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise İran Cumhurbaşkanı’nın ziyaret isteminde bulunabileceğini, ancak kısa sürede bir tarih verilemeyeceğini kaydediyor. İsrail ile Türkiye arasında neredeyse krize neden olan Ahmedinecad’in ziyaret istemi, Dışişleri Bakanlığı’nda değerlendiriliyor. Ankara, Ahmedinecad’ın yakında bölgeyi de içerecek bir bölge gezisi yapmasına sıcak bakmıyor. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bu durumun gerekçesini, 2006’nın ilk 3 ayında Türkiye’de çok yoğun bir diplomasi trafiği olmasına bağlıyor. Buna karşın, Ankara’ya geleceklerin İran’a hava saldırısı düzenleyeceği ileri sürülen ABD’nin Dışişleri Ba kanı Condeleezza Rice ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace olması, ziyareti zora sokan en büyük etken olarak gösteriliyor. Resmi başvuru yok Dışişleri kaynakları Ahmedinecad’ın İsrail’e yönelik açıklamalarının ardından, Türkiye’yi ziyaret etmek istemesine Tel Aviv’in tepki göstermesinin şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Kaynaklar, buna karşın Ahmedinecad’ın bugüne kadar halen resmi bir başvuruda bulunmadığını da dile getirirken, bu konuda bir istemde bulunsa da ziyaret tarihinin ancak 23 ay sonraya verilebileceğini dile getiriyor. Üst düzey bir bakanlık yetkilisi, İran Cumhurbaşkanı’nın herhangi bir ülkenin yetkilisiyle aynı düzeyde tutulamayacağını söyledi. Yetkili, ‘‘Bunun yanı sıra İran’ın Dışişleri Bakanı Türkiye’yi ziyaret edeli henüz 2 ay bile olmadı. Cumhurbaşkanı’nın ziyaret isteminde bulunması için olağanüstü bir şeyin olması gerekir’’ dedi. ‘Hükümette herkes temsil edilecek’ Dizayi, Türkmenlerin yeni kurulacak hükümette temsil edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine ise şunları söyledi: ‘‘Bundan sonraki hükümette herkes temsil edilecek. Kazanılmış oylara bağlı olarak mutlaka hükümette yer alacaklar. Bundan sonra Sünniler, Şiiler, Araplar, Türkmenler ve tabii ki Kürtler de temsil edilecek.’’ Dizayi, terör örgütü konusundaki çözümün zor olduğunu da söyledi. 19912003 arasında IKDP’nin PKK’ye karşı Türkiye ile birlikte çalıştığını anımsatan Dizayi, ‘‘Biz Kuzey Irak ya da Irak’taki topraklarımızda bulunan örgütlerin komşularımıza karşı tehdit olmasını istemiyoruz. Geçmişte çok önemli bir işbirliği yapılmıştı. Ancak koşullarda bazı değişiklikler oldu. Federal hükümet şu aşamada böyle meseleleri ele alabilecek durumda değil. Zaten kendileri terörle savaşıyorlar’’ değerlendirmesini yaptı. A Beyaz Saray’da ‘Irak doruğu’ Suriye halkına ayaklanma çağrısı BDÜLHALİM HADDAM Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George W. Bush, ülkenin eski dışişleri ve savunma bakanlarıyla bir araya gelerek Irak politikasına yönelik eleştirileri ve tavsiyeleri dinledi. Irak politikası yüzünden sürekli kan kaybeden Bush, çareyi eski bakanlardan görüş almakta buldu. Beyaz Saray’daki toplantının ardından açıklama yapan Bush, ‘‘Bu masanın etrafındaki herkes, benim Irak’a girme politikama katılmamıştı. Bunu çok iyi anlayabiliyorum. Tavsiyeleri samimiyetle dinledik’’ dedi. Gözlemciler, toplantının daha çok yönetimin bir halkla ilişkiler etkinliği olduğu ve birleşik cephe görüntüsü yaratmayı amaçladığı yorumunu yaptı. Eski Başkan George Bush döneminin Dışişleri Bakanı Lawrence Eagleburger, ‘‘Eleştiriler daha çok halkla yeterince konuşulmadığı yönündeydi ve çok hafifti’’ dedi. Silahlı çete uyarısı Toplantıya katılan isimler arasında önceki Dışişleri Bakanı Colin Powell, eski Başkan Bill Clinton’ın Savunma Bakanı William Perry ve Dışişleri Bakanı Madeleine Albright yer aldı. Eski başkanlardan John Kennedy ve Lyndon Johnson zamanında bakanlık yapan 89 yaşındaki Robert McNamara da toplantı ya katılanlar arasındaydı. Öte yandan, Irak’taki işgal güçlerinin ABD’li komutanı General John Vines, dini ayrılık ve yönetimin etkisizliğinin, Iraklı güvenlik güçlerinin ‘‘milis güçlerine veya silahlı çetelere’’ dönüşmesine yol açabileceği uyarısında bulundu. Vines, güvenlik güçlerinin şu anda Irak hükümetine göre daha örgütlü olduğunu söyleyerek bakanlıkların bu güçleri destekleme, ücretlerini ödeme, silah gibi ihtiyaçlarını karşılama kapasitelerinin yetersiz olduğunu belirtti. Irak’ta önceki gün 120’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği saldırılarda 11 ABD askerinin öldüğü bildirildi. Dış Haberler Servisi Suriye’de vatan hainliği ve yolsuzlukla suçlanan eski Devlet Başkan Yardımcısı Abdülhalim Haddam, ülkesinde halk ayaklanması istediğini söyledi. Haddam bir kez daha, Lübnan’ın eski başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinden Şam’ın sorumlu olduğunu iddia etti. Bir süredir Paris’te yaşayan Haddam, Eş Şark el Avsat gazetesine verdiği demeçte, ‘‘Suriye halkının rejimi devirmesi için uygun ortamın yaratılması’’ amacıyla, muhalefeti bir araya getirmek istediğini belirtti. Suriye’deki yönetimle reform olamayacağını, rejimden zorla kurtulmaktan başka çare olmadığını savunan Haddam, ‘‘Bunu sadece halk yapabilir’’ dedi. Haddam, BM komisyonuna Hariri suikastıyla ilgili ifade vereceğini de söyledi. Haddam, Şam’ın suikasta karışmasının, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın olaya dahil olduğu anlamına geleceğini söyledi. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle