27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 dengesini kurmak için nükleer enerji konusunun gündemde olduğunu belirtiyorlar. Enerji Bakanlığı’nda 2020 yılına ilişkin yapılan projeksiyonda 4.500 MW’lik bir nükleer santrala ihtiyaç gözüktüğü bildiriliyor. Fakat nükleer tesisin kaç tane olacağı, nasıl ve nerede yapılacağının henüz kesinlik kazanmadığı ifade ediliyor. Bakanlık yetkilileri, Türkiye kamuoyunun nükleer santrallara karşı çok önyargılı olduğunu belirtirken ‘‘2006 yılında nükleer santralları önce kamuoyunun tartışması ve özümsemesini istiyoruz’’ diye konuştular. Hazırlanan nükleer teknoloji programında, ‘‘nükleer enerji üretim tesislerinde yerli katkının en yüksek düzeye çıkarılması, yerli tasarım ve üretime dayalı araştırma ve güç reaktörleri ile parçacık hızlandırıcıları kurulmas, uranyum zenginleştirme dahil yakıt çevrimi tesisleri kurulması, uranyum ve toryum aranması’’ konuları yer alıyor. NÜKLEER ENERJİDE ISRAR ANKARA (AA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda 2020 yılına ilişkin yapılan projeksiyonda, 4.500 megavatlık (MW) bir nükleer santrala ihtiyaç bulunduğu belirtilirken yetkililer, ‘‘2006’da, nükleer santralları önce kamuoyunun tartışması ve özümsemesini istiyoruz. Ondan sonra projeksiyonlara geçilecek’’ diye konuştular. Artan enerji ihtiyacı için bir yandan alternatif enerji kaynakları arayan dünya ülkeleri, bir yandan da ‘‘nükleer santralları’’ arttırmaya çalışıyorlar. Ekim verilerine göre, dünyada şu anda 442 adet nükleer reaktör bulunuyor. Bunların toplam kurulu gücü 368.611 MW, elektrik üretimindeki payı ise yüzde 16. Halen elektrik üretiminde nükleer enerjinin payı Fransa’da yüzde 77, Belçika’da yüzde 58, Slovak Cumhuriyeti’nde yüzde 53, Ukrayna’da yüzde 46, İsveç’te yüzde 44, Macaristan ve Güney Kore’de yüzde 39, İsviçre’de yüzde 36, Japonya’da yüzde 34, Almanya ve Finlandiya’da yüzde 31, İspanya’da yüzde 27, İngiltere’de yüzde 23, ABD ve Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 20, Rusya Federasyonu’nda yüzde 15, Kanada’da yüzde 14, Hindistan’da yüzde 4 düzeyinde bulunuyor. Toplam 103 nükleer tesise sahip bulunan ABD’de nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payı yüzde 20 düzeyinde bulunuyor. Bu oranın 2020 yılında yüzde 25’e, 2050 yılında ise yüzde 50’ye çıkarılması hedefleniyor. Japonya 2030 yılına kadar nük leer gücünü 46.000 MW’den 100.000 MW’ye, Güney Kore’de 2015’e kadar kurulu gücünü iki katına çıkarmayı hedefliyor. Şu anda Finlandiya’da 1, Çin’de 2, Japonya’da 2, Rusya’da 5, Kanada’da 1, Hindistan’da 9 adet nükleer tesis de inşa halinde bulunuyor. Türkiye’de nükleer programının bir parçası olarak, bünyesinde ‘‘güç reaktörlerini, araştırma reaktörlerini, yakıt çevrimi tesislerini, araştırma laboratuvarlarını, eğitim tesislerini’’ içeren bir merkezin kurulacağı belirtiliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri ileriye dönük sağlıklı bir enerji Doğalgaz üreticileri dahil Türkiye düzeyinde doğalgaza bağlanan başka bir ülkenin bulunmadığına dikkat çekildi Kömür hep var olacak Y İstanbul Haber Servisi Dünya elektrik enerjisi üretiminde 2004 yılı itibarıyla doğalgazın payının yüzde 17, Türkiye’de ise yüzde 40.6 oranında gerçekleştiği belirtilerek Türkiye’nin doğalgaza dayalı elektrik üretiminden hızla vazgeçerek güvenilir kaynakları olan kömür ve hidrolik enerjiye dönmesi gerektiği vurgulandı. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nca hazırlanan 2005 Kömür Raporu’nda yer alan ve İtovizyon dergisinin ekim ve kasım sayılarında yayımlanan verilere göre kömür rezervlerine sahip birçok ülke kömüre önemli ölçüde yatırım yapıyor. Türkiye’nin, 1998’de ortalama yüzde 15 düzeyinde olan doğalgazın elektrik enerjisi üretemindeki payının büyük bir hızla yüzde 40.6’ya dek yükselttiği, dünyada doğalgaz üreticileri dahil, Türkiye düzeyinde doğalgaza bağlanan başka bir ülkenin bulunmadığı ifade edildi. Raporda, kömürün 21. yüzyılın en güçlü enerji kaynağı olduğu, tüm gelişmiş ülkelerin elektrik enerjisinin büyük bölümünü kömürden sağladığına dikkat çekildi. Raporda, elektrik enerijisinin yüzde 53’ünü kömürden ürettiği ve kömür aramaları genişletilerek üretimini arttıran ABD başta olmak üzere dünyanın, kömür gerçeğinin farkında olduğunun altı çizildi. Petrolün ömrünün 40, doğalgazın 60, kömürün ise 240 yıl olduğu belirtilen raporda, kömür rezervleri olan tüm ülkelerin, kömürden elektrik enerjisi elde ettiği belirtildi. Türkiye’nin doğalgaza geçiş süreci ile ilgili olarak; kömürün ormandan erli kömürün iyileştirilmesi yerine sürekli karalandığına dikkat çekilen Kömür Raporu’nda, “İnsan kendi varlığına bu kadar büyük ihanet içinde olamaz” denildi. Türkiye’nin doğalgaza dayalı elektrik üretiminden hızla vazgeçmesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, sahip olduğumuz zengin kömür rezervinin kullanılması gerektiği belirtildi. Raporda, petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip ABD’nin de her iki kaynağın azalması nedeniyle kömüre yatırım yaptığına dikkat çekildi. ? Temiz kömür kullanımı esas alınmalı, rezerv ve üretim artışı planlamalarına paralel olarak temiz kömür üretimi ile kömür yakma teknolojileri geliştirilmeli. ? Kömürden gaz ile sıvı yakıtların üretimi konularında yapılacak araştırma ve yatırımlar özendirilmeli. Raporda, Türkiye’nin 1.3 milyar ton taşkömürü, 9.3 milyar ton linyit olmak üzere toplam 10.6 milyar ton bilinen rezerve sahip olduğu, ancak yapılan araştırmaların kömür rezervinin 2540 milyar ton arasında olduğunu gösterdiğine dikkat çekilerek, AB uzmanlarının, Türkiye’nin tam üyeliğine kadar olan 15 yılda kömür rezervlerinin üretime dahil edilmesi konusunda uyarılarda bulunduğuna dikkat çekildi. AB uzmanlarının projeksiyonlarına göre 2015 yılından itibaren doğalgazın popülaritesi biterek, 2020 yılında sanayide birinci önceliği kömür enerjisi alacak. Raporda, kömürün hızla kan kaybetse de hep var olacağı, enerji kullanımında oranlarının yüzdesi düşse de sektördeki yerini koruyacağı vurgulandı. ABD, Avustralya, Güney Afrika, Avrupa başta olmak üzere, dünya ülkelerinde yaşandığı gibi kömür rezervlerinin açığa çıkarılarak kullanılacağı belirtilen raporda, ‘‘Şüphesiz doğalgaz, hava ve çevre kirliliğine olumlu etkisi dışında nakliyeyüklemeboşaltma işlemlerinin olmaması açısından önemli avantajlara sahip. Doğalgazda, musluğu açar açmaz enerji elinizin altında. Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda doğalgaz bizim topraklarımızda değil. Musluk başkasında ve dövizle alınıyor. Herhangi bir ödeme sıkıntısına girilmesi, savaş durumu, kaos ortamında enerji üretiminde doğalgaza bağımlı hale gelen Türkiye, ciddi sorunlar yaşayabilir. Bu nedenle, kömürden vazgeçmemiz mümkün değil’’ ifadelerine yer verildi. BD ATAĞA GEÇTİ Raporda, petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olan ABD’nin, her iki kaynağın azalması nedeniyle, rasyonel bir şekilde kömüre yatırım yaptığına dikkat çekildi. ABD’nin kömür için milyonlarca dolarlık bütçeler ayırarak AR GE çalışmaları yaptığı ve gelecekte kömürü enerji stratejisinin merkezine koyduğu belirtilen araştırmada şu tespitlerde bulunuldu: ‘‘Dünya kömür rezervlerinde ilk sırada yer alan ABD’nin kömüre yatırım yapmasının nedeni, kömür kullanımını iyileştirerek, dünya ülkelerine teknoloji satma amacından kaynaklanıyor. Bu çerçevede, kömürden sıvılaştırma yoluyla benzin elde ederek kullanımını planlıyor. Örneğin Güney Afrika, dünyanın kendisine ambargo uyguladığı dönemde kömürden benzin üretmek üzere kurduğu Sasol kuruluşlarında yüzlerce uç ürün üretiyor. Çünkü petrolden elde edilen her ürün kömürden elde edilebiliyor. Türkiye’de tercih görmemesinin nedeni yatırım maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanıyor.’’ PETROL FİYATI ETKİLİYOR kesilen odun gibi yeraltından çıkarıldığı gibi yakıldığı, yakma sistemlerinin değiştirilmediği, kömüre iyileştirme önlemleri uygulandığında ne partikül ne duman ne de gaz vereceği, bugün bacasından çıkan dumanını göremediğimiz çok sayıda termik santral mevcut olduğu vurgulandı. Yerli kömürün iyileştirilmesi yerine sürekli karalandığına dikkat çekilen araştırmada, ‘‘İnsan kendi varlığına bu kadar büyük ihanet içinde olamaz’’ denildi. Sektör yetkilileri ise yerli kömürü iyileştirmek, yakma sistemlerini geliştirmek yerine, yerli kömür aleyhine başlatılan yoğun kampanyayı Türkiye’de doğalgazı yerleştirmenin ön hareketleri olarak değerlendirerek, doğalgaza geçişle birlikte kömürü karalayan kampanyaların bir anda kesilmesini de bunun bir göstergesi olarak yorumluyor. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nın raporunda kömür enerjisi kullanımında 5 temel öneri şöyle sıralandı: ? Ulusal bir enerji politikası oluşturulmalı. ? Enerji politikalarında yerli kaynaklara ağırlık verilmeli ve rezervlerin araştırılması için yeni arama projeleri yapılarak uygulanmalı. ? Türkiye doğalgaza dayalı elektrik üretiminden hızla vazgeçmeli, güvenilir kaynakları olan kömür ve hidrolik enerjiye dönmeli. A Doğalgaz geleceğin pahalı yakıtı İstanbul Haber Servisi Petrol fiyatlarının bugün 70 dolara kadar çıktığı, önümüzdeki yakın dönem içinde 100 dolara çıkmasının beklendiğine dikkat çekildi. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nca hazırlanan 2005 Kömür Raporu’nda yer alan ve İtovizyon dergisinin ekim ve kasım sayılarında yayımlanan araştırmada, doğalgaz fiyatlarının petrole bağlı şekillendiği dikkate alınırsa, ‘‘gelecekteki doğalgaz fiyatlarına kimin dayanabileceği’’ sorusu yöneltildi. Türkiye’nin olası bir krize hazırlıksız yakalanmaması açısından devletin elindeki tüm imkânları kullanarak Maden Tetkik Arama’yı (MTA) seferber etmesi ve çalışmaların acilen başlatılması istendi. Araştırmada ayrıca İstanbul Ticaret Odası (İTO) bünyesinde yer alan Odun Kömür ve Maden Kömürü Meslek Komitesi üyeleri Hüseyin Akarçeşme, Ali Sinan Safi, Fahriye Karagöz, Birol Kaya ve Erol Temizkanoğlu’ndan oluşan sektör temsilcileri, sorunların çözümüne yönelik olarak faaliyet ve temaslarda bulundu. İTO Meslek Komitesi’nin Başbakanlık’a gönderdiği raporda doğalgaz kullanımına ilişkin yapılan yanlış düzenlemelerden dönülmüş olsa da yurttaşlarımızın çoğunun hâlâ kömürü yasak olarak algıladığı vurgulandı. Raporda daha sonra şöyle denildi: ‘‘Bugün parası olan doğalgaza geçmiş, parası olmayana ise devletimiz bedava kömür dağıtmaktadır. Dağıtılan kömürlerin büyük kısmı, belirlenen standartların altında kalmaktadır. Uçucusu, külü ve kükürdü yüksektir. Devletimiz tarafından kömür alımı yapılan bazı ocaklar, anlaşması biter bitmez mühürlenerek kapatılmıştır. Kömür dağıtımı yüksek miktarda olan illerde hava kirliliği incelendiğinde durum ortaya çıkacaktır. Ayrıca kömür verilen yurttaşın ekonomik durumu iyice incelenmemekte, doğalgazlı evlere kömür verildiği, bir evden 23 kişinin kömür aldığı görülmektedir. Belirlenen resmi standartlarda kömür satışı gerçekleştirmekte olan küçük esnafın dağıtıma dahil edilmesi ve sistemin sağlıklı işleyişi açısından yurttaşlara isme yazılı kuponlar karşılığında dağıtım yapılmasının sorunların çözümüne katkı sağlayacağına inanıyoruz.’’ CİDDİ SORUNLAR YAŞANABİLİR 21. YÜZYILIN ENERJİ KAYNAĞI ÖNCE ULUSAL ENERJİ POLİTİKASI BİTTİ STANDARTLARIN ALTINDA CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle